Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Tek Şiirleri Buraya Yazabilirsiniz ..

BARBiEBARBiE

Aktif Üye
Üyelik
19 Ağu 2005
Konular
71
Mesajlar
1,693
Reaksiyonlar
0
BİRİ BANA BENZİYOR

Öyle devasa ki yalnızlığım içimde
Her akşam oluşunda karanlığa meydan okuyan
Sadece yalnızlıktır karşı çıktığım
Tonlarca elem yükü sırtımda benle beraber
Usanmadan şiirlere yazdığım biri bana benziyor

Yaşadığı günün karını indirince cebine,
Gider yatar sağına insanlarımız tasasızca yatağına
Ölürse keyf sürecek cennetinde mevlanın
Ne cürmü varki esasında yalan dünyanın.
Haddimize değil,çünkü hepsi Allah’tan diye,
Hislerini mısralara dökenlerin, biri bana benziyor.

Derdim,tasam ne paradır nede pul,
Zengin olsada gönlüm, bedenim yoksul.
Hakkı adeletle dağıtana olmak isterdim kul
Herkes,herşey susardı sessizliğe tüter dumanlar
'Tek cehennemde ben yanayım' diyen biri bana benziyor.

Bak kimse anlamaz beni bir bana dost yalnızlığım.
Bedenimi tehdit eden çaresizliğime şahitmidir güneş..?
Karanlıktan kopup gelen ışıktır yüreğimi ısıtan,dost
Şaşkın bakışlarımda kaybolup gider çaresiz günlerim.
'Ayıbı saklamayın dostum' diyen biri bana benziyor.


Kainat ben, birde yanızlık, yokluk ve boşluk içindeyim.
Duaya götüren yol sende saklı, sana davetliyim.
Yalnızlığım pusu kurmuş yollarıma, beklemekte
Bulutlar yüklü ha yağdı ha yağacak hasret üstüme
'Hasetliğe aklım ermez' diyen, biri bana benziyor ..

Nevzat İNCEDERE
 
And Olsun Şart Olsun

Ben
Böyle
Taşların
Çukurların
İçinde
Kalmışsam
Yalnızsam
Hor
Görülmüşsem
Arkasızsam
Ve
Böyleyse
Bahtı
Siyahım
Yemin
Kasem
Olsun
Ve
And
Olsun
Şart
Olsun
Yerde
Kalmaz
Ahım.

Enver Gökçe
 
Kapadım balkonumu
duymak istemiyorum ağıtı
ama yalnız ağıt var
gri duvarlar ardında

...Çok az melek var şarkı söyleyen
çok az köpek var havlayan
bin keman bir avuca sığıyor;
Ama ağıt koskoca bir köpek,
ağıt koskoca bir melek,
ağıt koskoca bir keman,
gözyaşı ağzını tıkıyor rüzgarın
duyulmaz başka bir şey
ağıttan

GARCİA LORCA
 
Normal

NORMAL

Lisa çok uzun boylu.
Anna ise çok kısa.
Daniel de çok şişman.
Ama Emil ne zayıf.
Fritz çok soğuk ve suskun.
Flora ise çok konuşkan.
Cornelia çok güzel.
Ama Erwin çok çirkin.
Şu Hans aptal mı aptal.
Sabine ise çok akıllı.
Traudel artık çok yaşlı.
Theo ise ne kadar genç.
Her insan bir şeyde pek çok.
Ama her insan bir şeyde de pek az.
Her insan bazı noktalarında normal değil.
Burada tamamen normal biri var mı ki?
Hayır, burada normal olan
Hiç kimse yok.
Ve işte asıl bu normal.

Dora Benzelrath

(Çeviren: Şükrü Sürmen)
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=2]

[/SIZE][/FONT]“Sakatlık ve özürlülük bir insanlık durumudur ve bütün insanlık durumları gibi hayatın doğal bir dönüşümü ve indirgenişidir.”
 
Anahtar

ANAHTAR

Bulsam, bir sihirli anahtar bulsam,
Açsam göğün mavi kapılarını.
Bir samanyolundan geçip dolaşsam
Yıldızların altın yapılarını!

Dolansa boynuma ışıktan kollar,
Açsa esrarını gök perde perde:
Kayıp sesleri duysam yeniden,
Kaybolan yüzleri görsem göklerde!...

Bulsam, bir sihirli anahtar bulsam,
Toprak kilidini açsam dünyanın,
Çözsem düğüm düğüm muammasını
Ölüm denen sonsuz, büyük rüyanın!

Gelse bahçe bahçe mevsimler dile,
Ağaçlar, çiçekler konuşsa biraz:
Kimdir şu dallarda kızıl gülleri
Böyle alev alev yakan sihirbaz!

Bulsam, bir sihirli anahtar bulsam,
Ne yıldızlar için, ne güller için!
Alnı eşiğinde bekleyenlere
Açılmak bilmeyen gönüller için!

Yusuf Ziya Ortaç
 
Şimdi Kan Kaybeden Bir Yaradır İçimdeki Bozgun



Suskular sinmiş duvarlara

Sabrım sınanıyor acıların örsünde
Bir yük vagonunda gider gibi geçiyorum yılların üzerinden..
Vagon yükü acılar taşıyorum sol yanımda

Ve hiç unutmuyorum sevgi expresinde hep bir kaçak olduğumu
Yol boyu mırıldanıyorum türkümü
Sesimde gurbetin ateşi
ve yüreğimde tutsak bir sevdanın sızısıyla yana-yakıla yaşıyorum

Bir tufanda boğuldu sevinçlerim..
Ne vakit Uçursam beklentilerimi umudun gökyüzüne;
soğuk rüzgarlar döve döve içeri aldı beni
Mermileşmiş yasaların kesin hükümlerine geçmedi ,
sayfalar dolusu savunmalarım..
Ne yana dönsem hükümlü duvarlar örüldü gözlerime.

Şimdi kan kaybeden bir yaradır içimdeki bozgun
Zafere gidilecek yollar ortadayken,
kelime oyunları arasına sıkıştırılan
yüklemsiz cümleler kaldı avuçlarımda

Yine yanlış notalarına bastım hayat türküsünün

Kanlı bir yenilginin,kangren olmuş düşlerini kesiyorum kör bir bıçakla..

Koca taşlarla vuruluyor habil yüreğime;
Ölüm kusuyor kabil soylu haydutlar
Öldürülüyorum faili meçhul satır aralarında

Şimdi hangi kapısını aralasam düşüncelerimin;
Adını özgürlük koyduğum tutsaklığıma açılıyor bahçesi
Sonra ;hapislik başlıyor içimde
Odamın ışıklarını gündoğumuyla söndürmeyi öğreniyor uykusuzluğum
Üstümde kuşları vurulu sağır bir gökyüzü
Uzaklara sürgün edilmiş bedenimle,
başımı ağırtan cümleler biriktiriyorum yenikliğimin kavrukluğunda

Uykusuzum
Uyanıyorum gecenin kör bir vaktinde;
Birden bire duvar,birden bire hüzün..
aç karınla sigara içmeyi dayatıyorum ciğerlerime
Nereye sığınsam bıçak gölgesi düşüyor yalnızlığıma..

Uykusuzum,Zulmün bağrında
şafaklar sökülüyor demir meridyenlerle çizilmiş penceremde...
Vuruluyor gölgelerin acıyan yanlarıyla taptaze papatyalarımın ömrü
Örülüyor kalbime birbirini tutan keskin tel örgülerle..
Güneşim kolumda türküler okurdum oysa...

aldırmadan yağan soğuk yağmurlara..
Şimdi yatağını unutmuş dalgın bir ırmak akışlarım..


Ne denize ulaşabildim ..Ne de ırmak kalabildim...
Durgunum...



Hasan KARADENİZ
 
BİNLERCE

Binlerce pazartesi geçti ömrümde
Hangisiydi o çıkaramıyorum
Bir kiraz yediğimi hatırlıyorum kurtluydu
Demek oldukça eski

Bir de saçmasapan şeyler
Bir kızın dizaltını örnegin
Bir adamın çirkin sigara içişini

Nasıl yaşanıyor bu vesayetli dünyada
Hangi çılgınlar nasıl dayanıyor buna
Kimsenin soyunu sopunu bulmak görevim değil
Kendi öykümü düzenlemek yetiyor bana
Güzel bir öğle vakti
Eski güzel bir akşamI hatırlayarak
Sonra dopdolu şeyler
Damacanalar gibi
içim kabariyor

Sonu olsun diyorum
Neyin sonu ama
Hiç değilse bu taş basamakların


Turgut Uyar
 
çok güzel bir şiirmiş.ilk kez okudum.teşekküler sebep oldugun için:)
 
VE YIKILDI LİKYA

Köle sahipleri ekmek kaygısı çekmedikleri için felsefe yapıyorlardı,
Çünkü
Ekmeklerini köleler veriyor...du onlara;
Köleler ekmek kaygısı çekmedikleri için
Felsefe yapmıyorlardı,
...Çünkü
Ekmeklerini köle sahipleri veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya.
*****
Köleler felsefe kaygısı çekmedikleri için ekmek yapıyorlardı,
Çünkü
Felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara;
Felsefe sahipleri köle kaygısı çekmedikleri için ekmek yapmıyorlardı,
Çünkü
Kölelerini
Felsefe veriyordu onlara.
Ve yıkıldı gitti Likya.
*****
Felsefenin ekmeği yoktu,
Ekmeğin felsefesi.
Ve sahipsiz felsefenin ekmeğini,
Sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi.
Ekmeğin sahipsiz felsefesini
Felsefenin sahipsiz ekmeği.
Ve yıkıldı gitti Likya.
Hala yeşil bir defne ormanı altında...

Melih Cevdet ANDAY
 
Sevdim seni

BEN SENİ SEVDİM


Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözleri degil,yüregimdi seni gören.
Sen damarlarimdaki kana karisip,geldin oturdun yüregime.Bir baska yerde
olamazdin zaten.Sen benim en degerli yerimde,yüregimde olmaliydin,orada
kalmaliydin.
Çok aska ev sahipligi yapan bu yürek,ilk kez bukadar kolay kabullendi
seni.Herhangi bir konuk degildin artik.Buyüzden ne agilama fasli vardi nede
ugurlama.O yüregin gerçek sahibiydin.Simdi sonbahar kisa giriyoruz ya...Kaynakwh:
Ben dört mevsim bahari yasadim seninle Çiçek çiçek açtin yüregimde.
Gökkusagi zayif kaldi senin renklerin karsisinda.Taze bir yaprak gibi Kaynakwh:
yesildin.Açelyaydin pembeliginle.Üzerine çig taneleri düsmüs sari
güldün.Kirmiziydin bir ates gibi.Ve maviydin... En çok bu renkle anmayi
sevdim seni.Denize tutkundum,denizi sensiz,seni denizsiz düsünemedim. Seni
severken dünyayi da sevdim ben,insanlari da...Kendime bile dar gelirken,
içinde herkeze olan bir hayatin sahibiydim artik.

En kizgin, en tahammülsüz oldugum anlarda bile seni düsünmek yetti
bana,içimdeki sevinç yüzüme yansidi,güldüm. Beni Böylesine güldüren senin
sevgindi ve ben kaygisiz,içten gülüsün ne demek oldugunu, nasil güzel bir
sey oldugunu anladim seninle. Her seye ragmen sevdim seni.Güçlüydüm ve asamayacagim hiç bir zorluk yoktu. Koca bir kente,koca bir ülkeye kafa tutabilirdim.Sen elimden
tuttugunda,patlamaya hazir volkan gibi hissederdim kendimi.Menzil sendin ve
ben o menzile ulasmak için önüme çikan herseyi yok edebilirdim.Sana ulasmami
engelleyecek herseyi eritirdim,kül ederdim.Sana ulastigimdaysa sakin bir
göle dönüsürdüm.Ve o göle birtek sen girebilirdin.

Sevdim ve hayrandimda...

Her halin çekti beni.Durusunu,uyumani,gülmeni, kizmani,
saskinligini,safligini,kurnazl igini,çocuklugunu, olgunlugunu sevdim.Sesini
de sevdim suskunlugunuda.Küçük
oyunlarini,kaprislerinisitemle rini,korkularini sevdim.Seni ve o doyumsuz
sevdani, uçari sevdani anlatacak kelime bulamadim çogu zaman.Sigmadin
cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadi.
Seni severken yorulmadim.Çünkü sen yasam kaynagiydin.Hergün
yenilendim.Seninle çogaldim,büyüdüm.Eksik kalan neyim varsa
tamamladin.Ölmeyecektim çünkü sen ölümsüzlügün ta kendisiydin.
Sevdim iste ötesi yok...​
 
BAŞUCUMDA BİR KİTAP

Başucuma bir kitap koydum
Kitapla birlikte rüyaya daldım…

Bir hikaye başlıyor
Belki sayfaları eksik bir roman
Bitirilmemiş bir masal…
Böyle mi başlar hayaller, düşler
Sonunu bulur mu insan ..

Başucuma bir kitap koydum
Sonuna geldiğimde yeniden başlamak için
Gülümsedim
Sayfayı çevirdim
Dizeler arasında aşkı gördüm
Her cümlede biraz daha aktım
Her sayfada kendimden izler buldum
Sürüklendim
Ağladım
Yoruldum
Ve sonra/
Ağlayan gözlerime karışan yağmurlar arasında, seni buldum
Her sayfa da adını andım
Yüreğimi acıtan seni, aşkın içinde buldum

Şimdi sayfalar seni yüklenmiş sırtına
Geziyor diyar diyar
Konuyor pare pare yüreklere
Anlatıyor seni eline alan her aşığa

Yağmurla birlikte müzik çalıyor
Aşka eşlik edercesine dans ediyor
Hayat akıp giderken
Sayfalar tükeniyor
Sonu olmalı masalın, hikayenin, romanın,
Elimdeki bu kitabın ..
Uyanıyorum
Gözlerimi açtığımda ellerimden kayıp giden zamanı,
Ve o zamanın içinde aşkı buluyorum.
Susuyorum /
Sustuğumda, şehre yağan yağmuru izliyorum ..

Başucuma bir kitap koydum.
İçinde seni buldum ..

Ebru ERTAŞ
 
GÖLGELER

Gölgeler anımı ele geçirir
Tekrar..
Ön sezimden koca bir
Yelkovan çatırtısı daha,
Öyle uzaktan ki…
Duyuldu geceye olan
Hayranlığım…
Yeşilimsi baktıklarımda
Özlemsi bir gecede
Siyahlıktan arındım da
Beyaz bir rüya
Görmek istedim ben.
__O an ki,ensemde bir ıslıktı
__Kestane saçlarımın arasından
__Usulcacık dudaklarıma yerleşen.
__Kabuslarımda karalardan kurtulup,
__Gözlerinin elasına koşarken
__Göz ardı etmişim,
__Unutmuşum yeşilini.
__Sabaha ne kaldı ..
__Bembeyaz yarınlara uyandığımda
__Bir tek,
__Gözlerin kalacak aklımda ..

Müşerref ÖZDAŞ
 
NE KALDI

Sevgiler salınır gönül bahçemde,
Uzanıp dermeye mecalmi kaldı.?
Mesafeler koydu dosta hasreti,
Dost yüzün görmeye dermanmı kaldı.?


Bir sevda yoluna diktim fidanı,
Gönül sevdiğini çektimi canı.
Mecnuna çevirir sevda insanı
Onun dinleyeceği fermanmı kaldı.?

Nevzat İNCEDERE
 
Ne giysem yakışmıyor uçurumlardan başka
Dağıtamıyor hiçbir güneş ruhumdaki sisi
Ve ben hâlâ yarın güzeldir diyorum
Kalmasa da albenisi

İ. tenekeci
 
ÖMRÜMÜN GÜNEŞİ

Günaydın ömrümün güneşi ,
Yine sensiz bir sabaha uyandım
O yüzdendir gökyüzünün ağlaması .
Sensizliğine ağlayan bulutlara dön de bi bak ne olur

Bak ki bulutlar birleştirsin gözlerimizi
Bak ki yeniden güneş doğsun gönlümün başkentine,
O gözlerinle birlikte gitti güneş
Hiç doğmamak üzere...



Ö.S.
 
BULDUN

Gözlerimde gözlerin,
Benden beni çaldın sen.
Nağmelerde sözlerin,
Bilinmeze daldın sen.

Yüreğime kök saldın,
En masum düşte kaldın,
Tutunduğum son daldın,
Senden beni aldın sen.

Eni ararken gönül,
Ne gül kaldı, ne bülbül.
Açmadan soldu sümbül,
Dikenlerde kaldın sen.

Nefis güneşte pişti,
Fena seyline düştü,
Hayretle an'a şaştı,
Beni O'nda buldun sen ..

Aynur YAZICI
 
BİR MUTLULUK OYUNU OYNASAM

Bir mutluluk oyunu oynasam diyorum,
Süslensem,giysem pembelerimi,
En sevdiğim renklerle doldursam tualimi,
Şiirlerimi donatsam aşkla,
Bir ömre sığdıramadığımı,
Bir günde harcasam bozuk para gibi ..

Dans etsem çırpınırken martılar,
Denizin hırçın maviliğinde,
Salınan peri kızı misali olsam,
Şakayıklar açsada gönlümde,
Sarsa kokusu ömrümün her demini ..

Çıksam sokaklara koşsam,
Kimselere aldırmadan deli,deli,
Yayılsam çimenlere gönlümce,
Solusam aşkın kokan havayı,
Sen deli,ben deli ..

Mutluyum, mutluyum diye bağırsam,
Yoldan gecenler şaşkın baksa,
Kahkahalar atsam en işvelisinden,
Derlermi acaba ''kim bu deli''..

Bir mutluluk oyunu oynasam bu gün,
Gönlümce aldırmadan,takmadan kimseyi,
Zır deli .. deli ..


Fügen GÜLGÖR
 
ZAMANIN BİR YERİNDE SENİ BEKLİYORUM

Zamanın bir yerinde seni bekliyorum
Elimde çoktan solmuş bir karanfil
Yüreğimde durmadan kanayan bir sevgi
Tılsımı çoktan sönmüş bir bekleyiş var gecelerde
Ay habersizce küsmüş güneşe
Güneşse vefasız karanlık gecelerde
Bense inan
Zamanın bir yerinde seni bekliyorum

Hafif hafif okşarken rüzgar benliğimi
Ağlama gözlerim diyorum yağan yağmura
Bitse de bilinen tüm umutlar
Sinede çekilmiş acılarla ben benim
Ve ben kahırlara mahkum bir bedenle
Zamanın bir yerinde seni bekliyorum

Eğer başım öne eğikse
Bu kara kışların, bu yılların yorgunludur
Yoksa yalnızlığın, acıların hediyesi değildir
Biz ne ayrılıklar, ne yalnızlıklar yaşadık
Böyle kolay omuz bükmek olmaz
Gün gelir güler gözlerimiz
Ve ben hala
Zamanın bir yerinde seni bekliyorum ..


Fatih KUYUCU
 
ÜZÜLME! DERT ETME CAN !

Üzülme! Dert etme can!
Görebiliyorsan,
Dokunabiliyorsan,
Nefes alabiliyorsan,
Yürüyebiliyorsan,
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları söyleme bana
Elinde olanlardan bahset can!…
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek mi?
Yitirdiğini her ne ise
Bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış

Bil ki Güzellikler de var bu hayatta
Gel git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin?
“Hüzün olgunlaştırır”
“Kaybetmek sabrı öğretir”
Şimdilerde bol bol dua ek
Hasat yakındır can!
Kaderini sev!
Varsa kederini de sev!
Üzülme hastalıklarına
Gör, hangi günahlarına kefaret olacak
Terk edildin diye de üzülme
Demek ki sevebilecek bir yüreğin var
Geçmişi unut, hiç yaşanmamış gibi davran
Buluttan nem kapma!
Döküver kirpiklerinden sonbaharı
Bir gün ama bir gün mutlu tebessümlerle kol kola gireceksin
Koklayacaksın yağmur sonrası toprakları
Yükleyeceksin ruhunu kelebek kanadına
Uçacaksın semalara sevdiklerinle can!
Kim demiş ebemkuşağı yedi renk?
Bakmakla görmek arasındaki farkı çözdüğünde
Anlayacaksın ne demek istediğimi can!

Sana tanınan süre üzülmeye değecek kadar uzun değil
Herkes gibi sende sonsuzluğa gün gelip kanat çırpacaksın
Hayatın telaşından insan pek farkında olmuyor ama
Kum saati alta doğru hızla akıp gidiyor
Henüz aşılmamış çok yolların var
Hiç mi güzellik yaşamadın?
Ufacık bir hatırımda mı yok yanında?
Hayatın ellerini bırakma! Küsme!
Hadi mavilerini giyin çık dışarı!
Denizle cilveleşen martılar gibi hayata kur yap!
Yitirdiğin güneş için sevda türküleri söylemeye devam et!
Ölümlüde olsa hayat, ölümsüz bakışlarla bak!

Kaçmakla kurtulamazsın ki;
Yalnızlıktan, hüzünlerden, hayattan
Ayakta kalman gerek, yaşaman gereken can!
Hayat senide içinde görmek istiyor
Hadi yaklaş!
Unutma ki
“Yapmadıklarının kazası yok!”
Ve yine unutma ki
“Aydınlık geceye hiçbir zaman yenik düşmedi” can!

Mehmet Orhan DURDU
 
RÜYA

Gök dibinde havuzun
Sularda ellerimiz
Bütün emellerimiz
Anlaştı uzun uzun

Sular soğuk bir ışık,
Bakıyoruz havuza;
Suda omuz omuza
İki gölge karışık ..

Bir kırık ay havuzda
Ağır ağır kayboldu.
Havuz şafakla doldu
Gün doğdu ufkumuzda

Gün doğdu ucundan
Ellerimi bıraktı.
Birkaç damla yaş aktı.
Parmaklarımın ucundan ..

Yusuf Ziya ORTAÇ
 
BENİM DENGEMİ BOZMAYINIZ

aşkım da değişebilir gerçeklerim de
pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
yan gelmişim diz boyu sulara
hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
hiçbirinizle döğüşemem
siz ne derseniz deyiniz
benim bir gizli bildiğim var
sizin alınız al inandım
morunuz mor inandım
ben tam kendime göre
ben tam dünyaya göre
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız

Turgut Uyar
 
ÖZLEDİM SENİ

Her akşam gözlerimde
Uzak yolculuklara yüzen
Cansız denizlerde kaybolan bir gemi
Dudaklarımda her akşam
Issız bir iskele sessizliği
Özledim seni

Burada olmalıydın
Deniz esintisi saçlarında
Ve gözlerinde uçuşan martılar
Yakamozlar gibi tarifsiz bakmalıydın

Sessizliğimizle büyümeliydik
Rüzgar kıskanmalıydı tenini
Sonsuzluk böyle olmalıydı
Sadece sen anlamalıydın beni

Özledim seni
Martılar sevgilim,
Giden martılar dönmüyor şimdi ..

Vedat Nusret TORUN
 
RUHUM ZİNDANDA KALDI

Gözlerim bağlanarak,
Elim kelepçelendi.
Karanlık perde perde,
Ruhumda şekillendi

Demir şakırtıları,
Ve nöbetçinin sesi.
Bir kaçak yakalandı,
Hazırlansın hücresi.

Beş numaralı hücre,
Zamanın buz tuttuğu.
Asırlara eş değerde,
Saniyenin artığı

Gün ışığına hasret,
Rengi solmuş bir deri.
Zaman, zaman ey zaman,
Bir ileri üç geri

Buraya mazlum düşmez,
O halde suçlusun sen.
Adalet yanılmaz ki,
Beyhude ne söylesen.

Konuş konuşamazsın,
Ağlamak, gülmek yasak
Bir yasak ki sormayın,
Yaşamak, ölmek yasak

Ekmeğim taştan katı,
Ve kırık çanakta su.
Ölümü hatırlatır,
Zindanların uykusu.

Ve bir gün olmaz olur,
Demir kapı açılır.
Hürriyetin kokusu,
Üzerime saçılır.

Derler; eğlen, gül, oyna,
Bedenin azad oldu.
Nereden bilecekler,
Ruhum zindanda kaldı ..

Abdülkadir Kasım BALTACI
 
TANIK GERÇEĞİ SÖYLE

Kaç eşin boynu bükük, annenin bağrı yanık
Kaç evde huzur yok, kapı, pencere kapanık.
Kaç masum suçsuz yere yıllardan beri sanık
Vicdanını dinlede gerçeği söyle Tanık.

Duvarlar defter olup tahliye hesaplanır
Her saniye bağrıma hançer gibi saplanır.
Bütün ümitlerimiz ifadende toplanır
Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.

Ölümü getirmiyor dualarla, dilekler.
Yalana mağlup oldu bükülmeyen bilekler
Eşim, dostum beni kötü biri bilecekler
Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.

Her gecen gün toplumdan bir parça kopuyorum
Neden suç işlemedim diye kahroluyorum.
Biran benim yerime kendini koy-diyorum
Vicdanını dinlede gerçeği söyle TANIK.

ORHAN AFACAN
 
BİLMEK HATIRLAMAKTIR

biri "bildiğim tek şey
hiçbir şey bilmediğimdir" demiş
biri demiş
herkes sevmiş.

bunu bilen
herkesin bildiğini
bilip sevdiğini
ister inanıp
inanmadığını da bilir.

bilen herkes
bildiğinin hiç olduğunu
bunu bilmenin bile
şey olmadığını bilir.

bilinen her şey
birilerinin bildiği
çok çok unutulan
tek tek saklı kalandır.

bilmek
hatırlamaktır.

Özer Bal
 
GÖĞÜN YEŞİLİNDE

Göğün yeşilinde
yeşil bir yıldız
ne yapabilir, sevdiğim,
yitmekten başka?

Soğuk siste
gömülen kuleler
nasıl seçiyor
bizi pencerelerimizden?

Göğün yeşilinde
yüz yeşil yıldız
görmüyor yüz kuleyi
karın içinde bembeyaz.

Canlansın diye
acımı,
söylemek istiyorum
kırmızı gülümsemelerle.

Federico Garcia Lorca
 
Ayrılığın Yıldönümü Bugün

baktım notlarıma tarih düşmüşüm
bu gün ayrılığımızın yıldönümüymüş.
boşa değil ayaktan elden düşmüşüm
bu gün ayrılığımızın yıldönümüymüş.

sen gittin boş kalbim dolmadı yerin
yanımda yeri yok ah keşkelerin...
kimleri sarar acep pamuk ellerin
bu gün ayrılığımızın yıldönümüymüş.

kutlamak istedim beceremedim
bir pasta sipariş bile vermedim
sensiz yapamıyorum ah ben böyleyim
bu gün ayrılığımızın yıldönümüymüş.

kaleme deftere uzandı elim
şirler yazmaktı sana niyetim
kağıt öksüz kalmış kalemler yetim
bu gün ayrılığımızın yıldönümüymüş.

yanımdan ayrılmaz iki dostum var
birisi sigaram biri şaraplar.
deli ozan derki benden bu kadar
bu gün ayrılığımızın yıldönümüymüş.

Yavuz ŞİMŞEK
 
BEN SANA NE DEDİM ?

Sana mert ol dedim,atıl mı dedim?
Bir çürük sicimle asıl mı dedim?
Herkes yaptığını çeker dedimse,
Bir kalbur samana satıl mı dedim?

Namert olan kimse övmesin seni,
Fazla güvenmiştim yanılttın beni,
Biraz alçaktan uç dedimse yani,
Kucaktan kucağa atıl mı dedim?

Bir gidip gelmekle,ortamı gerdin,
Davranışlarında çok taviz verdin,
Konuşmana hani dikkat ederdin,
Sözün hak olmalı,batıl mı dedim?

Kendine denk insan bulursa kimse,
İyi huya uygun olursa kimse,
Biraz temiz giyin,dedimse git de,
Modaya bu kadar kapıl mı dedim?

Kalplerden kalplere,ak gönül gibi,
Etrafa neşe saç,şen bülbül gibi,
Kıymet kazan dedim gonca gül gibi,
Kabak çiçeği ol,açıl mı dedim?

Halis inanlara bulursun kusur,
Halini görüyor,yirminci asır,
Vicdanın kararmış,hislerin nasır,
Sana bir pul gibi,satıl mı dedim?

....?
 
GÖZÜM SENİN ÜSTÜNDE

Aklım fikrim senin, üstünde döner,
Şimdi kestirdiğim, hallarda mısın?
Uykudan uyanıp, yüzün yumamış,
Yüzün her tonuyla, allarda mısın?

Güle uzanınca, dikenmi tuttun?
Yüzün niye ekşi, limon mu tattın?
Gözlerimde böyle, inan her hattın,
Aşkım duyuldu da, dillerde misin?

Sevdamamı düştün, benzin sapsarı?
Rüzgara kaptırma, çözüp saçları,
Seni gördü saydım, uçan kuşları,
El ele geçtiğim, yollar da mısın?

Günün her anında, gündüz ve gece,
Simaan gözlerimde, inceden ince,
Şafak vakti, seher yeli esince,
Kokunu alırım, güller de misin?

Aramızda karlı, dağlar olsada,
Gönlüm senle, cüssem burda kalsada,
Tüm Dünyanın, gonca gülü solsada,
Çiçekten oluşmuş, ballar da mısın?

Ömer Çetinkaya, gözlüyor seni,
Tariflerden uzak, özlüyor seni,
Ruhen adım adım, izliyor seni,
Sardım kucağımda, kollar da mısın?

Ömer ÇETİNKAYA
 
BİR BAŞKAYIM BUGÜN

Uzun zamandır böyle bilmem kendimi
Bir tuhafım
Hiç konuşamayacak kadar kızgın
Heran gülecek kadar sakin

Ağlamak geliyor belki içimden
Haykırmak sessiz çığlıklar atarçasına

Nazım' ın kalemiyim bugün
Kızgın, durgun, ama asilim
Karacaoğlan' ın sazıyım
Her gönüle sevdalanacak kadar tutkulu
Atilla İlhan' ım bugün
Aşka aşık olacak kadar duygulu

Bir başkayım bugün
Hiç anlaşılamayacak kadar kapalı
Ne yaptığını bilmeyecek kadar şaşkın
Bir başkayım bugün
Bir gülü koparamayacak kadar sevgi dolu
Yağmurda saatlerce ıslanırcasına
Ve yağmur damlalarıyla yarışırcasına
Gözlerimi beynimi
Kalbimi titretircesine
Ve isyan edercesine
Ve umutsuzca
Ve sensizce
Sessizce
Ağlamak istiyorum bugün

Yeniden doğmak istiyorum bugün
Günahsız bir bebek olmak
Yaşanmış her şeyi geride bırakmak
Bir daha hatırlamamak
Terk etmek
Terk edilmek istiyorum
Bir başkayım bugün
Hiç olmadığım kadar
Çaresiz ..

Yener AKSOY
 
Üst Alt