Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sakat olmayan kişilerin size nasıl davranmasını istersiniz?

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
675
Mesajlar
58,489
Reaksiyonlar
855
Bir engelli olarak, ilk kez karşılaştığınız “sağlıklı” kişilerin size nasıl davranmasını istersiniz?

Hiç bir şey yokmuş gibi, sağlıklıymış gibi, engelimle ilgili soru sormadan, hassas, “özel”, duyarlı, yardımsever, meraklı...
 
Ben her hangi bir tanısmada karsı tarafa nasıl davranıyorsa öyle davranmasını isterim, aslında yazılacak o kadar cok sey var ki ama cokta derinlere girmek birşey ifade etmez, ben insanım diyorum hiçbir insan yok ki birbirine benzesin farklı olmak dışlanmayı yada eksra ilgiyi gerektirmez ama su gerçegide unutmamak gerekir ki duygusal anlamda daha hassas ve daha kolay incinebiliriz, ben oyleyim en azından ve düşüncesizliğe tahammülüm yok, düşünmeden konuşan insanlar benden uzak durun :) diyorum...
 
Ben engellilere karşı nasıl davranılması gerektiğini yada onlarla birlikte yaşamanın nasıl olacağı konularının temelinin ilköğretim okullarında hatta okul öncesi ailede verilecek eğitimle olacağı inancındayım. küçük çocuklarımızı engelli kişilerle tanıştırıp onlarla arkadaşlık etmelerine izin vermeliyiz. çevrelerinde gördükleri engelli bir insana yardım etmesini veya onunla ilgilenmesini arkadaşlık etmesini sağlamalıyız. herşeyin temeli eğitim. evet bilinçsiz bir toplumuz ve çözüm yine eğitim. engelli biri ile yaşamak özel bir durum olmaktan çıkmalı hayatımızın bir parçası olmalı.bütün farklılıkları eşit görüp birarada yaşamanın tadına varmak dileğiyle...
 
Yeni tanıştığım insanlara il söylediğim şey her zaman "işitme engelliyim" oluyor. Çünkü konuşmada bir sıkıntı yaşamadığım için bu durum genellikle dışarıdan anlaşılmıyor. Tabii ben de ifade edince doğal olarak "neden oldu " diye soruluyor. Bu soru beni hüçbürzaman rahatsız etmiyor. Sonuçta herşeyin bir nedeni var ve insanın bir takım şeylerin nedenini merak etmesi doğal bir durum. Arkadaşlar bence bizim bu konudaki davranışlarımızda da yanlışlıklar var. En basitinden bu soruya rahatsız olmamayı öğrenebiliriz. Olay sadece karşı tarafın ne yapacağını bilmemesinden kaynaklammıyor ki bizlerde onların yanında nasıl davranacağımızı bilmiyoruz. Mesela ben geçen günlerde engellilerle ilgili bir kuruma uğradım. Kapıdakilere soru soracağım,daha beni görür görmez kafalarını çevirdiler. Hatta şaka yaptım bu konuda, güldüler falan,ben de engelliyim dedim de ancak öyle sorumun cevabını alabildim :lol:
 
www.yasamdersleri.com sitesinin forumunda geçen yazışmalar:

Soru:

Bir engelliyle karşılaştığınız ilk anda ne hisseder, ne yaparsınız?


Ama engelli derken herhangi bir gruptan olabilir. Tekerlekli sandalyeli, zihinsel engelli, spastik...

Rahatsızlık, acıma, tiksinme, korkma, huzursuzluk, şükretme, uzaklaşma, sevgi, merak, konuşma, tanıma, yardımcı olma, şaşırma, gözlerini kaçırma, hiç birşey...
Örneğin ben merak ve konuşma isteği duyarım.


Cevaplar:

Açıkçası hiç rahatsızlık duymuyorum. Ama dediğiniz gibi konuşma ve yardım etmek istiyorum. Çok uzun yıllardır işitme engelli olan dostlarımla birlikte yaşıyorum. İlk dönemlerde sıkıntı ve anlaşamamaktan doğan bir takım zorluklar çektim ama şu an sanki onlardanmışım gibi hissettiğim bile oluyor. Bazen de üzüntü duyuyorum. Bu kadar. Yakından tanımamak, belirli zamanı bir arada geçirmemek, kısacası uzaktan seyretmek ile birlikte olmak farklı şeyler. Onun içindir ki diğer duyguları da yaşayan bir sürü insan olduğu inancındayım.

***
Bir engelli ile karşılaştığımda ilk hissettiğim, o an sağlıklı olduğum için keyifli olmam gerektiği... Bunu karşımdakine hissettirmemek için de, ona tekrar bakmamaya çalışırım.
Ben "sağlam" olduğuma dair düşünceleri beynimde döndürürken, onun bunu hissedeceğini ve iç geçireceğini düşünürüm nedense...

Beni en çok üzen şey ise, sokakta yürürken bir engelli ile karşılaşan insanların, benim yaptığımın tam tersine ısrarlı bakışlarla onları süzmesi ve hatta bazılarının da acıyıp sadaka vermeye çalışması :( O an ölsem de yerin dibine girsem daha iyi yani...
***
rahatsızlık duymak yerine bolca üzülüyorum ben kendi adıma. (eski) eşimin zihinsel özürlüler için bir rehabilitasyon merkezi vardı. uzun süre hastaları varken gidememiştim oraya. gerçekten çok üzülüyorum.

***
Yakın çevresinde engelliler olan biri olarak şunu rahatlıkla ifade edebilirim.
Onların kendi durumlarını kabullendikleri kadar, çevreleri de o durumu kabullenseler bilemiyorum; ama daha bir kolay akacak gibi zaman.

***
Sağlıklı bir insanın buna yanıt vermesi çok zordur.
Her söylediği, ya da yazdığı acımak yönünde olacaktır.
Dişi ağrıyanın, ya da böbreğinde taş olanın çektiği acıyı tam olarak anlayamadığımız gibi.
Ben, aylar süren engelli olma durumları yaşadığım için, neler hissedilir bilenlerdenim. Ama bu duygular açıklanamaz. Bazı duygular ne sözcüklerle anlatılabilir, ne kalemlerle yazılabilir. Duygular anlatılamaz, sadece hissedilir.

Anlamak için yaşamak gerektir. Bunun dışında söylenen her sözcük yüzeyseldir. Anlatılmak istenenin tamamı değildir ve daima eksik kalacaktır. Çünkü hiçbir insan duygularını tam olarak anlatamaz.

***
ben de benim yaptıklarımı yapamadığı için bi burukluk hissediyorum..sadece o değil çevresi içinde üzülüyorum..sürekli ona bakmak zorundalar, dolayısıyla istedikleri gibi hareket edemiyorlar..pot kırma ihtimalleri yüksek...
ama onlarında mutlaka yaptıkları bir şeyler yetenekleri vardır ve bu yeteneklerini göstermelerine fırsat verilmeli diyorum..

***
Birkaç sene önce, geçici olacağını düşündüğüm fiziksel engelim (parmağımdaki tendom kopması) nedeniyle kendi kendime acır hale gelmiştim. Öyle ki, sol elimi cebimde gezdiriyordum hep. 'ne oldu? geçmiş olsun' sözlerine bile tahammül edemiyordum. Parmağım eskisi gibi olamadı, asla olmayacak, biliyorum.

Önceleri, kullanamadığım parmağıma alışmadığım zamanlardaki bi bakış bile beni rahatsız ediyordu. Aklıma gelen ilk (ve tek) şey, bana acıdıklarıydı... Yaklaşık 1 yıldır düşünmüyorum böyle şeyler, hatta engel olduğuna bile inanmıyorum artık.
Bir başkasında görmek üzüyor beni ve elimden geldiğince belli etmemeye çalışıyorum. Belli etmeden, hissettirmeden yardımcı olabilmek çok zor ama hak etmedikleri birşey değil bu. Önemli olan fırsat verebilmek; kendimize de, onlara da...

***
Gördüğüm eğer küçük bir çocuksa çok üzülüyorum, nedeni de durumu kabullenmekte ve alabileceği tepkilere dirençli olma konusunda daha kırılgan olacağını düşünmem. Sanki yaşı büyük engelliler de bir zamanlar çocuk değildi, tamamı sonradan oldu gibi saçmasapan bir gözardı bu farkındayım ama durum böyle.

Yaşı büyük olan engelli arkadaşlarımızla da acımak doğru kelime değil ama hayatlarını kolaylaştırmak yada devamını sağlamasına yardım etmek gibi duygular besliyorum. Eski işyerimde sarf malzeme üretimi yapıyorduk. Sakatlar Federasyonundan bize eleman gönderdikleri takdirde bunu değerlendirebileceğimize yönelik bir talepte bulunduk. İşimiz gereği önemli olan ellerini ve gözlerini kullanabiliyor olmasıydı. Başvuru için toplam 10 kişi geldi. 2 tanesi, var olan üretim personelimizin aldığı maaşın yarısından fazlasını talep etti, kabul ettik. Yine de mesaiye başlamaları gereken günde şirkete gelmeyerek genel bir olumsuzluk havası estirdiler. Ben işi bıraktığımda, patronum da bu çabasından vazgeçmişti. Şimdi durum değişti mi bilemiyorum.

***
İşim gereği, sik sik engellilerle beraber oluyorum. yaklaşık 3 yıldır durum böyle sürdüğü için, su anda engelli olmayanlarla engelliler karsısında hissettiğim duygular pek farklı değil. en fazla, teknik konularla ilgili davranış farklılıklarım olabiliyor; gözleri görmeyen birine, gören birine tarif etmeyeceğim bazı şeyleri anlatmak gibi.

baslarda böyle değildi tabii. onların engellerinden ileri gelen bir rahatsızlık duymuyordum ama, engelli olmayanlara göre daha ince davranma gerekliliği hissediyordum. daha çabuk kırılabileceklerine dair bir önyargım vardı, kuracağım cümleleri önceden tartmak gibi bir tavır geliştirmiştim. bu yüzden onlarla daha yavaş, daha tutuk konuşuyordum:)
su anda, engelli olma hali, duygu ve düşüncelerimde bir kıstas değil. bazı engellileri seviyorum, bazılarına karsı kayıtsız kalıyorum. bazıları için üzülüyorum, bazılarına hayranlık duyuyorum. bazıları ile sohbeti geliştirmek istiyorum, bazıları ile ilişkim belli bir sınırda kalıyor. bu daha çok benim onların kişilik özelliklerine yönelik algılamamla ilgili birşey.

***
Dün akşam bir konuşma ve belli ölçüde hareket engelli bir gençle özel bir söyleşi ortamında bulundum. Katılanların her biri kırık dökük birşeyler söylemeye ya da belirli bir metin üzerinde yönlendirmelerle tartışmaya çalışırken o doğrudan kendi sorularını sormaya başladı. Sesini ilk duyduğum anda böylesine zorlandığı için utanabileceğini düşünüp üzüldüm. Ama onun yüzünü, hareketlerini ve konuşmasına devam etmedeki rahatlığını izlerken ilk düşüncemi unuttuğumu ve sadece konuştuklarını dinlediğimi farkettim. Hissettiklerim arasında olmayan şey acımaydı ancak sağlıklı olsaydı hepimizden kısa zamanda hepimizden çok şey başarabileceğini anladığım için bunun hiç de adil olmadığını düşündüm.

***
İlk etapta onlar adına üzülüyorum elbette. Hayatı bizim yaşadığımız kadar kolay yaşayamıyorlar diye. Çok basit düşünerek, kaldırımdan kolay çıkamıyorlar, yavaş hareket ediyorlar (kendim koşarak yürüdüğüm için belki de),hangi otobüse bineceklerini etraflarındaki insanlara soruyorlar diye üzülürüm.

İnternetle ilk tanıştığım günlerde, sohbet odalarında çok arkadaşım oldu. Bazılarıyla yüzyüze görüşerek ilerlettik arkadaşlığımızı. Bir gün bir arkadaş dedi ki, sahi siz neden k... ile görüşmüyorsunuz, o da Ankara’da. Ondan istek gelirse neden görüşmeyeyim ki dedim. k... benim de arkadaşımdı zaten.

Neyse netten yazışırken hadi yarın görüşelim dedik. Yakamıza kırmızı karanfil takalım geyiğinden sonra, sen zaten beni hemen tanırsın, ben özürlüyüm dedi. İyi de şekerim Ankara'daki tek özürlü sen değilsin heralde dedim:)

Ve ertesi gün buluştuk. Dünya tatlısı bir kız. Ama beni görmeliydiniz. Nasıl panikledim anlatamam. Ne diyeceğimi, nasıl davranacağımı bilemedim. Salak sapan konuştum. O koltuk değnekleriyle zor bela yürüyor zaten, ben de onun yürüyüşünü engelleyecek her şeyi yaptım. Koltuk değneklerine bile bastım:))

Otururken kalkarken ben hemen fırlıyorum ayağa, napiyim diye kıza bakıyorum:)) Çok güldük sonradan:))
Bak dedi; sakin ol. Ben böyle rahatım ve iyiyim.
İlk defa engelli bir arkadaşım olduğundan habire soru soruyorum. Yürürken acı çekiyor muymuş, koltuk değneklerini atabilir miymiş gibi sorular.
Sonraları çok iyi dost olduk. Hastalığından, (kalıtsal bir kas hastalığı var, kardeşi de hemen hemen benzer durumda) çektiği sıkıntılardan, duygularından çok daha rahat söz eder olduk. Birlikte toplantılara katıldık, akşam içmelere gittik, seyahatlere bile çıktık:))
Ve ben artık ona engelliymiş gibi bakmıyorum. hayata öyle güzel tutulmuş ki. Zaman zaman isyan ediyor olsa da. İşte o zamanlarda da ben elimden geldiğince yardımcı oluyorum ona. Her türlü şaklabanlığı yaparak:)
Diyeceğim o ki; Engelli bir arkadaşım olduktan sonra engellilere daha bilinçli bakmaya başladım. Sorunlarını şimdi daha iyi anlıyorum. Ve elimden geldiğince maddi manevi destek olmaya çalışıyorum.

***
Engelliler hakkında konuşurken çok rahatım çünkü birisiyle çok samimi olmak üzere 4 tane engelli arkadaşım var ve hepside pırıl pırıl insanlar.Yapmamız gereken doğal olmak ve samimiyetimizi göstermek.

***
Ben de bir engelli arkadaşım olana dek ,gördüğümde şükreder bir daha göz göze gelmemeye çalışırdım.Ama ondaki gayreti ve azmi gördükten sonra ben kendimi yanında engelli hissetmeye başladım.
Acizlik,olanı kullanamamak derdi bana.Bu denli kendinle barışık olmak , biz güya sağlıklı insanların engelli olduğu konulardan sadece biri.

***
Bende öncelikle merak oluşuyor...Nasıl engelli olduğu (doğuştan-sonradan vs.) ve nasıl yaşadığına dair...Sonrasında da -garip bir şekilde- sorunu olan organını, onun önünde rahatça kullanamamak gibi bir duruma giriyorum (örneğin, sağ eli yoksa ben de sağ elimi kullanmamaya gayret ediyorum).

***
bir kere ülkemizde tanımlamalar dar haliyle hayatımızda.
engellilik hali konuşulurken daha esnek düşünülmeli. sağlıklı sanılan engelliler de var aramızda. kişilik özelliklerinin bizlerdeki yansımaları belirliyor ilişkilerimizi. bu engelli tanımlanan kişiler için de böyle. yani engel varsa bizde o kadar da engelleyici oluyor mesela.

Engelli ile karşılaştığımda her zaman aynı tepkiyi vermek mümkün değil
her engelli gördüğünüzde daima "Rahatsızlık, acıma, tiksinme, korkma, huzursuzluk, şükretme, uzaklaşma, sevgi, merak, konuşma, tanıma, yardımcı olma, şaşırma, gözlerini kaçırma, hiç birşey... " gibi şeyler hissedilebileceğini düşünmüyorum.

zihinsel engelli olanlara (daha çok çocuklara) ayrı bir duruşum var. onların yanında diğerlerine yani hayata katılmaları mümkün olanlara aynı bakamıyorum.
Çaresiz olan herkese hissettiğim şey..
Çaresiz?.. çarenin farkında olamayan belki de.

***
Benim cevabım tarafsız olmayacak...
Benim kızım da bir engelli, şu anda yürüyemiyor. Yürüyebilmek için fizik tedavi, konuşabilmek için konuşma terapisi, normal okula devam edebilmek içinse, özel eğitim alıyor.

Ben bir engelli gördüğümde, normal ve sağlıklı bir insan gördüğümde ne hissediyorsam onu hissediyorum.
Sanırım, alıştım etrafımda engelli insan görmeye, tıpkı Yavuz Bey gibi...

***

Soru:

Engelli bir çocukla kendi çocuğunuzun-sağlıklı- arkadaşlık etmesine izin verir misiniz?


Cevaplar:


KESİNLİKLE İZİN VERİRİM, HATTA İZİN LAFI BİLE HOŞ DEĞİL...

***
Çocuğumun engelli bir çocukla arkadaş olmasına hiç bir şey engel olamaz:)

***
İzin sözcüğü onur kırıcı gibi geldi bana. Engeli olana engelinden dolayı, engeli olmayana da insanlığından dolayı.
Cevap: EVET! AYRICA GEREKİYORSA YÖNLENDİRİRİM DE...

***
Benim kızımın ayağındaki ortopedik ateli saymazsanız, görünüşte onun engelli olduğunu anlamanız çok zor.

Henüz 3 yaşında ve ufak tefek bir şey olduğu için pusette otururken görenler onun o pusette yürüyemediği için oturduğunu düşünmüyorlar.
Ama ne zaman ki, yürüyemediğini ve konuşamadığını ve hatta yaşına uygun hareketler sergileyemediğini farkediyorlar; gizli ve bazen aleni bir el kendi çocuklarını korumak üzere, çocuklarının üzerinde oluyor.

Mina, kızım, nasıl sevgi dolu bir çocuk bilemezsiniz. Kimseyi yemek, ısırmak, saldırmak gibi de bir huyu yoktur. Ama İZİN VERMEK fiili burada bence bilinçli ve doğru kullanılmıştır.

***
Bu sitede engellilere bakış gerçekten çok güzel. Dilerim Türkiye de herkes böyle yapsın. Ama pek öyle olmuyor. Özellikle kendini sağlam olarak gören! (kafaları da öyle ise?) insanlar kendi yaptıkları hatta yapamadıkları işleri bir engellinin yaptığını görürlerse çok kızıyor ve hemen onu dışlama yoluna gidiyorlar. Ben bunu çok gördüm.

***
Benim çocuğum yok. Ama çok sevdiğim yeğenlerim var. Onları düşünerek söyleyebilirim ki izin vermemem gibi bir şey söz konusu olmaz.
Hatta ben de yönlendiririm.

***
Ben çocukken sokağa kendi başıma çıkabiliyordum. Görünüş olarak diğer çocuklardan çok farklı değildi, sadece biraz daha kısa ve zayıftım. Sokaktan geçen insanlar benim duvarlara tuta tuta veya emekleyerek yürüyüşüme bakarak engelli olduğumu anlar, sonra dönüp dönüp bana bakarlardı. Ben de onlar gidene kadar kıpırdamazdım. Eve gelen misafirlerin bana bakıp ilk sorduğu şey “konuşuyor mu” olurdu, içimden bağırırdım “konuşuyorum sana ne” diye… Sonraki yıllarda, yatağa bağlandıktan sonra, misafirlerin her hareketimi izlemeleri beni deli ederdi. Özellikle de yemek yerken bana bakmalarına hiç dayanamazdım… Annemi soru yağmuruna tutarlardı, kaç yaşında, ne zamandır yatıyor, hiç mi kalkamıyor, tuvaletini nasıl yapıyor, yav, adet görüyor mu diye soranlar bile çoktu… Hani madem bunları soracaksın, bari benim yanımda sorma değil mi…
Zamanla azaldı bu sorular ama yüksek sesle acımaları duyuyorum hâlâ, ah’lar vah’lar… Ama gençlerde olumuz bir davranışa hiç rastlamadım. Çoğu sanki yıllardır beni görüyormuş gibi yaklaşır bana… Sanırım ileriki yıllarda engellilerle engelsizlerin arasındaki iletişim çok daha sağlıklı olacak…

***
Engelliler beni bağışlasın...

"yürekten cevaplar mısınız" dendiği için tüm açık sözlülüğümle yazacağım. Zaten beni tanıyanlar başka türlüsünü yapamayacağımı bilirler.

Ben öncelikle acıyorum. Onların en istemediklerinin bu olduğunu sandığım halde, elimden başka türlüsü gelmiyor.
Sonra rahatsız olmamaları için bakmamaya çalışıyorum, bakmak için can attığım halde! Çünkü farklılıklara daima ilgi duyulur...
Ve bakmıyorum.
İçlerinden gerçekten çok yakın bir arkadaşım olsa idi, bu şekilde yaşamanın onlara ne zorluklar getirdiğini, yaşamla nasıl başa çıktıklarını, özürlü olmayanların tanımladıkları türde "mutlu" olup olmadıklarını sormak isterdim.
Doğuştan engelli olanla sonradan olanın çok farklı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu düşüncemin doğru olup olmadığı hakkında bilgi sahibi olmak isterdim.
Çünkü başka bir seçeneğiniz olmadan hayata başlamışsanız durum farklıdır, başka bir durumu yaşadıktan sonra o farklılığa varınca durum farklı olmalıdır bence.

Şükretmek?
Hayır, bu duyguyu hiç yaşamadım engelliler karşısında.
Bu duygu bana sanki bana acımaktan daha bencilce, daha insafsızca geliyor.
Farklılığımızı bir kusur ya da bir ayrıcalık gibi sunmadan yardım etmek, yapabileceğim bir şeydir.
Bir dönem gönüllü olarak 6 nokta körler okuluna kitap okumaya gitmiştim. Duygusal tedirginlikleri taşımak zordu.
Ama bir görmez ile karşılaştığımda ne şekilde davranmam gerektiğini öğrenmek iyi olmuştu.
Benim değiştiremeyeceğim durumlar karşısında, faydalı olabilmek en doğru ve yararlı şekil gibi geliyor bana.

***
(...)bedensel engelli olmakla. görsel ve zihinsel engelli olmayı da bir bakıma ayırt etmeli..
doğduğundan bu yana hiç görmemiş bir insanı düşündüğümde ben yaşamda değer verdiğimiz şeyleri, değer yargılarımızı düşünüyorum..
Görmek o kadar önemli bir ölçek ki..

güzellik, çirkinlik, zenginlik,para, güç toplumsal değerlerin belirlenmesini sağlayan en önemli etken sanki bana göre..insanların doğduğundan bu yana,hiçbirimizin asla birbirimizi görmediğimizi düşünsek?
ne kadar çok değer yargısı değişirdi.
bedensel engelli 5 yaşına kadar sağlıklı büyümüş 5 yaşında çocuk felci geçirmiş tam 25 yıllık bir dostum var benim.
onunla birlikte yaşamayı o kadar olağan görüyoruz ki, bastonu hep demokrasi sopası oldu bizim için:) yürüyemediğini söylediğinde ona acımadık hiç,
-tamam yürüyemiyorsun ama bunun içinde bu kadar abartıp sorun yapacak ne var?? olduk hep.
ne okul zamanı pankart asmaktan ,bildiri dağıtmaktan geri kaldı, ne gezmekten..bizde hiç bırakmadık.
birlikteyken ona göre de koşulların çok olağan düzenlendiğini düşünüyorum.
yaşamımızın hep olağan bir parçası oldu.
belki de bu yüzden mesleğinde , insanlarla ilişkilerinde, hep çok başarılı oldu.
biz ona fırsat vermedik hiç, o güçlü olmayı öğrendi.
ama hiç evlenmedi:)
belki evlenmeyi tercih etseydi, kullanmayı da öğrenecekti.
çünkü bizimle yaşamı normal paylaşırken, ailesiyle hala normal yaşamıyor ve onları kullanıyor,bütün eleştirilerimize rağmen.

***
Bir arada yaşadığım ama çok yakın ilişkide olduğum işitme engelli yakınlarım (eşimin annesi, babası ve onların bir dizi arkadaşları), nörolojik ve buna bağlı bir dizi ortopedik problemleri olan bir kızım var (10 yaşında) . Onların dışarıya bakışı demiştik. Maalesef ki benim gözlemim bu bakışın iyi olmadığından yanadır. Neden derseniz.. Dıştan gelen görsel, işitsel yada buna benzer davranışlar onların incinmesine ve farklı şekillerde de olsa tepki vermelerine sebep oluyor. Kendilerine göre engelleri ne ise çok işler başarabileceklerine yada başarmalarına rağmen bunu hissetmemelerine sebep oluyor ve sonuçta da güvensiz ve mutsuz insanlar ortaya çıkıyor. Oysaki; normal statüde kabul edilen insanlar engellilerin normalinin de o olduğuna inansalar bunca duygu karmaşası yaşanmaz. Kapasite ne ise onunla yetinmeyi bilmediğimiz, daha fazlasını istediğimiz ve elimizdeki değerlerle yetinmediğimiz sürece bu çöküntülerle yaşamaya devam edeceğimiz maalesef ki aşikar.

10 yıldır kızımla ve onun karşılaştığı zorluklarla yaşıyorum. Ve en az onun kadar bende etkileniyorum. Eda nın problemi dışarıdan farkedilmeye başlanıldığında gelen sorular, bakışlar ondan önce benim canımı sıkmaya başlamıştı. İster istemez tepkiler veriyordum ama daha sonra oturup düşündüm verdiğim tepkiler bana ne kazandırıyor?? dışarıdan bakanların bakış açılarını değiştiriyor mu????? Kocaman bir hayır elbette. Ve bakışlara ve sorulara tepkisiz kalmaya karar verdim. Aslına bakarsanız karar vermekle olmuyor. Sadece durumu kabul edip içime sindirdim demek daha doğru. Onun içindir ki ne engelliler kendilerini bu hayattan, ne de diğer kişiler kendilerini engellilerden soyutlamalılar. Birlikte yaşanıldığı sürece bakış açısı değişiyor ve her şey daha kolaylaşıyor

***
(...)bazi engellilerin topluma bakisinda, soylediginiz nedenler cok etkili.
yalniz, benim gozledigim bir neden daha var; kendine acimak.
kendine acimak, sadece engelliler icin degil, engelli olmayanlar icin de hayata cok ket vuran bir duygusallik. boyle bir egiliminiz oldugunda, neden bulmak zor olmuyor.
engellilerin zaten hazirda bir nedenleri var. engellerine odaklanip hayatlarini bu engelden dolayi kendilerine acimak uzerine kurduklarinda, kimsenin yapacak birseyi kalmiyor.
soylediginiz her sey, "senin icin hava hos" "tabii, senin tuzun kuru" duvarlarina carpiyor, iletisim kurmaniz mumkun olmuyor.

bu duygular icindeki bir engelli, kendisiyle farkli engele sahip bir baska engelliye bile "sen ..... ozurlusun, kolaysa benim gibi .... ozurlu ol bakalim!" diyebiliyor:)
bence bu, o insan icin isleri cok zorlastirici birsey. elbette, ozellikle sonradan engelli olduysa, bir sure depresyona girmesi, isyan etmesi, herkese kizmasi filan dogal duygular, bunlar beklenir zaten. ama bu halden bir an once siyrilmak, menfaatleri geregidir diye dusunuyorum.

bir de engelli yakini davranislari var, sizin dediginiz gibi, bu konuda onlara cok is dusuyor. nasil cok saglikli bakabilen bir suru engelli varsa, ayni sekilde bakabilen bir suru engelli yakini da var.

ancak, sirf engelli yakini kimligi yuzunden yine kendine aciyan insanlar az degil. bazen, engellileri yakinlarindan cok daha saglikli buluyorum, sorunlari ele alislari bakimindan.
engelli oldugu ve kendisine bazi sorumluluklar yukledigi icin engelli insana kizginlik besleyen guya saglam yakinlar var ki, onlarin tavirlarini gormek cok uzucu oluyor.
sanirim, engelli olan da, engelli olmayan da varolan durumu kabullense ve duygusal davranmaktan vazgecse, cozumlere odaklansa, sorun epey hafifleyecek. tabii, engelli olmayanlarin da destek olmalari cok ise yarar.

SON

Sizce ortada bir sorun var mı?
Bence var.
 
Bana karşı özel bir davranışta bulunmaları gerekmiyor. En çok rahatsız olduğum şey sürekli bana bakılmasıdır, bunu da pek az insan yapıyor. Bunun dışında bir de herhangi bir ihtiyacımı dile getirdiğimde ben yapayım diye atılmalarını sevmiyorum. Çok sık olmasa da bunu yaşıyorum ve "hayır sen yapamazsın" demekten hoşlanmıyorum. Biliyorum ki o iyi niyetle bunu yapıyor ve bu yüzden onu reddetmek beni üzüyor çünkü reddedilmenin onu üzdüğünü düşünüyorum. Onlar ne kadar rahat olursa ben de o kadar rahat olurum. Hastalığımla ilgili sorular rahatsız etmez, cevaplarım ama çok ileri gidilmesi hoşuma gitmez... Sanırım bu kadar...
 
günlük hayatımda beni en cok "aaa topal "anne bak nasıl yürüyor "gibi cümleler sarfeden cocuklar yoruyor diyebilirim
bazılarının meraklı bakısları hatta yorumları beni hic üzmüyor,rahatsız etmiyor.Ama bazıları... Bu olaylar genellikle gelir ve eğitim seviyesi daha düşük muhitlerde oluyor. Öyleki Üniversite yıllarımda bir dönem teyzemlerde kalmak zorunda kalmıştım ve oturduğu mahallede cok fazla cocuk vardı ben sokağa girdiğimde hepsi benimle dalga gecer, yürüyüşümün taklidini yapardı . İçimden o sokaga girmek hiç gecmezdi. (ama mecb urdum) Bu nedenle gece gec saatlerde eve gitmeyi tercih ederdim. Çünkü elimden gelen bir şey olmuyordu anneleri cocuklarına "evladım sus" bile demekten acizdiler. Sanki bu çocuklarının yapmaya hakkı oldugu bir şeydi. Özellikle uyardıgım birkaç tanesi ise "o daha cocuk " cümlesini cok defa sarfetmişitir. Asıl kötü olan ise cocuklara bunun düzgünce anlatılması gerekirken ailelerin "dalga geçme senin de başına gelir","Allah baba onu cezalandırmıs" gibi abuk sabuk laflarla cocuklarını önyargıya itmeleridir.

ben birisiyle görüştüğümde beni oldugum gibi görmesini isterim ne bi eksik ne bi fazla , engelli ve kötü de olabilirim engelli ve iyi de. Objektif olamalarını isterim. haklıysam hakkımı versinler hakksızsam dersimi ama ezmeden yıkmadan
Bana vay be ne azim demelerine gerek yok cünkü ben su an yasadıgım hayattan baska bır hayatı hiç yasamadım. herzaman okul vardı herzaman eglence herzaman arkadaslar herzaman neşe
saygılar
 
:) selam millet... bu siteyi dün gece keshfettim hemen üye oldum ve saatlerce karishtira karishtira bi hal oldum :)

oku oku bitmio yaw...

neyse gelelim bu bashliktaki soruya:
ilk kez karshilashtiim "saalikli" kishiler bana nasil mi davransinlar??

belki bi cogunuzun tuhafina gidicek ama, ben de insanlar merak ettikleri halde bana soru sormadiklarindan raatsis oluom :-D
ya kardeshim merak ediosan neden sormuosun?? hemen oracikta hüngür hüngür aalamaya bashlicam diemi korkuosun?? :-/

bu konuda cocuklara bayiliom :) cok raatlar, sheffaflar... merak ediolar ve soruolar... "aaa nie öle bi tuhaf yürüosun?" ya da "neden tekerlekli sandalyede oturuosun? ne oldu ki sana?? nasil oldu?? düshtün mü yoksa??" vs. vs.. cok tatlilar ya : ))))
bu arada anneleri kizario bozario, kem küm demee bashlio... susturmaya calishiolar ama cok gec... soru yaamuruna tutuldum bile :)
bence cekinmesin anneleri, cünkü bu sorulardan raatsis olmuom ve olmamali die de düshünüom... hatta bicok zaman sorularini cevaplarken bisürü eeleniom bile... ii günüme denk geldiise pantolonumun pacasini kaldirip ortez.imi gösterdiimde yüzlerindeki shashkin ve merakli ifade cok hoshuma gidio... eer cok cok ii bi günüme denk geldiise t.sandalyemde birer tur atmalarina müsade ediom... neyse uzattim biraz galiba...
kisacasi, onlar raat ben raat... biktiim zamanda gidin bashimdan artik die kovuom... ne güsel gecinip gidioss ishte :-D

ama büükler öle diil maalesef :(
görmemeleri gereken bishi görmüsh gibi gözlerini kacirirlar... meraktan catladiklari halde her türlü konuyu konushurlar ama konu oraya gelir gibi olduu zaman hemen cevirirler...

ya ne diim... bence raat olmali... aip bishi yok ki ortada ...

sonra bide yukarida bishi okudum... shu an hatirlamiom tam olarak kim yazdiini... "...onlarin kendi durumlarini kabul ettii kadar, cevreleri de o durumu kabul etse..." die bishi yaziodu...
bu beni düshündürdü doorusu... yoksa bis yeteri kadar kendi durumumuzu kabullenemios mu... eer cevremizdeki bi takim insanlarin bitakim davranishlari bizi raatsiss ediosa, örnein bize acidiklari zaman, bence bu bizim kendimizle halletmemiz gereken bi sorun belki de...

öle ya... aciolarsa acisinlar yaf... isterse bütün dünya acisin, yeterki ben kendime acimiim... haltetmish onlar :)p

selamlar :)
 
merhaba

bu sayfadaki konuda cok ilgimi cekti.9 yıldır engelliyim hertürlü ortama giriyorum hatda yüzlerce insanın arasında bazen tek engelli olarak kaldıgımda oldu insanlar aa neden sandalyede oturuyor diye söz etmekdense hep gülümseyen bir yüzle karşılaştım bence birazda biz engelli insanların abartması neden bakıyor bişeymi dicek yoksaa banamı baktı artık bu tüp sorulardan uzaklaşmak gerekiyor oldu ki sordu neden sandalyedesin cevap bu soruya ne degişirki.gidigim hiç bir ortamda farklı muame görmedim sabit bakışlı bir göze rastlamadım aksine kendimi hiçbir zaman farklı görmedim.bu birazda bizim elimizde hatda tamamen diyebilirim.ben kendi adıma her türlü ortamandanda kendimi eksik etmem ve bir kac insan bana farklı bakıcak dişyede geri cekilmem.vapurdan inerken yüzlerce insanın arasında bende onlarla beraber sıramı bekleyerek iniyorum ve kendimi soyutlamadıgım sürece kimsede beni soyutlmıyacakdır.arkadaşlar biz kendi engelimizi içimizde aşmadıgımız sürece yaşam boyu engeller daima karşımıza cıkıcakdır.
 
yagmurlu bence sen de biraz fazla pembe gözlüklerle bakıyorsun etrafına ya da gerçekten çok şanslı birisin ve çevrende rastladığın herkes fazlasıyla bilinçli..
ben de sıramı bekliyorum heryerde bankada okulda otobüste aklına nerde gelirse.. ama bu beklemenin beni yormadığı anlamına gelmiyor.. neyse bu konuları aştım zaten 8 yıldır kendi tercihimle istanbulda yaşıyorum..

hepiniz ya da çoğunuz iş görüşmesine gitmişsinizdir. eğer gideceğiniz şirkette görüşeceğiniz kişi engelli olduğunuzu bilmiyorsa önce herşey çok güzeldir. görüşme ayarlarlanır Cv niz karşıdaki elemanı etkilemiştir. ta ki görüşmeye gidene kadar adam ya da kadın sizi gördüğünde şaşırır aaa engelliymiş diye düşünür. ve genellikle çok nazik davranır.. Ama sonuç aynıdır.
Bazen CV ime engelliyim diye belirtsem mi diye düşünüyorum en azından engelliye iş vermek istemyenler hiç görüşmeye çağırmaz ne dersiniz.?
 
Bizler Engelliyiz ve Engelsiz insanlardan farklıyız. Bu ayrımı yaparsak bence yolun yarısını aşmış oluruz. Farklı olduğumuz için, farklı davranılması çok doğaldır. Engelli değilmiş gibi davranmak bizleri daha zor durumlara düşürür. Otobüste, bankada vb. yerlerde sıra beklemek, bizim için zor bir iştir. Marketlerde, bankalarda, taşıma araçlarında bizlere öncelik verilmelidir. Yollar, kaldırımlar bizlere uygun olmalıdır. Çevremizdeki insanlar işlerimizi kolaştırıcı yardımlarda bulunmalıdırlar. Çünkü ben ENGELSİZ olsaydım böyle yapardım.
Saygı ve sevgilerimle.
 
Ben baskalarının bize olan bakısının % 90 lık kısmının bizim kendimize nasıl baktıgımız gercegiyle sekillendigini dusunuyorum.Kendini eksik yarım goren biri bunu karsısındakine de hissettirecektir.Acıkcası ben boyle bir sıkıntı yasamıyorum.Kendimle bol bol dalga geciyorum.Ve biliyorumki ben felcli bacaklarımdan daha cok seyler ifade eden biriyim.Hayatımı ve insanlarla olan ilişkilerimi bu dogrultuda sekillendirdigimden sorun yasamıyorum diye bilirim.
Sorulan sorular ise beni hiç rahatsız etmiyor,cevaplıyorum.
Peki rahatsız oldugum hicbir an olmuyor mu?oluyor:mesela guzel bir kız goruyorum bazan.Ama bu guzellik sıfatını sonuna kadar hak eden bir kız...
İşte o an gorunmez bir yumruk yiyorum biryerlerden.İcimde sıcak birseyler buza donusuyor...
Cıglık cıglıga içimdeki ucurumdan birşeyler yuvarlanıyor...
Eski halimi ozluyorum...Askeri lise ogrencisi gibi kasıla kasıla yurudugum gunleri ozluyorum.
Belki bu bahsettigim kızları o zamanda elde edemeyecektim ama kendimi bu kadar caresiz hissetmek acı...
Ama asla yıkılmıyorum.Kendimi toparlıyor ve hayata devam ediyorum...Hayat dedigimiz de bu degil mi? Devam etmek ...Herşeye ragmen...
 
Merhaba arkadaşlar
Bu soru bana zaman zaman sorulur...''Sana nasıl davranmalıyım ''diye ben de kendilerine'' diğer insanlara nasıl davranıyorsan bana da öyle davran'' derim.Benim sandalye kullanmamdan başka onlardan bir farkımın olduğunu düşünmüyorum ,sandalyem benim gözlüğüm kadar önemli.
17 yıldır sandalyemle yaşıyorum...İlk zamanlarda insanların bana nasıl davrandığı önemliydi benim için ama yaşam içinde çok kısa zamanda kararımı verdim.İnsanlara bana nasıl davranmalarını istiyorsam öyle davrandım.Yaşantımı sakatlığıma endekslemeden her ne istiyorsam yaparak,yaşayarak.Sordukları her soruya cevap verdim çok özele girmedikleri sürece ama birkaç kişiye bazı özel şeyleride söyledim sakatları yanlış tanımamaları adına :)
Ben insanlardan farklı bir yaklaşım beklemiyorum bir bayana nasıl yaklaşılırsa öyle yaklaşsınlar ...
Bunuda çevremize biz öğretmeliyiz sadece biz...Bunu yaparkende çok dikkatli davranmalıyız ,yapacağımız bir yanlış tüm camiamızı etkiler
Ben kendi adıma 11 yıldır bu anlamda bir görev üstlendim:geleceğin büyük insanlarına, 3-6 yaş aralarındaki çocuklarıma sakatlığı ve sakatı anlatmaya çalışıyorum her sorduğu soruyu onun anlayacağı şekilde anlatarak hatta çoğu zaman onları sandalyemle ilgilenmelerine izin vererek bazen onu kullanmalarını sağlayarak .Anlaşılacağı üzre ben bir çocuk yuvasında çalışıyorum ve onların yapmacıksız açıksözlülüğüne bayılıyorum
:D
arkadaşlar hayat bir aynadır,aynaya nasıl bakarsanız size onu gösterir
sevgiyle kalın :)
 
[size=4]arkadaşlar hayat bir aynadır,aynaya nasıl bakarsanız size onu gösterir sevgiyle kalın [/size]

Evet işte bu :) cincin ne güzel anlatmışsın kesinlikle haklısın ben de böyle düşünüyorum ve bunu da her fırsatta herkesle paylaşıyorum ki tüm dostlarım, hayatı paylaştıklarım, benim için çok önemli ve onların huzurlu yansımaları yaşamımızı aydınlatıyor, sen çok şanslısın etrafında zaten bir sürü minik pırıltı var :) bir çocuğa dalıp gidince ne kadar üzgün olursam olayım tebessüm etmeden geçemiyorum onlar doğal terapi gibi :)
 
:) evet çiğdem ben de kendimi çok şanslı buluyorum....çocuklar endoğal terapi benim için hatta yaşam kaynağım diyebilirim :D
 
kocaman bir soru nasıl davranalım.en çok karşılaştığım sorulardan biri insanlarla dialoğa girdiğiniz zaman size hemen soruyorlar sizin için ne yapabilirim yada size nasıl hitap edelim.sakatmı?engellimi?özürlümü?
ben soruyorum benim adım var adımla hitap edebilirsin diye o zaman şakınlıkla beraber haklısınız diyorlar.
bana nasıl davransınlar,çok basit insan gibi hiç bir engelli arkadaşım her halde özel ilgi istemez veya özel davranış bir arkadaşın yazdıklarına katılıyorum.
çocuklarla söyleşilere katılıyorum okullarda veya eğitim kamplarında çok doğal çok temiz sorular alıyorum sizin aşık olup olmadığınızdan tutunda yürüyüş şeklinize kadar çocukların sordukları acıtmıyor ama bir yetişkin karşınıza çıkıpta neden oldu nasıl oldu çok da yakışıklısın bula bula seni mi buldu gibi bir sürü saçmalık.
ben ayhan olarak bana davranışların insan gibi olmasını isterim beni bakışlar rahatsız etmez zırvalıklar çileden çıkarır.
:lol:
 
evet dimi ah ah pekte güzelmiş, pekte yakışıklıymış :) ben evde temizlik yaparken babannem hala der vah yavrumm bide ayağın söyle olmasaydı :) sanki o zaman ne olacaksa :) eskiden yaaa anne yaa bişey söyle şu babanneme der işi gücü bırakır oturup ağlardım, şimdi gülüp geçiyorum, kendi ailemin içinde hala boyle konuşanlar varken dışarıdan gelen tepkilere tepkisizleştim artık, duymak istemediğim şeyleri duymuyorum...
yaa tabii bazen insanın ruh hali kötü oluyor o zaman zaten iyi bişeyde söylense sen onu yanlış anlıyorsun böyle zamanlara denk gelince pekte tepkisiz kalamıyorum..
 
kabullenmek..

benim engelim fizyolojik oldugundan yani disardan pek anlasilmadigindan tuhaf bakislara ya da sorulara pek maruz kalmiyorum ama ben bir yolunu bulup yeni tanistigim kisilere mutlaka hastaligimdan bahsederim. Cunku bu hastalik turkiyede cok sIk goruluyor ve ne kadar cok insan duyarsa o kadar bilincli oluruz diye dusunuyorum ve elimden geleni yapiyorum. Hastaligimi kendi cevreme anlatiyorum ve bana soru sorulmasindan da cok hoslaniyorum. Ben insanlarin engellilere ilgili davranmasini isterim.

Ben engellilere nasil davraniyorum? Cocukken en sevdigim arkadaslarimdan birinin sol ayagi tam gelismemisti ve ben arkadasimi cok sevmeme, her zaman onunla vakit gecirmeme ragmen ne zaman onun ayagini gorsem (genelde ayaginda protez oldugundan gormezdim) bagira cagira yanindan kacardim, yaptigimin kotu birsey oldugunu bilmeme ragmen kendime engel olamazdim. Neyse ki arkadasim bunu hicbir zaman kotu karsilamadi. Simdi erkek arkadasimin elinde de benzer bir problem var ve ben bagira cagira kacmiyorum artik.. Ama cocukken niye boyle yaptigimi dusunuyorum da belki de sokaklarda gordugum dilenciler yuzunden, cok korkuyordum cunku onlardan ve onlarin da benzer bedensel problemleri vardi. Arkadasimi onlarla ozdeslestiriyordum sanirim.

Engellilerin daha cok sosyal hayat icinde olmasi gerekiyor kendilerini kabul ettirebilmeleri, normal olduklarini gosterebilmeleri icin.. Eger bir cocuk engellileri sadece dilencilerden ibaret saniyorsa ne olacak? belki buyudugunde de fikri degismeyecek. Muhtemelen yollarin bozuk olmasi, sehir hayatinin engellilere uygun olmadigini geciriyorsunuz icinizden ama kendimizi gostermezsek, sayica cok oldugumuzu belli etmezsek, duzgun yollar, rampalar, asansorlere ihtiyaci olan ne cok insan oldugunu gostermezsek hep azinlikta kalacagiz. Burada pek cok insan `kendimizi gosterelim, mucadele edelim, birlik olalim` vs diyor. Umarim disari cikmaktan cekinmiyor ve yapabildiginiz olcude kendi isinizi kendiniz yapiyorsunuzdur. Bir arkadasin yazisini okudum az once, koltuk degnekli oldugu icin sokaktaki cocuklar alay ediyormus onunla, keske o arkadas kadar herkes cesur olsa ve kendini gostermekten cekinmese..
Son soz: Butun engellileri engelleriyle barisik olarak sosyal hayatin icinde gormek isterim ve diger insanlarin da bu durumda engellilerin normal bir insan oldugunu artik anlayabileceklerini saniyorum. Cunku birseyi ne kadar cok gorursek, o kadar benimseriz. Engellilerle ilgili NORMAL dusuncelere sahip insanlar da zaten engelli yakini, tanidigi, arkadasi olan kimseler.. Dusuncelerimi daha kisa olarak ifade edecek yetenekte olmadigim icin kusuruma bakmayin, sinemada, pastanede, bankada, sokakta gorusmek umuduyla,...
 
Diğer insanlara nasıl davranıyorlarsa öyle davranmalarını beklerim.
Abartılı , meraklı davranışlardan, benzetmelerden ( bizim bilmemkimin bilmemnesi aynı senin gibiii! ) hoşlanmıyorum. Davranışlar eğitim , görgü ve kültür seviyesi ile orantılı oluyor tabii :) Özellikle densizlik yapanlarla muhatap olmayıp , hemen sınırı çizerim.

Geçen gün bilgisayarımdaki çocukluk fotoğrafıma bakıyorum , 2,5 yaşında ve engelsiz halim :) İşyerinden bir arkadaş gördü ve şaşırdı “ Yaaa işte ne oldum demiyecen , ne olacam diycen !! ” ( şimdi bu laf ne anlama geliyor? :) ) Hiç istifimi bozmayıp “ Haklısın , kimsenin yarına ne olacağı belli değil , allah korusun çocuklarınızı ” :) ve mosmorr oldu . Genelde bu tip durumlarla karşılaştığımda mutlaka verecek bir cevabım vardır :) . Hemen cevap veremediğim durumlarda ise aklımın bir köşesine not edip , günü geldiğinde ( ki mutlaka gelir :) ) dolaylı fakat anlaşılacak netlikte cevap veririm. Ama ne sinirlenirim ne de kafaya takıp üzülürüm.

“Eğer bir dış etken seni üzerse, Duyduğun acı o şeyin kendisinden değil, Senin ona verdiğin değerden geliyordur. Onu da her an ortadan kaldırma gücün vardır.”
Marcus Aunelius
 
Ya farklıyız bize normal davranmalarını bekleyemeğiz tabii ki
mesela dışarda biri gördüğünde ya dikkatle bakıp ilgilenmemesini yada çok merak etti ise gelip sormasını tercih ederim
iş icabı biri ile tanışıp, konuşduğumuzda ise önce iş gereği bir diyalog kurulmasını tercih ederim eğer iş bitip konu sohbete dönerse engellimden de bahsedilebilir tabii bu beni çok da üzmez
Ve çocuklar ah çocuklar onlara ne kızılabiliyor nede herzaman gülünebiliyor
.
 
Bir engelliyle karşılıştığımda zaman zaman ve kişiye bağlı olarak ondan rahatsızlık duyar, tiksinir, huzursuz olur ve uzaklaşma isteği duyarım. Çünkü sağlıklı insanların da zaman zman böyle düşündüklerini hissediyorum.
 
hö??
=) enteresan! zaman zaman duyduun bu rahatsizlik, tiksinti, huzursuzluk ve uzaklashma istei o kishinin engeliile alakali mi diil mi? pek anliamadim burasini...
ve saalikli kishiler öle düshünüo die mi sen de öle düshünüosun, myratyilmaz?
 
Merhabalar,
5 yıldır aynı işimde çalışmaya devam etmekteyim.Engelim sol kolumda olduğu için insanların engelimi farketmeleri zaman alabiliyor.5 yıl önce tanıdığım arkadaşım geçenlerde öğrenmiş benim kolumdaki kasılmanın engel olduğunu.Hala arkadaşlığımız devam ediyor.Aslında engelli olmak demek arkadaş grubunun tamamının engelli olması demek değildir.Kafa yapısı olarak bizler arada fark oluşturabilecek takıntılardan kurtulduğumuz zaman hayat daha yaşanır olacaktır.Biz engelliler acınılmayı beklemiyoruz kesinlikle.İnsan olmanın gereği İNSANCA MUAMELE tek ihtiyacımız olan..
Hepimiz bu hayatın birer ferdiyiz.O halde acınılmaya,küçümsenmeye hatta hafife alınmaya hiç vaktimiz yok.Bunu birçok insan başarıyor benim çevremde..Minnettarım hepsine,
İnsan olmanın ölçüsünde İNSANCA MUAMELE..Sevgilerimle
 
myratyilmaz' Alıntı:
Bir engelliyle karşılıştığımda zaman zaman ve kişiye bağlı olarak ondan rahatsızlık duyar, tiksinir, huzursuz olur ve uzaklaşma isteği duyarım. Çünkü sağlıklı insanların da zaman zman böyle düşündüklerini hissediyorum.

Ben de anlamadım bu tiksinti kişinin şahsıyla ilgili mi oluyor yoksa, engeliyle ilgili mi :?:
Engeliyle ilgiliyse, neden böyle hissettiğini düşündün mü :?:
 
Ençok şaırdığımda işitme cihazını gören bağırarak anlatmaya başlıyor hayret bişi ya zaten işitmeyi ayarlasın diye cihaz var ne bağırıyosun demi ,bide acımıyolarmı ,pekte gençsin sanki tüm engeller yaşlılarda şık durur rahtsız ediyo beni böle şeyler normal davransınlar normal insan gibi yeter....
 
Önceden cidden insanlarin bana bakışlarını yadırgıyordum ama..

"insan herşeye alışıyor"
 
Re: Sağlıklı kişilerin size nasıl davranmasını istersiniz?

Himmm bende bi cvp. vereyim dedim, 2-3 sene öncesine kadar hastalığım hakkında hiç kimseye bir açıklama yapmazdım bunun nedeni orta okulda dışlanmamdan kaynaklandı sanırım, sınıf arkadaşlarıma, öğretmenlerime bunu binlerce kes anlatmama rağmen bazıları anlamak istemiyorlar ve yanlış anlıyorlardı hatta bir keresinde orta okul yıllarımın ilk günlerinde 1 ay tek başıma oturtmuşlardı beni nedeni de bulaşıcı falan olabilirmiş :cry: tabiki bu onların cahilliğinden kaynaklanıyordu daha sonra her öğretmene bilgi mahiyetinde talasemi hk. yazılar götürerek onları bilinçlendirmeye çalışıyordum, şimdilerde ise bana bir şey sorulmamasına karşın tüm tanıdıklarıma her muhabbet esnasında talasemi konusunda bilgiler veriyorum Ya talasemi deyince dinlemeden hastalığımı hemen ön yargılı olmaları beni bazen cileden çıkartıyor, ve çevremde bir çok arkadaşım var ki hep acır bakışlardan yakınıyorlar yani bu çok zoruma gidiyyorrrr... Bana Hastasın diyeneleri boğasım gelior hehe :D
 
yaa imren allam senin bu yazdiklarini okudukca ben cileden cikiyom, bana hep iyi insanlar mi denk gelmis? nasil olmus ben anlamadim, cevremde cok fazla hastaligini gizleyen insan var ve de gorunumleri de oyle anormal tuhaf degil ama hastane ve hastalik konusunda konusmaktan hoslanmiyorlar iste,,, bana denk gelse senin muhatap oldugun bu insanlar napardim bilmiyorum valla ben de belki konusmamayi secerdim ama dogru haklisin, 'bulasici mi?' diye soruyorlar, ben de bir kahkaha atiyorum,,, :D sormak ayip degil ama bilmeden oyle seni bir ay yalniz basina oturtmalari yani benim de aklimdan cok fena seyler geciyor onlarla ilgili... bunlar pedagoji filan okumamis, ne bicim hocalarmis yav??
car car konusalim thalasemi hakkinda, bak ne guzel oluyor.. :)
 
Merhaba Bülent
Bende bu başlığı neden görmemişim çok şaşırdım doğrusu ama yine de (geç kalmadığımı düşünüyorum) :lol:
Bende çok karşılaşmışımdır sorularla ve bakışlarla.
İlk engelimi tanımam İlköğretim okuluna yazılmaya gittiğim en mutlu günümde sayın müdürün bana bakışı ve siz kızınızı özel okula yazdırın ben onu bu okula diger öğrencilerin yanına kayıt edemem demesi olmuştu.
Çocuk yaştaki o ağır psikolojiyi bir hayal edin ne kadar kötü bir başlangıç hayata degil mi.. :( ve sonuçta biz kazandık. Benim babamın sayesinde okulla kaydım yapıldı arkadaşlarım tarafından sevilen bir kişiydim ama içimdeki o sıkıntı yıllarca benimle beraberdi ama ben bunu aştım ve başarı olmaya kendimi hazırladım ama ben ailemin destekleriyle okulumu tamamladım şu anda açıköğretim'e devam ediyorum.
Yıllar sonra ben ehliyet kursun'a yazıldım şansa bakın çünkü (duyar gibiyim hadi yaa dediğinizi) :) milli eğitimin gözetmen olarak atadığı müfettiş benim okul müdürüm çıktı.Ben arabaya bindim aaaa sen benim öğrencimsin hangi senelerde bitirdin dedi! bende hocam beni tanımadınızmı ben sizin özel okula gitmemi söylemiştiniz ama ben sizin okuldan mezun oldum.Ben yılmadım başarılarımı devam etirmeye çalışıyorum.açıköğetimde okuyorum
Bence biz engelliler yaşama dört elle sarılmalıyız ve kendimizi topluma kazandırmalıyız diye düşünüyorum...
İnsanlar bizleri gördükleri zaman ilk tepkileri aaa neyiniz var hastamısınız yardıma ihtiyacınız varmı diye sorarlar ama biz onlara açıklama yapmak durumun kalıyoruz ama artık toplumun içinde bizlerde olduğumuz için artık eskisi gibi gözlerle ben karşılaşmıyorum çünkü kendimizi benimsettiğimizi ve yeterli olmasada sesimizi duyurduğumuza inanıyorum eskisi gibi evlere kapanmıyoruz ben çevremde oldukça engelli arkadaşımı sosyal olarak görüyorum.
Bence bizler kendi adımıza birşeyler yapmalıyız sosyal aktivetilere katılıp ve yeni şeyler öğrenip ufkumuzu genişletmeliyiz diye düşünüyorum :D
 
Üst Alt