"Herşeyini ezbere bileyim karabibere alerjisine kadar, o, ben olsun, bende o... karmakarışık olalım, her kavganın sonunda kahkahayla birbirimize bakalım...
Evlenmek istiyorum yaşım geldi diye heralde hiç aşk acısı çekmemiş, sanki onca şeyi yaşamamış gibi davranıp herşeyi bir kalemde silip evlenmek istiyorum, anne olmak istiyorum nazlanmak, birine ait olmak, güvende olmak, sevilmek, kavga etmek, bekarlığımı özlemek, şu yaşadıklarımı unutmak istiyorum.."
Orjinalliğini bozmamak adına olduğu gibi kopyaladım. Zira arasından çıkarmak istediklerim ve eklemek istediklerim de var yani.
Ama her kim yazmışsa bayağa bir cesurmuş. Durun bakalım bende bi deneyeyim şimdi ne kadar cesur olabilicem kendimi yokluyorum şimdi ben ne istiyorum diye..
Evlenmek istiyor muyum bilmiyorum.. Ama bu kadar aklımı meşgül ettiğine göre artı pazarda gördüğüm mutfak eşyalarının başından ayrılamayıp "çeyizime şu kabak soyacağındanda alayım" dediğime ve aldığıma göre istiyorum demekki evlenmeyi..
Öyleya evlenmeye niyeti olmayan çeyiz düzer mi hiç?
Emin değilim ama neysee..
Ben anne ve babamın akraba olduklarını düşünürdüm çocukken.. Hatta kardeş.. Yani ayrı ayrı ailelerin bireyleri değillerde doğdukları günden beri birlikteler gibi gelirdi çocuk aklı işte.. Galiba benim gördüğüm şey "iki bedenin bir can"olmasıymış.. İşte böyle birşey istiyorum bende.. El oğlu ,el kızı muhabbetleri girmesin araya.. Yapılan kavgaların içine gurur girmesin mesela..
Tıpkı bu yazıda olduğu gibi her kavga sonunda göz göze gelince kahkahalara boğulalım ve "Ben bi kahve yapayım da içelim şekerim" diyeyim kapansın mevzu mesela..
Benim tartışmaları lastik gibi uzatan ve özür dileme merasimi bekleyen insanlara tahammülüm yokda o yüzden bu yönüyle ele aldım konuyu..