Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Gündem] THY işe alımlarında adam kayırmacılık yapıldığı iddiası

  • Konbuyu başlatan yusufunal
  • Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Bulent kırıcı olmak istememem ama bu olayı hangi mantıkla onaylayabiliyorsun dogrusu çok şaşırdım.

Burada vakıfların durumu engellilere faydaları degil ki.

Bir kurum yasalar gereği Engelli alacak. Kurum burada işin gerektiriği kırıterleri belirleme hakkına sahip ama kriterler Objektif olmalı.
Daha Sonra işkur devreye girer Burada kişiler işkura gerekli belgeler ile müracaat eder ve listeye girme hakkı kazanır/kazanamaz. Daha sonra belirlenen kriterlere uyan kişiler THY 'da mulakata tabi olur. Kazananlara gerekli uyum eğitimi verilir ve işe başlar.

Yani sertifika gerkliyse devletin kurumları var örneğin MEB, TSE vb..
Burada vakıf ne hakla sertifika düzenleyebiliyor.

Açıkçası Burada bir yangından Mal kaçırma durumu o kadar açık ki...
FEV belli ki burada paravan bir rol oynamış. Buna hakları yok ve Etik açıdan çok yanlış.

Daha vahimi OturanBoğa haklı olarak Engelli Milletvekiline bunu sormuş. Üzücü taraf Dilemna'nın da dediği gibi gelen cevap bizi Aptal olarak algıladığını açıkça ortaya koymaktadır. Bence olayın en acı tarafı da bu...

Burada FEV'den sertifika alan arkadaşların Bakış açısını tahmin edebiliyorum bir fırsat çıktı önlerine bu durumu sineye çekme mecburiyetindeler doğru olduklarına onların da inandıklarını sanmıyorum..
 
Sevgili bulent,

Fikirlerini meşru ve samimi bulmuyorum! O nedenle saygı da duymuyorum.. :evil: Hatta tehlikeli buluyorum! Çünkü dediklerin; "hukuk" devleti için değil, "vakıf" devleti için geçerlidir. Dernek ve vakıfların hiç birisine "iş bağlayıcılığı" görevi verilmemiştir! Eğer, "yasadışı" şeyler konuşacaksak, o başka!
 
Olayları neden hep yüzeysel anlamda ele alıyorsunuz hala anlamış değilim.

1)- Bülent arkadaş olayları kendi pencerenden anlatmışın ve yorumların ancak seni bağlar.Bahsedilen vakıf hiç de öyle yazdığın gibi çalışmıyor.Vakıf ve Denek gibi oluşumlarda bile adam kayırmak moda olmuştur.

2)- Sayın yöneticimiz bülent bey sizde burada bir siyasi partinin verdiği soru önergesini alkışlıyorsunuz;Özürlüler yasası çıkarılırken o bahsettiğiniz parti vekillerinin TRT 3 teki tavırlarını izledinizmi.? Sırf muhalefet adına yapılanları gördükçe hepsinin biz özürlüleri kullandığını görmemek için partizan olmak lazım.İktidar ortağı olunduğu zamanlar da bile göz ardı edenlerin şimdimi akıllarına geldik.Soru önergesi vermekle sorun çözülüyorsa ben sizin için her gün verdireyim."Bölgem vekillerine kıramazlar bizi."

3)-AKP iktidarının hazırlamış olduğu yasalar günü kurtarmanın derdinde olduğunu görmek için lisans eğitimi almaya gerek yok.Seçimlerde çeşitli listelere girenleride gördük."özürlü oyu için;vekil,belediye meclisi üyeleri ve il genel meclisi üyelikleri."Hepsi kendi namlarına çalışmakta birebir şahit oldum.

4)-Adı geçen vekil öncelikle o partinin oluşumunda ve geçmişinde vardır.Yani yöneticilerine yürekten bağlıdır.

5)-Özürlüler arasında bile ayrımcılık had safada;Siyasilerin bu durumu koz olarak kullanmasına izin verenlerde dernek ve vakıflar değilmi.?

Ülkenin gerçekleri denilerek yıllarca istismar edilmek için var gücü ile acıtasyon yapanlara ne demelidir.Kısa anlatmak istediğim paylaşımcı olunmadan,şahsi menfaatler bir kenara bırakılmadan yapılacak eylem ve çalışmaların asla faydası olmayacaktır.

saygılarımla.......
 
Sevgili aydin_3454,

• Olayların "yüzeysel" değil de "derinsel" alınmasına bir örnek görebilseydik fena olmayacaktı! ;) Çünkü; yeni bir şey göremiyorum bu söylegiklerinde.. Malumu ilan olmuş.. :(

• "Soru Önergesi" hiç bir işe yaramayacaksa, niye veriliyor? "Sizi kırmayacak bölge vekilleri" daha somut olarak (elle tutulur, gözle görülür) neler yapıyorlar? Sorunları çözmek için daha somut önerilerin nelerdir mesela? (Paylaşımcılık, şahsi menfaat bırakılması, gibi "geyik"lerin dışında. Çünkü; onları düzenlemek seni de, beni de, bu siteyi de çok çok aşar!)

• "acıtasyon" diye bir kelime hiç bir sözlükte yoktur! Paylaşımcılıkla anlamı olmayan kelimeleri kullanmak "tezat" olmuyor mu? Kendi görüşlerini bile paylaşamadıktan sonra!
 
Sevgili banen;

1)-Senin geyik dediğin konular yüzünden hala birlik bereaberlik sağlanmamıştır.Sana tavsiyem PC başında geçirdiğin zamanlardan arta kalanlarda da güncel yaşamı takip etmen olacaktır.Eksik bilgilerle konular takip edilmiyor ne yazık ki........
2)-Zoru başarmak kolay değil ! ama bu fikrinle sen zaten başaramazsın.
3)-Bölge vekillerimizle bu konular hakkında görüşmediğimi bildiğine göre falcı olmalısın.Bizler sırf afaki olsun diye kişilerden talepte bulunmayız.Yapamayacakları bir konuda talepte bulunmak bize de yakışmaz.
4)-Somut fikirlerime gelince onlarıda yazayım;
a)-Öncelikle engelliler arasında mevcut olan ayrımcılığın önlenmesi gerekir."dernek ve vakıflardaki ayrımcılıklar"Sınıflandırmalar.
b)-Engelliler ile ilgili çalışmalarda siyasi görüş,dünya görüşü ve bölgesel farklılıkların giderilmesine katkıda bulunmak.
c)-Engellilerin sorunlarının gündeme getirilmesini bir güne,bir hafta'ya sığdırılmasına karşı bir dur denilmesi için çalışmalar yapılması.
d)Engellilerin sivil toplum'da daha aktif hale gelebilmesi için konunun hakimi olanların aktive edilmesine katkıda bulunmak.
e)-engellilerin hangi ad ve isimde olursa olsun kullanılmalarına sebep olanların teşhir edilmelerini sağlamak.
5)-Yeni yüzyılda sözlüklere bir çok anlam ifade eden yeni terimler eklenmiştir.2006 yılı basımı olan sözlükleride okumanı tavsiye ederim.
6)-Sırf cevap vermek adına yazılan yazılarda daha iyi düşünülmesi gerektiği kanısındayım.
7)-Yeni çıkarılan özürlüler yasısınıda çok ağır biçimde eleştirdik."Bölge vekillerimizin bizlerle konuşmaya yüzleride kalmamıştır.Seçim arifesini bekliyoruz.Oluşturduğumuz platformda özürlü arkadaştan çok özürlü adayı arkadaşımız bulunmaktadır.

Ben bu sitenin bile var olan sorunların çözümüne katkısı olduğuna inanmaktayım.İlk andaki duygularımıda adminle paylaştım"oturanboğa".Rahatsızlığımın ilerlemesine rağmen yeni bir sitede göreb aldım.beni tanımak için takip etmeni önemle rica ederim.Yaptığımız sohbetlerde oldukça samimiydim.
 
Olayı daha fazla kişiselleştirmeden ve polemiğe dökmeden cevap hakkımı kullanmak istiyorum: ;)

1- Birlik-beraberliğimizin sağlanamayışının nedenini öğrenmiş bulunuyoruz: ;) Geyiklermiş! (Oysa bana göre, bu da (birlik-beraberlik) bir "geyik".) Şaka bir yana, benim onlara geyik dememin nedeni; soyut kavramlar oluşu, herkes tarafından değişik yerlere çekilebilirliği ve olumlu olarak sonuçlanabilmesi için uzun yılların ve sağlıklı bir eğitim sürecinin geçmesi gerekliliğidir.
Beni şahsen tanımıyorsun! Hakkımda bilebileceklerin, en çok, bu sitedeki arkadaşların bilebilecekleri kadar olabilir. Kişisel konularda, herhangi bir tavsiyede bulunma durumunda değilsin!.. Tabii ben de sana bulunamam! Ayrıca, kimseye de böyle bir konuda "tavsiyede bulunma hakkı" verdiğimi sanmıyorum!

2- "Zor"u başarmak "kolay" olsaydı, "zor" denilmezdi ona! Bir de önemli bir şey söylenmiş gibi ünlem işaretiyle bitirmeni garipsedim ;) Ayrıca "zor" olan nedir, "başarmak" nasıl olmalıdır? Fikirlerim ve ne yapıp, ne yapamayacağım konusunda, hiç de üzerine vazife olmadığı halde, "fetva" da bulunmuşsun, (3. anlamı) ama benim bu saatten sonra böyle bir derdimin bulunmayacağını tahmin edememişsin!

3- "Soru" cümlesi bilinen şeyler için değil, bilinmeyen şeyler için kullanılır! Ben
Baben' Alıntı:
"Sizi kırmayacak bölge vekilleri" daha somut olarak (elle tutulur, gözle görülür) neler yapıyorlar?
diye bir soru sorduğuma göre demek ki bilmiyorum! "Falcılık" biraz (hatta çok) gereksiz bir kelime gibi durmuş orada!

4- Somut fikirlerini (pek çoğunun ne derece somut olduğu tartışılır aslında!) bizimle paylaştığın için teşekkür ederim. Ancak konuyu genişletmesek daha iyi olacaktı! Ben, bu konuyla ilgili, milletvekillerinin ne yapabilecekleri konusunda somut fikirlerini sormuştum..

5- 1980 sonrası uygulamalarına katılmamakla birlikte, "Dil" konusunda tanıdığım tek otorite: TDK'dir! Ve onun sitesindeki "Güncel Sözlük" de böyle bir kelimeyi bulamamıştır. http://www.tdk.gov.tr/tdksozluk/sozbul.asp?kelime=ac%FDtasyon Senin bulabildiğin başka kaynakta değişik bir anlamı varsa getirir, burada sunarsın. "Paylaşımcılık" böyle olur!

Bu konuda bana, Türkçeyi daha güzel ve yanlışsız kullanabilenler, herhangi bir tavsiyede bulunma hakkına sahip olabilirler, ancak. ;)

6- O senin fikrin! Ne o yazı "sırf" cevap vermek adınaydı, ne de daha başka türlü düşünmenin bir gereği var! aydin_3454 beğenmiyor diye düşüncelerimi değiştirmeye niyetim yok!

7- Şu üç cümlede bir çelişki mi var, bana mı öyle geliyor?
aydin_3454' Alıntı:
* ben sizin için her gün verdireyim."Bölgem vekillerine kıramazlar bizi."

** Bölge vekillerimizle bu konular hakkında görüşmediğimi bildiğine göre falcı olmalısın.Bizler sırf afaki olsun diye kişilerden talepte bulunmayız.Yapamayacakları bir konuda talepte bulunmak bize de yakışmaz.

*** Yeni çıkarılan özürlüler yasısınıda çok ağır biçimde eleştirdik."Bölge vekillerimizin bizlerle konuşmaya yüzleride kalmamıştır.


Kusura bakma! Gereğinden fazla yoğunum. Kimseyi takip etmeye macalim ve niyetim yok! Üzgünüm. :oops:
 
aydin_3454, ortada bu kadar karışık ve derin bir konu yok. Konu dağılmasın lütfen.
Sorun basit: THY işe alımlarındaki iddialar.
Bu iddialara karşı sözü olan söylesin, gücü olan kullansın. Bu bağlamda önerge veren CHP milletvekiline laf atmak yerine, bence herkes "ben ne yapabilirim" diye sormalı kendisine...
 
selam dostlar

bir yönetmelik çıkarılmıştı artık engelli sınavlarında mülakat olmayacak,yani torpilin önü kapandı diye.o zamanda inanmamıştım.sitede diyanetin özürlü memur alım ilanı ile ilğili bir soru sordum.bu şartları taşıyan var mı? diye saolsun kimse cevap bile vermedi.bizlerre yanlızca sınav uygulayabilirler.bu tür sertifikalar bizlerin önüne koyulan sözde belgelerdirr.işin özü torpildir.diyanet idari memur olarak alacağı özürlülerden müezzinlik-kayyımlık yeterlilik belğesi istiyor.bu nedemektir arkadaşlar.sınavı kazansanda bu belğen yoksa boşuna kazandın.peki bu belğeyi verirken torpil yapılıyor mu?ben bizzat şahit oldum.görevliyi yemeğe davet ediyor teşekkür için.demekki torpilin ismi değişti sertifika oldu.bu kanuna aykırıdır.idari bir memur olacak kişiden müezzinlik-kayyımlık belğesi isteyemezsiniz.ama istiyorlar!

lokman ayvaya bide bunu sorun bakalım ne diyecek.gözümüzle gördüğümüz olayı bile inkar etme yoluna mı gidecek? yoksa olayın üzerine gidip diyanetin bu haksızlığı durdurması için mücadele mi verecek?
ben güvenmediğim için merak bile etmiyorum.bu sorunun cevabını.engelliler için mücadele eden biri zaten bunun farkına varır ve bizden önce mücadeleye başlardı.

bu sertifikalar torpilin değişen adıdır.kabul etsekte etmesekte,malesef gerçek budur.
 
karakaya, bahsettiğin mesajındaki "müezzinlik-kayyımlık belgesi"nin bu tür bi katakulle olduğunu şimdi anlıyorum. Ben o zamanki sorunu teknik bir soru olarak algılamıştım. Yoksa aynı tepkiyi o zaman da verirdim...
Neyse, bu vesileyle Diyanet İşleri sertifikaları konusunda da bilgilenmiş olduk; ALLAH'A ŞÜKÜR!!!
 
BU İŞE BAŞVURAN OLMUŞ MU?

Bu işe başvuran arkadaş varmı aramızda?

Tophane özürlüler merkezinde 1200 tane cv varmı,fakat bu belge hiç birinde yokmuş,
 
Arkadaşlar, şimdi Sayın Lokman Ayva'dan bir mesaj geldi.
Herkes mesajı okuyup görüş belirtirse çok sevinirim. Ben de en kısa sürede görüşümü yazacağım...

Sayın Lokman Ayva' Alıntı:
05 Haziran 2006 Pazartesi 15:14
Sevgili Bülent;

Sitelerdeki yazıları takip etme imkanım olmadığını için engelliler.biz'deki yazını da arkadaşım bana iletti. Senin bu konudaki sorunu da cevaplamıştım, yanlış hatırlamıyorsam. Bundan önce de sağlam gerekçeleri olmayan çeşitli eleştiriler olduğunu ve onları da cevapladığımı hatırlıyorum. Yazıyı okudukça anladım ki, bu da önceki alışkanlıklarda olduğu gibi hazırlanmış bir yazı. Bu yazıdaki yanlış ve haksız ifadeleri de önceden olduğu gibi detaylı olarak değerlendirmek istiyorum, zira arkadaşlarımızın yanlış bilgi ve düşüncelerle örülmüş bir hayatları olması bundan sonraki ahlaki değerlerini de etkileyecektir.

Öncelikle yazıyı iyi okuduğumda hissettiğim duyguları şu şekilde paylaşmak isterim: Önce şaşırdım. Sonra üzüldüm daha sonra da derin bir iç çektim. İç çektim ve nedenlerini detaylarda anlatacağım.

1- TÜRK HAVA YOLLARI İŞE ALIMLARINDAN PİS KOKULAR GELİYOR!
Değerlendirme: THY'nin çalışmalarını, oradakilerin niyetlerini, çabalarını düşündüm ve "pis koku" ifadesini yanına koydum ve açıkçası midem bulandı. Bu durumu anlatmak için öncelikle son zamanlarda bana ulaşan şu fıkrayı anlatayım: Adamın birisi karısının az işittiğini, duyma güçlüğü çektiğini arkadaşı kulak burun boğazcı doktora anlatır telefonda. O da bir test önerir: Önce 40 adımdan normal sesle karısına bir şey soracaktır, karısı cevap vermezse 30 adımdan soracaktır, yine karisi cevap vermezse 20 adımdan, yine cevap vermezse 10 adımdan, yine cevap alamazsa yakınından soracaktır. Karısının duymadığını görünce en yakından tekrar sorar, "akşama yemekte ne var?" Karısı cevap verir, "beşinci defa cevap veriyorum akşama tavuk var!"

2- 18.05.2006 tarihli ilanla uzun süreden beri ilk defa sakat statüsünde 100 eleman alımı yapacağını duyuran THY'nın, bu işe alımları, sadece ve sadece FEV ve Beyaz Ay gibi Hükümete yakın örgütlerin inisiyatifiyle yaptığı iddia ediliyor...

Değerlendirme: İddiaların bini bir para. Kimisi AK PARTİ’nin Özürlüler Koordinasyon Merkezleri'ni dernekleri yok etmek için kurduğunu iddia ediyor, kimisi sakatlık taban oranlarının %45'e çıkarıldığını iddia ediyor. Kimisi özürlü çalıştırmak için gerekli çalışan sayısının sosyal güvenlik reformuyla 50'den 100'e çıkarıldığını iddia ediyor. Kimisi benim özürlü derneklerine pislik böcekleri dediğimi iddia ediyor. Böyle kime faydası olacak bunların. Neye varılmak isteniyor. İstihdamda rekor bizim dönemimizde kırıldı, en büyük kaynak aktarma bizim dönemimizde oldu. Özürlünün en doğal temel hak ve hürriyetleri bizim dönemimizde tanındı Netice?

Senin serdettiğin iddialar:

1- İlan tamamen formaliteden (yasal zorunluluktan) verilmiştir. İlan yayınlandığı tarihten önce işe kimlerin alınacağı zaten belliydi.

Cevap: Bilmem sunu biliyor muyuz: THY her ne kadar halka arz edilmiş bir kuruluş ise de kamu kurulusu statüsündedir ve zaten doğal olarak ilan vermek zorundadır. THY bu konularda ciddi bir sınırlandırmayla yüz yüzedir. Hem ulusal, hem de uluslararası rekabet içinde olmasına rağmen mesela, karşısındaki ne kadar kaliteli olursa olsun KPSS sınavına girmemiş kimseyi ise alamaz. Ama, bir Onur Air veya Air France böyle bir sınırlandırmayla karşı karşıya değildir. Ayrıca, THY'nin bir proje kapsamında bu çalışmayı yaptığını daha önceden de söylemiştim. Bu projeye göre THY özürlüleri laf olsun torba dolsun diye değil, en üst düzeyde verimli olarak çalışabilmeleri için böyle bir projeyi hayata geçiriyor. Biz yıllardır kurumların bizleri ise aldığını ancak is vermediklerini söyledik. THY de son derece medeni bir yaklaşımla özürlüleri ise alıp, verimli olarak çalışmaları için çalışma yapıyor. Bu yolla da hem sosyal sorumluluğunu yerine getiriyor, hem ortaklarının parasını çarçur etmiyor, hem de özürlülere onurlu bir ortam sunuyor.

2- Nasıl belliydi? Şöyle: İş başvurusu için "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikasına Sahip Olmak" şartı öne sürülüyor. Ve fakat bu sertifika, bugüne kadar hiç bir kurs ya da kurumda verilmemiş! Bu sertifika hakkında ne THY'nin, ne Türkiye İş Kurumu Eminönü Şube Müdürlüğü'nün, ne MEB'nın ve ne de diğer kurumların bilgisi var(dı). Konuyla ilgili tek bilgi, İstanbul Belediyesi ve Hükümete yakınlığıyla bilinen Fiziksel Engelliler Vakfı (FEV) ve Genel Başkanlığını İstanbul Milletvekili Sayın Lokman Ayva'nın yaptığı Beyazay Derneği'nde var.

Cevap: Bu sertifikayı bilmeyenler olarak kuruluşları zikretmişsin. O kuruluşlardan kastin orada çalışan bazılarımı yoksa onların tüzel kişiliklerimidir bilmiyorum. Ancak, sertifika ile ilgili bilgileri bulabileceğin bir adres vereyim: MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne Bağlı Halk Eğitimi Merkezlerince Açılabilecek Kursların İsimleri, Süreleri Kitapçığı (Kurslar Şubesi 2005 Baskısı) Kurs Kodu: Sİ006

Hükümete yakınlık olarak ben de bütün kuruluşlara eşit yakınlıktayız. Mesela, TSD Genel Merkezi'nden arkadaşlar geçenlerde beni orada çok görmekten dolayı doğal üye yapalım gibi espiriler yapıyorlardı. Senin yazdığın mektuplara cevap vermek, Selen (derinsu) arkadaşımızın (engelliler.biz'den olduğu için belirtiyorum) sorularını cevaplamak pek de uzaklık emaresi olmasa gerek.

Öte yandan beni Beyazay Derneği Genel Başkanı olarak ilan etmişsin, henüz değilim. Sade bir üyeyim. Eğer arkadaşlarım bana böyle bir teveccühte bulunurlarsa başım gözüm üstüne.

3- A) Bu sertifika için gerekli eğitim, bu ilan yayınlanmadan önce, FEV-THY "işbirliğiyle" başlatılmış! Yani kimsenin fikri dahi olmadığı bir konuda:

Cevap: (Aradaki ithamları da cevaplamak için soruyu boldum) Bu eğitim MEB denetiminde verilmiştir. "Kimsenin fikrinin olmadığı bir konuda" ifadeni yadırgıyorum. "Kimse" den kastin nedir? O kursun
Gerekliliğine karar veren MEB senin bahsettiğin "kimse" ler arasında anlaşılan değil. Yine bu kursu organize edenler de anlaşılan "kimse" ler arasında bulunmuyor. Pekiyi O MUBAREK "kimse" ler kim Allah Aşkina? Bu mantıkla yarin, Lokmanla Bülent'in fikri yok diye Amerika'nın Uzay'a astronot göndermesini protesto ederiz artık. Bülentçiğim eleştirilerimizi yaparken bence mantık hatası da yapmamalıyız.

3- B) birileri, kendine yakın kişilere bu eğitimi verip, iş başvurusunda bulunma, daha doğrusu işe alınma garantisi sağlamış oluyor.

Cevap: İnsan hayatında çeşitli önyargılarla karşılaşıyor. Özürlü bir birey olarak bunlarla karşılaştım. Öncelikle özürlülerin hiç bir ise yaramadığı önyargısı. Bülent bugün senden de bu kursu alanların ve THY'de ise gireceklerin imalarından yola çıkarak söylüyorum benim yakınlarım olduğudur. Bu özürlü arkadaşlarımızın benim yakınım olduğuna dair elinde her hangi bir delilin var mi? Yakınlıktan kastın nedir bilemem ama, ülkemizde bundan kasıt, akraba, partili, hemşehri, anlaşılır. Hemen sunu söyleyeyim benim milletvekilliğim döneminde veya öncesinde AYVA soyadı taşıyan hiç kimse ise girmemiştir. Hiç bir Konyalıyla böyle bir is ilişkim olmamıştır. Is sahibi olan vatandaşlarımızdan da kimin AK PARTİ'ye oy verdiğini oy kullanma yöntemi nedeniyle bilmem mümkün değildir. Bu konularda bir bildiğin varsa lütfen bana da söylemini istirham ediyorum. Haaa! "özürlülük bir yakınlık ise, yani özürlü kardeşlerim benim yakınım kabul edilirse (bundan ayrıca memnun olurum) bütün yakınlarımın is sahibi olması için sonuna kadar mücadelemi yapacağım. Ne gerekiyorsa, yaparım. Sadece FEV, Beyazay, sadece AK PARTI, CHP değil, Konfederasyon, Federasyon, dernek, vakıf, ve bütün partilerle işbirliği yaparım. Sadece bunlar mi, şirketler, web siteleri, cami, kilise örgütleriyle de beraber çalışmaya varım. Benim bu talebime cevap vermeyen utansın. Bence bir özürlünün eğitim, is, yuva ve ev sahibi olması kadar kutsal ne olabilir ki... Ben Allah'ın izniyle bütün bu konularda tek başıma bile kalsam devam ederim.

3- C) Zira işe başvurmak için önkoşul olarak sunulan "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikasına Sahip Olmak" kriterine bir tek FEV bünyesindeki (hükümete yakın) kişiler sahip olabiliyor.

Cevap: Böyle bir şart yok. Türkiye'nin her yerinden herkes kendi il ve ilçelerinde bu kursu alabilir, verebilir. Bu kursla ilgili mevzuatı yukarıda söylemiştim. FEV bu kursu ilk defa veren bir kuruluşsa kendilerini tebrik ediyorum. Dilerim en kısa zamanda diğer dernek ve vakıflarımız da böyle güzel hizmetleri verirler. Şahsen inanıyorum. Çünkü, bu alanlarda da özürlü kardeşlerimizin yetişmelerine ihtiyaç var.

4- Sonuç olarak THY ilan vermeden önce (FEV aracılığıyla) kimin işe alınacağı belliydi. Bu ilan için uydurulan/yaratılan "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikası" sayesinde FEV dışında kalan kişilerin iş ilanına müracaatları daha en baştan engellenmiş oldu.

Cevap: Bu
1. Doğru değil. Neden? Çünkü, bu eğitimi herkes alabilir. Nasıl alacaklarıyla ilgili kaynak mevzuatı yukarıda söylemiştim.
2. Doğru değil çünkü, diyelim ki Türkiye'de bir tane tip fakültesi var. "Tek okuldan olmuş olmasın diye gemi inşaat mühendisliğinden de elemanların başvurmasına fırsat verelim" diyebilir misin?
5- Bu iddiaları temellendirecek argümanlar aşağıda sıralanıyor. Bunun dışında, özel görüşmelerimde öğrendiğim bilgiler de konunun tam da bu yönde olduğunu destekler mahiyette.

Cevap: Bunun dışındaki bildiklerin varsa onları da cevaplamaya hazırım.

6- Şimdi herkesi duyar gibiyim, "Ne sandın Bülent, bugüne kadar da böyle yürümüyor muydu bu işler!". Biliyorum, evet, bugüne kadar da böyleydi bu işler.

Cevap: Pek çok konuda bugüne kadar böyle geldi fakat böyle gitmediyse özürlüler alanında da geldiği gibi gitmeyecek. Nasıl nedenini hala bilemediğimiz bir şekilde 3 tane sosyal güvenlik kurumumuz vardı da ve 30 senedir birleşemiyordu ve biz birleştirdiysek, nasıl hastaları SSK hastane ilaç kuyruklarında süründürüyorlardıysa ve artık ortadan kalkmışsa özürlülerin sorunları da böyle bir bir ortadan kalkacak.

7- Ama olsun, biz yazalım, biz haykıralım! Böylece en azından bu işleri gördüğümüzü, kimin ne olduğunu bildiğimizi, sözde eşitlikçi söylemlerin ardından bu tür entrika ve adam kayırmacılığın kabak gibi göründüğünü, yüzlerine ayna tutarak gösterelim.
.İlan edilen "özürlüler istihdam yılı" fiyaskosunu;
.adam kayırmayı önleyecek iddiasıyla çıkarılan yönetmeliklerin nasıl da bu tür ayak oyunlarıyla aşıldığını;
."siz iyi eğitim alıp kendinizi geliştirin. size her yerde iş var" mealinde büyük laflar edip, sonra bir de "bizden" olun diye kıvırttıklarını ve bu "bizden"liği önkoşul olarak şart koştuklarını;
adam kayırmanın önüne geçtik diye her yerde söylendiklerini, buna karşın bal gibi ve kayıtsız şartsız kendi adamlarını kayırdıklarını vs. gördüğümüzü haykıralım arkadaşlar.
Suratlarına ayna tutalım ve gördükleri ikiyüzlülükten utanmalarını umalım ve onlara yukarıdan bakıp güldüğümüzü gösterelim. Ve günü geldiğinde bu gördüklerimize unutmayacağımızı da...

Cevap: Simdi senin ürettiğin veya sana iletilen iddialarını birer birer hatta arada kalmış olanları bile teker teker cevapladım. Bütün bu sözleri unutmamanı rica ediyorum. Çünkü, nasıl diğer iddialardaki yanlışlıklar ortaya çıkmış, nasıl durum aydınlık ile karanlık gibi apaçık hale gelmişse ise böyle iftira ile gerçekler de apaçık hale gelmektedir. Ben inanıyorum ki, benim ülkemde gerçeğe saygı kavramına değer verecekler. Tahmin, yorum, suizan, duyum dediğimiz bilgi türlerin aslında gerçek ile ilişkisinin olamayabileceğini öğrenecekler. Bu yanlış bilgileri üretenler, yayanlar dilerim bir gün apaçık gerçeklerle karşılaştıklarında "keşke duyumlarımız gerçek olsaydı" diye dua etmezler ve aslında bunun bir psikolojik beklenti veya tatminin sonucu olduğu gerçeğini de fark ederler.

Bütün bunlarla ilgili olarak kesinlikle kırgın, darılmış veya hizmetlerimi vermeye devam etmekten kaçınacak değilim. Eğer bir hak geçmesi de söz konusuysa hakkimi helal ediyorum. Dilerim ben de bir haksızlığa yol açmamışımdır. Kalp kırma veya haksızlığa yol açmış isem özür dilerim.
Bütün arkadaşlara selam ve sevgiler. Hoşça kalın.

Lokman AYVA
ISTANBUL MILLETVEKILI
AK PARTI MKYK UYESI
www.akparti.org.tr/okm
www.lokmanayva.net
 
Sayın Ayva'ya cevap yazacağım, ama önce, THY bilgi edinme bölümünden şu sorularımın cevabını vermelerini bekleyeceğim. Sanırım o zaman her şey daha iyi anlaşılacak ve iddialar laf kalabalığına gitmekten kurtulabilecektir:

  • THY Genel Müdürlüğü'ne

    THY, 18.05.2006 günkü Resmi Gazete'de yayınlanan sakat statüsünde eleman (Rezervasyon ve Telefonla Satış Memuru) alımı için "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikasına Sahip Olmak" şartını öne sürmüştür.

    Soru 1: THY, bu ilandan önceki 'Rezervasyon ve Telefonla Satış Memuru' iş ilanlarında (da) "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikasına Sahip Olmak" şartını aramış mıdır?

    Soru 2: Bu ilandan önce THY bünyesinde kaç Rezervasyon ve Telefonla Satış Memuru çalışmaktadır? Bu çalışanların kaçı -adı adına- "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikası"na sahiptir? Bu sertifikaya sahip olan memurlar bu sertifikalarını işe alınmadan önce mi elde etmişlerdir, yoksa işe alındıklarında THY tarafından mı eğitilmişlerdir?

    Soru 3: Bugüne değin THY eğitimlerini kendi bünyesinde mi vermiştir? Bu hizmeti dışarıdan satın aldıysa, hangi hizmet için hangi kurumlarla çalışmışlardır?

    Gereğini arz ederim

    Saygılarımla
 
Sayın L.Ayva'dan empati yapmasını rica edeceğim. Eğer kendisi muhalefet milletvekili olsaydı, böyle bir durumda, buna benzer sorular sormuş olsaydı ve bu tür cevaplar almış olsaydı; tepkisi ne olurdu acaba?

Bazen, iktidar milletvekillerine özel "demagoji kursu" mu veriliyor acaba, diye soruyorum kendi kendime. Çünkü eğitimsiz pek kolay değil, bu kadarını yapmak! :evil:
 
OturanBoğa,
Ben Akpli değilim ama bu zamana kadar yapılan hiç bir çalışma olmamışken yapılanı eleştirmek niye anlamış değilim.Sempati duyduğunuz parti iktidarda olsaydı o zaman kimler alınacaktı kıstas ne olacaktı.Ya siyaseti bilmiyor yada fikrinizi yanlı olarak savunuyorsunuz.Kaldı ki bir adım atılmışken arkadan gekebilecek güzel işleri burada eleştirerek engellemiş olmuyormuyuz.O partinin sempatizanı olanların bu durumu biz özürlülerin aleyhine kullanmayacağı ne malum.Diğer yazılarada lütfen cevap yazınız ilgisi olmayan çok yazı var burada.Ben amacı dışında konuşmadım ve asla konuşmam.Yaşım itibarı ve aldığım eğitimlede bunu sosyal hayatımda iyi tatbik ettiğime inanıyorum.


Not: Yapılan iyi çalışmalarıda eleştirirken olumlu olmak ufuklarda rehber olur.
 
Burada yazılanları baştan sona kadar takip etme imkanı buldum. Öncelikle şunu söylemeliyim ki burada bazı arkadaşlar içerisindeki kini ve nefreti kusma imkanı bulmuşlar. Bir konu ancak bu kadar siyasetin içine çeklebilirdi. Şu AKP'nin bir kusurunu bulsam da saldırsam anlayışında olanlar, engelliye en fazla bu hükümet tarafından değer verildiğini çok çabuk unutuyorlar. CHP'nin iddiamızı kullanıp kendi politik hesaplarından dolayı soru önergesi verdiği zaman alkışlayıp, özürlüler konusunda hiç bir icraat göstermediğinde ise sessiz kalmak ne derece adil..
Sayın Milletvekilimiz Lokman Ayva'nın cevabına harfiyen katılıyorum. Maalesef ülkemizde iyi işler yapmaya çalışanlara çamur atmak son derece kolay. İstesenizde istemesenizde bugün FEV ve Beyaz Ay gibi sivil toplum örgütleri özürlü ve özürlü istihdamı alanında faal olan ve başarılı olmuş kurumlardır. FEV; daha geçtiğimiz aylarda 5 ayda 408 engellinin istihdamını sağlayan projelesi ile İŞKUR tarafından en başarılı engelli istihdam projesi seçildi. Bahsettiğiniz kurumlar öyle sıradan hiçbir varlık gösteremeyen kurumlar değildir. Bunun böyle bilinmesi lazım. Kaldı ki bir noktada son derece üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Bizler; özürlüler, özürlülerin istihdamı ve sorunları ile ilgili konularda birbirimize destek olmalıyız. Bu sayfada yapılan karalamalar inanın ne bize, ne bahsedilen kurumlara ne de özürlülere bir yarar getirmeyecektir. Özürlüler ve sorunları konusunda nasıl sesimizi daha gür duyurabiliriz diye kurumlar ve kişiler birbirlerine destek olmalıdır bu şekildeki karalamalarla köstek değil..
Sayın Lokman Ayva'nın verdiği cevapta iddiaları tamamen çürüten bazı noktalar dikkatimi çekti.
-THY kamu kurulusu statüsündedir ve zaten doğal olarak ilan vermek zorundadır. Bu kurumda çalışabilmek için herşeyden önce KPSS sınavına girmek ve bu sınavı kazanmak gerekmektedir. FEV yada FEV yöneticileri kimsenin yerine bu sınava giripte soruları çözmez merak etmeyin..
- İlanda bahsedilen "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikası" MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne Bağlı Halk Eğitimi Merkezlerinden alınabilmektedir. Yani iddia edildiği gibi bu sadece bazı kurumlardan dağıtılan bir belge değildir. Zaten mantıklı olan herkesin anlayacağı gibi bir sivil toplum örgütü MEB sertifikası veremez.
Bu yazımda THY savunduğum asla akla gelmemelidir. THY bazı akılalmaz uygulamalarından dolayı eleştirdiğim çok olmuştur. Örneğin uçak biletlerinde özürlüye yapacağı indirim için binbir şart koşmaları son derece mantıksız bir uygulamadır. Daha önce tartışıldığı için bu konuya girmek istemiyorum.
Sonuç olarak bir şeyi yıkmak kolay fakat inşa etmek zordur. Bu noktada herkesin duyarlı olması lazım. Özürlü insanlara faydalı olan ve bundan sonra da faydalı olabilecek kurumları küstürmeyelim artık..
 
OturanBoğa' Alıntı:
Arkadaşlar, başvurunun halen devam ettiğinden emin misiniz?
Biraz önce bu konuda bilgili birine (Yavuz Kocaömer) sordum ve bana mealen şu bilgileri verdi: alımlar tamamlandı, hatta birçoğu gerekli eğitimi aldı ve bugünlerde işe başlayacak.

ykklaşık 2 ay önce Lokman Ayva tgrt'de sizin sesiniz programına katılarak duyurmuştu bu haberi. Bİr telefon numarası vermişti. Orayı aradım CVnizi yollayın dediler. DAha sonra internet sitelerinde kazananları ev eğitim alacakları açıkladılar. Yani işe giren girdi eski bir olay olması alsım. Ama tekrara bir işe alım sözkonusu ise bilemem
 
1- istanbul: Şu AKP'nin bir kusurunu bulsam da saldırsam anlayışında olanlar

Elbette AKP aleyhtarları da olacak sitede; tıpkı AKP taraftarları, diğer parti taraftarları ve tarafsızlar olduğu gibi.

2- istanbul: Engelliye en fazla bu hükümet tarafından değer verildiğini çok çabuk unutuyorlar.

Bu sitede AKP’nin gerçekleştirdiği ve olumlu bulduğumuz birçok icraatı alkışladık (bundan sonra da alkışlamaya devam edeceğiz) ve yanlış bulduğumuz birçok icraatı eleştirdik (eleştirmeye de devam edeceğiz).
Yalnız şu iki şeyi unutmamak gerekir: 1) Bu başlık AKP’nin icraat bilânçosunu yaptığımız bir başlık değildir. Hükümetin icraatlarıyla ilgili olarak birçok başlık açılmıştır, dileyen herkes de yeni bir başlık açarak konu hakkındaki düşüncelerini yazabilir. 2) Ben mesela oldukça sevilen biriyimdir, birçok kişiye iyiliğim dokunmuştur. Peki, şimdi ben birine tecavüz etsem ya da bir hırsızlık yapsam, “Bülent çok iyidir...” mi diyeceksiniz? Elbette ki, hayır! Elbette toleranslı bakabileceğimiz olaylar vardır ama, yanlışsa yanlış demek de erdemdir. Bu bağlamda siyasi jargonla konuyu ele alıp parti savunuculuğu yapılmasındansa, somut olay ve soruların konuşulmasını tercih ederim (tabi herkesin kendi tercihi). Sonuç olarak kişi ve kurumlardan bağımsız, salt olaylar üzerinden konuşmak daha yapıcıdır.


3- istanbul: CHP'nin iddiamızı kullanıp kendi politik hesaplarından dolayı soru önergesi verdiği zaman alkışlayıp, özürlüler konusunda hiç bir icraat göstermediğinde ise sessiz kalmak ne derece adil..

Hükümet koltuğunda oturanlar icraat ederler. Bu bağlamda CHP’yi icraattan sorumlu tutamayız gibime geliyor. Ama derseniz ki sakatlar konusunda yeterli muhalefeti ve alternatifi gerçekleştirebiliyor mu, bakın bu tartışılır (ama başka başlıkta). Ama şunu çok rahatça söyleyebilirim ki, gerek Özürlüler Yasası’nın çıkarılma aşamasında olsun, gerekse sakatlarla ilgili yasa görüşmelerinde olsun, CHP tüm önergelere tam destek vermiştir. CHP’li olmamama karşın, bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Sanırım bunu başta Sayın Ayva olmak üzere tüm AKP’liler onaylayacaklardır. Ama dedim ya, bu başka bir başlığın konusu...

4- istanbul: FEV; daha geçtiğimiz aylarda 5 ayda 408 engellinin istihdamını sağlayan projesi ile İŞKUR tarafından en başarılı engelli istihdam projesi seçildi.

Evet işte! Peki, sizce neden o projeye değil de, bu THY alımlarına itiraz ediyoruz? Çünkü o doğruydu, bu yanlış; onu alkışlarız, bunu eleştiririz.
THY bir kamu kuruluşudur. Özel sektör dilediği kriterlerde ve dilediği kurumlarla işbirliği yaparak istihdamı gerçekleştirir. Ama kamu kurumu söz konusu olduğunda, bunun değiştirilemez yasal kuralları vardır. Ve THY işe alımlarında bu kurallar çiğnenmiştir.


5- istanbul: Bu sayfada yapılan karalamalar inanın ne bize, ne bahsedilen kurumlara ne de özürlülere bir yarar getirmeyecektir. Özürlüler ve sorunları konusunda nasıl sesimizi daha gür duyurabiliriz diye kurumlar ve kişiler birbirlerine destek olmalıdır bu şekildeki karalamalarla köstek değil

Bence bu çürümeye ve adam kayırmaya karşı duruş, Engelli Hareketi adına en onurlu ve yararlı tavırdır. Kişilerden ve kurumlardan bağımsız olarak doğruya doğru, yanlışa yanlış demek ve sırf kendimizi düşünerek değil, tüm insanları düşünerek olayları değerlendirmek, bu Hareket için büyük bir enerji ve umut kaynağıdır.

6- istanbul: Sayın Lokman Ayva'nın verdiği cevapta iddiaları tamamen çürüten bazı noktalar dikkatimi çekti.

Sayın Ayva’nın mesajına karşı görüşümü aşağıya yazacağım...

7- istanbul: Bu yazımda THY savunduğum asla akla gelmemelidir. THY bazı akılalmaz uygulamalarından dolayı eleştirdiğim çok olmuştur. Örneğin uçak biletlerinde özürlüye yapacağı indirim için binbir şart koşmaları son derece mantıksız bir uygulamadır. Daha önce tartışıldığı için bu konuya girmek istemiyorum.

Bense THY’yi bugüne değin yasal zorunluluğu olduğu halde sakat statüsünde personel istihdam etmediği için, tekerlekli sandalye kullanan yolcularına diğer yolcularına gösterdiği saygıyı gösterip, o ölçüde hizmet vermediği için ve şimdi de her zamanki istihdam koşul ve prosedürlerini sakatlar söz konusu olduğunda değiştirdiği için ( www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=136484#136484 ) eleştiriyorum.
40 milyonluk indirim çok da önemli değil!


8- istanbul: Sonuç olarak bir şeyi yıkmak kolay fakat inşa etmek zordur. Bu noktada herkesin duyarlı olması lazım. Özürlü insanlara faydalı olan ve bundan sonra da faydalı olabilecek kurumları küstürmeyelim artık

Duyarlılık ve hayırseverlik ayrı bir şeydir, yasal ve sosyal sorumluluk gereği üzerine düşen görevi yerine getirmek ayrı bir şeydir. İnsanlar görevlerini yerine getirirken “küsme” lüksleri olamaz.
Devlet herkese görev verecek, herkes işini yapacak, sivil toplum (yani bizler) de denetleyecek ve gerekirse devleti göreve çağıracağız...


***
Aslında sorular basit ve kısa; cevaplar da (!):

Soru 1: THY, bu ilandan önceki 'Rezervasyon ve Telefonla Satış Memuru' iş ilanlarında (da) "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikasına Sahip Olmak" şartını aramış mıdır?

Soru 2: Bu ilandan önce THY bünyesinde kaç Rezervasyon ve Telefonla Satış Memuru çalışmaktadır? Bu çalışanların kaçı -adı adına- "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikası"na sahiptir? Bu sertifikaya sahip olan memurlar bu sertifikalarını işe alınmadan önce mi elde etmişlerdir, yoksa işe alındıklarında THY tarafından mı eğitilmişlerdir?

Soru 3: THY, önceki personel alımlarından farklı bir prosedür işletmişse, bunun sebebi nedir?

Soru 4: İddia edildiği gibi, ilanda öne sürülen MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikası her yerde veriliyorsa/verildiyse, bu durumda sormak gerek: Adı geçen ilana FEV dışında eğitim alan kaç kişi başvurmuş ve işe alınmıştır?

Soru 5: İlanın resmi gazetede yayın tarihi 18 Mayıs ve son başvuru tarihi de 1 Haziran’dır. Soruyorum: FEV’deki eğitimin başlangıç tarihi nedir? FEV’deki eğitimin ardından işe başlayan kişilerin işe başlama tarihleri nedir?

[size=6]Gelelim cevaplara: [/size]
Eğer cevaplardan –iddia edildiği gibi- şu sonuç çıkıyorsa, ortada hem ahlaki hem de yasal olarak sorun var diye düşünüyorum:

* THY, konu edilen kadrolar için daha önceki işe alımlarında, adı geçen Sertifika’yı önkoşul olarak öne sürmemiştir.
* Bu ilandan önce THY’de çalışan 'Rezervasyon ve Telefonla Satış memurlarına bu minvalde eğitim THY aracılığıyla, işe alımın ardından verilmiştir.
* THY, sakat statüsünde işe alımlarda farklı bir prosedür işletmiştir. Çünkü...
* Bu ilan sonucu işe alınan personelin tamamına yakını (%95) FEV aracılığıyla işe alınmıştır.
* Kronoloji şöyledir: Önce FEV’de kurs başlatıldı. Sonra kursun ortasında THY iş ilanını yayınladı. Daha sonra iş ilanının sone erdiği gün, FEV’de eğitim alan kişiler işe başladı.

Eğer böyleyse arkadaşlar, bunun adı istihdam değil, adam kayırmadır!
Bir kamu kuruluşu, önceden belirlenen/bilinen 100 kişinin işe alınması için iş ilanı yayımlarsa, suç işlemiş olur.
Bir kamu kuruluşu, sakatlar söz konusu olunca işe alım prosedürlerini “özelleştirirse”, bu ayrımcılık olur. Ve ayrımcılık suçtur.


***
Sayın Ayva’yla ilgili olarak kısa kısa birkaç şey söylemek istiyorum:

Sayın Ayva’nın cevabını bir yönüyle anlıyorum aslında. Zira Sayın Ayva’yı bağlayan ve isminin en önünde duran bir siyasetçi kimliği var... Ama neyse ki benim böyle bir yanım yok; ve dahası bırakın mensubu olmak, sempati beslediğim bir parti bile olmamasından dolayı, iyiye iyi, kötüye kötü, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilirim. Ayrıca bir siyasetçinin, iktidarda olduğundaki söylemleriyle, muhalefetteki söylemleri arasında büyük uçurumlar olabileceğini de biliyorum. Onun için söylemlerimi Sayın Ayva’nın şahsına değil, siyasetçi yanına yönelik alırsanız, sevinirim.
Sayın Ayva muhalefette olsaydı, üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri söyleyeceğimizden kuşkum yok... Ne diyeyim, Allah kurtarsın :)

Bendeniz Sayın Ayva’nın THY karşısındaki ezikliğini de anlayamıyorum doğrusu (THY'nin çalışmalarını, oradakilerin niyetlerini, çabalarını düşündüm ve "pis koku" ifadesini yanına koydum ve açıkçası midem bulandı.)!
Kimse kimseye iyilik yapmıyor arkadaşlar, herkes işini ve görevini yapıyor! THY bugüne kadar bu görevini ve sorumluluğunu yerine getirmiyordu, şimdi (tepkiler üzerine) getirmeye başlıyor. Olay bu kadar basittir. Ve THY, ne FEV’in ne de AKP’nin Kurumu değildir, KAMUnun kurumudur. Bu halkın vergileriyle kurulmuş ve varolmuştur. Benimdir, senin, herkesindir! Benim olanı bana verirken böbürlenmeye kimsenin hakkı yoktur ve ben, benim olanı alırken eziklik duymam.

Burada amacımız THY’yi küçük düşürmek ya da sakat statüsündeki istihdamın önüne geçmek değil elbette. Bizler, işe başvuru dahi yapamayan binlerce insanın haklarının yenmesine karşı çıkıyoruz.

Yukarıdaki hiçbir mesajda, Sayın Ayva yakınlarını işe sokmuştur denmemiştir. Bu çocukça suçlamaya kimse tenezzül etmez. Sayın Ayva’nın, sanki böyle bir iddia varmış gibi söylemesini anlamadım doğrusu. İddialar yukarıdadır ve açıktır. Ve şahsi hiçbir suçlama yoktur.


Sayın Ayva demiş ki: "Bütün bunlarla ilgili olarak kesinlikle kırgın, darılmış veya hizmetlerimi vermeye devam etmekten kaçınacak değilim. Eğer bir hak geçmesi de söz konusuysa hakkimi helal ediyorum. Dilerim ben de bir haksızlığa yol açmamışımdır. Kalp kırma veya haksızlığa yol açmış isem özür dilerim."

Şahsen ne pertiliyim ne de birilerinin adamı. Bu bağlamda tüm partilere, tüm kişilere vs. gerçek anlamda eşit mesafedeyim. Ve bu ve benzeri karşı duruşlar sonucu ne kimseye kırılırım ne de kimseyi kırdığımı düşünürüm. Ben sadece kendi doğrularnı aramaya çaışan biriyim. Bu bağlamda mücadele verilir ve ilişkiler sürer...

Not: Sayın Ayva'nın cevaplarını çok soyut ve siyasi jargonla yazılmış olarak değerlendirdiğim ve maalesef kendimde o jargon becerisini bir türlü gelişimediği için, Sayn Ayva'ya madde madde cevap yaz(a)madım. Eğer Sayın Ayva'nın mesajıyla ilgili birşeyi merak eden olursa ve "hadi hadi şu soruyu cevapla" ya da "şuna ne diyorsun" derse, ona cevap vermeye çalışırım. Ama ne olur somut olsun.

Not:

CHP Milletvekili ve Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Bihlun Tamaylıgil' Alıntı:
[size=7]Başbakana yazılı soru önergesi[/size]

[size=4]Türk Hava Yollarına engelli eleman alımı ile ilgili olarak işletilen süreç hakkında birçok kanaldan tarafıma şikâyetler ulaşmaktadır. Bu sebeple aşağıdaki sorularımın cevaplanmasını rica ederim.

1- Türk Hava Yolları engelli eleman alımı ilanı hangi tarih veya tarihlerde, hangi gazetelerde, nasıl bir içerikle verilmiştir?

2- Bu ilanda İş başvurusu için "MEB Onaylı İş ve İnsan İlişkileri Eğitim Sertifikasına Sahip Olmak" şartı öne sürülmüş müdür?

3- Yukarıda tanımlanan sertifikayı verme yetkisine hangi tüzel kimlikler sahiptir? Bu tüzel kimliklerin yönetim kurulunda bulunanlar kimlerdir?

4- Bu sertifika programı hakkında engelli vatandaşlarımıza duyuru hangi kanallardan yapılmıştır?

5- İşe alınmış olan 100 kişinin sertifikaları hangi tüzel kişilikten verilmiştir?

6- İşe alım şartı olan bu sertifikalarla ilgili eğitim hangi tarihlerde nerede verilmiştir? Eğitim programının içeriği nedir? Sertifikaya sahip olabilmek için istenen başarı seviyesi nedir?

7- Yukarıda tanımlı sertifika daha önce başka bir kurumun engelli eleman alımında ön şart olarak aranmış mıdır? Yoksa sadece THY engelli eleman alımı süreci için mi bu tanımdaki sertifika istenmiştir?[/size]
 
Aslında Sayın Lokman Ayva o kadar yazı yazmasına rağmen hemen hiç bir soruya açık cevap vermemiş.
Sayın Ayva olay basit kimse Engelli istihdam ediyor diye THY'nı eleştirmiyor Burada istihdam öncesi ne olduğu bilinmeyen bir sertifika ile birilerine haksız rekabetten menfaat sağlanmış..
 
Sayın Ayva dile getirilen soruları taktic bir atılımla kendisine ve partisine yönelik siyasi bir çıkış gibi gösterme eğiliminden vazgeçecek gibi görünmüyor.

Evet doğrudur AKP iktidarını eleştiriyoruz yada ben kendi adıma bunu yapıyorum. Ancak bu eleştiriler yarın başka bir parti iktidara geldiğindede aynı şekilde ve hatta daha şiddetli bir biçimde dile getirilecektir. Eleştirilerin amacını saptırarak siyasi bir çıkış olduklarını iddia etmek ve bu yolla dikkatleri eleştirilerin içerdiği soru işaretlerinden uzaklaştırmak siyaseten etkili bir retorik olabilir. Ancak kısa vadede kazanım gibi görülebilecek bu yaklaşım soruların meydana çıkmasındaki nedenleri ortadan kaldırmaz ve sonuç uzun vadede herkes için kayıp olur.

Bu karanlık yöntemler ve kayırmacılıklarla kazandığını sanan kesimler bile uzun vadede kaybedecektir. Çünkü "refah" denilen şey herşeyden önce bireysel değil aksine toplumsaldır. Birilerinin küçük kazançları nedeniyle toplumsal bir çürüme ortaya çıkmışsa bu kazananlarda aslında kaybetmiş sayılır, çünkü hepimiz aynı gemideyiz. "Ben kamaramda rahat rahat uyurum, gemi batarsa batsın" diyemeyiz.


Sayın Ayva cevabında duyguları tetiklemeye çalışarak helallik isteyeceğine somut cevaplar verseydi çok daha takdire şayan bir iş yapmış olurdu. Cevabında dile getirdiği, ve görünen odurki bir çok arkadaşımızında çok etkilendiği,"bu hükümet zamanında engelliler için bir şeyler yapmış olmak" söylemide ilginç. Arkadaşlar tabiki yapacak, görevi bu. Yakın zamana kadar engellilerle ilgili umursamaz tavır takındığı iddia edilerek suçlanacak tek parti hükümeti olmadı/olamadı. Zira koalisyonlar nedeniyle herkes topu birbirine atıyordu. Eğer bu hükümetin yerine CHP tek başına iktidar olsa emin olun onlarda mecburen benzer adımları atmak zorunda kalacaklardı.

Kaldıki eskiden yapılmayan br takım hizmetlerin bugün yapılabiliyor olunmasıda bir zaman ve imkan meselesidir. Bu hükümet 1990 yılalrında iktidar olsaydı dönemin karmaşık terör ortamında bunlarda bu hizmetleri yapma şansı bulamayacaklardı. Bu hizmetlerin yapılabilmesi içinde bulunduğumuz dönemin koşullarıylada ilintilidir. Dünyanın her yerinde zaman geçtikçe bir takım hizmetler artar ve gelişir. Her hüükümet kendisinden öncekilerin yaptıklarını ilerletmek geliştirmek zorundadır ve bu normal olandır. ;Bu durum ancak bir savaş ve 2001 krizinde oldugu gibi sıradışı durumlarda aksar. (Bu krizin sebeblerine hiç girmiyorum) Bunları söylememin sebebi bu hükümetin eskiden olmayan bazı hizmetleri ifa etmesinin aslında doğal ve olması gereken bir durum oldugunu anlatmak. Çünkü ülkemizde toplumsal bilinç ilerliyor ve bu ilerleyen bilinç daha farklı isteklerde bulunuyor. Bu işin sosyolojik boyutu.

Bu hükümet zamanla istenen ve gelişen toplumsal ilerlemeleri bile kendisine mal ederek bakın geçmişte bunlar yoktu ve artık var diyerek ülkemizin içinde bulunduğu tüm atılımlara sahip çıkıyor. Bunu bu hükümet değil kim yaparsa yapsın hafifçe gülümsemeliyiz arkadaşlar. Çünkü mesela Arjantin bizim kriz geçirdiğimiz dönemde ne haldeydi hatırlayınız. Arjantin bugün İMF ye olan tüm borçlarını ödeyip kapatmış bir ülke. biz hala ödeyeceğiz. Demekki zaman geçince bazı şeyler ister istemez gelişmek zorunda, bu diyalektiğin doğal gereğidir.

Peki bu olağan gelişmelerin dışında bu hükümet bize ne verdi? Daha önceden gerçekten sorun yaşadığımız bir takım konularda mesela ilaç alımları vb ciddi gelişmeler katedildi. Ancak bunlarında net bir şekilde sona erdiğini söylemek mümkün değil. bunun dışında engellilerin ve malüllerin gerçekten komik olan maaşlarını nispeten kabul edilebilir bir aşamaya çekti. Engelliler kanununu çıkarttı( hangi hükümet olursa olsun Ab görüşmeleri nedeniyle bu kanun çıkmak zorundaydı. Hükümetin özel bir duyarlılığı nedeniyle değil) Buna rağmen biz sitemizde bu yapılanları alkışladık ve birlikte sevindik. Ancak bu hükümet engellilerin tüm sorunlarını aşmış gibi yaparken engellilerin en büyük sıkıntısı olan ulaşım konusunda daha önce tevdi edilen haklarını elinden alabilmiştir. Artık engellilerin ÖTV muafiyeti ellerinden alınmış yerine "öteleme" - ne işimize yarayacaksa artık!- adı verilen ucube bir sistem getirmiştir. Yani bu hükümet engelliler için her konuda hayra alamet olmamıştır.

Kaldıki engelli dediğimiz insanlar engellerinden önce birer birey ve vatandaştırlar. Bizler hükümetin faaliyetlerine sadece engellilere yaptıkları üzerinden bakan ruh hastalarıda değiliz! Bu ne demektir? Engelliler için iyi bir takım işler yapsın ; ama memleketin anasını ağlatsın! Eğitimde, dış politikada herşeyi altüst etsin ama engellilere güzel imkanlar sağladığı için biz sadece hükümeti övelim... İyide arkadaşlar bu yaklaşımla hareket edersek yani herkes kendi çıkarına destek verdiği müddetçe bu hükümeti desteklerse bu ülkenin hali ne olacak? Bizler sadece engelli de değiliz birer vatandaşız. Tabi bunu söylerken kasteddiğim başka bir takım düşünce ve duygularımızı engelliler meselesine karıştırarak haksız bir şekilde hükümeti eleştirmek değil. Bunu dile getirmemin sebebi engelliye yönelik bir kaç adım attı diye engellilerden hükümetin affedersiniz yalakası olmalarını bekleyen zihniyeti eleştirmektir. Yoksa engelliler için atılan adımı alkışlarken diğer adımları eleştirebiliriz. TAbi bunun yeri engellilerin ve engelliliğin konusuldugu bu platform olmaz da başka bir yer olur, o ayrı mesele. Biz burada engelliler olarak önümüz açılmışsa alkışlar engellenmişsek eleştiririz bununda partizanlıkla alakası yok.

Bülent gerekli linki verebilirse göreceksiniz. Biz bu sitede engelliler için uygulanması istenen bazı pozitif haklara bile yeri geldiğinde itiraz ettik. Örneğin bazı arkadaşlarımız "üniversite sınavlarında engellilere düşük puanla girmek için hak tanınsın" dediklerinde bunun haksız bir uygulama olacagını ve böyle bir şeyin yapılmaması gerektiğini ilk biz haykırdık. Çünkü biliyoruzki engelli olmak birilerine haksızlık yapma hakkıını bize vermez. Hani meşhur filozof Emmanuel Kant ın "categorical imperative" (Türkçesini hatırlayamadım üzgünüm.) denilen bir ahlak anlayışı vardır. Buna göre kendine yapılmasını sitemediğin şeyi başkalarına da yapmazsın. Evrensel br ahlak anlayışıdır bu ve bizimde burda yapmaya çalıştıgımız şey budur. Yani yanlış gördüğümüz şeyi eleştirmek. Bununda AKP;CHP;MHP yada diğer partili olmakla ilgisi yok. Burada her partiden arkadaşlarımız olabilir ve bu aslında bizim için birer kazanç birer zenginliktir. Ne kadar farklı fikir olursa o kadar zengin bir düşünce ortamı oluşur ve böylece en iyiyi çok daha kolay bulabiliriz. Ancak bütün bu arkadaşlarımızın uyması gereken kural bellidir ve hepimizi ilgilendiren konularda partizanlık yapmamayı içerir. Bir gün AKP dışında bir parti hükümet olursa bu eleştiri oklarının onlarada yöneldiğini umarım hep beraber görürüz.

Bütün bunları buradaki eleştirilerin partizanlık olmadığını, bu eleştirileri partizanlık gibi gösterme çabalarının ise maksatlı oldugunu vurgulamak için anlatıyorum. İlgilerin sizin hatanızdan uzaklaşması için yapabileceğiniz en ucuz taktik bu eleştirilerin art nyetli oldugunu söyleyip işin içinden çıkmaktır ama artık gerçekten bu ucuz taktik kabak tadı vermeye başladı.

Bu konuda ortaya atılmış bir iddia var ve iddiaların merkezindeki kişinin yapması gereken demogoji yapmadan somut verilerle iddiaların yanlışlığını ortaya koymaktır. Eğer bir yanlış anlama varsa bu iddialara cevap isteyen bizler kendisine teşekkür ederiz olay kapanır. Ama sadece sayın Ayva değil bu iktidar maalesef bu şekilde davranmıyor. Bakıyorsunuz namusuyla gazetecilik yapan birilerinin banka şifreleri elde ediliyor ve kanunen yasak olmasına rağmen hesaplara giriliyor. Hayali ve yalan iddialarla şişik banka hesapları iddiaları ortaya atılıyor. Çamur at izi kalsın politikaları ustaca icra ediliyor. eleştiren herkes ajan, düşman muamelesi görüyor. Bu ancak faşist ve despot kominist rejimlerde görülen bir yıldırma yöntemidir ve bizim ülkemizde 2006 yılında hala uygulanıyor oldugunu görmek iç sızlatıcıdır.

sonuç itibariyle ortaya atılan iddianın en hassas yönleri cevaplanmamıştır. Bülent in sorularına gelecek cevapları ben de sabırsızlıkla bekliyorum.
 
BENCE DİLEMMANIN DA DEDİĞİ GİBİ LOKMAN AYVA SORULARI PROFESYONELCE VE POLİTİK CEVAPLARLA GEÇİŞTİRMİŞ.HİÇ BİR SORUYA AÇIK CEVAP VERMEMİŞ.
 
Burada da, Sevgili Pegasus'un pek çok görüşüne katılıyorum! (Ama katılmadıklarım da var. :p )

Ne yazık ki; güzel ülkemizde, geçtiğimiz yüzyılın önemli bir bölümüne yerleşmiş olan, "gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım" anlayışı (diğer deyimiyle "beyinsiz işgüzarlık") "biz artık değiştik" diyerek yola çıkan günümüz iktidarı tarafından da "değiştirilememiş" görünüyor. Korkarım "kalıcı" hale gelecek. :evil:

"Ortada bir yanlış varsa bulalım, düzeltelim" demek yerine "bu adamlar da engelliler için çalışıyor, yolsuzluk yapmak onların hakkı" mealinde açıklamalar yapmak, yukarıdaki gibi düşünmeme neden oldu. :evil:

Yukarıda Sayın Ayva'dan rica ettiğim "empati" yapma eylemini bir de bu olanları savunan arkadaşlardan rica edeceğim.. Siz muhalefette olsaydınız ve başınıza böyle bir iş gelseydi, tepkiniz ne olurdu acaba?



2- 18.05.2006 tarihli ilanla uzun süreden beri ilk defa sakat statüsünde 100 eleman alımı yapacağını duyuran THY'nın, bu işe alımları, sadece ve sadece FEV ve Beyaz Ay gibi Hükümete yakın örgütlerin inisiyatifiyle yaptığı iddia ediliyor...

Sayın Ayva'nın buna verdiği cevap:
Değerlendirme: İddiaların bini bir para. Kimisi AK PARTİ’nin Özürlüler Koordinasyon Merkezleri'ni dernekleri yok etmek için kurduğunu iddia ediyor, kimisi sakatlık taban oranlarının %45'e çıkarıldığını iddia ediyor. Kimisi özürlü çalıştırmak için gerekli çalışan sayısının sosyal güvenlik reformuyla 50'den 100'e çıkarıldığını iddia ediyor. Kimisi benim özürlü derneklerine pislik böcekleri dediğimi iddia ediyor. Böyle kime faydası olacak bunların. Neye varılmak isteniyor. İstihdamda rekor bizim dönemimizde kırıldı, en büyük kaynak aktarma bizim dönemimizde oldu. Özürlünün en doğal temel hak ve hürriyetleri bizim dönemimizde tanındı Netice?

Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin: Yukarıdaki cevabın, sorulan soruyla uzaktan yakından ilgisi var mı? Söz konusu iddia doğru değilse, kısaca "BÖYLE BİR ŞEY YOKTUR!" demek, daha kolay olmaz mıydı? Burada demagojinin Allah'ı yapılıyor ve buna da "harfiyen katılı"nıyor. Garip. :(



"Bizden önceki hükümetler bişey yapmadı, biz çok şey yaptık" söylemini de garip buluyorum. "Enkaz devraldık" ağlamasının bir başka şekli! Yukarıda Pegasus'un bu konuda dediklerine bir kaç şey eklemek istiyorum: Yahu, 4 sene önce bu site bile yoktu. İnternetin bu kadar hızlı biçimde gelişeceği hayal bile edilemiyordu. "Engellilik bilinci"nin oluşmasında, gelişmesinde teknolojinin hiç mi payı yok?.. 10 sene öncesiyle, 4 sene öncesiyle bu günü, bu şekilde niye karşılaştırırsınız, anlayamıyorum. :evil:
 
arkadaslar cok karmasın bir olaya sürüklenmeyin siz burdan fev i elestiriyorsunuz ama fev aslında suanda elindeki bircok projeyle özürlüler icin calısmaktadır ise girecekler alman vatandası değil bu ülkenin vatandası bir projenin önünü almaya calısmakla aslında kendi kısmetinizle oynuyorsunuz
 
THY iş alımıda yaşananlar öyle bir hal aldı ki;Bu zaman'a kadar bizleri görmezden gelenleri başımıza tac ettik yıllarca.Seçim zamanı gelince sessiz kalmak ve olanlara razı olmak niye.İlkleri eleştirirken acaba neden hep muhalefet yapıyoruz.Adım gibi eminim burada muhalefet yapanlar o imkan kendilerinde olsa ilk önce yandaşalarına kullanacaklardır..Alsınlar özürlüleri işe ister akp'li ister chp'li yeterki istihdam olsun.Özürlüleri iş hayatına kazandıran tüm dernek ve vakıfları tebrik ediyorum.Var olsunlar sağ olsunlar.Bu konunun gittikçe siyasi platforma çekildiğini görüyorum.Siyaset yapmak isteyen partilere kayıt olsun.Ülke gerçeğini unutanları 1980 ila 1990 yılları arasındaki yaşananları araştırmasını öneririm.Özürlü insanımızı adam yerine koyup sende varsın diyenleri ayakta alkışlıyorum.
 
ARKADASLAR ŞİMDİYE KADAR MECLİSTE ENGELLİ MİLLETVEKİLİ YOKTU VE KİMSE ENGELLİLERİN SORUNLARIYLA İLGİLENMİYORDU AMA LOKMAN AYVA İLGİLENİYOR CÜNKÜ ODA BİR ENGELLİ VE ANCAK BİR ENGELLİ ENGELLİNİN DERDİNDEN ANLIYOR
FEV E GELİNCE DÖRT AY ÖNCE BENİ FEVDEN ARADILAR TELEFONUMU İSKURDAN ALMISLAR BENİ EVİMDEN ALIP BİR BANKAYA İS GÖRÜSMESİNE GÖTÜRDÜLER BENİMLE BERABER 50 KİSİ DAHA VARDI BANKA İNSAN KAYNAKLARI BİZLERİ MÜLKATTAN GECİRDİ VE BENDE BASARILI OLANLARDAN OLDUM VE İSE YERLESTİM.
BU PROJE İLE YAKLASIK 500 KİSİ İSE YERLESTİ BİR YIL İCİNDE.
DENEYİMLİ OLAN ENGELLİLER EVLERİNDEN ALINIYOR İS GÖRÜSMESİNE GÖTÜRÜLÜYOR VE SONRA TEKRAR EVLERİNE BIRAKILIYOR
YANİ YUKARDA ANLATILDIĞI GİBİ ADAM KAYIRMA YOK AYRICA KİMİ KAYIRACAKLAR Kİ .
AYRICA ÖNCELİKLİ OLARAK SECİLMİS OLARAK İSE ALINMIS BİRİLERİ VARSA ODA FEV DE CALISAN FEV İN 11 TANE LİK PERSONELİDİR EĞER CÜNKÜ ADETA HEPSİ MELEK YÜZLÜ İNSANLAR VE EVET ÖZENLE VE AYRICALIKLI İSE GİRMİS BİRİLERİ VARSA ONLARDA FEV PERSONELİ DİR CÜNKÜ SİZE EN AZ AİLENİZ KADAR YAKIN VE İCTENLİKLE YAKLASIYORLAR İSİTERSENİZ GİDİN GÖRÜN.
GELELİM THY OLAYINA O OLAY SİZİN YUKARDA ANLATILANLAR GİBİ DEĞİL.SİZE SORUYORUM SİMDİYE KADAR KİM ENGELLİLER İCİN BÖYLE PROJELER YAPTI
ARKADASLARRRRRRRRRR HEM ENGELLİLER İCİN İS DİYORUZ HEMDE ENGELLİLER İCİN CALISANLARIN ÖNÜNÜ KAPATMAYA CALISIYORUZ.NEYMİS EFENDİM THY YE GİREN YADA GİRECEK YÜZ KİSİ KİM.?ADETA YÜZBİN KİSİYMİS GİBİ YORUM YAPILIYOR
LOKMAN AYVA TGRT DE THY İSCİ ALIMI OLACAK BUNU TÜM TÜRKİYEYE SÖYLEMİSTİR.TGRT NİN ARVİSİNDE VAR.
ARKADASLAR BİZİM İCİN CALANLARIN ÖNÜNÜ KESMEYELİM.SUNU BİLİYORUM Kİ BAHSİ GECEN YÜZ KİSİ Yİ NE FEV PERSONELİYLE NEDE LOKMAN AYVAYLA BİR BAĞLANTISI YOKTUR.AKP İLE HİİİİİİİİİİCCCC YOKTUR.
BİR MANTIK YÜRÜTÜRSEK ÖRNEK PROJE DENİYOR EĞER ÖRNEK PROJE İSE BU İSE GİRMEK İCİN ELBETTE COK DENEYİMLİ VE PROFESYONEL OLMAK GEREKMEZMİ.
SİZ YÜZ ARKASINIZI ELESTİRECEĞİNİZE ONLARA DUA EDİNKİ BASARILI OLSUNLARKİ BU PROJE HAYATA DAHA GÜZEL GECSİN VE BİR REFERANS OLSUN DİĞER İSE GİRECEK ENGELLİLER İCİN
SON SÖZÜM SUDURKİ KİMSEİNİN GAZINA GELMEYELİM VE BU PROJEYİ GERCEKLESTİRMEYE CALISANLARI KÜSTÜRMEYELİM
İYİ ARASTIRALIM ÖYLE YARGIYA VARALIM
 
_Zafer_, sen işe giren 100 kişiden bahsediyrsun, ben ise o işe girebilecek eğitime sahip ama FEV'le bi şekilde yolu kesişmemiş binlerce kişiden...
Sen FEV'le çok da bağım yok diorsun, ben FEV'le bağı olmayanlar ne olacak diyorum?
Sen çok deneyimli ve başarılı insanlar işe girdi diyorsun, ben THY bu güne kadar bu prosedürle mi eleman aldı diyorum

İşe başlayan kişilerden birçoğu belki de sitemizin üyesidir! Zaten sorun onların iyi-kötü olması değil, sorun, kamuda işe müracaat kuralları çerçevesinde yapılması gereken yarışma ve liyakat prsedürlerinin işletilmemiş olmasında.
Ve sizler ister beğenin ister beğenmmeyin ama, bunun adı kamu gücünü siyasal rant haline dönüştürmektir.
Şimdi düşünün A kurumu bin eleman alacak. B partisi bin kişiyi de buluyor ve işe sokuyor. İyi de kardeşim işe girmek için illa parti yakınlarında mı olmak gerek? Ne oldu kamuya alınacak personelin işa alımlarda uygulaması gereken yasal kurallar?
Tekrar ediyorum (yukarıdaki mesajlarımdaki soruların cevaplarını hala alamadığımızın altını da çizerek): THY 100 eleman alımı için mi ilan verdi, yoksa FEV'den 100 eleman alımı için anlaşma mı yaptı? Neden THY bugüne kadar yaptığı gibi yapıp, normal bir ilanla personel almadı? Sorular bu kadar basit.
Yukarıda bir arkadaşımız yazmış mesela, o ve onun gibi binlerce kişinin hakkı ne olacak?

gokhan_' Alıntı:
[size=4]nasıl desem ben şimdi üniversitede bunun eğitimini en iyi şekilde aldım okulumdan istedim bu belgeyi bana zaten diplomanda var ikinci bir belge veremeyiz dediler sonrada şişli işkur şubesine derdimi açıkladım hayır dediler THY!nin bu konuda kesin talimatı var sertifika geçerli diploma yada transkriptip geçerli değil mecbur yapacak bir şey yok geri döndüm
ben davranış bilimleri dersi aldım
iletişim bilimleri dersi aldım
diksiyon dersi aldım
insan kaynakları dersi aldım
halkla ilişkiler dersi aldım
söyleyin şimdi lütfen sadece bir ertifika yüzünden giremiyorsam bir işe bu nasıl mantık gülsemmi ağlasammı uyduruktan bir sertifika setifikannın ismine bakarsanız laf olsun torba dolsun diye yapıldığı apaçık ortada zorlaya zorlata bir iki lkelime bir araya getirilmiş[/size]


Not: Biz burada AKP iyi-kötü bilançosu yapmıyoruz. THY işe alımlarında yapılan bir haksızlık var mı, yok muyu tartışoıyor ve gerçeği öğrenmeye çalışıyoruz.
 
SAYIN OTURAN BOĞA ENGELLİLERİN HAKKINI SAVUNDUĞUN İÇİN ÖNCELİKLE TESEKKÜR EDERİM.SİZ FEV İN DİĞER KİSİLERLE NEDEN İLETİSİM KURMADIĞINI SÖYLÜYORSUNUZ DOĞRUDUR AMA FEV İSTANBULDA BİR VAKIF ŞEHİR DISINDAKİLERE NASIL ULASSIN DEĞİLMİ.BENİM ANLATMAYA CALISTIĞIM BU VAKIF BİR ÖRNEKTİR BU SİTEDE YORUM YAPANLAR BU CABAYI FİZİKSEL ENGELLİLER VAKFINI ELESTİRMEK YERİNE FEV LE İLETİSİME GECİP BU OLAYI FİKİR ALISVERİSİ OLARAK NEDEN YAPMA YOLUNA GİTMİYORLAR BEN BURDAN BİR CAĞRIDA BULUNAYIM O HALDE GELİN ARKADASLAR DİĞER ŞEHİRLERDE BİRER ÖNCÜ SECELİM VE FEV İN YADA FEV İN STATÜSÜNDE AYNI İSİ YAPAN SUBELER KURULSUN Kİ DİĞER SEHİRLERDEKİ ENGELLİLEREDE ULASILABİLSİN FEVDE KAC KİSİ CALISIYOR BİLİYORMUSUN.BÜTÜN TÜRKİYEDEKİ ENGELLİLERE ULASABİLMEK İCİN EN AZ YÜZLERCE ELEMANA İHTİYAC VAR OYSA FEV İN BÖYLE BİR GÜCÜ YOK SUANDA CALISAN SAYISI AZ.EĞER BİZ BU TÜR VAKIFLARIN ÜSTÜNE GİDERSEK GÜC KAYBEDERLER VE BİR ATASÖZÜ VARDIR.ESKİ TAS ESKİ HAMAM OLUR.
AYRICA OTURAN BOĞA KARDESİM KAYGILARINDA HAKLI OLABİLİRSİN AMA SANA SUNU SÖYLEYYEYİM BENİM AKP İLE HİCBİR BAĞLANTIM YOK AYRICA BEN MHP LİYİM EVE MHP LİYİM VE FEV BÖYLE SEYLERİ DÜSÜNMEYEN BİR VAKIF.
 
FEV TÜRKİYENİN HER YERİNDE VARMI?

Arkadaşlar FEV Türkiye'nin her yerinde var mı?MEB onaylı sertifika almak için ,İstanbulda hangi İl ve iLÇE DE BU KURS AÇILMIŞ ,bu konuda bilgisi olan olan varmı?Tophane Özürlüler Merkezinde 1200 tane CV engelli cv si varmış Dilek Hanımda..ve hiç birinde bu belge yok muş,

İstanbul İl MEB de bu konuda tüm ilçeleri arayacaksın,bu kursun nerede olduğunu öğreneceksin diyor,şu ana kadar olup olmadığınıda bişlmiyor,

Sayın LOKMAN AYVA'ya İlgisinden dolayı Teşekkür ederiz ama,Şahsen Tatmin olmadım,yapılan açıklama bana inandırıcı ve mantıklı ve makul gelmedi,100 kişi için,Binlerce engelli madur edilmiş bu olaydan hiç bahsetmemiş,

Sevgili Bülent'in dediği gibi ;İşe alı9nırken ,Bu güne kadar Normal statüde çalışan telefonla rezervasyon memurları bu belgeye sahip mi?gelecek cevabı merakla bekliyorum,eğer bu sadece engelliler için isteniyorsa ..O ZAMAN BU KOKU BÜLENTİN DEDİĞİNDEN DE PİS KOKUYOR DEMEKTİR.

Sadece b
 
Zafer FEV'in sivil Toplum Kuruluşu olduğundan haberin var mı?
Yani T.C. Devlet'i bu işi yapamıyor ve bu olayı FEV gibi Sivil Toplum kuruluşuna havale edelim savın bu mu? Eğer bu ise vay halimize ....

Zafer neden anlamamakta ısrar ediyorsunuz Arkadaşım Bir kamu kurumu ilana çıkıyor bir sertifika şartı koyuyor böyle bir sertifika ortada yok veya 15 gün içinde belirlenmiş veya 2005 yılı bilmemne kıtapcığında zikredilmiş ama THY ilanına kadar 1 kişi sertifika almamış...Ya böyle bir şey olur mu...Yanı bu durumu hade siyasiler yaptı e peki normal olan biri bunu nasıl hangi mantık ile savunuyor...

Burada FEV'i savunma içgüdünüz anlaşılabilir ama bir yere kadar be kardeşim..

Bir de Not olarak: Büyük harf kullanmayınız....
 
FEV değil de, başka bir örgüt gitseTHY'ye, THY o örgütle böyle bir "işbirliği" yapar mıydı?
Bakın sıcağı sıcağına bir örnek mesela!:

Yavuz Kocaömer' Alıntı:
[size=4] İETT Örneği
Turnuva başlamadan 2 ay önce İstanbul Elektrik Tramvay Tünel İşletmeleri İl Müdürlüğü’ne bir yazı yazdık. Türkiye’nin dört bir yanından gelecek engelli sporcularımıza turnuva süresinde otobüs tahsis edilerek destek olunmasını talep ettik. Önce cevap çıkmadı. Bunun üzerine telefonla aradık, veremeyeceklerini söylediler. ‘’ Bedelini ödemeye hazırız ‘ dedik .Yine ‘’Veremeyiz ‘’ dediler. ‘’Peki otobüs veremeyeceğinizi yazılı olarak bildirin’’ dediğimizde ‘’ Yazılı cevap vermiyoruz. Telefonda konuştuğumuza şükredin’’ dedi Bülent Çelik isimli bir görevli.

Vay canına
İstanbul’da yaşayanların ödedikleri vergilerden maaşını alan , terbiye sınırlarını aşan bu adama ikinci konuşmamızda telefonu yüzüme kapattığı için şunu söyleyemedim: ‘’ Böyle konuşmanız ayıptır. Kurucusunun Başbakanımız olduğu Fiziksel Engelliler Vakfı bu otobüsleri talep etseydi, sen ve mesai arkadaşların takla atarak koşar, otobüsleri bizzat teslim eder, bir de Başbakan’ın yanında çekilecek fotoğrafa girmek için birbirinizi iterdiniz.‘’
Telefonda söyleyemedik, şimdi yazıyoruz. Sonra lafa gelince ‘’Ayrımcılık, senden , benden yok ‘’ diyoruz. Acaba Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı ve Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu kadar temiz ve dürüst çalışan, hangi gruba bağlı olursa olsun, kaç tane sivil toplum örgütü var bu ülkede? Onlar otobüslerini vermediler, ama adı geçen belediyelerimiz ve Altur Turizm’in sahibi Abdurrahim Albayrak bu turnuvayı gerçekleştirmemizi sağladı.

Kaynak: www.engelliler.biz/Makaleler/yavuz/birturnuvanin.htm [/size]
***
Bence FEV gücünü kamu kurumlarında değil, özel sektörde kullanırsa övgüye değer iş yapmış olur. Yoksa, yakın olduğu hükümetin/iktidarın gücüne dayanarak, zaten sakat statüsünde personel istihdam etmesi zorunlu olan kamu kurumlarına -haksız rekabet yaratarak- personel sokmak bence alkışı haketmiyor...
 
Selam arkadaşlar
Uzun süredir sitenin üye olmayan üyesiydim :D Bu THY konusu ilgimi çekince ben de bişeyler yazayım dedim. Konuyla ilgili bu kadar yorum var ama THY ye yerleşen hiçbir engellinin yorumunun olmaması ilginç. Kimse bu yüz engelliyi tanımıyor mu yahu? En doğru bilgiyi onlardan alabiliriz diye düşünüyorum bence bu konuda bir araştırma yapalım :)
Sevgiler
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt