Meditasyon yapanlar şöyle diyor: Düşünceler biz istemeden kendiliğinden gelir. Bizim amacımız hangi düşünceyi kaale alıp almamayı seçmeyi başarmaktır. Stres yaratan bir durumu kaale almamayı öğreniyoruz diyorlar.
Mesela ben işitme engelliyim ve işitme cihazı ile duyarım. Diyelim ki işitme cihazı yokken biri bana küfretti ama ben duymadığım için sorun yapmıyorum, haberim yok. Onlar diyor ki aslında duysan da yokmuş gibi davranabilirsin. Yani bu durumu kaale almayabilirsin.
Denecek ki "Ee sen şerefsiz misin, nasıl olur da küfür edeni duymazdan gelebilirsin, olmamış var sayabilirsin ya da önemsizmiş gibi unutabilirsin? İşte onlar buna ego diyor. Egondan dolayı bunu stres yapacak kadar kaale alıyorsun diyor. Tamam sorun var, gerçektir ama bunun önemli olup olmadığına sen karar verirsin diyor. Seni mutsuz, stresli ediyorsa bu düşünceden kaçman, unutman, düşünmemen gerekiyor diyorlar.
Bizim elimizde değil tezini kabul etmiyorlar, meditasyon ile zaten bunu başarmış oluyoruz diyorlar. Mutlu olmaya odaklanıyoruz, değiştiremeyeceğimiz insanlar/durumlar ile kendimizi mutsuz etmeyi kabul etmiyoruz diyorlar.
İnsanlar benim hakkımda ne düşünür diye ciddiye almak ve insanlar neden benim doğrularıma göre yaşamıyor diye ciddiye almak iki önemli tuzaktır. Sedat peker ki çoğu insana gücü yeter ama ona bile yanlış yapan oluyor. Yani aslında başedilemeyecek, değiştirilemeyecek, daima var olmaya devam edecek sorunları kaale alarak stresli ve takıntılı yaşıyoruz.