Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Özürlü bir bebeğe hamile olduğunuzu öğrenseniz kürtaj yaptırır mıydınız?

Herkes kendi fikrini yazmış.... Kendi nedenlerincede haklı olabilirler Bende kendi fikrimi yazıcam.
Ben polio sekeliyim ve hiç bir zaman aksamadan yürümedim ... belki isyan ettigimde oldu biçok durumda Allaha şükürler olsun yürüyorum ve sadece aksıyorum.Özürlü çocuk denince ; Allah1ın verdigi canı almak sana mı düştü eyyyy gafillll derim anca....
4.5 yıl çocugum olsun diye bekledim. tedavi le hamile kaldım hemde 3 çüz doktor dediki ; 3 tane olursa birini almak zorundayız . hepsi ölebilir yada sakat dogabilir.
Allaha hergün dua ettim Rabbim bana seçim yaptırma.... bana evladımın canını alın dedirttme.... ve bir tanesinin kesesi vardı kendiliginden düştü... digerleri için hiç şans yoktu heran düşük olma riskinden sürekli yatıcaksın dedi doktor
ve dediki ; renkli ultrasona gir çocukların özürü olabilir tamam dedim girerim ama sadece çocugumun engelini bilmek için ve neyle karşılaşacagımı daha önceden bilip kendimi hazırlamak için amaaaaa aslaaaaaaa aldırmam . Rabbim bana bir melek vericek ve ben verdigini begenmedim bu kusurlu onu öldürücem mi? dicem yakışık alırmı arkadaşlarrrrr ha 1 aylık çocugunun canına kıymışsın ha 10 yaşındaki çocugunun canına kıymışsın hiç farkı yokk kesinlikle ..........Allah kimsenin evladına hastalık vermesin kimseyi evladıyla sınamasın rabbim .... Şükürler olsun ikizlerim saglıklı dogdu ve şimdi 5.5 yaşında iki erkek çocugum var rabbim ne gösterir bilinmez.... yarın onların ne olacagıda bilinmez, o sebeple anne-babalıgı geregince yapmak gerek diye düşünüyorum. Bir anne olarak.....
 
kocum kürtaj da yasak artık bu konuyu uzatmanın anamı da ne ????

tabiki yasamak onunda hakkı
 
Arkadaşlar lütfen ya bırakın bu tip konuları allahtan gelene ne diyebilirsiniz ki? Tabiki bu sıkıntıları yaşayan bilir ama bence hakkımızda herşeyin en hayırlısı diyorum.allah herkese sağlıklı güzel **hayırlı** evlatlar nasip etsin... Böyle konularla kimse vicdanını ve aklını zorlamasın lütfen ;)
 
Ben dort yillik evliyim.Su anda iki kizim var.Basimdan gecen olayi anlatacagim.Ilk hamile kaldigimda sevinmistim ama cinsiyetini ogrenmeye gidince ozurlu dogacagini ogrendim.Bebegimin omiriliginde aciklik vardi ve beynide su topluyordu.Doktor dogarsa belden asagisinin tutmayacaginin vede ne yaptigi bilmeyecegini en dogrusunun aldirmak oldugunu soyledi.Karari bize birakti cevremdeki insanlarin gorusu ve esimle benim gorusum aldiralim dedik.Ama cok zor bi karar Allah kimsenin basina vermesin.Bebegi aldirttiktan 2 gun sonra gorduk belinde aciklik vardi.Ben bunu bile bile nasil dunyaya getirebilirdimki ama bi taraftanda pisman oldum hala icimde acisi var...
 
kesinlikle kürtaj yaptırılmaması gereken birşey:((((( allah kimseye böle bir acı yaşatmasın annenin saglıgını etkilicek bir gebelik yok ise kürtajjın adı bişle geçmemeli :(((( emanetin bekçisi olmalıyız. emaneti yargılayacak merci degiliz biz :(((((
 
zor bir karar bence.. rabbim kimseyi böyle imtihamlarla sınamasın,tabiki allahın verdiigi canı kiimsenin almaya hakkı yok,ama öneceden sakat dogması kesinleşecek bir çocukta anne baba için çok çok zor,böyle bir durumda herkesin düşüncesine saygı duymak gerekir diye düşünüyorum..
 
Vakti zamanında özgürlükler ülkesi Amerikada 1907 de , [FONT=Verdana]suçlular, alkolikler, esrarkeşler, cinsiyet değiştirenler, akıl hastaları, saralılar, düşük zekalılar, doğuştan görme/işitme vb engelliler, yoksullar, sokak kadınları, kanserliler gibi grupların iyi bir toplum oluşturmanın önündeki engeller olduğu görülüyor ve bu kişilerin kısırlaştırılması için yasa cıktı ve bircok insan kısırlaştırıldı.Amaç üstün ırk yaratmak, bunu sonraki yıllarda , Almanya,İsveç, Danimarka, takip etti.
Ben inanıyorum ileride teknolojinin gelişmesiyle, yapay rahimler gelişecek, cocuklar fabrika gibi yapay cihazlarda üretilecek, cinsiyetleri ,hastalıklara yatkınlığı, bir cok özelliği kodlanacak.Engellilik o zaman bir kesim için belki kalkacak fakat, bu seferde normal insanlar yani parası olmayanlar bu yeniliklerden faydalanamayacak ,parası olan insanlar belkide 5 duyudan fazla özelliklere sahip olacak.
[/FONT]
 
Kürtaja karşı olmak bir tercihtir. Bunu yadırgamıyorum.

Ancak, bazı konuları değerlendirirken duygusal bakış açısıyla değil, objektif kriterlerle hareket etmek gerekir.

Aslında gebeliklerin ciddi bir bölümü özürlü ceninlerden oluşur. Yaşayamayacak kadar özürlü bu ceninlerin de büyük kısmı gebeliğin ilk haftalarında, genellikle ilk 3 ay içerisinde kendiliğinden vücuttan atılır. Yani bedenin kendisinin bir kürtaj mekanizması vardır. Beden, içinde büyüyen yavrunun özürlü olduğunu farkederse bunu kendisi sonlandırır. Böylelikle yaşayamayacak veya çok zor yaşayacak yavruların kaynak israfını engellemeye çalışır.

Zaman zaman bazı özürlü gebelikler bu doğal "kürtaj" mekanizmasının gözünden kaçar ve bunlar bildiğimiz doğuştan engelli bebekleri oluşturur. Artık modern tıp yöntemleri ile bu tür gebelikler erken safhada tespit edilebilmekte ve aileye kürtaj için seçenek sunulabilmektedir.

Şimdi bazı arkadaşlarımız "Allahın verdiği canı almak bize mi kaldı" falan gibi yorumlar yapıyorlar. Haklılar. Ama bazı özür tipleri varki bunlar normal bir yaşam sürmek bir yana, bebeğin ilk 1 yıl içinde öleceğinin neredeyse kesin olduğu durumlardır. Böyle durumlarda aileye bu bebeği doğurmamanın çok daha iyi olacağı tavsiye edilir. Çünkü, engelli bir bebek hamileliği aile için çok zor bir psikolojik süreçtir. Doğum ayrı bir travmadır, böyle bir çocuğun bakımı ayrı bir travmadır, böyle bir bebeğin kaybı da ayrı bir travmadır. Kişisel olarak, bu tür ağır sorunları olan bebek ailelerinin "bırakın, acı çekmesin artık, ölsün" dediğini hiç de az duymadığımı belirtmek isterim.

Yani bu öyle kolayca "kürtaja karşıyım, ne olursa olsun, doğsun" veya "engelli bebek istemem, kürtaj yaptırırım" diye 2 ayrı uca sınıflandırılabilecek bir durum değildir. Her engelli bir bebek için durum farklı ele alınmalıdır. Örneğin, daha anne karnında bir bebeğin 2 ayak parmağının eksik olduğu ama başka sorunu olmadığı söylenirse sanıyorum her anne bu bebeği doğurmayı tercih eder. Ancak, anensefali ("beynin yokluğu, gelişmemesi) tespit edilen bir bebeği doğurmak için ısrarcı olmanın kürtaj karşıtlığıyla falan bir ilgisi olamaz. Doğacak bebek için bile bu acımasızlık olur. Çünkü böyle bir bebek çok kısa süre yaşayabilir ve yaşadığı süre içinde bir bitki kadar dahi bilinç sahibi olmaz.

Diğer taraftan, kürtaj tercih edilen bir doğum kontrol yöntemi değildir. Ama tümüyle gereksiz olduğu iddia edilemez. Pek çok ülkede sadece ilk 10 haftada kürtaj serbesttir. Bu süre içinde cenin bir fasülye boyutunda bile değildir. Herhangi bir bilince, beyine sahip değildir. Bir seri katil tarafından tecavüze uğrayan ve hamile kalan bir kadının bu gebeliği istememesi kadar doğal bir şey olamaz. Böyle bir durumda "kürtaja karşıyım" diyerek çözümsüzlük üretmek yerine, sağlıklı kürtajı mümkün kılmak daha akıllıca olur. Çünkü kürtaj, ister yasal olsun, ister ahlaki soru işaretleri olsun insanlık tarihi kadar eski bir uygulamadır. Kürtajın yasaklandığı ülkelerde, çeşitli otlar, cisimler, yöntemler kullanarak yapılan yasa dışı gebelik sonlandırma yöntemleri anne ölümlerinin en önemli nedenleri arasındadır.

Netice itibariyle; bir gebeliğin sonlandırılıp sonlandırılmayacağı, tespit edilen bulgular çerçevesinde ailenin, özellikle annenin vermesi gereken bir karardır. Ben, erken safhada tespit edilecek önemli özürlerin gebeliğin sonlandırılması için yeterli bir gerekçe sunduğunu düşünüyorum. Bu zor bir karardır. Ama bu kararı zaten çoğu kez doğa bizim yerimize verir.
 
Elbette benim canımdır ve bana asla yük olmaz ama onun yaşayacağı şeyleri engellemek isterim, dışlanmışlığı, acıyı. O yüzden aldırırım.
 
Arkadaşlar anne karnında 6 aylık bebeğimizin osteogenesis imperfecta hastalığına sahip olduğunun ortaya çıkmasıyla tamamen yasal olarak heyet raporu ile eşimin hamileliğine son verilmesi kararının altına imza atmış bir birey olarak yazıyorum. Bu tartışmayı kürtaj kelimesi ile tartışamazsınız hiç bir doktor eften püften kusurlar yüzünden bu süreci işletmez. Ama kürtaja konu erken aylarda ciddi bir anormallik ortaya çıkıyorsa yasal zeminde gereken yapılmalı. Ama tartıştığınız konu kürtajdan ibaret değil bunu bilin. Baba adayı olarak büyük bir trajedi birde anne adayı için empati yapın. Kürtaj diyip aşağılayıp geçemeyeceğiniz bir konu bu.
 
kim ne derse desin benim düşüncelerim bu yönde arkadaşlar...benim doğrum bu yazıktır günahtır çocuğun iç dünyasında yaşayacakların bilemeyiz çünkü ilerde çeken bilir diye söz vardır nedenlerini niçinlerini ben neden böleyim diye soruları zaman içinde bir anneyi eminim ki kahreder....ve keşke dememek için şans verilmişken doktor onayı alınmışken uygun olanın yapılması gerekir tıp bunu gerektirir....şimdi çoğu arkadaşımız özellikle olayın "dini" boyutlarına bakacak ve ben diyorum ki İLLAKİ DOĞURACAĞIM DİYEN ZİHNİYET BENİM GÖZÜMDE GÜNAHKARDIR!


İyi akşamlar hanımefendi yazıktı günahtır filan diyorsunuz ama kusura bakmayın sağlıklı çocuğa bakmak kolaydır önemli olan her koşulda bakmaktır lütfen herkesin kafasını bulandırmayın asıl siz böyle yaparak günaha giriyorsunuz..
 
Kürtaja karşı olmak bir tercihtir. Bunu yadırgamıyorum.

Sanırım konu hakkında bayağı bilgi sahibisiniz.
Özür dileyerek soruyorum
Anne karnında iken özürlü olduğu tespit edilen bütün çocuklar özürlü doğuyormu?
Ya da sağlıklı denilen çocuklar tamamen sağlıklı doğuyormu?
Tıp bu konuda % 100 haklı çıkıyormu?
Çok kısa bir zaman önce arkadaşımın başına böyle bir durum geldi.
Siz cevap verdikten sonra bende anlatacağım.

Anatolia imzamı atıyorum yorumunun altına.
 
Anne karnında iken özürlü olduğu tespit edilen bütün çocuklar özürlü doğuyormu?
Ya da sağlıklı denilen çocuklar tamamen sağlıklı doğuyormu?

Bu sorduğunuz soru nasıl bir yöntem kullanıldığına bağlı.

Örneğin gebeliğin başında yapılan tarama testleri sadece RİSK rakamları verir. Hiç bir bebeğin özürlü olup olmayacağına kesin yanıt veremez. Ancak amniyon sıvısı veya göbek bağından alınan numuneler üzerinde test yapılırsa ve genetik bir özür olduğu tespit edilirse bu neredeyse kesindir.

Eğer ultrasonda bebeğin beyninin, kolunun, bacağının vs. gelişmediğini gördüyseniz bunlar kesindir. Elbette her şeyin normal gözükmesi bebeğin normal olacağını söyleyemez. Sadece bazı özürlerin şimdiki teknolojiyle tespit edilemeyeceğini söyler.

Bazı durumlarda ise bebeğin engelli olduğunun tespiti değil, engelli olmasına yol açacak durum önemlidir. Örneğin güvenli olduğu bilinen sınırların 100 kat üstünde radyasyona maruz kalmış bir bebek ölümcül seviyede sakatlıklar, hastalıklar veya kanserle doğar.

**************

Ben nereye varmaya çalıştığınızı tahmin ediyorum. Diyeceksiniz ki bir yakınıma bebeğin engelli olacağı söylendi, bebek normal doğdu. Veya herşeyi normal denilen bebek engelli doğdu. Mümkündür. Öncelikle herşeyi normal gözüken bebek sadece bildiğimiz kriterlerle kontrol edilebilir. Örneğin bebek büyüdüğünde psikopat olacaksa bunu tespit edebilmenin yolu yoktur.

Diğer taraftan, dediğim gibi, "tarama testleri" sadece risk olasılığı verir. Kesin teşhis değildir. Burada tercih aileye aittir. Burada size sadece şu söylenebilir: Normalde down sendromu riski 1300 doğumda bir görülürken sizin riskinizin 1/270 olduğu olduğunu yani neredeyse normal bir doğumun 6 katı risk taşıdığınız söylenir. Amniyosentez ile genetik problem gösterilirse bu kesindir. Eğer sizin riskiniz 1/50 ise bu durum normalin 25 katı risk taşıdığınızı gösterir.

Şimdi diyebilirsiniz ki bu bir bahistir... kesin olmayan bir duruma nasıl güvenelim. İyi ama tüm hayatınız riskler üstüne kuruludur. 3 metre yüksekliğinde bir yerden atlamanız gerekse büyük olasılıkla 10 seferin 9'unda hiç bir şey olmadan düşersiniz... Ama bir seferinde ayağınız, kolunuz kırılabilir. O yüzden bu riske girmez, merdiven kullanırsınız. Araba kazası geçirme olasılığınız oldukça düşük olmasına rağmen kemer takar, hava yastıklı arabayı tercih edersiniz. Bunlar da risktir.

Normal doğmuş bir çocuğun değil 1/50, yüzde 1 yaralanma riski olsa bile yamaç paraşütü yapmasına izin vermezsiniz. Yani bütün hayatımız risklerle çevrilidir.

***************

Tıbbi olarak bir bebeğin doğup doğmamasına karar verme sorumluluğu aileye aittir. Riskleri göze alabilir veya almak istemeyebilir. Ancak ağır engelli olma olasılığı çok yüksek bir fetüsün doğmasına izin vermek de başka türlü bir vicdansızlıktır. Bu şekilde doğup yaşamının kısacık 1-2 yılını sürekli acılarla geçiren, ailenin hem maddi hem manevi yıkılmasına neden olan, sonu kaçınılmaz şekilde ölümle biten pek çok örneği de ben size sayabilirim.

Uzun lafın kısası, her iki uç fikir de doğru değildir. Çeşitli ahlaki, dini, manevi vs. düşüncelerle kürtaja karşı olmanın yanlış olduğu gibi kürtajı ucu açık bir doğum kontrol yöntemi olarak kullanmak da doğru değildir.

Son olarak; bazı gebelikler bebek için değilse de anne için hayati risk taşır. Böyle durumlarda bebeğin engelli olup olmamasına bakılmaz, kürtaj önerilir. Çünkü esas olan annedir. Tekrar gebe kalabilir. Anne kaybedilirse bebek zaten yaşamaz. Anne ölürse başka bebek de doğuramaz. Yani esasen her şey bir risk değerlendirmesinden ibarettir.
 
''neredeyse kesindir''
ifadesi % 0.00000000000000001 dahi olsa çocuğun sağlıklı doğabileceği ihtimalidir değilmi hocam?
Öyle ise kesin olmayan sonuçlarla bir cinayet işlemek canilik değilmidir hocam?
Yanlış anlaşılma olmasın kimseyi yadırgama hakkına sahip değilim.
Tabi ki herkesin kendi sorumluluğudur. Buna biz karar veremeyiz.

Ancak siz riskten bahsederken ben olasılıktan da öte kesin olan cehennem azabınıda ailelerin gözönüne almasını isterim.

Anlatmak istediğim konuyu çok fazla açmadan özet geçeceğim.
Bir müslüman olarak bu dünyada geçici bir sınavın içinde olduğumun bilincindeyim.
Bu geçici hayat sınavının ertesinde ebedi ahiret hayatımı 60-70 yıllık dünya hayatım için yakmayı hiç istemem. Neticede özürlü bir çocuğum olacak olsa ve ben o çocuğu 70 yıl boyunca sırtımda taşıyacağımı bilsem Allahtan gelen baş göz üstüne diyerek kabullenirim.
Bu teslimiyetle alakalı bir durum.Ama risksiz teslimiyet :)

Arkadaşımın yaptığıda aynen böyle oldu. Malesef yanıldınız hocam çocuk sağlıklı doğmadı. Doğmadan Allahın emriyle öldü. Kürtajsız.
Ama bu arada çoğu kişiden duyduk özürlü denilipte sağlıklı doğan çocukları.
Belkide kendileri çocuğu aldırmak isteselerdi bugün çok daha başka sıkıntıları olacaktı.
2-3 aylık süre içinde tabiki sıkıntılar oldu.Uykusuz geceler, aile büyüklerinin tepkileri vs.
Ama neticede 3 aylık süreç içerisinde Rabbul aleminin huzurunda CANİ damgası yemeden bu işten sıyrıldılar.

Hocam beni yanlış anlamanızı istemem. Kimseye ders vermek niyetinde de değilim.
Ama insanları ''ömür boyu özürlü çocukla uğraşırsın, çocuk doğduğuna pişman olur, nereye kadar uğraşabilirsin vs..'' gibi cümlelerle ikna etmenin yanında bir de şunu söyleseler ''bu çocuğu doğurursan ve ona iyi bakarsan acaba cennette ne verirler sana biliyonmu sen? '' gibi bir cümle duysam insanların iyi niyetinden şüphe etmeyeceğim.Ama hep korkutup ömür boyu sırtlanacak yükten bahsedenleri görünce hiç samimiyet bulamıyorum.
Söylediklerim kesinlikle şahsınızla alakalı değildir.
Eğer farkında olmadan sizi kırdıysam özür dilerim
Hakkınızı helal edin.
 
Hayır niye kırılayım. :) Ben herkesin fikrine saygı duyarım.

Zaten o yüzden bu kararı vermek ailenin sorumluluğudur diyorum.

Ancak sizinle ayrıştığımız bir nokta var. Siz olaylara tümüyle dini bir bakış açısıyla yaklaşıyorsunuz. Elbette bu kendiniz için son derece doğaldır ve haklıdır. Ama gerek eğitimim, gerekse bilim felsefesi ve prensipleri beni dogmatik düşünceden ayrı fikir beyan etmek zorunda bırakır. Bilim felsefesi bir durumu çözümlerken "sizin" dini inanışınıza göre veya "bir başkasının" dini inanışına göre yapamaz. Aynı dine mensup kişiler içerisinde dahi sizin aksiniz şekilde düşünen, böyle bir doğumun gerçekleşmesinin günah olacağını düşünecek kişiler olabilir.

Dolayısıyla nesnel gerçek neyse odur. Manevi karar kişinin kendisine aittir. Bir doğum uzmanı çocuğun % 100 ağır beyin özürlü doğacağını söyleyebilir. Bu bebeğin yaşama şansının çok az olduğunu da söyleyebilir. Bu yükü taşımak isteyen kadar, istemeyene de saygı duymak sorumluluğumuzdur.

Diğer taraftan "cinayet" şeklinde bir tabir kullanmışsınız. Bilindiği üzere kürtaj sadece ilk 10 hafta için serbesttir. Hatta bu süre uygulamada pek 8 haftayı aşmaz. Bu süre içerisinde ortada bir çocuk yoktur. Sadece bir hücre yığını mevcuttur. Bunun bir bebek olup olmadığı islam dinine göre bile tartışmalıdır. Zaten o kısma da girmemiz doğru olmaz. Bu süreyi geçtikten sonra yapılan kürtajlar anne hayatının ciddi risk taşıdığı veya bebeğin çok ağır kusuru olduğunun tartışılmaz şekilde ortada olduğu durumlardır. Aksi halde hem tıbben hem de yasal olarak yasaktır.

Burada çok fazla teknik detaya girmek anlamsız olur ama örneğin tüp bebek tekniğinde birden fazla yumurta döllenir, bunların bazen hepsi, bazen içlerinden sağlıklı olanlar rahim içine konulur. Örneğin burada size göre kullanılmayan döllenmiş yumurta da potansiyel bir yaşam kabul edilip bunların kullanılmaması "cinayet" olarak mı algılanmalıdır. Diğer taraftan, bazen rahimdeki bu döllenmiş yumurtaların hepsi tutar. Dolayısıyla annenin 8-10 çocuklu bir hamilelik geçirmesi, büyük olasıklıkla bunların hepsini ve belki de hayatını kaybetmesi riskini beraberinde getirir. Böyle bir durumda bu yumurtalardan bazılarının sonlandırılarak diğerine yaşama şansı verilir. Bunu da bir cinayet gibi mi algılamalıyız.

Uzun lafın kısası, gerek dini, gerekse etik olarak bu konular pek de düşündüğünüz kadar net sınırlar içermez. Önemli olan kişinin tercihidir. Bu tercih her ne olursa olsun, ayıplamadan kabullenmek gerekir.

Not: Olasılıktan bahsetmişken... Gözünüzü bağlayarak sizi otoyolun ortasına bırakırsak % 99.99999 bir araba tarafından ezileceğinizi söyleyebiliriz, değil mi? Bu durumda nasıl olsa % 0.000001 kurtulma şansı var, öldürmeyen Allah öldürmez diyerek bu şansı deneyebilir misiniz? İstatistikleri o kadar hafife almayın. :)
 
Bu sefer dini karıştırmadan konuşmaya özen göstereceğim :)

Hocam sperm ile yumurtanın birleştiği anda canlı oluşur diyen bilimin kendisi.
Evrensel insan hakları bildirgesinde her canlının yaşama hakkı vardır diye bir madde var.
Dolayısıyla zigot dahi olsa ihtimallere (olasılıklara) dayanarak bir yaşama son vermek bu kurallara aykırı değilmi?

Yanlış anlaşılma olmasın ben cinayet/cani ilişkisinde doktoru kesinlikle kastetmedim.
Kastettiğim çocuğu aldıran ebeveynlerdir. Neticede aile istemezse kimse zorlayamaz.
Kullandığım tabir ağır gelebilir, ismini değiştirip başka şeyler söyleyebiliriz.
Ama bu bir insan öldürme gerçeğini asla değiştirmez.

Tüp bebek konusu ayrı bir mevzu.Ama oradada sonuç değişmez.
Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. (maide 32)
Döllenmiş yumurtayı canlı kabul eden bilimin kendisi.Yukarıda belirtmiştim.
Eğer gerekenden fazla yumurta anne rahmine yerleştirilirse bunun sonuçları tabiki hem anne hem bebekler için ağır olabilir.
Ancak bunun tedbirleri önceden alınmalı.
İhtiyaçtan fazla yumurta döllenmemelidir.
Konunun sizin gibi uzmanları daha fazla tedbir sıralayabilirler.

Olasılık mevzusuna örneğiniz pek kafama yatmadı hocam.
Beni gözü bağlı bir şekilde otoyola bırakın, hatta araç kullanan şoförlerin gözlerinide bağlayalım.
Ama yinede benim yaşama şansım vardır:)
Ama önemli olan beni buna iten sebep ve yaptığımda/yapmadığımda katlanacağım sonuçlardır.
Dolayısıyla olasılık mevzuunu sebep-sonuç ilişkisi içinde ele almıştım.

Tekrar özür dilerim
Bilmeden sürçü lisan ettiysem affola.
 
İnsanın doğasında gelişen ve özellikle 12 ya da 13 yaşına kadar ki dönemlere kadar ortaya çıkmayan bir kaç şeyden biri de sezgisel olarak var olan ama biçimsel olarak olmayan anne ve babalık duygusudur.
Bir çocuğun var olma nedenini ve hayata her türlü eksikliğe ve yetersizliğe rağmen girmesine karar verecek olan insanlar tabi ki anne ve babadır. İşin biyolojik kısmı kolay anlatılır fakat duygularımız ve tercihlerimiz her zaman daha ağır basıyor bu konularda...
Kürtaj sadece kadının annelik algısının anlayabileceği bir kavram erkekler sadece yan faktörler olarak destekleyebiliyor. İfade edişim belki farklı oldu ama yaşamın döngüsünü ve hayatın içine dahil olma süreci tamamen annenin bağımsız karar almasında yatıyor bence...
 
bence ALDİRMA

Benim uç çocuğum var ikincisi otizm ucuncusunede otizm benzeri hastalik olabilir dediler tahliller o yöndeydi ELHAMDULİLLAH hicbir rahatsizligi yok hastaligi vveren de o sifayi verecekte o Allah sabrini veriyor inşallah ebedi bir CENNET sizi bekliyor sabretmeniz karsiliginda
 
Katil olayımmı olmayayımmı yani

o canlı kendini savunacak durumda olmadıgı için sana gücü yetmedigi için onu öldürüyorsun öylemi kim öldürülmek ister sen istermisin ben öldükten sonra çocuga kim bakacakmışta benim gibi sürünmesinmişte sen öldükten sonra çocuga kim bakacak biliyomusun insanlıktan nasibiini almış vicdanlılar sen öldükten sonrasını düşünsen zaten böyle birşey yapmazsın sen bu hayatı düşünüyorsun sana zorluk olacak bu katillerin ve katilligin bir cezası olmalı
 
engelli çocuğu bile bile dünya'ya getirmek "bana göre" hayatta yapılabilecek hele ki inanç sebebiyle ise en büyük bencilliktir.
(savunmasız canlıyı öldürüyorsunuz, yanacaksınız doneleri demagojiden öteye gidemiyor)
 
peki ben şimdi size "engelli yeni bir birey dünya'ya getirmemek için" kürtaj yaptırana katil diyorsanız sizdeki vicdanın karşılığı nedir? diye sorsam ne cevap verirsiniz?
 
Engelli bireyi inanc sebebiyle dunyaya getirmek bencillik olarak adlandirilrsa,engelli bir cocugu aldirmayi neye gore nasil adlandirmaliyiz.
 
kimine göre cinayet, kimine göre dünya'ya getireceğiniz canlının sorumluluğu.
allah böyle verdi argümanıyla: yetiştirip emek verip dünya'ya getirdiğiniz sebze meyveyi de çürük de olsa yiyor musunuz, yoksa topraktan koparıyor musunuz? ikisi de allah'ın verdiği canlı sonuççta.

edit: kendi görüşümün doğru olduğunu savunup empoze etmeye çalışmıyorum; çocuk ve anne-baba arasındadır, kimseyi ilgilendirmez.. ama vicdansız, katil vb ithamlar hoş değil.
 
Curuk meyve ve sebzeden de hayvanlar yararlanir,heba olmaz.Hitler de yahudileri hangi dusunceyle yakip sabun yapti hazir olmemisken bizim yasamamizda bencillik mi olur bizi de mi yaksalar.
 
şehrim engelli doğanla sonradan engelli olan arasında bir fark var...
bunu saptırmamak gerek doğmamış bir ceninden bassedioruz...
testler boşa mı yapılıyor...sen bi tıp çevresinde bulunan bir insansın...sağlıklı nesillerin yetişmesi hata mı???
tabikide insan sağlıklı bir bebek ister....sen şimdi istermisin sağlıksız bebeğin olsun allah korusun?acı çeksin istermisin çocuğun kör bebekler sağır olsun otostiği var bedensel engellisi var derdini anlatamaz edemez bin bir türlü hastalık sorun var minicik bir bebek bunu nasıl kaldırır...bu ötekileştirmek değil tedbir...
bence çok sınırlı düşünüyosunuz....siz engellisiniz çektiniz diye BEBEĞİNİZDE ÇEKMEK ZORUNDA DEĞİL ARKADAŞLAR KENDİNİZ GİBİ OLMASINI BEKLEMEYİN HERKESTEN HİÇ KUSURA BAKMAYIN BEN ÇEKTİM BEBEĞİMDE ÇEKSİN DEMEYİN YAAA ÇİLEDEN ÇIKARIM İŞTE O ZAMANN

ben engelli doğdum.demekki sana göre doğmamalıydım.senin gibilere Allah hakettiğini veriyor zaten.
 
benim engellli bir bebegin yaşam hakkını savunmamın litaretürdeki karşılıgı = insani bir davranış
zekaya bak meyveyle insanı kıyaslıyor sen bitkilerdeki yaşam reaksonlarınyla insanınki aynımı zannediyorsun anlatayım dinle sen o bebegi canlı halde anne karnından çıkardıgında fiziki olarak yaşıyor olacak çek kolunu kopar bacagını kopar bakayım nasıl tepki veriyor git birde agacın dalını kes bakayım nasıl oluyor sen cahil oldugun için kendini birşey zannediyorsun kes artık yeter
 
nurgul37;

hitler örneği çok verilmiş bu tartışmada ama konuyla pek ilgisi yok(yahudiler nereden girdi onu hiç anlamadım). hitler diktatördü, sapkın fikirleriiylle ari ırk için hayattaki anomalileri yok etti. burada kimse engelli çocuk sahiplerini yargılamıyor. doğurduysa, layıkıyla bakıyorsa kendi tasarrufudur.

burada her aldırılmalı diyen doğurulmalı diyene yanlış yapıyorsun diiye çıkışmıyor. bana göre bencillik size göre vicdansızlık, ortak paydada buluşmamız gerekmiyor diye düşünüyorum.

maksadımız faydaysa kürtaj olan cenin de toprağa karışıp gübre olur dersem kısır bir tartışmaya dönüşür.


ebumustafa;

pardon ebumustafa'nın forumdaki karar merci oduğunu bilmiyordum, konuya dahil olup vakit harcadığıma üzüldüm. gene de vermiş olduğun biyoloji dersi için teşekkür. bulunmuş olduğun seviyede esenlikler dilerim sana.
 
Doğacak çocuğun 1-3-5-15 yaşında engelli olmayacağının garantisi var mı? Bebek ana rahmine düştüğü anda insandır öldürülmesi cinayettir. O zaman 1-3-5 yaşındaki engelli çocukları da öldürsünler. Tıp cinayete onay verme mercii değildir. İnsan hayatını kurtarmakla görevlidir. Annenin hayatı, bebeğin hayatı kurtarılma penceresinden olay değerlendirilmelidir, öldürme penceresinden değil...

Allah hepimizi imtihanlarını kazananlardan eylesin...
 
esasen senin derdin islamın degerleri sen o degerlere düşmansın islam hiç bir canlıyı öldüremezsin kürtaj yasak diyor işte bu emir evlilik dışı ilişki kurupta hamile kalanların işine gelmiyor islam yalan söyleme diyor ama menfeati zedelenecekler menfeaati ve ticareti için pembe beyaz tatlı yalanlar söylüyolar islam hırsızlık yapma diyor öteki devletin malı deniz diyor nefsi arzularınıza ve o küçüçük aklınıza uymadıgı için bu degerlere düşmansınız işin aslı bu
 
Üst Alt