[size=4]
Engellilerin eğitimi
Öylesine büyük eğitim sorunlarımız var ki, içinde boğulup gidiyoruz. Günlük eğitim problemleriyle boğuşurken, okulöncesi ve engellilerin eğitimlerine pek fırsat kalmıyor.
Oysa ülkemizde milyonlarca engelli var. Ortopedik engellilerden görmeyenlere, işitme engellilerden otistiklere kadar öylesine çok çocuğumuz ve gencimiz var ki, heba olup gidiyorlar.
Oysa onların da en iyi eğitimi almaya hakları var. Ama bunu başaramıyoruz.
İşitme engellileri temsilen dün bir grup veli ve eğitimci geldi. Anlattıkları öylesine ilginçti ki, toplum olarak utanç duydum.
20 yıl öncesine kadar, farklı bir programda eğitim aldıkları için diplomalarına, "Bir üst düzey eğitimden yararlanamaz" ibaresi konuluyormuş. Şimdi o kaldırılmış ama en iyi okullarda okuma şansları yok. Çünkü OKS, ÖSS gibi sınavlarda kendilerine yönelik bir düzenleme söz konusu değil. Herhangi bir şekilde kazansalar bile gittikleri okullarda öğrenimlerini devam ettirmeleri mümkün değil. Çünkü altyapı yok.
Görmeyenler, bu konuda büyük mücadele verdiler ve önemli kazanımlar elde ettiler. Artık en iyi üniversitelere de girebiliyor, öğrenimlerini de sürdürebiliyorlar. Aralarından milletvekili bile çıkardılar.
İşitme engelliler de tıpkı görme engellilerde olduğu gibi, kendilerine de ÖSS ve OKS'de özel bir ortam sağlanmasını, bazı sorulardan muaf tutulmalarını istiyorlar.
Örneğin görme engellilere nasıl ki şekilli sorular sorulmuyorsa, kendilerine de soyut kavramlara yönelik soruların sorulmamasını arzu ediyorlar.
Son teknolojik gelişmelerle işitme kayıpları en alt düzeye indirilebiliyor. Ama yine de 0-12 ay arasında bebeklerin işitsel davranım özelliklerine karşı çok dikkatli olmanız gerekiyor. Örneğin, sık sık kulak iltihapları yaşıyorsa, konuşmada bozukluk, ton, ritim, vurgu özellikleri yoksa, hiç konuşamıyorsa, basit kelimeleri bile yanlış söylüyorsa, seslenildiğinde fark edemiyorsa, acilen bir doktora götürmenizde yarar var.
Neler istiyorlar?
İşitme engelliler ve aileleri bir dernek çatısı altında toplanarak, daha iyi eğitim konusundaki mücadelelerine devamlılık kazandırmak istiyorlar. Ortaöğretim Kurumları Giriş Sınavı'na (OKS) yönelik olarak istekleri var.
İşte onlardan bazıları:
* OKS'de ek zaman tanınması.
* Bazı sorulardan (ağır paragraf sorularından) muaf tutulması.
* Bazı soruların görsel olarak (resimli, karikatürize edilerek koyu renkli yazılarak) sorulması.
* Sınav gözetmeninin, işitme engelli çocuklarla çalışmış doğal sözel, işitsel yöntemi ve işaret dilini kullanabilecek beceriye sahip, tecrübeli öğretmenlerden seçilmesi.
* Değerlendirmenin işitme engelli bireyi tanıyan meslek elemanlarından oluşan özel bir komisyon tarafından yapılması.
* Değerlendirme yapılırken katsayıların kendi içlerinde farklı katsayı ile çarpılması.
İsteklerden bazıları makul olabilir. Ama bazıları var ki, sosyal adalet ilkesine aykırı bulunabilir. Bu yüzden oturulup enine boyuna konuşulması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı Sınavlar Dairesi yetkilileri, kendilerine bu yönde gelecek isteklerin değerlendirmeye alınabileceğini söylediler. Umarız, bu sözde kalmaz.
İşitme engellilere yönelik öğrenim kurumlarının sadece ilköğretimle sınırlı kalmaması, liselerin de açılması gerekir. Ayrıca büyüklüğüne göre her ile bir ya da birkaç okulda karma eğitim ortamı sağlanmalıdır. Örneğin, bazı derslere iki öğretmen girebilir ve öğretmenlerden birisi dersini normal yolla anlatırken, diğeri işaret diliyle anlatanları öğrencilerin dikkatine sunabilir.
Eğer çocuklarımızın geleceğine önem veriyorsak, hiçbir ayrım gözetmeksizin onlara her türlü olanağı sağlamalıyız.
aguclu@milliyet.com.tr
Milliyet Gazetesi [/size]