Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Beyaz'ın programında Kubat ve 'Hain Topal' isimli şarkısı [Tartışma]

Andante anlattığım hikaye doğrudur ve kimseye yalan borcumda bulunmamaktadır.
Ben yukarıda bu türküyle ilk tanıştığım anı anlattım. Bu türküyle orada değilde başka bir ortamda da karşılaşsaydım yine aynı şekilde kinimi kusardım. Bundan emin olabilirsin.
Ben başımdan geçen olayı anlatırken beni anlayabileceğinizi umut ederken sen kalkmış anlattıklarımın yalan olabileceği imasında bulunuyorsun.
Özelime girmek istemezdim. Ama bazı insanların benim psikolojimi anlamak istememesi bunu anlatma ihtiyacı doğurdu bende.
Evet ablacım.
Yine tekrar ediyorum. Bacağı topal birinin "seni gidi topal bu gecede burda kal" şeklinde bu kadar çirkin ve kaba bir şarkı çalarken çıkıp sahnede milletin içinde oynaması bence psikolojik bir rahatsızlığın işaretidir. Ve ben şahsen böyle bir manzara karşısında çok rahatsız olurum.

Not: Ben bu sitede en eksik yönümle bulunuyorum. Bu sebeple kendimi ispat edeceğim en son yer burasıdır. Yalan söylememi gerektirecek hiç bir durumda bulunmamaktadır. Bu sitede insanlar bana eferim desinler diye değil insanlar benim gibi düşünen insaların varlığından haberdar olsunlar diye yazıyorum. Ha bu arada Sevgili baben abicim beni çok hafife alma istersen. Ben senin sandığın kadar küçük yerde değilim. Senin gibi sadece evde oturmuyor, 200 kişinin işvereni konumunda olan Fen İşleri Müdürüyüm. Sen şimdi bunada inanmazsın. Erzurum Yakutiye Belediyesi sitesine girersen görürsün abicim. Psikolojisi bozuk birini böyle bir göreve getirmezler herhalde dimi canımcım. Düşünüyorum da bana psikolog önerisinde bulunacak konumda değilsin.

Üzülerek söylemek istiyorum ki bu sitedeki bazı insanlar lafları cımbızla diderek sırf eksik bulmak için yazıyorlar.
Bazı insanlara hakettiklerinden fazla değer vermişim anlaşılan. Hata kimse de değil bende.
Her neyse benim işlerim yeteri kadar yoğun. Belli bir zaman için yokum. Kalın sağlıcakla.
Hem ben bu konuda diyeceğimi dedim zaten.

Anlayana sivrisinek saz.
Anlamayana Davul Zurna Az.
 
Aman aman amannnnnnn,

Sakın, kesinlikle yalan söyleyebileceğini aklımın ucuna bile getirmedim. İma etmem bilirsin, dank diye söylerim.

Hayır ciddi şekilde bu denli raslantısallığa aman tanrım dedim kendi kendime. Ve ciddi anlamda üzüldüm.

Bazı cümlelerin ise üzerinde durulması gereken düşünceleri içinde barındırıyor. Onu gerçekten kendime geldiğimde tartışırız. Ve inan dan dan diye söyleyeceğimden emin olabilirsin.

Oldukça fazla seni zor duruma sokacak düşünceler var yazdıklarında. Bunu önemsediğim için bu konunun üzerinde duruyorum. Eleştirilerim seni yok etmek üzerine değil, tam tersi çıkış noktası bulmak, ortak bir paydada buluşabilmek, kısacası mutluluk adınadır.

Henüz yazmaya başlamadım ama.. :D
 
SAÇMA

BEN ENGELLİ DEĞİLİM AMA BU ŞARKI BENCE GEREKSİZ SÖZLERİDE BOŞ ZATEN BİR ANLAM VE BİR ŞEY İFADE ETMİYOR VE GEREKSİZ ŞARKI YADA SÖZLER BANA GÖRE ÇOK SAÇMA OLUYOR VE BEN BU SÖZCÜĞÜ KULLANMAYI SEVMEDİĞİM HALDE SAÇMA OLDU DEMEKTEN KENDİMİ ALAMIYORM
 
Mezopotomya senin mantıgınla sanırım bizim de o doktorlara gidip bir duyarlılık nakli yaptırmamız gerekecek. Çünkü neye ne kadar hisli yaklaşmamızın kıstasını ısrarla "siz" koymaya kalktıgınıza göre bu konuda başvuracağımız nakil merkezinin adresini vermek de size düşüyor.

Burada ısrarla es geçtiğiniz şey; hiç kimse sizin duyarlılığınız yargılamıyor. Tam aksine yargılayan, mahkum eden, gizil bir aşağılamayla çıkışarak azarlayan tarafsınız. Ben ilk mesajımda tamamen kendi düşüncemi aktarmama rağmen hani belki sizin adınıza da konusuyormusum gibi görünebileceğimi düşünerek daha dikkatli bir ifade kullandım. Oysa sizin tavrınıza bir bakalım. "Densizlik, psikolojik rahatsızlık" Bütün bu ithamlar içinde topal sözü geçen bir türküye karşı sizin kadar hassas yaklaşmadığımız için ifade ediliyor. Biz sizin duyarlılıgınızı anlayıp kabul ederken siz bizim durusumuzu mahkum etme derdindesiniz. Bunu süslü söz sanatlarıyla ya da açıkça şık olmayan ithamlarla yapmanız bir şeyi değiştirmiyor. Sonuçta ben engelliliğe yönelik duyarlılıklarımın sınırlarının nerde başlayıp nerde biteceğinin sizin tarafınızdan belirlenmesini red ediyorum!

Ve hatta şu an bunları yazarken youtube da actıgım topal türküsüyle birlikte hafiften göbek atıyorum. Siz benim psikolojik rahatsızlığıma veriniz...

Ama psikolojik rahatsızlık konusu ilginç tabi.

Senin gibi sadece evde oturmuyor, 200 kişinin işvereni konumunda olan Fen İşleri Müdürüyüm. Sen şimdi bunada inanmazsın. Erzurum Yakutiye Belediyesi sitesine girersen görürsün abicim. Psikolojisi bozuk birini böyle bir göreve getirmezler herhalde dimi canımcım. Düşünüyorum da bana psikolog önerisinde bulunacak konumda değilsin.


Fuzulim demek 200 kişinin müdürü olmak bu tartışmada önemli bir argüman öyle mi? Şu kullandığın cümleler neresinden ele alınsa dökülüyor. bu cümleler psikolojik sorunları yakından tanıdıgını kanıtlıyor dogrusu. Bü yüzden psişik rahatsızlıkla ithamı bu denli kolay yapabilmene şaşırmıyorum. Bugüne kadar hiçkimse özel hayatındaki ayrıntılarla düşüncesini temellendirmeye çalışmamıstı bu sitede. Haklısın bazen gerçekten birilerini fazla ciddiye alıyoruz burada...Şu yazdıklarını okuyunca bunu kabul etmek şart oldu...
 
Ha bu arada Sevgili baben abicim beni çok hafife alma istersen. Ben senin sandığın kadar küçük yerde değilim. Senin gibi sadece evde oturmuyor, 200 kişinin işvereni konumunda olan Fen İşleri Müdürüyüm. Sen şimdi bunada inanmazsın. Erzurum Yakutiye Belediyesi sitesine girersen görürsün abicim. Psikolojisi bozuk birini böyle bir göreve getirmezler herhalde dimi canımcım. Düşünüyorum da bana psikolog önerisinde bulunacak konumda değilsin.

İyi de, seni "hafife aldığımı", "psikolojinin bozuk olduğunu" ve "psikolog önerisinde bulunduğumu" nereden çıkardın? :roll: Alınganlığımız fazla üzerimizde, bugünlerde. ;) O yüzden gerekebilir bak.. :p

Ben orada başından geçen olayın beni aştığını, ancak psikologlar tarafından açıklanabileceğini ifade ettim. Sana psikolog falan önermişliğim yok yani..

Küçük yer olayına gelince: İstanbul, Ankara, İzmir dışındaki tüm Türkiye küçük yerdir!! İstanbul'a bile "megaköy" diyorlar.. Var mı daha ötesi?.. İnsanların çokluğuna değil, gelişmişliğine bakarım ben.. Yabancı, engelli, kendi gibi olmayan birini gördüğünde bakışlarını üzerinden ayırmayan, "yer yarılsa da içine girsem" dedirttiren insanımsıların bulunduğu her yer "küçük yerdir".. Hadi "bizim burada olmuyor böyle şeyler" de bakayım..
 
Merhaba arkadaşlar,
Bayadır forumlara yazmıyordum fakat bu konuda bende nacizane fikrimi belirtmek isterim
Fuzulim demiş ki:
Lütfen topal olmayanlar görüş belirtmesin
Yada Zihniyeti topal olanlarmı görüş belirtmesin desem

Valla Hemşerim Fuzulim Desende belirtmek isterim ki bende ilk dinlediğimden beri hiç hoşnut olmadım bu sözüme sanat :!: eseri olarak netelendirilen ve insanların eksik yanları ile alay eden bu tür eser olmaya bile aday olmayana eserlerden...

Şu an için bir topal - bir çolak - bir kör vs.vs.vs. adayı olarak Hiç bir fiziksel engelim olmamasına rağmen insanlık adına utanç verici bir durum... Abarmayınız diyen arkadaşlarımız var veya çok hassas olmakla suçlanıyoruz belki ama inanıyorum ki suçlu olan biz değil hassas olmayan insancıklardır...

Ne mantığa böyle bir eser meydana getirirler hiç anlamam...

Söylenecek her şey söylenmiş zaten... ama güzel bir sözle bitirmek isterim ki Boşuna dememiştir Mehmet Akif Ersoy
"Edebiyatın bittiği yerde edepsizlik Başlar" diye...
 
Pegasus,
Benim mantığıma göre sizin ya da engelini eğlence konusu eden arkadaşlarımın herhangi bir nakle ihtiyacı yok.Sizler bu bağlamda "fazlası" olan "tam" insanlarsınız.Duyarlılık da bir insanda ya vardır ya yoktur.Varsa aldırabilrsiniz...Ama yoksa yoktur....Olan olmayana öykünmeli mi? Bence Hayır...Böyle iyi görünüyorsunuz?:)

"Azarlayan taraf" sınız dyorsunuz benim için.Size öyle geliyor olabilir mi?Üslubumla ilgili beni itham etmeyiniz lütfen.Zira can çıkar huy çıkmaz.Ben yazı dilinde böyleyim.Şu an bu satırları yazarken hangi sesli ruh halimde olduğumu nerden biliyorsunuz?Ayyrıca bunu yaparken sizin duyarlılık sınırlarınızı belirlemek gibi bir çabam yok.Yaklaşımınızı garip buldum sadece, anlatabildim mi?GARİP!!! Suçlayıcı bir çıkışım yok.Garipsediğim bu düşünceyi size göre "süslü söz sanatlarıyla" aşağılamadım."Topal sözüne alınmayan,gocunmayan,üstelik kalkıp oynayan adamı yakmalı,öldürmeli,neden hassas değil?" demedim.İçimden gelenler satırlara dökülenlerdi.Buna itirazınız olamaz.Siz nasıl yazabilyorsanız,ben de yazabilrim.Sizden onay mı beklemem gerekecekti? Pardon nasıl da unuttum,siz bu tartışma platformunun da yöneticisi görünüyorsunuz...Daha mı şirin yazmalıydım acaba?

Keyfinizi sabote edecek değilim.İster göbek atın,ister harman dalı oynayın.Olaya bakış açınız neden beni kassın? Ha "densizlik" sözcüğümün arkasındayım her zaman.Düzeltme ihtiyacı da duymuyorum.Lakin "psikolojik rahatsızlık" kelimesi bana ait değil.İkisinin farklı şeyler olduğunu biliyorum endişeniz olmasın.Söz sanatlarını hor görmeseydiniz bu hataya düşmezdiniz belki:)

Ve son olarak; sizin bir duruşunuz olduğuna da inanmıyorum.Çelişkiler içindesiniz.Düzenlediğiniz mesajı emsal gösterebilirim.Dalga dalga değişen kabaran ,sonra sinen satırların ardından gecenin bir vakti keyifle göbek atmanız da ayrıca çelişki...
 
"Edebiyatın bittiği yerde edepsizlik Başlar"
Çok doğru söylemiş..

Abarmayınız diyen arkadaşlarımız var veya çok hassas olmakla suçlanıyoruz belki ama inanıyorum ki suçlu olan biz değil hassas olmayan insancıklardır...

Bunu söyledikten sonra(önce) sizden farklı düşüncelerini belirten kişileri "edepsizlik"le suçlamak, ne oluyor? Herkes aynı şeyleri düşünmek zorunda mı yaa.. Dünyanın neresinde görülmüş böyle bir zorunluluk.. :evil: Görülmüş aslında.. Totaliter ülkelerde.. Ama zamanı gelince onları eleştirmek bir yana yerin dibine batırıyoruz.. :evil: Şimdi onların düştüğü hataya düşmüş olmuyor muyuz? :(

"Abartmayın"ın yerine ne koyuyorsunz? Somut olarak onları alalım..

"Abartıp" ne yapalım mesela? Yakalım mı Kanal D binasını, Beyazın ve de Kubat'ın evlerini? Topluca mahkemeye mi verelim CD toplatılsın, klip kaldırılsın oradan diye?

Engellilerin, yüzlerce ciddi sorunu olduğu bir ülkede böyle bir olayla gündeme gelmesi nasıl bir duygu oluşturur engelsiz insanlarda, hiç düşündünüz mü?

Beyaz, Kubat, türkü bitti de birbirimize düştük. Ona yanarım. :evil:

Lütfen biraz daha sakin olalım.. 8) 8) Olayı kişiselleştirmeden, polemiğe dökmeden, birbirimizi kırmadan anlamaya çalışalım..
 
Dün bu konuda artık yazmayacağım demiştim ama bugün birşeyler yazma gereği hasıl oldu.

Şuna eminim ki biz gereği yokken, bilerek hiç kimseyi incitmeyecek kadar düşünceli bir milletiz. Bazılarını inciten bazı ata sözleri, türküler v.s. birilerini incitmek, rencide etmek için değil, belkide birilerinin incineceği dahi düşünülmeden üretilmiş şeyler olabilir.
Bir insan düşünün ki mesela; 1 hafta, 1 ay önce düşüp bacağını incitmiş olduğu için aksayarak yürüyor olsun. Böyle birine topal demek onu muhtemelen rencide etmez. Hatta bu durumu onun ve arkadaşları arasında espiri konusu dahi olabilir.
Bu topal şarkısı da bunun gibi bir durum için yazılmış olamazmı?
Bu veya başka hangi sebep olursa olsun bu şarkı üretilirken bilinerek kasıtlı olarak bütün topalların hedef alınmadığı kesin.
Ancak böyle bir şarkının ekranlarda, milyonların önünde söylenip ve birde topal taklidi yapılarak oynanması ve hele de bir sanatçının bu şarkıyı kendine çıkış şarkısı yapması çok masumane bir durum değildir.

Peki böylesine bir şarkının halk üzerinde etkileri neler olur?
Mesela Pegasus arkadaşımız benim incindiğimi bildiği halde bu forma yazı yazarken dahi bu şarkıyı çaldığını ve hafiften göbek attığını söylüyor. Belkide sırf beni kızdırmak için böyle konuşuyor. İşte bakın nihayetinde dikkat edecek olursanız böyle bir şarkının varlığı topal insanları kızdırmak, aşağılamak ve onlardan intikam almak veya onları susturmak için çok müsait bir ortam yaratıyor. Başka bir ifadeyle topal insaların kendini ifade etmesinde bir engel teşkil ediyor.
Bu patavatsız şarkı bundan sonra muhtemelen radyolarda, televizyonlarda sık sık çalınıp dinlenecektir. Buda benim için artık halk arasında dolaşma, bir mekana gidip oturma gibi durumlarıma yani özgürlüğüme engel teşkil eden bir durumdur. Çünkü bulunduğum ortamlarda bu şarkı her an için çalabilir ve ben zor durumda kalabilirim.
Hasılı böylesine patavatsız bir şarkıyla hak ve özgürlüklerimi engellendiğini düşünmekteyim.
Kubatın bu şarkıyı söylemesindeki özgürlüğü, benim özgürlüğümün kısıtlandığı noktada biter.
Demekki ben ve benim gibi düşünen insalar var olduğu sürece bu şarkının aleni bir şekilde söylenememesi, insanlık gereği ve hatta hukuki bir gerekliliktir. Ohalde bu şarkı dava edilebilir suç unsurları barındırmaktadır. diye düşünüyorum.

Topal olsun yada olmasın ben ve benim gibi düşünen sayısız insan olduğuna eminim. Şu açılan formda dahi istatistik yapıldığında görülecektir ki bu şarkıdan incinen insanların sayısının incinmeyenlerden çok daha fazladır.
Bu patavatsız şarkıyı geçen kardeşime anlattım. O önce böyle bir şarkı hiç duymamış. Belkide beni üzmemek için böyle söyledi. Youtube den açtım izletmek istedim. Kardeşim engelli olmadığı halde engelli yakını olduğu için olsa gerek o kadar rahatsız oldu ki izleyemeyip hemen kapattı. Beyaza ve kubata ağzını açtı gözünü yumdu. Böyle bir program yaptığı için beyazın programına bağlanıp bu adamı milyonların önünde rezil etmek gerek dedi.
Benim dostum olanlar böyle düşünüyorlar. Olaylara engelli gözünden bakmasını bilenler böyle düşünüyor. Gerçek engelli dostları böyle üdşünüyor.

Ben evden dışarı çıkmayan bir insan olsaydım, ya da sakatlığım geçici olsaydı, yada çocukluk ve gençlik dönemlerimde sakatlığın acısını, ezikliğini buram buram yaşamış biri olmasaydım yada topal değilde (tekerlekli sandalyede yada koltuk değnekleriyle yürüyen yada zorda olsa topallamadan yürüyebilen yada çok az topllayan şeklinde v.s. ) diğer ortopedik engelli gurububa dahil biri olsaydım ya da yaşı çok geçmiş dünyadan elini eteğini çekmiş yaşlı biri olsaydım bu şarkıdan belki bu kadar rencide olmazdım.
Bilmem anlatabiliyormuyum.
 
toplumun engelliye bakış açısını yaşadıklarımızdan az çok biliyoruz...
bunu defalarca yazmaya gerek yok sanırım...

engelli üniversiteye (ya da diğer bir okula) giderken sorun yaşar...
engelli işe girerken sorun yaşar..
engelli evlenirken sorun yaşar..
engelli toplum içinde sorun yaşar..

yaşar oğlu yaşar...

dün bir sohbet sitesindeydim..
bir genç genel salonda kavga ettiği birine kötü sözler sarfediyor..
kötü sözlerin muhatabı olan kişi ise "engelli bu..!" diyerek onu aşağılıyor...

"engelli" kelimesi aşağılama aracı olarak kullanılabiliyorsa varın gerisini siz düşünün..

çalıştığım iş yerinde (çalıştığım bölüm dışında) %50'si bırakın benimle iletişime girmeyi selam verme lütfunda bile bulunmuyor....

ya da yanımdaki birine günaydın derken, bana bakıp "sana da günaydın" diye lütufta bulunuyor..

ben bu gibi şeyleri yadırgamıyorum artık... çünkü sağlam (!) birey, engelliliği çok kötü bir şey olarak gördüğünden sizinle iletişime girerek kendisini o psikoloji içinde görmek istemiyor.. çünkü engelli olmamak onun için bir lütuf (!!).....

böyle bir düşüncenin milyonlara ulaşan bir televizyon kanalında eğlence aracı olarak lanse edilmesini "çok ayıp" olarak değerlendirmekten başka elimizden ne gelir ki.... (!!?)
 
bizler artık alıştık cünkü bende köyde büyüdüm köydeki insaların engellilere bakış acısı cok farklı büyük şehirdede 20 yıldır yaşıyorum ve insanların engellilere bakış acısını cok iyi biliyorum o yüzden o kelimeyi artık benim bir kulağım duyuyorsa o bir kulağımın yanından bile geçmiyor.
 
Sevgili fuzulim,

İşler farkında olmadan sarpa sarmaya başlıyor. İşin özünden gittikçe uzaklaşmaya başladık.

Dürüst olmam gerekirse; birini incitebilecek bir olgu bir başkasını teğet bile geçmeyebilir düşüncesindeyim.Bunun bir çok nedeni olabilir. Ama burada bu olayı tartışırken çok ama çok büyük bir yanlışı daha da büyük bir kabus haline getirmeye başladık.

Olayın özüne dönmemiz gerekiyor. Yıllardan bir türkü olarak söylenip çalınan ve oynanan bir türkü bir programda yayınlanması sayesinde neredeyse bir silaha dönüştü en azından bizim aramızda.

Bunu tehlikeli bulmuyormusunuz?

İsterseniz yanıtlayamayabilirsiniz ama bence tehlikeli sularda dolanıyoruz.

Bu bir türküdür, nerden nasıl çıktığıyla ilgili bir bilgim yok açıkcası ve izlediğim kadarıyla da Kubat parçayı her sanatçı gibi seslendirirken gerçekten topallara hakaret etmek için mi yapıyordu acaba? Bunu biz yanıtlayamayız.

Türk halk müziğinde aksak ritimler olarak bilinen ritimler vardır. Topal ritim demiyoruz, ama bu ritimlerin nasıl olduğunu anlatmaya çalışırken bu aksamayı ortaya koyarken hiç aklımıza topalları rencide etmek gibi bir şey gelmiyor mesela.

Çünkü bu ritim aksak, yani yürümeye kalkışırsanız bu ritimlerle topallarsınız.

Şimdi ister istemez bir müzik öğretmeni olarak bu konuyu anlattığımda bazı arkadaşlara hakaret etmiş gibi mi olacağım acaba? Müzik dağarcığımızdan bu ritimleri kaldırmamızı istermisiniz…Türk halk müziğinin yüzde 95 ini neredeyse yok etmiş olursunuz açıkcası…

Kubat bu eseri seslendirirken son derece güzel sesiyle gerçek bir türk halk müziği formatında söylüyor parçayı ve ritme uygun olarak dans etmeyi de ihmal etmiyor.

Mehter takımını da yok edin olur mu? Çünkü onlarda yürüyüşlerini aksatıyorlar.Topallıyorlar yürürken yani...

Ama ben yine de kelimelerin bazen incitici olabileceğine inananlardanım. Bu türkü bazılarımızı rahatsız etmiş olabilir. Bunu hiç yadırgamam ve önemserim. Önemsediğim için de türkü yü bir kenara koy seni rahatsız eden şey nedir diye sorma ihtiyacı hissederim.

Cevaplar gelebilir….

Gerçek anlamda cevaplar gelmedi aslına bakarsanız. Sadece fuzulim geçmişte yaşadığı bir olay yüzünden bu türküden nefret ettiğini açıkladı.

Fuzulimin bu açıklamasıyla ben aslında daha derli toplu bir tartışmanın başlamasını umut ederdim.

Ama bu yapılmadı. Olay tamamiyle benim gibi düşünmüyorsa sen şusun bu sun a yöneldi. Bu atmosferde tartışma yapılmaz. Çünkü kimse kimseyi dinlemediği gibi söylenenleri de işitmek istemiyor.

Olay tamamiyle kişiselleştirmeye doğru yön almış durumda.Aslında türküye olumsuz bakmayanların çığlık halinde söylemeye çalıştığı şeyi duymuyoruz kendi iç sesimizden.

Sen incinebilirsin ama ben incinme olgusunu taşımıyorum bu türkü de diyor bazı arkadaşlar ve incinmediğim için de senin tarafından densiz, psikolojisi bozuk vs. gibi aslında hakarete varan söylemlerle sen de farklı bir şey yapmıyorsun diyor aynı zamanda.

İncinmiş olmak haklı olmayı beraberinde getirmiyor.

Yani bu türkü yüzünden sokağa çıkamayacaksak vay geldi başımıza. Neden zor durumda olalım? Bu doğru bir düşünüş tarzı mı sorarım sizlere.

Evet ben bu türkünün sözlerini anlamsız buluyorum, ve sakatlığımın yüzüme haykırılması gibi algılıyorum deme hakkına sahibiz tabiki. Ama bunun ötesi bana göre gerçek anlamda bir sakatlığı içinde barındırıyor.

Bu sebeple sevgili fuzulim sen incinmiş olabilirsin bunu saygıyla karşılıyorum ve hiç olumsuz bir şey söylemiyorum. Tabikii incinebilirsin. Ancak bunun dışında söylediğin her cümle başkalarını incitebilecek cinsten şeyler. Görmediğin de bu. O kadar yaralanmışsın ki başkalarını da yaralamaktan hiç gocunmayacak kadar kesin çizgiyle ayırmışsın dünyanı.

Eğer yazdıklarında farkında olmadığın bu keskin çizgiyi buraya bölümler halinde alıntı yapsam inan bana son derece hakaret edici ve aşağılayıcı bir yazı çıkar.

Ve yine farkında olmadığın kendi pencerenden bakarken olaylara kendi doğrularının gerçeği barındırdığını diğerlerinin ise koca bir yalan olduğunu ortaya koyuyorsun. Bu düşünme mekanizmasıyla bir yere varamayız.

Biraz daha sakin olmaya ne dersiniz.
 
Merhabalar. ben bulunduğum ilçede yaklaşık 17 yıldır aktif olarak hekimlik yapıyorum. insanlara hizmet ediyorum. iskemlede yaşıyorum. çok nadiren de olsa topal dr dediklerine tanık olabiliyorum. bu beni geriyor. dediğim gibi bu çok nadir tanık olduğum bir durum. ama bunca yıl hizmettten sonra adımı doğru dürüst duymak istiyorum. adını doğru dürüst duymak hepimizin hakkı.
bence o türkü beş para etmez. kalitesiz. bazı arkadaşlar ''eee toplumda konuşuluyor, türküsü de söylense ne olur, duymayıverin'' manasında konuşuyorlar. ben bu arkadaşlara ''arabada beş evde onbeş'' diye yine bizim meşhur ankaralıların söylediği parçayı doya doya dinlemelerini öneririm. çünkü bence aynı klasmanda bir parça. ve kendilerine iyi eğlenceler dilerim.............
 
bir şarkı yüzünden vayy vayy bu ne polemik böyle...arkadaşlar sakin olun...sadece bir şarkı sözü bu...ne yapalım yazanı bulup vuralımmı yani:)bence çok gereksizz eğer hayatımızda böyle gereksiz sözlere takılıp kalırsak yaşamızın bir anlamı olmaz diye düşünüyorum...Dışarda bir çocuk size topal dediğinde siz o çocuga kinlenirmisiniz...Yazık derim...Allah bizim anlımıza böyle yazmış ve bizlerde herşekilde şükrederek yaşamamız lazım...Millete o yok bu türküyü niye yazdın, yok sen bana niye TOPAL dedin der kavga edersek.Bizim CAHİLLERDEN ne farkımız kalır?
 
Bence bu türkü çok rencide edici bir özelliği vardır. Hele günümüz sosyal ilişkilerinde böylesi eski kafa kültürü içerikli bir söylemin eğlence şeklinde gündem konusu olup, bir çok kişiyi rencide etmesini tasvip etmiyorum. Bu türküyü hazmetmekle bir ilgisi yok. Malumbir toplumda yaşıyoruz. En tepeden insaların cehaletiyle yaşıyoruz bu ülkede vebu cehaletin bir çok ağır faturasını yaşıyoruz. Ekonomik, sosyal, kültürel yönlerden dar alanlara hapsedilmişiz onlar tarafından Bence bu da onların bir parçasıdır. İlk duyduğumda hiç hoşuma gitmedi. Ama eğlenceli! bir parça olmuş hakkını yemeyelim. Bundan sonra da unutulmaz bir parça haline gelir. Ç
ünkü insanlar her topal gördüklerinde artık bu türküyü hatırlarlar ve eğlenmeye başlarlar. Biz toplum olarak her zaman farklı olan insanlarımızı bir eğlence aracı olarak görmüşüzdür. Mahallelerde, işyerlerinde ve benzeri ortamlarda bulunan beyninden sorunu olan deli diye tabir edilen insanlar her zaman akıllıyım diye geçinen insanlar tarafından
eğlence malzemesi olarak görülmüştür. Onunla uğraşmalar, kızdırmalar, taki onun ciddi anlamda zarar verebilecek nitelikte tepki göstermesini sağlayana kadar. Denilebilir ki bu menfur bir davranış olabilir. Hayır ben inanmıyorum buna. Kıstasım da günübirlik yaşadığımız hayatın ağır şartları ve bizlerle kurulan sosyal ilişkilerin niteliğidir. Arkadaş yukarda diyor bana doktor demiyorlar topal doktor diyorlar. Diğerleri doktor da neden o sadece topal doktor olsun ki.Doktor doktordur. Adı da vardır.Ee o zaman onu eklemenin ne anlamı vardır. Kıssacası bu saygısızlık toplumun geneline hakimdir. Sevgi ve saygı kavaramlarının pek yaşanmadığı bir toplumda yaşadığımızı kabul edersek Bunların yaşanması normaldir.! Keşke artık bu saçlıkların üstünde bir yaşam düzeyi yakalayabilsek artık. Sevgi ve saygılarımla
 
Bunu söyledikten sonra(önce) sizden farklı düşüncelerini belirten kişileri "edepsizlik"le suçlamak, ne oluyor? Herkes aynı şeyleri düşünmek zorunda mı yaa..

Ya ben aksini düşünenlere böyle bir şey demedim aklımdan geçmezde... Ne haddime benim yaaa :!: Sadece bu eserleri yazanlara kızmak gerek aslında, Onca edebi güzellik varken böyle yazılar pekte edebi değil diyebilmek edepsizlikle suçlamakla aynı şey midir?... Lafı cımbızlıyoruz sürekli...

Tabiki farklı fikirler olacak, ama belirttiğiniz üzere bir tartışmada olayı kişileştirmeyin deyip kişileştiriyorsunuz... Lütfen Olayı Kişileştirmeyiniz...

Yanlız son olarak şunu belirtmeden geçemeyeceğim... Cidden Rahatsız olmuyormusun bu şarkıdan çok ilginç geliyor bana... topal olmama rağmen ileride bir topal adayı olabilme ihtimalini düşündüğümde bile bir engellinin bir engelli ailesinin bir insanın bu şarkıdan incineceğini düşünmek bile beni rahatsız etti... hemde çok... çok... çok...
 
Benimki "kişiselleştirmek" değildi ki.. Sadece "Abarmayınız diyen arkadaşlarımız" diye başlayan cümlenizi kendi üzerime alındım ve cevap hakkımı kullandım.. Ama açıklamanızdan anlaşılan; bir yanlış anlama olmuş.. Kusura bakmayın.. :oops: :oops:

Yaa.. Ben dinlemiyorum ki o türküyü, rahatsız olayım. :wink: Fuzulim'in de belirttiği gibi asosyal bir insanım.. Benim isteğim dışında da (çay bahçelerinde, düğünlerde filan) dinlettiremezler bana.. (Gitmiyorum ki oralara. :D

Bazı şarkılar sabun köpüğü gibidir.. Daha kalitesi çıktığında unutulur gider.. O nedenle yine tekrarlıyorum: Abartmayınız! Yapılacak çok daha önemli şeyler var! Böyle şeylerle gündemde yer alırsak, yapılması gereken daha ciddi işlerimizi basite indirgemiş oluruz.. :(

Bu tür sorunlar da ancak "sağlıklı eğitim"le "zaman içinde" kendiliğinden aşılacak şeylerdir.. Yakmak, yıkmak, polemiğe girmekle falan değil!
 
kubat'ın üzerine çok gelmeyin

ben bu yazıyı yeni okudum bu yazdıda dikkatii çeken bi kaç yer oldu mesela ''hadi kubat bir yana'' sözünü nasıl söyleyebilirsiniz?
kubatın bi yanlışınımı görüdünüz?
ailesiyle ilgili bi olaymı çıktı?
bu kadar az adı geçti gazetelerde oda ailesiyle ilgili deill ve kubat lokman isimli albümünü babasına ithaf etmiştir.bu düşüncede olan ve ailesiyle ilgili hiç bir zaman pirim vermeyen biri için ağır sözler söylemeyin
topal parçasına gelince de o türkünün söz yazarının kubat olmadığını hepimizi biliyoruz ve yıllarca söylenen bir türkü neden kubat söyleyince bu kadar tepki gösterildi?zaten kubatta şarkının sözlerinden ziyade melodisini ortaya koydu hatırlarsanız eğer kubat seda sayanın proğramına katılmıştıve orda engelli arkadaşlar vardı ve kubata sizin topal parçanız çok seviliyor demişti ben proğramı izledim ve son olrakata parçanın adı hain topal deil sadece topal sırf tartışma çıkmsın diye adını değiştimeyelim ve kubatın üzerine fazla gelmeyin
 
ben şarkıyı dinlemedim ama bu yapılan düşüncesizlik

arkadaşlar hain topal adlı bu şarkı engellilerimize yapılan saygısızlık esefle kınıyorum ve kubat adlı türkücünün albümünü boykotta çağırıyorum.
 
Bu müziğin sözlerine bakmadan sadece ritmi hoşuna gittiği için oynama gafletinde bulunmuş önyargılı bir hain daha buldum arkadaşlar. Dış mihraklar tarafından asil sakatlarımızı rencide etme amacıyla kışkırtıldığı açıkça belli olan bu hain bakın nasıl da topal arkadaşlarımızla dalga geçiyor. Tüm milletimize ibret olması dileğiyle yayımlıyorum.


http://videogaleri.hurriyet.com.tr/Video.aspx?s=7&vid=1545
 
Bu mombul ,şirin bebek çok bilmiş yahu.Büyümüşte küçülmüş mü derlerdi bunlara...Hafızasıda daha şimdiden süper. :D En sonunda eline mendil almış,bende afacanlık yapacak sandım. :D
 
sevgili arkadaşlar;
Kabul etsekte etmesekte topalız, çolağız,kamburuz(mesela ben) ve daha çeşitli fiziksel bozukluklarımız var.Görme engelliler kör işitme engelliler sağır ve hatta ne acıdır ki zihinsel engellilere toplumda söylenen çok kötü söylemler var.Ama değişmeyen bir gerçek noktası sakat ibaresi.Sağlam bir insana körmüsün, sağırmısın derler yolunda gitmeyen birşey için sakat derler.bunlar hepimizi incitiyor
kimse bizim yaşadığımız psikolojiyi yaşayamaz.onlar bir anlığına sakatmış gibi davransalarda.bu onlar için sadece bir oyun olur.
Ama hayatta bütün bunlar varken yaşıyoruz yaşadığımıza seviniyoruz.onun içindir ki bu gibi alınganlıklardan vazgeçmemiz lazım.Bana topal dediklerinde kör, sağır hatta kambur dediklerinde hayır ben öyle değilim diyebiliyormuyuz.Toplumda bu gibi kavramlar varken sırf insanlar bunları söylüyor diye polemiğe girmek bence yersiz.kendimizle barışık olalım ve hayatın eğlenceli yerinden tutunalım.
Bilmem yanılıyor muyum?
Hepimize eğlenceli komplekssiz yarınlar
 
mehmet barlas'ın bu günkü makalesi şöyle başlıyor
Olayın kendisi mi yoksa bunun algılanma biçimi mi daha önemli?
Tabii ki görmekten ve duymaktan daha önemli olan "algılamak"tır.
Her kişi ve her toplum, olayları kendi kültür birikimine, içinde bulunduğu ortama, farklı özelliklerine göre değişik algılar.
Japon yönetmen Kurosawa bunu "Raşomon " filminde ne güzel anlatmıştır mesela. Bir cinayete tanık olan dört kişi (bunlardan biri de maktulun kendisidir), aynı olayı birbirleriyle çelişen ifadelerle anlatırlar.
Toplumlar ve uluslar da, inançlarına, tarihlerine, çeşitli ideolojilere bağımlılıklarına, coğrafyalarına, demografik yapılarına, içinde bulundukları sosyopolitik koşullara göre, aynı kavramları farklı algılamazlar mı?
mesela bazı ortamlarda (kesinlikle hakaret için değil tariflemek amacıyla) cahil,okumamış,kültürsüz,taşralı,köylü,mesleksiz,asalak,baba parası yiyen, dul,evde kalmış vs gibi kelimeleri kullanırken cümlemin kuruluşuna çok dikkat ederim. buna rağmen mutlaka birisin suratı asılır bozulur, üstüne alınır, gücenir. hemen herkesin bi hassas tarafı vardır.
psikolojide algıda seçicilik, halk arasında yarası olan gocunur denir.
bizim de yaramız belli. yaramızın kanaması fiziksel eksikliğimizden değil toplumun engelliye bakış açısındaki çarpıklıktan dolayıdır.
alınmak gücenmek en insani duygudur.
 
Ben - Utanır sakatlığımı gizlemeye çalışır ve yerin dibine girerdim.

yazıkki bi şarkı bestelenirken bile düşünülmüyoruz ben artık bu ülkede kendimi fazlalık olarak görüyorum aslında söyleyecek yazacak çok şeyim var çünkü çok doluyum ama burası yeri değil rtük le başımız ağrır
 
Selam...
Dinlediğim müziğe göre değişik duygu yaşarım.(kimi zaman çalan müziği duymayabilirim o kendi çalar.) Geçen gece sevdiğim bir sanatcının yeni cd çıkmış aldım dinledim.beni geçmişe götürdü anılara yoılculuk yaptım.
Herhalde bir ezgi dinlerken yaşadığımız olaylar ile bir bağlantı kurabiliriz olumlu yada olumsuz etkileniriz.
o gece dinlerken mezarlığa da gittim hiroşimaya da ..
Kızdım da mutlu da oldum.. kişiler ezgilerden farklı farklı etkilenebilkir hiç etkilenmeyede bilir.
Hain topal parçasından etkilenen de olur etkilenmeyende.
Burada engelliliği nedeniyle ( özellikle duygusal yakınlık hissettiği kişinin düşüncesini bakışını bilmediği için kendi dünyasında yaşadığı çalkantılar nedeniyle ) aşırı alınganlık var.Sanırım bana düşen belki o kişiyi anlama çabası olabilir.Bir çok engelli arkadaşımız toplumun sosyal-kültürel yapısından kaynaklı yaşadıklarından o yada bu şekilde sürekli veya belirli bir süre etkilenmiştir.Engelli olmayanlarında yaşadığı bazı olaylar karşısında hayatı boyunca etkilendiği alınganlık gösterdiği olaylar vardır.
Sanırım Bu düzeyine bağlı olmak şartıyla (ben psikolag değilim) doktora vb gitmesini gerektirmez.
Sen çok alıngansın ben az alınganım gibi yaklaşımlar engellinin yaşadıklarını gözardı etmektir.Evet bazı arkadaşlarımızın bu konuda çok hassa olduğu bir gerçektir.Bu nedenle kendini zaman zaman toplumsal bir baskı altında ezdirdiğini onların bakışını iliklerine kadar hissettiğini düşünürüm.
bende senaryo yazayım..Bir topal arkadaş yeni çıkmaya başladığı bir bayanla caferterya ya giderken karşılarından gelen bir çocuk
- aaa topalla bak yada
-- sen topalmısın
-- abi sen niye böyle oldun vb. bir tanesini söylemiş olsun

burada önemli olan kişinin kendine bakışı kişinin yaşadığı olaylara yaklaşımı kişinin olumlu yada olumsuz olaylar sonucunda içinde ki fabrika da sonuç olarak ne ürettiğidir.

1-Arkadaşın olaydan çok etkilendiğini bunu genelleştirmeye çalıştığını
2-Engellilerin ( ben de engelliyim ) daha fazla duyarlı olduğumuzu
bazen duyarlılıkla da alınganlığın karıştığı
3-Engelliler bu tür duyguları da paylaşmalı ( kısır bir tartışma değil )
fakat sorunlarımızı unutmadan onlara çözüm yaklaşımları sunarak
ortak hedeflere kitlenerek birbirimize engellilerin kazanımları için omuz
vererek halkayı büyütmeliyiz..
AYDIN YARINLAR...
 
hiç etkilenmedim engel bedende olmaz beyinde olur o yüzden engelli sakat topal laflarını hiç üzerime almıyorum çok şükür beynim sağlam
 
Geçmişin ve Geleceğin medarı iftiharı olan, kainatın efendisi,gözümüzün nuru en büyük şefaatçımız Hz.Muhammde Efendimiz (sallalahü aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur: "Kim başkasında gördüğü bir ayıbı kınarsa, o ayıp onun da başına gelmeden ölmez " vesselam
 
:cry: maalesef,söz yazarları bazen cümlelerin nereye gideceğini,bilmiyorlar.daha doğrusu bilmek istemiyorlar.
bu türkü benide geriyor!
şarkı,türkü bile olsa kimse kimsenin engeliylini bu denli alay konusu yapmamalı.ama, üzülüyorum...bizlerin bedenleri engelli olabilir, ama kafamız yüreyimiz engelli deyil:) anladınız, siz onu :twisted:
 
Andante nin link i izledim ilk defa böyle birsey görüyorum

kiniyorum
merak ettigim acaba engelli olmayan insanlar etrafdakiler izlerken zevk aliyorlarmidir.
 
Üst Alt