Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engellilerin evlenme seçeneklerinin toplumsal baskıyla sınırlandırılması [Tarışma]

::(umut)::

Üye
Üyelik
28 Mar 2007
Konular
16
Mesajlar
196
Reaksiyonlar
0
Merhaba: forumda bu konu tartışıldı mı tartışılmadı mı bilmiyorum ama ben bu konuda görüşlerinizi almak istiyorum.
Ben %80 görme engelli bir öğretmenim, engelim birçok durumda diğer kişilerden beni ayırmıyor ama iş evliliğe gelince içinden çıkamadığım düşüncelerin içine giriyorum: Evlilik için kendim gibi üniversite mezunu olmuş kültür seviyesi bana yakın birini tercih etmek istiyorum ama maalesef etrafımdaki üniversite mezunlarının hiçbiri engelli değil. Bu yüzden ailem engelimin evlilik hayatında bana bir eksiklik getirmemesi için kendimden tahsil ve statü olarak daha düşük biriyle evlenmemi istiyor. ben ise hem eğitim hem de kültür olarak bana yakın olması için üniversite mezunu istiyorum. Bu ikilem arasında sıkıştım kaldım. Sizin düşünceleriniz neler? Aranızda engelli olup engeli olmayan biriyle evlilik yapan var mı? ya benim durumuma düşen?
 
merhaba öncelikle aynı meslekten oldugumu belirtiyim ve bende özürlüyüm.eger aradıgınız anlaşabilmekse bence ayrım yapmayın derim yok kariyerse onu bilemem . yalnız şunu biliyorumki ülkemizde okumuş o kadar cahil varki tahmin bile edemezsiniz.sakın sözüm yanlış anlaşılmasın amacım kimseye hakaret degil .sadece evleneceginiz kişininin sizi anlaması size saygı duyması ve hoşgörü sahibi olması çok önemli zaten size uyumlu birisini secerseniz istediğiniz gibi sonradan ona okuma şansı verirsiniz .evlilikte diplama ve güzellik bir süreliğine geçerli sonrasında diplamasına bakarak geçim olmuyor haddimi aştıysam özür dilerim sadece sınıf ayrımı yapmadan degerlendirme yapmanızı tavsiye etmek istedim .Allah kalbinize göre bir eş versin.
 
bence siz önce karşınıza çıkacak kişiyi bekleyin.daha sonra değerlendirmeye gidersiniz.evlilikte diploma,kültür,kariyer,iş derken biraz zor.armutun çöpü,üzümün çekirdeği derken bi bakarsınızki hayatınızdan çok şey gitmiş.iş olsun ,sevgi ve saygı olsun yeter bence...
 
Hocam,

En iyi bildiğin yerden başlamanı öneririm...Yani kendinden... İstemezsen kimse seni zorlayamaz.Toplum da bireyden oluşur.Yani toplumun dün baskısı oldu,bugün baskısı olur...yarın olması ya da olmaması da senin elinde...Mecburiyetler mide bulandırıcıdır bazen.Hele de bu evlilik kurumuyla alakalıysa.

Toplumun özünü insan yani birey oluşturur...Sizin atacağınız kararlı bir adım,seçeneklerinizi kendi lutfunuza bırakacaktır...Hem bu toplum, sizin kaygınızı bile hak etmiyor.Bunu hiç düşündünüz mü?
 
Arkadaşım bana göre insanların evliliğinde kültür seviyesi mutlaka önemlidir.Lakin bir evlilikte karşılıklı sevgi de önemlidir. Belki kültür seviyesi sana yakın olanı bulabilirsin ama sevginin olmadığı yerde kültür seviyesinin aynı düzeyde olması neyi ifade eder.

Bütün bu bağlamda, bütün isteklerinize cevap verecek insanı bulmanız o kadar zor ki;bir taraftan yaşam akıp giderken bir taraftan bir ömür boyu bir ömür süreceğiniz insanı aramak mutlaka çok zor olsa gerek.

Rabbim inşallah gönlünüze göre isteğinize uygun bir kiiyle evlenmenizi nasip eder.
 
sevmek sevilmekmi evlenmek yoksa kültür diplomanmı sizn için anlıyamadım bence kendini geliştirmiş insan vardır hayırlısını isteyin allah gönlünüze göre versin
 
Örtmenim,
Sanırım her erkeğin kafasında ideal kadın prototipi, her kadının kafasında da ideal erkek prototipi vardır. Sizin kafanızda da üniversite mezunu kültür seviyesi sizinkine yakın ideal eş prototipi oluşmuş.
Evlilikten söz ediyorsunuz. Pazardan portakal almaya benzemez ki evlilik.
İşte bu kadın okumuş, kültürlü, iyi aile kızı, eli yüzü de düzgün, ben bununla evleneyim mi diyeceksiniz?
Televizyon kanallarında mantar gibi biten izdivaç programları geldi aklıma. Arada bir bulunduğum ortamda televizyon açıksa kulak misafiri oluyorum taleplere. Ne hikmetse, erkekler öyle çok bir şey istemiyorlar. Kadın olsun, eh eli yüzü de biraz düzgünse deyme keyfe.
Gel gelelim ciğeri beş para etmez, hiçbir vasfa sahip olmayan cahil cühela hanımların taleplerini duyunca gözlerim yuvalarından oynuyor. :eek: Yakışıklı olsun, eğitimli olsun, atı katı yatı olsun, içki içmesin, kumar oynamasın, çocuklarıma babalık yapsın, şusu da olsun, busu da olsun sıralıyorlar.
Yalan. Kadınların karşısına hoşlandıkları, sevebilecekleri bir erkek çıkarsa eğer, hemen yelkenleri suya indirirler.
Eğer evliliğe bir sözleşme olarak bakıyorsanız, yorum yapamayacağım. Sanırım bu durumda her iki taraf da sözleşmenin koşullarına uygun olan ideal prototiplerini ararlar.
Eğer aradığınız aşk ve sevgi ise, ne sizin seveceğiniz kadının diploması ne de sizi sevecek eğitimli ve engeli olmayan kadın için sizin engeliniz sorun oluşturmayacaktır.
 
öğretmenim güzel arkadaşım bu bahsettiğin konu benim bam telimdir..:) hayatta susamam mutlaka yazmam lazım dedim..:)

engelli insanlara malesef aileler dahil tüm toplum seçme hakkı tanımıyor.
"sen engellisin" deyip bulduğunla yetinmeni bekliyorlar senden..yani onlara göre senin isteklerinin bir önemi yok..

aslında burada sadece engelli insan değil bana göre ayrımcılığa maruz kalan hep diyoruz ya sınıf ayrımı diye sana layık görülen bayan içinde aynı şey söz konusu yani büyük bir ihtimalle daha az güzel kültür sevyesi senden daha az olan belki yaşı başı birazda geçgince olan bir bayanı sana layık görenler o bayanada "sen busun" deyip seni bu engelli adamdan başkası almaz deyip çift taraflı bir hor görmeye sebeb oluyorlar..

yani artı özellikleri olmayan sıradan bir bayanla görme engeli olan bir erkek "dengi dengine "oluyor onların mantığına göre malesef toplumumuzun mantığı bu..

sen sen ol geç olsun temiz olsun mantığıyla hareket et arkadaşım üçüncü şahısların kimi kime layık gördüğünün bir önemi yok gönlünde nasıl bir bayan profili varsa onu bulana kadar bekle "korkularım var endişelerim" var diyorsun o korkular şimdi söz konusu evlilik olunca herkeste var kolay birkarar değil malesef..

ne yapacağız biz..:) ya bu korkularımızın üstüne gidip adam sende ne olursa olsun sonu inceldiği yerden kopsun diyeceğiz..

yada daha nice 30 yaşlara babamızın evinde gireceğiz:) olay budur yani:)
 
kultur seviyesi olarak universitede okunan matematik hukuk kimyayimi esas mi alacagiz bumudur kultur deger emek... bakin kultur yada gelismislik duzeyi
dunyaya hangi pencereden baktigimiza baglidir bir insan muhafazakardir oyle
yetistirilir oyle gorur oyle sekillenir ... yada bir insan moderndir evrenseldir
yasam sekli ona gore sekillenir zaman icinde bir birey olurusur ... hayati algilama sekli buyume yetisme cevre ile olusur ... omru hayatinda baglama saz gormemis o kulturu almamis biri icin uzaktir o gelenek baska biri "cingenedir" teneke tinkirtis ile oynar ... bakin pir sultan abdal hizir pasaya ne demistir "hızır vezir olursun, ancak beni gelip asarsın" buyurun universiteli olsuuun demek degil iyi huylu olsun iyi bir insan olsun beni sevsin deger versin bos bir insan olmasin vicdani olan bencil olmayan biri olsun demek daha mantikli...
 
serap_vuu;

walla hislerime tercüman oldun serap arkadaşım hatta benim anlatmak istediğimi benden iyi anlattın, teşekkürler.
 
Sayın arkadaşlar:

Sizi genelde konunun hep kültürlü olsun olmasın boyutunu ele almışsınız. Ama benim üstünde durmak istediğim nokta "engelli olsun ya da olmasın" konusuydu. Serap arkadaşım konuyu o kadar güzel açıklamış ki onun üzerine birşey eklemeye bile gerek yok. Eğer engelliyseniz kendinizden statü olarak daha düşük birilerine layık görülüyorsunuz asıl problem bu. Her insan uygun birinin karşısına çıkmasını bekler ama yaşınız hızla ilerledikçe ve üzerinizdeki aile baskısı arttıkça yavaş yavaş paniğe kapılmaya başlarsınız ve çevrenin de fikirlerini göz önünde bulundurmaya başlarsınız. İşte bu noktada insanın benim gibi kendi mesleğine ya da öğrenim düzeyine yakın birini bulmak istemesi doğal değil mi...! Neden işi lise mezunu üniversite mezunu; kültürlü-kültürsüz ayrımına götürdünüz ben anlayamadım. Mesele engelli olmamınzdan dolayı yapılan ayrımcılık aslında..
 
Özürlüyüz ya bizden beklenen yine bi özürlü eşe sahip olmamız .Ne yazıkki hala aynı mantık....
 
Bence de çok doğal... Her ne kadar insanın ilkokul, lise, üniversite mezunu olması, bir kriter gibi gözükmese de, yine de bir kriterdir. Hele hele üniversitenin tozunu toprağını yutmak bir başkadır. Hem neden insan mesleksiz birini tercih etsin ki? Mesleğinin olabilmesi için, en az lise ya da üniversite mezunu olması gerekiyor.

Her ne kadar, insanın mezun olduğu okul önemli değildir. Önemli olan, insanın kendini geliştirmesidir denilse de, ben ilkokul mezunu kendini geliştirmiş bir insan görmedim.

Bırakın ilkokul mezunlarını üniversite mezunları bile kitap okumuyor.

Bence, evlilikte, gerek ailelerin uyuşması, gerek aynı sınıftan olmak, gerekse kültür düzeyinin eşit olması çok önemli. Örneğin, kendini geliştirmemiş bir insanla neyi paylaşabilirsiniz? Dante'yi mi? Kadın sorunlarını mı? Tragedyaları mı? Yoksa, edebiyat mı? Hangisini? Hiçbirini... Hem çocuk sahibi olmak istiyorsanız, onun annesinin/ babasının kültürlü olması o çocuğun geleceğini belirlemek değil midir?

Öyleyse, siz yalnızca nefes alıp veriyorsunuz. İnsana katkı yapanları bilmiyor, birbirinizi geliştirmiyorsunuz. Bir birlikteğin, uzun soluklu olması için, kadın erkek birbirine katkı yapmalı ve birbirini geliştirmelidir. Yoksa, aşk biter. Her evlilik gibi bir kısırdöngü içine girersiniz. Demek ki, evlenilecek kişi de, kültür önemli bir kategori bence...

İkincisine gelince... Evet, toplumda şöyle bir bakış açısı var. Sen engellisin. Sen ikinci sınıfsın. Sen değersizsin. Öyleyse, hemcinslerin gibi evlenemezsin. Yuva kuramazsın. Niçin? Körsün. Yani bir uzvunun çalışmaması üzerinden sana birtakım roller biçiliyor. Senin de onlara uyman bekleniyor.

Haa! Öyleyse ne yapmak gerekiyor. Tabii ki, engellilere yüklenen bir rolleri, yıkıp geçeceğiz. Kendi değerlerimizi kendimiz yaratacağız.

Biliyor musunuz? Modern olmanın yollarından biri, ailenin etkisinden kurtulmaktır. Kendi bireyselliğini kazanmaktır. Öyleyse! Hadi... Şimdiden başlayın.
 
Arkadaşım insanın kendisini geliştirmesi için eğitimin ve öğretimin önemi tartışılmaz. İlkokul mezunu olupta;kendisini geliştiren insanları görmediğinizi belirtiyorsunuz. Ben gördüm! Lakin bunlar sadece istisnalarla sınırlıdır.Tabi Üniversite mezunu olupta, kendisini geliştiremeyen bir çok insanda mevcuttur.

Elbette evlilikte kültür seviyesi önemlidir. Fakat insanın kendisine en uygun kişiyi ararken, aradığı ilk özellik bu olmamalıdır diye düşünüyorum.

Herşeyden evvel kendinize en uygun kişiyi bularak ona karşı içinizden birşeyler hissetmek çok önemlidir. Yani sevgi bana göre evliliklerin olmazsa olmazıdır.

İnsan engellidir veya değildir. Eğer seviyorsa bunun bence hiç bir önemi yoktur. Belki engelli bir kişiyle engelsiz bir kişi evlenirse, burada çevrenin de söylemleriyle, engelsiz olan kişide belki psikolojik bir baskı olabilir. İste burada gerçek sevgi çok önemlidir. Bana göre gerçek seven insan fedakardır. Burada kimin ne dediğine değil de kendi gördüğüne inanamalıdır.

Herşeyden evvel gönlünüze göre, sizi gerçekten seven bir insanla, bir ömür boyu mutlu bir hayat sürmenizi temenni ederim...
 
İnşallah sadece benim değil bekar olan herkesin karşısına gönlüne göre biri çıkar, gönüller bir olunca ne kültürün önemi kalır ne de engelin..

Ama istemesem de diğer ihtimali de göz önünde bulundurmak zorundayım. Eğer benim gibi 4000 nüfuslu öğrenim seviyesi düşük olan bir kasabada yaşıyorsanız ve yaşadığınız yerde görücü usulüne göre evlilikler yapılıyorsa ve de engelliyseniz işiniz çok daha zor..Birincisi üniversite mezunu olan ve meslek sahibi olan bayanlar iş ciddiye binince sizin kişiliğinizden çok engeliniz üzerinde durmaya başlayacaklardır ve sizi diğerlerinden ayıracaklardır. İkincisi ilse üniversite mezunu olmayan ve yaşadığı yerin ağır ekonomik koşullarıyla boğuşmak zorunda olan bayanlar ise sizi hayatını birleştirecek bir eşten ziyade "kötü şartlardan kurtuluş kapısı" ya da "öğretmen eşittir para, öğretmen eşittir daha iyi yaşamb standardı" olarak göreceklerdir. Argo bir tabir var "öğretmene kapak atmak" diye. İşin bu boyutu pek iç açıcı değil anlayacağınız.

Ama kötü senaryoları bırakıp iyi olanı düşünmek gerekiyor.Allah büyük inşallah kaderimize hayırlı birini yazmıştır. Allah hepimize hayırlı insanlar hayırlı bir eş nasip etsin. Dualarınız ve güzel temennileriniz için teşekkürler. Yine de dualarınızı eksik etmeyin.
 
öle degıl mesela benım erkek arkadasım hatta söle dıyım benım sözlum elektrık muh cap olarak endustrı muh . okuo ve ben kazadan once baskasyla beraberdım o bıraktı ama sözlum ben ıyıykende böle oldugmdada hıc bırakmadı sevgı ask varsa hersey olur ve umutsuz olmayın meselaa annesıı ustume tıtrıo yanı aslında yasadıklarım bı nevı gerceklerı gosterıo .......
 
Bana göre bu işin sırrı kendini tanımak ve ne istediğini bilmekten geçer.Bende DKÇ var.Çocukluğumda hayatım daha zordu.Kendini suçlu hisseden ve bunun etkisiyle sınırlar koyan bir aile iyibir evlilik yapamaz başımıza kalacak düşüncesiyle yıpratılan hayalleri yüksek bir kız çocuğu.Lise dönemimde çok iyi erkek arkadaşımlarım olmasına rağmen bir tane bile flörtüm yoktu.Fakülte dönemimde de erkek ağırlıklı bir meslek seçmiş olmam nedeniyle fazlaca erkek arkadaşım vardı.Arkadaşlarım ilk etapta engelimin farkına varsa da sonrasında bir şekilde bunu unutuyorlardı,hatta gücümün üstünde bir aktivite olduğu zaman hatırlatmak zorunda kalıyordum.Beraber çözüm buluyorduk.Erkek arkadaşlarımın hepsi kardeşten yakın ciddi dostlarımdı.Yine de kendime güvenemediğim için flört aşamasına gelmiş arkadaşlıklarım yoktu.
İster engelli,ister engelsiz insan istediği,sohbet edebildiği birlikte olmaktan zevk aldığı kişiyle evlendiği zaman mutlu olabiliyor.Çalışmaya başladıktan ve insanları iş hayatında görmeye başladıktan sonra farkettim ki benim engelim sadece bedenimde;çok şükür ruhumda, karakterimde kültürümde insanlığımda hiç bir engelim yok.Bu güvenle beklentisiz olarak hayatımı sürdürmeye başladım.Ciddi evlilik,arkadaşlık teklifleri aldım,bu kişiler beklenilenin aksine ne yaşlı,ne dul,ne de engelli kişilerdi.Hepsinin eğitimi ve maddi durumu benden iyi fiziği neredeyse mankenlik yapacak kadar mükemmel insanlardı. Hepsini bir şekilde kırmadan reddettim.Engelli olduğum kendime güvenmediğim için değil,bana uymayan tarafları olduğu için.Fakülteden tanıdığım dostluğundan asla vazgeçemeyeceğim, güvendiğim yüreğine ve insanlığına inandığım arkadaşımla evlendim.Yalnız evlenme eteklif ettikten sonra 3 sene süründürdüm.Ailesi problem çıkardı ve ben o problemleri aşmadan bana gelmemesini söyledim.9 senelik evliyiz,8 yaşında güzel bir kızımız var,ailesi ilk başlarda beni ciddi yıprattı ve oğullarının seçimine inanamadılar nasıl olur da oğulları böyle hata yapardı oğullarının benimle evliliğine sebep arayıp durdular.Acıma hissinden tutunda üstüne kaldığıma kadar senaryolar yazdılar.Sonrasında baktılar ki biz ciddi birbirimizi sevip sayıyoruz,kırmamaya çalışıyoruz hayatı kolaylaştırmaya çalışıyoruz,çevrelerindeki evliliklerde,diğer kardeşlerdeki gelinlerin yaşam,tarz, tavır kültür ve anlayış farklarına bakınca aradaki farkı siyah -beyaz net farkettiler.Herkes her an engelli olabilir.Bunun garantisi yok,o zaman eşlerimizi mi,dostlarımızı mı terkedeceğiz.Bizim farkımız bu gerçekle daha önce yüzleşmiş olmamız ve bununla yaşamayı öğrenmiş olmamız.
Evlilik her iki tarafın özverisi,sevgisi,anlayışı ve isteğiyle olacak devam ettirilebilecek bir kurum.Bunlardan biri olmayınca işkenceye dönüşüyor.En önemlisi de kendine, karakterine güven bu özelliğin ilginç bir çekim gücü var.
Allah herkese hayırlı insanlar,hayırlı birliktelik nasip etsin.Sevdikleriniz ve seveceklerinizle mutlu kalın.
 
selam ben engın yenı uye oldum fakat demek ıstedıgım kışı kendı hur iradesı ve vıcdanını dınlerse dogru karar verır sonradan kesınlıkle pışmanlık duymaz benım duşuncem bu saygılarımla
 
Sevgili öğretmenim ben 14 yıldır yürüyemeyen bir insanım ve ilk okul mezunuyum ilk 5 yıl çok kötüydüm bir şey oldu bir radyo programında engellileri bir araya getirip konuşturmaktı amaç adres felan veriyorduk ben herşeyimi anlatım ilk okul mezunu olmama kadar 20 gün sonra mektuplar gelmeye başladı içlerinde engellisinden tutunda üniversite mezununa kadar kişiler evlilik teklifi ediyolar kendi kendime dedimki millet deli herhal yada dalga geciyolar yürüyemeyen biri ve ilk okul mezunu kişi ile neden evlensinki üniversite mezunu birisi ama işin aslı öle deyilmiş tabi haaa ben üniversite mezunu biri ilemi evlendim hayır zaten evlenmezdimde bu tamamen kendi düşüncem.. evlendinmi diye sorarsanız evet evlendim ben yürüyemiyorum eşim yürüyen birisi daha 6 ay oldu evleneli allahım nice 6 aylar nasip eder inşaallah demek istediğim şu bunun kültürle engelle alakası olmuyor alnına yazılmışsa bi bakmışınki imzayı atıvermişin önemli olan senin niyetin niyete almışsan bir gün mutlaka olur ben hiç tahmin bile etmezdim bir gün evleneceğimi kim ne etsinki dedim engelli birisini ama öle deyilmiş belki bayanlar kızacak ama valla evde benim sözüm gecer :) hani sorarsan evlenmeli diye evet derim hayat yalnız çekilmiyor herkez odasına çekildiğinde kala kalıyorsun bi başına bu çok ağır geliyor bu evlilikte mantığım hiç çalışmadı benim tamamen duygularımın esiri oldum ve çok mutluyum allah bu mutluluğumuda bozmasın el asıl vel kelam böle böle nokta virgül yok yazılarda ee dedikya ilk okul mezunuyuz :)) saygı ve sevgiler öğretmenim...
 
Değerli kardeşim;
Sizin öncelikli mutlaka mantık evliliği yapmanız gerekli.Egitim durumu belgesel anlamda önemli değildir.Kişi kendini yetiştirmişse egitimde sorun olamaz.Burda egitimden cok engeli olan ortapedik bir kişi terrcihi yaparsan daha iyi olur bence..:)
 
öncelikle mantık evliliği denen saçmalıga inanmayın. ALLAH kimseyi kafadan engelli yapmasın.

bende engelli biriyim 2008'in 11. ayında evlendim ve de çok mutluyum.

eşimin her hangi engeli bulunmamaktadır. herhangi bir sorunda yaşamıyoruz.aksine çok mutluyuz.

kadere inanın yeter....
 
bence her insan mükemmel sevgiyi hak edecek kadar güzel fakat herkesin sizi sevmeyi hak etmeyeceği kadar özeldir değilmi ozaman ayrımcılığı kültürü bırakıp anlaşabiliyorsa uyuşuyorsa hiç beklemeden şartlar ne olursa olsun

Aşk hiç ummadığın biranda kapını çalıyorsa, için ürperiyor, nefesin kesiliyor, kalp atışların hızlanıyorsa; sakın korkma! unutma ki ansızın gelen aşklar büyük mutluluklar getirir..!

inanıyorsa ideal aşkı bulabilir saygılarımla
 
Mrb
İki insanın bu noktada uyuşması çooook önemli gerçekten. Açık konuşmak gerekirse paylaşımın olmamasından daha büyük ENGEL tanımıyorum ve bu yüzden sizi o kadar iyi anlıyorum ki... Bence sırf evlenmek için kendinize bunu yapmayın derim.
Sevgiler
 
yalnız şunu biliyorumki ülkemizde okumuş o kadar cahil varki tahmin bile edemezsiniz.

Eylul,size katiliyorum.

Okula gitmemis yada gidememis ancak tum olumsuzluklara ragmen kendisini gelistirmis bir ton insan var...Onemli sanatcilar hep sunu soylerler; alayli mektepli degil yetenek onemlidir. Egitim mutlaka onemli ancak daha onemli birsey var kendini gelistirebilmek,Turkiyede kisi basina dusen kitap 1,5 bu bir kitap'da buyuk olasilikla trafik kitabidir yada masal kitabi :)...
 
kafana göre takıl... kavun değil ki koklayasın.. engelsiz olsan engelsiz aynı kültürdeki adamla çok mu mutlu olcaksın yada engelsiz kültürsüz birini buldun en ufak mutsuzlukta nedeni bumu diyeceksin bekle madem o seni bulsun

bu konu engelli ol engelsiz ol pizacıdan piza ısmarlamaya benzemez ben;mantar olsun biraz ançüez asla suçuk istemem gibi sipariş üzerine olmuyor malesef olmadımıda bunu engelli engelsiz kültürlü kültürsüz
aynı memleketli farklı memleketli zengin ve fakır gibi kategorize edemezsin...

kimin kimle mutlu olabileceğini kim bilebilir ki hadi bildi diyelim 10 yıl sonra aynı mutlulukla devam edebileceğini kim bilecek

dedim ya kafana göre takıl:)
 
Herkesin ideali,hayalleri,beklentileri farklıdır.Engelli iseniz bunları törpülemeniz beklenir sizden veya onların doğru buldukları bir çerçeve içinde resminizi yeniden çizmenizi ve bu manzarayla yetinmenizi...
Bu önyargıları yıkan örneklerde var çevremizde,engelli olupta engelsiz kişilerle evlenen veya ikiside engelli olupta üniverste okuyup hatta master,doktorasınıda yaparak halkımızca engelliden beklenmeyecek şekilde kariyer basamaklarını tırmanmaya çalışan engelliler,iş-güç sahibi olanlar,bir sağlamdan daha iyi araba kullananlar,her türlü zorluğa,imkansızlığa rağmen sevebilenler,engellerinin engeline takılmayıp anne-baba olup,güzel evlatlar yetiştirenler vs.engelliler hep bir kaç adım geride engelsizler için normal görünen bir takım hayati olayları gerçekleştirirken hep bir hayret,şaşkınlıkla,onlara göre normal ötesi bir şeyleri başardıkları içinde takdirle karşılanmışlardır.
Kalbinizin ve beyninizin sesine kulak verin,hayatınızı mutlu kılacak detayları sizden daha iyi kimse bilemez ve halkın doğruları sizinkilerle örtüşmüyorsa bunlar sizin için kesinlikle doğru değildir ! Siz,kendiniz ve sevdikleriniz için varsanız,diğerlerini mutlu etmek zorunda değilsiniz ! Bunları tek başınıza yapamazsınız tabiki o zaman dileriz ki karşınıza hayallerinizdeki gibi birisi çıkar ama verdiğiniz tüm detaylar bir arada olmazda bir kaçı olur olmayan detaylarıda sanırım sevgi,aşk denen duygu sizin için görünmez kılacaktır:)
 
bende evliyim eşimin hıcbır engelı yok gayet ıyı anlasıyoruz .
oldugun gibi görün yeterli
özellikle kalp ten seslen o kadar
gerısı gelıyor zaten :)
 
KIRAT35;

+ :) ama bazen öyle olmuyor her bayan engelli ile evlenmez

örnek ben mesala 21 yaşindayim hala evlenemedım.

hiç kiz ark bile olmadi serbest ilişkiyi hiç sevmem sürekli ilişki olcak bence

inş darisi benim başima :) çok isterdim bi kiz ark olmasini..:(
 
evlenmek istiyorum,
bi kocam olsun istiyorum; sabah 9 akşam 5 çalıştığım bir işim olsun... Akşam kocamı görmek için koşarak hatta uçarak eve gideyim, hemen yemekler yapıp onun gelmesini pencerede bekleyeyim.. onu görür görmez köşeden dönerken her akşam aynı heycanı yaşayayım...
Kutu gibi minnacık bi evimiz olsun eşyalarımız ucuz ama şirin olsun... evde eski bir pikap olsun, ve sürekli pink floyd ve Portishead fonda dursun... Evin en güzel yeri mutfak olsun, buzdolabının üzerinde bizim resimlerimiz dolu olsun... çocuk odası hazırda bulunsun... Salonun bir köşesi eski film yıldızlarının (charlie chaplin, Marilyn Monroe, greys kelly vs vs..) siyah çerçeveli resimleriyle döşensin, diğer köşesinde de eskitme ahşaptan bir kitaplık dursun....garip gurup kokulu mumlar, tütsüler yakalım...yaz geceleri için kocaman bir balkon olsun içide çiçek bahçesi gibi olsun, Birlikte televizyonda haberleri izleyelim saçma sapan yorumlar yapalım, sana süprizim var desin; dvd çıkarsın montunun cebinden.. mandalina ve cipsle birlikte sarmaş dolaş izleyelim, ben ağlayayım o bana gülsün... Sonra pes oynayalım uyuyana kadar ona tur bindireyim kızsın kudursun mızıkçılık yapsın, haftasonu sana gösterecem diyip fişini çeksin...yatmadan önce gelecek ay bana o istediğim çizmeleri alabileceğimi söylesin şart olarakta 4 gün boyunca kızartma yapmamı istesin...
Sabah işe giderken kahvaltısını hazırlayayım o uyansın ama uyumuş numarası yapsın, öperek uyandırayım şımarsın, çok şımarsın hemde çocuklaşsın gülüşsün sabahları sinirli olmasın... Sonra gömleğimin üst düğmesi yüzünden tartışalım o kapasın ben açayım uzlaşmaya varamayınca gömleğin bana hiç yakışmadığını söyleyip kafamı karıştırsın... arabayı kim kullanacak diye tartışalım günlere bölelim ve ikinci bir araba şart diyip ooff off çekelim...
Akşam yemeğe gidelim mi diye arabada başının etini yiyeyim, hiç dışarı çıkarmıyosun beni diye nazlanayım, oda karşılık olarak akşam annesine yemeğe götüreceğine söz versin surat asayım ama akşam yemek yapmaktan kurtulduğum içinde kurnazca gülümseyeyim..
Akşam yemekte torun istesinler bizden daha erken diyeyim gıcıklıklarına oysa hepsinden çok ben isteyeyim, kayınvalidemden yemek tarifleri alayım, kocam babasıyla tavla oynasın, görümcemle dedikodu yapayım, kahve falı bakayım, arada köşede bucakta kocamı sıkıştırayım orasını burasını gizli gizli mıncıklayayım... çocuk gibi utansın annesi görecek diye... çok geç oldu diyerek kalkalım kayınvalidemin bize nerdeyse bir haftalık verdiği yiyeceklerle...
Diğer günkü maçı izlemek için arkadaşlarını eve davet ettiğini söylesin, kızayım hemen şantaj yapayım.. "madem öyleee o zaman bende o montu alacam" diyerek kapitalist düzenin gelini olarak gözlerine sinsi sinsi bakayım, gülümsesin, çok güzel gülümsesin hatta takılı kalayım dudağındaki kıvrıma arabada onu izlerken uyuyakalayım beni kucağına alarak eve çıkarsın şımarayım, ona çok aşık olayım her geçen gün daha da aşık.. herşeyini ezbere bileyim karabibere alerjisine kadar, o, ben olsun, bende o... karmakarışık olalım, her kavganın sonunda kahkahayla birbirimize bakalım...
Evlenmek istiyorum yaşım geldi diye heralde hiç aşk acısı çekmemiş, sanki onca şeyi yaşamamış gibi davranıp herşeyi bir kalemde silip evlenmek istiyorum, anne olmak istiyorum nazlanmak, birine ait olmak, güvende olmak, sevilmek, kavga etmek, bekarlığımı özlemek, şu yaşadıklarımı unutmak istiyorum..[/FONT]

Internetde gezerken bu yazıyla karşılaştım yüzümde bir gülümseme oluştu. Yukarıda evlilikte ateşli kültür tartışması ceryan ederken evliliğin aslında ne kadar basit ögelerle örüldüğü olayların bu kapsamda döndüğü bir adı konmayan savaşımsı rekabet sanki evlilik. İçinde mini ihtirasların, bunları elde edebilmek için entrikaların ama aslında hepsinin mutluluk oyunu olduğu. Üniversite mezunu olmuş, üst düzey yönetici olmuş, pazarda limon satıcısı, bakkal olmuş, okumuş okumamış. Bir evlilikte gerçekleşenler yukarıda alıntı yaptığım yazının mini bir özeti değilmi sizcede...
 
Üst Alt