Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Gündem] Engellilerin otomobil alımında yaşanan sorunlarla ilgili eleştiri ve öneriler

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
re

TSD derneği formunda Lokman AYVA görüşünü açıkca ifade etmiştir.Umarım düşünceleri değişmiştir.
 
97yılında yurt dışından bir mercedes aldım.Aldığıma da alacağıma da ,bin kez pişman oldum.Araba bana bir yük oldu,her yerde sorun yaşadım.Gümrükte satarken muafiyetini düşürmek için gittiğimde ,memurlar iştakipçileri beni soymaya kalktılar.Çok şükür ki;2004 yılında,çok büyük zararım olmadan sattım.öTV Vergisini ,kanundan önce aldığım için ödemeden sattım.Bir daha yemin ettim,asla almam ötv li araba alacak olanlara da tavsiye almasınlar.Otomatik vitesli 2.el bi araba alsınlar,hiç bir güzelliği yok,vergiden muaf araba almanın.
ÖNERİLERİM;DİKKATE ALINIRSA!!
-Arabayı aile üyeleri kullanabilsin.
-İstediğim zaman satma lüksüm olsun.
-Bu işler için ,gümrük devreden çıksın.
-satarken ötv yi geri istemesin.
H tipi ehliyete bir sınır getirsin.Tek ayağında tek kolunda problemi olanlara 'ötv' muafiyeti getirmesin.Azıcık ayağı aksayan bile vergiden muaf olucam diye,arabam bacaklarım olan insanları da,zan altına bırakıyor.Git normal otomatik vites araba al.
- Kişi ,hoplaya zıplaya arabasına biniyor nerdeyse,vergiden muaf olmak istiyor.Bence sadece iki bacağı ampute olanlara,tekerlekli sandalyedekilere yukarıda belirttiğim öneriler dikkate alınsın..
 
--Bu ekonomik şartlarda engelli kişi üzerine olan arabayı bence ihtiyaç duyulduğunda aile fertlerininde kullanması gerekir.
--Engelli arkadaşların alacağı arabalarda bir kereye mahsus kısıtlama olmamalı
--Bir kereye mahsus Hiç bir şekilde vergi alınmamalı
--Gerçekten araba biz engellilerin kacınılmaz ihtiyacı olduğundan araba alımlarında sıfır faizli kıredı kolaylığı sağlanması
--İkinci araba alımlarında belirli kırıterler uygulanabilir.
 
Şimdiye kadar geçerli olan yasa ve düzenlemelere ek olarak;

-ÖTV ötelemesi değil muafiyeti olması,
-KDV muafiyeti sağlanması,
-En azından dizel araçlar için motor hacmi sınırının artırılması,
-1. derece yakınların da bu araçları kullanabilmesi,
-Sahibi araçtaysa (yedek sürücü olarak yardım manasında) herhangi birinin de kullanabilmesi

sağlandığı takdirde engellilerin araç alım ve kullanımlarında önemli ve kayda değer gelişme olacağına inanıyorum. Şu andaki durum ne yazık ki destek olmaktan ziyade köstek olmak şeklinde. Bu konuda fikir bildiren ve bu düşüncelerin yetkililere ulaşmasında emeği geçenlere teşekkür ederim.

Lütfen okuyan herkes destek olsun...
 
BENİM ÖNERİM

Engelli bir kişinin araç alımında teklifim şu şekildedir.
1- 2. el araçların değerlerinin çok düşük olduğu dikkate alınarak engelli insanların ÖTV muafiyetinden dolayı kar ettikleri fikrinin yanlış olduğu anlaşılmalı ve ÖTV Ötlemesi yeniden ÖTV muafiyeti şekline dönüştürülmelidir.
2- ÖTV muafiyetiyle alınan bir araç 5 yıl dolmadan önce başka bir engelli arkadaşa da herhangi bir ÖTV ödemesi yapılmadan satılabilmelidir.
3- Engelli bir kişinin dışında aracın kullanılması art niyetli kişiler tarafından ihlal edilebilir. Bunu anladık. Ancak engelli şahıs araba da olduğu sürece başkasının aracı kullanması sorun teşkil etmemelidir.
4- Araç alımında KDV muafiyeti getirilmelidir.

Arkadaşlar ayrıca şu konuda dikkatinizi çekmek istiyorum ve Sayın Lokman Ayva' ya iletilmesini istiyorum.
Bir özürlü olarak normal insanların yürüyerek gidebileceği yolu ben arabamla gitmek zorundayım. Dolayısıyla normal bir kişinin yaktığı yakıttan daha fazlasını yakıyorum. Akar yakıtta %80 vergi uygulandığını düşünecek olursak ben devlete normal insanlardan daha çok vergi veriyorum. Örneğin; Engelli bir insan, normal bir insana göre ortalama olarak günde 3 YTL fazla yakıt yakmış olsa 5 yıl içinde 5475 ytl lik yakıt yapar. Bunun %80 vergisi ise 4380 YTL ederki buda küçük bir arabadan alınmayan ÖTV miktarına denk gelir. Demekki engelli kişilere ÖTV muafiyeti olsa dahi 5 yıl içinde yaktıkları yakıtın fazlalığı nedeniyle devlete ödemedikleri vergilerini bir şekilde zaten ödüyorlar.
Ayrıca;
Bir çok arkadaşım sahip oldukları şirketleri, işyerlerinden dolayı vergi ödememek için gidip bir araç alıyorlar. Ticari sınıftaki bu araçları alırken Cüzzi bir miktar ÖTV ödedikleri gibi devlete vermeleri gereken vergilerinin çok büyük kısmından da muaf oluyorlar.
şimdi soruyorum devlet bu şekilde Trilyonlarca hatta Katrilyonlarca kaçan vergisinin peşinde koşmayıpta araç alabilecek durumda olan sınırlı sayıdaki özürlü insanlarla neden uğraşıyor? Vergi kaçırmak isteyen insanlar için sağlanan bu tür kolaylıkların acısını bizim gibi güçsüz ve sınırlı imkanı olan insanlardanmı çıkarıyorlar. Tüm vergi kaçakları çözüldü de benim özgürlüğümü sağlayan, zorunlu ihtiyacım olan aracamı kaldı iş?
 
FİKİR GÜZEL.. ÇÜNKÜ SAHİP OLDUKLARI HAKLARI DAHA FAZLA SUİSTİMAL EDEN BİR ZÜMRE YOKTUR ÜLKEMİZDE...

AMA BU DURUM BİZE FARKLI ŞEKİLLERDE VE OLUMSUZ GERİ DÖNÜŞLER GETİRİR Mİ ONU BİLEMEM..
 
Bu nasıl iştir anlayamıyorum.
Adamlar vergi vermemek için her yıl yeni bi bina ekliyo yaptığı işyerinin yanına
yada çocuğunu hiç yokken özel okula gönderiyo nasıl olsa vergiden düşecek.
Yada bir memur kadar vergi ödemiyo hastane kadar çalışan bir doktor gelenden de çıkandanda 60 ytl muayene ücreti alıyo vermezsen bakmıyo aynı doktor bi öğretmenin belki 30 katı maaş alıyo ancak yarısı kadarda vergi vermiyo.
Aldığım ekmeğin fişini istediğimde fırıncıdan bi ton sopa yemediğim kalıyo
gerekli yerlere bu durumu ileteceğimi söylediğim zaman ise vergi daireside biziz kanunda istediğin yere git gibi laflar duyuyoruz.
Bizim bakanımızında Sağolsun bunlara gücü yetmiyo beş yılda bir defa bi araç aralacak ondada beş-altı bin ytl indirim yaptıracak oda yaptırabilirse gücü böyle engellilere yetiyo Valla helal olsun hiç bişey diyemiyorum.
 
Çözüm İstiyoruz

Sevgili Bülent Öncelikle Sana Teşekkür ediyorum o kadar önemli bir konu ki bu muhakkak çözüm bulunmalıdır. Ben ne yaptımsa ehliyet alamasın dediler sol kolum protez ayaklarımda protez ama ayaklarımı ve sağ kolumu çok seri kullanıyorum. Normal araba bile kullanıyorum. 1 yıl da otomatik vitesli araba kaçak olarak kullandım trafiğe çıktım. Şimdi çalıştım biraz para biriktirdim araba almak istiyorum. Ama ehliyet vermiyorlar. Kullanamaz raporuda vermiyorlar ki engelli haklarımdan yararlanarak araba alayım. Yanlız yaşayan bir insanım hiç kimse yok yanımda tüm ihtiyaçlarımı kendim görmek zorundayım. ve çalışıyorum arabayada çok ihtiyacım var. Valla araba tuvalete gitse ora onla gideceğim. Biz engellilerin hayatını bu kadar kolaylaştırıyor araba gerçekten ihtiyacımız çok oluyor. Toplu taşıma raçlarında hiç rahat değiliz. Şimdi ne araba alabiliyorum nede ehliyet çok iyi bir şöför olduğuma inan biri olarak bu durum çok zoruma gidiyor. Buna bi çözüm bulunmalı sevgiler.......................
 
Syn Urfalı Şair,
Anladığım kadarıyla iki ayak ve sol kolunuz protez.Araba kullanmayı çok seviyorsunuz ve çok iyi olduğunuzu düşünüyorsunuz.Kusura bakmayın ama,sizinki tamamen cahil cesareti,nasıl böyle bir cesareti kendinizde bulabiliyorsunuz hayret ettim doğrusu.Kendinize olan güveninizi ,neler yapabileceğinizi sergileyeceğiniz araç araba olmamalı.Bence size ehliyet vermemeleri de çok doğru bir karar.
sevgiler..
 
İkinci Bahara Cevap

Sevgili arkadaşım bu yorumu yaparken neler düşündüğünüzü bilmiyorum. Ama size şunu söyleyeyim bana yürüyemez diye yıllarca protezde vermemişlerdi. Bişekilde aldım bırakın değnekle yürümeyi bana ayakta bile duramazsın demişlerdi ben şu an desteksiz yürüyorum. Halay çekiyor ata biniyor ve borling, masa tenisi oynuyorum protezlerimle. Derecelerim var. Ve nezaman hacetepe hastanesine gitsem bana sevksiz bakıyorlar defalarcada özür dilediler. Ben normal araba kullanıyorum hem de çok rahat. Teknoloji de o kadar ilerlediki herşeyi direksiyon üstünde bile topluyorlar ki bana sadece otamatik vitez yetiyor. Çok iyi dikkatli bir şöförüm. Bu yorumunuzdan sonrada o ehliyeti almaya aht ettim ve alacağım sizide utandıracağım. Ben yapadığım birşeyin peşinden hiç koşmadım bu gününe kadar yaparım dediğim şeyleride hep başardım ve her zaman en iyisini yaptım. Bu yüzden bu kadar güçlü ve hayat doluyum. Ne olduğumu biliyorum. Yapabileceklerimi insanların yapamazsın demesiyle asla bırakmam aksine yapıp onları utandırırım. Bu ehliyet konusu benim için bir heves değil buna inanın. sadece bir ihtiyaç ve herkesin olduğu kadarda benimde en doğal hakkım. Bu hakkımı alacağım. Bundan hiç kuşkunuz olmasın..!
 
Benzinin litre fiyatı 3 ytl yi geçti!

Şu anda dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz.

Milli geliri bizimle kıyaslanamayacak kadar yüksek ülkelerde bile bu kadar pahalı benzin satılmıyor.

Son günlerde özellikle Japonyanın dünya piyasalarındaki likiditesini çekmesi nedeniyle gerçekleştiği iddia edilen dovizdeki ani yükseliş hemen benzin fiyatlarına yansıtıldı ve bu konudaki sorumluluk ülkemiz dışındaki gelişmelere atfedildi! adama sorarlar peki bu likidite zamanında ülkemize akarken ve doların değeri düşerken bunu neden bir başarınız olarak sunuyordunuz?

Herneyse hükümetin tavrı kendinden öncekilerden farklı değil. Siyaset bizim ülkemizde işte böyle sıradan vatandaşın sırtına binerek yapılıyor.

Ama bu "bindirme" durumundan diğerlerinden çok daha etkilenen bir kesim var ki engellilerden oluşmaktadır.

Sıradan vatandaş benzin zamları karşısında kontağını kapatıp toplu ulaşım araçlarına yönelebilmek gibi bir alternatife sahipken biz mecburen ulaşım sorunumuz için o kontağı açmak zorunda kalıyoruz. Bu durumdada bir yerden başka bir yere gtmek tam bir trajedi halini alıyor.

Çalışan bir engelli düşünelim. Yada benim gibi okuyan. Bu insanlar mecburen araçlarını kuyllanmak zorunda ve bu ulaşımuın maliyeti neredeyse çalışan biri için maaşına denk bir hale gelmiş durumda. Benim aylık okula gidiş geliş masrafım 400 ytl. Bu, son zamlarla dahada artmış durumda. Hani mecburiyet dışında arabayla gezip tozmak artık hayal oldu gibi birşey.

Engelliler bu zamlardan en çok muzdarip olan kesim. Yapılan her zam bizi hayattan daha da çok koparmaya neden oluyor.

Engellilerin benzin masrafını nispeten azaltacak olan dizel araç alımı8 bu nedenle artık hayati derecede önem kazanmış durumda. Gerçi artık dizelin ekonomik maliyetide azımsanmayacak boyutlarda ancak nispeten daha ekonomik.

Benzin zamları üzerimizde katlanamayacak kadar ağır bir yük oluşturuyor. Elimize geçen bütün paramızı benzine, faturalara verir olduk. Gerçekten şöyle bir düşünüyorumda hayatım benzin, elektrik,su, doğalgaz, telefon faturqaları ödemekten ibaret. Dünyanın neresinde bir insan sadece bu masrafları ödemekten ibaret bir hayata sahiptir çok merak ediyorum.

Türkiyeyi "Ak" pak yöneten sayın büyüklerimiz yeter artık! lütfen düşün yakamızdan...

Şu son zamanlarda ortaya çıkan "kongo keneleri" gibisiniz!
 
Devlet özürlülere faizsiz otomobil kredisi versin.
KDV ve ÖTV alınmasın.
MTV ödemeyelim.
Paralı yol ve köprülerden geçerken ücret ödemeyelim.
Araç yakıtını indirimli alalım.

Herkes birşeyler istiyor ben de isteyeyim. Nasılsa özürlüler için birşey yapmıyorlar ben de istediğim kadar istek sayabilirim. Nasılsa istemesi bedava.

Hem bu "kadar da kolaylık, kıyak olmaz" diyen engelsizlere soralım: "Siz bu kadar kıyak!!! ve kolaylığa karşılık bir elinizden veya ayağınızdan hatta ikisinden vazgeçmek ister miydiniz? Ya da çocuğunuzun bu kıyaklardan faydalanması için özürlü olarak doğmasını veya özürlü olmasını ister miydiniz?"

Çoğu özürlünün yıkılan hayallerini ve kaybolan umutlarını belki anlayamazlar ama sağlıklarından vazgeçerek bu kıyakları kabul edecek "normal" biri olmayacağına göre bunun adı "kıyak" olamaz. Olsa olsa sosyal devletin özürlü vatandaşlarına yapacağı ve özürlünün de biraz olsa teselli bulup mutlu olacağı bir kolaylık olur.
 
Konuyu şimdi ikinci kez Sayın Lokman Ayva'ya mesajla ilettim.
 
Hayatım boyunca ne araba kullandım ne de ilgi duydum.. Bu saatten sonra da, engelimden dolayı, benim için konuşmak dahi anlamsız bir olay! Olayın teknik ve teknik olmayan her bölümüne "Fransız" kaldığım için forumun bu bölümüne girmiyorum bile. Sevgili Bülent'in "Haftanın Konusu" yaptığı hafta şöyle bir bakmıştım. O günlerde yazacaktım. Ama konu dağılmasın diye erteledim.

Pegasus' Alıntı:
[size=4] Bir diğer konuda engellilerin araç alımlarında yaşadıkları ekonomik zorlukların kismende olsa önlenebilmesi için devlet bankalarının düşük faizli kredi vermesi. Hemen her alanda işverenlere tanınan haklar gibi düşünülebilir bu. Aslında bugüne kadar uygulanamamış olması bile kabul edilebilirlikten uzak. Bu ülkede devlet hemen herkese düşük faizli kredi veriyor; ama belkide bunu en çok hakeden kitlelere gelince ses yok! Fakat bu uygulamanın engellilerin iş açmaları için bir zamanlar halk bankasında uygulandığı iddia edilen trajikomik çalışma gibi olmaması gerekir tabi. Malum halk bankasının engelliler için uyguladığı iddia edilen "düşük" faizli kredi uygulamasının faizi diğer bankalardan bile yüksek!!! Kaldıki artık o da uygulanmıyor bildiğim kadarıyla. [/size]

İşverenin adı üstünde "iş" verendir! ;) Ve verdiği iş karşılığında bir şeyler isteyecek ve alacaktır. Bunu yaparken de, alabildiğine örgütlü olarak ekonomik, siyasi her türlü gücünü kullanacaktır. Konu, "ne"yin alındığı değil de, "nasıl" alındığı olunca işin rengi değişir! Bu sınıf, siyasi literatürde "finans oligarşi" adıyla geçen mekanizma sayesinde, tüm kapitalist dünyada ülkeleri yönetir. İşine gelmeyen hükümetleri değiştirme işinde gazete ilanlarını bile kullanabilir.

Bir de engelliler cephesine bakalım: Sahip oldukları örgütler, bir piknik organizasyonunu dahi yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar, genel başkanın seçileceği kavgalı, dövüşlü kongrelerinde âleme rezil oluyorlar! Tüm dünyada "engelli oligarşisi" diye bir kavramı düşünmek dahi komiktir!

Bu nedenle, işverenle ya da falan örgütlü ekonomik güçle bir arada anılmak, kargaları bile güldürmeye yeter.. AB kriterlerine uyacağız diye, başka ülkelerde kazanılmış hakları bizlere istemeye istemeye veriyorlar! Bunları abartıp da kendimizi dev aynasında görmenin hiç bir anlamı ve gereği yoktur! Ancak, parasal olaylar daha çok IMF kriterlerini ilgilendirmektedir.. ;) O yüzden, IMF'ye kuzu, halka aslan kesilmeyi iyi becerirler.. :evil:
 
Baben "liberal" ekonomilerde ipleri elinde bulunduran iş çevrelerinin gücüyle engellilerin oluşumları dünyanın hiçbir yerinde birbirleriyle kıyaslanamaz. Zaten engellilerin talep ettikleride bu kesimlerin talep ettikleri kadar devasa içeriğe sahip değil. İş çevreleri çok büyük ekonomik beklentilerle bir takım teşvikler alırken engelliler hayata tutunabilmeleri için oldukça küçük sayılabilecek destekleri talep etmektedirler. Baktığımızda batılı ülkelerde bu taleplerin nispeten verildiğini görüyoruz. Ama her alanda "batılılaşma eğilimi" içinde gördüğümüz hükümetimizin engellilere gelindiğinde okonominin çarklarını hiçte onlar gibi işletmediğini görüyoruz. AB müktesebatı her alanda birilerinn işine gelecek şekilde uygulanırken AB nin engellilere sağladığı haklara bir göz atmak istemeyenlere ne denilebilir? Tabiki burada hakkını talep eden bilinçli bir kitlenin varolması oldukça önemlidir. Bu site bu hareketin ilk savhalarını oluşturmaktadır. Bu hareket bilinçli bir şekilde yürümeye devam ederse-ki edecektir- önümüzdeki on yıl içinde bu gücün karşısında hiç kimse eski duruşlarını sergiliyemeyecektir.
İşte bu nedenle site üyesi her arkadaşımızın bu bilinçle hareket etmesi, günlük küçük tartışmları, kişisel bir takım sendromlarını, komplekslerini işe karıştırmadan oldukça geniş bir vizyonla meseleye bakmaları lazımdır. Bu siteye ve etkinliğine katacağımız her güç parçası bu ülkede bir şeylerin değişmesi için bize çok faydalı olacaktır.
 
Hah.. İşte ben de bu "talep et"me konusunda takılıyorum.
Üsteki yazımı gönderdikten sonra, tesadüfen Sevgili Rekursion MSN'de idi. Ona da okuttum. Konuyla ilgili olarak bir örnek verdi:
[size=4]
04.07.2006 04:37:35 Fatima Amca Bey bizim burda ötv mötv muafieti yok bile hic :)
04.07.2006 04:37:56 Fatima Amca Bey sadece motorlu tashit vergisinden muaf oluos
04.07.2006 04:38:34 Fatima Amca Bey ben arabami alirken %20 indirim yapildi ama devlete ait bi ikram deildi bu
04.07.2006 04:39:27 Fatima Amca Bey engelliler örgütü anlashabildigi araba markalariyla anlashmish %10-%20 ye kadar indirim yapiolar
04.07.2006 04:39:36 Fatima Amca Bey onlara kalmish yane

...
04.07.2006 04:41:02 Amca Bey Fatima bizdeki örgütler anca piknik düzenlerler
04.07.2006 04:41:20 Fatima Amca Bey ve ellerine yüslerine bulashtirirlar :)
04.07.2006 04:41:42 Amca Bey Fatima yaaa :(
04.07.2006 04:41:47 Fatima Amca Bey piknik de güsel de... o sadece yilda bi ishin eglence tarafi olur
04.07.2006 04:42:12 Fatima Amca Bey sizinkiler piknikle ish bitio sanio heralde :)
04.07.2006 04:42:46 Amca Bey Fatima evet.çok doğru
[/size]

Yani Avrupalı arkadaş, önce "adam" gibi örgütünü kurmuş, mücadelesini vermiş, talep etme hakkını almış, devletten değil araba üreticisinde istiyor ve alıyor hakkını! Söylediğin gibi "nispeten" de olsa, hak "veril"miyor, alınıyor! Ama biz, geleneksel tembelliğimizle, "armut piş, ağzıma düş" demeyi sürdürüyoruz! Ve elimizi taşın altına koymadan, taşı kaldırmak istiyoruz :evil: Yanlış olan budur, bence..

Site ve hareket konusundaki görüşlerine katılıyorum. Ancak, bu site, bu aşamada, henüz "sanal" bir bilgi paylaşım ortamıdır ve görevini en iyi şekilde yerine getirmek zorundadır! Yani, kendisini dev aynasında görüp, altından kalkamayacağı işlere girişmek yerine kendisini ayakta tutan sanal kitlenin en iyi şekilde bilinçlenip, harekete geçmeye hazır hale gelmesi misyonunu üstlenmek durumundadır.

Sadece bu da yetmez.. Daha önce de bir kaç yerde belirttiğim gibi, toplumsal yaşamı meydana getiren unsuları bir sacayağına ya da bir masaya benzetirsek, bacakların hepsi de eşit uzunlukta olmalıdır. Yani senin de, başka bir yazında belirttiğin gibi,
Pagesus' Alıntı:
[size=4] hepimiz aynı gemideyiz. "Ben kamaramda rahat rahat uyurum, gemi batarsa batsın" diyemeyiz. [/size]
Sadece engellilerin ya da sadece belirli bir grubun refaha ermesi, diye bir şey olamaz! Topyekûn kalkınma olmalıdır! Ama lokomotif olabilmek, başı çekebilmek, örnek olarak gösterilebilmek için, her şeyden önce: Kaliteli Bilinçlenme şarttır!
 
Haklısın Baben. Bir vucudu tümden ele almak lazım. Ayakları kangren haldeki bir hastanın kollarının sağlıklı olması onu sağlıklı yapmaz. Bu nedenle sözkonusu taleplerin sağlıklı olması kolektif bilincin gelişmesine bağlı.

İşte kollektif bilincin gelişmesi içinde hepimize rol düşüyor. Bu site bu yolda ciddi mesafeler katedebilecek bir potansiyele sahiptir. Dediğim gibi mesele engelli kitlelerin bilinçlenmesi sorunudur ve bunun çözümü için mutlaka konvansiyonel kurumlara gerek yok. Günümüzde internetteki iletişime dair söylenen "sanal" kelimeside artık anlamını yitirdi bence. Nasılki telefonda konuşmak sanal değilse artık burda yaptıklarımızda sanal falan değil aksine düpedüz realitedir. Bu gerçeklik üzerinden kollektif bilinçlenmenin ciddi avantajları olduğu muhakkaktır ve elde edinilen kazanımlar ortadadır. Yapılması gereken daha ciddi çalışmalara hazır olmak ve elde edebileceklerimizi görebilme vizyonuna sahip olabilmektir.

Avrupada engellilere yönelik otomobil satışlarında indirim olduğunu biliyordum ancak bu indirimin devlet mi yoksa otomobil markası kaynaklı mı olduğunu bilmiyordum. Ben doğrusunu istersen taleplerimizi her iki yönede çevirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ancak özel firmalardan bu talepte bulunurken onların bunu sadece ticari bağlamda değerlendirme olasılıkları olduğunu düşünmemiz lazım. Oysa devletten istediğimiz indirim bizim hakkımızdır. Devlet engellilere örneğin Almanyadaki sosyal hakları sağladığında ben şahsen yapacağı özel indirimden gönüllü olarak feragat edebilirim. Almanyada yaşayan engelli arkadaşlarım var. Adamlar kelimenin tam anlamıyla sefahat içinde yaşıyorlar. Hiçbir ekonomik sorunları yok. Engelli arkadaşımın eşi bile devletten maaş alıyor. Bizim ülkemizde engelli olan bireyin ailesi "kaderimdir" deyip o kişinin bütün sorunlarıyla ilgilenirken kendi hayatını tamemen engelliye endekslemesinin bedeli olarak devletten tek kuruş alamamaktadır.

Yani Almanya daki koşullar ekonomik olarak bir engellinin indirim olmasa dahi kendine iyi bir araba alabilmesi için yeterlidir. Ülkemizde bu koşullar sağlanamadığına göre devlet engelliye sağlamadığı olumlu koşulların yanında birde onu alacağı haksız vergilerle süründürme hakkına sahip değildir. Ülkemizde benzinden, sudan, eelektrikten, doğalgazdan alınan vergiler(Yani ortalama insanın yaşayabilmek için ihtiyaç duydugu olgulardan) genel vergilerin neredeyse tamamını oluşturuyor. Benzine bir hafta arayla ikinci zamda yapıldı. Hükümet iktidara geldiğinde 1$ olan benzin bugün tam 2$ oldu. Bu kadar vergi dünyanın hiçbir yerinde yok. Zenginden alamdıkları vergiyi garibandan alıyorlar. . Bugün bir kuyumcunun aylık gelirini düşünün. Kendisi neredeyse sadece benim kadar vergi veriyor. Vergi konusu dünyada adaletin özünü oluşturur. Adil bir vergilendirme sistemi olmayan devletlerin dünyada bir yere varabilmesi mümküğn değildir. Evet bizde vergilendirmenin adaleti sıradan insanı iliklerine kadar sömürmek şeklinde gerçekleşiyor. Buna karşın uluslararası büyük firmalardan alınan tek kuruş vergi yok. Sırf yabancı sermaye gelsin diye adamlara sağlanan teşvikler nedeniyle ülkemizdeki büyük firmalar neredeyser hiç vergi vermeden zenginliklerine zenginlik katıyorlar. Cefayı çeken bizler oluyoruz.

Bakın bunun daha yeni bir örneği borsa gelirlerşinin vergilendirilmesi konusunda yapıldı. Maliye bakanlığı yabancı sermayenin borsa gelirlerinden aldığı vergileri kaldırdı. Ama yerli yatırımcıya yüklenmeye devam dedi. Gerekçe "onlar yabancı, vergi alırsak kaçarlar". İşte ülkemizde büyük sermaye hemen her yerde bu şekilde hareket ediyor. Kendisi aman küsmesin diye ne vergi talep ediliyor nede devletin en hassas arazileri kendşilerine peşkeş çekilirken tereddüt ediliyor. Ama iş engelli insanlara gelince sayın bakanımızın 'tersine köroğlu' tavırları devreye giriyor ve hiç hakları olmayan vergiler söke söke alınıyor.

Bu ülkede bırakın ÖTV yi, devletin bizden KDV almaya bile hakkı yoktur. Çünkü anayasanın onuncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olarak çevreyi, istihdamı ve ulaşımı engellileri düşünerek şekillendirmemiştir. Bu koşullar değişene kadar, yani engellilerin önündeki engeller kaldırılıp engelli bireyler toplumsal hayatın içinde tıpkı diğer insanar gibi bulunabildiği anda engellilerden alınmayan vergiler de artık alınabilir. İşte o güne kadar bizden alınan bu vergiler inanmayanlar için ' haksız' inananlar içinse 'haram' bir uygulamadır.
 
Pegasus' Alıntı:
[size=4]... İşte kollektif bilincin gelişmesi içinde hepimize rol düşüyor. Bu site bu yolda ciddi mesafeler katedebilecek bir potansiyele sahiptir. Dediğim gibi mesele engelli kitlelerin bilinçlenmesi sorunudur ve bunun çözümü için mutlaka konvansiyonel kurumlara gerek yok. Günümüzde internetteki iletişime dair söylenen "sanal" kelimeside artık anlamını yitirdi bence. Nasılki telefonda konuşmak sanal değilse artık burda yaptıklarımızda sanal falan değil aksine düpedüz realitedir. Bu gerçeklik üzerinden kollektif bilinçlenmenin ciddi avantajları olduğu muhakkaktır ve elde edinilen kazanımlar ortadadır. Yapılması gereken daha ciddi çalışmalara hazır olmak ve elde edebileceklerimizi görebilme vizyonuna sahip olabilmektir. ...[/size]

Burada da sanal-reel ilişkisine takılıyorum. ;) Kollektif bilinci böyle bir ortamda nasıl geliştireceğiz? Plânlı-programlı bir "eğitim-öğretim" olayı şu aşamada olanaksız gibi.. Zate bir "okul" olma niteliği ve iddiası da yok burasının! Bilinçli olmayan üyeleri bilinçlendirmek, ancak bilinçli arkadaşların köşe yazıları, seviyeli tartışmaları, başka yerlerde gördükleri değerli yazıları paylaşmalarıyla mümkün! Yine de diğer arkadaş, paylaşmak/öğrenmek istemiyorsa sol üst köşedeki çarpı işaretine tıkladığında iş bitiyor! Olmazsa foruma bir daha uğramıyor! :evil:

Yani eğitim-öğretim/bilinçlenme olayı "san"ki yapılabiliyor! Olmazsa olmaz niteliklerinden yoksun! Benim "sanal"dan kastım buydu. ;)
 
[size=3]ÖTV ötelemesi ve H ehliyeti muhabbeti :[/size]

[size=3] Baba bir hırsız yakaladım.
Oğlum al getir hemen.
Baba gelmiyor!
Oğlum bırak gitsin ozaman.
Baba gitmiyor!
E oğlum sen gel bari.
Baba bırakmıyor!
:D :D :D
Gelde işin içinden çık şimdi !!! [/size]
 
:) eneeee baben, msn.de konushtuklarimizi buraya mi tashiosun?... dikkat ediim de ilan-i ashk falan etmiim bari bundan sonra :p... hehehe...

shaka bi yana pegasusun sölediklerini önemsiom... türkie.de arabaya herkesten fazla gereksinim duyan engellilerden -ötv shöle dursun- kdv de alinmasa cok yeridir, gerekirse düshük faizli kredi de vermelidir bence de... ayrica alman devleti ötv indirimi yapmio ama ötv.yi ödeyebilmen icin "her türlü" destegi verio...

önemsedigim bashka bi nokta da:
SiyahPelerinliAdam' Alıntı:
(...) Ve hatta sunu söyleyebilirim 25 milyardan pahali araç almayi düsünebilen engellilerin aldigi araçlarda muafiyete dahi gerek olmadigini düsünüyorum. Bunu 1 kaç sene içinde aracimi satip sifir araç almayi planlayan biri olarak söylüyorum. Belli bir standardin üzerine çikmis insanlara muafiyet taninmasina lüzum bile yok. Önemli olan imkansizliklar içinde araç alamayanlarin bu konuda çektikleridir. Mevzuu cebimizde kalan bi kaç milyar meselesi degil...

(...) Istiyorum ki pahali araçlardan kalkan muafiyet daha düsük bütçeli engellilerin araç sahibi olmalarina sebep olsun...
Pegasus' Alıntı:
25 bin ytl üstü araçların ötv muafiyeti dışında bırakılması gerektiğine yönelik söylemi kabul edemeyiz. 25 bin ytl üstü satın alınan araçlar öyle sanıldığı gibi lüks araç almak için değil aksine mecburiyetten olabilir. Masraflar nedeniyle dizel bir araç almaya kalktığınız anda alacağınız araç 25 bin YTL aşacaktır. Bugün bagajına tekerlekli sandalye sığacak sıfır bir aracı alabilmek için en az 30 bin ytl lik bir araca yaklaşmanız lazım. (...)

(...) 30 bin ytl lik bir aracı satın alan engelli ile 90 bin ytl lik 1600cc lik bir BMW alan engellinin aynı şekilde muafiyete tabi olması bencede çok adil görünmüyor.
ben de shu anki uygalamanin maddii durumu ii olan engellilerin durumunu biraz daha düzelttigini ama asil ihtiac sahiplerinin bu uygulamadan faydalanamadigini düshünüom... gönül ister ki herkes faydalanabilsin tabe, zengini, fakiri... hepsi... ama bu sitede de hep sölenir ya türkie shartlari, ekonomik durum falan die... ve birakalim bilmem kac ps.li araba alabilmeyi bi eshek bile alamayan, engelli cocugunu yillarca sirtinda tashiarak okula götüren aileler varken 90 bin ytl.lik bmw almak isteyen sakatlarin muafiyetten faydalanmasi bence de biraz garip kacio...

gelelim almanya.ya: ötv den muaf etmio seni belki ama gerekirse sifirdan arabayi hic karshilik almadan altina cekio senin... shartlari var tabe... örnegin üniversiteye gitmek istiosun ve yürüyemiosun veya yürürken cok zorlaniosun, toplu tashima araclarindan faydalanamiosun (ya da faydalanabiliosun ama günlük hayatini etkileyen zorluklarla)... yani okuyabilmen, calishabilmen (ilerde ötv ödeyerek son model bmw alacabilicek duruma gelebilmen ;):p) icin araba shart... gel gör ki ne senin ne de ailenin bütcesi buna müsait degil... okumaktan mi vazgecicen? hayir! devlete müracat edicen... devlet gercekten arabaya ihtiacin var mi, varsa nasi bi araba senin ishini görür, bu sorularin cevabini bulduktan sonra ebeveynlerinin maddii durumuna bakar... ve o arabayi veriverir, hatta düzenli bi shekilde okumaya devam ettigin sürece akaryakitini da öder (bu akaryakit meseles kendisi araba alabilecek durumda olanlara da uygulanabilio)... tabe sen de "ben ama bu modeli istemiodum, shu modeli istiodum" diemiosun... alamanlarin bi atasözü vardir "einem geschenkten gaul schaut man nicht ins maul" = "hediye edilen beygirin dishlerine bakilmas" die ;)... ishin "olumsuz" yönlerinden biri bu :p... digeri de araba sana verilio, diledigin gibi kullanabiliosun ama asil sahibi devlet oluyo ;)...

ishte öle... bu sadece bi örnekti... calishan ama ishe gidip gelebilmek icin arabaya ihtiaci olan engellilere de -gelir durumuna göre- maddi yardim yapilio araba alirken... vs. vs. ... uzatmama gerek yok, kisacasini pegasus sölemish:
Pegasus' Alıntı:
anayasanın onuncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olarak çevreyi, istihdamı ve ulaşımı engellileri düşünerek şekillendirmemiştir. Bu koşullar değişene kadar, yani engellilerin önündeki engeller kaldırılıp engelli bireyler toplumsal hayatın içinde tıpkı diğer insanar gibi bulunabildiği anda engellilerden alınmayan vergiler de artık alınabilir.
tabi bütün bunlar türkie.deki örgütler tembel tembel otursun, arada bi piknik hazirlasin, shenlik hazirlasin, araba üreticisiyle falan konushmasin, hak istemesin anlamina gelmes... birascik indirim de onlar yapsa gözümüs mü cikar?

kendinise ii bakin ;)

[size=2]not: yazdiklarimla alamanya.da hersheyin %100 yolunda gittigini sölemek istemiom... yetersiz gördügüm cok shey var burda da...[/size]
 
Ekonomisi yanlış ve basiretsiz yönetimlerle, soygunlarla, hortumlarla mahvedilmiş bir ülkede yaşıyoruz. Üstelik bu işte sorumluluğu olanlar ceza almak bir yana ödüllendirildiği gibi ceremesini millet çekiyor. Bunlar bize düşük maaş, zam, işsizlik, insan hayatının değersizleşmesi gibi sorunlar olarak dönüyor. 35 yaşımdayım daha ne kadar yaşayacağım belli değil ama şöyle birşeyleri anlamaya başladığım 7-8 yaşlarından beri hep aynı şeyleri yaşadım. Küçükken ülkeyi yönetemeyen ekonomiyi mahveden siyasileri o böyyük! devlet adamlarını! ben orta yaşlarımda da gördüm. Sanıyorum ben küçükken bitiremedikleri işi (ülkeyi iyice batırmayı yani) ben bu yaşlarımdayken de yapmak istiyorlardı. Bir ülke bu kadar kötü yönetilmeyi hakediyorsa o zaman bu millette mi sorun var diye de düşünüyorum. Mutlaka vardır ama ben bu ülkeyi mahveden hiçbir siyasiye şimdiye kadar destek vermedim vermeyeceğim de... Hakkımı helal de etmiyorum. Ahirette en ağır cezaları almalarını bekleyeceğim bu dünyada elimde olsa çoğunu ülkeden atar, hapseder ya da neyse...

Amma da uzattım; diyeceğim o ki şu güzel yurdumda devleti idare edenlerin (ya da öyle olduğunu sananların) yapabilecekleri şey herşeyden vergi almak. İşlerin iyi kötü yürümesi için bunu şart olarak görüyorlar. Ama tabii ki olan düşük gelirli nisbeten gariban vatandaşa oluyor. İdareciler vergiden vazgeçemiyorlar çünkü başka türlü gelir artırımını düşünemiyorlar, düşünseler yapamıyorlar, yapsalar yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar.

Ama bu mazeret değil. Ülke yönetimine talip olup seçilmek için yırtınan ama sonra da başa geldiğinde mazeret üreten, ağlayan sızlayan, kötü gidişatı hep halka yansıtan ama kendileri her nasılsa etkilenmeyen bu yönetimlerin yaptıkları tabii ki yanlarına kar kalmamalı. Kalmayacak da. Ya bu dünyada ya da ahirette...

Beyefendiler şunu düşünüyor: Bazı kesimlere vergi kolaylığı sağlanırsa bu kolaylık yüzünden gelirlerimiz azalır, bu kolaylığı kötüye kullananlar çıkar. Ama kazın ayağı öyle değil. Her özürlü otomobil alacak seviyede değil ki. Hadi vergi kaldırıldı her özürlü hurra diye araç almaya koşmayacak ki. Bizim başka dertlerimiz var zaten bize yeter. Merak etmesinler devletimizi düşünürüz biz onlardan daha fazla...

Sahtekarlık yapıp da bir özürlü sayesinde araç alıp kullananlara gelince bu gibi insanlar yakalaniliyor nitekim duyduklarım da oldu. Ama bunu tespit etmek de devletin vazifesi. Bunu yapanın vergi kaçıranın tepesine çöksün hatta alsın arabasını elinden. Bunlara imkan veren özürlüye de bu hakkını artık kaybettiğini söylesin. Bu kadar zor mu...
 
Bu öteleme meseleseni biraz açar mısınız? Ben şöyle biliyordum. Arabayı alınca (Ötv indiriminden yararlanarak) 5 sene müddetle bir daha bu haktan yararlanamıyorum ve 5 sene sonra arabamı bir engelliye satarken bu ötv yi ödemiyorum ama normal birine satarsam , alırken ödemediğim ötv yi ödüyorum. Yani arabamı satmazsam hiçbir surette bu ötv yi ödemeyeceğimi zannediyorum. Acaba yanlış mı biliyorum?
 
Aracını -her ne zaman olursa olsun- bu "hak"tan yararlanamayan birine satarsan, başta ödemediğin ötv'yi ödüyorsun. Yani bir muafiyet değil, öteleme aslında.
 
BÜLEN SANA TŞK EDERİM KONUYU YENİDEN GÜNDEME GETİRDİĞİN İÇİN
HEP LOKMAN AYVA DİYORUZ ACABA DİĞER VEKİLİMİZ GÜRSOY EROL BEY VEYA TÜRKİYE SAKATLAR FEDERASYONU NE İŞ YAPARLAR BİR ONLARI SORGULAMAK LAZIM BİZLERİ EN ONLAR ANLAR DİYE DÜŞÜNÜYORUM YOKSA DÜŞÜNMEYEYİMMİ VERCEKLERİ CEVAPLARI UMARIM BEN YANILIRIM
 
Rekursion bayılıyorum senin yazılarına şuracıkta seni tebrik etmek istedim.
 
Hastalığımdan dolayı bana H sınıf ehliyet verilmiyor. %90 ve üzeri rapor alırsam , özel donanım şartı aranmaksızın(taşıma amaçlı kullanmak için) otomobil alabilmekteyim.EEE ben memurum,çalışıyorum , engelimin derecesi belli,araç kullanamıyorum ama bu araca da çok ihtiyacım var.

Diyelim ki %90 aldım. Bi kompleks içine girerim heralde. Ya da bana biz %90 özrü bulunan kişiye memurluk yaptırmayız derlerse neyapcam?
Bu yüzden Oturanboğanın da belirttiği üzere"Sakatlığından dolayı otomobil kullanmasının mümkün olmadığı sağlık kurulunca belirlenen kişiler, sakatlık oranlarına bakılmaksızın, bu haklardan yararlanabilmelidir"

Fakat iş bununla da bitmiyor...
* Hem araç alırken sorunlarla uğraşıyoruz, hem de kullanırken. Çoğu aileler ellerinde ne var ne yok bir araya getirerek, güçbela bir araç alabilmektedir. Böyle bir saçmalık olamaz! Alınan aracı engellinin anası, babası, bebesi :) vs kullanamıyor. Alttarafı 3-5 kuruş sözde vergi indirimi yapıyorsunuz.
Madem böyle yapıyorsunuz "bir engelli aracı alana bir normal araç bedava kampanyası" başlatın :lol: Engelli de rahat etsin, ailesi de rahat etsin ...

:p
 
Bence özürlülere tanınan kolaylık diye birşey yok, gözboyaması yapılanlar...
Her özürlünün ailesi zengin değil ki, öyle yüksek maaşlar falan da almıyoruz ki.
Özürlü biri olarak H sınıfı ehiyet alsan otomobil kullanmanın tek yolu bir araç satınalmak. Ne kiralamak ne başkasından ödünç almak mümkün değil.
Sonra araç alabildin diyelim, o zaman eşin aracı kullanamıyor ona da bir araç alman lazım. Oh ne ala memleket. Sevsinler özürlüye yapılan kolaylığı. Parası olan özürlüye sıfır araç alırken ötv kolaylık desek o da sadece öteleme... Krediyle araç almaya kalksan şartları uygun değil. Zaten özürlü insansın yaşadığına, karnının doyduğuna, dilenmediğine şükret araba senin neyine demeye getiriyorlar işi...
 
Dusunyorumda engelli sahsın arabasını baskasının kullanamamasının nedeni: engellilik kullanılarak vergısız arac temın etmek ısteyenlerın bu kurnazlıgını engellemek olabılır mi?
 
serhendi1981' Alıntı:
Dusunyorumda engelli sahsın arabasını baskasının kullanamamasının nedeni: engellilik kullanılarak vergısız arac temın etmek ısteyenlerın bu kurnazlıgını engellemek olabılır mi?

Mutlaka böyle bir niyet vardır ama daha kuyumcuların bile açlık sınırında kazanç beyan edip vergi verdikleri ve daha milyarlarca YTL vergi kaybı olan bir ülkede kalkıp da 3-5 iyiniyetli olmayan şahsın ve engelini kullandıran engellinin kurnazılığı olsa bile ülke bununla batmaz.

Madem ki o kadar titizler vergi konusunda o zaman güçleri ve becerileri ve de cesaretleri yetiyorsa vergi hırsızlarından ve vergisizlerden vergi alsınlar...
 
Çok doğru söylediniz, keşke her alanda titiz olsalarda hazine dolsa o zaman ulkemız daha yaşanır olurdu.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt