Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Bugün paylaşmak istediğiniz şiirler..

[FONT=Arial]HER YERDESİN, NERDESİN?[/FONT]
[FONT=Arial]
Bir anıt yapmak için tırmandığım dağda sen
Çekicime ilk değen taşların içindesin.[/FONT]

[FONT=Arial]Başarısız kimsesiz, gizlice ağladım mı
Ağzıma tuzu değen yaşların içindesin.[/FONT]

[FONT=Arial]Uzaktan her kımıltı senden bir haber bana,
Arkası bana dönük bakışların içindesin.[/FONT]

[FONT=Arial]Çiçeğimi ansızın meyva yapan yazların,
Dallarımı koparan kışların içindesin.[/FONT]

[FONT=Arial]Canımda çınlar sesin; her yerdesin, nerdesin?
Gündüz gece yaptığım işlerin içindesin.[/FONT]

[FONT=Arial]Rüyama başkası da giriyor zaman zaman,
Sen uyanık gördüğüm düşlerin içindesin.

Behçet Kemal Çağlar
[/FONT]
 
Anladım

[SIZE=3]Bunca zaman bana anlatmaya
çalıştığını,kendimi
bulduğumda anladım.

Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu
varmış,

Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat,
okuyarak,dinleyerek değil..

Bildiklerini bana neden
anlatmadığını, anladım..

Yüreğinde aşk olmadan geçen hergün
kayıpmış,

Aşk peşinden neden yalınayak
koştuğunu anladım..

Acı doruğa ulaştığında
gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını
anladım..

Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla
ağlamaktan daha değerliymiş,

Gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde
anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir
tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,

Çok acıttığında anladım..

Fakat,hakedermiş sevilen onun için dökülen her
damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler
terkettiğinde anladım..

Yalan söylememek değil, gerçeği
gizlememekmiş marifet,

Yüreğini elime koyduğunda anladım..

''Sana ihtiyacım var, gel ! ''
diyebilmekmiş güçlü olmak,

Sana ''git'' dediğimde anladım..

Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum''
diyebilmekmiş sevmek,

Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir
çocukmuş,her düştüğünde zırıl
zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı
sarıldığında anladım..

Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye
haykırmak istemekmiş pişman olmak,

Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,

Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,

Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş
bir gün affedilmeyi,

Beni afetmeni ölürcesine istediğimde
anladım..

Sevgi emekmiş,

Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak
kadar sevmekmiş
[/SIZE]
Can Yücel

Her Şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
 

[FONT=Franklin Gothic Medium]Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allahın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye




Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar
HAklarını helâl ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.




Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzigar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigâr.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısiyle:
"Ölüm Allahın emri,
Ayrılık olmasaydı."[/FONT]​
 

4d220905.gif

Bu Ayrılık


Kusuruma bakmayın benim, dostlar,
bağışlayın beni.
Ben davullara, bayraklara aldırmayan
bir padişahın yoluna düşmüşüm,
deli divane olmuşum.
Çok uzaklardan yürüyen bir adam gibiyim ben,
çok uzaklardan geçen bir hayal gibi.
Ama yok da sayılmam hani,
var olan bir şeyim ben.

Haydi ben bensiz geleyim,
sen sensiz gel.
Ne varsa şu ırmağın içinde var,
soyunalım iki can,
dalalım şu ırmağa, hadi.
Bu kupkuru yerde yakınmadan gayri ne gördük,
bu kupkuru yerde ne gördük zulümden gayri.

Bu ırmakta ne ölmek var bize,
bu ırmakta ne gam var, ne keder var, ne dert.
Bu ırmak alabildiğine yaşamaktan,
bu ırmak iyilikten, cömertlikten ibaret.

Durma, çabuk gel, gelmem deme.
Ne evet demek yaraşır sana, ne hayır, dostum,

[SIZE=4]senin şânına sadece gelmek yaraşır.[/SIZE]

Mevlana Celaleddin Rumi


 
AHMET ARİF --- 33 KURŞUN---VURULMUŞUM
 
Demedim Mi?

Oraya gitme demedim mi sana?
Seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi benim?

Bir gün kızsan bana, alsan başını yüzbin yıllık yere gitsen
Dönüp kavuşacağın yer benim demedim mi?

Demedim mi şu görünene razı olma
Demedim mi sana yaraşır otağ kuran benim asıl.
Onu süsleyen bezeyen benim demedim mi?

Ben bir denizim demedim mi sana.
Sen bir balıksın demedim mi,
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın.
Senin duru denizin benim demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim,
Senin kolun kanadın benim, demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,
Demedim mi tövbeni bozarlar senin.

Oysa senin ateşin benim, sıcaklığın benim demedim mi?
Onu süsleyen bezeyen benim demedim mi?

Ben bir denizim demedim mi sana.
Sen bir balıksın demedim mi,
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın.
Senin duru denizin benim demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim,
Senin kolun kanadın benim, demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,
Demedim mi tövbeni bozarlar senin.

Oysa senin ateşin benim, sıcaklığın benim demedim mi?

Mevlana

ETME

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme


Mevlana Celaleddin Rumi
 
Şehvetin Adını Aşk Koydular

Şehvetin adını Aşk Koydular
Eger Şehvet Aşk Olsaydı
Eşekler Aşkın Şahı Olurdu
Mevlana Celaleddin Rumi​
 
Gözlerim zamansız yaşla doldu
bedenim artık yaşamaktan yoruldu
anılarım sarardı geçliğim soldu
bu bedeni benden eden o vefasız oldu

bu yüreğim acılardan sancı tutsada
beden sonunda toprak olsada
yakınlarım pusu kurup
düşmanlarım kurşun sıksada
bu canımı candan eden o vefasız oldu

bilirmisin ahirette herkese hesap sorulur
canı tatlı gelsede sonu toprak olur
unutma olurmu mizanlar kurulur
dilerim allahtan senin gibi vefasızların
sonu cehennem ateşi olur……
 
Ben deliyim…
Yorgun ve yalnızım. Kaldırımlara misafirim...
Gecenin gözleri üzerimde.
Denizin ortasında küçük bir adayım, yüzme bilmem…
Yüreğimi bir yere bırakmışım, bıraktığım yerden çok uzaklardayım. Kapıları kapatmışım üstüme, sürgüleri beynime çekmişim.
Ey! Sabreden derviş bana da sabretmeyi öğretsene.
Ben deliyim, ama çok şey bilirim.
Renkler ve zevkler hiçbir şey ifade etmez bana...
Sonların başladığı yerden, başlangıçların son bulduğu yere gidiyorum.
Kara bir tren gibiyim yani, bir istasyondan bir istasyona, hep aynı raylar üzerinde.

Ben deliyim…
Yağmurun yağması benim için romantik değildir,
ben kurşun yağmurlarını bilirim.
Benim güneşim batmaz, dünyam dönmez, ayım hep mehtap halindedir, rüzgârlarım doğudan eser...
Kadehime doldurduğum hüzünle sarhoş olurum,
Mezem ise bir dilim umut.
Ezbere bilirim yaşamayı, yaşarken savaşmayı.

Ben deliyim.
Ben buralara ait değilim.
Dağları sırt sırta vermiş bir ülkem, surlarla çevrili bir şehrim.
12 den sonra volta attığım caddelerim, kızıl sakallı bir dayım bir de kara gözlü yarim var benim.

Ben Deliyim.
Söyleyemediğim düşüncelerim var.
Her akşam ayrı bir meydanda, Atatürk heykelinin karşısında, olmayan aklımı dar ağacına asar, ipini çekerim.
Ölüm, ölüm kurşun olup yağar üzerime.
Binlerce kez öldürülmüş ama ölmemişim.
Ben sıratın canbazı, doğal bir felaket, sosyal bir belayım.

Ben deliyim…
Benim mevsimim değişmez, sadece bahardır.
kuşlardan sadece güvercini bilirim, yüreğim kanatlarıyla beraber çarpar.
İnsanlardan yalnız çocukları severim, onları da büyüyünceye kadar.

Ben deliyim…
Bağıra bağıra şarkılar söylerim, sessiz sessiz şiirler yazarım. Bilmediğim yerlerin, tanımadığım kişilerin resimlerini çizerim.

Ben deliyim...
Kendimle sohbet eder, kendi kendime gülerim.
Telefon kulübeleriyle kavga ederim.
Asfaltın siyahında kaybolur, düşüncelere dalarım.
Çıkmaz sokaklarda kendimi arar, bir de üstüne güzel hayaller kurarım.
Sonra, sonra hayallerimle beraber suya düşerim.

Ben deliyim…
Çayım sekiz şekerlidir, cigara üstüne cigara yakarım.
Dumanı iner efkarımın şehrin üstüne.
Parayı sevmem ama para için çalışırım.
Dört yaşında aşık olduğumu, sonra babamın hiç başımı omuzuna dayamadığını hatırlar, hayal de olsa omuzlarında uykuya dalar, Rüyalar görürüm, uyandığımda hiçbirini hatırlamadığım halde...

Ben deliyim…
Güzel bir yaşam benim için anlam taşımaz, kimseye düşman değilim, kimseye de dost olmadım.
Ben kendime bile yabancıyım...
Duygularım hep sansüre uğramış, bir fahişenin hayatı gibi yalancıdır gözyaşlarım...
Ufacık bir bakış boğazımı düğümler.
Kimi özlediğimi bilmeden, hasretin en yoğun halini yaşarım.
Ah! İçimden dağıtmak gelir, dağıtamam ya, kendimi dağıtırım.
Gözlerimin kahverengisi gitgide koyulaşıyor, insanlarınki kankırmızılaşır.
Bakamam kimsenin yüzüne, sevgiye muhtaç bir yavruya döner yüreğim... Kalbim titrer, haykırırım ama duyuramam sesimi...
Yine de sardığım tütünde, yaktığım cigarada bulurum mutluluğu...

Ben deliyim, ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...
Sonu dramla biten bir hatıra, üç bölümlük bir komedi dizisiyim.
Çoğu zaman çorbama kinimi doğrar, öfkemi kaşıklarım.
Zehir kokan bir gül biter dudaklarımın arasında,
Kimisi tükürür, kimisi öper.
Tükürene mezar, öpene lalezar olurum.

Ben deliyim...

Zülfün hergece ihanetler rıhtımında.
Ciğerimin üstünde sevdasını kurşuna dizer.
Ve ufacık bir bakış boğazımı düğümler.

Ben deliyim...
Bulmacaya benzerim. Kimi zaman soldan sağa bir nota.
Kimi zaman yukarıdan aşağıya Eski Mısır'da bir Tanrıyım.

Ben deliyim, geceyi ikiye böler, sonra hayatın adını yalan koyarım...

Ben deliyim, ben yüreklerde ünlem, kafalarda soru işaretiyim.
Ben deliyim, bağrı taşlarla dolu bir Toprak parçasıyım.
Bir uçtan bir uca kurumuşum.
Karınca yuvaları ve Ayak izleriyle süslüdür tenim...
Kar yağar üşürüm, güneş olur kavrulurum.

Ben deliyim...
Mutluluğu uzaktan seyrederken cebimde küçük umutlar biriktirir, gözlerimi kapının eşiğine dikerim.
İşte o zaman hayat acı kahve tadı verir, hep içime atarım ama, kendimi içine atacak bir yer bulamam.
Anlamayana az gelirim, anlayana çok...
Ne yarınlar birşey bekler benden, ne de ben yarınlardan...
Ben deliyim...
Ağlamamaya yemin etmiş gözlerim...
 
[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Sonra fark ettim ki; su akıyor,rüzgar esiyor,yağmur yağıyor[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4]...[/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Her şey yine ve aynı şekilde oluyor[/SIZE][/FONT][SIZE=4][FONT=Times New Roman TUR]... [/FONT][/SIZE]

[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Öyle bir yere geldim ki[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4]; [/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=4]Sıcak ve soğuk, aşk ve nefret,savaş ve barış[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4]...[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4]Ü[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=4]şümek ve sonra ısınmak gibi..[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4].[/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Gitsem ayrılık olur kalsam çöl[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4]...[/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenlerde özler[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4]...[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4]Ama[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=4] anladım ki[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=4]; özlemden kimse ölmüyor,[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Ama ben ölüyorum[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4].[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=4]..[/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Nefes alıyorum,önemsiyorum ve gitmek istiyorum[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4]...[/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Anladım ki hasret yeni bir aşka kadar sürüyor...[/SIZE][/FONT]

[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Sevdiklerim ve beni sevenler[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4],[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Bağışlayın...[/SIZE][/FONT]
[FONT=Times New Roman][SIZE=4]Su akıyor ve ben gidiyorum[/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman TUR][SIZE=4]...[/SIZE][/FONT]
 


35289_409975621565_100391931565_4950107_7081003_n.jpg



Başka Yarınlar

Bugün yüzünde bir başka güzellik var senin,
bugün dudağında başka bir tad var,
boyunda başka bir yücelik.
Bugün kırmızı gülün bir başka daldan.

Ayın gökyüzüne bugün sığmamış.
Göklere benzeyen göğsün bugün daha geniş.
Hangi yanından kalktın bu sabah, söyle,
bir başka kavga var dünyada senin yüzünden,
dünyada bir başka gidiş

Biz senin gözlerinden gördük
arslanlara meydan okuyan o ceylanı,
Başka bir ovası var o ceylanın bugün
iki cihandan da dışarı

Seven insanın ayağı mı yok,
işte ona ölümsüzlük kapandı.
Yukarlarda onunla uçar gider.

Gözlerinin denizinde onu arama.
Oinci bir başka denizde.

Bakarsın bugün sever bu yürek,
yarın sevilir bakarsın.

Yüreğimin özünde başka yarınlar var.
Mevlana Celaleddin Rumi
 
Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
...Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
Ve siz onu hiç kokladınız mı?
Yaz gecelerinde ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?
Kaç kez kuşlara yem attınız?
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl?
İyi bir yılın, bunlar gibi birçok "küçük şeye"e
Bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl?
Yayılın çimenlerin üzerine..... acele edin....
Er veya geç... çimenler yayılacak üzerinize...

Can Dündar​
 
[FONT=Times New Roman]Ben hep on yedi yaşındayım…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Demir kapının her açılışında, her ayak sesinde,[/FONT]
[FONT=Times New Roman]İçime sığmaz yüreğim…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Her türlüsünü yaşadım acının ve ızdırabın,[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Yalnız seni özlerken kendimi yenemedim[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Çünkü senden gayrısı haram…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Şu metrisin önü bir uzun alan,[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Yalnız seni sevdim, gerisi yalan…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Cigara çekmedi canım hiç, çıkarken havalandırmaya,[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Olmadı avluda atılmış voltam hiç,[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Hele masmavi bir denize atılmış voltam hiç… [/FONT]
[FONT=Times New Roman]Hiç mi hiç…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]İçeride bıraktım dünyayı parmaklıklarla bölünmüş olarak…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Görmeye alışık gözleri ve senin için yazdığım şiirleri, [/FONT]
[FONT=Times New Roman]Sözleri, sana olan aşkımı…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Defterlere değil metrisin duvarlarına yazdım,[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Uykusuz geçen gecelerde akıllara zarar…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Kıramazdı beni duruşmalarda kırılan kalem,[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Senin görüşlere gelmeyişin kadar…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Şu metrisin önü bir uzun alan,[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Bir tek seni sevdim, gerisi yalan…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Parmaklıkların elime bulaşan pası,[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Havalandırmadan gelen helâ kokusu…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Işıksız ve ufuksuz hücremde, gözlerim kuvvet kaybındaydı…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Bir şişin ucundaydı ölümün kokusu ve özgürlük kravatlıların avucundaydı…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]Bir kazaydı gelişin ya seni sevişim…?[/FONT]
[FONT=Times New Roman]O Bir Masaldı…[/FONT]
[FONT=Times New Roman]On yedi yıl, on beş gece bir ranzaydı yattığım… [/FONT]
 
Ah gözlerine göz değmiş belli
Dudaklarında günah tadı var
Suçluluk kokusu sinmiş tenine
Ben yine aynı hep affedici
Bu saltanat bu haller geçici
Bu taze ten bu demler geçici
İnsafa gel bir bak şu garibe
Gafletinden uyan eller gidici

Ben beni bilirim gel gör anlatamam
Gir bak içimde hem bahar hem güz
Dünya malında komşu bağında
Billa gözüm yok dururum dümdüz

Ah yollarına kul kurban olurum
Yüz çevirme benden mahvolurum
Allah aşkına sev yoksa ben ölürüm
Kalbim nöbette bak gece gündüz
 
[FONT=TimesNewRomanPS-ItalicMT][SIZE=3][FONT=Times New Roman]“ Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla[/FONT][/SIZE][/FONT]
[FONT=TimesNewRomanPS-ItalicMT][SIZE=3][FONT=Times New Roman]Bazen sessiz sedasız ipekten kanatlarla[/FONT][/SIZE][/FONT]
[FONT=TimesNewRomanPS-ItalicMT][SIZE=3][FONT=Times New Roman]Ama sen hep bin yıllık bilenmiş inatlarla[/FONT][/SIZE][/FONT]
[FONT=TimesNewRomanPS-ItalicMT][SIZE=3][FONT=Times New Roman]Karşıma çıkıyorsun en serin imbatlarla[/FONT][/SIZE][/FONT]
[FONT=TimesNewRomanPS-ItalicMT][SIZE=3][FONT=Times New Roman]Adını yazıyorsun bulduğun fırsatlarla[/FONT][/SIZE][/FONT]
[FONT=TimesNewRomanPS-ItalicMT][SIZE=3][FONT=Times New Roman]Yüreğimin başına noktalarla, hatlarla[/FONT][/SIZE][/FONT]
[FONT=TimesNewRomanPS-ItalicMT][SIZE=3][FONT=Times New Roman]Başbaşa kalıyorum sonunda heyhatlarla[/FONT][/SIZE][/FONT]
[FONT=TimesNewRomanPS-ItalicMT][FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sözde, senden kaçıyorum doludizgin atlarla”[/SIZE][/FONT][/FONT]
 
Sevdigin Kadar Sevilirsin

Yerin seni cektigi kadar agirsin


Kanatlarin cirpindigi kadar hafif..


Kalbinin attigi kadar canlisin


Gozlerinin uzagi gordugu kadar genc...


Sevdiklerin kadar iyisin


Nefret ettiklerin kadar kotu..


Ne renk olursa olsun kasin gozun


Karsindakinin gordugudur rengin..


Yasadiklarini kar sayma:


Yasadigin kadar yakinsin sonuna ne kadar yasarsan

Yasa,

Sevdigin kadardir omrun..


Gulebildigin kadar mutlusun uzulme


Bil ki agladigin kadar guleceksin


Sakin bitti sanma her seyi,sevdigin kadar

Sevileceksin.

Gunesin dogusundadir doganin sana verdigi deger


Ve karsindakine deger verdigin kadar insansin


Bir gun yalan soyleyeceksen eger


Birak karsindaki sana guvendigi kadar inansin.


Ay isigindadir sevgiliye duyulan hasret


Ve sevgiline hasret kaldigin kadar ona yakinsin


Unutma yagmurun yagdigi kadar islaksin


Gunesin seni isittigi kadar sicak.


Kendini yalniz hissetigin kadar yalnizsin


Ve guclu hissettigin kadar guclu.


Kendini guzel hissettigin kadar guzelsin..iste budur

Hayat!

Iste budur yasamak bunu hatirladigin kadar yasarsin


Bunu unuttugunda aldigin her nefes kadar usursun


Ve karsindakini unuttugun kadar cabuk unutulursun


Cicek sulandigi kadar guzeldir


Kuslar otebildigi kadar sevimli


Bebek agladigi kadar bebektir


Ve herseyi ogrendigin kadar bilirsin


Bunu da ogren , sevdigin kadar sevilirsin...''

 
[SIZE=2]NİCEDİR ÖZLEMİŞİM [/SIZE]
[FONT=Tahoma]Nicedir özlemişim
Bu rüzgarı
Hani Doğu'da eser
Bahar akşamları

Nicedir özlemişim
Bir elma ağacının
Dibine oturmayı

Nicedir özlemişim
Şoseleri,dağları

Nicedir özlemişim
Bir dosta sarılıp
Ağlamayı [/FONT]

[FONT=Tahoma] [/FONT]
[FONT=Tahoma]Yazar : ATAOL BEHRAMOĞLU[/FONT]
 
28507_10150198576730221_351078500220_12507723_4843973_n.jpg


http://www.facebook.com/photo.php?f...&set=a.10150264048880221.497069.351078500220#BİR YILDIZ ..

Bir yıldızdık gökyüzünde
parlamaya çalışan kenar evren çocuklarıydık.
kardeşlerim kadar sevdim seni.
Barış kadar Fırat kadar sevdim.
terk edildik evrenin her galaksisinde.
parlamaya çalışan birer yıldızdık
kardeşlerim ve ben dağıldık evrenin kimsesizliğine
biliyordum yine de biliyordum
kise gelmeyecekti
kise olmayacaktı
uzay boşluğuydu gözlerimizde.
evren bir varoştur sevgilim
Barış bir boşluktur gözlerimde.
Fırat suyu kan akar
terkeden babam kadar
Fırat suyu kan akar.
Yüreğimde sevda gibi aşk gibi
bir sızı akar.
şimdi sevdikçe
evrenin sonsuzluğu dağılır gözlerime.
evrenin sonsuzluğu gözlerinde.
sevdikçe bir yıldızdım gökyüzünde.
kimse tanımayacak
kimse bilmeyecek
ve bu şiir de
yine başkalarının sanılacak
kimse bilmeyecek seni, , beni
kimse bilmeyecek.

(( MURATHAN MUNGAN ))
 
Parçalandım
Ve her bir parçamı ayrı yere bıraktım
Birini açık denizlerin en derin yerine attım
Kürek çektim uzaklaştım dönüp
Arkama bakmadım bile
Birini yüksek dağların zirvesine
Çıkardım
Hiç kimse kurtarmasın kurda kuşa yem olsun diye
Birini hiç unutmadığım o
Küçük şehirde bıraktım
Dönemedim kim bilir
Belki dönsem de bulamazdım
Önce savruldum yok oldum
Sonra dinlendim duruldum
Ve her giden parçam
Yerine yenisini doğurdum
Daha güçlü daha sakin
Daha mutlu daha suskun
Daha olgun daha kırgın
Daha yalnız daha yorgun
Parçalandım
Ve her bir parçamı ayrı yere bıraktım
Birini tanıdık bir vişne
Ağacının dibine ektim
Soramadım filizlendi mi
Sürgün verdi mi
Birini çok sevdiğim bir
Dostta unuttum
İstedim geri vermedi
Meğer benden
Pek hazetmezmiş
Birini büyük bir aşk
Uğruna ateşlere attım
Bilerek isteyereK ama asla
Pişman olmadım
Önce savruldum yok oldum
Sonra dinlendim duruldum
Ve her giden parçam
Yerine yenisini doğurdum
Daha güçlü daha sakin
Daha mutlu daha suskun
Daha olgun daha kırgın
Daha yalnız daha yorgun
 
ßazen zordur yaşamak..
Nefes almak bile güç gelir insana..
ßiR kuşun kanadına takılıp gitmek istersin uzaklara..
ßazen ßiR güzel söz, tutar insanı ayakta..
ßiR canın sıcak gülümsemesi, bağlar hayata...



alıntı..
 
Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur
Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur...

Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır
...Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır.

Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder
Sevişenler daima gözlerle yemin eder.

[ Victor Hugo ]
 
YAZILMAMIŞ MEKTUPLAR

Ben hep seni sevdim öbür yanım, adını öğrenmeden
Sarışın mı, esmer mi, uzun-kısa bilmeden
Görmez mi, duymaz mısın, yoksa yürümez misin
Benden kaç yaş büyüksün kundakta bebek
Belki de doğmadın sen
Düşünen beynin, seven kalbin yetti bana
Seni çağırdı sesim
Soydum giysilerini İNSAN çıktın ya içinden
Gerisini boş ver dedim, gerisi resim, ötesi ten
Seni sevmem için de görmem gerekmiyordu zaten

Seni yazdım tüm kitaplara, düşünce hızımla doldurdum
Yetmedi sayfalar
Kim okudu ki bir satırını, hem okusa da ne anlar
Burada olmasa da ölümsüzlükte, sonsuza dek birlikte
Seninle olmak için Yüce Rabbime sözüm var
Her yeni buluşumda eskiyeni
Her eskide bir yeni
Arkamdan getiremeyeceklerimde kendimi
Tüketmeyeceğim
“Benimle gelecekler”Beni sana iletiyor

Orada bulabileceğim ümidi ve tesellisi
Burada bulamamanın acısını hafifletiyor
Sahi, sen var mısın, nerede diye sormuyorum artık
Biliyorum, sen varsın, burada ya da orada
Mutlaka bir yerde

Her sevgide bir parça buldum senden
Her sevgiden bir parça
Herkesi toplayıp bir adam yapamadım ya
Kardelen Yüreğim paramparça
Bu yüzdendi hep seninle konuştuğum, seninle yaşadığım
Yoksa kendim miydim sende aradığım
Hayır, hayır sen beni de aştın
Bende olmayan bir sürü özellik var sende, istemem, kalsın
Ben, bu halimle bir dost bulamadım
Ya sendekiler de eklenirse? Maazallah
Mutsuz da olsam yaşamayı öğrendim Sanal Dünyalarında
Ne tuhaf şu insanlar, ne tuhaf şu sıradanlar
Kendilerini üzecek, sıkacak ne varsa hepsi kurallarında
Yüce adaleti yargılıyor, eşitlik yok diyorlar
Eşitlik olunca da en çok kendileri rahatsız oluyorlar

Ve “Aranan şartlar tarifesi” diyorlar aşka
Kim benim üstümde kural koyabilir ki Yaradan’dan başka
İnsanlar her yaptığının karşılığını bekliyor
Adına vefasızlık, nankörlük diyorlar
Sonra da aksini iddia ediyorlar
Sen bana kural koymuyor, güveniyor ve özgür bırakıyorsun
Sitem etmeyi bile basit, sıradan buluyorsun
Ben, seni sıradan davranışlardan arındırıldığın için sevdim

Sana yazdığım mektuplar A Tipik bir vakıa
Bir çözmeye kalksalar gör dünyanın halini, ütopya
Yaşamaya değer ne kalır ki. İnsanlar eşit olur, yok olur savaşlar da
Kendileri için dilediklerini başkaları için de dileyecekler
Birbirlerine iftira atmadan sadece gerçekleri söyleyecekler
İşte beni hayatta güldürebilecek iki neden
Bu gerçekten mümkün mü, elle tutulup gözle görülenlerden

Seni göz yaşlarımda sakladım, boğmadan yüzdürdüm
Yazılmamış şiirlerimde, anlatılmamış efsanelerimde gezdirdim
Varlığına inanarak, adını bile öğrenmeden sevdim seni, ya sen
Sen beni bulmuş değilsin henüz
Hem bulsan kaç parçaya böleceksin ki
Hangi yanımı, hangi yanına koyacaksın
Hangi dalımdan kaç yaprak koparacaksın
Bana gerçek masalların ağlayacak
Şu Kardelen Yüreğim de
Senden daha güçlü olduğunu öğrenmekten korkacak
Sevmek; uzaktan güzeldir öbür yanım

Sevmek... Uzaktan güzel
Aramızda ne varsa özel
Böyle kalsın, mektuplarda
Daha doğrusu, yazılmamış mektuplarda
Sen ve Ben
Yaşanmamış zamanlarda
Sen ve Ben
Sadece
Rüyalarda
 
susmak...

Sustum Ne Kadar Susulacaksa Sustum... Yalnız Yüreğimle Konuştum... Sesimi Kimse Duymuyor... Ne Zaman AŞKIN Adı Geçse... Yıldız Yapıp Serpiyorum Gökyüzüne... Kimse Görmüyor.......... Sen Bende Gizlisin....
 
Maske

Maske ölmek isteğidir sevgilim
gerisingeriye dönen etiket
bak gökyüzünde takma bulutlar
ümitlerini yükseğe ayarla
ve bataklık halılarında dinlen
ey kutsal beden
sana da gelecek sıra
pilindeki kuraklık yetmiyor değil mi
hatıranın yüksek gerilimine
başkalarının bantlarında batıp çıkıyor sesin
kağıttan intihar kuleleri
eteklerinde dipnotlarıyla devrildi tek tek
bilgisayarlarının depoladığı vahşetten çıkış alıyor
yeni bir maskenin formülleri
granite dönüşsün diye iskelet iskelet ve etiket
Doğru, kolay silinebilir bir muşambadır seks
ateşten geçirir karton filmleri
bazukalar altında kadife gece
leoparlar öldü sevgilim, parslar, jaguarlar
çölü olmayan bedeviler platoların yeni aynalar
tinerle sil maskeni, ekrandaki görüntüyü ayarla
volümünü kıs kalbinin, dahili hatta seni arıyorlar

Murathan Mungan

Gece Nöbeti

daha az seviyorum seni
giderek daha az
unutur gibi seviyorum
azala azala
aramızdaki uzaklığın karanlığında

geceler kısalıp, gündüzler uzuyor böyle olunca
daha az seviyorum seni
kendini iyileştiren bir yara gibi
daha az
ve zamanla

sen geceyi tutuyorsun, ben nöbetini
uzak dağ kışlalarında
görmüyoruz birbirimizi
usul usul sis iniyor
kopmuş yollara
ışığı hafif, uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin
bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda
sevgilim sevgilim
yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin
nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da

artık daha az seviyorum seni
unutur gibi, ölür gibi daha az
yeniden ödetiyorum kendime
onca aşkın öğretemediğini
kolay değildi
yalnızca sevgilimi değil, evladımı da kaybettim ben
kaç acı birden imtihan etti beni
bir tek gece vardır insanın hayatında
ömür boyu sürer nöbeti
bu da öyleydi,
iyi ol, sağ ol, uzak ol
ama bir daha görme beni.

Murathan Mungan
 
Yaşam üzerine fazla geldiği zaman onu zorlama,
Biraz duraksa, neler olup bittiğine anlam verme.
Mutlaka yanlış bir şey oldu ve
Düşüncelerin ile dileklerin aynı orantıda değildi
...Ve varlığın ile buluşamadı.
Sorun yok, sadece bekle.
Güneş doğacaktır, çimler yeşerecektir,
Çiçekler açacaktır, rüzgâr esecektir
Ve yağmur yağacaktır. Zorlamaya gerek yoktur,

Olması gereken kendiliğinden olur!
İzlemene devam et,
Şahitlik güzeldir,
Hem olayın dışındasındır hem de içinde,
O bir dengedir, o anlamlıdır,
Şahit ol, tanık ol, olan ile bütünleş,
Güzellik olanların içinden filizlenecektir;
Zorlamaya gerek yoktur,
Olması gereken kendiliğinden olur!
Hayat üç-buçukla dört arasındadır.
Ya üç-buçuk atarsın ya da dört dörtlük yaşarsın...

[ Neyzen Tevfik ]

:rolleyes::rolleyes:
 
Beni Tutmayın
Yağmurlu ve upuzun bir yolu düşe kalka yürümeye çalıştım.
Ve inanılamayacak kadar duygusal bir geçmişimiz oldu seninle.
Üstelik biz bunu bir ömür boyu sürüp gider sanmıştık.
Beni tutma öyle sahnelere gelemem, beni tutma çok kötü yanılırsın.
Yıllardır öyle biriktim, öyle gerildim ki,topyekün boşalır toz olur dağılırsın.



Sen benim en ince dilimde türkümü çaldın
Sen benim en ücra duygularımı talan ederek beslendin
Her şeyin merkezi sendin ve her şey senin etrafında dönerdi.
Bar köşelerinde tükenip kaldırımlarda ararken kendimi, Gelip sana sığınırdım.,umutlarım bir kez daha sönerdi.



Beni tutma şantajlara boyun eğmem.
Beni tutma hırsımdan çatlarım.
Yıllardır öyle sabrettim öyle doldum ki,
Şimdi yanardağlar gibi birden patlarım.



Bir yavru serçe hayata bağlanır gibi ağzım açık bağlandım sana,
Bir topal karınca yuvasına yaklaşır gibi, titredim ve heyecanlandım,
Bu akşam çekip gitme adına bütün ömrümü ve seni sildim.
Bir tuhaf senaryoydu ve bu senaryoda zavallı bir figürandın sadece, anlatamam
Kumlara yazılmış sözcükler kadar kısacıktı ümidim.
Ve anladım ki bir takım şeyleri ben ilk dalgada yitirmişim.



Beni tutma ben senin dizlerine çökemem
Beni tutma ellerinde kalırım, kırılırım



Yıllardır öyle daraldım öyle bunaldım ki;
Şimdi bir saniye bile oyalarsan çıldırırım.
SEN, kalbimi emanet edecek kadar güvendiğim dost bildiğim.
SEN, bir lokmayı bile hazmedemeyip birlikte yediğim.
Yatalak olsan altına yapsan bile iğrenmeden, alırdım dediğim
Bu nasıl insanlıkmış, bu nasıl arkadaşlıkmış, bu nasıl vefaymış
Bu nasıl acıymış ulan bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl cefa


Beni tutma gazabım yakar ellerini, beni tutma hurdahaş olursun.
Yıllardır öyle kırıldım, öyle küstüm ki,bir ah ederim kaskatı kesilir taş olursun.



Ben şimdi gözüne sokuyorum dünyaya,ama sen körsün ısrarla görmüyorsun
Ben şimdi beynine sokuyorum hayatı, bir türlü algılamak istemiyorsun.
Hala o aptal köşende oturup, beni öngörülerinle yargılamak ne
kolaymış.
Peki! gördüklerimi gördün, yaşadıklarımı yaşadın mı SEN!
Peki devrik heykellerin önünde düşsüz yanılgıları o yüce gururlarıyla,
Yoksul fakat dürüst bir mızrak gibi dimdik duranların acısını yaşadın mı SEN!
Beni tutma gömleğim kan içinde, beni tutma darmadağın olursun
Yıllardır öyle çok yedim öyle çok doydum ki
Şimdi bir tükürürüm kaskatı olur rezil olursun





Ey kir içinde yüzenler, herkesin atına binenler
Ey sürünenler, ey bölenler, bölünenler,
Herkesi birbirine düşürüp, sinsice sevinenler
Ey gençliğimi harcayanlar, ey kağıttan kaplanlar, zavallı sıçanlar.
Ey ciğeri beş para etmezler, ey sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar
Ey darbe kaçkınları, orta yolcular, dönekler, sümüklü böcekler
Ey ispiyoncular, bozguncular, medya çömezleri yüzü yırtılmış köçekler, ibneler




Beni tutmayın ulan burama geldi dayandı.
Beni tutmayın bozarım bu kirli numaranızı
Yıllardır öyle çok sömürdünüz, öyle çok kan kusturdunuz ki
Ulan bir şarjöre diz çöktürürüm ALAYINIZI! .......
Yusuf Hayaloğlu
 
Üst Alt