Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Tartışma] Sayın Lokman Ayva'nın Hakaretleri Artıyor.

==ORHAN==

Üye
Üyelik
22 Eyl 2005
Konular
6
Mesajlar
132
Reaksiyonlar
0
Dünkü Posta gazetesinde Sayın Yavuz Kocaömerin sayfasını okurken yine Lokman Ayva'nın pervasızca yapılmış hakaretlerini de okudum. Daha "Pislik böceği" dediği ses kulaklarımızda çınlarken hakaretlerine yenilerini ekledi. Bu nasıl bir milletvekilidir. Artık saygı sınırlarını falan tamamen aşmıştır. Sanki birdaha hiç seçim olmayacakmış gibi davranıyor. Anlaşılması güçbir tutum içine giren Sayın Milletvekili Lokman Ayva'yı Şahsım adına ŞİDDETLE KINIYORUM. Artık bukadar saygısızlığa pes diyorum. Bulunduğun yer sana ağır gelmiş Sayın Ayva..


[size=4]Lokman Ayva'dan cevap

Geçen hafta köşemizde Gülaç Bağ isimli okuyucumuzun ‘’Lokman Ayva’yı bir de benden dinleyin‘’ başlıklı mektubunu yayınlamıştık. Aynı gün Lokman Ayva’dan açıklama geldi. Önce hep birlikte bu açıklamayı okuyalım:

"Sayın Kocaömer
Yazınızı okuduğumda bir kez daha memnun olduğumu ifade etmek isterim. Benim yaklaşımım şudur: Benimle sorunu olan insanlar yalan iftira gibi şeylere tevessül etmeye başladılarsa bana karada ölüm yok demektir. Çünkü yaptıklarımın hiçbiri yanlış değil (olsaydı zaten söyler veya yazarlardı) anlamına gelir. Sizin yazınızda da benzeri bir durum ortaya çıkmış.

Yavuz Kocaömer zavallıdır
Şu tutumunuzu ZAVALLICA bulduğumu itiraf etmek isterim. Benimle sorunu olan bir vatandaşımızın yalan ve iftiralarını, bir başka ifadeyle içindeki pislikleri köşenize göndermesine müsaade etmişsiniz. Üstelik pislikleri mal bulmuş mağribi gibi sevinerek pis kokularına aldırmadan bile sergiliyorsunuz. Bu cevabımı fazla uzatmayacağım. 1-2 yalan ve iftiraya örnek vermem anlayanlara sivri sineğin sazı misali olacaktır.

Yalan 1 – Saadet Partisi ve AK Parti’nin girdikleri genel seçim bir tanedir ve milletimin bendesi olan şahsım bu seçimlerde AK Parti‘den yine milletimin teveccühlerine mazhar olmuş durumdayım. Saadet Partisinden hiç aday olmadım.
Yalan 2 – Güngören’den ibaret bir seçim bölgesi Türkiye’de yoktur. [Y.K. Not: Lokman Ayva burada olayı başka yöne çekmeye çalışıyor.]
Yalan 3 – Kimsenin tanımadığı veya tanıdığı kişiyi benim meclis üyesi yapma imkanım olamaz. Şahsım olarak hiçbir meclis üyesi belirleyen hiçbir kurulun üyesi değilim. İstanbul İl Teşkilatı kendi sistemi içerisinde belirler. Ayrıca kim, hangi sıfatla komisyonu iptal etmiştir?

İftira 1 – Yetkililerin ‘’ Buradan başka bir yere gidemezsiniz‘’ demesi . Böyle bir cümle akıl mahsulü olamaz. Çünkü en kötü ihtimalle eğlenceyi terk eder.[ Y.K. Not: Yani bu adam işitme duyusunu kaybetme pahasına orada kalmış]
İftira 2 – ‘’Sana hiçbir söz vermedim‘’ bu vatandaşımız geçimsizlik, kredi kartları, kocaya şiddet gibi nedenlerden dolayı ailevi sorunlar yaşamaktadır. Ailenin mahremiyetine inandığım için detayını ifşa edemem. Ancak diyelim ki ben söz verdim ve sözümde durmadım, peki böyle bir durumda neyin sözü verilebilir. Karı-koca bir araya gelmek istemiyorsa bir araya getirmenin mi sözü verilebilir? Yoksa yargının işine müdahale edilip çocuğu anneye teslim etmenin mi sözü verilebilir? Bu vatandaşımız yargı sürecinin uzayacağını iddia ederek emniyet kuvvetleri aracılığıyla kocasının oturduğu eve girmek, çocuğu almak için emniyete baskı yapmamı istemiştir. Benzeri böyle pek çok yasa dışı talepleri olmuştur. Ne ben hukuk dışı bir şey için ağzımı açarım ne de emniyet teşkilatımız böyle bir şeye alet olur.

Yavuz Kocaömer istismarcıdır
Sayın Kocaömer, anlaşılıyor ki benim hakkımda olumsuz bir şey yazıldığı zaman yalan, iftira olup olmadığını araştırmaksızın ve hatta akıl ve mantık süzgecinden geçirmeksizin POSTA’nın size tahsis ettiği köşeyi SUİSTİMAL etmeye devam edeceksiniz. Tercih sizin, bazen gül kokularını sevenler, bazen de başka kokuları sevenler olabilir. Bir de bu manzaraları seyreder geçer gideriz
Lokman Ayva / İstanbul Milletvekili
"

(Yazının altında saygılarımla, hayırlı günler dilerim vs. gibi iyi niyet dilekleri yok. Umalım ki unutmuş olsun. Zira, ‘’ Sevgide serbestlik, saygıda mecburiyet‘’ olduğunu unutmamak gerekir.
Lokman Ayva’nın açıklaması aynen alınmıştır. Türkçe gramer hatalarından ve cümle düşüklüklerinden gazetemiz redaktörleri sorumlu değildir.)

Çok ayıp etmiş
Bir kuruş almadan insanları senden-benden, türbanlı–türbansız diye ayırmadan, yaradılanı yaradandan dolayı seven, ne siyasi ne maddi hiçbir karşılık beklemeden hizmet eden bir insana yakıştırdığı bu sıfatlar Lokman Ayva’nın bir ayıbı olarak okurlarımızın hafızalarında kalacaktır. Hemen belirtelim ki kötü söz sahibine aittir.

Dokunulmazlık
Üzerindeki dokunulmazlık zırhının arkasına sığınarak, insanlara ‘’Zavallı, istismarcı‘’ gibi seviyesi tartışılır deyimlerle hakaret etmek kolay bir yol. Eğer Lokman Ayva belli bir süre içinde artık milletvekili olmazsa ve bu sözler zaman aşımına uğramazsa, tarafımızdan gerekli hukuki yollara da başvurulacağının bilinmesini isteriz. Kendisinin milletin vekili olarak örnek olması gerekir. Ama o bunu hep yapıyor. Sinirlendiği zaman kontrolden çıkıp en ağır lafları kullanmaktan, hatta insanları dayakla tehdit etmekten geri kalmıyor. Belli ki kendisine başkalarını örnek alıyor. Bir süre önce kızdığı bir engelli grubuna ‘’Pislik böceği ‘’ diyen de aynı Lokman Ayva’dır.
Buradan soruyoruz: Allah’ın yarattığı insana hangi nedenle olursa olsun "Pislik Böceği" demek size yakışır mı Lokman Ayva?

Hala cevap yok
Lokman Ayva cevap vermiyor ama biz sormaya devam edeceğiz:
28 Kasım 2004 tarihinde KRM Şirketi’nin ‘’Özürlü İş Gücünü İş Dünyasıyla Buluşturma Projesi‘’ üzerinden bir buçuk yıldan fazla zaman geçmesine rağmen hala sonuçlanmadı. Engelliler konusunda çalışan bir şirketin diğer ticari şirketlerden farklı olarak yaptıklarını şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşması gerektiği düşüncesindeyiz. Şimdi Lokman Ayva’ya biraz daha açıkça soralım: KRM şirketinin, mensubu olduğunuz AK Parti ile bir yakınlığı var mıdır? Yoksa, Başbakanımız bu açılışı niçin bizzat yapmıştır? Eğer bu proje bu kadar önemli ise, bugüne kadar bizim bildiğimiz bir sponsordan alınan 75 bin Amerikan Doları ve İş-Kur’dan alınan 40 bin YTL hangi seminerlere harcanmıştır? Bu proje kapsamında bu güne kadar kaç engelli iş sahibi olmuştur? Kurucusu olduğunuz Beyazay Görme Özürlüler Derneği tüm engellileri temsilen tek kurum olarak bu projeye nasıl girmiştir? Ayrıca hatırlatalım ki şirketin sahibi Sunay Karamıközbek’ten de tam 1 yıl 3 aydır haber bekliyoruz.
Yine tekrarlayalım yuvarlak laflarla işimiz yok. Belgeleriyle, rakamları gönderirlerse burada sizlerle paylaşacağız.

Sonuç
Lokman Ayva bir noktayı unutmamalı: ‘’Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’’. O yazının sahibi Gülaç Bağ ile 2 kez görüştük. Bu da böyle biline. Yine de Lokman Ayva’nın hışmından ucuz kurtulduğumuzu düşünüyoruz. Allah hem ona, hem de bize yardım etti de mektubunun sonunda bize ‘’Al ananı git o gazeteden‘’ demedi.

Kaynak: www.engelliler.biz/Makaleler/Ayavuz.htm [/size]
 
nasıl olsa parayı götürdü lokman bey seçim olsa ne yazar artık orhan kardeş
 
Orhan arkadaşım o yazıyı okumadım (Keşke scan edip siteye koyabilseydin). Fakat okumama gerek yok çünkü daha önce bu sitede verdiği bazı cevaplardan ve televizyon da bir programdaki konuşmsını duyduğumda engelliler için çalışmayacağını anlamıştım. (belki bağlı bulunduğu partisinin halkla iletişimde, atamalarda, icraatlerde kullandığı bir "bizden", "bizden değil" uygulaması var, bunu birçok uygulamada görüyoruz, iştye sadece ve sadece yaralı birşeyler yaptıysa bu uygulama doğrultusunda olmuştur).
Ben şahsen milletvekilinden hiçbirşey beklemiyorum ve kendisinin ve bazı arkadaşların dediği gibi "engellileri temsil eden bir milletvekili" olarak da görmüyorum.

Seçim yaklaşıyor, arkadaşların iyi düşünmesini, tepeden inme, göz boyama amacı ile aday gösterdikleri bir engelliyi sırf bizden biri düşüncesiyle oy vermeyin, hangi parti olursa olsun. Geçmişini, ne yaptığını, çalışmalarını araştırın ona göre hareket edin. Ayrıca engellilerin sorunlarını anlaması, uygun hizmet ve icraatlerde bulunması için engelli bir milletvekilinin olması da şart değil. Yeterki engellileri anlasın.

Aslında bir engelli annesinin en uygun aday olabileceğini düşünüyorum, bir engelliyi anlayan, sorunlarını gören en uygun kişi. Fakat belli de olmaz, yine de adayı iyi incelemek gerekir.
 
Bence de bu ülkede ne, kim,nasıl denilmeden sadece bir kişiye takılıp onun peşine gidiliyor.Tıpkı örf ve anane gibi parti ve oy verme de gelenek şeklinde babadan oğula aksederek veriliyor.Bir ülkede sadece bir partiyi bir kaç isim sadece çıkarıyorsa iktitara, durup düşünelim bence.Bilinçlilik artmadıkça eğitim artmadıkça kimin, neyin, ne olduğunun,nasıl olması gerektiğinin farkında olmadıkça değişen olmayacak sanırım.
Ben nicelerini tanırım daha konuşma adabı nedir,diksiyon nedir,nerde nasıl konuşuluru bilmez,ama malesef üst makamlarda.
Buda Türkiyenin kaderi haline geldi sanırım. :roll:
 
msg' Alıntı:
Ben şahsen milletvekilinden hiçbirşey beklemiyorum ve kendisinin ve bazı arkadaşların dediği gibi "engellileri temsil eden bir milletvekili" olarak da görmüyorum.

Evet arkadaşım benimde hiçbir beklentim yok miletvekillerinden. Fakat haddini aşan kelimeler sarf etmesi hiçte hoş değil. Asla bir milletvekiline yakışmıyor.
 
Ben anlamıyorum! Belli yerlere gelmiş insanlar nasıl ve neden bu tür ağır ifadeleri bi çırpıda kullanıveriyor! Üsluba biraz dikkat edilse hem kavga ortamı olmaz hem de tartışılan konudan uzaklaşılmaz...

Yavuz Kocaömer'in sorularının cevaplarını ben de merakla bekleyenlerdenim. Türk Hava Yolları'nın işe alımlarında başta olmak üzere, neredeyse engellilerle ilgili her oluşumda sadece FEV, Beyaz Ay, AKP Özürlüler Masası vb. oluşumları görmek çok düşündürücü olmaya başladı artık. Sanki tüm olanaklar bu oluşumlara kanalize ediliyor gibi bir izlenim doğuyor kaçınılmaz olarak.
Elbette hizmeti kim yaparsa yapsın, yeter ki uapsın... ama yine de ortalıkta başka kimsenin olmaması, bana pek sıradan birşeymiş gibi gelmiyor...
Hem aklıma hemen şu soru geliyor: Engellilere (aslında herkese) hizmet götürülürken bu denli partici olunursa, yarın iktidar değiştiğinde, bugün popüler olan oluşumlar ne olacak? Herhalde atıl hale düşeceğini söylemek kehanet olmaz! İşte diyorum ki ben, bu oluşumları bir parti neferi/propaganda aracı haline getirmektense (ya da düşmesine seyirci kalmaktansa), neden SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ gibi "sıradan"laştır mıyoruz? Ve neden diğer STÖ'leri dışlıyoruz? Bugün "hep bana" dersek, yarın "hani bana" demeye yüzümüz olur mu?

Not: Bu eleştirileri -eğer iktidar olsalardı- varolan tüm partilere yapardım heralde. Al birini vur ötekine... :)

Not: Adı geçen yazıları ilk mesaja ekledim...
 
Bazıları herhangi bir milletvekiline ya da partisine sırf bir özürlü olduğu için oy vermişler sanırım. Bir kere bu baştan yanlış.

Toplumumuz sanki çok kibar, birbirine saygılı da bir tek milletvekillerinin ağzı bozuk sanki..

Bir de siyasilerden ülkede kemikleşmiş birçok sorun dururken kalkıp biz "zavallı" ve "işe yaramaz" özürlülere ait sorunlarını çözmeyi beklemek bence boş hayaldir.
 
Kederli' Alıntı:
Bazıları herhangi bir milletvekiline ya da partisine sırf bir özürlü olduğu için oy vermişler sanırım. Bir kere bu baştan yanlış.

Toplumumuz sanki çok kibar, birbirine saygılı da bir tek milletvekillerinin ağzı bozuk sanki..

Bir de siyasilerden ülkede kemikleşmiş birçok sorun dururken kalkıp biz "zavallı" ve "işe yaramaz" özürlülere ait sorunlarını çözmeyi beklemek bence boş hayaldir.

Toplumumuza ve biz engellilere hakaret etme istersen. Sen kibar olmaya bilirsin. Ama biz bir aile gibiyiz burda.
 
ayva

Daha önce anket formunda şöyle bir yazıyla çıkmıştım karşınıza ;

Basına Ve Bir Takım Çığırtkanlara Bakarsak Belki de İlk Kez Bu Denli Düşünülüyor Engelliler Ama Yürürlüğe Giren Yeni Yasayla Aslında Ne Denli Bizleri Düşündükleri Ortada Yasa Sadece Bir Takım İfadeleri Düzenlemekten İbaret, Söylenenler Eskiyle Hemen Hemen Aynı .....Dil Ve Üslup Farklı Sadece Tabii Engeliler İçin Görülen 7 Yıllık Bir Bekleyişi Katmazsak.... Ülkemizin İçin De Bulunduğu Sosyo-Ekonomik Tüm Koşulları Biliyoruz. Ama Kimse Bize Yok, Yada Bittik, Yada Yoksul Ülke Kandırmaca sı Yapmasın.
Sizleri İşe Alamıyoruz Ekonomi, Sizlere Gerekli Eğitimi Sağlayamıyoruz Ekonomi.... Ve bunları Çoğalta Bilmek Mümkün....
Sadece Dar Ufuklar Düşünemeyen İdrak Edemeyen Beyinler Ve Bu Aldatmaca İçinde Gelecek Arayan Eğitim İmkanı Arayan Kendi Ayakları Üzerinde Kalmaya Çabalayan Bir Engelli Topluluğu Ve Öylesine Büyük Bir Topluluk Ki Aileleriyle Birlikte 12 Milyon Kişi Demek....

Yalnızlık, Unutulmuşluk Kimsenin Kaderi Olmamalı.... Böl Parçala Birleşmelerine Engelle Siyasetine Vakurlu Bir Duruş Gerekiyor Bu Hayalleriniz, Hayallerimiz Geleceğimiz İçin Şart.....

Engeliler İçin Ne Mi Yapıldı Yaptıkları Tek Şey Bölmek Nasıl Mı?

Her Dernek Kendi Federasyonunu Ve Konfederasyonunu Kurabilir Denildi Ve İlk Bölünme Yani İlk Meyvelerini Aldılar Görme Engellilerin Artık İki Federasyonu Var Oyun İçinde Oyun Böyle Bir Siyasete Siz ........!

Ve Gerçekleri Görme Beraber Olma Zamanı Kimse Kimseyi Aldatmasın Meclise Daha Çok Kişi Gitmeliyiz İçimizden Belki de Bu Siteden Birilerini Göndermeliyiz.... Göstermelik Yasalar İçin Değil Biz De Varız Demek İçin. ..........

Bu yazının üzerinden çok zaman geçmedi bölünmeye bir yenisi eklendi artık ortopedik engellilerinde iki federasyona var. Kurdukları yada kurmaya çalıştıkları yolda emin adımlarla yürüyorlar. ve ne yazık ki birileri de bu oyunlara alet oluyor.

Şimdi konuyu Lokman AYVA’ ya uyarlayacak olursak yukarıdaki yazımızda özetlediğimiz gibi böl parçala yönet diyenlere karşı vakurlu bir duruş gerekli Sayın Ayvanın gaflarını yada engelli camiasına bakış acısını burada tartışmaya açmayacağım. Ancak şunu bilmek gerekli birilerin engelli olması bizim sorunlarımızı çözeceği anlamanı taşımıyor Sayın Ayva örneğinde görüldüğü gibi.

Bu ve buna benzer sorunlar yaşamamanın yolu ; Benlerinden uzaklaşmış, egolarından kurtulmuş, kendini bu camiaya adamış, bizim içimizden, bizim gibi düşünen, dertlerimizi, sorunlarımızı bilen birilerini meclise taşımaktan geçiyor.
Ve haddim olmadan buradan bir çağrıda buluyorum: En kısa sürede formumuzda yeni bir topik açılmalı,
bu topiğin görevi, yaklaşan secimler öncesi siyasi partilere yol göstericilik, gerekirse tavsiye ve yorumlarıyla danışmanlık yapabilmeli ve siyasi partilere bire birde tavsiyelerde bulunabilmek olmalıdır.
Hatta siyasi partilere buradan baskı yaparak içimizden birilerini aday gösterilmesini sağlayabilmek olmalıdır.

Yine naçizane bu sitede tanıdığım yada tanımaya çalıştığım ve bu işi hakkıyla yapabileceğine inandığım değerli arkadaşlarımı göreve bekliyorum bizler için bu camia için ellerini taşın altına sokabilmeliler.

Göreve beklediğim arkadaşlar kim mi : ? ? ?

Henüz isimlerini düşündüğüm arkadaşlarımla bire birde görüşmedim yalnız aflarına sığınarak isimlerini dile getiriyorum...

Bu arkadaşlar hepimizin yakından tanığı Bülent KÜÇÜKASLAN, Yıldıray ÇINAR, Yavuz KOCAÖMER, Selçuk DEMİRCİ ( ve siyasetle uğraşmış biri olarak kendim mi öneriyorum )
 
ARKADAŞLAR

Anlayamıyorum halendaha anlamadınızmı bu ülkede kimsenin bir milletvekili yok nerde kaldı bizlerin olsun ben ne devletten birşey beklerim nede vekildin kendi başımın çağresine bakarım arkadaş vekilmiş ne vekili partiymiş ne partisi ya tanımasakya inanacam nerdeyse.
 
lokman ayvanın gerçek yüzü ortaya çıkmaya başladı :evil:
 
siyaset

Bence burada en iyi çözümü selselnet bulmuş birlikten kuvvet doğar sözünü unutmamak gerekli bilmiyorum nasıl olur ama daha çok insanı aramızdan meclise taşıyabilmeliyiz. Siyasetten anlamam bu bahsi gecen arkadaşları tanımam ama bence destek verilmeli kendi adıma söz elimden geleni yaparım arkadaşlar sizin için.... Bence hemen böyle bir konu açılmalı ve arkadaşlarımız desteklenmeli bu yazıların yazılmasını sağlayan tüm arkadaşlara sonsuz teşekkürler..
 
millet rezilimize

sayın lokman ayva millet rezilini şiddetle kınıyorum,rezil herif kendini ne zannedyormuş o ukala ooo haddini aşarsa bende aşarım O KADAR
 
[size=7]"SAVM (NAMAZ) SALAT (ORUÇ) VE HAC İLE SANMA ZAHİR BİTTİ İŞİN;
İNSANI KAMİL OLMAYA LAZIM OLAN İRFAN İMİŞ..."
[/size]


UTANDIM. BİR MİLLETVEKİLİNİN BU ŞEKİLDE HAREKET ETMESİNDEN SADECE UTANDIM.

ADI ÜZERİNDE MİLLET VEKİLİ. MİLLETİN VEKİLİ. BİZİ TEMSİL EDİYOR.

BİZİM TEMSİLCİMİZ BÖYLEMİ OLMALI SİZCE...
 
Lokman Ayva efendiyi kınamaya bile layık bulmuyorum ki, geçmişte bunu zaten yeterince yaptık. Dilimizde tüy bitmeye başladı artık. :!:

Siyaset yaparak yada yapanlara benzeyerek (bunun örnekleri etrafımızı yeterinde kirletiyorlar) birşeyler yapabileceğimizi ve amacımıza ulaşabileceğimizi sanmıyorum. Siyaset yapmanın, sorunlarımızı çözme aşamasında insancıl ve gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Siyaset denilen ve uygulanmaya çalışılan şey, kişilerin çıkarlarına hizmet eder sadece. Çıkar mevzusunun da "engelliler ve onların sorunlarının çözümü" aşamasında hiçbir yeri yoktur. Fakat bizlere çok iyi öğrettiler ki, bir engelli diğer engelliyi rahatça artık çıkarlarına kurban edebiliyor...

Birilerinin bizler için faydalı olacağını düşündüğümüz kişiler, yakın ailelerinde engelli bireyler olan, onların sağlık durumlarına, toplum içinde var olma savaşlarına ve karşılaşılan altyapısal engellere bizzat şahit olan kişiler olmalı. Ama bu mümkün müdür, işte onu maalesef bilemem...
 
Değerli arkadaşlar,

Burada ülkemiz siyasilerinden engelli bir milletvekilini görevini olması gerektiği gibi yerine getirmediği için eleştiriyoruz. Kanımca buraya kadar yapılan şey doğru. Ancak bunun hemen ardından bu eleştirilerin pençelerini alakasız boğazlara uzatmaktan çekinmediğimizi görüyorum.

Örneğin sevgili kardeşim oturanboğanın eleştirilerinin hemen sonuna "diğer partilerde olsa aynı şekilde eleştirirdim" gibi bir önyargı abidesi cümle yerleştirmesi kabul edilecek gibi değil. Ortada var olmayan bir benzerliğin sadece 'olasılığından' hareketle diğer siyasi oluşumları ortada hiç bir hata olmamasını umursamadan "bunlarda kesin öyle yapardı" gibi bir zihniyetle mahkum etmenin haklı tarafı olamaz. Ancak tabiki bu tahminler gerçekleştiğinde diğer siyasiler ya da partilerde bu eleştirilerden nasibini alabilmelidir.

Bu tür önyargıların temelinde siyasetçiye duyulan güvensizliğin derin etkileri görülüyor. Ülkemizde bugüne kadar süregelen ve halen de devam etmekte olan uygulamalara bakınca bu tavrın çok hatalı olduğunu söçylemek de pek mümkün değil. Ancak burada yapılacak en büyük hatalardan biri 'siyasetçi' üzerinden 'siyaseti' mahkum etmektir. Bu yapılabilecek yanlışların başında geliyor ve buradada bir çok arkadaşımız tepkilerini siyasetçiden siyaset üzerine çevirmi,ş durumda.

Arkadaşlar "siyaset dediğimiz şey genel olarak toplumsal yaşamın gerektirdiği çözümleri üretebilme sanatı anlamına gelir. Eğer toplum içinde yaşıyorsak "siyaset kötüdür" gibi bir cümlenin anlamsızlığı "yemek yemek kötüdür" kelimesinden daha az tartışmalı değildir. İnsanoğlu tüm eleştirilebilirliğine rağmen siyaset adı altında birlikte yaşamanın, birlikte yaşamayla ortaya çıkan sorunların üstesinden gelmenin yollarını aramaktadır. Bunun bir alternatifi var mıdır? Vardır ve Tv lerde katledilen lübnanlı çocukların fotoğraflarına bakmanız cevap için yeterlidir. Evet siyasetin alternatifi kan ve ölümdür arkadaşlar. Sadece siyaset sayesindedir ki insanlar birbirlerinin çıkarlarına saygı duymayı, önemsemeyi ve kendi beklentilerini insana yakışır şekilde ifade etmeyi başarabilmektedir.

Siyaset genel anlamıyla sadece çözüm üretmektir. Bu nedenle bir toplumda siyasetle uğraşan bireylerin sayısı ne kadar çok olursa toplumsal dönüşüm talepleride o denli artacaktır. Siyasetle ilgilenmeyen insanlar çözümü devlet babadan, ağalardan, şeyhlerden, dikatatörlerden yada fazla uçanları doğa üstü güçlerden beklerler. Oysa çözüm, çözümü gökten zembille inecekmiş gibi bekleyenlerin ellerindedir. İşte siyaset herşeyden önce insanlara bu farkındalığı sağlar. İnsanların kendi eksiklerini görebilmelerini, soyut düşünebilmeyi, kendinden başkaları için de kaygı duyabilmeyi öğretir. Bunlar ise insan olmanın olmazsa olmazlarıdır. İnsan bu özellikleri sayesinde hayvanlardan ayrılabilmiştir ve bir daha asla geri dönemeyeceği bir yola girmiştir.

Ancak ülkemizde siyaset, örneklerini son derece net bir şekilde gördüğümüz gibi, birilerinin kazanımlarına ulaşana kadar bürünüp günü gelincede bir anda sıyrılıp atılan bir post gibi kullanılmaktadır. Fakat bu kişiler "siyasetçi" dirler. Oysa siyaseti olması gerektiği gibi yapanlara biz siyasetçi demeyiz; 'Devlet Adamı' deriz. Bir ülkenin tarihinde çok siyasetçi vardır ama 'devlet adamı' sıfatını herkes kazanamaz. Bir kişinin kendi çıkarlarıyla toplumunun çıkarları arasında yaptığı tercih onun devlet adamlığı ya da siyasetçiliğinin sınırlarını oluşturan yanıdır.

Sonuç itibariyle eleştirilerimizi siyasetçilerle sınırlı tutup siyaset kurumunu zedelemezsek doğru yaparız diye düşünüyorum. Zira tüm eleştirilebilirliğine rağmen siyaset toplumsal sorunlarımızın çözümlerinde alternatifsiz tek limanımızdır.

Sevgiyle.
 
lokman ayva

Ben bire bir tartıştım kendisiyle,elimizden haklar konusunda.Şunu anladımki boşa konuşan, cahil bir insan.Bedensel engellileri sevmeyen bir milletvekili bunu anladım.
 
siyasetin tanımı

Siyasetin anlamına baktığımızda bir çok anlamı var ama benim en çok beğendiğim tanımı şu ; Siyaset herkesin ilgilenmesi gereken öğrenmesi ve de takip etmesi gereken şeydir hayatin kendisidir. Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayışın kendisidir.

Bugünün dünyasında herhangi bir toplumda yasayan herhangi bir bireyin kişisel hak ve özgürlüklerini gerektiğinde savunma platformudur siyaset. 700 yıl boyunca tek bir basa kulluk eden bir zihniyetin suyunun suyu olarak cumhuriyet döneminden sonra kişisel hak ve özgürlükler doğrultusunda toplumu şekillendirmek ve bu konuda birey olarak söz sahibi olmak gerektiği, genç nesilleri eğiten sistemin bu bilinci veremediğinden ve tepede bizi temsil etmesi gereken zümrenin sistemi daha da kokuşturmasından dolayı halen kavranamamıştır.

Sistemi, siyaseti inşa etmesi gereken gençlik bilgisiz ve duyarsız olarak yetiştirildiğinden siyasetten çekinmektedir, nefret etmektedir. Genç nesil eğer içinde bulunduğu toplumdaki en ufak çarpıklıktan başlayarak duyarlılığını ortaya koymazsa, "ben yolumu bulayım sistem zaten göçmüş" nidalarıyla kolay kapılardan geçmeye çalışırsa hem birey olarak, hem de toplum olarak birileri tarafından kullanılırız, siyasetten de nefret ederiz.

Televizyon karşısında aptallaşan bir nesil’in giderek uzaklaştığı, iğreti gördüğü, bireyin kendi hak ve özgürlüklerine giden yolun yegane taşıtıdır siyaset; içeriğini sorgulamak yerine popüler kültür tarafından sunulan standart, vizyonsuz ve etkisiz yaşamları yasayarak bir yere varılamaz.

“ Ne kadar ensesine vur ekmeğini ağzından al” tipi insanlar olduğunu görüyorum. inisiyatif yaratmaktan aciz, tarihin nesnesi olmayı kabul etmiş bu gençliğe siyaset hoş olmak zorunda değildir, ama insan siyasi bir çizgiye ve akla sahip olmak zorundadır. Aksi taktirde kullanılırız.

"Oturduğu yerden başarıya ulasan tek varlık tavuktur." Siyasetten nefret etmek yerine siyaseti kokuşturan zihniyete dur diyebilecek siyasetçiler yetiştirebilmeliyiz. Öyleyse buradan içimizden bizden birileri olan arkadaşlarımıza destek verelim. Unutmayalım ki hak verilmez alınır hakkımızın savunucusu vekillere ihtiyacımız var.
 
ne desem boş konusanların yapanların yuzleri ortaya cıkıyor :( :( :( :(
 
Pegasus' Alıntı:
... temelinde siyasetçiye duyulan güvensizliğin derin etkileri görülüyor. Ülkemizde bugüne kadar süregelen ve halen de devam etmekte olan uygulamalara bakınca bu tavrın çok hatalı olduğunu söçylemek de pek mümkün değil. Ancak burada yapılacak en büyük hatalardan biri 'siyasetçi' üzerinden 'siyaseti' mahkum etmektir. Bu yapılabilecek yanlışların başında geliyor ve buradada bir çok arkadaşımız tepkilerini siyasetçiden siyaset üzerine çevirmi,ş durumda.
...

Buraya ve sonrakilere olduğu gibi katılıyorum. OturanBoğa'nın cümlesini de "siyaset"i değil, aynı haltı yerlerse "diğer partiler"i de aynı şekilde eleştirim" diye algıladım. Yemezlerse sorun yok! Aslında sen de, farklı davranmazsın sanırım. ;)


Olaya yanlış mantıkla yaklaşıldığında, yanlış sonuçlara varırız!..

"Siyasetçi" kötüdür.
Siyasetçi ne yapar: Siyaset!
O halde siyaset kötüdür!.. Tu kaka!

Üstelik, güzel yurdumda, öylesine kara mizah haline getirilmiş ki bu olay, sıradan vatandaşın "lanet olsun" diye küfretmekten ya da "acı acı gülmekten" başka çaresi kalmıyor!

"Siyaset"i, "çamur" gibi göstermenin 'şark kurnazı' siyasetçiye faydası vardır! Benim ve yakınlarımdan başkası; dürüst, namuslu ve onurlu kişiler buralara uğramasın, bana muhalefet etmesin, ben de "deveyi hamutuyla götüreyim." Bunda da başarılı olurlar.. Türkiye'de şimdiye kadar yaşananlar bunu göstermiştir. :(

Pegasus' Alıntı:
... Sonuç itibariyle eleştirilerimizi siyasetçilerle sınırlı tutup siyaset kurumunu zedelemezsek doğru yaparız diye düşünüyorum. Zira tüm eleştirilebilirliğine rağmen siyaset toplumsal sorunlarımızın çözümlerinde alternatifsiz tek limanımızdır.
...

Kesinlikle! "Siyaset"i karalamak yerine, onun üzerindeki çamuru temizlemenin yolları üzerine kafa yormalıyız!
 
hadi meclise

Pegasus demiş ki;

temelinde siyasetçiye duyulan güvensizliğin derin etkileri görülüyor. Ülkemizde bugüne kadar süregelen ve halen de devam etmekte olan uygulamalara bakınca bu tavrın çok hatalı olduğunu söçylemek de pek mümkün değil. Ancak burada yapılacak en büyük hatalardan biri 'siyasetçi' üzerinden 'siyaseti' mahkum etmektir. Bu yapılabilecek yanlışların başında geliyor ve buradada bir çok arkadaşımız tepkilerini siyasetçiden siyaset üzerine çevirmi,ş durumda.
...
selselnet demiş ki;

Ne kadar ensesine vur ekmeğini ağzından al” tipi insanlar olduğunu görüyorum. inisiyatif yaratmaktan aciz, tarihin nesnesi olmayı kabul etmiş bu gençliğe siyaset hoş olmak zorunda değildir, ama insan siyasi bir çizgiye ve akla sahip olmak zorundadır. Aksi taktirde kullanılırız.
"Oturduğu yerden başarıya ulasan tek varlık tavuktur." Siyasetten nefret etmek yerine siyaseti kokuşturan zihniyete dur diyebilecek siyasetçiler yetiştirebilmeliyiz. Öyleyse buradan içimizden bizden birileri olan arkadaşlarımıza destek verelim. Unutmayalım ki hak verilmez alınır hakkımızın savunucusu vekillere ihtiyacımız var.


Sayın selselnet ve pegasus yazılarınızı yakından takip etmekteyim gerek anlatım gerekse üslup bakımından çok beğendiğimi belirtmek isterim. Sanırım her iki yazınında ortak noktası nefret kin yerine kendi sorunlarımızı çözecek vekilleri meclise sokabilmek öyleyse çok güzel bir başlangıç yapılmış oldu buradan sitedeki tüm arkadaşlarımı bu forma sahip çıkmaya davet ediyorum “ susma sustukça sıra sana gelecek” bu lafı unutmayalım susmayalım buradayız bizde varız diyebilelim.
 
:) Günümüzde yapılmaya çalışılan şey çok farklı boyutlarda artık. Siyaset denilen kelimenin anlamı, iktidarı elinde bulunduran bugünki yada daha öncekilerin ellerinde yok olup gitti. bu gün gibi ortada. anlatmak istediğim buydu. yoksa Siyaset teriminin anlamını gayet iyi biliyorum.

işin daha enteresan yanı, hala ümitli olmanız. Bu hükümeti seçen halk, ne kadar sıkıntı çeksede yapılan anketlerde yine görülüyorki aynı hükümetten yana. yani Siyaset daha uzuuuunnn bir süre yetkiyi ellerinde bulunduranların çıkarlarına hizmet etmeye devam edecek.

köklü bir değişiklik gerekli. gerçekten çok köklü...
 
ordu gelsin bence başa.çünki ben ak partili değilim amma gerideki partilerin bunun çeyreği bile olamayacağını gördüm.kökten değişiklik ise bu durumda orduyla olur. :lol: :lol: :lol:
 
yarenn66' Alıntı:
ordu gelsin bence başa.çünki ben ak partili değilim amma gerideki partilerin bunun çeyreği bile olamayacağını gördüm.kökten değişiklik ise bu durumda orduyla olur. :lol: :lol: :lol:
Bazı şeyleri söylemek çok kolay. Ordunun gelmesi demek ülkemizin ağır bir darbe alması demektir. Zaten kötü olan ekonominin alacağı hali düşünmek bile akıllara zarar.
 
destek

Arkadaşlar siyasetin tanımı ve olması gerekenlerin tanımı yapılmış her şey çok güzel bende değerli fikirlerinden dolayı pegasus ve selselneti kutluyorum. Ayrıca formu açtığı için Orhan beye teşekkür ediyorum. Bu noktada Batuhan gibi düşünüyorum. Artık bu tanımların yerine neler yapabiliriz bunları ortaya koymalıyız. Kokuşmuşluğun yanlışlığının içinde bulunmak istemiyorsak bundan nasıl kurtulmalıyız onun yollarını bulmayız. Bir takım yanlışları herkese mal edemeyiz. Dilemmanın yazısını okudum çok umutsuz bir yazıymış gibi geldi bana yazının bir kısmını kopyalayıp sizlerle paylaşıyorum.

Dilemma demişki;

işin daha enteresan yanı, hala ümitli olmanız. Bu hükümeti seçen halk, ne kadar sıkıntı çeksede yapılan anketlerde yine görülüyorki aynı hükümetten yana. yani Siyaset daha uzuuuunnn bir süre yetkiyi ellerinde bulunduranların çıkarlarına hizmet etmeye devam edecek.

köklü bir değişiklik gerekli. gerçekten çok köklü...


Sevgili dilemma ülke politikalarını siyaset adamları değil siyasi erk ve siyasi partiler belirler bence. Ve malumunuz o siyasi partiyi o siyasi erk’ ide halk belirler. Halksa kendine yakın bulduğunu yani inandığına oy verir vermekte de özgürdür. Bundan sorgulamayı gerektirecek hiçbir şey yok, eğer sorgularsak demokrasiye olan inancımızı kaybederiz.

Sevgili dilemma şu hiçbir zaman unutulmamalı bizler Kurtuluş savaşını mücadelesi vermiş bir halkın evlatlarıyız. O dönemde de mandacılık vs. gibi yaklaşımlar konuşagelsede gerekli cevabı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde vermiş bir halkın evlatlarıyız. Ümitliyim çünkü gücümün farkındayım umudunu kaybedenler kendi farkında olmayanlardır. Arkadaşlar bir araya gelip sesimizi duyurmalıyız aramızdan siyasete eğilimli arkadaşlarımızı destekleyelim, gücümüzün farkında olalım artık. Askeri darbelerle Köklü değişimler hiçbir zaman asıl amacına ulaşamamıştır. Halkın bilinçlendiği noktada başarı ve kurtuluş gelmiştir. Hadi davamıza sahip çıkalım.

Herkes desteklemeli bilgisini paylaşmalı bu formda.
 
PEGASUS kardeşim ;
Bence bülent küçükaslan az bile söyledi !
Anladıgım kadarı ile sendede bir siyasetçi (ağzı)uslübu var yani siyasetçiler gibisin uzun,uzun konuşuyor konuyu gerekenden aşırı fazlasıyla süslüyor ,uzatıyor ve asla bağlanacağı yere bağlamıyorsun çok şeyler yazmak istiyorum ama olmuyor işte bence oturanboğa az bile söyledi al birini :idea: çak :arrow: ötekilerine sonra :twisted:
 
Açıkcası dayanamadım :D

Konuyu özetleyelim;

Bir adam var ve bu adamın kimliği şu anda siyasetçi konumunda.Siyasetin ne olup olmadığına hiç bakmaksızın bu adamın görevini iyi yapamadığı aşikar. Kimse sanırım buna itiraz etmiyor değil mi?

Ama öte yanda sevgili pegasus un , selselnet in ve baben inde hedefi tam 12 den vuran cümleleri var. Bunlar burada tartışılırken tesadüfün böylesi, bende kendi adıma müzik bölümünde buna benzer bir konuyu işliyorum.

Doğru aynı cümleleri tekrarlamak niyetinde değilim. Bu kişilerin ağızlarının iyi laf etmesini siyasi olarak değerlendirmediğimi son derece açık ve net şekilde güzel açıklamalar yaptıklarını söylemeliyim.

Haklısınız, siyaset kelimesinden bunun son derece çirkin yapılmasından dolayı bizlere nefret geldi. Bu arada siyasetin gerçek anlamını unuttuk.

Atatürk te siyasi bir tavır sergiledi ve siyasi bir kimliği vardı ama doğru!!! pegasus un söylediği gibi devlet adamı kimliğiyle bunları yaptığından ne kulağımıza ne gözümüze yaptıkları çirkin gelmiyor.

Kişileri hedef alalım cümlelerimizle. Bunu yapmaya hakkımız var ve yapmalıyız da, ama tanımları yada kavramları bireylerin yanlışlarıyla mahkum etmek te pek akıllıca değil.
 
Sema06' Alıntı:
Sevgili dilemma şu hiçbir zaman unutulmamalı bizler Kurtuluş savaşını mücadelesi vermiş bir halkın evlatlarıyız. O dönemde de mandacılık vs. gibi yaklaşımlar konuşagelsede gerekli cevabı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde vermiş bir halkın evlatlarıyız.

ne kadar da haklısın. Keşke bugünküler o zamanları aratmasaydı da bunları tartışmak zorunda kalmasaydık. adil, adaletli ve insancıl yönetim. hey gidi günler heyyyy... yazıkki yaşamadık. yazıkki yaşayamayacağız.

siyaset terimini değil, bugünkileri eleştiriyorum ben sadece.bireysel çıkarlar öylesine ön plandaki, lokman ayva dahil tüm siyasetçiler, aldıkları/alacakları kararlarda hep çıkarlarını gözetercekler. bunu yaşanılan her aşamada zaten görüyoruz. anlatmak istediğim, bu amacı güden yönetimle hiçbir yere varılamayacağı.

ama şu kapı da açık bizlere. hepbirlikte, yaptırım gücü olan, baskıcı bir çoğunluk olabilirsek, istediğimizi yaptırabilme gücünü bulabiliriz düşüncesindeyim...
 
yarenn66' Alıntı:
ordu gelsin bence başa.çünki ben ak partili değilim amma gerideki partilerin bunun çeyreği bile olamayacağını gördüm.kökten değişiklik ise bu durumda orduyla olur. :lol: :lol: :lol:

Bu ülkeye verilebilecek en büyük zarar bence.Yakın tarihde yaşanan acıların tekrarını bu ülke bi daha kaldıramaz.
 
Üst Alt