Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Engellilere yapılan iyilik, kötülük müdür aslında! [Tartışma]

kuyucak

Üye
Üyelik
15 Mar 2007
Konular
50
Mesajlar
860
Reaksiyonlar
0
ENGELLİYE YAPILAN İYİLİK, KÖTÜLÜK MÜDÜR ASLINDA?

Kötülük yapmanın salt karşılığı olarak düşünmeyin iyiliği.. Kötülük karşındaki kişi yada kişilere hatta toplumlara bilerek, isteyerek kalıcı zararlar vermektir.. İyilik ise tam tersi durum olarak algılanır.. Hiçbir çıkar amacı düşünülmeden yapılan bir eylem olarak düşünülür.. Bunun eylem olması da gerekmez.. Hatalar ile bütünleşmek bile iyilik olarak bilinir çoğu zaman.. İyi olmanın temellerinde (iyi insan için) verdiklerinde yada desteklerinde kendi çıkarı olmamasıdır.. Hatta kendisine maddi manevi zararı bile olabilir verdiklerinin yada desteklerinin.. Zamanı gider hiç olmazsa.. İyilik alan ise, iyilik vereni yükümlü bilir.. İyilik yapmakla yükümlüdür o.. O bu verdiklerini ve desteklerini iyi olduğu için yapmaktadır.. Hatta mecburdur ; Çünkü iyidir, ve iyi olan bunları yapmaya mecburdur.. İyiliğin kaynağının ne olduğu önemli değildir.. İster kişisel tatmin olsun, ister öbür dünya hesapları.. İyilik yapanın bilinip bilinmemesi de önemli değildir.. Önemli olan iyilik alanı köleleştirmektir..

Garip bir durumdur aslında iyilik alanla, iyilik veren arasındaki ilişki.. Sanki birbirine bağımlı hale gelmektedirler.. Sanki biri olmazsa, öteki olamayacaktır.. Bu döngü içinde yuvarlanıp giderler, gidebildikleri kadar.. Dikkat edin, döngü diyorum.. Bu döngü beraberinde çok şey getirmektedir yaşamda bedel olarak bizlere.. İyilik veren, vermenin kölesi oluyor, bitap düşüyor.. İyilik alansa almanın rehaveti içinde, almanın kölesi oluyor.. Almadan yaşayamaz hale geliyor.. Bu garip döngü kırıldığı anda –illa kırılır her döngü- iyilik alanla veren yaşayamaz hale geliyorlar..

Ne dersiniz bu durumda iyilik etmek, en büyük kötülük olmuyor mu? İyilik almakta en büyük kötülük olmuyor mu kişinin kendisine? En kalıcı olanından hem de..Kötülüğün tanımında bilerek isteyerek verilen kalıcı zararlar demiştim.. Burada ne diyeceğiz, bilmeden ama gönül rahatlığı içinde işlenen kötülüktür, bağımlılık yaratan iyilikler diyebilir miyiz?

Bu olayı salt engelliler açısından düşünmeyin lütfen.. Fakat her olayda olduğu gibi , toplumun yaşadıklarının kat kat fazlasını burada gözlemleyebilirsiniz.. Engelliler gönül rahatlığı içinde iyilik kabul etmektedir üstelik.. İyilik verenlerde aynı gönül rahatlığı içinde, iyilik yapmaktadır engellilere.. Kendilerinin ufak tefek zorlanmalar karşılığında yapabilecekleri işleri yapması bile engellenmektedir, engellilerin.. Anne, baba, kardeş, akraba, arkadaş ‘’iyiliğine’’ maruz kalmış, yüz binlerce engelliye aslında en kalıcı kötülükler edilmektedir..

Ne diyelim öyleyse.. Yaşasın kötülük mü? Yaşamı bağımsız yaşatabilecekse bir engelliye kötülük, hırslandıracaksa, sakıncası yok derim ben kötülüğün.. Yıkmasın ama, dikkat edin..
Bu karşılıklı köleleşmeyi kırmak lazım bir yerinden..

Aslında bu konudaki gerçek fikrim; İyilik alacak insan kalmayıncaya kadar kötü olmak lazım.. İyilik eşitsizliği özümsemek bence.. Hiçbir insan iyilik almaya mahkum olmamalıdır..
 
Anarşist Hasan aldı kalemi eline :)

Aslında "iyilik" deyince ne anladığımıza bağlı her şey. Yapılan iyilik bir bağımlılığa, bir hiyerarşiye, bir güçsüzleştirmeye ve hepsinden önemlisi, tüm bunlara sebep olan kötü sistemin yıkılmasını sağlayacak potansiyelin/patlamanın yok olmasına/doğamamasına neden oluyorsa, evet, iyilik aslında kötülük oluveriyor.
İşte ne bilim, politika yapıcıların kömür dağıtması, muhtaçlık maaşı dağıtması, Afrika'ya yiyecek yardımı yapılması... Hepsi iyi şeyler özünde, ama işte son tahlilde o iyiliklerden yoksun kalsa insanlar, kendilerini ve milyarlaca insanı o hale düşüren sisteme karşı isyan edebilirler! İşte bu "sosyal patlama"nın olmaması için "iyilik" şart!
 
iyilik ve kötülük iki anlamda ki kelimeler olsada arkadaşlar tüccar zihniyeti ile değerlendirdiklerinden ikisinide aynı anlamda nitelemeleri normal gözüküyor.
Gazalinin bir lafı aklıma geldi "Kim ne ise herkesi kendi gibi görür" yani hırsız herkesi kendi gibi hırsız bilirmiş.

İyilik ve kötülüğü iki şekilde incelememiz lazım;

Birincisi menfaat açısından yapılan iyilikler gerçekten kuyucak'ın anlattığı gibi aslında iyilikten çıkıp insanları köleleştirme açısından yapılan en büyük kötülüğe dönüşmektedir. İnsanların menfaatleri doğrultusunda yaptıkları iyilik gerçek kötülüklerden biridir.

İkincisi insanlık açısından insanı insan eden en büyük özellik İYİLİK bu değeri taşımayan insan insan olabilir mi? Kötülük ise toplum yararına olan değerlere verilen biliçli veya bilinçsiz zararlar bu kategoridedir.
Bu olayları sakatlar açısından değilde tüm insanlar açısından değerlendirmeliyiz.

İYİLİK YAP DENİZE AT BALIK BİLMEZSE HALİK BİLİR.
 
Taaa 13 yıl önce bu konuda bir yazı yazmıştım. Epey zaman geçmesine rağmen güncelliğini koruyor. Site ana sayfasında olduğu için yeni arkadaşlarca okunmuyor. :( Zaman zaman link vermek gerekiyor:

İYİLİK ÜZERİNE

Bugün bu yazıya ekleyeceğim bir iki şey var:
"İyilik" ve "kötülük" kavramları; -her ne kadar toplumun genelinde kabul edilmiş anlamları olsa dahi- soyut ve göreceli kavramlardır. Linkini verdiğim yazıda değindiğim "Toplumların ekonomik ilişkileri içerisinde "DURUMLARI ve ÇIKARLARI" birbirine taban tabana zıt iki ayrı insan kümesi için anlamları birbirinin tam tersi olabilir. O nedenle bunları genellemekten mümkün olduğunca kaçınıp, ayrı ayrı ve somut örneklerle ele almak gerektiğini düşünüyorum.

OturanBoğa'nın dediği: İşte ne bilim, politika yapıcıların kömür dağıtması, muhtaçlık maaşı dağıtması... gibi..

Bir de "sosyal devlet" diye bir kavram var… Burada: Sosyal Devlet İlkesi bir çok tanımı var.. Bir tanesi de: "Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir." Yani bizim burada "iyilik mi, kötülük mü acaba" diye sorduğumuz eylemlerin büyük bir kısmı; sosyal devletin gerekleri.. Bir diğer deyişle "pozitif ayrımcılık"ın ta kendisi..

Lâkin, "sömürü/istismar" deyince ellerinden "bir uçanla bir kaçan"ın kurtulduğu politika yapıcılarımız bu güzellikleri de sapına kadar sömürüyorlar! Bütün bu yardımlar muhtaçlık aylıkları vb. sosyal devletin görevidir! Ama partiler ve belediyeler bunları "iyilik" yapıyoruz diye lanse ettiklerinde işin rengi değişiyor ve bizi de yanıltıyor!

Sosyal devletin bir başka görevi de; (öyle olması gerek, henüz rastlamadım yazılı olarak tanımına) "güçsüzlere yaptığı yardımın yanı sıra onları rehabilite ederek, sorumluluk sahibi olmalarını ve böylece topluma yararlı bir birey olmalarını sağlamaktır" olmalı! Bu yapılmadığı sürece daha çooook tartışırız buralarda, "iyilik mi" "kötülük mü" diye… :(
 
Bilinçli olarak yapılan toplumun yapısından ayrı tutmaya yarayan iyilikler iyilik değildir ...(Doğuda çalıştığım zamanlarda köylerini terk etmek zorunda kalan sağlam bireylere yapılan iyilikler sonrasında üretkenliği yok edip etliye sütlüye dokunma düşüncesini doğurmuştu)

Baben ustanın dediği gibi topluma kazandırma çalışmaları olmadıkça yapılan iyilikler sus payıdır ...
 
[FONT=Verdana]Bu forumlarda iyilik ve kötülüğü engellilere bağlanmadan konuşmak isterdim. Herşeyi eninde sonunda engelli olmakla ilişkilendirince kendimi sınırlanmış gibi duyumsuyorum. [/FONT]

[FONT=Verdana]Kötülüğü yalnızca bireye ya da topluma bilerek zarar vermek olarak nitelendirmiyorum ben. Kötülük ahlaksal bir sorundur. Kişi, bilmeyerek de bir başkasına zarar verebilir. Hatta kendine bile… [/FONT]

[FONT=Verdana]Örneğin, engelli çocuğu olan ebeveynler, çocuklarına “yapamaz, başaramaz” diyerek onlara büyük bir kötülük ettiklerinin ayrımında değiller. Yada, engelli çocuklarını diğerlerine göre, daha değersiz görüyor ve bunu da hissettiriyorlar. Evlenmelerine bile izin vermiyorlar. [/FONT]

[FONT=Verdana]Bence, iyilik bir başkasına yararlı olmaktır. Ama kime? İşte bunun ayrımını iyi koymak gerekiyor. İnsan iyi belledikleri sever. Kötü bellediklerinden uzak durur. Öyleyse, insan, seçimini yaparak, dost/iyi bellediklerine özveri de bulunuyorsa, bu davranış o kişiyi değerli kılar. Çünkü, insan dostlarına iyilik borçludur. Bu anlamda, yararlı olanın insanı köleleştireceğine inanmıyorum. Aksine, insanı özgürleştirir. [/FONT]

[FONT=Verdana]Çünkü, iyilik gören, iyi olur. Kötülük gören, kötü olur. [/FONT]

[FONT=Verdana]İyi ya da kötü olmak bir seçimdir. Yine iyi bir insan olmak, mutluluk getirir bana göre. [/FONT]

[FONT=Verdana]Neden peki? Çünkü, insanlar arasında, kin, kavga, geçimsizlik kaos yaratır. İyi olmak, dostluğu ya da dayanışmayı, yardımseverliği geliştirir. [/FONT]

[FONT=Verdana]Ama dünyada salt anlamda, iyilik ve kötülük olmadığı gibi insan da da yoktur. [/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Kötülük bilgisizlikten gelir. Eğer, bir insan kötüyü seçiyorsa, iyi olanı bilmediğindendir. [/FONT]

[FONT=Verdana]Engellilerle ilgili boyutuna yeniden gelecek olursam,[/FONT]
[FONT=Verdana][/FONT]
[FONT=Verdana]Ben merdiven çıkarken elimde ağır yükler varsa, elimdeki yükleri taşıması için bir insandan yardım istiyorsam, bu beni ne gocunduruyor. Ne de karşımdaki insanın boyunduruğu altına giriyorum. Aksine, o insana yaklaşıyorum. O insanla iletişim kuruyorum. İnsan olmanın gereğini yüreğimde duyumsuyorum. İnsanları seviyorum. [/FONT]

[FONT=Verdana]Ama Kuyucak’ın dediği gibi, yapabileceğim işleri yapamayacağım gerekçesiyle, sınırlandırılıyorsam, özgüvenim zedeleniyorsa, bu o kişiye yapılmış bir kötülüktür. [/FONT]

[FONT=Verdana]Benim felsefem, yaşasın iyilik. İçgüdülerinin esiri olan, karanlıkta yaşayan, çürük inançlar peşinde koşanın işidir kötülük… İnsanın işi ise, insan gibi yaşamaktır. Bu dünyada kötü günlerimde bir el uzanıyorsa bana, sevgiyi, dostluğu öğretiyorsa bana, iyinin gücünü duyumsarım ruhumda… İşte o zaman dünyada iyi görünür bana… Daha ne olsun![/FONT]
 
iyilik derken bu yardım demek istediniz sanırım.cünki adı üstünde engelli herseyi sınırlı yapabilen demektir.tabiki yardım edicekler gerektiginde bu insanlık gereyi .bizlere yardım edip misal bir bardak su vermek saglıklı insanlar icin sevap isleme fırsatı demektir.iste herkes aynı pencereden bakmıyor dünyaya
 
Yeri gelmemişken yapılan iyilik "Tanrıcılık" oynamak gibidir... İyiliğin de yeri ve zamanı olmalı... İhsan etmek insanlara değil Allah'a mahsustur... Şayet engelli birine ihtiyacı yokken iyilik yapmak için yarışılıyorsa ,yardım etmek için çırpınan kişinin egosunu sorgularım... Öte yandan sakat olmadığı için birine yardım elini uzatmak gecikiyorsa, işte "kötülük" odur...
 
Üst Alt