Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Haklarımız için neden eylem yapmıyoruz? [Tartışma]

Eski bir siyasimiz herkese 2 anahtar vereceğini vaadetmişti. Bizden de engelliye 2 anahtar. Engellinin 2 anahtarı olunca ailesi, sosyal çevresi, devlet onu birey olarak var sayacak mı acaba? Çünkü engelli birey sayılmaz Türkiye'de... Çünkü engellenir... Ve ancak sadaka kültürüyle yoğrulmuş ülkemizde devlet bile sadaka gibi(!) maaşlar bağlamaktadır zor bela...
 
Tavsiye edeceğiniz bir dernek varmı
bu konuları görüşebileceğimiz...
 
Yaf.. Ortada anayasa değişikliği falan yok..:( Biz kendi kendimize gelin güvey oluyoruz..

Geçen başbakan yardımcısı "Anayasayı değiştirmek Ağrı Dağını yerinden oynatmaktan zor" diyordu.. NTV'de..

Levent'e katılıyorum.. Bu, engellinin metalaşmasından başka bi sonuç getirmez. Hani Almanya'da kalmak isteyen kaçak işçilerin oradaki yüzüne bile bakılmayacak Alman bir eş bulmaları gibi bir şey.. Engelli açısından; değil "insanca", "düş" bile sayılmaz.. Resmen "kabus"..:eek:
 
engeli miletvekilimiz var sağ olsun hiç konuştuğunu görmüyoruz.
 
Konu dallandı budaklandı, kimileri içini kustu, kimileri felsefesini yaptı. Basit cümlelerle düşünüp, az yazarak ve konunun özünden kopmayarak fikirlerimizi yada isteklerimizi yazsak daha verimli olur bence. Yazara bugünkü yazın niye bu kadar uzun demişler oda - Eskisi kadar vaktim yoktu demiş....

konu o kadar karmaşık ve felsefe tartışmalarına döndü ki, benşahsen birşey anlamadım yazılanlardan ve çoğunun gözlerinde girdaplar oluştuğundan şüphem yok...
 
Levent haklı değilsin eleştirinde..
Ben orada seçim hakkının tamamen ve salt olarak engellinin elinde olması için bu teklifi sundum.. Dikkat edersen o bir kerelik yada başkalarına bağımlı değil.. Meta olmayacak hiç bir şekilde, aksine seçebilecek.. Seveni ni seçmek ona kalmış artık..İlk önüne geleni seçse bile, toplumda herkesin olduğu onunda hata yapma şansı olacak ..
Sevgi yada sevilmenin alt yapısı bunlar değil fakat eksi durumdan normal düzleme çıkarılma hareketi diyelim bu işleme..

Ayrıca Reku bilir; Almanya'da ciddi sakatlığı olanlara devlet hemşire hakkı tanır.. Hemşireyi seçme hakkı sakatın kendi inisiyatifi altındadır..Ve genelde eşler olur..
Çok havada bir ütopyadan kaynaklanmıyor benim düşüncelerim..

Seçme hakkı bir kerede engellide olsun diyorum ben..Metalaştırmayla alakalı değil bence.. Eğer öyle düşünüyorsa, evlenmez ve normal olan neyse, inancı neyse oradan devam eder..
 
Hasanım yapma yav?? :( Hangi ülkede yaşıyoruz?

Daha yasa çıkmadan "bu yasayı nasıl delebiliriz"i araştıran yengeçlerin olduğu bir ülke burası..:(

Güney Afrika Cumhuriyetinden sonra işsizlik oranının en yüksek olduğu ülkeymiş burası. Böyle bir madde konsa anayasaya, işsizlerin dörtte üçü kendini engelli yapmazsa neyim..:( Devlet daha yeşil kartı, sağlık raporunu, evde bakım maaşını vb. denetleyemiyor ki onu denetlesin.:(
 
Baba..
''Bak açıklayınca ne kadar matrak şeyler var o madde içinde..'' dedim..
En fazla sen ciddiye aldın yaaaa... Hayrola Maliyenin başınamı talip olacan ilerde?
Pazarlığa böyle başlıyalım bizde, bakalım onlar ne verecek..
Kendine iyi bak..
 
:)Tamam.. Anlaşıldı da..

Bu tür pazarlıklarda ilk izlenimin önemi büyüktür..

Böyle uçuk tekliflerle gittiğin zaman "la bunlar bizimle dalga geçiyorlar" bön yargısı öne çıkar ve olabilecek/aklı başında/ayakları yere basan önerileri kabul ettirebilmen için ayağınla kuş tutman gerekir!!
 
Konu dışına çıkılmışken merak ettiğim bir konu var;
*Bana göre engellilerin en büyük sorunu cinselliktir..(bana göre ülkemizin kanayan bir yarasıdır.gerçek anlamda cinsellik olgusunu yaşayan bireylerle yaşadığını zannedenler arasında büyük bir sorun var.birde cinsel kimlik ülkemizde ne derece sağlıklı...ilk deneyimlerin nerelerde yapıldığı hatta aile büyüklerinin yol gösterdiği gerçeğini göz ardı etmeden ilk deneyimin bıraktığı psikolojik etki büyük sancılara gebedir...Engellilerin cinsel kimlikleri ya da cinsel yaşamı bence sağlıklı görünen insanlarınkinden farklı değil...kaç çift gerçek anlamda kendi cinsel kimliğini bulmuş da yaşıyor bu başka bir tartışma konusu tartışılabilir.
*Ülkemizde 2022 maaşları bile ailenin ortak bütçesine gitmektedir..(bu konuda sizinle hemfikirim)
*Engellileri engelli ile evlilik yapmak zorunda sanan insanlarla dolu bir toplumdur ülkemiz..
(engelli olupta kendi engelini diğer engelliye göre daha az bulup engelliler olarak evlilik kriterleride tartışmaya açık bir konu.hani bırakın sağlıklı dediğimiz insanların bu düşüncesini bir köşeye bu ayrımı engellilerde kendi arasında yapıyor..ne kısır döngüdür bu..)
 
bizim böyle ne bir kültürümüz var!!! Nede bu kültürü yerleştirecek çabamız!!!! eylem, protesto gibi faliyetleri sadece 2 kişi bir araya geldiğimiz zamanlarda yaparız. Tıpkı dedemin her zaman hükümeti al aşşağı edip yeni yüzlerle iktidarı sil baştan yaratması gibi. Hepimiz kendi kapısının önünü süpürmesi gerek öncelikle. Bunu derken bireysel olarak bir faliyette bulunulsun anlamında kullanmıyorum, sadece eşinize, çocuğunuza, kardeşinize, yapabiliyorsanız anne ve babanıza :) bunların ne anlama geldiğini anlatmalı ve öğretmeli. Ben kendi çevreme bakıyorum denilen şu " aman oğlum okulunu bitir işini bul evini kur. Hiçbir şeye karışma evden okuluna okulundan evine gel. Öyle eylemmiş, protestoymuş, yürüyüşmüş, hele hele polisle karşı karşıya gelmekmiş aman ha!!!!okulunu bitirdiğinde diğerlerine epey zamanın kalacak öncelikle sen bir hele okulunu bitir." denilen bu. Biliyorumki çoğunluğun düşündüğü bu. Bunlar söylenirkende art niyet kesinlikle yok :) Sadece ata erkil toplum oluşumuzdan kaynaklanan bir gelenek :) velhasıl hepimiz öncelikle kendi kapımızın önünü süpürelim caddeler kendiliğinden temizlenecektir. Saygılar.
 
türkiye halklarının gelenek töre yapılarından görücü usulünden aiyle baskısından aşiret ocak baskısından milliyet din inanç farlılığından engelsiz bireyler özgür seçim yapamıyor daha, engelliler nasıl yapacak?
hayelde olsa yasa çıksa bile aiyle kurumundan engellinin bağı kopmaz hele bağımsız hiç seçim yapamaz avrupa nın kültürügibi deil bizim halklarımızın kültürleri. bizim aiylelerimiz engelsiz 40 yaşındaki bireyi bile kontrolu altında tutuyor.
 
Sgrboy haklısınız herkes kapısının önünü süpürsünde bunu zaten aile karşı bir savaş vermek değil midir. yani bir nevi bir duruşa karşı ,karşı duruş yaşasın mücadele yani (eylem yaptık yani ama bunu sadece çevre biliyor..sonrası zaten belli)...
 
Engelliler hakları için neden eylem yapmıyor?

Sorunun kapsamı çok geniş… Engelli deyince aklımıza ne geliyor? Ben engelliler kavramından işitme, görme, bedensel, zihinsel ve kronik engellileri anlıyorum. Bu engelli kümelerinin her birinin ayrı federasyonları, ayrı dernekleri var. Engelliler, örgütlenme bakımından çok dağınık durumda.

Engellilerle ilgili sanal siteleri, bilinç oluşturmak açısından, kitleleri harekete geçirmek bakımından yararlı buluyorum. Ancak, engelli kümelerinin bir araya gelip örgütleneceği yerler, sivil toplum örgütleri olmalıdır bana göre.

Bu sitede ve başka sitelerde derneklerin işlevlerini yerine getirip getirmeme konusu çok tartışıldı. Ancak, yalnızca uzaktan konuşup pratikte bunları uygulamama gibi bir sorunumuz var. Madem ki, dernekler yetersiz. Madem ki, derneklerden şikayetçiyiz. Öyleyse, biraz da konuşanların ellerini taşın altına koyması gerekmiyor mu? Her birimiz kendi egolarımızı doyurmak adına üç beş kişi bir araya gelip dernek kuruyoruz. Sonra da niye bir araya gelemiyoruz diye dert yanıyoruz. Demek ki, sevgili Baben’in de dediği gibi önce biz olma bilincini geliştirmemiz gerekiyor.

Herkes anayasaya göre eşit. Ama gelin görün ki, pratikte hiç de öyle değil. Bir zamanlar engelliler yasası çıksın diye hepimiz bağırıyorduk. Şimdi o da çıktı. Yasada engellilere yönelik geliştirilen ayrımcılıkla mücadele edileceğinden söz ediliyor. Ayrıca engellileri koruyan, engellilerin sorunlarına çözüm getiren maddeler var. Ama gelin görün ki, yasa uygulanmıyor. Niye? Çünkü, sivil toplum örgütleri baskı kümesi değil. Onlar, sorunları yalnızca bireysel olarak çözmeye çalışıyorlar. Zaten derneklere de üyeler, hep işi düşünce uğruyor. Ya iş istiyor. Ya yardım istiyor. İşini, eşini bulunca bir daha derneğe uğramıyor. Dernek yöneticilerini harekete geçiren tabandır. Engellilerde böyle bir taban yok.

Örneğin, bir kamu kurumunda çalışırken, bu kurumda çalışan engelli arkadaşları 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde çeşitli etkinliklere ve derneğe davet etmeme karşın hiçbir olumlu yanıt alamadım. Ama aynı arkadaşlar, bu kamu kurumu özelleştirilince teker teker işten çıkarılmaya başlayınca dernek neden haklarımızı savunmuyor diyerek sızlanmaya başladılar. Bizler, işin ucu kendimize dokunmadığı zaman umarsız davranıyor, ama kendimize dokunduğu zaman hemen eleştirmeye başlıyoruz. Engellilerin sorunu, bireysel değil toplumsal bir sorundur. İşte bunun ayrımına varmalıyız.

Engellilerin örgütlenmemesinin temelinde bildiğiniz gibi çok nedenleri var. Biz bir kere henüz birey olamamışız. Birey olmak için önce ekonomik bağımsızlığı elde etmek gerek. Oysa, engelliler kümesi içinde okur yazar olmayanların bile oranı çok yüksek. Henüz toplum olarak sözlü kültürden yazılı kültüre geçememişiz. Yine toplum olarak sindirilmiş bir toplumuz. Bırakın haklarımızı savunmayı haklarımız ne olduğunu bile bilmiyoruz. Engelliler, eğitim alamadığı için işe giremiyor, işe giremediği için toplumsal yaşamda yerini alamıyor. Sonra da ailesine bağımlı durumda yaşıyor. Çoğunluğu böyle olan bu kitleyi nasıl harekete geçireceğiz?

Aslında sorun çok büyük. Bugün devlet, kamu kesiminde %4 engelli çalışması gerekirken kendisi yasaya uymuyor. Özel kurumlar ise, ya engelli istihdam etmiyor. Ya da yalnızca sigortasını ödeyerek çalışıyor gibi gösteriyor. Ya da işe gitmeden asgari ücret veriyor engelliye. Bu ne biçim ikiyüzlülük? Peki, bunda hiç engellilerin sorumluluğu yok mu? Niçin işe gitmeden ücret alıyorlar? Devlet neden özel kurumları denetlemiyor? Özel kurumların yöneticileri neden engelli çalıştırmak istemiyorlar? Böyle bir zihniyeti anlamakta güçlük çekiyorum. Toplumun engellilere yönelik bakış açısını nasıl değiştireceğiz? Bu da bir sorun.

Neden partilerin tüzüklerinde engelli kotası yok? Yalnızca sivil toplum örgütlerinde örgütlenmekle iş bitmiyor. Engelliler aktif olarak siyasetin içinde olmalı… Ama orada da fırsat eşitliği verilmiyor engellilere… Eğer, bugün yasalar uygulanmıyorsa ya da engelliler eğitim alamıyorsa, işe giremiyorsa, dışarı çıkamıyorsa, bunun böyle olmasında engellilerin siyasetin içinde olmamasıdır nedeni.

Yalnızca sokağa çıkıp biz haklarımızı istiyoruz demekle iş bitmiyor. O da bir şeye yaramıyor ya! Neyse! Çünkü, zaten burjuva demokrasilerinde sivil toplum örgütlerinin işlevi bir çeşit siboptur. Sokakta bağırır, çağırır, rahatlarsınız. Sonra da bir iş yaptım zannedip eve gelip rahatça koltuğunuza oturursunuz. İşte o kadar…
 
aa kardeşim bir mesaj üstünde yazdım: Burası sanal ve kişisel bir Bilgi Paylaşım Ortamı!!


evet burası bilgi paylaşım ortamı ama konu engelliler yani biz arkadaslar doğru soyluyor.ülkede böl parçala yönet olayı var engellılere once gruplara bölmüşler körler topallar sagırlar diye sonra bunlarıda kendı aralarında bölmüşler beyaz ay altınokta tsd yada engellıler vakfı yada ıyı huylu ses cıkarmaz engellıler dernegı dıye kımse hakkını aramasın dıye.bugun derneklerın ve vakıfların en basındakı adamlara bakın hepsı ankarada ya basbakanlıkta yada devletın baska bır kurumunda gorev yapıyorlar bunlar aynı zamanda sosyal olarak dernek yada federasyon baskanları ama asla devlete karsı engelllılerı orgutleyemezler cunku devltet onların patronu
 
hercai&kumral;
Kesinlikle katılıyorum,benim gördüğüm yereldeki derneklerin de başkan ve yöneticileri aynı pozisyondalar ve bu yüzden valinin yada başkabir devlet kurumunun önünde elpençe duruyorlar.
 
Evet, ben de facebookta bu videoyayı daha önce izlemiştim Pasaman. Kuşkusuz, birey herşeyi tek başına başaracak güçte değildir. Kaldı ki, toplumla ben arasında çok ince bir çizgi var. İnsan kendi beninin ayrımına varana kadar toplumun etkisi altında kalabiliyor. Sonra da kendine toplumun gözünden bakıyor. Bu anlamda herşey bireyin elinde değildir. Çünkü, bireyin de neyi yapıp neyi yapamayacağını koşullar belirler.

Ancak, şu konuda hak veriyorum sana. Bizler, ayrımcılığa uğradığımızı her atmosferde dile getiriyor, ikinci sınıf insan olmaktan şikayet ediyoruz. İşte o ayrımcılığı önce kendi içimizde birbirimize ya da farklı kümelere farklı davranış modelleri geliştirerek körüklüyoruz. Ben de bu anlayışı anlamıyorum. Örneğin, çevremde engelliler, engelli olanlarla evlenmek istemiyor. İlla ki, sağlam olsun diyor.

Bir yandan toplumu eleştiriyoruz. Toplum bize farklı bakıyor diyoruz. Öte yandan, kendimiz gibi olanları farklı bir kategoriye koyuyoruz. Bu perhiz bu ne lahana turşusu!
 
Evet, anımsıyorum o tartışmamızı... Ben anarşistlerden birşey olmaz demiştim. Kendimce eski filozoflar gibi diyalektikle top gibi oynanılacağını sanmış, bu da ters tepmişti:(:(
 
slm arkadaşlar daha önce paylaşıldı mı bilmiyorum ama Tuğrul hoca ötenaziden vazgecmiş ve pazar günü avrasya maratonunu bikaç engelli arkadaşıyla beraber gecmeye çalışacak
haklarını arama için
 
Yazılanları okuyunca şöyle bir sonuç çıkarttım.

''Bekleyelim ,bakalım''

avrupada evlem kültüründen bahsedilmiş.
Atm (banka matik) lerin önünde pazar günleri nadirde olsa kalabalık olur.Kuyruk demiyorum.Sere serpe dağılmış atm den en az 10 adım uzakta insanlar dikilir.Sıran geldiğinde adam ATM nın önüne yapışıp kımseye göstermeden paramı çekiyim,
arkada ki de bu halen ne yapıyor atm nın önunde diyerekten yapışmaz önündekine....

velev ki atm nın yanında ki adama çok yaklaş sadece bakışları ile adamı durdururlar.
Sırası biten giderken herkes bekler sırada kı gider.
Ben atm ye daha yakın olursam sıra bana daha çabuk gelir hesabını gütmez.

hikayenin bizi ilgilendiren kısmı;
eylemin sadece bakışlarla yapılıyor olması.

Kişisel tepkilerde birikince bir bütün olur.Etkili olur.Yere çöp atan adamı nezaman durudurdun yada uyardın?
Kavga edenleri ayırmaya korkor olduk .Bırak uyarmayı hele ki hakkını aramayı

Saygılar
yzn:iremsu

baben abi bana öm. atıp bu site gibi bulamazsın demiştin.Bense makri,kuyucak,monalisa,senin,paşaman yazıların gibisini bulamadığım söylemek isterim.
arkadaşımın kodu ile yazdım.Kusura bakmayın
 
hangi hak için kiminle ne mücadelesi yapacağız arkadaşlar? burada bir paylaşım sitesinde bile birbirimize tahammül edemezken kimin aklına uyupta eylem yapacağız? Sevgili Baben yorumlarını okudum sonuna kadar haklısın...

Eyleme gidiyormuşuz kiminle?
 
yıllardır sesi duymayan devlet sizi görcenimi sanıyorsunuz AB ye neden almıyorlar diye kızıyoruz siz olsanız böyle bir ülkeyi alırmısınız.bırakın engellileri normal işciler bile haklarını alamıyor 3 kurusa talim bu ülkede ilk basta insan hakları yok insanın hakkını vermeyen ülke engellinin hakkını verirmi klasik bir laf ekmek aslanın agzında o yiyor cok zor almak
 
hadi pankartları hazırlayın gelin taksim meydanına
 
Hel; AB ye neden almıyorlar diye kızıyoruz siz olsanız böyle bir ülkeyi alırmısınız

AB mi oda ne ? nerde yetişiyor bu ab ağaçtamı yerdemi bitiyor ? :D
 
ewet aslında AB bizlerin umurunda deyil hicte olmadı devlet büyüklerimiz AB diye tutturmuslarya asıl bu kelime onlara yazılmıs hem AB derler hem AB den bihaberler. yazılarımın icerigi buydu tabi herkes kendince yorumlayabilir
 
bizler hangi sartlarda yasamayı hak ettiğimizi bizmez isek bunuda kimseden isteyemez yada sorgulayamayız!! bilinçlenmek şart!!
 
biz gayet bilincliyizde sevgili devletimizin bilinclenmek isine gelmiyor sanırım.biz ilk basta devlet engelliyiz.herseyin önüne set cekmis sacma sapan kanunlarıyla
 
Dernekler kendi cebini doldurmayaaa tr başına gelenler eski yarayı sarmaya yada kendi menfaatleri içinde çabalama bizden de bir b... Olmaz sadece atar tutarız o zaman geldiği zaman kimse olmaz ortalıklarda
 
Üst Alt