Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Tartışma] "Arkadaş ama..." mı?

Üyelik
3 Ağu 2004
Konular
8
Mesajlar
50
Reaksiyonlar
0
Sitenizi şöyle bir geziyorum da konu başlığı doğrudan engellikle ilgili olmasa da laf dönüp dolaşıp yine engellere takılıyor. - doğal olarak -
Toplumlarda bireyler engelli de olsalar engelsiz de yine de hayatın doğal parçasıdır. Herkes kendi hayatından bir yol tuturup yaşar gider. Herkes mutluluk peşindedir. Nerde mutluysa orda olmak ister hep. Ama kendi yaşadıklarımızdan yola çıkarak insanların yaşam analizlerini yaptığımızda aslında bütün engellerin dışında hayatların ne kadar yarım yaşandığını anlarız. Yarım hayat nedir diye hiç düşündünüz mü ?
Günümüzün zor sosyal ve ekonomik şartlarında tam hayatı yaşamanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz aslında yine de sorgulamadan edemiyoruz işte. Yaşamım ne kadar tam...?
Ne dersiniz biraz insan felsefesi yapalım mı ?
Eminim kopyaya ihtiyacınız yoktur ama yine de vereyim isterseniz.
Arkadaşlık kavramı size neyi anlatır? Bir insana arkadaşım demek için öncelikle beynimizdeki arkadaş kavramının kendi yaşadıklarımızın dışında kavramlaşmış olması gerekmiyor mu? Bu bakışla ARKADAŞIMIZIN yaptığı iyi bir şey neden bizi rahatsız ediyor? Eğer arkadaşsa onun için iyiyi istemek gerekmez mi ? Arkadaşımızın iyi şeyleri - artık neyse o iyi şeyler - bizi rahatsız ederken o arkadaşlığın ya da arkadaşlıklarımızın tam yaşandığını kim söyleyebilir ki?

Sevgiyle kalın...
 
Montesquieu der ki: "Hepimizde başkalarıın dertlerine dayanacak kadar güç vardır".
Her önergenin tersten okunuşu da doğrudur.
Buna göre, yukarıdaki sözü şöyle de okuyabiliriz:
Hepimizde başkalarının MUTLULUKLARINA dayanacak kadar güç YOKTUR (Amanın!!!)
Durun bir çomak daha sokayım :)
Honore de Balzac da der ki:
"İki dosttan her biri, kendisinin ötekinden bir parça daha üstün olduğunu düşündüğü sürece, dostluk sürer"
Varın bu sözü de tersine siz çevirin :)
 
arkadaş ama ...mı

Ne güzeldir paylaşmak...Her şeyi ama her şeyi. iyiyi kötüyü,mutluluğu mutsuzluğu, yalnızlığı, hüznü,güzellikleri,sevinci, heyecanı,kısaca yaşamı...
Bir kaç gün önce tam bunların aslında gerçek dışı olduğunu düşündüğüm bir anda bir şey oldu. Geçmişte bunları sorguladığım bir hocama sohbete gittim. Yine bu kavramların ağırlığını hissettiğim bir anda tekrar özüme döndüm.
Ne kadar önemli bir kavramdır arkadaşlık. Ama sadece kavram olarak kalırsa ne işe yarar ki ...Yaşanmalı, istenmeli, özlenmeli ama nasıl ?
Dostlukların yarım yaşandığını düşündüğüm bir anda yaşanılan gerçekler ne kadar da ağırlığını hissetirirse hissettirsin olabildiğince paylaşmanın önemini kavradım yeniden. Olabildiğince ne demek diye düşünün lütfen...
Olabildiğince yaşamak arkadaşlıkları, her şeyin eksiksiz olması gerekmediğini bizler herkesten daha iyi biliyoruz aslında. O zaman geriye ne kaldı?

Sorgulamadan olabildiğince mutluluk peşinde koşmak ...Koşmak koşmak..

Sevgiyle kalın
 
Arkadaşlık bence herşeyi paylaşmaktır. Acıyı, sevinci, mutluluğu, sorunu, çözümü kısacası hayatı.
saygı ve sevgilerimle.
 
:) deshelim!
OturanBoğa' Alıntı:
Hepimizde başkalarının MUTLULUKLARINA dayanacak kadar güç YOKTUR (Amanın!!!)
bu o kadarda "amanin!!!" diil bence...
"hicbirimisde bashkalarinin MUTLULUKLARINA dayanacak güc YOKTUR" olsaydi, daha da "amanin!!!!" olurdu... ;)

honore de balzac'in söledii sösün tersi ne oluo o saman??
"iki dosttan biri, kendini dierinden birazcik ashai gördüü an o dostluk biter" mi oluo?

aman da ne güsel sheymish bu dostluk :)
vazgectim, deshmeyelim... intihar etmemi istemiosan yazma bidaa böle sösleri... =)pppp
 
Rekursion' Alıntı:
vazgectim, deshmeyelim... intihar etmemi istemiosan yazma bidaa böle sösleri... =)pppp
bu sözü düşünerek mi intihar etceksin; :)

"İradenin inkarı olmak şöyle dursun..." diye yazıyor Schopenhauer, "...intihar yaşama iradesini teyid etmenin yoğun bir belirtisidir"

Durum elindeki son "imkan" ı kullanacak kadar vahim yani!.. :)

Yok Yok her ne kadar Erbab-ı İlim'in "Şey"ler zıddı ile açığa çıkar sözünü dikkate alsam da; her önergeyi tersten okumaya niyetim yok diyor ve intihar sebebiyle hatrıma gelen bir şiir ile bitiriyorum...

[size=4]YALNIZLIK CİNAYETTİR

kendime kuytu bir ölüm arıyorum yalnızca kendime
düşlerime sokak kedilerinin gözleri giriyor, korkuyorum
boynunu kendi bileğine dolayıp asılan bir adam
kanını sulandırılmamış alkole banan
sokak satıcıları epey bilir bunu yalnızlık cinayettir!

yalnızlık cinayettir, bütün notalarda, bütün dillerde
bütün hecelerde, "a" sesinde, re minörde, mors alfabesinde
yalnızlık cinayettir kendi tükürüğüyle
ıslanan bedenlerde eski bir kokudur, yalnızca budur

ıslak paspas kokusudur, gece morudur
bileği tahriş olmuş bir kadının dinmeyen korkusudur
ansızın yakalanmasıdır bir kuşun kapana
trenin gecikmesidir istasyona yalnızlık cinayettir

sevişirken kramp girmesidir, ölürken birdenbire
sıçramaktır başka bir zamana, kadeh tutarken
elinin titremesidir, sesinin duyulmasıdır susarken
karnına saplanan bıçağı sevmektir yalnızlık cinayettir

cinnettir

kendime kuytu bir ölüm arıyorum çok iyi biliyorsun bunu
düşlerime kalabalık bir cadde giriyor. korkuyorum
saçlarını sırtından sallandıran kadınlar kadar
uzayıp gitmesi kadar bir aşkın telaşla
yanlışlıkla, su katılmamış bir sevişmenin ardından
ters yakılması kadar sigaranın, benim kadar
yani ellerim kadar, bedenim kadar, düşüncelerim
sırlarım, kaçışlarım kadar saçmadır yalnızlık cinayettir

cennettir

kendime kuytu bir ölüm arıyorum çok görüyorsun bunu
bütün delillerimi yaktım, beni ötelere götürecek
yollardan zaten uzaktım
her kadına yeni, bir zevk, her kadına
yeni kurulmuş tuzaktım bütün delillerimi yaktım
sonrası yok. sonrası çok gizli bir fotoğrafın arabı
yüzümüz siyah ve anlamsız, dışımız beyaz ve derin
sanki bir diktatör anıtı, kan akıtan bir nehir
işlenmemiş suçlarımız sanki yalnızlık cinayettir

cennettir
cinnettir
cinayettir.

zaman doldu
artık gidiyorum arkama bile bakmadan
arkaya bakmak çok eski huyudur
bazı çirkin adamların
zaman doldu
artık gizlemiyorum kendimi
çok kadınla seviştim çoğu buluttu
basbayağı buluttu bildiğimiz buluttu
dağılıp gidiyordu ben çoğalttıkça
bir akşam usulca girdim kanıma
kendim karar verdim
hep kendim karar verdim
yanlış da olsa sevdim
pişman değilim,
neden olayım?
bir akşam;
üç gün üç gece poker oynamıştım
ne güzel.
üç gün üç gece
yeterince
içmiştik demek ki onar şişe, belki on beş
yirmi belki de.
abdullah,
ah dostum, sevdiğim, çalı yüzlüm abdullah
kaç kurşun sıktı üstüme
yeterince içmiştik.
vuramadı
vurdu,
ben anlamadım belki de
belki de yavaş yavaş devam ediyorum ölmeye...[/size]

[size=1]*Altay Öktem[/size]
 
yoo, illede o sözü düshünerek diil...
yalnizlik cinaettir de ondan... ;)
hayati yashamaya deger kilan en önemli sheylerden birinin dostluk olduunu düshünücek kadar 'saf'mishim da ondan...
burda okuduklarima göre dostluk mümkün diilmish de o yüsden...
yalnizlik cinnettir, cennettir, cinaettir ya hani, o yüsden... =P

schopenhauer.den daa pesimist birini bulamadin mi alinti yapicak??? hemde intihardan bahseden birine...
hade gel onu da tersinden okualim, güsel bishi cikicak gibi :)

(ödevimi yaptim söslüe baktim "teyit etme" = "doorulama" oluomush ;))
"...intihar yashama iradesini dogrulamanin youn bir belirtisidir" demishse schopenhauer amca...
"yashama iradesini kirmanin en youn belirtisi de yashamak" mi demek istemish???

hehe, sefdim bu tersinden okuma ishini :D
 
Bunun dinin intiharı yasaklayan yönüyle ilişkisi var gibi ne dersin... Yine de cümle fazla ters çevrilecek gibi değil. :) İntihar'ın zıddı yaşamaya karar vermek? belki bu bile zıddına karşılık gelmiyor aslında... Ama intihar'ın zıddında çok şey gizli eminim... :wink:

Kimsenin karar vermek için geç kaldım bahanesi olmayacak galiba...

Yeter bu kadar! düşünmek
Narkozu damardan verirler dimi... Bu şiir istisna; bunda ense kökünden vermiş şair... :wink:

Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında...
Öyle yoruldum ki, yoruldum dünyayı tanımaktan,
Saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda...
Acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman,
Acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim...
Ve şimdi;
Bütün sayfalarını atlayarak bitirdiğim kitabın,
başından başlayabilirim...



[size=1](İ.Ö - Kanla Kirlenmiş Evrak'tan)[/size]
 
eet, "var gibi" derim... zaten schopenhauer de budizme gönül vermish biri diilmiidi? (bashkasiila mi karishtiriom?)

neyse canim, dediin gibi cümlenin tersi de tersinin tersi de ayni kapia cikio galiba...
ama intihar.in ziddi "yashamaya karar vermek" diil bikere!
olsa olsa "yashamaya devam etmek" ya da "yashamai kabul etmek", belkide "yashama boyun egmek" olabilir... bilemiicem...
bu dünyaya gelirken yashamaya karar vererek mi geldim, o kismi pek hatirliamiom?! ;)
bu gün de karar verdiim icin mi yashiom, bunu da bilmiom...
neyse düshünmiim fasla, yormiim güsel kafami =)p
yashiom ishte :)
zaten sen de "sakin intihar falan etme, yoksa Allah seni yakar!!" diosun galiba...
seni mi kiricam be siyahPelerinciim, yashiim bari... yashamaya karar veriim ;)

"kanla kirlenmish evrak'tan"... uhiii, tüülerim diken diken oldu be... cok mu aradin bu shiiri bulmak icin? ;)
shairin bahsettii "aciila uurashicak yerlerimiz" nerelerimiz oluo peki? nerelerimizi yok edices ki aciyla uurashmialim?
benim ilk aklima gelen yerlerim kalbim ve beynim oldu...



neyse daattik gene konuyu.... "arkadashlik/dostluk" meselesini konushuoduk burda....
oturanboanin soktuu comaklari hazmedemediimden midir nedir farkli sheyler cikio montesquieu.yü tersinden okuduum zaman...
ve farkli sonuclara variom...

"Hepimizde başkalarıın dertlerine dayanacak kadar güç vardır"
shimdi, kim kimin neine ne yapio??

kim? hepimiz <---ziddi---> hicbirimiz
kimin? bashkalarinin <---ziddi---> kendimizin
neyine? dertlerine <---ziddi---> mutluluklarina
ne yapio? dayanabilio <---ziddi---> dayanamio

yane: "hicbirimis kendi mutluluklarimisa dayanamios!"
ama "bashkalarinin dertlerine dayanios"
biras mazoshistis galiba, dert cekmei cok sefios :)

vardiim sonuc:
önce kendimle dost olmai beceriim ki, bashkalarina da dost olabiliim, onlari kendime dost edinebiliim...

üfff, gene mi?!... hep böle oluo ya... dönüom dolashiom 'kendime geliom'... incelediim bütün meseleler dönüo dolashio bana gelio, bende bitio...
disharlarda ne ariom ki?!
ne varsa bende var yawf.. (sizde hic bishi yok... :p hatta hicbirinis yoksunus, bitek ben varim muahahahaa)
benim bashim aariosa, komshum aspirin icmish bana ne fayda? ;)
size de olurmu bazen bilmem, ter basar birden, sicaklanirim... yanimdakine "yaw cikarsana shu örgükazaani, terlemiomusun, fenalik geldi bana" die kizarim, halbuki o zavallim belkide üshüo o an :)... hani o soyunduunda ben ferahlasam neyse : ))))
 
Rekursion yine düşünce akışınla beni hasta ettin. :p

Ben çocukken arkadaşımı fazla benimserdim. Benim olurdu arkadaşım, benden başkasına yar etmezdim. :) Neden böyle yaptığımı bilmiyorum ama demek ki paylaşmayı seven biri değilmişim. Oyuncaklarımı da paylaşamazdım zaten. Şimdiyse arkadaşlarımı fazla özgür bıraktım galiba,.. :( Benden uzaktalar ama bıraktığımız yerde buluşuyoruz da her zaman sanki böyle yeni bir açılım yapamazsak üstüne, eksik kalıyor. Şöyle herşeyimle benim olan bir arkadaşım yok eskisi gibi.. Birisi birazımı biliyor, birisi diğer birazımı, kimse tamamımı bil(e)miyor.

Sanıyorum her zaman, arkadaşımın iyiliğine olan şeyleri destekledim, gerçekten arkadaş kabul ettiklerimin mutluluğu beni de mutlu etti.

"Bensiz mutlu olmanı istemiyorum" demişti birisi de, "tüm mutlulukları birlikte yaşamalıyız" dedi, acaba beni çok mu seviyordu yoksa hiç mi sevmiyordu, anlayamadım. :(
 
GÜNÜMÜZDE BU KONU ÖYLESİNE KARIŞTIKİ ANLAYABİLENE TAM OLARAK CEVAP VEREBİLENE HELAL OLSUN.ARTIK DÜŞMAN DEĞİL SIRTTAN VURAN İNANIN DOSTLAR DAHA GÜZEL VURUYOR O NEDENLE BEN PEK YORUM YAPAMAYACAĞIM.AMA BU KONUDA KENDİME AİT BİR ŞİİRİ KOYMAK İSTİYORUM KONUYA.

ARKADAŞ

BİR KERE DÜŞTÜNMÜ DOST BULUNMUYOR
CAN KİŞİNİN KENDİ CANI ARKADAŞ
AKRABASI DOSTU YARAN SARMIYOR
CAN KİŞİNİN KENDİ CANI ARKADAŞ

PARAN VARSA YARAN SARAN ÇOK OLUR
DOST SENİNLE TOKTUR SENLE AÇ OLUR
BİR KERE DÜŞTÜNMÜ HEMEN YOK OLUR
CAN KİŞİNİN KENDİ CANI ARKADAŞ

HELE O ACILAR PAYLAŞILMIYOR
BAZI DERTLER VARKİ HİÇ ÇEKİLMİYOR
İNSANOĞLU BİR DOST BİR CAN ARIYOR
CAN KİŞİNİN KENDİ CANI ARKADAŞ

KARDEŞİNDE OLSA HEPSİDE BOŞA
ONUN NANKÖRLÜĞÜ GİTMİYOR HOŞA
ARKEP OLUR SOKAR GELİRSİN TUŞA
CAN KİŞİNİN KENDİ CANI ARKADAŞ

KENDİN OTUR KENDİN KENDİNİ DİNLE
AĞRIN OLSA BİLE YANLIZKEN İNLE
DERVİŞ BOŞ KONUŞMAZ ÇOK İYİ DİNLE
CAN KİŞİNİN KENDİ CANI ARKADAŞ
DERVİŞ ADNAN ÖZALP(yarenn66)
 
Arkadaş, dost , sevgili , yaren vs....

Arkadaş, dost , sevgili , yaren vs....

Bazen anneler şöyle der;
-Çocuğumla arkadaş gibiyiz.

Yada çok iyi anlaşan iki kardeşten büyük ihtimalle şu tarz bir laf duymuşuzdur;
-Kardeşim benim dostumdur, her şeyimdir. Her şeyi paylaşırım onunla.

Bir anne (yada baba) evladıyla olan ilişkisinin samimiyetini ve/veya düzeyini belirtmek için böyle bir cümle kullanabiliyor.
Yada bir insan kardeşiyle olan bağına dostluğu da katıp, kardeşlikten daha ilerde duyguları olduğunu ifade edebiliyor.
Peki bu kavramları iç içe kullanabiliyorsak , neden ayırma ihtiyacı duyuyoruz.
Şöyle;

Altı yıl kadar evvel bir dostum vardı. İlk beraber olduğumuz zamanlar onu kız arkadaşım, sonraları sevgilim ,en son dostum olarak görmeye başladım. Neden düşüncelerim böyle değişimlere uğradı? Çünkü insanların hayatında belirli çerçeveler vardır. En kural tanımaz , en asi, en özgürlükçü insanların bile çevreleri vardır. Ne ye yarar bu çerçeve? karşımızdakinin resmini nerde görmek istediğimizi belirtir.
Kız arkadaşımken ona olan duygularımın, biraz daha sahiplenme, biraz daha kıskançlık ve geleceği hakkında çok fazla kaygılanma doğrultusunda değiştiğini/geliştiğini gördüm. İnsanın kız arkadaşı da , dostu da birden fazla olabilirdi ama aynı zaman içersinde sevgilisi asla. (Bu genellemeye gündelik ve yüzeysel birliktelikler yaşayanları katmıyorum )
Sevgili kalamamamız nedeni neydi peki ? (gerçi onun yüreğinden bakınca ben hala sevgilisi sayılırdım. )
Birlikteliğimiz ileri ki boyutlarında, onunla öpüşmeyi bıraktık. Onda buna karşı bir tepki yoktu. Gittikçe ondan soğudu mu hissediyordum, sevgili samimiyetine girdiğimiz zamanlar.
Yaptıklarımızı, geçirdiğimizi zamanları, konuştuğumuz konuları düşünmeye başladım.
Kaçımız sevgilimizle siyaset konuşuyorduk, hem de bir birine tamamen zıt iki görüşü hararetli bir şekilde tartışarak. Büyük toplulukların yaşamı, gençliğin gaflet uykusu, tüketim devrinin maneviyat üzerindeki etkisi vs. Konular siyasi ,felsefi, sosyal alanlara kapsamaya başlamıştı.
Aşk üzerine şiir ve deneme yazan ben, sevgilim dediği kişiyle iki sevgilinin konuşacağı şeyleri pekte konuşmuyordu. Bu zamanlar daha değerli paylaşımlar içindi.
Çünkü karşımda insanla konuştukça at gözlüğünü çıkarmaya başlamıştım. Yirmili yaşlarda kimseyi pek de umursamazken (akranlarım gibi) , karşımda ki insanın tavsiyeleriyle davranış tarzımı, hitab şeklimi bile düzeltmeye başlamıştım.
-Kız ne haber
- Aşkım nasılsın
- bir tanem seni çok özledim.

Gibi diyaloglardan çok uzaklaşmıştık. Çevremdeki her hangi bir şeyle ilgi problem yaşadığımda, onunla konuşma ihtiyacı hissediyordum. Psikiyatrist gibi de diyebilirsiniz ama değil çünkü oda aynı şeyleri benimle beraberken yaşamaya başlamıştı. “ bir erkeğin nedensizce karşımda ağlayabileceğine inanmazdım” bu kelimeler ona aitti.
Mecburi bir ayrılık yaşamak üzereydik ve ona olan hislerime tam bir ad koyamadığım için ayrılamaya karar verdim. Kendimi kandırdığımı anlamam uzun sürmedi.
Karşısına geçtiğim de, boğazım tıkandı, terledim, başıma ve mideme bir ağrı saplandı. Ken küm lerden bir cümle elbette oluşmadı. Parça parça olmuştum, karşımdaki kız arkadaşımsa şuracıkta ayrılırdım ve bir iki haftalık moral bozukluğuyla giderilirdi. Sevgilimse derinden yaralanırdım ve kolay bir ayrılış olmazdı –ki sevgili ihtimali çok zayıftı.-. Ama dostumsa işte o zaman ayrılamazdım. Ve çünkü “o yaşlarda özellikle bayan bir dost bulabilmek, kendini ve niyetini ona doğru zamanda doğru şekilde anlatabilmek ve onun senin duygularını bilmeye hak edecek değerde olduğunu anlamak çok ama çok zordu.”

- Ayrılmalıyız.
- Pekala sen öyle istiyorsan.
Beni asıl mahveden de bu oldu. Bana olan desteğini ondan ayrılmak istediğimde bile esirgememişti. Kesinlikle dostumdu. Bir sevgili bu cevabı veremezdi.
Sonra kıvırdım tabi. Ama oysa bana zaman tanıyacağını ve iyice düşünüp, sonra kararımı açıklamamı söyledi.
Aradan 3 ay geçti. Üç ay görüşmedik. Ve sonunda güzel bir gün sebeplerimizi ve kararlarımızı konuşup anlaşarak ayrıldık. Dost olarak devam ettik.

İşte kavramların nerde ayrı tutulup, nerde birleştiğine dair bir örnek.

Bir de gönderme :
Hiçbir şey yoktur ki hayatta , intiharı tek bir seçenek olarak önümüze sürsün.

Okuyan arkadaşların sabrına , okumayan arkadaşlarında ilgisine teşekkür eder, yazının uzunluğundan dolayı affınıza müracaat ederim :)
 
BU KONUDA TEK BİR ŞEY SÖYLEMEK İSTİORUM:
ÇOK ARKADAŞIM VARDIR AMA HİÇ DOSTUM YOKTUR...
Yada şölemi demeliyim tam anlamıyla dost olarak benimsediğim birileri çoktu ama şimdi yok...
Neden arkadaşlarımla dost olamadığımı yediğim kazıkları fark edince anladım... gerçi hala kazıklanıp duruorus ama bu kazıklar bizi arkadaşlıktan dostluğa giden yolda daha temkinli kılıyor... Arkadaşla-dost ayrımı gerçekten çok önemli benim için... bu yazılar üzerine düşünüyorum şimdi tam anlamıyla hayatımı paylaştığım hiç arkadaşım oldumu diye... zorluyorum ama ıhhhh yok malasef hep bir yerde ama ve acabalarla frenlemişim... Dostluklarda tek tük işte... :wink:
 
acil shifalar diliom barish :p
ii ki de cocukken senin arkadashin olmaya falan kalkishmamishim, oldum olasi rahatsis eder beni 'sahiplenilmek' bashkalariila 'paylashilamamak'... cocukluk yillarimda cok cektim bu konuda, en iisi hic anlatmaya bashlamiim bile :D

Baris Gurol' Alıntı:
"Bensiz mutlu olmanı istemiyorum" demişti birisi de, "tüm mutlulukları birlikte yaşamalıyız" dedi, acaba beni çok mu seviyordu yoksa hiç mi sevmiyordu, anlayamadım. :(
bana kalirsa bu sorunun cevabi duruma göre deishir... hadi bana kalsin, dayanamiom gene, yazicam...

durum 1: sana o sözü sölien kishi ile hala arkadashsin, onunla hala görüshüosun
cevabim:tabi de sevio seni... baksana seninle mutlu olmak istio... akil vermek gibi olmasin ama, sen de bol bol mutlu ol ki seni bu denli seven kishi de bol bol mutlu olabilsin ;)... (mesajimin devamini da okuma sakin! e mi?)

durum 2: onunla artik arkadash falan diilsin ve görüshmüosun da
cevabim:
aman iiki uzak duruosun kiz ondan... kiskancin biriimish o... hic sevmiomush seni, mutluluklarini kiskaniomush... tabi sana acik acik "mutlu olmani istemiom" diememish "ben yokken bari mutlu olamasin" düshüncesiile mutluluklarini biraz olsun kontrol altina almak istemish... (ne kötüyüm dimi?! heh-hehee :twisted: )


walla bence seven biri ne olursa olsun "bensiz mutlu olmani istemiom" demez asla...
"sensis mutlu olmak istemiom... tüm mutluluklari birlikte yashamaliyis" der...
ya da "bensis üzülmeni istemiom... üzülüceksen yaninda olmaliyim, birlikte üzülmeliyis" der...
daha cok shey diebilir ama "bensis mutlu olma" diemes... ne demek yaaa?!... tööbe.... tööbe...
 
valla şu ana kadar tam anlamıyla arkadaşım diyebileceğim bir kişi olmadı. ama bu tanıma biraz da olsa yakın olan kişilerle sadece askerde tanıştım... zaten dünyada öyle dediğiniz gibi bir arkadaşlığa inanmıyorum...
 
Rekursion cok guzel yazmissin canim, bunu o arkadasa okutacagim. :p

"Bensiz mutlu olmani istemiyorum." lafinin altinda yatan gizli cumle "Hep benimle olmani istiyorum". O yuzden gorunurde hic sevmiyormus gibi, bencilce bir laf edilmis gibi, ama aslinda asiri bir sevgi var... Emin olamamistim yani, cok sevdigi icin de boyle demis olabilir dedim sonradan...
 
arkadaş ama ...mı

Arkadaş denince herkesin söyleyecek çok sözü var elbette. Ama bizler engelliği doğrudan ya da benim gibi çocuğundan dolayı yaşayanların çok daha fazla sözü olmalı. Hep birilerine kısmen de olsa bağımlı bir yaşam sürerken arkadaş daha bir önemli hale geliyor.
Kalbinde birazcık da olsa insan sevgisi ( Saf bir sevgiden bahsediyorum. )olanlar için arkadaş çok daha önemli olmuyor mu ?

Sevgiyle kalın...
 
eğer resmi bir prosedüre uyuyorsan, bir kurallar zincirin varsa nasıl arkadaş olunuyor anlamadım?
ve yalnızlığını paylaşamıyorsan nasıl bir dostluk onu da anlamadım?
ya da paylaşmak nedir ki?
bugün yüreğini içten dökebildiğin bi insan bakmışsın ki yarın yok!
artık hayatta hersey günaşırı değişiyor insanlarda bu değişken yuvarlağın içinde varolma savaşı veriyor.bu savaşta da en az adil olan şey maalesef insanlar :evil:
gel de arkadaşım de ondan sonra da işte!
 
DOSTLUK ÇOK GÜZEL BİR PAYLAŞIM. DOSTLUK/ARKADAŞLIK İÇİN SÖYLENECEK O KADAR ÇOK ŞEY VARKİ HANGİSİNDEN BAŞLAYACAĞIMI BİLEMİYORUM. DOSTLUK VERMETİR/ALMAKTIR/SEVMEKTİR/SAYMAKTIR/GÜVENMEKTİR/AĞLAMAKTIR/GÜLMEKTİR VB. NELER NELER......

BÖYLESİNE MÜKEMMEL BİR DOSTLUK VARMIDIR ACABA DİYE DÜŞÜNÜYORUM. ARKADAŞLARIMIZIN MÜKEMMEL OLMASINI BEKLEMEKTE BİRAZ DÜŞÜNDÜRÜYOR. BİZ MÜKEMMELMİYİZ ACABA. MÜKEMMELLİK NEDİR ÖLÇÜ NEDİR, KİMDİR. HEPİMİZİN KENDİ DÜŞÜNCEMİZE GÖRE DOSTLUKLARI VARDIR. BİZE HİTAP EDEN KİŞİLLERLE DOST ARKADAŞ OLURUZ DEMEKKİ ARKADAŞLIKDA GÖRECELİ BİRŞEYDİR.
 
ARKA TAŞ

BİLİRMİSİNİZ ARKADAŞ KELİMESİNİN NERDEN GELDİĞİNİ ESKİDEN DÜŞMANLAR GELEBİLECEK HER TÜRLÜ KURŞUN OK VB. DARBELERE KARŞI TAŞIN ARKASI YANİ ALTINI ÇİZİYİM ARKA TAŞ KELLİMESİNİ TABİ BUGÜNÜN TELAFUZU ARKADAŞ OLMUŞ.BUNU BİR DERGİDEN OKUMUŞTUM.İŞTE BENİM SENİN BİZİM SİZİN GÜVEN DAYANAĞI OLAN ARKA TAŞ YANİ ARKADAŞLARINIZ BULUNUR.YOKSA TAŞSIZ KALIRSINIZ.ARKA TAŞ LARİM
 
Dost olabilmek için uzun yıllar geçmeli ve o arada yaşananlar (acı ,sevinç hepsi)sırasında paylaşılanlar söylenmeden istenmeden anlaşılmalar dostluğu oluşturur ve kolay kolayda bitmez çünkü o olumsuz bile davransa bir anda sen anlarsın onu ruhunu bilirsin çünkü .Dostluk için emek harcamak gerekirki günümüz dünyasında yok edilmeye uğraşılan bir duygu bu ,ama oluşturulduğunda insan bir daha kendini asla yalnız hissetmez aşktan bile güzel gelir insana 40 yaşlarında dostluk :D
 
arkadaşlık şu veya bu anlamda olabilir fakat bize anlattığı daha önemlidir. diye düşünüyorum. iyi veya kötü günlerde yanınızda olan kişidir.bunca yılda sadece üç beş kişi buldum bu yüzden iyi olsun az olsun diyorum. :oops:
 
arkadaş ama ...mı

Arkadaş,bazen bir akrabadan, bazen bir eşten, bazen çocuğumuzdan ...gerçekten bazen herşeyden öte olmuyor mu ? En yakınımız için yapmadığımızı arkadaşımız için yapmıyor muyuz ? Evettt dediğinizi duyar gibiyim. Bu nasıl bir şey peki?

Arkadaşlıkların da tüm ilişkiler gibi yarım yaşandığını söylerken bir taraftan da her şeyiyle arkadaşının yanında olan kişiler var mı ?
Galiba çözüm arkadaşlıklarda tüm tarafların aynı tamlığı yaşamasındadır. Bir tarafın uğraşları ancak yarım bir ilişki yaratır bence. Tüm taraflar için tamlık
Ne dersiniz ?

sevgiyle kalın dostlar
Küçük bir reklam yapmama izin verin lütfen Vaktiniz olursa www.spdernegi.com adresine bakar mısnız ?
Biz ve çocuklarımız ordayız ve yardıma ihtiyacımız var .
 
Reyhan hanım, bu reklamı sürekli yapabilirsiniz :)
 
arkadaş ama ...mı

Teşekkürler Bülent Bey ( Umarım adınızı doğru yazmışımdır.)
bana verdiğiniz bu fırsatı hep değerlendireceğim.

Derneğimizin tanınması için her yerde olmamız gerekiyor.
 
Arkadas mi ?

Ben arkadasliktan bahsetmek istiyorum izin verirseniz :)

Bu kelimenin onemi benim için çok buyuk !!!

ARKADASLIK, hiçbir sey yolunda gitmedigi zaman, ya da hersey yolunda oldugunda elimi uzatmaktir.
ARKADASLIK, uzaktaki iki insani birlestiren bir histir.
ARKADASLIK, sevgiden daha da ustundur.

ARKADASLIK, diger insanin dertlerini ve sevinclerini paylasmaktir.
ARKADASLIK, digerine "ihtiyacin olursa ben burdayim" , ya da "ben senin için burdayim" diyebilmektir.

ARKADASLIK, gerçegi soylemek demektir, aramizda aci çekecek olsa bile.
ARKADASLIK, affetmeyi bilmektir.
ARKADASLIK, gerektiginde tesekkur etmeyi bilmektir.

ARKADASLIK, hiçbir sey beklemeden herseyi vermeyi bilmek demektir.
ARKADASLIK, kisa bir mesaj yazip ya da bir telefon etmektir.

ARKADASLIK , çok guzel bir sey bunu gerçekten isteyen birisi için ...

(bunu siir seklinde yazmak istemezdim :wink: )


yasemin :)
 
Arkadaş kazanmak kolay değil ama bazen arkadaş kaybetmek çok kolay... hani derler ya herşay kaybedilince değerlenir... Bunu herzaman hatırlamamız gerek... Arkadaşlıklar karşılıklı sevgiye, fedakarlığa, dürüstlüğe, kötü gününde daima yanında olmaya dayanır. ve tabiki çaba ve özveri gerektirir bence... kimsenin ayağına arkadaş gelmez,, onları biz yaratırız...

Arkadaşlarımızın kıymetini bilelim... uzakta veya yakında...

Onur,,, :)
 
Sevgiyi paylaşmak

Arkadaşlığın ve dostluğun çıkar ilişkisine döndüşü çağımızda (Mutlaka çıkarsız dostluk ve arkadaşlıklar da vardır ama her şey öylesine değişti ki çağımızda) paylaşmanın erdem olduğunu bize hatırlatan bu güzel yazıyı sizinle paylaşmak istedim...Nazım Usta'nın dediği gibi "kesemde verecek bir şeyim yoktu yüreğimden verdim." diyor ya hani. Herkesin yüreğinden vereceği bir avuç sevgi vardır mutlaka..... Sevgiyle kalın....:D :D :D


ÇORBAYI İÇEBİLMEK

Bir gün sormuşlar ermişlerden
birine, "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu
yaşayanlar arasında ne fark
vardır?". "Bakın göstereyim..." demiş ermiş.

Önce sevgiyi dilden gönüle
indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra
hazırlamış. Hepsi oturmuşlar
yerlerine derken, tabaklar içinde sıcak
çorbalar gelmiş. Arkasından da
derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda
kaşıklar. Ermiş: "Bu kaşıkların
ucundan tutup öyle
yiyeceksiniz." diye de
bir şart koşmuş. "Peki..."
demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da
ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir
türlü döküp saçmadan
götüremiyorlar
ağızlarına. En sonunda
bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar
sofradan.

Bunun üzerine "Şimdi..." demiş
ermiş. "Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe." Yüzleri aydınlık,
gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar
gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyrun" deyince, her biri uzun boylu
kaşığını çorbaya daldırıp,
karşısındaki arkadaşına uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

"İşte..." demiş ermiş: "Kim ki
hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç
kalacaktır. Ve kim arkadaşını düşünür de doyurursa, o da arkadaşı tarafından doyurulacaktır. ŞÜPHESİZ, HAYAT PAZARINDA DAİMA
SEVGİYİ PAYLAŞANLAR KAZANACAKTIR"
 
[size=6]ARKADAŞ NEDİR?İKİ BEDENİ MESKEN TUTAN TEK RUH......
ARİSTON
[/size]
 
gerçek arkadaşlıkların ve dostlukların olduğuna inanmıyorum yok öyle birşey karşındakinin çıkarı varsa sen her zaman en iyisisindir yoksa derdin varsa kimse olmaz yanında yada görüntü olarak sadece varolması gerektiği için vardır içten geldiği için değil hayatımda kimse olmadanda kendi kendime yetebilmesini öğrendim bu yüzden ne yalancı yapmacık dostlara nede arkadaşlara ihtiyacım var.
oldu mu lafta değil ölümüne olucak.
 
Üst Alt