Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Bugün paylaşmak istediğiniz şiirler..

Sehribanu

Aktif Üye
Üyelik
23 May 2003
Konular
152
Mesajlar
2,954
Reaksiyonlar
0
whjvde.jpg
 
Anlattıkca kış vuruyor satırlarıma

Anlattıkca üşüyor, anlattıkca ısınıyor yüreğim
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum

Duyuyor musun, orada mısın
Var mısın, yok musun
Bir tek şeyi unutma

Seni sevdim ben

Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak
 
[FONT=Arial]Aşk ve Sevgiye Dair Benden[/FONT]Sevgi gül/ aşk diken

Sevgi meltem/ aşk tufan
Sevgi iç deniz/ aşk okyanus

Sevgi özenli/ aşk delişmen
Sevgi sinede taşımak/ aşk haykırmak

Sevgi esirgemek/ aşk arsız dilenci
Sevgi koşulsuz/ aşk taşkın, lirik, huzursuz

Aşk hazırlıksız zamansız yakalar
Aşk başkaldırı kapıp koyuvermek
Aşk bir büyü en güzel suç ortaklığı

Aşk anı yaşamak
Aşk yaşadıklarını kar saymak
Aşk çıldırmak uğrunda ölmek
Aşk sömürmek sömürülmek

Aşk acımasız
Aşk hiç masum değil
Aşk bekletilmeye de gelmez

Maharet aşkı sevgiye dönüştürebilmek
 
[FONT=Arial]Aşk[/FONT]İşidin ey yârenler
Kıymetli nesnedir aşk
Değmelere bitinmez
Hürmetli nesnedir aşk

Dağa düşer kül eyler
Gönüllere yol eyler
Sultanları kul eyler
Hikmetli nesnedir aşk

Kime kim vurdu ok
Gussa ile kaygu yok
Feryad ile âhı çok
Firkatli nesnedir aşk

Denizleri kaynatır
Mevce gelir oynatır
Kayaları söyletir
Kuvvetli nesnedir aşk

Miskin Yunus neylesin
Derdin kime söylesin
Varsın dostu toylasın
Lezzetli nesnedir aşk
 
[FONT=times new roman]Kapına biri gül bırakıyor tanımadığın [/FONT]
[FONT=times new roman]Trafik birden açılıyor [/FONT]
[FONT=times new roman]Köprüden geçişte para almıyor gişedeki kadın [/FONT]
[FONT=times new roman]Bi o kadar yakışıyor üstüne siyah kazağın [/FONT]
[FONT=times new roman]Menekşe tutuyor köşe başında yalnızlığın [/FONT]
[FONT=times new roman]Sarı kanaryalar hep senin için kazanıyor [/FONT]
[FONT=times new roman]Ne de güzel geliyor insana sırtından vurulması insanın[/FONT]

[FONT=times new roman] [/FONT]
[FONT=times new roman]Oğlum sana bir aşk değiyor[/FONT]

[FONT=times new roman] [/FONT]
[FONT=times new roman]Bi yerinden bakınca nede keyifli hayat [/FONT]
[FONT=times new roman]Bi yerinden bakınca rahat[/FONT]

[FONT=times new roman] [/FONT]
[FONT=times new roman]Oğlum sana bir aşk değiyor[/FONT]

[FONT=times new roman] [/FONT]
[FONT=times new roman]Bundan sonrası tufan, talan, fırtına, bora, kar [/FONT]
[FONT=times new roman]Aşık-ı mecnun sensin mecnun’un ancak adı var [/FONT]

[FONT=times new roman][/FONT]
[FONT=times new roman]Oğlum sana bir aşk değiyor [/FONT]
[FONT=times new roman]Oğlum seni bir aşk sarıyor[/FONT]

 
Aytekin G. Atas - Nasil Yar Diyeyim

Nasıl yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Alemin bağında bülbüller öter
Nidem benim gülüm solduktan sonra

Coşkun sular gibi çağlamayan yar
Gönlünü gönlüme bağlamayan yar
Benim bu halime ağlamayan yar
Daha ağlamasın öldükten sonra

Aşık Daimi'yim sürem bu yolu
Muhabbet bağının olaydım gülü
ister yağmur yağsın isterse dolu
nidem ben ummana daldiktan sonra.
 
MECBUREN

herkes seni
iclerindeki sen kadar
anlar

iclerinde
sendeki sen kadar sen
ne arar
idare edeceksin artık
 
Keşke noktaLama işaretLeri kadar insafLı oLsaydı, parantez içine sığdıramaya çaLıştığımız hayat.. Ve her noktanın ardından cümLeLer kurabiLseydik yeniden.. Yaşamı virgüLLerLe uzatabiLseydik, keşke tırnak içine aLınmış hayatLarımız oLsaydı ve üç nokta koyabiLseydik tüm SevgiLerin ömrüne..
 
Unutamam

İlk defa üşüyorum
Gecenin sıcacık koynunda yatarken
Sevmiyorum sevgileri
Korkuları korkulara katarken.

Sıcak bir yağmur gibisin
Yağıyorsun usul usul ellerime
Kıydım birçok şeye
Ama kıyamadım ela gözlerine.

Yeşil siyahı andırıyor bugün
Tabi ki bir çok renkte
Beyaz mesela bilirsin hani
Kızıl'a çalıyor bugün nedendir bilmem.

Bu gece her yer sıcak
Ben kapındayım elimde çiçek
Ya güneş doğmayacak
Ya içime sığmayacak bugün.

Bugün günlerden ne sahi
Aslında unutmazdım tarihi
Ama unuturken bile
Unutamam Seni...
 
Gönül perim

Duygu’ma

“Aldanmayın güzelliğine
Ne katran karası geceleri vardır…”

Uçurtmalar yaptım sana
Özlemle avuçlarından ayrılsın.
Ayrılırken senden bir tutam
Ya da bir yudum getirsin diye…

Kalbi kırığım!

Koynuma hasretleri bırakıp
Uçar mısın yine?

Ahu zarım…

Bir kaçak gülüşün ardına
Beni saklar mısın yine?

Yaralandın mı?
Kalbinde kaç mezar açtılar?
Kaç parçana Fatiha okuduk beraber…
Seni sarsam,
Kundaklasam…
Kayıplarına dost yaması yapsam…
Kanar mısın yine?

Bir ceylan ölüsüdür gözlerin,
Binlerce gidiş,
Okadar da yas biriktirdin…

Vazgeç!

Sinende ölü oğlan çocukları büyütme artık!
Gördün.
Yedi hamamda yedi kez yıkandılar.
Yine de senin kadar mert olamadılar.

Uyan!

Bırak ölüm uykusuna dalsınlar! ...

“Aldanmayın güzelliğine
Ellerinde nice yangınlar,
Dillerinde sonsuz ezberler var! ...

Esma Melek Özdemir

:):):):):)



"Bir tane -insan hakkı ihlali- vardır,
o da kişiye farklı davranmaktır."







Ve tanrı beni, uzun saçlarım, gözlerim ve ağzımla bir kadın olarak yarattı.
Kıvrımlarım, çizgilerim ve yumuşak çukurlarımla içimi şekillendirdi.
Bende, bir insanoğlu çalışmasının en güzel örneğini gösterdi.

Büyük bir özenle sinirlerimi ördü;
son derece dikkatli olarak hormonlarımın sayısını düzenledi.
Kanımı öylesine yarattı ki, bu madde gövdemin her tarafını uyarıyordu.
Düşünceler, uyku ve üçgüdüler böylece doğdular.

Yarattığı herşey sevgi ve yumuşak patlamalar içindi.
Her yeni günde beni, binbir yeni şey yeniden yaratıyordu
ve ben her sabah cinsiyetimi kutsuyordum

Gioconda Belli
 
[FONT=Arial][SIZE=3]

Aşk Türküsü
[/SIZE][/FONT]

.

Aşkı bana soruyorsan
Aşk ezgimdir sevgi sazım
Aşkı sende arıyorsan
Aşk gözünle bakman lazım

Aşk öldürür sevilmezsen
Aşkından kıymet görmezsen
Aşkta iflas cümle lisan
Aşkı kalem tatman lazım

Aşk kumarbaz can metelik
Aşk satar can-ı günlük
Aşkta olmaz senlik benlik
Aşka ben-i vermek lazım

Aşk esrarlı bir ucube
Aşkin ismi sihirhece
Aşk alimede bilmece
Aşk deyince şaşmak lazim

Aşk efendi aşık köle
Aşk yatirir kara yere
Aşk varlığı verir yele
Aşk esince uçmak lazım

Aşk volkan aşık lavdır
Aşk damarda kaynar kandır
Aşk gönülde padişahtir
Aska boyun eğmek lazım

Aşk EKREM`i alır yesir
Aşk Keremde güzel beşir
Aşk Renklerle söyleşidir
Aşk Elinde kural nazım
Aşk Manadır cözmek lazım

Aşk PARLAK yanan ışık
Aşk Ayla günes karışık
Aşk Rolüyle pek barışık
Aşk Latiftir almak lazım
Aşk Aynalara alısık
Aşk Kusursuz bilmek lazım
 
[FONT=Comic Sans MS]Boşver be yaşı başı![/FONT]
[FONT=Comic Sans MS]gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?..
şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,
sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?
koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,
gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama
gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında,
bırak aksın yollarına.
yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın.
sen inan yüreğine,
hem ona geçmezse kime geçer sözün?..
büyü büyü...
bak ellerin ayakların kocaman.
aklın da maaşallah yerinde,
e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
akıllı ol, yüreğin gelir peşinden,
boşver yaşı başı,
aşk var mı aşk, sen ondan haber ver?

takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.
o çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü,
öl gitsin...
parayı pulu savurup,
bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin,
savrul gitsin...
Boş ver be yaşı başı,
kim tutar seni kim,
kendi yüreğinden başka kim?.
Aklını al da öyle git,
ister bir duvara, ister bir odaya, ister kıra bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
seveceksen ve öleceksen uğruna...
yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa...

yaş 70'e gelse bile, hayat daha bitmemiş.
sen mi biteceksin?
çekeceksen bile bayrağı,
yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin?

Sibel Bengü[/FONT]
 
Birikti uğrunda döktüğüm yaşlar Al götür vicdansız ruhun yıkansın Her günüm hasretin zulmüyle başlar Ahımı hakettin ciğerin yansın Bilseydim duyguya yer yok dininde El pençe durmazdım hayalin önünde Kapkara yas tututum doğum gününde Neşemi yok ettin ciğerin yansın Doğuştan sevgiye aşka meyildim Kimsenin lütfuna muhtaç değildim Bir sana diz çöktüm sana eğildim Canıma tak ettin ciğerin yansın Düşsemde kalkarım tutma elimden Gururum merhamet ummaz zalimden Beddua çıkmazdı şair dilimden Sabrımı tükettin ciğerin yansın Sineni kaplasın bu olmaz yara Hayatın boyunca gölgemi ara Değil mi sen benim yüzümü kara Saçımı ak ettin ciğerin yansın
 
Kırgın
derdinden verem olsam
tutuşsam kerem olsam
sürmem seni tenime
yarama merhem olsan

kurumuş yaprak olsam
bir çorak toprak olsam
içmem bir yudum senden
kerbelada su olsan

dönüp koklamam seni
zemheride gül olsan

Cevdet Bağca
 
[FONT=Arial]Özlem[/FONT]Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Buğulanan camlara
Adını yazmaktır

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Uzaklara bakınca
Gözlerinin yaşlanmasıdır

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Sevdiği yağmurda
Aptalca ıslanmaktır

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Yatağa girince yabancı diye
Başını yastığa koymamaktır

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Gördüğün herkesi
Sana benzetmektir

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Gelmeyeceğini bilmene rağmen
Her yeni güne umutla başlamaktır

Özlem nedir bilir misin?
Özlem
Adını sayıklayarak
Ölümü beklemektir
 
[SIZE=3]GÖNÜL OKYANUSUN SUYUDUR SEVGİ[/SIZE]

Gönüllerde olmuş sevgi umut
Kalplerin fethinin sırrıdır sevgi
mana Sevgi soyut, sevgi somut
Gönlün kapsının anahtarı sevgi

Sevgi mutluluk, sevgi insanlık
Sevgi gizem, sevgi gözle bakış
Sevgi dokunan gönülde nakış
Gönüllerin açılış kapısıdır sevgi

Sevgi kısmettir, sevgi selamet
Sevgi devlettir, sevgi servet
Sevgi gönülden gönüle sohbet
Ömrün manası tuzu biberi sevgi

Sevgi insanların doğan güneşi
Sevgi gönüllerin de fildişi kulesi
Sevgi akan çeşmenin içilen tası
Gönül okyanusun suyudur sevgihttp://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?sair=138&siir=8545
 
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım... herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
solculuk oynamaya başladık..
Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.

Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
Muş ovasının yalancı maviliğini
Otobüs oluyordum bir süre
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
Otobüs oluyordum
Bir ülkeden bir iç ülkeye
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
Korkuyordum
Sonra iniyordum otobüsten
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
bir yol üstü lokantasında
Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
Ben seninle herhangi bir insan elinin
terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim

Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!

YILMAZ ERDOĞAN
 
Perde

Bir şeyler oynadı yerinden
Bir kaplumbağa kabuğunu terk etti
Bir yılan derisini


1.

perdesini açtı bir oyun
maskesiz bir rolde ham iki replik
kimi töz dedik ten öldürdük kimi
terli bir masaldan uyarlandık


2.

gizli sahnesinde göstersin diye yerini
elinde sihirli çatal çubuk
saklı kuyuyu aradı kor seliydi kadın.
yokladı tepe başını kopmadı süt:
ama o kadındım ama o hâlâ güçsüz çocuk.

bir tuhaf bakışı var çiçeğe kesmiş eti eteği
beni gel al. al beni gel. beni al. gel kopar!


3.

kazıdım sana hıncımı dibimden
hınç çünkü olmadık andın olmadık mekân
apansız lavdın çünkü, bir kızgın eriyik, püskürmeliydim:
işte fosforışı ağzım senin şimdi, serinlemiş alevli kaya
ateşin bilgisini tazelemiş tüm nimetleriyim şimdi sana
sana söz, sana buğday ve tuz, hem ışık tayfı

kanatların mı bu çırptığın için ses
yırttığın karnın mı acına yol, kabuk, ölüme dirim

iki kişilik oynanmaz perde miyim şimdi sana: geç açılmış
sana kalem, sana kulak ve göz, hem ses arkı


4.

sana şimdi bir su başı nereden bulurum?
nerede temizlerim, istiyorum sarabilirim yaralarını…

beni gel al. al beni gel. beni al. gel kopar!
soğur özümü, ez vadimi polenimi


Terk etti kaplumbağayı
Yumurtasıyla yılan
Oynandı bir şeyler yerinden

Nurduran Duman
 
Dönemeç

Bir gündü, hava ilik
Ve cadde kalabalik...
Bir kadin sapiverdi önümden dönemece;
Yalniz bir endam gördüm, arkasindan, ipince.
Ve görmeden sevdigim, iste bu kadin dedim,
Çarpildim sendeledim.

Bir gündü mevsim bayat
Ve esnemekte hayat....
Dönemeçten bir tabut çikti ve üç bes adam;
Yalniz bir âhenk sezdim, çerçevede bir endam.
Ve tabutta, incecik, o kadin var, anladim;
Bir kösede agladim

Necip Fazil Kisakürek (1940)
 
İlanen hiç!

günaha kalınan kentte
dumana sarılıyor akıl
sırta yük cümleler…

kabuk atıyor sürüngen!
söz kaçıyor anlamından
kime huzur kime kusur ikiyüzlülük
can yakıyor avare sözcükler…


hiç!
gezgindi tenhada!
görmüyor solun gördüğünü sağ
işitmiyor salyangoz!
hangi yana dönse
cümlesi yalan dilin…

neydi bedendeki akıl
kutuda düşünce neydi…
hiç bir şeyden bir şey mi?
sıkıca belleyip yerini
gayrimeşruyken kiraz!
aşka sığındı şair…

Mehmet Kuvvet
 
arkadaşlar kendi eseri olan varmı hepinize teşekkür

söylenmeyen sözlerin ağırlığı, demir balyalar gibi çöktü yüreğime...Bir yanardağ misali gönül dağım!Hani bazen diyorum
ki patlasa bu yanardağ!...Dökse içindeki her şeyi ...
Sonra duruyorum...Sonra susuyorum...İçimden çıkan lavların etrafı yangın yerine çevireceğini düşününce kilit vuruyorum dilime...."Yan!" diyorum içime!..."Sadece sen yan!" Ve "Dayan!" diyorum gönlüme!..." Herkes mutlu olsun!Sen dayan!.."
Dayan be gönlüm!...Dayan ki , elbet birgün görecektiri...Dayan ki , elbet bir gün sende açan alev kırmızısı güllerin kokusu yare ulaşacaktır...Dayan ki bir gün alevlerin, gözyaşıyla buluşacaktır...Dayan gönlüm!... Seni de elbet bir anlayan olacaktır!..
zaman en iyi ilaçtır gönlüm dayanmalısın...
 
[FONT=Arial]Kevser-i ateş- nihadın adı aşk[/FONT]Kevser-i ateş- nihadın adı aşk
Düzah- ı cennet -nümanın adı aşk
Bir lügat gördüm cünun isminde ben
Anda hep cevr ü cefanın adı aşk
 
Âh’raze!

'Dağlara bağırırsan sesin sana döner
kendine bağırırsan: Dönemezsin! '
Cenk Koyuncu

aşk bakışlarını içine kaçırana bakar
bakışlar insanın cemidir âh’raze
sussan ba’sın konuşsan kış-şiiraze
bak, içinin harf yumağında bile gizli düğümler var

herkes kendine cevaptır şair tenhasında unutma
iki şey: mum ve makas insana ömrünü hatırlatır bak
penası kendinde kırılan ellerini kalbine döker ağlayarak
p harfi ki çift düğümdür-hayat tümden içkanama

tinini ört, cevşenini dök, sesini çöz hadi
dedin duydum-Tanrı bile harflerden yapılmadır!
sözleri içine dolanan harf harf yaradır
yara gözle aşk kalple yakalanır sahi

âh’raze! ahizeyi kaldırdığında konuş lütfen!

Hüseyin Alemdar
 
bismihu

susacaklarım b/aşkaydı
içimin kalabalığında hüküm giymişken ve s/aklamak isterken sancımı
ve sus/amışken bir düş/e

düş/tüm
en kanayan y/anıma sığınırken
düş/tüm
matem havasına bürünmüş susuşlarımı sunacakken yar(sız)lığıma

ellerimi saracak, hüznümü s/aklayacak
y/ansız bir düşe muhtacım şimdi

satır aralarına gizliyorum birikmiş pişmanlığımı
en içli ağıtlara yaslanıyorum
bakışlarım nem kokuyor, rutubetli
siyaha boyanmış

araf simsiyah

günceme siyah düşler bulanıyor
karanlık hırpalıyor ruhumu

sözlerim d/üşüyor
meryem iffetle susuyor
gözlerim susuyor

ey yar

''susacaklarım var sana''

duy/ma beni
 
Ve gözlerin gelir aklima
ve sözlerin
gidişin gitmiyor gözümün önünden
ve izleri derin
ilk değilsin bu senin de bildiğin
ve yine biliyorsun
sen son sevdiğim
şimdi uzaklardasın
ben çamlar arasında bir hastane odasında
ciğerimde bir ince hastalık

içimde kapanmak bilmeyen bir yara
ve sanki elimde inadina bir sigara
biliyorum dönmeyeceksin
hatta arkana bile bakmazsın
gün gelir belki bir yuva kurarsın
oglun olsa benim adımı koyar mısın
..gittin..
dağ gibi sevdamı devirip ardında gittin

allahaısmarladık bile demedin
sazlar çalınır çamlıcanın bahcelerinde
o şarkıyı bir daha hiç söylemedim
şimdi elimde bir bardak çay
ve dudağımda buruk bir tebessüm
kendi kendimi üzmemeye söz verdim
ve ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakın yerinde sevdim
ısrar etmedin kendine beni sev diye
beyaz bulutlar gibi sırtını rüzgarlara
verip gittin
bense durdum ve bekledim
ve ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakında yerinde sevdim.
(Ugur Arslan)
 
[FONT=Arial]Ayrılık[/FONT]Sessiz köşelerin arkadaşı ayrılık
Karanlık gecelerin sırdaşı ayrılık
Umutsuz kişilerin yoldaşı ayrılık
Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

Anlamsız cümlelerin öznesi ayrılık
Zamansız bitişlerin gözdesi ayrılık
Oransız sevmelerin yüzdesi ayrılık
Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

Zamansız ölüm kadar yakındır ayrılık
Hücum sözüyle kalbe akındır ayrılık
Kaşındıkça kanayan acındır ayrılık
Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine

Doğduğun gün yazılan kaderdir ayrılık
Nöbetini bekleyen askerdir ayrılık
En beterinden bile beterdir ayrılık
Ayrılmaz ayrılık, sadıktır sevdiğine
 
Üst Alt