Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Tartışma] Engellilere Yönelik Ayrımcılık

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
673
Mesajlar
58,087
Reaksiyonlar
504
[SIZE=2]Özürlülere Yönelik Ayrımcılık

Yrd. Doç. Dr. Kasım Karataş
Hacettepe Ünv. S.H.Y.O. Öğretim Görevlisi
Kaynak: “Ufkun Ötesi” bilim dergisi (1 Mayıs 2002).


(...)
Günümüzde insanlık “herkesi içine alan, herkese uygun bir toplum modelinden” yoksundur. İşte bu nedenle insanlık çoğu kez sorunlar karşısında kendisini çaresiz hissetmektedir. (...) Bir toplumun gereksinimlerini karşılayacak hizmetler/çözümler üretirken öncelikle “normal insanlar için” harekete geçiliyor, “ötekiler” için “sonra yaparız” deniliyor. (...) Yaratılan bu eksik modelle toplumun bir bölümü dışlanıyor, sonra da bu dışlamanın yarattığı olumsuzluklarla da pekişen sorunların içinden çıkılamıyor. Dışlanan bu kesimleri toplumla bütünleştirecek (entegre edecek) yollar aranıyor. Ne yazık ki, bir yandan dışlama süreci sürerken, bütünleşme çabaları da başarısız kalıyor. (...) [bu çözümsüzlüğün] nedeni yaklaşımdaki bu yetersizliktir.

Bir toplum, kendisini oluşturan bileşenleri iyi tanıyor, onlar hakkında gerçekçi, geçerli bilgiler topluyor ve yaşamı, tüm bileşenleri eşit oranda dikkate alan bir anlayışla planlayıp/şekillendiriyorsa özlenen toplum model,ine doğru yol alıyor demektir. İşte “herkesi içine alan toplum anlayışının temel” budur.

Farklılıklar özünde yadırganacak durumlar değildir. Çünkü farklılık, biz insanların doğasında vardır. Bu fark yalnızca özürlü olmakla değil; pek çok açıdan birbirimizden farklıyız. Hepimizin farklı özellikleri, farklı gereksinimleri var. Güçlerimiz de zayıflıklarımız da farklı. Bu yüzden hepimizin içinde yaşadığı toplum, birkaç kişinin ya da belirli bir kesimin özellikleri temel alınarak şekillendirilemez. Özürlü insanların ihtiyaçları en az özürlü olmayan insanların ihtiyaçları kadar, toplumun düzenlenmesini etkilemeli[dir]. Bu da onların özel bakım isteğinden değil, onlar da herkes gibi toplumun bir parçası olduğundan yapılmalıdır. (...) Herkes, ‘yaptığı hizmetlerden’ özürlülerin de yararlanmasını sağlamaktan sorumludur. Bu sorumluluk herkesindir. Bu sorumluluk doğal ve sürekli bir sorumluluk olarak algılanmadıkça, yerine getirilemez.
(...)
Özürlünün karşılaştığı ‘engelin’ temelinde, sahip olunan ‘özür’ değil; özrün yarattığı farklılığı bahane eden toplumun, özürlüye karşı geliştirdiği ‘engelleyici tutumlar’ yatmaktadır.

Ayrıca özürlülerin kendileri de, sahip oldukları farklılığı, farklı davranmanın ve kendilerine farklı davranılmasının haklı bir gerekçesi sayarak (zaman zaman bunu bir kazanç sayarak) ayrımcı uygulamaları pekiştirecek tutum ve davranışlar içerisinde olabilmektedir. (...) Bu anlamda özürlüyü kendisinden gelecek ayrımcılığa karşı da korumak gerekmektedir.
(...)
Özürlüler gündelik yaşamlarında (...) sayısız ayrımcılık örnekleri yaşamaktadır.
(...)
Özürlülere yönelik ayrımcılığın önlenmesinde en etkili unsur, onları iş yaşamına sokmak, üretken kılmaktır.
(...)
Unutulmamalıdır ki özürlülerin istihdamı önündeki en büyük engel, önyargıdır; önyargıyı aşmanın en etkili yolu da çalışma yaşamında gösterilecek başarıdır.
(...)
Farklı olmak “farklı muameleye tabi tutulmanın” haklı gerekçesi olamaz. Engelliler de herkes gibi, başka hiç bir sebeple değil; salt insan oldukları için onurlu bir yaşamı hak etmektedirler. Bunun için toplumsal yaşama tam katılımın önündeki her türlü engel kaldırılmalı ve eşitlik ilkesi gereğince yaşamın tüm alanlarında desteklenmelidirler.

Oysa engelliler genelde görmezden gelinen, acınan, evde, sokakta, işyerinde, vb. koruma altında bulundurulması gereken kişiler olarak algılanmaktadırlar. Engellilere yaklaşımda dinsel-geleneksel kökenli ‘vicdani yaklaşım’ bireysel, korumacı ve bastırıcı bir tutumdur. Bu yaklaşıma göre iyi bir toplumda, iyi bir insan ‘muhtaç’ kişileri de düşünür. (...) böyle yaptığında engelliler için toplumsal görev yerine getirilmiş olmaktadır. Çağdaş yaklaşım ise insanların bu türden duygu ve düşüncelerini reddetmez; ancak insanların sorunları ve gereksinimleri karşısında sorumluluğu ağırlıklı olarak kamuya (sosyal devlete) yükler. (...) Bu sorumluluk ise tek tek bireylerin, grupların, toplulukların... farklı nedenlerden kaynaklı ve tümüyle kendi inisiyatifler, içerisinde gerçekleşen ‘iyilik yapma’ dürtülerine bırakılamaz. Bunları bir hak olarak tanımlıyorsak [ki böyledir] hakkın yerine getirilmesinde bir de ‘muhatap’ bulunmalıdır; o da devletten başkası değildir.

Bu anlayışla bakıldığında, devleti sosyal sorumluluklarında uzaklaştırma ve yerine ‘sivil toplumu’ ikame etme yönünde son yıllarda giderek artan çabaların özünde çağdaşlık karşıtı çabalar olduğu hemen fark edilecektir.
(...)
“Kimsenin yarın engelli olmayacağının garanti edilemeyeceği” gerçeğinin sık sık anımsatılması üzerine bina edilen, korkuya dayalı davranışlar yerine; başkalarına karşı da sorumlu olduğumuz bilinci konulmalı ve bu bilincin gereği olan kamusal sorumluluklar yerine getirilmelidir.

Ayrımcılıkla Savaşım


(...)
Öncelikle sorunların çözümü için gerekli iradenin varolması gerekir. Odağına insanı alan bir yaklaşımla, çözüm üretme ve uygulama sürecinde, sorunun etkilediği tüm tarafların etkin katılımına başvurulmalıdır.
(...)
Ayrımcılıkla savaşımda, öncelikle böyle bir olgunun varlığının kamuoyunca bilinmesi büyük önem taşımaktadır. (...) Günümüzde, burada sözü edilen toplumsal farkındalık olgusunda ‘medyanın’ rolü büyüktür. Ancak özürlülere yönelik ayrımcılık konusunda medyanın soruna daha çok acıma duyguları içinde yaklaştığı, sağlıklı bir ele alış üretmediği bilinmektedir. Bu anlamda öncelikle medyanın yaklaşımı düzeltilmelidir.
(...)
Ayrımcılığın önüne geçilebilmesi için eğitime büyük önem verilmelidir. (...) Ayrımcılıkla savaşımda en önemli konu, bakış açımızın genişletilmesidir. Bu amaçla, ayrımcılık karşıtı bir eğitim sistemi kurmak ve özellikle de çocuk yaşta eğitime önem vererek, toplumsal yaşamın her alanında ayrımcı uygulamalara izin vermemek gerekir.
(...)
Engellilere yönelik ayrımcılık, toplumun gündemine yerleştirilmeli ve toplumun kendi kendini sorgulaması için bir yol açılmalıdır.
(...)
Ayrımcılığı yaratan maddi koşulların olabildiğince ortadan kaldırılması ve doğal kabul edilebilecek farklılıklardan bir ayrımcılık türetilmemesi için ayrımcılık karşıtı bir bilincin geliştirilmesi gerekir. Bu doğrultuda temel kabul, herkesin farklı ve herkesin eşit olduğuna olan inançtır

[/SIZE]
 
Yazanın, yorumlayanın ve yayınlayanın bilincine sağlık. Keşke bu yazıyı yetkililer de dahil herkese okutabilsek...
 
Sevgili Forum
Yazı hakikaten çok güzel yazılmış. Tamamına ulaşmaya çalışacağım.Ben de acizane görüşlerimi belirtmek istiyorum ki bunlar da yazıyı destekleyen görüşlerdir
Dikkat ediyorum görme engelli çocuğu olan aileler olayın ailede yarattğı psikolojik sürecleri ne denli süratla atlatıp, çocuklarının bir birey olduğunu, kişiliğinin olumlu yönde gelişmesi ve özgüveninin oluşması gerceğini ne denli erken anlar ve buna dönük çaba içine girerlerse o çocuklar hayatta o kadar başarılı oluyor. Burada vurgulamak istediğim en erken dönemde ailede engelli çocuğun engeli olmayan çocukla eşdeğer tutulması ve ileriye dönük eşit hedefler belirlenmesi ama farklı taktiklerle .

Okul içinde de farklı davranış sergileyen engelli çocuklara ayırımcılık yapılmaması gerekir. Örneğin hiç görmeyen bir çocuk ailede paltosunu asmayı öğrenmemiş ise sınıfa gidince paltosunu yere atabilir. Paltoyu yardım gayesi ile yerden alıp arkadaşlarının asması bence o çocuğa iyilik yapmak demek değildir. Aynı şekilde bu çocuğun yemek sırasına girmemesi, arkadaşlarının onun tepsisini taşıması iyilik değildir. Gerekli olan ona neyi nasıl yapacağını öğretmekle olur ki buda kanımca bu saatten sonra ülkemiz de ancak milli eğitim müfredatına konacak ve özürlülük kavram ve kapsamını anlatan dersle sağlanabilir.Tabii toplumsal anlayışın ve medyanında desteği çok önemli.
Burada özürlü aileleri de çok önemli. Kendi yaşamlarından kesitleri,yaşadıkları sevincleri,üzüntüleri, zorlukları gereğinde multimedyada canlı olarak yansıtabilmeliler.Çocuklarını, bir çok zorluğa göğüs germe pahasına da olsa çocuk parkına götürüp etrafa kendi çocuklarının da diğer çocuklar gibi olduğunu, oynamak , arkadaş edinmek gereksinimi olduğunu anlatmalılar. Bütün bunlar mutlaka yapıcı ve non-arabesk tarzda olmalı .
Çocukluğundan itibaren takip ettiğim albino bir hastam var.Erkek çocuğu
Aile bu çocuğa ilk öğretim çağından itibaren hedef belirledi. Enine boyuna konuştuk.yapabilecekleri ve yapamıyacakları.Çocuğun da kaabiliyetleri doğrultusunda yabancı dile yöneldi. Bu amacla tüm lise yaşamı boyunca elinde dürbünü_Uzak görme için_her sene İngiltereye gitti, bu sene sınavlarda başarılı olacağını düşünüyorum. Aynı şekilde başka bir albino hastam var. Az görmesi olduğu için ailede, çocukta hayata küskün, ilköğretimden terk.
Her şey sözde ve yazıda çok güzel de birde çark daha hızlı dönmeye başlasa.(Kanımca çark dönmeye başladı ancak slow motion)
Sevgiler
Dr.Nazan Baykan
 
Alın size devletin/diyanet'in ve daha da beteri buna gururla önayak olan engellilerin yaptığı ayrımcılık

Diyanet, Kocatepe Camii'ni özürlüler için yeniden inşa ediyor. Özürlüler için musalla taşı, ayrı namaz kılma ve abdest alma yeri, özürlü dilenciler için ayrı mekan yapılacak, körler için özer parke döşenecek...

ANKARA (STAR)

Türkiye'deki özürlüler ilk camilerine kavuşuyor. Ankara'daki Kocatepe Camii, özürlü mimar Şükrü Sürmen'in çizdiği projelerle özürlüler için yeniden dizayn edilecek. Özürlülerin saf tutmaları için namaz alanlarında, musalla taşının yanlarında özürlüler için özel alan, özürlü dilenciler için özel mekanlar yapılacak.

Kocatepe Camii'nde yapılacak değişiklikleri belirlemek üzere özürlü mimar Şükrü Sürmen, Diyanet İşleri Başkanlığı İdari ve Mali İşler Daire Başkanı Mehmet Altınsoy, Başbakan'ın özürlü danışmanı Faruk Öztimur incelemelerde bulundu. Kocatepe Camii'nde özürlüler
için yapılacak değişiklikler şöyle:
- Özürlü asansörü kurulacak.
- Özürlülerin musalla taşının yanında saf tutabilmeleri için özel bir yer yapılacak.
- Özürlülerin cami içine girmelerini sağlayacak özel düzenekler kurulacak. Tekerlekli sandalyeyle camiye girilebilecek.
- Körlerin daha rahat kullanımı özel bordür taşı döşenecek. Körler için özel ayakkabılık yapılacak.
- Özürlüler için özel tuvalet ve abdest alma yeri yapılacak.
- Özürlülerin cami içinde namaz kılma mekanları olacak.
- Merdivenlere özürlüler için özel bariyer ve korunak yapılacak.
- Özürlü dilencilerin cami alanı içinde rahatlıkla dilenmelerini sağlayacak mekanlar ve oturak düzenekleri kurulacak.
Yanlış biliyorsam düzeltin lütfen; bu ülkede dilenmek YASAK değil mi!
Hadi bu yaşanan bir gerçek, yani istesek de istemesek de dilencilik var..
Peki devlet "Engellilere özel dilenme alanı" yaparsa, bu zaten toplumun gözünde "acıma duygusu"ndan başka bir yeri olmayan engellilerin "imajını" ne hale getirir?

"Özürlülerin kendileri de, sahip oldukları farklılığı, farklı davranmanın ve kendilerine farklı davranılmasının haklı bir gerekçesi sayarak (zaman zaman bunu bir kazanç sayarak) ayrımcı uygulamaları pekiştirecek tutum ve davranışlar içerisinde olabilmektedir. Özürlü-toplum ilişkisi içerisinde karşılıklı beslenen bir olgu olarak benimsenip içselleştirilen ayrımcı uygulamalar, ciddi bir itirazla karşılaşmadan, zamanla, yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmektedir.

Bu anlamda özürlüyü kendisinden gelecek ayrımcılığa karşı da korumak gerekmektedir.

Ayrımcılık kültüre öyle bir yerleşmektedir ki "uçlaşmış biçimleri" söz konusu olmadıkça farkedilmez olabilmektedir. Kolayca fark edilmeyen, bu biçimleri ile rahatsız etmeyen; dolayısıyla karşı konulup mücadele de edilmeyen ayrımcılık örnekleri çoktur. Bunlar çoğu durumda "sözde olumlu görünümler" bile taşıyabilmektedir. Engelli bir dilenciye, daha gönül rahatlığıyla para verilmesi, buna örnek gösterilebilir"
 
Bir engelli olarak yaşamım boyunca birçok kereler toplumca acıma gözüyle bakıldım.Hayrettir ki bu durum,eğitim düzeyi ne olursa olsun değişkenlik gösterdiği idi.Gerçekçi yaklaşım gösteren kişiler azınlıkta olsa da bu durumun kişilikle alakalı olduğu idi.Ben bundan şu sonucu çıkardım.

Toplum bize çoğunlukla geçmişten gelen "toplumun değer ve önyargılarına" göre davranmaktalar.Gerçekçi ve farklı bir tavır sergileyememekteler.Şu da var ki toplum görüşlerini değiştirecek,daha sağlıklı yaklaşım sergileyecek kadar "yaşamın içinde" engelli olduğu söylenemez.Bu durumu düzeltmek adına her iki tarafında uygun adımlarla birbirlerine yaklaşmaları şart.
 
Özürlü dilencilerin cami alanı içinde rahatlıkla dilenmelerini sağlayacak mekanlar ve oturak düzenekleri kurulacak.

:oops: :oops: :oops: :oops: :oops: :oops: :oops: :oops: :oops: :oops: :oops:

bu ne mide bulandırıcı bakış açısı.

yuh ya yuh.

oldum olası derneklerden nefreet ederim..............
abiler.. boşa kasıyoruz sanki.
10bin yıl sonra teknoloji, bilimi, tıp ilerleyip de bedensel engeller dert olmayınca mı düzelecek herşeyy.._?
 
Merhaba,
Oturan Boğa, Ufkun Ötesi'nin Mayıs 2002 sayısına internetten baktım, yazıyı bulamadım. O sayıda olduğuna emin misin? Bu arada nasılsın, iyisindir umarım; site bayağı iyi işliyor görünüyor. Ayrıca herkese selamlar. Rahatça dilenme düzeneklerine ne diyeyim bilemiyorum. İş bulamayan, dışarı çıkamayan, 'hayattan özürlü' olarak algınan vs. vs. her türlü şekilde ezilen engelliler için de 'boşver abla/abi ya, hayat dediğin nedir ki, geçer gider, takma sen' servisi sunmalarını talep ediyorum.
Ama ilginç bayağı, devlet kendi yasasının dışına çıkıyor 'iyilik' adına: engellilerin 'istisnai' konumuna örnek.
görüşmek üzere
 
:shock: eneeeeeeeee ben boshu boshuna okuomushum yaw... ne uurashiom burda gece gündüs yok sinavmish yok ders calishmish... paaaah... geliim tr'ye oturiim kocatepe camiinin bi kösheciine... güsel güsel dileniim... hemde raat raat valla...
bi de shöle boynumu büküp köpek bakishiila baktimi millete 2 ayda kösheyim.... muahahahhahaAAAAAAAha : )p
 
:D rekursion.. sen baya eğlenceli bir arkadaşsın yahu..
sevdim seni :)
valla güzel geçoosun dalganı.
 
Ne soyleyecegimi bilemiyorum...Demek camilere engelliler icin dilenme yeri yapilacak..İste kafasını mistik sacmalıklarla se3ekillendirmiş yobaz guruhunun engelli bireye biçtigi rol...Bu hominidlerle mucadele etmeyen tum engelliler onursuzdur...Bir engelli olarak anormal bir hakaret olarak algılıyorum bu haberi ve dogru olmadıgını umud ediyorum...
 
Ne söyleyeyim........
Sustum söyleyecek sözüm kalmadı benim...........(sevdigim bir şiirin ilk satırıydı yeri geldi kullanıyorum cidden ama......)
SUSTUM SÖYLEYECEK SÖZÜM KALMADI BENİM..........
 
: )) saol tirtil eksik olma ama.... dalga gecmiim de ne yapiim be tirtil yaaa... :?
okadar sacma ki, ya ciidem gibi susucam ya da böle gecicem dalgami ishte... :roll:
 
OturanBoğa' Alıntı:
[size=6]Özürlü dilencilerin cami alanı içinde rahatlıkla dilenmelerini sağlayacak mekanlar ve oturak düzenekleri kurulacak[/size].
[/quote]

Puahahahhahahaaaaa!!!! Abi ne bu yaaa!! Gerçek mi buu!!! Şaka gibi valla!!
Hay Allam Yaa! : ))))))

Aslında bu maddelere ekleme felan yapıp öneri olarak göndersek!
- Minumum 250 bin lira verme zorunluluğu vardır.
- Dilenci lere verilecek minimum para miktarı heryıl Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından hazırlanan yıllık TÜFE deki enflasyon artışına göre hesaplanacaktır!
- Dilenciler mekanlarında rahat görünebilecek bir noktaya "FİYATLARIMIZA "ALLAH VERGİSİ" DAHİLDİR" yazısını çerçeveletip asmak zorundadır...

Puhahahhaaa.. Ağlanacak halimize gelde gülme şimdi!.. : ))))
 
rekursion haklısın ne çalışıp duruyozki biz... o camiden bi köşede ben kiralasam...yok öle gelen oturacak!kiralık olmalı.... :oops:
hatta sakatlara ayrı...görme engellilere ayrı....
biz boşuna yırtılıyoz yok toplumla kaynaşmaymış yok eğitimmiş....
canııııım devletim ne güzel düşünüyo işte bizi......
 
maalesef ne kadar ınkar da etseler engellılere karşı ayrımcılık var....
 
eee Bari Türkiyedeki bütün Camilerde Engelli Dilenciler için Özel mekanlar hazırlansın ,yoksa bütün Dilenciler Kocatepe Camisinde biraraya gelirler. sonrada sen çok Topladın Benaz Topladım gibisinden aralarında büyük Kavgalar çıkabilir bunedenle Devletimizde Kocatepe Camisinde Dilenecek kişileri Sözlü Ve Yazılı Mülakata tabi tutmak zorunda kalacaktır . :) :? :? :? :? :?

Sevgili Rekursion gidersen orda Banada yer ayır olurmu :D
 
Üst Alt