Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Televizyonlardaki dizi furyasının hayatlarımıza etkisi [Tartışma]

Üyelik
7 Mar 2006
Konular
26
Mesajlar
262
Reaksiyonlar
0
Suan 85 tane dızı oynuyor ve bır o kadar oynamayı bekleyen diziler hayatımızı renklendırıyormu.. Yoksa bır cogu zengınlerın yasantısını anlatıp bızlerde bir ozentımı yaratıyor arkadaslar ?
 
aslında oradaki çarpıklıkları çok güzel öğretiyor bizlere..ama yeni nesil gençlik maalesef mafya türü dizilerden çok etkileniyor ve ister istemez suça itiliyor yakalandıklarındada şu diziniz kahramanının etkisinde kaldım gibi gerçekte olsa abuk sabuk konuşuyorlar gençlik elden gidiyor tabi.son pişmanlıkta fayda etmiyor geride gözü yaşlı analar babalar kalıyor.
 
bence bızım hayatımızı fazla yansıtmıyor genelde ust sevıye ınsanların yasantısını bızlere ozendırıyor bakın asmalı konak zerda alıye... genelde en cok reytıng yapan dızıler.. belkıde bızı bır hayal alemıne surukluyor.. sımdıde BINBIRGECE diye alıye kopyası bır dızıde var... gerci ekonomık gucu sosyal aktıvıtelere yetmeyen evınden cıkamayan turk halkı ıcın bır eglence kaynagıda aynı zamanda...
 
Aklı başında bir insan diziden etkilenmes yani bilir ki o diziden ibaret....
Ama insanlar heyecan içerisinde bu hafta ne olacak diye bekleyip duruyo...
Ama tabiki yaş ortalaması küçük olanlar gelişim çağında olan insanların karakteri tam oturmadığından izledikleri kişilik karakter artık çekiyomu ne oluyosa o karakterin kişiliine bürünmek gibi bir tavır içerisine girebiliyor sanırım....burda ailelere iş düşer bence....çocuğun kapılmasını önlemek..kişiliğinin gelişimine yardımcı olmalı..olumlu örnek dizileri izlemesine ön ayak olmalı....
 
Dizilerin hayatlarımıza etkisinin altında başka gerçekler var benim düşünceme göre. Dünden bugüne şöyle bir baktığımızda dizilerin nasıl bir süreçle toplum yaşamına etki ettiğini görürüz. Bizler biraz fosil tarihinden kaldığımız için bilmem sizler bilir misiniz? Tek yayın döneminde hayatlarımızın içerisine giren ilk dizi Dallastır. Dallasla başladı herşey. Yasak aşklar, entrikaların olduğu bu dizi Türk aile yapısına ters olmakla beraber çok çabuk adapte olundu gizli gizli usuldan toplum yapısı bozulmaya başladı. Arkasından 1990 yılında ilk özel TV olan Star'la hayatlarımızın içerisine yalan Rüzgarı diye başka bir dizi sokuldu. Artık başarıya ulaşılmıştı geleneksel Türk aile yapısı yavaş yavaş sarsılıyor toplum dejenere oluyordu. Devamı gelmeliydi bu yetmezdi. İşte bugüne gelindi. Bugün nerdeyiz büyüklere saygısı olmayan bir nesil. Gece hayatları. O onun sevgilisini eşini ayartıyor eşler haberdar ve doğal karşılıyor. Bunlar bilinçli yapılan dizilerdir. Ve sistemin bazı güçlerle ortak yapımlarıdır. Ama ne yazık ki eğitim düzeyi düşük olan toplum bilinç altlarına yerleşen bu dizilerle bunların aynası olan bir topluma dönüştü.
( okur yazarlığı kast etmiyorum) Okuma yazma sayımız ellili yıllara göre artarken eğitim düzeyimiz düştü. Buda bilinçli olarak yine sistemin kendi içinde yapmış olduğu bilinçli bir yapıdır. İşte bugün bu noktaya geldik. Bu konuda söylenecek aslında çok şey var. Dilim fazla ağır olduğu için bu kadar söylemekle yetineyim. Sanırım özetle söylemek istediğimi anlatabilmişimdir.
 
Bir ailede kendi kültürümüze, inancımıza ve geleneklerimize (tabii ki güzel ve mantıklı olanlarına) bağlılık yoksa, anne baba bilinçsizse ve çocuklarına gereken terbiyeyi vermemişse ve birbirleriyle ilişkileri sağlam değilse hiçbir tv dizisine gerek kalmadan zaten hastalıklı bireyler yetiştirmeye aday demektir.

Suçu dizilere atmak kolaycılıktır. Eğer bir aile çocuğuna her türlü dizi ve programı seyrettiriyorsa ve üstelik kendisi de ağzını ayırıp beraberce kendilerini aptal yerine koyan programları seyrediyorsa ondan sonra o ailenin "çocuğumuz niye böyle oldu?" demeye hakkı vardır ama hiçbir işe yaramayacaktır bu hak.

Ancak bunun böyle olmaması gerektiğini haykıran aileler ve bireylerin bu konuda söz söylemeye tabii ki hakkı vardır. Madem toplum içinde yaşayan insanlarız ve birbirimizle etkileşim içindeyiz, çocuklarımız da etkileşim içinde o zaman "aman banane ne isterlerse yapsınlar" diyemeyiz. Ben kendimce gereken terbiyeyi verirken çocuğum ailesinden gerekli eğitimi ve terbiyeyi almamış kişilerle gireceği ilişkilerde bu kişilerden olumsuz olarak etkilenirse o zaman benim uğraşmamın hiçbir anlamı kalmayacaktır. Hele günümüzde bu etkileşim daha da yoğunlaşmış durumdadır.

Aklı başında olan hiçbirimiz bana "dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" diyemeyiz. Çünkü ortada o kadar çok yılan var ki mutlaka birisi bir şekilde bize dokunacaktır....Bu yılanların başını ezmeli ya da kaynağını kurutmalıyız ki önce biz ve çocuklarımız sonra başkalarının çoluğu çocuğu zarar görmesin ve toplumumuz gelecekte daha sağlam ve kişilikli bireylere sahip olsun...
 
sımdı bu dızılerı cok zengın varlıklı ınsanlarda ızlıyor gecen bır fabrıkanın genel muduru bır akrabama oturmaya gıttım.. gozunu kırpmadan bu dızılerı seyredıyorlar. ertesı hafta beledıye baskanı olan baska bır akrabamı zıyarete gıttım bır ıkı dızıyı onlarda ızlıyor öyle ki oturmaya gıttık butun gece bızı hıc konusturmadılar cerezlerımızı meyvelerımızı yıyıp evımıze gerı donduk... hatta baska bır akrabamı bıze cagırdım eşi haftanın bes gunu dızılerının oldugunu sadece carsamba gunlerı musaıt olduklarını soyledıler ..sımdı ebeveynler evlatlarını korusun dıyorsunuz arkadaslar pekı ebeveynler bu dızılerı gozunu kırpmadan izlıyorlarsa ???
 
HİÇDE ÖZENMİYORUM ÇÜNKÜ ORDAKİ HAYATLARIN BİZİMLE PEK İLGİSİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM.
 
Sorun sen ben olayı değil ki arkadaşlar sorun genele olan yansıması. Size çok basit bir soru; yıllardır Türk filmlerinde yer verilen engelli karekterleri toplumda engelliyi istediğimiz gibi mi tanıttı yoksa kendi kafalarında ki modeli mi topluma empoze ettiler? Ve bugün empoze edilen bu aciz model mi tanınıyor yoksa gerçekten kendimizi ifade ettik mi? Bu sorunun cevabını verebilirseniz ha ben de size inanacağım evt ya yapılan diziler gerçekten bizlerin iyiliği için yapılıyor bizim olumlu şeyler kazanmamıza etkili ve bizlerin geleneksel yapılarını bozmak için yapılmıyor diye bileyim. Ama ortadaki gerçek ap açık. Bu dizilerin elbette kurgu olduğunu biliyoruz ama amaç bu kurgulardaki hayatları sizlere kazandırmak, bizlere kazandırmak velhasıl bu başarıldı da. Dünden bugüne gelindiğinde geldiğimiz noktada.


Çok basit bir örnek vereceğim sizlere. Önceki günlerde Belediye otobüsünde iki genç çok rahat bir şekilde öpüşüyordu. Orta yaşlarda bir adam çocukları tatlı dille uyardı. Ve yine orta yaşlarda bir bayan hemen olaya müdahale etti. İşte sizin yüzünüzden gençlerimiz şunu yaşamıyor, bunu yaşamıyor, işte şöyle, işte böyle. Konuya daha fazla müdahale etmeden duramadım zaten bu kadar bile durmam bir mücizeydi. ( Beni tanıyanlar bilir. :wink: ) " Bayan özgürlükten, medeniyetten bahsediyorsunuz oysa siz ve o gençler bizlerin özgürlük alanımıza girerek özgürlüğümüzü sınırlıyorsunuz. Medeniyet diyorsunuz daha toplu taşıma kurallarından bi habersiniz." dedim. Aynı terbiyesizliği banada yapmaya kalkmak üzereydi ki şöförden bayanı otobüsten indirmesini söyledim. Çünkü yasal olarak buna hakkım vardı toplum huzurunu bozmak ve şöförün dikkatini dağıtacak davranış sergilemişti. Bu konuda şöför gerekeni yapmazsa eğer şöför suçlu duruma düşecekti. Neyse bayan indirildi. Burada bayanın indirilmesi şu bu değil zaten anlatmak istediğim. Ellili yılların Türkiye'sinde iki genç birbirlerine aşık olduklarında bunu birbirlerine zor ifade ederlerdi bugünse toplu taşımada ( başka bir yerde birbirini öpmesi beni bağlamaz ama toplu yerlerde rahatsız etmeye kimsenin hakkı olamaz benim de aynı şekilde) çok rahat öpüşülüyor. Ve bir anne ne var bunda rahat bırakın gençleri diyebilir. İşte dizilerin Türk aile ve geleneklerine bıraktığı izler. Bunu ne kadar inkar ederseniz edin hepimizi etkiledi kıyısından ucundan yada tamamen içinden.

Ama burada asıl önemlisi bu diziler bu bilinçle yapılıyor Türk aile yapısını yıkmak için. Nihayetinde başarıldı mı? Evet dibine kadar başarıldı.
 
sımdı bu dızıler bılınclımı yapılıyor diye düsünüyorum yukarıda kı yazına da katılmıyor degılım.. ama yalan ruzgarları hayat agacı yada dallas bunları bır amerıkalı bızım ıcın neden yapsın mesella hayat agacı 25 yıl oynadı ve amerıkada sureklı 1 numara oldu bu dızı dallas desenız butun dunyayı kıtledı.. toplumumuz zaten dejenere olmustuda bu dızıler bahanesımı oldu.. ornek olarak dejenere dedıgımız amerıkada mıchale jakson cocuklara tacız davasından beraat etmesıne ragmen suan amerıkada yasıyamıyor enson baska bır ulkeye tasınma kararı almıs ve toplum bu ınsanı otomotık olarak attı.. bızde aynı seyler olmazdı ıgrenc ılıskıler ve aldatma hıkayelerı bıle 1 numara oluyor... hala canerle tulın evlensınmı dıye anketler yapılıyor... acaba bu durumdan nasıl kurtuluruz.. suan turk televızyonlarında oynayan 85 tane dızımı suclu bu sektorden turkıyede 150 bın kısının de ekmek yedıgını unutmamak lazım
 
BİZ ONLARDAN DEĞİL ONLAR BİZDEN ETKİLENİYORLAR OLMASIN :D
 
çocukluğu 90larda geçmiş biri olarak pazar günleri yeni banyo yapmış, saçımda şampuan kokusuyla bizimkiler dizisini izler, sonrasında parlament pazar gecesi sinemasını beklerdim hadi yat artık zaten hafta sonu ödevlerinide yapmadın söylenmeleriyle birlikte :). dizi deyince aklıma bizimkiler, bizim evin halleri gibi şeyler gelirdi. şimdi durum biraz daha değişti biraz daha çatışmalı daha şaşalı daha abartılı yaşamlar anlatılır oldu dizilerde. ha şimdi izlemiyor muyum yine arada bakıyorum. çocukluğuma özlemden midir bilmem ama sanki eskiler daha bi tatlı oluyordu. işte onlara kaptıyordum kendimi. şimdikiler ise öylesine kafamı boşaltmak için bakıyorum izleyip geçiyorum. hiç de özenmiyorum, imrenmiyorum. o samimiyeti göremiyorum.
 
Evet bu diziler bilinçli olarak yapılıyor. Bunun temel nedenlerini tek tek sıralamak istemiyorum çünkü çok uzun bir mevzu. Tartışılmaya değer bulmadığım için değil elbette ki. Yanlız klavyemi ve parmaklarımı ne kadar frenlerim o dengeyi nasıl kurarım nerde kendime dur diyebilirim bunu kestiremediğim için. :wink: Sadece konuyla ilgili iki küçük şey belirtip bu konuda daha fazla konuşmamayı tercih edeceğim. Birincisi dallas ve yalan rüzgarı ile ilgili. Bunların dışında da başka diziler girdi tabii bunlar en popüleri ve ilk başlangıç süreciydi bu yüzden bu iki örneği verdim. Her iki dizide bizim aile yapımıza uymayan dizilerdi. Satın alındı çünkü onların kültürleri bizim kültürümüzün içine sokulmalıydı üretken bir toplum yerine tüketen bir toplum yaratmak ve bazı dengeleri bozmak gerekiyordu bu yapıldı ve başarıldı. Böyle bir filmi almama hakkımızı kullanabilirdik toplumsal değerlerimizi düşünerek ama yapılmadı. Neden? İşte burda bu sorunun cevabı düşünülmeli.

Gelelim neden bu kadar çok dizi yapıldığına. Diziler hep reyting amaçlı yapılır diye düşünülür. Oysa dizilerin tamamen alt yapısı reyting için değildir. Bugün kumarhaneler kapandıktan sonra karaparanın rahatlıkla aklanabileceği bir adreste yapımcı firma aracılığı ile bu paraları aklamak. Tabi bu hepsi için geçerli değil elbette. Ama izlenen bir yoldur. Bu yüzden ne kadar kafanızı yorarsanız yorun altında yatan gerçeklerle parayı kazanan kazanıyor bizlerde evimizde bilerek yada bilmeyerek bu oyunun birer parçası oluyoruz. Hepsi bu. Galiba yine klavyemin ayarını kaçırdım. :wink:
 
şu kara para aklama olayında komplo teorilerine gerek olduğunu zannetmiyorum sonuçta televiztonlarda yapılan her türlü olayın % 90 ı show geri kalan % 10 u da öğretmek ve eğitmek amaçlı ülkemizde. Hal böyle oluncada türk halkının hisleri hangi yönde ise o yönde açlığı bastırmak için bu tür yayın,dizi vesaire programlar yapılıyor. Izleyiciler bence memnun. Ben size hayat ağacı denen bir diziden bahsedeyim. Bence çok komik ama olan bu. 1990 yılın da hayat ağacı denen bir dizi oynardı televizyonlarımız da,enteresan olan durum şu ki, o sıralar ben askeri okulda öğrenim görüyorum ve bilindiği üzere de okulumuz da okuyan şahısların tamamı erkek ve çoğu sert micazlı adamlar. Konu şu ki hayat ağacı başladığı saatlerde askeri öğrenci gazinosunda neredeyse tavanlara kadar ( yemek masalarının üzerleri) de dahil olmak üzere dolup taşar hatta bazı öğrenciler yer bulamayıp üzerlerine giydikleri parkaların üzeriene taş yere oturup izlerlerdi. Ben ve benin gibi okulun %5 i gibi küçük bir zümre bu işe çok gülerdi. Yani baksanıza koca koca adamlar,hemde askerler dallas benzeri,yalan rüzgarı benzeri bir diziyi pür dikkat izler,flimin gidişatına göre de olan olaylarda " tühh,abii olmaz ki bu kadarda olmaz ki, yazık bu kıza, bak bak adamın yaptığına bak " gibi söylevlerde bulunular,hatta bazı zamananlarda gazino da ses çıkarma cürretine sahip vatandaşları anın da dışarı atarlardı

o zaman gördüm ki bizler hakkikaten tuhaf bir milletiz. :?
 
arkadaslar bu dızılerı elestırıyoruz ama bu avrupa yakası da amma sardı herkezi... gaffurun pıjamaları bıle yok satıyor.. sımdı ne diyek acep...
 
Artık dediğin gibi misafirlikte bile ev sahibi konuklarını bırakıp gözünü kırpmadan dizi seyrediyorlar.Ya onlara uyup sessiz sakin seyrediyor gibi yapacaksınız yada o kişilerle muhabbetinizi azaltıcaksınız.
Peygamber efendimiz (S.A.S) ; İnsan iki şeyin kıymetini bilmez demiş.1-Vücut sağlığı 2-Boş vakit.
Biz bir hayat yaşamamız gerekirken yaşamayı bırakıp tamamen seyredici oluyoruz.Yani bize bu hayatda bir nevi kendi hayatımız için başrol verilmiş biz ne yapıyoruz başrolu bırakıyor seyirci koltuğuna oturuyoruz.

Zamanımızı ve gücümüzü daha yararlı işlerde kullanmalıyız.
 
bence filimlerin örnek olması lazım cocukların yetişme cagındaki genclere iyi örnek olması gereken filimler olması lazım ama malesef

okullarda mahallelerde polat lar memetiler cakır cıkmaya başladı

bence egitici filimler olmalı
 
Yasaklama ile çözüm bulunacagını zannetmiyorum.her ne kadar da artarsa artsın dizileri izlemeyin de diyemeyiz.dizilerde geçen olayların sadece bir kurgu oldugu eğitimini çacuklarımıza vermek ve anlayabilmek yeterli.

ben anneme kadın programlarını izletmemeyi çok denedim ama olmuyor.şunları izleme anne dedigimde her seferinde (ya ne izleyim baban gibi sabahtan akşama kadar haber mi izleyecem hani düzgün birşeymi varda izleyim olum sabahtan akşama kadar canım sıkılıyor diye bir cevap aılıyorum) dizilerin ve programların da bir standartı olmalı düşünüyorum egitici olması şart.önüne gelen dizi çekememeli.

Egitici dizilerde var yok degil.bence KIRIK KANATLAR dizisi digerlerine göre daha çok egitici.savaştan çok savaş nedeniyle geride kalan kadınların ne durumda oldugu.savaşın yalnış oldugunu anlatan bir dizi.

Diziler izlenirken biraz daha seçici olmak yeterli. Madem eğitici dizi yok.

Ama standart ŞART

saygılarımla...
 
BENCE dızılerde kı su tartısma yanlıs "dızıler bıze ne verıyor kazandırdıkları neler" ama bız bunları bırsey kazanmak ıcın yapmıyoruz.. sınemaya gıderken hangımız bu fılmden ne ders cıkartıcagız dıye dusunur ki ? Bizler televızyonun karsısına otururken sadece hos vakıt gecırmek ısterız.. ama ne yazıkkı bazı ınsanlar bu dızılerı seyrederek kendılerıne farklı yaşam felsefesi çiziyor. deli yürek kurtlar vadısı gıbı... yada aliye olmak ısteyenler gibi.... bır bıcak ustası bıcak yaparken bu nu ınsanlar birilerini öldürsün diye yapmaz... bıcagı alan kişini marifetine baglı ya katil olur yada meyva sebze keser... bu yuzden ulkedekı butun bıcaklar yasaklanmaz...
 
Üst Alt