Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Gündem] Engellilerin otomobil alımında yaşanan sorunlarla ilgili eleştiri ve öneriler

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
673
Mesajlar
57,973
Reaksiyonlar
331
[Gündem] Engellilerin otomobil alımında yaşanan sorunlarla ilgili eleştiri ve öneriler

[size=6]Aşağıdaki konu güncelliğini kaybetmiştir.
Konunun güncel hali:
[/size]
http://www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=23824




Bidiğiniz üzere, otomobil alımlarında yaşanan sorunlarla ilgili olarak bir yıl önce ARABAM BENİM BACAKLARIM ismiyle bir kampanya başlatmıştık. Ne var ki aradan geçen bunca zamana karşın konuyla ilgili olarak herhangi bir gelişme olmadı. Bu yüzden konuyu yeniden gündeme getirmekte fayda var diye düşündük. Lütfen sizler de görüş ve önerilerinizi bizlerle paylaşın.
Not: Bu başlıkta yer alan görüşler AKP Milletvekili Sayın Lokman Ayva'ya iletilecektir...


  • [size=6]Engellilerin otomobil alımında yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri[/size]

    * Engelli kişi üzerine kayıtlı olan otomobil, anne-baba-eş-çocuk-kardeş gibi en yakın kişiler tarafından dahi kullanamamaktadır. (1. derece kan bağı olan kişiler bu otomobilleri kullanabilmelidir. Ayrıca otomobil sahibi araçta olduğu sürece, otomobili herhangi biri kullanabilmelidir)

    * Sağ uzuvlardan engeli olan kişilere öteleme seçeneği sunulurken, sol uzuvdan engeli olan kişilere bu seçenek sunulmamaktadır. (Sol uzuvlarından engeli bulunan kişilerin önüne çıkarılan engeller ortadan kaldırılmalı ve bu kişilere de muafiyet hakkı tanınmalıdır)

    * % 90 ve üzerinde sakatlığı bulunan kişiler, özel donanım şartı olmaksızın otomobil alabilmektedirler (Sakatlığından dolayı otomobil kullanmasının mümkün olmadığı sağlık kurulunca belirlenen kişiler, sakatlık oranlarına bakılmaksızın, bu haklardan yararlanabilmelidir)

    * Eskiden ÖTV’den muafiyet söz konusu iken, artık bu muafiyet kaldırılmış ve yerine öteleme getirilmiştir. (Başta ödenmeyen ÖTV araç satışında ödenirse, bunun neresi ENGELLİYE DESTEK VERMEK olarak düşünülebilir? Eskiden olduğu gibi öteleme değil, muafiyet olmalıdır)

    * ÖTV muafiyeti ile alınan bir araç kaza geçirip kullanılamaz hale geldiğinde (pert olduğunda), engelli kişi aynı haktan yeniden yararlanabilmeli ve yeniden ÖTV'den muaf araç alabilmelidir.

    * KDV muafiyeti için onca söz konuşulmasına karşın, bu konuda hiçbir adım atılmamıştır. (Verilen sözlerle engelliler arasında ciddi bir beklenti yaratılmıştır. Bu beklentinin karşılanması gerekir)

    * Varolan düzenlemelerle yurt dışından 2. el otomobil ithali cazip haldedir. ÖTV ve KDV'de yapılacak düzenlemelerle yurt dışına akan dövizin ülkemizde kalması sağlanmalıdır.

    * 1600 cc sınırı -en azından- dizel araçta 2000 cc'ye çıkarılmalıdır
 
Re: [Görüş] Engellilerin otomobil alımında yaşanan sorunlarla ilgili eleştiri ve öneriler

OturanBoğa' Alıntı:
* Engelli kişi üzerine kayıtlı olan otomobil, anne-baba-eş-çocuk-kardeş gibi en yakın kişiler tarafından dahi kullanamamaktadır. (2. derece kan bağı olan kişiler bu otomobilleri kullanabilmelidir)

1.derece degilmi kan bagı olan kişiler....
ayrıca sevgili oturanboga neden yurtdışı 1600cc sınırı gundeme gelmiyor...
 
reis, 1 yazacağıma 2 yazmışım. Düzeltiim. Ayrıca şu ibareyi de ekledim: Ayrıca otomobil sahibi araçta olduğu sürece, otomobili herhangi biri kullanabilmelidir

Bu 1600 cc konusunda geçmişte o kdar suistimal yaşanmış ki, şimdi bu konuda çok sert tutum takınıyorlar. O yüzden ekleyip eklememek konusunda kararsız kaldım. Herkes görüş yazsın, gerekirse ekleriz...
 
Araba bizim özgürlüğümüz olmakla beraber getirilen kısıtlamalar da bu özgürlüğümüze bir darbe'dir.Öncelikle 1600cc sınırlamasının kaldırılmasını isterim.Acil durumlarda eş ve kan bağı olanlarımız da kullanabilmelidir.
 
Çok önemli bir diğer ayrıntıda dizel motorlu araç motor hacimlerinin 1600 cc den yüksek olması nedeniyle engellilerin muafiyet kapsamına girmemesi. eğer ortada öteleme dışında eskisi gibi bir muafiyet olacaksa kesinlikle dizel motorlar için teknolojik gelişmelerin farkında olan bir düzenleme yapılmalıdır.

Bir diğer konuda engellilerin araç alımlarında yaşadıkları ekonomik zorlukların kismende olsa önlenebilmesi için devlet bankalarının düşük faizli kredi vermesi. Hemen her alanda işverenlere tanınan haklar gibi düşünülebilir bu. Aslında bugüne kadar uygulanamamış olması bile kabul edilebilirlikten uzak. Bu ülkede devlet hemen herkese düşük faizli kredi veriyor; ama belkide bunu en çok hakeden kitlelere gelince ses yok! Fakat bu uygulamanın engellilerin iş açmaları için bir zamanlar halk bankasında uygulandığı iddia edilen trajikomik çalışma gibi olmaması gerekir tabi. Malum halk bankasının engelliler için uyguladığı iddia edilen "düşük" faizli kredi uygulamasının faizi diğer bankalardan bile yüksek!!! Kaldıki artık o da uygulanmıyor bildiğim kadarıyla.

Daha öncede söylemiştik. Bu araçların aparatları konusunda ülkemizde çok ciddi bir belirsizlik ve muz cumhuriyeti tavrı var. Bu aparatların kalitesi, kontrolü mutlaka belli kıstaslar içine alınıp çerçevelenmeli. Şu an bu aparat konusu konu hakkında oldukça yüzeysel bilgileri olan birilerinin tekelinde ve yarın bir gün bir engelli bu aparatlar yüzünden bir kaza geçirse ortada sorumlu tutulacak kimse yok. Devlet bu konuda kesinlikle bir kalite standardı getirmelidir.

Bir diğer konu yine sitede tartışılan bir mesele. Plakada engelli ambleminin olmasının zorunlu kılınması kesinlikle kabul edilebilir bir kural değil. Şahsen bu uygulamadan rahatsızlık duyuyor değilim; ama etik olarak doğru olmadığını düşünüyorum. Hiçkimsenin böyle bir zorunluluğu olmamalı. Mutlaka bir engellilik uyarısı yapılacaksa, Avrupadaki gibi aynaya bir engelli amblemi takılabilir. Plakadaki bu damgalanma hali ne demokrasiye ne insan haklarına sığdırılabilir görünmüyor. İşlevsel olarak ne gibi bir faydası olduğu sorusuna verilecek tek bir mantıklı cevap yok. Park yerlerinde kolaylık sağlanması gibi faydalar az önce vurguladığım uygulamayla yine sağlanabilir. Kaldıki trafikte kurallar herkes içindir ve plakanızda engelli amblemi var diye size birilerinin iltimas geçmesi düşünülemez bile. Öyleyse bu damgalanma halinin gereği nedir??? Plakaya engelli amblemi konulması gerekliyse o zaman kimliklerimize de konulması gerekmez mi? Peki bunu kabul eder miyiz?

Bunlar ilk akla gelenler. Bunların dışında yukarıda dile getirilen taleplerinde hepsine katılıyorum. Özellikle öteleme denen garabet uygulamanın kaldırılması ve aracın birinci akrabalar tarafından kullanılabilir olması kesinlikle şart. bir engellinin eşinin arabayı kullanamaması kadar faşizan bir uygulama düşünemiyorum. Düşünsenize uzun yoldasınız ve yoruldunuz. Eşiniz direksiyonu devraldı ve az sonra çevrildiniz. Genelde polislerin bu konuda anlayışlı oldukları bir gerçek; ama böylesine önemli bir hak polislerin anlayışına terkedilemez. O gün eşinden yada amirinden fırça yemiş bir polise denk gelirsek yandığımızın resmidir. Böyle bir uygulamanın akıl mantık kurallarıyla açıklanabilir olmadığını düşünüyorum. Devlet, bu ötv muafiyetiyle bize bir lutufta bulunuyormuş gibi görünüp araç üzerindeki mülkiyet haklarımızı kabul edilemeyecek şekilde sınırlıyor. Oysa devlet bizden muafiyet almayarak bize gereğince vermediği bir hizmeti (Ulaşım) dengelemeye çalışmaktadır, lütfetmekte değil...
 
maalesef türkiyede haklar suistimal edilince bunu yapanların canına okumak deilde verilen hakkı geri almak gibi bi mantalite mevcut. evet yurtdışından araba getirilmesi inanılmaz derecede suistimal edildi. fakat çözüm buna tekrar kota koymak olmamalı.

ayrıca engelli kişi aracın içinde olduğu sürece arabayı herkes kullanabilmeli. çünkü zaten kısıtlı olan bedensel fonksiyonlarımızın bizi nerede nasıl sürprizlerle beklediğini bilemeyiz. hayatını kolları ve elleriyle veya daha azıyla devam ettiren o kadar çok insan var ki :!: ne yani elimide kullanamıyosam nası sürcem?? o kadar fonksiyonel deil kusura bakmasınlar :twisted:

yalnız arkadaşlar çuvaldızı başkalarına hunharca dürterken iğneninde azıcık tadına bakalım. şimdiye kadar kendi namına yurtdışından başkasına araba getiren arkadaşların -ki yargılamıyorum kesinlikle çünkü türkiyede insanlar çok çaresiz kalabiliyor- ceremesidir bazı sonuçlar. yaptığımız her davranış sadece bize deil tüm engelli insanlara mal ediliyor. ve bizler bu temsilin farkındalığını ve ağırlığını taşımadığımız müddetçe her zaman görmezden gelinme hafife alınma ve sorunlarımızın rötarlı belkide hiç kaale alınmaması gibi sıkıntıları yaşayacağız sanırım...
 
Özürlü kapsamında kimler var? Hiç düşündünüz mü? Bedensel engelli ve arabada özel tertibat yapılması şartı aranıyor ibresi, eğer özür yüzdesi %90 ve üzeri herhahgi özürlü grubundakiler(kullanamaz ki)
Bütün bunlar sadece bedensel engellilere yönelik kolaylık(!).
İşitme Engelliler, H sınıfı ehliyet alma imkanlarına sahip olan İşitme Engelliler neden hiç düşünülmüyor? Madem bize H sınıfı ehliyet veriliyor, (B sınıfı aldım diye hayıflkanmayın) ticari araç kullanmamızı da yasaklıyor.
Görüyorum ki bu yasa sadece bedensel engellilere yönelik çok özel yasa(!). bu yasa sadece bedensel engelliler ile sınırlı olmamalı, tüm engelliler arasında yayılmalı.
 
Oturanboğa belirlediğiniz maddeler bence çok uygun. Bu maddeler üzerinde yoğunlaşabiliriz. Sadece dizel ve otomatik araçlarda motor sınırlaması 2000 cc çıkarılması çok uygun olabileceği düşüncesindeyim. Veya yurtiçinden alınacak araçlarda motor sınırlaması 2000 cc, yurtdışından alımlarda ise 1600 cc olarak devam ettirilmesi de bir secenek olabilir.

Gadjodilo arkadaş sizin görüşleriniz de çok doğru. Önce cuvaldızı kendimize batırmak gerekiyor.
Yılını tam olarak hatırlamıyorum, ama 96-98 yıllarıydı yanlış hatırlamıyorsam. Bir tanıdığımın arkadaşı benim yurtdışından araç getirme hakkımı satın almak istemişti. O zamanki parayla 500-600 milyon TL karşılığında. Araç benim adıma getirtilecek ama sahibi, kullanan benim adıma başkası olacaktı. Hemen red ettim. Benim gibi birçok arkadaşa da böyle teklifler gelmiştir. Haliyle kabul eden arkadaşlarımız da olmuştur.
İşte eski haklarımızın neden geriye alındığına iyi bir örnek.

Lütfen haklarımızın kullanılmasını suistimal etmeyelim.
 
öneriler

bence öncelikler belirlenmeli ve ondan sonra istekler iletilmeli.bülent bey in de belirttiği ve lokman AYVA ile yapmış olduğum görüşmelerde 1600cc motor hacminin arttırılması konusunda olumsuz bir tepki var ve şu aşamada bunu kabul ettirmek çok zor.Oysa yurtdışından alınan araçlara 0 ÖTV ve %1 KDV uygulanması,aynı aracın yurt içinden alınınca ÖTV ötelemesi ile satılması çelişkidir.Bu yanlış uygulama üzerine ağırlık verilip beraberinde bu araçların 1.derece yakınları tarafından kullanılabilme istediği dile getirilmelidir.Ayrıca benim bizzat şahit olduğum Kıbrıs Gazisi Albayımıza sol kolunda problem olmadığı için ÖTV ötelemesi uygulanmamıştır.Bunun nedeni ise kendisinden duyduğuma göre maliye bakanlığından vergi dairelerine gelen yazıda mümkün olduğunda az kişiye indirim yapın anlamındaki yazıdır.Yani duyumuma göre sol kol olayının kahramanı Unakıtandır.Bu ülkede ticari araç adı altında düşük vergili onbinlerce araç satıldı.ve ticari araçları 120 ytl karşılığı herkeze verilen ticari taşıt kullanma belgesine sahip herkez kullanabiliyor.Oysa ÖTV ötelemesi ile özürlülere satılan araçlar nedense sanki bedava verilmiş gibi anlamsız uygulamalarla zor durumda bırakılıyor.Suistimaller olabilir ama devletin göre denetimlerle bunlara son vermektir.Böylece yurtdışından getirilen ve ekonomik ömrünü tamamlamış araçların gelişi azalarak ekonomiye katkıda bulunulacaktır.
 
meopius' Alıntı:
Görüyorum ki bu yasa sadece bedensel engellilere yönelik çok özel yasa(!). bu yasa sadece bedensel engelliler ile sınırlı olmamalı, tüm engelliler arasında yayılmalı.

Bu konuya bende katılıyorum ve bütün engelliler faydalanmalıdır diyorum. Neden engelliler arasında bile ayrımcılığa gidilmektedir anlamıyorum. Bununda biran önce düzeltilmesi gerekir..
 
Öncelikle teşekkür ederim

Böyle bir konuyu gündeme getirdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.

Ötv ötelemesi sol ayağı sakat olanlarda uygulanmması saçma muafiyetkende ötelemeye dönüştürülmesi de hepten bir saçmalık ve avrupa birliğine girecek ülke olarak saçma bir şey. 1600 sınırlaması yapılan bazı hatalardan dolayı sıkı tutuluyor dediğiniz gibi ama buda bizi zor durumda bırakıyor. Hiç değilse yurt içinde yada dışında veya her ikisinde de 2000 cc dizel motorları serbest bıraksınlar ayrıca kdv 0 uygulaması yapılsın ve ötv muafiyet olsun tekrar.

Yerimi bilmiyorum ama kocaeli ortopedik engelliler (ortender) derneği olarak cumartesi günü bir dayanışma çayı yaptık ve buraya AK Parti milletvekillerinden Sayın Nevzat DOĞAN ve Sayın Muzaffer TOPÇU ile yaptığımız görüşmelerde bunları dile getirdik bir nebze olsada bizden bir dosya hazırlamamızı istediler bu aksaklıklar ve sorunlarla ilgili siz bunu burd ayapmaya başlamışsınız. Sizlerle beraber bu işi yapmak istiyoruz tabi mümkünse yardımcı olursanız bu dosyayı hazırlayayım bana mail atabilirsiniz düşüncelerimizi paylaşalım ve sizleride bu birleşmeden haberdar etmeye çalışırım saygılarımala


Kocaeli Ortapedik Engelliler Derneği (ORTANDER)
Muharrem ÇAKMAK
manfwar@hotmail.com
 
boyle dusunen insalar nazi almanyasinda yasiyanlarla esdeger..isgence ,sakatlari ...aninda oldur............(varmi farki belgeselllerden)..
 
Yazmak yetmiyor

Arkadaşlar selam, Ülkemizde yaklaşık olarak nüfusun % 12 sinin engelli olduğunu biliyoruz. Fakat engelliler için özel tertibatlı araç kullanan engelli sayısının ne olduğunu bilmiyoruz. Acaba binler diyebilirmiyiz, Hayır diyemeyiz diye düşünüyorum. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sayıları bir kaç yüzü geçmeyen engellilerin hayatlarını daha rahat idame ettirebilmeleri için yapması gereken çok küçük bir meblağdaki paradan feragat etmesi. Bunuda burada yazarak yaptıramayacımıza eminim. Bence bu işin yolu medya ile görüşmekten geçer. Eğer içimizde bir televizyonda bu işi organize edebilecek bir arkadaşımız var ise çıkalım televizyonda konuşalım. Bunu başarabilirsek ve hala birşeyler düzelmiyorsa (ki bence düzelmez), bu işin yolu Sayın Başbakan'dan randevu alıp onunla görüşmek ve bu haklarımızın korunması için gerekenlerin yapılması, ha buda olmuyorsa bu işi sokağa dökmek.

Benim düşüncem bu hepinize saygılar.
Süreyya Ayçe
 
merhabalar
Motor hacmi benim için çok önemli değil ama benim aldığım arabayı ailemden kimsenin kullanamaması çok kötü,ülkenin refah durumu sanki güllük güliştanlık,bir arabayı zor alıyoruz.Bu durumda diğer aile fertleri mağdur oluyor.Ben kendimi kötü hissediyorum,bu durumda sanki engelli olmak bir ayrıcalıkmış gibi geliyor.
 
1 Motor hacmini en az 2000 cc ye çıkartmaları gerekir
2 Belli bi yaştan büyük araçlar için 5 değil kotalı olarak çok daha kısa süreler koymalılar... Örneğin 20 yaşından büyük araç alan biri 1 seneden sonra yeniden muafiyetten istifade edip araç alabilmeli, 10 yaşından büyük 2 sene, 5 yaşından büyük 4 sene sıfır araç için 5 sene vesaire gibi engellinin araç sahibi olmasını ve sahibi olduğu araca "binebilmesini" kolaylaştırıcı düzenlemeler getirilmeli... Elbette bu işin ticarete dönüşmemesi amacıyla yıllar ve adetler konusunda çeşitli kotalar uygulanarak sınırlandırılmalı. Ve hatta şunu söyleyebilirim 25 milyardan pahalı araç almayı düşünebilen engellilerin aldığı araçlarda muafiyete dahi gerek olmadığını düşünüyorum. Bunu 1 kaç sene içinde aracımı satıp sıfır araç almayı planlayan biri olarak söylüyorum. Belli bir standardın üzerine çıkmış insanlara muafiyet tanınmasına lüzum bile yok. Önemli olan imkansızlıklar içinde araç alamayanların bu konuda çektikleridir. Mevzuu cebimizde kalan bi kaç milyar meselesi değil...

Biz kendimizden fedakarlık etmedikçe, tüm insanların yasa çıkaranların fedakarlık etmelerini, bizlere kolaylık tanımalarını nasıl isteyebiliriz. Ben imkanı olan bi engelli olarak 25 milyar üzerindeki araçlardan muafiyetin kalkmasını istiyorum. İstiyorum ki pahalı araçlardan kalkan muafiyet daha düşük bütçeli engellilerin araç sahibi olmalarına sebep olsun...
 
Bu konuyu tekrar gündeme aldığınız için teşekkürler Bülent bey.

Sizin ifade ettiğiniz ve arkadaşların görüşlerine katılıyorum. Ancak benim de ilave etmek istediğim bir konu var.

Şimdi mevcut duruma göre % 90 özürlü olanlar, tertibatsız otomobil alabiliyorlar. Ancak bu aracı kendileri kullanamayıp 3. dereceye kadar bir yakınları veya bir şöför tutup aracı kullandırıyorlar. Oysa ki % 90 özürlü olup ta araç kullanacak B sınıfı ehliyeti olan insanlar var. Bu durumda olan özürlüler için de alınacak sağlık kurulu raporunda "Araç kullanabilir" ibaresi yazdırılarak, araçlarını bizzat kendilerinin kullanabilmeleri sağlanmalıdır.

Sayın Milletvekiline gönderilecek mektup ta bu konunun da dikkate alınmasını özellikle rica ediyorum.

Teşekkürler

Karaca
 
doğru bir tespit var.Haklarımızın başkaları tarafından suistimal edilmesi.çok doğru buna müsade etmeyelim.Ne demek şimdi aldığım arabayı yakınlarım kullanamaz.engelim %90 alacağım arabayı nasıl kullanacağım.Cem yılmaz'ın reklamlardaki arabası değil ki GİT deyince gitsin.Anamız babamız kullanacak diye arabadamı yatıp kalkacaz.İmkanım olursa akülü arabamdan dolayı bi minibüs almayı isterim.1600cc diye alamıyacakmıyız.Alalım bir Hacı Murat başımız, kaba etimiz dışarıda Meclis'in önünden geçip el sallarız artık.Başka birşey yapmak isteyen olursa sorumluluk kabul etmem.ciddi bir teklif yapmak istiyorum..Madem Türkiye'de milyonlarca engelli var.Çok etkili olacaktır.Ayrı bir başlıkta açılması daha doğru olur.Bizde Milletvekillerinin hakları tartışmaya açalım.
 
Özellikle aracı sahibinden başka kimsenin kullanamaması hususu ve yeni ÖTV sistemi çok yanlış bir durum.Bizleri zor durumda bırakan ve hak olmaktan çıkaran bu sistemin değiştirilmesi adına elimden geleni yapmaya hazırım.Zira geçenlerde araçta olmama rağmen kardeşim kullanıyor diye polis memuru ile karşı karşıya geldim.Allah'tan anlayış gösterdi de problem yaşamadım.Oysaki biz AB standardındamıyız ki eşimize çocuğumuza birer araba alalım.Yıllık 5000 $ kişibaşı gelirimizle mi yapacağız bunu ???İmkanlar olsa kim aracını başkası kullansın ister yahut hiç mi hasta ve araç kullamıyacak durumda olmayacağız ??? Evde ölümü mü bekleyeceğiz...!!! Arkadaşlar..!!! şu konuyu ciddiye alalımda somut bir adım atılsın artık...Zira biz birlik olduk mu neler yapacağımızı cümle alem bilir...Ama öncelikle organize olmamız lazım...
 
25 bin ytl üstü araçların ötv muafiyeti dışında bırakılması gerektiğine yönelik söylemi kabul edemeyiz. 25 bin ytl üstü satın alınan araçlar öyle sanıldığı gibi lüks araç almak için değil aksine mecburiyetten olabilir. Masraflar nedeniyle dizel bir araç almaya kalktığınız anda alacağınız araç 25 bin YTL aşacaktır. Bugün bagajına tekerlekli sandalye sığacak sıfır bir aracı alabilmek için en az 30 bin ytl lik bir araca yaklaşmanız lazım. ÖTV düştükten sonra bu araç yaklaşık 22 bin ytl ye alınabilecektir. Ayrıca kimi zaman bagaj genişliği kimi zamansa talep edilen ve kimimiz için çok basit bir ayrıntıyken bazılarımız için hayati derecede önemli olabilecek bir ayrıntı nedeniyle çok daha pahalı bir araç almak zorunda kalabiliyoruz. Örneğin bazı arkadaşlarımız tekerlekli sandalyelerini kendileri içeri alabilmek için Mercedes Vaneo tarzı yandan sürgülü araçlar almak zorunda kalabilmektedir. Bu araçlar da bırakın 25 i 50 bin YTL den fazla. Ancak bu konuda bir ara bülent in önerdiği aşamalı ÖTV muafiyeti düşünülebilir. Yani örneğin 30 bin ytl ye kadar tam ötv muafiyeti, bu rakamın üstüne de daha düşük muafiyet sağlanabilir. 30 bin ytl lik bir aracı satın alan engelli ile 90 bin ytl lik 1600cc lik bir BMW alan engellinin aynı şekilde muafiyete tabi olması bencede çok adil görünmüyor.

Gerçi artık ortada bir muafiyetin olmadığını varsayarsak bunları konuşmak anlamsız. Sevgili hükümetimiz kaşıkla verip kepçeyle götürdüğünden en önemli haklarımızı almış durumda. Ama bakın engellileri her konuda ihya etmiş gibi nasılda arzı endam eyliyorlar.
 
Pegasus, 25 bin YTL rakamını örnek olarak verdiğimi hatırlatmak isterim. Mesele bir şekilde sınırlamanın getirilmesi ve belli bir gelir düzeyinin üzerindekilere uygulanabilecek muafiyetin kaldırılarak düşük gelir kesimindeki engellilere daha büyük oranlara yansıtılması meselesi idi... Kaldıki 25 milyar araca ödemeyi göze alan birisi standartların zaten oldukça üzerinde birisidir. 25 olmaz 30 olur ama neticede mesele boyle bir sınırlamanın olması gerektiğidir. Hepimiz mutlu olmak istiyorsak bu ve benzeri uygulamalarla bizde engelliler olarak fedakarlıklar yapmalıyız...
 
BÖYLE BİR SAÇMALIK OLABİLİRMİ YA BENİM ARABAMI KARDEŞİM VEYA BABAM KULLANAMIYACAK HADİ BANA BİR ŞEY OLDU ACİL BİR DURUMDA AİLE BİREYLERİMDEN BİRİ KULLANAMIYACAKSA O ARBANIN KAPININ ÖNÜNDE OLMASININ NE ANLAMI VAR. ENGELLİLERE HAYATI KOLAYLAŞTIRMAK YERİNE ZORLAŞTIRIYORLAR BENCE
 
Bende eşimde engelliyiz. Ama malesef aracımızı ortak kullanamıyoruz. Üstelik benim eşimde engelli ve H sınıfı ehliyeti var.

Hiç unutmuyorum 7 aylık hamileyken bir gün eşim beni aradı. Arabamız eşimdeydi. derya gel arabayı gümrüğe çekiyorlar dedi. Ben o halimle 7 aylık hamile halimle gümrüğe gittim ve arabayı ucu ucuna kurtardık.

Böyle mantıksızlık olabilirmi. Eşler nasıl birbirinin aracını kullanamaz. Bu konuyu daha sonra gümrük müsteşarı ile gidip bizzat görüştük. Adamın bize sunduğu çözüme bakın şimdi. Arabayı eşimin üzerine yapacakmışım. bana aynen böyle dedi. Peki dedik o zaman ben kullanabilecekmiyim arabayı. HAYIR. Siz bizi anlamıyorsunuz dedik. Biz ikimizde engelliyiz ve bu aracı ortak kullanmak istiyoruz. Derdimiz arabamızın kimin üzerine olduğu değil.

Bu meseleye mutlaka çözüm getirilmeli. Eşler ve birinci derece akrabalar arabayı kullanabilmeli.
 
PİREYE KIZIP YORGAN YAKMAK

yazmış olduğunuz sorunların hepsine katılıyorum ve en kısa zamanda düzeltilmesini bekliyoruz.devlet bir nevi pireye kızıp yorgan yakıyor.bazı sahtekarların önüne geçmek için bizleri mağdur ediyor.1600cc sınırlaması veya aracı bizden başkasının kullanamaması tam bir saçmalık.böyle yasaklar konulana kadar bu hakları yanlış kullananlara ağır cezalar getirilebilir.benim sağ kolum protez uzun yola gittiğimde bile arabayı kendim kullanmak zorunda kalıyorum yani ben arabanın içindeyken başka birinin kullanmasında ne sakınca olbilirki.sayın vekillerimizi biraz mantıklı düşünüp kararlar vermesini bekliyorum.umarım amacımıza ulaşırız.teşekkürler.
 
söylenenlere katılıyorum. her türlü girişimde beraber olduğumuzu belirtmek için yazdım.

özellikle eş, anne baba vs. ninde arabayı kullanması konusu çok haklı bir istek diye düşünüyorum. hiçbir maddi menfaat içermiyor. sadece bir zorunluluk. hele hastalık vs. durumlarında. ben de yaşadım benzer olaylar. zaten üzerimize kayıtlı ÖTV ötelemeli bir araç bulunabildiği için devletin bu konuda çekindiği ne olabilir diye düşünüyorum. aynı anda ÖTV ötelemeli bir araç daha alıp eşimize vs. verme şansımız yok zaten.
 
Belirlenen istekler daha doğrusu zorunlu haklarımız-beklentilerimiz için en kısa sürede çözüm bulmalıyız.

Arkadaşlar ben 1. derece yakınıma (babam, kardeşim,..) aracımı çoğunlukla kullandırıyorum. Bir-iki defa yakalandım ama sorun olmadı. Kullandırmaya'da devam edeceğim. Kullandırdım diye ban ceza yazıp, aracımı bağlarlarsa yapacağım iş anında, ilgilileri mahkemeye vermek.
Bu resmen saçma, düşüncesizce çıkarılmış bir yasa. Ben araçımı keyfim için kullandırtmam (ki kullandırabilirim de).
8-10 saatlik yola çıktım ne yapacağım. Bu kadar uzun saat kullanmakla trafiği, kendimi riske mi atayım.
Hasta oldum (Allah Korusun) beni hastaneye götürmesi için gece yarısı taksi peşinde mi koşsunlar.

Örnekleri çoğalabiliriz. Bu yasaya rağmen bu hakkı alabiliriz. Gerekirse yol açık Avrupa Mahkemeleri (Hiç benimsediğim, karşı çıktığım bir olay ama hakkımız varsa gideriz. Zaten her önüne gelen gidiyor)
 
Merhaba Arkadaşlar,

Öncelikle aldığımız aracın 1.derece akrabalar ve araç içinde kendimi zolduğumuz takdirde herhangi birinin kullanabilmesi şarttır.
Bırakın biz engelli ailelerini Türkiyenin büyük bir çoğunluğu evine ikinci bir araç alabilecek güçte değildir. Bu sebeple biz engellilere uygun araç alırken sadece kendimizi düşünerek değil aile içinde kullanılailecek bir araç almak durumunda kalıyoruz. Bu durumda alabileceğimiz bazı araçlar ticari araç sınıfındadır. Ama malesef ehliyetimizde ticari araç kullanamaz yazıldığı için alamamaktayız. Kaldıki ben bir engelli olarak sakatlık dereceme uygun tertibatı yapılmış kendi adıma olan bir ticari arac neden alamayayım ki. Ben şahsıma ait aracımla neden ticaret yapamayım ki. Örneğin işlettiğim bir bakkalım va toptancı malı getirememekte ve benim gidip toptancıdan mal almam gerekli bu durumda binek araçla mal taşımak yasak, ticari araçmı kiralamam gerekecek. buna benzer örnekleri çoğaltabiliriz.
Ötv ötelemesi hiçbir şekilde engellilere bir kolaylık değildir. Ötelemenin tekrar Muhafiyete dönüştürülmesi gerekmektedir.

***ankaramustafa yukarıda yurtdışından getirilen araçalrda ÖTV nin 0 KDV ninde %1 olduğunu yazmış. Özellikle KDV nin %1 olması gerçekten bu doğrumu yoksa yanlışlıklamı yazılmış birşey. Eğer gerçekten doğru ise ben neden %37 ÖTV % 18 KDV ödeyerek Türkiyeden aaç alayım ki.
 
ÖTV ÖTELEMESİ

Önceden Ötv Muafiyeti şeklinde olan ama AK partinin ÖTV ötelemesi şekline dönüştürdüğü ilgili yasanın daha da iyi anlaşılması için bir örnek vermek istiyorum.
Diyelim ki normal fiyatı 45 milyar olan bir aracı ÖTV ödemeden gidip 32 Milyara aldım. Aradan 5 veya 6 yıl geçti ve herhangi bir neden den dolayı arabamı değiştirmek istiyorum.
Bu arabanın 2. el değeri ne yapar sizce? Ben söyliyimmi? Piyasadaki sıfır ve 2. el araç değerlerine göre orantılayarak söylüyorum: En fazla 25 Milyar eder.
Ancak iş burada bitmiyor. Devlet bu aracı aldığında ödemediğin ÖTV yide getir bakayım diyor. Ödemediğim 13 milyarlık ÖTV yide ödediğimde Bana kalan para 12 Milyar oluyor. (bozdur bozdur harca) Ben ne anladım bu işten? Hani muafiyet deniyordu? Bu nasıl muafiyet?
Haaa! kanun ayrıca diyorki aracını başka bir engelliye satabilirsin.
Başka bir engelli benim aracıma niye 25 milyar versinki? Üzerine biraz daha para koyar gider yenisini alır. Engelli bir şahıs arabamı alacağı zaman oda ÖTV veyi düşüp almak isteyecektir. Mantık budur.
Sonuç olarak 32 milyar verdiğim aracımı 12 Milyara satmış olacağım.
Bu durumu Engellilere ÖTV muafiyeti şeklinde yutturmak isteyenler ya kendilerini çok zeki sannediyorlar, yada bizleri aptal zannediyorlar.
Önceden lehimize olan bir durumu AK PARTİ aleyhimize çevirmiştir. Aleyhimize icraatler yapan ve içi bomboş olan özürlüler kanununu devrim yapmış gibi millete anlatan AK PARTİ nin bu tutumu nu anlayamıyorum.
Bizim için söyleyecek bir söz kaldı.
Güvendiğimiz Dağlara Kar Yağdı
 
re

aslında araç alımı ile ilgili düzenlemeler konusunda aşağıda görüleceği üzere yurtiçi ve yurtdışı alımlarındaki farklı uygulamaları gösterip anayasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle kanunun iptali şeklinde dava açılabilir.yanlız yeni düzenlenlemenin özürlüler lehine olup olmayacağı yapılacak kamuoyu baskısına bağlıdır.Burada kendilerini özürlülerin haklarını savunduklarını iddaa eden derneklere çok görev düşüyor.Ayrıca TSD Derneği forumunda özürlü araçları ile Lokman AYVA nın cevaplarını incelemenizi isteririm.

http://www.alomaliye.com/ekim_05/levent_gencyurek_sakat_tasit.htm
 
Re: re

ankaramustafa' Alıntı:
Lokman Ayvanın Sözleri:
Söylediğiniz vergi indirimlerinin gerekçesi önemli çünkü yarın birisi çıkar"birilerine vergi indirimi yapıyorsunuz bana niye yapmıyorsunuz" diye sorar.Ülkemizde güçler ayrımı olduğu için yasayı yapanlar ayrı kişiler uygulayanlar ayrı kişiler,yargılayanlar ayrı kişilerdir.

Bu sitede Arabam Benim Bacaklarım diye bir kapmpanya açılmıştı. Burda nedenmek istediğini tam anlmamışsın sanırım. Biz engelliler için otomobil bir ihtiyaçtır. Yaşayabilmem, topluma katılabilmem, hayatımı idame ettirebilmem için otomobil olmazsa olmazlarım arasındadır.
Engelli bir insanın kullanacağı otomobilden vergi alınması sağlam bir insanın bacaklarından vergi alınmasıyla eşdeğer bir mantığa sahip. Ne zaman ki Sağlam bir insan rahat ca yürüyüp dolaştığı için devlete vergi öderse, bizlerinde ozaman Araç alımında vergi ödemesi hak olur.
Ayrıca Sn Lokman Ayva yürürlükteki bu kanunu beğenen ler kullansın gibi bir laf etmiş. Şunu bilmenizi isterimki bu kanunu beğensek te beğenmesekte bizler gücümüzün yettiği oranda otomobil alıp kullanmak zorundayız.
Tekrar ediyorum.
Yürürlükteki bu uygulama oldukça manasız, işlevsiz bir şekildedir. Bu kanunun düşünmeden, irdelemeden çıkarıldığına eminim.
AK PARTİ Özürlüler için hiç bir şey yapmamıştır. İçi boş bir kanunla insanlar uyutulmaya çalışılmaktadır. Kanunda ki yuvarlak ifadeler yüzünden ne olduğu da anlaşılamamaktadır.
Örneğin; Kanunda bahsedilen engellilerin yaşamını kolaylaştırıcı her tür araç ve gereç alımında KDV muafiyeti konusunu Maliye, Defterdarlık, en üst düzeydeki yetkililer dahi açıklayamamış bu maddenin uygulamasına yönelik hiç bir tebliğ de çıkmamıştır. Bu gidişle çıkacağıda yoktur. KDV muafiyeti araç alımında kullanılmayacakta nerde kullanılacak soruyorum sizlere? Kırtasyeden defter,kalem alırken
- Abi ben sakatım, işte kimliğim benden KDV alma. mı diyeceğiz?
Ayak üstü pazarlıklarla, araştırma yapmadan çıkarılan bu kanundan bugüne dek hiç bir engelli arkadaşımın faydalandığını görmedim, duymadım.
Özürlüler için çıkarılan bu yasa Özürlüdür.

Sayın Lokman Ayva'ya bir mesajım var. Umarım okur. Sayın vekilim;
Size bir fırsat verildi. Ama bu fırsatı değerlendiremediniz. Umarım kalan zaman zarfında değerlendirmek istersiniz. Çünkü böyle giderse 2 yıl sonra köşenize çekildiğinizde Duyacağınız pişmanlık, çekeceğiniz ahlar ve vahlar fayda etmeyecek. İnanın ki size kimse Allah razı olsun da demeyecek. Sizi sadece ÖTV muafiyeti var sanıpta araba almış ve bu arabalarını satmaya gittiklerinde ÖTV nin geri istenmesi anında aklı başına gelen insalar anacaktır. Nasıl anacaklarını varın siz düşünün.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt