Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Tek Şiirleri Buraya Yazabilirsiniz ..

KORKUYORUM

Korkuyorum....
Korkuyorum
Seni sevmekten.
Korkuyorum
Sana bağlanmaktan.
Korkuyorum
Aşık olmaktan
KORKUYORUM...

Korkuyorum
Beni terk edip gidersin diye
Korkuyorum
Bir kez daha yıkılırım diye
Korkuyorum
Sana bir ömür boyu bağlanırım diye
KORKUYORUM...


Korkuyorum
Hayallerim yarım kalır diye
Korkuyorum
Düşüncelerim bana saklı kalır diye
Korkuyorum
Seni kaybederim diye
KORKUYORUM..


Korkuyorum
Yine üzülmek istemiyorum.
Korkuyorum
Yine ağlamak istemiyorum
Korkuyorum
Yine kırılmak,yıpranmak istemiyorum
KORKUYORUM....



Korkuyorum
.........Seni Sevmekten
....................Korkuyorum....

Şebnem ÖRS
 
OKYANUS GÖNÜLLER


Hep korkardım
Okyanus gönüllerde
Yelken açmaya

Çünkü
Onların
Dalgalarıda büyük olur
Fırtınalarıda büyük olur
Hırçınlıklarıda

Ama gel gelelim

Yürek bu işte
Anlar mı

Irmakmış, Denizmiş, Okyanusmuş

Zor ya
Mücadele gerekir ya

Oysa
Kurtuluş yoktur

Okyanus yürekler
Çeker sonunda
Ya içine
Ya dibine



Ahmet KİK
 
KIYILARIMA VURANLAR

Şimdi içimde
Bir fırtına kopacak gibi
Alabora olacağım sanki birazdan
Ve ben yeniden gemilerimi
Farelerime bırakacağım

Heyyyyyyyy

Her sevdamın sonunda
Siz kıyılarıma vuranlar
Gelin hadi açık denizlerime
Yok öyle kaçak güreşmek
Hadi yapışın panellerime

Hani siz hiç terk etmezdiniz
Hani siz sevda yutmaktan yüreğinize
Hani hiç vazgeçmezdiniz yelkeninizden
Rüzgârınız kesilse bile

Eyyyyyyyyy

Her yanışımın arkasında
Gölgeme saklananlar
Hadi gelin sizde güneşime
Yok öyle ateşinden kaçmak sevdanın
Yansanız bile bile
Rüzgârımı hiç hak etmezsiniz

Hüseyin MMUŞMA
 
NERDEYİM

Nerdeyim bilmeden bitti bir ömür.
Bir boşluk içinde son boşluktayım.
Bir savaş sonu yok amaç tek sömür.
Varlık gemisinde tek yokluktayım.

Belkide bineceğim en son bu gemi.
Ecelden korkusuz aşkın son demi.
Sonrası kapatıp hayat perdemi.
Bir meçhule doğru yolculuktayım.

Adresi şaşıran mektupta pulum.
Bu yolda yürüyen en son yolcuyum.
Susadım özümde kalmadı suyum.
Yalanda bir gerçek mutluluktayım.

Yavuz ÖZ
 
HAYALLERİMİN DÖNÜŞÜ GERİYE

Küçüktüm bundan yıllar öncesinde
Dünyam küçüktü ve ellerimde
Seslendiğimde herkes duyardı çığlığımı
Yarınlarım vardı toz pembesinden
Yalnızlık nedir bilmezdim
Gece karanlığı sevmezdi gözlerim
Bir hayalim baş ucumda
Masum masallarım
Kuytusuna yaslandığım babam
Ve birde şekerci amcam vardı
Yıllar giderken benden beni de aldı
Şimdilerde soğuk esen rüzgarım
Gece kokan karanlığım
Tükenmeyen gözyaşım kaldı
Kayboldum geçen senelerde
Her yeni gözde bir bakışım
Yardım dilenen haykırışım
Benim biletime uğramayan,
Umutsuz hayatın ikramiyelerine aldanışım
Bir tek kalemim kaldı bana
Alabildiğine yazdığım sayfalarım
Gelmeyeceğini bile bile beklediğim baharım var
Son giden gemiye yetişemedi hayallerim
Babamı da doyasıya sevemedim
Birde unutamadığım şekerlerim
Seneler giderken hayatımı da almış
Bana bir tek yalnızlığım,
Ve tükenmeyen gözyaşım kalmış ..

Didem TÜFEKÇİ
 
SANA UYANDIM

Balçık çamur içinde
Paçalarımda isimlendiremediğim hüzünler
Hergele gülüşünün ardında
Duman kokulu izlerle
Uyandım sabaha seninle
Gece gözlü adamım,
Papatya beyazı yanım

Sabaha serseri bakışınla uyandım bu gün
Gece düşlerim sana kaçtı
Aç bir bebeğin anne memesine yapışması gibi
Yapışıp kaldım gece mavilerinde
Kirpiklerim sımsıkı kapalı
Kanımda kan kırmızı adın
Bekledim düş sokaklarının kapısı
Özlemine açılır diye
Gün doğdu
Gece soldu
Uyandım
Kaçtın

Platon girdi sabahıma
Androjen bir varlığa dönüştüm usul usul
Gövdem tekti, boynum tek
Ama iki ayrı yüzüm vardı
Biri sen, biri ben
Sarmaşık gibi dolanıp
İsim anası olmuştuk aşka
Derken
Zalim Zeus
Fırlattı kara fırtınalarda sakladığı şimşeğini
Bölündük
Lime lime doğrandık
Parçalandık
Öbür yanı eksik ben
Kadını olmayan sen
Yarım kaldık şimşek hızıyla

Aynalarda yarımdı yüzüm
Sol tarafım mavi, sağ yanım hüzün
Öptüm bir yanı kırık camı
Kanadı
Bembeyaz dudağımın kan kırmızı yanı
Tek elim olmasa kucaklar
Sımsıkı sarar
İçime katar, tenimde uyuturdum seni
Parmaklarımın beşi emanetken bedeninde
Olmadı gece gözlü adamım

Kaygan zemin üstünde
Bıçak sırtı yaramla
Karıştım
İçinde kaybolduğum hayata
Arzulu bakan gözlere
Bir çizik atıp kanatmak geldi içimden
"Senin gibi bir kadınım olmadı" dediğin gün
Cicili bicili fiyonklarla paket yapmadan
Hediye ettim sana kadın yanımı
Adın yakarken dudağımı
Tadın değdi tenime
İki deli borandık biz
Maviye bulanan gecede

Sana uyandım bu sabah
Boz bulanık sulardan atlayıp
Kanat taktım yüreğime
Sana uyandım sevgili
Temmuz sıcağı kıvamında
Mavi bezeli yatağımda
Dudağımda gözyaşımın tadı tuz
Sana uyandım

Cengiz Unutan
 
Sevdiğim ikinci kadınsın sen
İlkini sevmeye mecburdum
Çok iyiliği oldu bana
Ve hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim
Sevdiğim ikinci kadınsın sen
İlkinin yerini alman mümkün değil
O öğretti bana sevmeyi
O öğretmese sevemezdim seni bile
İnan o tuttuğu için ellerimden
Yürümeyi öğrendim, koşabildim sana
Onun gözlerine benzediği için gözlerin
Alamadım gözlerimi senden
Sana aşığım, seni seviyorum
Sevdiğim ikinci kadınsın sen
Hayatım boyunca omuzumda taşıyorum onu
Ve sen her sabahımdasın
Kıskanma
Alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir
Kalbim şimdi senin
Onun kadar sev beni kafi
O doğurdu, sen öldürme


CEYHUN YILMAZ
 
BİZLER SİZLERİZ YA SİZLER

Kimimiz engelli doğduk
Kimimiz sonradan olduk
Kimimiz görmedik,duymadık,konuşamadık
Ama hata,ama ceza,ama ödül
Sonuçta sizlerden farklı olduk

Bazen şa ş kın bakışlarınızda yürüdük
Bazen kaçtık,utandık,saklandık
Bazen de ağladık,isyan ettik, hep sustuk
Ama herşeye rağmen sizler gibi yaşamayı bildik

Biz engellerimizi engellerimizle aşarız
Sizler bizlere güvenin,inanın bizler herşeyi başarırız
Bizler sizlere hasret,s ev ginize muhtacız
Ama unutmayın siz bizlerle biz ise sizlerle varız

Unutmayın,bizlerin dünü gibi sizlerinde yarınları var
Unutmayın,bizlerinde se vgi dolu yürekleri var
Unutmayın bizleri,sakın unutmayın
Sizlerde bizler gibi olmaya adaysınız ne olur unutmayın

Bizlerden utanmayın sıkılmayın
Engellerimizi kusur saymayın hissettirmeyin
Hor görmeyin,sövmeyin,dövmeyin
Çünkü bizler sizleriz,ya sizler.

[SIZE=2] Yusuf BİTİM
[/SIZE]
 
NERDESİN

Sana dair ümitler birerbirer karardı
Sevdası yüreğimden silinmeyen nerdesin?
Derbeder etmek için ne bahaneler vardı
Sevdası yüreğimden silinmeyen nerdesin?

Günler gelip geçiyor ben ne yaparım sensiz?
Nereye bakarsam her yerde senden bir iz
Yaşattığın güzellikler kaldılar sensiz bensiz
Sevdası yüreğimden silinmeyen nerdesin?

Aldanıp ta sevdanın doğmayan güneşine
Kaç kere bulandım, sonra duruldum yine
Aşkın beni sürükler bilinmeyen engine
Sevdası yüreğimden silinmeyen nerdesin?

Orhan Erdoğan
 
.

İÇİNİN ENGİNLİĞİ

Koca dağlar gibi içinin enginliği
Koca dağlar ki
Sen ondan yüce...
Yaşadığımız saatler ki
Büyütürdük kendimizce...

Nurcan Göksel


[SIZE=3]
[/SIZE]
 
GÖLGELER

Mutluluk bir gölge oyunu
ben geceyim, sen akşam üstü.
Gölgeler bir oyun
görünen de yalancıdır bazen.
Yalanlar doğrunun sarhoş hali
sarhoşluksa en yalın.

Ben geceyim, sen akşam üstü
birimiz sarhoşken birimiz doldurmuş kadehi.
Birimiz gölgeyken, diğerimiz seyirci..

Engin KÖÇEK
 
BABAYA

Bir baba babayı toprağa verir
Her baba yüreği babaya erir
Bir baba babayı her yerden görür
Bir baba babayı bekler boşuna

Baba gider baba kalır ardında
Baba ağlar garip kalan yurdunda
Her bir baba evladının derdinde
Baba derdi derde ekler boşuna

Baba diye yüreklere köz düşer
Babadan oğula güzel söz düşer
Yaralı yürekler yere tez düşer
Acıdan babalar tekler boşuna

Her Ozanın içinde bir baba var
Baba kokusunu yayan saba var
Baba yüreğinde geniş oba var
Evlat kondurmaya bekler boşuna

Halime AKTAŞ
 
''BEN'' DENEN KAFESTE, KALBİM HİCRAN İÇİNDE

Evet, suçluyum, hem mahkum, hemde mazlummuyum
Yıllar varki içimde, sinem prangalar esaretinde, aklım var ise, kalbim ağlıyor işte
Dert aramıyorum, hali fakirliğimde zaten var diyorum, neden önünü alamıyorum
Ağlıyorum, sızlanıyorum, biçare kalıyorum, niye ehlinden bir feyz alamıyorum

Akıl dimağ işidir, idrak gönül feridir, irade elbette ki nihayet için bir seçimdir
Kimse görmese, gözlerim kimseyi fark etmesede, biliyorum ki mizan var içimde
Vicdan nübüvvetin izinde, aşk gül-i nihalse, benlik niye gönlümün merkezinde
Bir maraz var kalbimde elbette, ecir ihsan içinde, inayet elbet yürek payesinde

Gün açıyor, semada ki bulutlar niye öyle hüzünlü bakıyor
Nefes niyete başlıyor, an kimi kovalıyor, ruhum mahzunlaşıyor, içim kanıyor
Bir ah etsem, gülüzara meyledip sessizce nazarımı gizlesem, laleyle figan etsem
Yetmiyor, kalbi lekelerim inletiyor,ne kadar bizar olsam da hicranım dinmiyor

Nefsim nizamın şad olan gailesiyle kaçak güreşiyor
Bin bir maslahatı önüme seriyor, hikmet nedir hakkıyla bilinmiyor,hala direniyor
Tevdi edilen ulvi receteler ihmal edilir bilinmezse, kalp elbette viranlığı resmediyor
Hazan sinemde ikamet ediyor, akıl hakikati biliyor, zafiyetler baheneler üretiyor

Yetti artık, ruhum bezgin yılardır, miskinlik bizarlık
Nizama muhtaç nefsimle nasıl yapayım pazarlık, iradeyi aymazlık, içimde darlık
Yemesem, uykuyla eğleşmesem, heveslerimi zincirlesem lakin hukukumu bilmesem
Ne müşkil hurdalıktır bu virane mezarlık, yaşamak nefes almak değilmiş öğrensem ..

Mustafa CİLASUN
 
BENİ SEVMEK YÜREK İSTER

Bir daha mı... Asla...
İnandım sana,
Yüreğine, içtenliğine, gözlerine,
Ve sevgini hissettirmiştin bana.
Bir daha mı... Asla...
Beni sevmek yürek ister artık...

İnandım sana.
Yeminlerin, allah adını ağzına alarak,
Gözlerimin içine bakarak dediğin,
Sevgi sözcüklerine inandım ki,
Aşkım kelimesi tek bana değilmiş.
Beni sevmek yürek ister artık...

İnandım sana.
Hiç beklemediğim anda,
Kalbimin kapısını çaldın.
Kim olduğunu,nereden geldiğini,
Ne istediğini sormadım sana.
Hata benimdi ama,
Tanri misafiri olman,
Kalbimin kapılarını açtırmıştı sana.
Beni sevmek yürek ister artık...

İnandım sana.
Gözlerimde ki buz dağlarını eritmen gibi,
Gerçekler yüzüme her dakika,
Bir kamçı gibi çarpıyor artık.
Ve tekrar gerçeklerin sebep olduğu,
Buz dağına dönerken,
Beni sevmek yürek ister artık...

İnandım sana.
Her dakika benimle olmana,
Dağların doruklarında rüzgarla dans etmelere,
Çölün kavurucu ateşinde yanmalara,
Denizin hırçın dalgalarına kafa tutmalara ki,
Beni sevmek yürek ister artık...

Çık karşıma...
Çık ki, artık gör beni,
Gör ki,sevginin ne anlama geldiğini kavra,
Kavra ki, artık edilen yeminlere sadece güldüğüme bak,
Bak ki,eserinle durur duy.
Beni sevmek yürek ister artık...


Dilek İclal
 
DERDİMİ ARZETMEYE BİR YOL BULAMADIM, NERDE ŞAŞIRDIM

Sanki açık denizlerde yol alan bir sakineyim, şaşırmış bir haldeyim
Kalbimin bu mahzun halinden bilmem ki nasıl, kime şikayet ederim
Niye mütemadiyen susuyor şu dilim, sinemin her halinde ben sefilim
Ne kadar ah etsem, şimdi mahcubiyet içindeyim, boyunumu bükerim

Bazen geçmiyor zaman, aklım almıyor başlıyor elem vadeden hicran
Elbette damarlarımda akıyor bir aşk ile müddetinde durmayan o kan
Ha canan, ha can, ne vakit manaya gark olacaktır bu hüzünlü akşam
Suskun çığlığım feryat ediyor çileli ömrün bu fakir hali neler söylüyor

O an kör kuyular aklıma geliyor, masum nefesler imdadıma yetişiyor
Ne kadar manaya hasret kalmış sabır bir varsa gönlümde nüveleşiyor
İçimin titremesi geçiyor vekalbi burukluğum sakinleşiyor, aşkı diliyor
Ne kadar uzaklaşsam, denizin maviliğinde ruhumla anlaşma yapsam

Hani bir mavi marmara vardı, o an ecrin sultanlaştığı farkı zamandı
Niye Furkanlar, aşka kurban olan canlar, şehadet için anın hesabıydı
Şeref ve payenin bekleyen didarı olarak, hicran ile anılan bir aşklardı
Şimdi onlardan geriye ne kaldı, fedret devri demek, neden alışkanlıktı

Cehtin ve mücadelenin an ve zamanı, ancak aşkla taltif edilen gamdı
Azimet kimler için ardı, nefsin sultanlaştığı bir zamanda aşk kaçardı
Dilbaz olmak, şekliyete soyunup nüfusu artırmak kimlere ahmahlıktı
Maslahat, azimeti ve gayeyi sekteye uğratıyorsa, hesap kim için vardı

Mustafa CİLASUN
 
'SEN' OLUR

Şimdi bir şiir yazsam, mısrası hep 'sen' olur.
Kafiyeler sen olur, cinasları sen olur.
Her bir kelimesine, siner sanki hayalin
Her okuyan 'ben' olur, hayalleri 'sen' olur.

Şimdi bir hayal kursam, enginleri 'sen' olur.
Bidayeti 'sen' olur, nihayeti 'sen' olur.
Her bir noktasını fetheder de suretin
Evveli hep 'sen' olur, ahiri de 'sen' olur.

Şimdi bir güzel sevsem, kaşı gözü 'sen' olur.
İsmi de ismin olur, tavırları 'sen' olur.
Kalbimin her yerini, sarmış sanki şu sevgin
Yüzü başka olsa da, sevilen hep 'sen' olur ..

Ahmet Levent AY
 
Gururla Bakıyorum Dünyaya

çünkü isyan bıçağıdır böğrüme saplanan sancı
çünkü harcımı öfkeyle, imanla karıyorum
ve kederin
ve solgun yüzlü işçilerin üzerine
dağbaşlarının hırçınlığı savruluyor benden.
çünkü beni ateşiyle dimdik tutan kin
çünkü benim gözbebeklerimde tutuşan şafak
miting afişleri
cesur pankartlar
ve binlerce militan
derin denizlerin aydınlığı
zorlu sabahlar
gökyüzü ve lâle
sıkılmış bir yumruk gibi giriyoruz hayata.
çünkü ben sevdiğim kızı
yaşamak gibi
halkım gibi sevdiğim kızı
/ki şiirini yazamayan
ve türküsünü söyleyemeyen halkım gibi
binlerce ve binlerce kurşunlanan halkım gibi
zincirlere vurulan
savaşlara yollanan
vergilere bağlanan halkım gibi
felç ofmuş yalnızlıklara bırakarak
büyük acıların ve gözyaşının içine bırakarak
şiirlerimin bir bıçak gibi ışıldadığı
devrim türkülerini
ve başkaldırmayı öğreten dudaklarını
bir kere olsun öpemeden
bir kere olsun tutamadan kaygısızca
serin bir yaz gecesi gibi ürperen ellerini
hatta boynunu ve ayak bileklerini
bilemeden bilemeden bilemeden
vurdum yüreğimi şanlı kavgaya
barışın ve özgürlüğün dağlarına yürüyorum işte
/yiğitsen uslandır beni
ey yasakların
kahpeliğin
ve soygunların koruyucusu
türkü çağıran kızlarımı sustur
ve kahraman oğullarımı,
mezar kaza kaza kederli, kızgın
tohum serpe serpe hünerli
ve sömürüle sömürüle bomboş
ve açlığın
ve zulmun izlerini
derin uçurumlarında taşıyan ellerimi
nacaklara ve tırpanlara sarılan ellerimi
mavzerlere sarılan ellerimi
zincirlere vur gücün yeterse.
ama adına yaşamak dersen
ot gibi, saman gibi yaşamak dersen
bir solucan gibi yerlerde sürünerek
ezilerek
horlanarak
sömürülerek
re-zil-ce
çatlayan tomurcuğun
doğan çocuğun çığlığını duymadan
gül benizli sevgilinin
titreyen göğüslerini öpmeden doyasıya
korka korka
yana yana
her gün biraz daha derinden
her gün biraz daha kapkara duyarak ölümü
aç ve arkasız
köpekleşerek
yaşamak dersen
bu yürek
çat diye çatlasın be!
gelgelelim parlayan güneşi
emekçi halkların
kahraman halkların güneşini
şehvetle içine dolduran toprak
şimdi sımsıcak
şimdi ulaşılmaz
şimdi olgun meyvalarla dolu
bahar bahçelerini salmaktadır dünyaya,
ve gül benizli sevgililerin dudaklarında hayat
bizi aşka ve kavgaya çağırmaktadır,
bıçak kemiğe dayandığı
ok yaydan fırladığı için değil
/bu bezirgan saltanatı
bu zulum bitsin diye
ağaran günler için
yeni bir dünya uğruna
yüzlerinde cesaretin onuru
ve imanlı gücü dövüşen dünyanın
emperyalizme karşı dövüşen dünyanın
ve ölüme
gülerek koşan genç savaşçıların
al bayrakları dalgalansın
dalgalansın dalgalansın
kinle boğuşan yorgun yüreği
aydınlansın diye anamın.
felaketler geçirmiş anamın
dişleri dökülmüş kederli ağzı
ağlamaya hazır gözleri
safrası
ve sonsuz
ve dağlar eriten sabrı,
merhameti
yani bir bütün halinde insanlığımız
yunsun, arınsın diye duru pınarlarda
alın terinin namusu kurtulsun diye
kurtulsun diye sıcak somun
acı soğan
ve çiçekli basmalar
ahdettik
vefa ettik
kelle koyduk
ölen ölür dostlar
düşmanlar heyy
kalan sağlar ..
Orhan Kotan​
 
YILDIZLARI SÖNDÜRMÜŞ FIRTINA

Yıldızları söndürmüş fırtına
Batan bir gemidesin
Senden ne kalacak yarına
Kıyılardan imdat isteyen,sesin
Cemil Meriç


 
DUA

Dua gibi dilek gibi en olmadık yerinde yaşamın
Bıçağın kemiğe dayanması gibi
Ruyalara yatmak gibi bir şey oldu gelişin…
Yüreğimin mührünü kırdığında gözlerin
Ellerin koca bir dünya mıydı
Yoksa ben mi öyle bildim.........

Eylül Deniz Çolak
 
EN DERİNLERDE

Sessiz dünyamın haykıran isyanlarında
Suskun gönlümün inleyen serzenişlerinde
Çaresiz vicdanımın sızlayan sitemlerinde
Yalnız sinemin kabaran duygularında
Kendi eksenimin sayısız dönüşlerinde
Yoksun sevgimin platonik aşklarında
Engin düşüncelerimin çetrefilli karmaşıklığında
Insani vasıflarımın en durağanlığında
Kimliğimi kaybettim hükümsüzdür ..

İbrahim AYHAN
 
SANA HASRET

Yüzüne hasret bir çift göz
Unutmak adınla saklı
Günde en az, milyon kere fısıldamak
Okyanusun dibindeki kayıp krallık
Yerle gök arası bir sevda
Buna eşdeğer bir ayrılık
Aniden devrilen bir sehpa
Ve gözlerine hasret, bir çift yaş
Denizler pul pul avuçlarımda
Yaşamak, seninle kaldı ..
Günde en az milyon kere yaralanmak
Çölün ortasındaki meçhul yalnızlık
Güneşle dünya arası bir kuşatma
Buna eşdeğer bir karanlık
Aniden kanayan bir yara
Tüm bunlar, sana hasretimden yana ..

Yunus Emre ERZAR
 
YARINIM MEÇHUL

Dünya pazarında sermayem battı
Dünümü yitirdim yarınım meçhul
Yaşlılık kapıma dayandı çattı
Dünümü yitirdim yarınım meçhul

Ayna yoksa çirkin, güzelim sanar
Mürşidi bulmayan nefsine kanar
Zamanın keseri ömrümden yonar
Dünümü yitirdim yarınım meçhul

Meylimi başıboş kullara verdim
Yönümü menzilsiz yollara verdim
Gençliği durmayan yıllara verdim
Dünümü yitirdim yarınım meçhul

Dünyayı ebedi sandım da geçtim
Nefsin büyüsüne kandım da geçtim
Ne bileyim böyle yandım da geçtim
Dünümü yitirdim yarınım meçhul

Bedava verirdim satılsa halim
Dertlerden doğrulmaz bükülü belim
Bugünüm kurtulur tutulsa elim
Dünümü yitirdim yarınım meçhul

Önüme set çeker bitmez arzular
Bir tabip elinde biter sızılar
Kurda yem olurmuş yalnız kuzular
Dünümü yitirdim yarınım meçhul ..

Kemal AKGÜL
 
Aksak

Derin sancılı bir doğum du bizimkisi
Gelirken öteden Rabbım huzurunda
Önceden verilenlerin miydi hediyesi
Yoksa...
Sonradan yapacaklarımızın cezası mıydı
Geldik öteden kalu beladan ana vatandan ahiret yurdundan
Fani yalan bir dünyaya
Aksak aksayarak peşinden çekerek hayatı
Eksik,sekerek, sürünerek
Yaşam kavgası
Adildir rab
İnsan yapmasa
Beni tanıyanlar geceleri sevdigimden bahs eder
Sönmez odamın hiç ışıgı gün agarıncaya kadar
Sonrası....
Derin bir uyku
Herkez güneşle sevişirken
Ben geceyi beklerim
Yalan aldatmasınlar sizleri
Ben kıskanç, kıskanan geceden nefret eden
Güne sevdalı olan
Kimse bilmez bu sevdayı
Aksak aksayan bir bacağın hikayesi dir
Beni mahkum eden geceye
Koşmak, ele ele hayatta
Yılmazın sevmeye engel acıları varmış
Bak sen yılmaz birde bana
Benim yürümeye, koşmaya ayakta durmaya ,
Sevmeye, gülmeye, yaşamaya engel bir bacagım var
Senin sevmene engel acılarınmı ?
Neydi acı,neydi
Aksak sallanan bir bedenin
Paramparca ruhu muydu
Yoksa....
Kaç sevgiyi ele gelin etmekmiydi
Dilimde bir kez olsun dillendirmediğim
Seni seviyorum sözcüklerini
Boşuna öğrettiler bize okullarda
Aslında çıkarılması gerekirdi
Alfabede tüm sevgi kelimelerini bir araya getiren bütün harfleri
Çünkü....
Siz ey yürüyenler
Bize birgünde yakıştırmadınız bu sevgileri
Aldınız, yürüyen halinizle bütün sevdiklerimizi
Alın hadi geceleride yetiyorsa gücünüz
Alın, alın,

Mesut Çiftçi Bingöl 2002
 
DOKTOR

genclıgı tukettım yıllarım bıttı
cevre metaryalıs hamde namertlı
sızden beklenılen bır merhamettı,
gerı kalan yıllarım doktor, al senın olsun

dıkenlı yollarda yalın ayak dolastım
bır lokma, bır hırka ıcın savastım
haddını bılmezlerle ugrastım
kurdugum hayaller doltor, al senın olsun

mecnun oldum delı oldum yetmedı
yuregımde acılar mesken tuttu gıtmedı
sasıyorum hala omrum bıtmedı
gerı kalan yıllarım doktor al senın olsun

cok uzgunum su gozlerım nemlenır
yarsalar kan ıcerek demlenır
garıplerde mezarında dınlenır
gerıkalan omrum doktor al senın olsun

nerden nereye

bır zamanlar pırlantaydın sımdı sorarsan eger
zerrece hukmu olmayan, gecmez pula benzersın
basım ustundeydı yerın oyle vermıstım deger
sımdı ayagımın dıbındekı yırtık cula benzersın?

bılmıyorum nasıl dustum gozlerının fakına,
omrum gectı hıc dusmedım sevdaların farkına
kurban olam hıc yaklasma gelmesakın yakına
hertarafı dıken dolu kuru dala benzersın

hıc sevınme goremezsın benın mezar tasımı
yalvardıgını gormeden yere koymam basımı
derdı yerım, ac gezerım yemem senın asını
yelegınde zehır saklı, sahte bala benzersın

Levent ÜÇGÜL
 
GÖZLERİN

Gözlerindi bana ilham veren
Sendin benim gönlümü çelen
Bir gülüşün yetti
Kalbim sana ısınıverdi

Şimdi gitmekten bahsediyorsun
Beni sensizliğe bırakıyorsun
Bana ceza mı veriyorsun
Beni ölüme terk ediyorsun

Sensizlik düşüncesi içimde büyüyor
Beni hüsrana boğuyor
Eski günlere saygın varsa
Beni senden ayırma

Sen yokken saniyeleri sayıyorum
Gelişini hayal ediyorum
Senden rica ediyorum
Beni bırakma

Gözlerini dik gözlerime
Beni sevmediğini söyle
Eğer inanırsam
Çıkarım hayatından...


Hülya KILINÇ
 
YORGUNUM

Adı ömür, her yanı, diken dolu bu yolda,
Acılara gömüldüm, kayboldum dört bir kolda,
Ne bir yarın ne de dün, kalmadı sağda solda,
Artık beni izlerim, taşıyamaz bir halde ..

Yorgunum son demine, gelen çınarlar gibi,
Yorgunum yıllarca dağ, delen pınarlar gibi,
Her damlası yaşımın, yakıyor narlar gibi,
Artık beni gözlerim, taşıyamaz bir halde,

Hayatın yükü ağır, çekilmiyor, çekmek zor,
Bir yandan kalan günler, yor diyor daha da yor,
Bir yangınım söndükçe, başka bir dert olur kor,
Artık beni buzlarım, taşıyamaz bir halde ..

Kolum kanadım kırık, döndüm yaralı kuşa,
Her bir şeye yenildim, sırtım da geldi tuşa,
Ben indikçe yollarım, beni vurdu yokuşa,
Artık beni düzlerim, taşıyamaz bir halde ..

Hasretim, neşe dolu, şöyle güzel bir ana,
Gözümde kaldı hayat, mutluluk hayal bana,
Tükendim, dermansızım, gücüm de yok isyana,
Artık beni sözlerim, taşıyamaz bir halde ..

Adı ömür, kendiyse, meçhule bir yolculuk,
Aynadaki gül benzim, artık hep soluk soluk,
Günlerim su misali, tükendi oluk oluk,
Artık beni dizlerim, taşıyamaz bir halde ..

Ersin KAYIŞLI
 
SENİN İÇİN

Sesin işler gibi bir şuh kanat gamlarıma
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş,
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş;
Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma.

Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi
Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken.
Koklarım ellerini gülleri koklar gibi ben;
Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi.

Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan
Ne zaman gençliğini yolda hıraman görsem.
Eskiden pembe dudaklarda dağılmış busem
Toplanır leblerime, bir gece dalgın dursan.

Seni zambak gibi gördükçe açık pencerede
Gül açar bahtımın evvelki hazanlık korusu
Genç eder ufkumu hülyalarımın genç kokusu;
Sorarım ak saçımın örttüğü yıllar nerde?

Cebhemi varsın o solgun seneler soldursun
Yeni yıldız gibi doğdukça güzel her akşam,
Gençliğin böyle benimken kocaman, hiç kocamam .. .
Ruhum, ölsem bile ben, sen yaşayan ruhumsun

Cenap ŞEHABETTİN
 
Gül dedi bülbül güle,
Bülbül güle gülmedi gitti ,
Gül bülbüle, bülbül güle yar olmadı gitti..

La Edri
 
ESKİ SANDIK

İhtiyar bir sandıkta
Bana ait eskiler buldum
Çatı katında,
Çoktandır unutmuştum...

Kapağını açınca
Tıka basa doldurulmuş
İmkansız hayaller buldum
Arasında kırık dökük umutlar
Kenarında naftalinli sevdalar
Bir köşede çocukluğum..

Eski sandıkta ne varsa
Çıkardım yavaşça
Hepsini kokladım
Usulca okşadım...

Sonra özenle
Tekrar doldurdum içine
Sığdıramadım
Nasıl sığmışlar anlayamadım...

Sandığı güçlükle kapadım
Hayallerim arasına sıkıştı
Umutlarım dışarıda kaldı...

Alaaddin KÜLCÜOĞLU
 
KIŞTA BİR TEK SEN

kendimi kaybettim yaşarken gözlerinde
ellerimi buldum yürürken ellerinde
ben bir tek seni sevdim üşürken sıcacık kalbinle
sana olan aşkımı yaktım soğuk kış gecelerinde

yağarken sevgim üstüme gözlerim ıslandı
sendin beni üşüten bir kar tanesi
hem ıslatan hemde kollarıyla ısıtan sen...

sözcükler bile anlatamıyor
bir kar tanesi bile ifade edemiyor
onun kadar beyaz ve temiz
ve kışa anlamını verdiği gibi
benimde hayatıma anlam veren bir tek sen.

Begüm Acay
 
Üst Alt