Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Özürlü bir bebeğe hamile olduğunuzu öğrenseniz kürtaj yaptırır mıydınız?

fakir baba

alkışş...ALLAH MÜKAFATINIZI KAT KAT VERSİN....
 
saglam bir birey olsam kesinlikle düşünmez engeli ne boyutta olursa olsun bebegimin hayatına müdaheleyi düşünmezdim.
engelliyim.birde onun sorumlulukları bakımı diye küçük bir düşünme anı yaşamam dersem acıkcası yalan olur.yanlız ordaki tek düşüncem acaba bebegime yetebilecekmiyim olurdu ve her halukarda onun zaten var olan yaşamını bu kadar kısa sürede noktalamaya asla cüret gösteremezdim.
benim o kadar çok akrabama bu çocuk down sedromlu olacak teşhisi konduki aklınız almaz ve şükürler olsun hiç biri o rahatsızlıkla dogmadı.ha beyni büyük alınmalı denilende oldu ve bebek aynen denilen gibi dogdu bir süre sonra kendisi vefat etti.ee burda anne daha aceleci olsa sizce vicdan azabı dahamı az olacaktı.
tıp tabiki her zaman ilk başvurulacak yer yalnız tevekkülde gerekli.
bide konuya şöyle bakın bir yaşında sakatlanan bebek daha başına geleceklerin farkında degil.olaki bir gün bir devlet bu çocuklarında öldürülebilecegini ve bunun doktor raporu ilede suç sayılamayacagını ilan etse aileler o bebeklerin başına birer kurşun sıkabilecekler mi???
hiç sanmıyorum.
şirinenin dediklerini de anlıyorum yanlız bence biraz fazla mantıksal bakıyor.sonuçta saglam insanlarda hayatta bir sürü acı cekiyor.ileriye dönük ince hesapları bi şekilde hepimiz yapıyoruz. kaçında bizim istedigimiz şekilde olaylar sonuçlanıyor.
pek çoguna kader yön veriyor bizlerde sadece şaşırıp kalıyoruz....
 
Bence olaya tevekkul boyutundan bakarsak her sartta ne problemde olursa olsun cocuk dunyaya gelmelidir.Cunku bir damladan insan yaratan ve kisa surede dunya gibi sistemli bir yapiyi kuran rabbimiz herseye gucu yetendir.Yukardaki yorumum tamamiyle mantiksal boyuttur.
 
ya bu engellilik durumu illa hamilelikle alaklaı değilki hadi aldırdı . sonra yeniden hamile kaldı sağlıklı bi cocuk dogurdu diyelim günler aylar yada yıllar sonra cocuk kaza gezirdi agır bi engeli oluştu. o zaman da o cana kıyabilecek misiniz ben cektim o cekmesin die.
 
benim için verebileceği en zor kararmış gibi görünse de,günümüz de sağlıklı çocuklar için kürtaj bu kadar yaygın yapılırken,çok fazla anne babanın da engelli çocuğu aldırabileceğini düşünüyorum.
 
bu başlığı bi kaç gündür görünce aklım 2 hafta önce bir müşteri ile yaşadığım kötü bir diyalog geliyor..


telefon karşısın da bilgi verdiğim müşteri,öyle gereksiz sadece görüşmeyi sonlandırmamam için, devam ettirme gayretinde boş gevezelik yapıyordu.baktı ben sonlandırcağım görüşmeyi bu kez doğru olmadığı taktirde verdiğim bilgilerin beni tutmasını istediği ahları iletti.hiç bir ahını tınlamadım ama cocuğun sakat doğsun dediği zaman zıvanadan çıkmışım.kendime geldiğimde arkadaşlarım benim sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da adamı acayip şekilde azarlarken buldum kendimi.terbiyesiz birde ''olsun mu dedim neden kızıyosunuz hanımefendi sadece verdiğiniz bilgi hatalıysa olsun dedim'' demez mi şerefsiz ozaman tepem iyice attı neyse arabam devrilip içinde kalmam Allah'ın benim bela mı vermesi hiç biri umurumda bile olmamıştı ama o beddua çok acımasızdı .diyelim ki ben hatalı bilgi verdim doğmamış bebeğin suçu ne. bu ne vicdansızlık anlamıyorum.
 
Konuyu bilim dünyasının verileriyle açıklamaya çalışalım, sonrada islamın kürtaja bakışını açıklayalım.

Bebeğin gelişimi
Tıbbî olarak insan hayatı döllenmeyle başlar. İnsan hayatının başlangıcı olan döllenmiş yumurta, o insanın göz rengi, ayakkabı büyüklüğü, karakteri gibi birçok özelliği ile ilgili bilgileri içerir ve bu hücreye bundan sonra besin ve oksijen dışında hiçbir şey ilâve olmaz.
Hücrelerinin sürekli bölünmesiyle büyüyen bebek, bir haftalıkken annesinin rahmi içinde kendisine besleneceği uygun bir yer bulup yerleşir ve dış dünyaya uyum sağlayabilecek hâle gelmek için doğuma kadar birçok aşama geçirir.
22. günde kalp atmaya başlar.
24.-25. günde (boyu 2.5-4.5 mm) göz ve kulakla ilgili ilk oluşumlar, kol ve bacak tomurcukları oluşmaya başlar.
30. günde (4 hafta) gözdeki lens gelişmiştir.
36.-42. günde (boyu 9-11 mm) el ve ayak parmaklarını ayıran dokular ve dış kulak taslağı oluşur.
43.-49. günde (6-7 hafta) (boyu 13-18 mm) meme uçları, göz kapakları, üst dudak oluşmuştur. Anne hissetmese de bebek hareket etmeye başlamıştır. Anneler bebeğin hareket ettiğini, yani canlı olduğunu 4-4,5 aylıkken anlayabilirler. Çünkü bebeğin tekmeleri ancak bu aylarda annenin hissedeceği kadar güçlü olmaya başlamıştır.
Yine bu dönemde EEG ile beyin dalgaları tesbit edilebilir. Bilindiği gibi artık bir insanın öldüğüne kalbinin ve solunumunun durmasıyla değil beyin dalgalarının alınamamasıyla karar veriliyor. Peki neden bir insanın yaşıyor olduğuna karar verirken aynı kriter esas alınmıyor.
50.-60. günde (8 hafta) sinir sistemi oluşmuş olduğundan, bebek ağrıyı ve acıyı hisseder. Kol ve bacakları uzamış, yüzü artık belirginleşmiştir. Kalp elektrosu kaydedilebilir.
10. haftada bebek babasının küçük parmağının tırnağı üzerinde ayakta durabilecek kadar küçücük, ama parmak izlerine varana kadar tüm vücudu tamamen gelişmiş durumdadır.
11. haftada ultrasonla bebeği parmağını emerken izlemek mümkündür. Bu dönemde bebek içinde bulunduğu amnios sıvısı tatlandırıldığında daha çok sıvı içerken, sıvının tadı ekşi yapıldığında içmekten vazgeçer. Yani tat alma duyusu gelişmiştir.
12. haftada dış genital organlar tamamen belirginleşmiştir. Cinsiyeti belirlenebilir.
14. haftada bebek artık sesleri işitmeye başlamıştır; uyurken annesinin bulunduğu ortamda gürültü olursa uyanır.
20 haftalıkken bebek herhangi bir nedenle erken doğarsa günümüz şartları içerisinde tıbbî yardımların desteğiyle yaşayabileceği fiziksel ve fonksiyonel olgunluğa (yaşayabilirlik sınırı) erişmiştir. Teknolojik gelişmelere paralel olarak bu sınır 15 yıl önce 25 hafta iken bugün 20 haftadır.

O bir canlı mı? Evet kesinlikle canlı ve büyüyor.
O bir insan mı? Evet, hücrelerinde 46 insan kromozomu taşıyor.

Anne Karnında Çocuğun engelli-sağlıklı belirlemesi neye göre yapılır?

Anne karnındaki çocuğun durumu "tarama testi" denilen bir yöntemle belirlenir. Bu testin doğruluk oranı %60'dır.Yani hata payı %40'dır.
İstatistiklere göre tarama testinde risk oranı yüksek olan bebeklerin sadece % 4-5'i özürlü olarak doğuyor.
Tarama testi 11-14.haftalar arasında yapılır.

Kürtaj nasıl yapılıyor?
Bugün Türkiye’de ve diğer ülkelerde en sık kullanılan yöntem rahme yerleştirilen bir katater vasıtasıyla vakum oluşturarak bebeği yapıştığı yerden çekip almaktır. Öyle ki, oluşturulan güç, evde kullandığımız elektrik süpürgesinin çekme gücünden yaklaşık 30 kat daha fazla.
Eskiye göre daha az sıklıkla kullanılan diğer bir metot; önce rahim ağzının genişletilip daha sonra madenî bir küretle rahmin içinin kazınmasıdır.
Kürtajı yapan penseye benzer dişli bir alet kullanır; rahim içine soktuğu bu aletle bebeğin vücudunun herhangi bir kısmını yakalar; çekerek, bükerek bu canlı bebeği parçalara ayırır. En zor olan, başı koparmaktır. Parçalar dışarı çıkarıldıktan sonra hepsi yerli yerine konarak rahim içinde parça kalıp kalmadığından emin olunur. Çünkü içerde kalmış olan parça kanama ve enfeksiyon gibi problemlere neden olabilir.
Bebek 4 aylık olunca, artık kesesinin içinde yeterince amnios sıvısı biriktiğinden tuzla zehirleme yöntemi kullanılabilir. Anne karnından bir iğneyle bebeğin su kesesine girilir, yoğunlaştırılmış zehirli tuz çözeltisi enjekte edilir. Bu şekilde bebekler 1 saatten önce ölmüyorlar, hatta bazen doğduklarında hâlâ yaşıyor oluyorlar.
Büyük gebeliklerde tuzla zehirleme yerine bu amaçla artık prostaglandinler kullanılıyor. Türkiye’de de kullanılan prostaglandinler, aslında insan vücudunda doğal olarak yapılan ve birçok fonksiyonunun yanı sıra normal doğumun olmasına da katkıda bulunan kimyasal maddelerdir. Rahmi şiddetle kasarak doğumu başlattıklarından özellikle 3 aydan büyük gebeliklerde düşük yapıcı olarak kullanılıyorlar. Bu yolla düşürülen bebek bazen canlı olabiliyor, o zaman kendi hâline bırakılıp ölmesi bekleniyor.
Diğer bir yöntem de sezeryandır. Eğer bir sezeryan doğum amacıyla yapılıyorsa bebeğin göbek kordonu bağlanır, hemen bebek hemşiresine veya çocuk hekimine verilir; hayatta kalması için ne mümkünse yapılır. Amaç kürtaj ise, kesilen göbek kordonu bağlanmaz, bebek bir kovada kanayarak ölüme terk edilir.




*Anne karnındaki bir bebeğin yapılan testler sonucu engelli olacağı kesin değildir.Çünkü engelli olacağı söylenen,kürtaj önerilen ailelerin çocuklarını aldırmadığı ve sağlıklı çocuklarının olduğu az rastlanır bir olay değildir.
(iki arkadaşımın çocuğuna da aynı şey söylendi ve ikisi de kürtajı reddetti,sonuç ikisinin de evladı sağlıklı )

*Doktorun dediğini yaptınız diyelim yani 11.haftada tarama testi oldunuz ve doktor çocuğunuz engelli olacak dedi,illa kürtaj ile alınması gerekir.Peki kimi yok ediyorsunuz.22.gününde canlanmış,sindirim sistemi oluşmuş,gözleri,kulakları,yüzü şekillenmiş,ultrasonda parmağını emdiğini görebileceğiniz bir insanı öldüreceksiniz.Bu bebeğin engelli doğacak olması sizin onu öldürdüğünüz gerçeğini,sizin katil olduğunuz gerçeğini değiştirir mi?

*Şirine diyor ki: sağlıklı bir bebekse kürtaja hayır,sağlıksız bir bebekse kürtaja evet.İyi de engelli doğacak insanların yaşama hakkı yok mu?
Ya da benim gibi bir engelliyi öldürmekle sağlıklı bir insanı öldürmek arasındaki fark nedir?

*Matematik bir bilim dalıdır ve 2x2=4 sonucu kesindir,kimse kalkıp “bana göre 2x2=5 diyemez,derse saçma,bilim dışı bir söylemden öteye gidemez.
İslam fıkhı bir bilim alanıdır ve günahlar, büyük günahlar bellidir.Birinin çıkıp “bana göre engelli çocuğu bile bile doğurmak daha büyük günahtır” demesi.Tıbkı 2x2=5 mantığı kadar saçma ve bilim dışıdır.

*Şirini arkadaşımız diyor ki:Öldürmek ayrı kürtaj ayrı kavramlar.
Sormak isterim ,hep Tıp diyorsunuz,yukarda tıbbın çocuk gelişimini verdim.Kaç günlükken kalbi atmaya başlar,kaç günlükken ne hale gelir.Kalbi atan,Allah’ın ruh verdiği bir bebeği kürtaj ile yok etmek ile sizi öldürmek arasındaki farkı izah eder misiniz?

*Allah Kur’an-ı Keriminde diyor ki: Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir."(Mâide Sûresi, 5:32)

Sanırım 11 haftalık bir bebek bir cana kıymamıştır ve yeryüzünde fesatta çıkarmamıştır, kısacası anne karnındaki bir bebeği öldürmeniz bütün insanlığı öldürmüş kadar büyük bir günahtır. Nitekim İslam dininde en büyük günahların başında insan öldürmek gelir.

*Yukarda kürtajın nasıl yapıldığının yöntemlerini sıraladım.Bazı kürtaj yöntemlerinde bebeğin anne karnından çıktıktan sonrada yaşıyor olduğunu belirtiyor.Kelimeye dikkat “yaşıyor”.

Engelli olsun,sağlıklı olsun kürtaj İslam dinine göre haramdır.40 yaşındaki bir insanı öldürmek ile anne karnındaki bir bebeği kürtaj ile almak arasında hiçbir fark yoktur.
 
karakaya araştırmaların için çok teşekkür ederim bende şirineye katılmıyorum kürtaja hayır demek nasıl günah olur açıklayamaz bunu bana bi aqrkadaşımın çocuguna engelli olacak denildi Allahdan gelene razıyım dedi çocuk saglıklı oldu
 
Sürekli gözünün önünde onun acı çektiğini,elinizden birşey gelmediğini düşündükçe içiniz yanar. Size birşey olsa ona kim sahip çıkacak durumu ne olacak diye düşünür psikolojin alt üst olur.Ama Allahtan gelene hiçbirşey denilmez. Şükredilir.
 
Bu soruyu şöyle düşünerek cevaplamak gerekir.. Sakat olacağını bile bile dünyaya getirdiğiniz çocuğunuz hayatta bir engellenmeyle karşılaşıyor, başedebilmekte zorlanıyor ve size şu soruyu soruyor, benim engelli olacağımı bile bile neden doğmama izin verdiğiniz? Kendi dinsel inançlarınızın, doğmatik düşüncelerinizin ya da bir anlık bencilliğinizini faturasını neden ben ödüyorum? asıl sorulması gereken soru bence bu olmalı...
 
Bu konuda yorum için bir bayan olmasamda
bir Baba olarak bende fikirlerimi beyan etmek istedim.
Şahsen o kelimeyi kullanmak bana çok ürpertici geliyor.
Bende bir engelliyim ve hayatı seviyorum. Annem Babamda aynı şekilde beni seviyorlar.
Ve ben hayatımda her engelli gibi çok çile çektim. Sadece benmi ? Hayır tabiki, Annem, Babam yeri geldiğinde Kardeşlerim... Ama hiçbiride bir kere olsun bundan memnuniyetsizliklerini ifade etmediler. Herzaman bana yaşama sevigimi artıracak davranışta bulundular. Hayat her zaman herkeze aynı imkanları sunmaz.
Eğer bu dünya bir sınav yeri ise herkezin sorusu farklı olur.
Birbirine yakın çıkan sorularda olabilir.
Benim okul yıllarımda bazı sınavlarda öğretmenimiz bazı sorulara 10 değilde 20 puan yada 30 puan değeri verirdi. Yani 30 puanlık tek bir soru çözmek, normal sorulardan 3 soru çözmeye bedeldi. Elbette o soru da diğer sorulara göre zordu. Çözebilene ne mutlu . Hayatta bir sınav olduğuna göre herkezin sınav sorusunun bir karşılığı var.
Kimi 10 puanlık kimi 20 kimi ise 30 vs...
İşte biz o 20 yada 30 puanlık bir soruya muhatabız engelli kardeşlerim olarak.
Elbette ki zorluğu olacak. Sıkıntı çekeceğiz, yeri gelecek horlanacağız, yeri gelecek başkalarına muhtaç olacağız amaaa hiçbir zaman umudumuzu yitirmeyeceğiz.
Peki size sorarım hiç bir insan gördünüzmü "Ben bu sınavdaki soru zordu beğenmedim sınavdan çıktım cevaplamadım" diyeni... Evet desenizde NADİR, İSTİSNAİ bir durumdur. Böyle bir davranıs kabul edılemez.
Neden mi ? Çünki her sınav ( bu hayatı düşünürsek ), bize hayatı dahada kolaylalştırmak içindir. Öyle değil mi? Mesela en az 12 yıllık okul hayatımızda kaç kere sınava girdik. Daha iyi bir bilgi eğitim almak için ÖSS'ye girdik. Üniversitede bir üst sınıfa geçebilmek için onlarca sınav. Üniversite bitti işe girmek için sınav, işe girdik kariyer için sınav, kıdem için sınav. Her sınavı geçmemiz iyi imkanlara kapı açmadımı. Elbetteki açtı. Yani çekilen sıkıntıların hiçbiri boşa değildir arkadaşlar. Eğer ben bu dünyaya engelli olarak geldiysem yada bu dünyada ben engelli olduysam bu benim sınavımdır, ve bu sınavı en iyi biçimde vermek benim görevimdir.
Elbette ki bu sınavı vermem demek, sıkıntılara katlanmam demek bana artı puan kazandırması anlamına gelir. Herkez bu dünyada sağlıklı olacak, sıkıntısı olmayacak, borcu, hastalığı kederi olmayacak, başı ağrımayacak, kimse ona dokunmayacak diye bir kanun yok. Sağlıklı insanların sınav sorularıda engelli, hasta, ve yaşlı insanlardır. Eğer engelli insanlar olmsaydı sağlıklı insanlar bu sağlık nimetinin değerinin ne kadar paha biçilmez olduğunu nasıl anlayacaklardı? Bir ama arkadaşımıza sorsak, desekki bir çift göz için nelerini feda edersin desek. Alacağımız cevabı herkez kestirebiliyordur sanırım. İşte bir uzvun değerinin dünyada karşılığı yokken, onun sıkıntısına, kederine, sabretmenin değerini bir düşünün arkadaşlar ne kadar yücedir.
Çile çektirici ve üzücü olaylar günahlardan kaynaklanabileceği gibi kusurumuz olmaksızın kulluk denemesi gereği de gelebilir. Bu hakikati Bakara sûre-i şerif’inin 155. Âyet-i kerime’sinde Rabb’imiz şöyle açıklamaktadır:
“Andolsun ki biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltmekle sizi imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.”
Demekki buradan da anlaşıldığı üzere, çektiğimiz sıkıntılar asla boşa değildir.
Bizler dolayısıyla Annemizin, Babamızın, veya bize yardımcı olan herkimler ise onların çektiği sıkıntılarda boşa değil aslaaa. Bakınız bir Hadis-i Şerifte de bu konu hakkında ne buyuruyor Peygamber efendimiz (sav) ”Ana-babası, yanında ihtiyârladığı hâlde, [onların rızâlarını alamayıp] Cenneti kazanamıyanın burnu sürtülsün ” [Tirmizî]
Sizinde anladığınız üzere, Anne Babanın o ihtiyarlık hallerindeki sıkıntılarına olsun, bakımına olsun onlara iyi davranma hususunda olsun onlara sabretmenin mükafatını CENNET’le müjdeliyor.
Şimdi bunca kanuşmadan sonra sorarım sizlere
Sizce bir engelli çocuğa Rabbimiz (c.c.) yaşama hakkı vermişken, ve bizim bu dünyada onun rızasını kazanabilme gayreti içinde bulunurken, bizim onun adı ne olursa olsun bir operasyonla aldırmamız ne anlama gelir ?
Cinayet?, Rabbine isyan?, Belkide Anne Babasının kurtuluşuna vesile olmak için gönderilen bir hediyeden mahrum olmak? Reddetmek?
Artık siz ne derseniz deyin…
Peki bir ömür boyu engelli bir çocuğa bakmanın mükafatı ne olabilir sizce ?
Diğer bir Âyet-i kerime’dede :
“Sabredenlere ecir ve mükâfatları hesapsız ödenecektir.” buyurulmaktadır. (Zümer: 10)
Saygılarımla..
( Bu konuya sadece BAYANLAR cvp verebilir ifadesi görmediğim için fikirlerimiz yazdım tşklr... )​
 
diyorsunuzki sonradan sıkıntı çekecegine aldırırdım haklılık payınız var fakat sonradan vicdanınız nasıl rahat edecek nerden biliyorsunuz sıkıntı çekegini ve onun müfakatının ne kadar büyük bişey olduğunu biliyormusunuzki bu şekilde konuşuyorsunuz mantıklı olmak diyorsunuz bunun mantık neresinde canı veren Allah sıkıntıyı veren Allah giderecek olanda Allah yeterki onun farzlarını yapın onu insanlara çoçuklara aşılayın bakın herşey nasıl güzel olur. Madem anne karnında özürlü olduğunu öğrenip aldırdınız Ozaman anne karnındayken hocaya gidin sorun benim çoçuğum hayırlımı ilerde çok sıkıtıntı çekecekmi çok üzülecek çok sıkıntı çekecekse ben onun mutsuz haline dayanamam aldırıcam diyin aynı mantık ve sacma mantık konuştuklarınızın hiçbirine akıl erdiremiyorum Rabbim Size ne yazdıysa onu yaşarsınız konuşulan bir kelime dua niyetinegecebilir ve istemediğiniz olaylarla karşılaşırsınız lütfen kesin yanıtlar vermeyin
 
İşte Bu

empatizan;

Bir önceki yazımda buna değinmek istiyordum ve siz olayın canlı şahidi olmuşsunuz. Değinmek istediğim konu Nereden bilecekler geleceği, bilemezler Bu nedenle daha anne karnındaki bir bebeğin ölüm fermanınıda veremezler.

xxxman;

Özürlü çocuğu dünyaya getirmezdiniz çünkü sadece bu dünyayı nasıl rahat geçiririm diyerek ahireti düşünmeden karar veriyorsunuz, çekilecek sıkıntıyı düşünüyorsunuz. Size GörePergamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) Taif te taşlanacağını bilseydi muhtemelen peygamber olmak istemeyecekti. Sizce bu mümkünmüydü? Bize düşen bu hayattaki rolümüzü kurallarına uygun şekilde oynamak. Neyin bizim için hayırlı olacağını bilemediğimiz bir durumda kuralları bozup kendi rahatımıza göre değiştirmek değil!
 
Bu iş aynı bakamadığı halde 5-10 tane çocuk yapıpta allah rızkını verir demeye benzemiş.Bende çocuğun engel durumuna göre karar verilmeli diye düşünüyorum.Kimse kendi rahatım bozulacak diye aldırma düşüncesinde değil.Herşeyiyle düşünmek gerekiyor.Annem her zaman ''Elin yüreği ele acımaz ''der.Günah olduğu tabiki bir gerçek ama kendi işini kendi göremeyecek durumda olan bir insana anne babası ölünce kim bakacak?
 
Zübüş Hn. zaten sorun bu noktada meydana çıkıyor, ne olacağını biz bilemeyiz Allah bilir. Meteoroloji yarın hava yağacak diyor, bulutları izliyorlar evet görünen 2 kere 2 dört eder gibi görünüyor bu bulutlar bu şekilde devam ederse buraya yağmur yağacak. Sonra bir bakılıyor yağmur yok. ne oldu? Bir anda beklenmedik bir şey olmuş ve bulutlar yönünü değiştirmiş. Yaptığımız hata burada. Ne olacağını bilemediğimiz halde öyle olacakmış gibi hüküm veriyoruz. Eğer biz bu çocuk nasıl büyüyecek nasıl kendine bakacak şöyle olursa şu işler nasıl olacak diyerek kendimize dert edersek o zaman şunuda söylememiz gerekmezmi? ya ben karşıdan karşıya gecerken bana araba çarparsa ölürsem yada sakatlanırsam diye. Bunu düşünmeye benziyor. Bunu düşünerek bir şeyler yapmakta bence çok saçma. Yaşadığımız ortamda her an herkese herhangi bir şey olabilecekken biz tahminler doğrultusunda canları yokediyoruz.
 
bu dünyada olan herşey bir sebep üzerinedir. belki senin engelli doğacak diye aldıracağın o bebek tüm engellilere ışık olacak bilemezsiniz o yüzden eğer ALLAH onu senin olsun istemişse muhakkak bir sebebi vardır aldırmak kesinlikle yanlıştır ve büyük günahtır.
 
bende bir engelli annesi olarak hayır diyorum oglum gözümün önüne geliyor su anda sen saglıklısın istiyorum sen özürlüsün seni istemiyorum asla allahın verdigi canı ancak allah alır bir zerresini yaradın bakıyım allahım engelli verdiyse kolaylıgınıda verir BEN HAYIRRRRRRRRRRRRRRR DİYORUM ALINMASINNNNNNNN
 
Kimin ne olacağı belli olmaz ama bile bile de lades denmez.

Ben ne alınmalı diyebiliyorum nede alınmamalı...zor bir karar gerçekten.Ama kürtaj yapılmalı düşüncesindeki insanlara da aşırı tepkili yaklaşmanız yada kendi zevkleri için istemiyor diye yargılamanız yanlış.
 
Evet bile bile lades denmez ama işte bilinmiyor. bu nedenle bilmeye bilmeye lades denmiş oluyor. size göre hava hoş diyebilirsiniz. Ama ben bizzat bu kararı verebilmek için uzunca süre bunalıma girmiş birisi ve bu hadise başına iki kez geçmiş birisi olarak yazıyorum. Onu taşıyan annesi olduğu için her ne kadar benim fikrime kulak vermeye çalışsada dinlemedi ve illede benimde alınması konusunda onay vermemi istedi. Benimse kati surette yaşamasını istediğim bebeğe, eşimin psikolojik olarak yıkılabileceğini düşündüğüm için (ki 6 ay boyunca her günün onun açısından nasıl geçeceğini düşünemiyorum bile) mecburen onun kararını onaylamak zorunda kaldım sonucta bu iki kişinin vereceği bir karar. Şimdi bana kalmış olan iki bebek gömmüş olmak ve vicdan azabını taşımak başka bir şey yok elimizde. eşimde her gün ağlıyor. Allah'ın affına sığınıyoruz.
 
peki siz öldükten sonra kim bakacak. inanmayacaksınız ama rehabilitasyon merkezlerinde öyle aileler görüyorum ki candır, kıyılmaz, günahtır, o benim yawrum, ne olsa bakarım...düşüncesi ile dünyaya getirdikleri çocuklarından şu anda kurtulmak için can atıyorlar.allah temiz ölüm wersin çekmeyen anlamaz diyorlar. kınamıyorum; her şey insanlar için ama ben karşıda dayanamıyorum. o sıkıntıyı siz değil aslında birey olarak doğan ama birey gibi yaşayamayan insan çekecek. geç kalmadan doğru olacağına inandığınız kararlar verin
 
hayatta hic bir şey tesadüf değildir.onu oraya koyanın bır bıldıgı vardır.onu ordan almak yetkisi bizde değil oraya koyanındır.
 
"Siz öldükten sonra kim bakacak" Lütfen bu klişeleşmiş soruyu bırakalım artık. canlılara zaten enne ve babaları bakmıyorki, Bu sadece görünen bir vesile. Yani anne babası olmasada Rab istedikten sonra onu başkasınada baktırır ve mesajınızda yazdığınız gibi rehabilitasyon merkezleride bakabilir. Nesnel olarak gördüğümüz herşey bir vesile ve perdeden başka bir şey değildir. Öyle olsa idi çocuklarımızı veya anne babalarımızı biz secerdik. Ama dikkat ederseniz secemiyoruz, kimin ocağında dünyaya geldiysek onlar bize bakmaya çalışıyor onlar ölünce halası teyzesi vs. Cami avlusuna yada bir kapının eşiğine bırakılmış bir bebeğe bile mutlaka bakılıyor kimse onu sahipsiz diye öldürmüyor. Bu konuya dikkat edilmesi gerekiyor, bizi yaratan, dünyada yalşamamıza vesile olan karnımızı doyuran koruyan, kısacağı her şeyimizi veren Allah'tır. Ve o istediği şeyi yapmakda sonsuz kudret sahibidir. Biz ancak onun bize sunduğu imkanlarda, onun dilediği şekilde tasarruf etmekle mükellefiz. Allah'ımız cocuğa bakamayacaksanız öldürün demiyor, siz benim emir ve yasaklarıma uyun gerisine karışmayın, zaten her şeyiniz benim diyor. Bundan sonrada bize ancak Sübhanallah, Elhamdülillah, ve Allah-Ekber demek düşüyor. Ha bu konuyu dini manada düşünmeyelim insanlık açısından bakalım diyen varsa bu konuyu burada zaten hiç tartışmayalım. Dünyada yaşanılanlara bakınca "insanlığın insanlığı" katledilen insanlarla göz önünde.
 
şirine ıddalı ıddalı aldırrım dıor basımıza moderator olarak verılen kısının böle sölemesıne cok uzuldum..basına geldımıde aldırrım dıosun..ayrca pari85 bıle bıle dogurmak aptallık demıssın ayıp...önce herkes kendıne baksın sonra dogurrum dıyenlere aptal desın..konuyu en ıyı karakaya acıklamıs kurtajı anlatarak..sizler kurtaja evet dıyenler buyuk konusanlara soruyorum..o anne karnındakı cocugun kolları bacakları başı cımbızla koparılmasının sızlerın suan hayattayken canlı canlı kollarrınızın koparılmasından hıcbır farkı olmadıgını bılıomusunuz bılmıosunuz..ozaman konusmadan önce dusuneceksınız arastıracaksınız öyle konusacaksınız..her engellı dogar denılen cocuk engellı dogmaz yasamadınızdan bılmıosunuz agzı olan konusuo..ayrıca ben ölursem özurl cocuma kım bakar dıyenler..bu cocugun tek hayat kaynagı sızmısınız..bu cocugun hıc kardesı abısı ablası olmucakmı..sizler gelecekten bahsetmekle hatayı basında yapıosunuz..gelecekten haber verır gıbı konusmayın yarın noolacanızı bılmeyenler..olayı hacıhocaya baglamıslar dıyen munır bey..bu anlatılan seyler huseyın ardesımın anlattıkları ayet tır..yorum deıl..ınanmayabılırsın belkı allaha öle bısey varsa saygı duyarım herkes hurdur..ama hacıhoca gıbı laflar ayıp yaptıgın..defnex de bende anneyım suan ama aldırrım demıs..ozaman defne bukadar buyuk konusuosun sen omurılık felclıydın sanırım..senın elden asagın lazım deıl nasılsa işe yaramıor koparıp atalım dese dr lar annenın cevabı alın belden asagısını ozaman olurmuydu..allah kımseye cekemeyecegı yuku vermes..yasıor ve buraya yorumlar yazıorsak uzerımızdekı yukler hep cekebılecegımız dayanabılecegıız yuklerdır..suanda devlettım cok guzel bıseyde yaptı..engellı ye bakım maası verıo..işi gucu olmayan maddı kazanc saglayamayan annelerımıze veya bakıcılarına 500 tl bakım parası verılıo..bu hukumetın yaptıgı en guzel sey bu bence..engellı evladına gözu gıbı bakan,bıdaha cocugum engellı olsa yınede dogururum dıyen yınede bakarım dıyen,iyiki senı dogurmusum dıyen annelerımın ellerınden öper selam ederım..
 
bence başına gelmeyen iddialı yorumlarını kendine saklasın bu ailenin kendi kararı bize en fazla düşüncelerimiz sorulmuş eleştirmek kınamak değil
 
Bu başlık çok can sıkmaya başladı her foruma girişimde karşıma cıkıyor.İnsanlar hamile kaldımı hiç doktora gitmesin, çoçuk nasıl doğarsa doğsun bumu yani, ben öyle olaylara şait oldumki cocuk sapasağlam deniliyor bir bakmışsınız şekilsiz, an0mali doğmuş, vatandaş ne yapsın çöpemi atsın mecbur sahipleniyor Allah c.c. verdiği bir can, yaşama hakkı var.
 
Nazi kampindan

Allah her disinin rahminde tasidigini,rahimlerin neyi eksiltip ,neyi arttirdigini bilir.Onun katinda her sey olcu iledir.(Ra'd suresi 8.ayet)bu ayetten sonra denilebilecek baska birsey varmi?o yuzden bu konu tartismaya acilabilecek bir konu degil.bu bizlere kalmis bir konu degil.Nazilerdeki gibi bir kiyim mi yapalim?sarisin erkek ve kadin lar kampi mi kuralim?Kanim dondu basligi okuyunca.lutfen biraz kurani kerim meali okuyalim.:mad:
 
Bu konu açılalı 10 ay olmuş.sizlerin o zamandan beri tartıştığınız konu benim başıma geldi.böyle bir çocuğa bakmayıda öyle bir çocuğu aldırmayıda.ben ikisinide yaşadım.psikolojik durumumu ve yaşamı yazsam bu sayfalar almaz.zaten yavaş yazan birisi olarak gün tutmam lazım.ama merak eden olursa söyleyeyim şu anda 1999 doğumlu bir kız çocuğum var. Yatalak , yiyemiyor, içemiyor, oturamıyor, konuşamıyor .sadece nefes alan ama gözleri ışıl ışıl bakan dünyalar güzeli bir kız.
Bir tane de gene özürlü beyni yok dedi dr.aldırdık.(çocuğun yaşadığı ayrı baba olarak bizim yaşadığımız zorluklar ayrı).


fjEGs0dh_m.jpg


merak edip konuşmak isteyen olursa forumda görüşebiliriz.
 
sımdı konu ile alakası yok diye atlayan olmasın kafasını parçalamayım.

mantıklı düşünmek önemli. içinizdeki bebeği size kim werdi? Yüce Rabbim verdi.? Onun canını alma işi kimindir? Yüce Rabbimindir. Ne olursa olsun O bebek dünyaya qelmeli. Allah'ın verdiği canı Allah'tan baskası alamaz! O KADAR!
 
Üst Alt