HAFTA SONU VE BEN SAMSUNDAYIM
İnsanın bildiği vee tanıdığı bir yerde candan insanların olduğu bi mekanda olması güzel ve sıcak bi duygu. her zaman gittiğim bildiğim insanların olduğu bir cafedeyim, oturuyoruz arkadaşlarla. masada üç beş kişiyiz, havadan sudan denilen türden muhabbet ediyoruz. masaya bir bayan yaklaşıyor ve oturuyor. benim arkadaşlarımın ortak arkadaşlarıymış. bir süre sonra sınavda yaşadığı sorunlardan bahsetmeye başladı, anlattı anlattı, ben kenardan sessizce dinliyorum ve verileri değerlendiriyorum.
konuşmasını bititirdikten sonra mesleki duyarlılıktan kaynaklanan nedenlerden dolayı ben atıldım sohbete ve olayın tamamen psikolojik olduğunu nedenleriyle açıklamaya çalıştım.
bu yaptığım kesinlikle iyi niyetli bi hareketti. fakat karşı taraftan hiçbir tepki yoktu. ben hafif bi kırgınlıkla tekrar anlattmaya çalıştım durumu nedenleriyle birlikte, fakat yine aynı ilgisiz ve ciddiye alınmayan bir eda ile karşı karşıyaydım.
arkadaşlar beni çok iyi tanıdıklarında durumu farkedecek olacaklar ki duruma mudala ettiler. ve beni sıfatlarımla birlikte tanıştırdılar, bu saatten sonra karşımdaki insanın tavırları tamamen değişti, daha ilgili ve daha da ciddiye alınan bi tavır sergilenmeye başlandı.
bu durum beni daha da sinirlendirdi. zaten daha önceden dinlediğim kadarıyla tespit ettiğim kişilik yapısını iyice analiz edip boşlukları zayıf noktaları tesbit etmiştim, mesleğin kazandırdığı yetenekle birlikte açık olan hedeflere saldırıya geçmiştim.
yo yanlış anlamayın, hakaret yada ona benzer bişiler deildi sölediklerim. fakat karşıdaki insanın benlik saygısı o kadar zedelemiştim ki ve bu durum onun için kaldırılamaz, katlanılmaz bi hal almışdı ki bayan masayı ağlayarak terk etmek zorunda kaldı.
olaydan daha sonra oturup dersler çıkarmaya karar vermiştim. yaptığım ne kadar ve nereye kadar doğruydu. beni bu kadar sinirlendiren neydi yada daha farklı bir şekilde davranılabilir miydi.
yaptığım neden doğru olduğunu yada yanlış olduğunu yada nasıl daha farklı davranılabilirdi bunu sizlerin yorumlarınıza bırakıyorum
ben şu kadarını yazacağım; beni bu kadar sinirlendiren ve tepki vermeme neden olan düşünce ve mantık şu: insanlara sadece insan oldukları için değer verilmeli. insanlık söz konusu olduğunda herkese eşit davranılmalı. insanlık için gecerli olan bu özellik engelliler içinde aynen gecerli bi pozisyon ve bir hak engellinin başarılı olması yada bir insanın başarısı tabiki güzel bişeydir taktir edilir yada saygı duyulur. fakat asla üüstünlük mertebesi deiğildir.
engelli bi insana sadece başarılı olduğu için yada akademik kariyeri olduğu için saygı duyulmamalı. her insana olduğu gibi engelli bireye de sadece evet sadece insan olduğunda dolayı değer verilmeli ve ciddiye alınmalı.
ben sadece o kişideki bu duyarlılığı göremediğim toplumun geneline yayılan riyakarlığı gördüğüm için çok fazla sinirlendim ve tepki verdim
saygılarla
oğuz
İnsanın bildiği vee tanıdığı bir yerde candan insanların olduğu bi mekanda olması güzel ve sıcak bi duygu. her zaman gittiğim bildiğim insanların olduğu bir cafedeyim, oturuyoruz arkadaşlarla. masada üç beş kişiyiz, havadan sudan denilen türden muhabbet ediyoruz. masaya bir bayan yaklaşıyor ve oturuyor. benim arkadaşlarımın ortak arkadaşlarıymış. bir süre sonra sınavda yaşadığı sorunlardan bahsetmeye başladı, anlattı anlattı, ben kenardan sessizce dinliyorum ve verileri değerlendiriyorum.
konuşmasını bititirdikten sonra mesleki duyarlılıktan kaynaklanan nedenlerden dolayı ben atıldım sohbete ve olayın tamamen psikolojik olduğunu nedenleriyle açıklamaya çalıştım.
bu yaptığım kesinlikle iyi niyetli bi hareketti. fakat karşı taraftan hiçbir tepki yoktu. ben hafif bi kırgınlıkla tekrar anlattmaya çalıştım durumu nedenleriyle birlikte, fakat yine aynı ilgisiz ve ciddiye alınmayan bir eda ile karşı karşıyaydım.
arkadaşlar beni çok iyi tanıdıklarında durumu farkedecek olacaklar ki duruma mudala ettiler. ve beni sıfatlarımla birlikte tanıştırdılar, bu saatten sonra karşımdaki insanın tavırları tamamen değişti, daha ilgili ve daha da ciddiye alınan bi tavır sergilenmeye başlandı.
bu durum beni daha da sinirlendirdi. zaten daha önceden dinlediğim kadarıyla tespit ettiğim kişilik yapısını iyice analiz edip boşlukları zayıf noktaları tesbit etmiştim, mesleğin kazandırdığı yetenekle birlikte açık olan hedeflere saldırıya geçmiştim.
yo yanlış anlamayın, hakaret yada ona benzer bişiler deildi sölediklerim. fakat karşıdaki insanın benlik saygısı o kadar zedelemiştim ki ve bu durum onun için kaldırılamaz, katlanılmaz bi hal almışdı ki bayan masayı ağlayarak terk etmek zorunda kaldı.
olaydan daha sonra oturup dersler çıkarmaya karar vermiştim. yaptığım ne kadar ve nereye kadar doğruydu. beni bu kadar sinirlendiren neydi yada daha farklı bir şekilde davranılabilir miydi.
yaptığım neden doğru olduğunu yada yanlış olduğunu yada nasıl daha farklı davranılabilirdi bunu sizlerin yorumlarınıza bırakıyorum
ben şu kadarını yazacağım; beni bu kadar sinirlendiren ve tepki vermeme neden olan düşünce ve mantık şu: insanlara sadece insan oldukları için değer verilmeli. insanlık söz konusu olduğunda herkese eşit davranılmalı. insanlık için gecerli olan bu özellik engelliler içinde aynen gecerli bi pozisyon ve bir hak engellinin başarılı olması yada bir insanın başarısı tabiki güzel bişeydir taktir edilir yada saygı duyulur. fakat asla üüstünlük mertebesi deiğildir.
engelli bi insana sadece başarılı olduğu için yada akademik kariyeri olduğu için saygı duyulmamalı. her insana olduğu gibi engelli bireye de sadece evet sadece insan olduğunda dolayı değer verilmeli ve ciddiye alınmalı.
ben sadece o kişideki bu duyarlılığı göremediğim toplumun geneline yayılan riyakarlığı gördüğüm için çok fazla sinirlendim ve tepki verdim
saygılarla
oğuz