Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sakat olmayan kişilerin size nasıl davranmasını istersiniz?

Engelli bir kişi karşılaşıldığında "sağlıklı" insanların davranış biçimini etkileyen unsurlardan belki de birincisi engellenin davranış biçimi, bakışları, doğallığıdır diye düşünüyorum. Özellikle tanımadığı kişilerle karşılaşıldığında özürlünün kendisiyle barışık, doğal davranış biçimleri sergilemesi karşısındaki kişilerin davranışlarını da büyük ölçüde şekillendirecektir. Karşı tarafın bu konuda bilinçli olması kadar, engellinin de doğal iletişim akışını engellemeyecek davranış ve bilinci sergilemesi gerekir bence.
 
Baris Gurol' Alıntı:
yaa imren allam senin bu yazdiklarini okudukca ben cileden cikiyom, bana hep iyi insanlar mi denk gelmis?

Sanırım öyle olmuş biras Barış, ailem ve çevrem deelde böyle okulda ve iş yaşamımda yaşadım bunları, bir çok arkadaşımda yaşadı, sanırım Ank. fazla talolu yok ama burda sadece benim klinikte 400 hasta var şu an için düşün artık öyle şeyler yaşıyorlar ki basen ben bile inanmıyorum ama malesef bunlar hayatımızın bir yerinde var olmasını istemesekte olmuş ve hala devam eden gerçekler...
 
pekde önemli degil onların bana nasıl baktıkları yada karşıladıkları eger beni engelli gibi karşılıyolarsa üzülüyorum neden mi çünkü kendimi ihtayaçlarını karşılayamayan insan gibi hissettiriyolar. ya biz engeliysek ölü degiliz arkadaşlar diyesim geliyo bazen ama ne fayda onlarda iyi niyetli kendilerince hani levent kırca nın bi parodisinde kaza yapan bir adama kurturmaya çalışan yürk insaı onu nasıl öldürüyordu buda böyle işte traji komik geliyo bana tabi bu benim gözümden böyle fikirler degişebilir. saygıyla karşılıyacagınızı düşünüyorum
 
bende ilk engelimi ilk okula yazılırken anladım, ondann önce hiç birşeyin bilincinde ve farkında değildim , belki de su an hatırlamak istemiyorumda olabilir ama engelimi ilk farkettiğim zaman ilkokula yazılırken oldu. müdür bey beni yazdırmak istememişti ama okulun yakınlığı nedeniyle ısrar ettik , hatta yasal yollara da basvurulacaktı ama o dönem birşeyler çıktı , araya benim tedavilerim girdi ve olmadı. sonunda o okula yazılsamda müdür bey benim bir kac yılımı aldı.

şu an vicdanı rahattır ama benim gibi kimbilir kac kişinin hayatını büyük şekilde etkilemiştir. ben yine şanslıydım okula devam edebildim, ama edemeyenlerde, hic okula gidemeyenlerde vardı.bunu çok iyi biliyorum çünkü o müdür yıllarca o okulu yönetti.
her gün okula yürüyerek gidip geldiğim için bakışlarla ve sözlerle bende karşılaştım ama beni en çok etkileyen tek şey vardı. çocukluğumda kalan o konuşma hala aklımdadır.

o da şu:

bir gün okul çıkışı evime giderken iki bayana rastladım. bayanlardan biri diğer bayana "ne güzel okula gidiyor, okuyabiliyor bizimki ise evde." demişti. o an anladım ki kadının çocuğu evdeydi ve okumuyordu. o çevreye yakın tek okul vardı o da benim gittiğim okuldu. o müdür bana yaptığının aynısı başkalarına da yapmıştır.

sağlıklı kişilerin bizlere nasıl davranmasını isteriz? kendini, o kişinin yerine koyarak bakmayı deneseler böyle sorunlarda olmayacaktır. kısacası empati...
kendimizi başkalarının yerine koyarak düşünmeyi öğrenmeliyiz.

en son bir kaç ay önce hastanede karşılaştığım bir olay: hastane de sıramı beklerken çok üşüyordum bu nedenle oturmak istemedim ve yerimi başkalarına verdim. o sırada bir hemsire geldi. neden ayaktasın dedi ve anlatmama fırsat vermeden oturanlara bozuk çaldı. halbuki ben kendi isteğimle ayakta durmak istemiştim. çoğu zaman yardım etmeye çalısırlarken daha büyük zarar verebiliyoruz.

yine çok uzattım :)
 
Engelli birey, kendini yani engelini tüm benliğiyle kabullenip kendisini hayata adapte ettiyse, dış dünyanın bakışları, söylemleri, ifadeleri engelli için aşılması en kolay olaylardan biri haline gelir.

Yeterki biz kendimizi bu dünyanın yaşamın içinde var olduğumuzu çevremize kabullendire bilelim.

Yolda yürürken bir çocuğun bakışı, sizi adeta gözleriyle bir çerçevenin içine alıp her noktanızı en ince ayrıntısına kadar inceliyor, o çocuğa karşı bizim bakışlarımız sevgi dolu sevgiyle baktığımızda o çocuk bizim görünüşümüze dalmış olduğu dünyasından çıkıp sevgimizle ilgilenir hale geliyor, bunu görmek de inanın beni çok mutlu ediyor.

Nerde nasıl olursa olsun hemen hemen herşey bizde başlayıp bitiyor, yeterki biz ne istediğimizi karşı tarafa iyi aktara bilelim...
 
Açıkçası ben engelli değilmişim gibi davranıyorum. Çevremdekilerde oyle benimsiyorlar. Hatta arkadaslar biraz yavaş yürüyün ben engelliyim diyorum şaşırıp kalıyorlar. Çünkü onlar benim engelli olduğumu unutuyorlar. Arkadaş çevremin ve ailemin dışınaki insanlar enterasan bir sey görmüş gibi bakıyorlar. Bende göz kırpıyorum :wink:
bir sorun mu var gibi.
Sonra karşı taraf utanıp başını çeviriyor.
Ya ben aştım.
Sorun ne isterseniz sorun diyorum.
Ama genelde sormaktan çekiniyorlar. Tabi bu durumun bizi üzüceğini biraz sonra ağlamaya başlayacağımızı falan sanıyorlar. İnsanı insan yapan kürkü değil bunu çoktan öğrendik.
Sağlıklı insanlar bizden daha hassas oluyor :)
Biz onlara nasıl davranmalıyız
Sanırım bu konuda bir seminer düzenlenmeli.
 
"Sağlıklı insanlar bizden daha hassas oluyor :) "
Bence bu "komik" ve doğru bir söz.

Sakat olmak daha en başından itibaren acınacak bir durum olarak algılanageldiği için, sakat biriyle her karşılaşdığında, karşısındakinin sakatlığını yoksaymaya ya da görmezden gelmeye çalışır insanlar.
Bunun bir benzeri de, sakat kişinin ailesi ya da dostlarının sık sık dile getirdiği, "... ben seni sakat olarak görmüyorum ki!" söylemidir.
Yani genel bakış, "sakat" kelimesinin olumsuz bir durumu vurguladığıdır.
Oysa sakat olmak utanılacak bişey değildir.
Zenci olmak, beyaz olmak, kadın olmak, erkek olmak, uzun olmak, kısa olmak, sarışın olmak, esmer olmak, şişman olmak, zayıf olmak... gibi, sakat olmak ya da olmamak da çok doğaldır.
Yani sakat olmak da insanlar arasındaki yüzlerde farklılıktan sadece biridir ve dahası bu durum doğanın ta kendisidir.
Siz hiç tıpatıp aynı bir hayvana-bitkiye-insana rastladınız mı? Bilakis çok benzer/ ikiz olmak esas şaşırtıcı olandır. :)
Esas olan farklılıkları ayrımcılık için bahane haline getirmemektir.
Yani herkes farklıdır ve/fakat herkes eşittir.
 
Bir engelli olarak, ilk kez karşılaştığınız “sağlıklı” kişilerin size nasıl davranmasını istersiniz?

Bu soruyu biraz düşüneyim bakalım. :wink: :wink: :wink:

Ben bir engelli olarak şöyle söyleyim; sağlıklı kişilerin bana ortamına göre gereken şekilde son derce normal davranmalarını isterim. Yani birşey yokmuş gibi asla, çok abartılı asla yalnızca olması gereken gibi.

Bu sonderece doğal bir olay herhangi bir insanda görülebilecek bir şeyi yadırgamak/görmemezlikten gelmek/acımak/kayıtsız kalmak/vb. bunlar olmaması gereken tavırlar benim için.
 
karşımızdaki kişilerin doğal ve samimi davranmalarını ve bizim için üzüldüklerini belli eden bakış modundan çıkmalarını isterdim..

çünkü ben bizim için üzülmüyorum hayata daha sıkı tutunuyoruz ve herkesten çok fazla gayret içindeyiz..
 
İNSANIN DOĞASINDA VARDIR ŞAŞKINLIK

engelli engelsiz her insanda gözüne gözüken farklı görüntü karşısında şaşkınlık oluşur. Ama bu engelli olduğunda şaşkınlığın oluşmaması görgü ve eğitime bağlıdır. Zaten Engelli yaşamının bu şekilde devam edeceğini bilinç altına yerleştirmişse istenmeden gördüğü tepkilere hoş görü ile bakmalıdır. Hepimiz insanız lütfen kırılgan olmayalım hoşgörüyü unutmayalım ama yerinde kullanalım.
 
Sakat olmayan biri olarak bu konuda sizlere söylemek istediğim şeyler var;

Konu başlığı gerçekten önemli, çünkü iç içe yaşadığımız dünyada kimseye zarar vermeden bir arada yaşayabilmek için verilere ihtiyaç duyuyor insan. Genel anlamıyla insanlara nasıl davranılması konusunda belirli yazılı olamayan yasalar olmakla birlikte yine bizler bildiğimizi okumaya devam ediyoruz.

Sanırım kendimize özgü davranış şekillerimiz önem kazanıyor. Çok kolay çileden çıkabilen bir insan değilimdir . Kolay kolay öfkelenmez ve sesimi de pek kolay yükseltmem. Ama çileden çıktığım ve kendimi tanımakta zorlandığım davranışları da göstermediğim anlamına gelmez bu.

Ne zaman mı böyle davranırım?

Kendimle özdeşleşmeyen bir şeyi karşımdaki ne adına olursa olsun bir genel doğru gibi algılayıp olmadığım bir şey gibi bana davrandığı zaman.Gereğinden fazla iltifat bile bende aynı etkiyi yapabilir.

Kendimizin ne olduğunu biliyorsak bizimle uyuşmayan her türlü davranış kabulde zorlanılan şeydir.

Doğal olarak sakat insanlarla da ilişkilerimde doğal olmayan her türlü davranıştan elimden geldiğince kaçınmaya çalışırım.

Ancak sevgili dostlarım , kabul etmek gerekiyor ki, sakat arkadaşlarımızında dünyaya bakışları o kadar birbirinden farklı ki, inanın ben bile bu kadar sakat arkadaşım olmasına rağmen nasıl davranmam gerektiğinde tereddütler yaşayabiliyorum.

Burada yazdıklarınız gibi çoğunluk kendinize üzülmemesini dile getirirken, inanın bana bazı arkadaşlarımız üzülmelerini istemekten yana olabiliyor.Kısacası nasıl bir davranışı istediğimizi bir yerde kendimiz belirliyoruz.

Tanıdığım sakatlarla davranış konusunda bir sorun yaşamazken, tanımadığım sakatların dünyaya bakışlarını ilk adımda bilemeyeceğimden sizlerden gelecek yanıtlar genel anlamda benim için yararlı gibi gözükmekte.

Kuşkusuz dediğim gibi toplumda beraber yaşıyor ve yaşamaya devam edeceksek bence belirliyici davranışları ve istekleri gösterme adımını ilk önce sizler atacaksınız.

Bizler, bu konu da bir çok davranış şekli olduğundan ilk adımda kararsız kalabiliriz.Hatta yanlışlar bile yapabiliriz.İnsanız çünkü bu ürkütmesin kırmasın sizi. Ama sizlerden gelen komutlarla son derece güzel, olması gerektiği gibi bir yaşam sürebilmemiz sizlerin açık sözlülüğüne ve kendinizi ifade etmede ki başarısıyla doğru orantılı olarak gelişecektir.
 
İsterim ki
Beni ne çok farketsinler,
Ne de ihmal etsinler.
 
bence asıl mesele bizim kendimize nasıl davrandığımız
kendimize acıyorsak acındırıyoruzdur.kendimiz(sakatlığımızı) kabullenmediysek zaten toplumun kabullenmesi de zor oluyor.kendimizi aşalım.ama sorunlarımız yok değil.toplumun bunu bilerek davranması gerek.ama uzaylı değiliz.sorunları önce içimizde çözelim.bizim kendimize karşı tutumumuz toplumun bize bakış açısıyla doğru orantılıdır.kendimizi nasıl gösterirsek bizi öyle tanır ve öyle davranırlar.
 
Bana acıyarak hiç bir şekilde maddi manevi destek vermesinler.Hak ediyorsam, hakkımı versinler.
Bir de bir iş verildiğinde sen sakatsın bu işi yapamazsını asla kullanmasınlar.Bırakın bunu yapıp yapamayıcağıma ben karar vereyim.değil mi?
 
hiçbirşey yokmuş gibi.Doğal.
Zaten ölye oluyor genellikle.
 
Bizim istememizle olmuyor...Nasıl isterlerse öyle davransınlar...Sonuçta onlar için biz farklıyız,tepkilerini kontrol etmekte zorlanırlar,özellikle de mimiklerini...Ne kadar,farklı davranmaya çalışsalar da bir yerlerden anlaşılıyor,maskeleri renk veriyor..Doğal davransınlar yeter...Tabi,doğal olacağız derken kaba ve kırıcı olmasınlar:)
 
Hepimizde insanız sonuçta değil mi? İnsan olarak hiç birimizin birbirinden farkı yok bence. Sadece bizler bazı uzuvlarımızı sağlıklı insanlar gibi kullanamıyoruz hepsi bu.

Lütfen bize uzaylı muamelesi yapılmasın.Yani o bakışlardan nefret ediyorum.
Biz uzaylıymışız gibi tepeden tırnağa bakılmasından hoşlanmıyoruz. Birde tabi acınma duygusu bize acımayın lütfen siz işlerinizi nasıl kendi başınıza yapabiliyorsanız bizlerde en az sizler gibi işlerimizi yapabilme gücüne sahibiz.
 
İnsanların ne düşündüğü artık umrumda değil.Belki de o yüzden bana nasıl davrandıklarının farkında bile değilim...Onlardan bir ayrıcalık da beklemiyorum.Geçen gün Kanlıca iskelesinden bir taksiye bindim.Taksi şoförü hemen bir hamlede indi ve bana kapıyı açtı.Çok sık başıma gelmiyor bu...Yerine oturduğunda ben de çoktan oturmuştum... Gülümsedim ve "zahmet oldu, durum o kadar vahim mi görünüyor abicim?" diye sordum... "Ne demek hanım efendi aklıma bile gelmedi.Bu bizim görevimiz.Nazik olmak bize bişey kaybettirmez..." dedi... Ama ben dersimi almıştım...Hayatımın merkezine engelimi koyduğum sürece insanlara hep kuşkuyla yaklaşacağım...Acıyor mu?/Merhamet mi duyuyor?

Hep sokağa daha sık çıkmamız gerektiğini düşünürüm...İnsanlar bizimle yaşamaya alışmalı...Bizi öyle sık görmeliler ki,artık hayatlarında yadsımamalı... Kendime düşeni yetişebildiğim kadar yapıyorum...
 
Belediye otobüsündeydim, oturuyordum ortadaki boşluktan sonra ilk koltuk..birkaç durak sonra yaşlı bir bayan bindi otobüse ( geç görünebilmek için bütün enerjisini harcamış bir yaşlı ) bana doğru geldi, geldi ve yanımda durdu. Hemen kalktım " buyrun hamfendi oturun lütfen" dedim. "ya işte şey" falan derken oturdu, sevindi. Bende hemen önünde ayakta durmaya başladım. Bana baktı, baktı, baktı.. Ayaklarımdan engelli olduğumu anladı. Tam birşey diyecekken, bende ona bakış attım, gülümsedim ve "engelliler iyilik yapamaz mı?" dedim. O da gülümsedi ve gözleriyle onayladıktan sonra bir daha bakmadı...
 
İlk tanıştığım kişilerin engelim ile ilgili soru sormasından nefret ederim. Beş on cümle sonra engelimle ilgili sorular geldiğinde sıkılırım. Aam beni tanıdıktan sonra istediği soruyu sorabilir bende nasıl olduğunu zorluklarını anlatırım.
Bir iş verildiğinde yapıp yapamayacağımı gözle süzüp karar vermesinler. Yapma şansı versinler ben zaten neyi yapıp neyi yapamayacağımı biliyorum.
 
Üst Alt