Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sosyal Engellenmişlik: Lambdaistanbul Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi [Tartışma]

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

hikayeci

Yeni Üye
Üyelik
26 Nis 2006
Konular
1
Mesajlar
5
Reaksiyonlar
0
ÖZÜRLÜLER VAKFI'NA TEBRİK VE AYRIMCILIĞA KINAMA

Özürlüler Vakfı "Birlikte Yaşamak" başlığı altında 5-7 Mayıs tarihleri arasında Özürlüler'06 Kongre, Sergi ve Sosyal Etkinlikleri'ni Lütfi Kırdar Sergi Salonu'nda gerçekleştirdi. Özürlüler Vakfı, Lambdaistanbul Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi'ni de "Sosyal Engellenmişlik" üst başlığı ile 5 Mayıs 2006 günü gerçekleştirilen oturumda eşcinsel, biseksüel, travesti ve transseksüel sorunlarını tartışmaya açmaları için davet etmişti. Aynı oturumda tartışılan diğer konular, toplumsal engellenmişlik kavramı, kadınların toplumsal açıdan engellenmişliği ve toplumsal dışlanma idi.

Bu oturum içerisinde kongrede sunum yapmaya davet edilmemiz, kongreye davet edilen ve maddi ve manevi açılardan destek vermeyi taahhüt etmiş olan kimi kişi ve kurumların kongreden desteklerini çekmesine neden oldu. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı (ÖZİDA), İstanbul Özürlüler Merkezi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın desteklerini çekmesi, belediyenin sağlayacağı özel araçlarla evlerinden getirilecek pek çok sakat bireyin kongreye katılamamasına, katılanların da yine belediye tarafından sağlanacak kumanyadan yoksun kalmasına neden oldu.

Bu olaydan yaptığımız çıkarım, eşcinsellere ayrımcılık yapmak istemeyen bir sakatsanız, hem eşcinsel hem sakatsanız veya eşcinselseniz resmi kurumlar sizleri vatandaş saymayabilir ve size yönelik sorumluluklarını yerine getirmeyebilirler. Sakatların yaşadıkları sorunların çözülmesi ve toplumsal ihtiyaçlarının karşılanmasından sorumlu olan bu resmi kurumların, ana teması "Birlikte Yaşamak" olan etkinliğe karşı gösterdikleri tavrı dehşet verici buluyoruz. Zaten sorumlulukları olan bir konuda sakat vatandaşları yüzüstü bırakmaları ve bunun gerekçesi olarak da yine toplumsal açıdan pek çok sorunla yüz yüze yaşayan eşcinselleri göstermeleri hiç kabul edilebilecek bir tutum değildir, birlikte yaşama ahlakı ile çelişmektedir. Söz konusu kişi ve kurumlar bu tavırlarıyla, birebir varlık nedenleri olan sakatlar arasında ayrım yapmışlar, eşcinsellere ayrımcılık yapmak istemeyen sakatlara karşı sorumluluklarını yerine getirmemişlerdir. Açıkça ayrımcılık olan bu durum, ülkemizde ayrımcılık karşıtı yasaları ve çalışmaları güçlendirmeye ne kadar da ihtiyacımız olduğunu göstermektedir. Karşılaştıkları bu engele rağmen kongreyi çok güzel bir şekilde gerçekleştiren Özürlüler Vakfı'nı tebrik ediyoruz.

Lambdaistanbul Eşcinsel Sivil Toplum Girişimi
Tel: +90 (0) 212 245 70 68
Adresimiz: İstiklal Caddesi, Büyükparmakkapı sokak, Halas apt. 20/4
Beyoğlu - İstanbul
New Page 1
lambda@lambdaistanbul.org
 
Özürlü insanımızı alet etmeyelim..

Yapılan toplantıda özürlü insanları kullanmak çok yanlış bir olaydır.Kaldı ki cinsel tercihleri sebebiyle var olma savaşı verenlerin toplumumuza kötü örnek olduğuna inanmaktayım.Ayrımcılık derken sizlerin yaşamlarına özenen veya destekleyen bir toplumda ne yaşamak nede var olmak istiyorum.Eğer bir hastalıksa"tedavisi yönünde çalışmalar yapılması lazım, yok bu benim cinsel tercihimiz diyorsanız yapılan uygulamda çok doğru olmuş."Zaten insan yerine konulmadığımız bir ülkede sizlerle beraber anılmakla var olan yanlızlığımız daha da artacaktır.Yaşama hakkı kutsal olduğu kadar doğru kullanılmalıdır.Sizlerle beraber anılmak istemiyorum.......
 
Sizin gibi düşünen çok insan var ama sakatların da "zavallı insan oldukları" " iğrenilesi yaratıklar" olduklarını düşünen insanlar da var !! İkisi de yanlış , ikisi de önyargılardır, ve var olan ayrımcılığı körükleyen ve insanların önyargılarını yeniden üreten düşünceler ve ifadelerdir.

Birbirimizin ne yaşadığını, nerelerde dışlandığımızı, nasıl dışlandığımızı ve ayrımcılığa uğradığımızı öğrenmek, birbirimize dokunmaya çalışmak eşcinsellerin de, sakatların da ve diğer ezilenlerin de daha da ezildiği, ve de biribirini ezmeye çalıştığı bu toplumda daha iyi bir şeyler olması için bir zorunluluktur.


Siz (ve sizin gibi düşünen birçok kişi) eşcinseller hakkında hiçbir şey bilmediği(niz) için sizinle benzer dışlanma ve ayrımcılık yaşadığının bilgisine de sahip değilsiniz.
 
Adı geçen vakfı ilk defa alkışlıyorum! Bu konuda belediyeye karşı çok doğru bir tutum sergilemiş.

Bizimle ilgili yanına gelirsek, öcelikle "başkalarına" karşı alınan tutum yüzünden, nasıl oluyor da sakatlar bu kadar kolay engellenebiliyor/harcanabiliyor!? Belediyenin görevi İstanbullulara hizmet etmek mi, yoksa şuna-buna hizmet etmek, diğerlerine etmemek mi?
Seçimlerde kendi partisine oy vermedi diye bir ili ilçe yapmaktan farkı var mı bunun? Hizmet, sadece kendi belirlediği normları kabul edenlere mi veriliyor?

Not: Bu konuda tartışmamız gereken şey AYRIMCILIK, BİZDENCİLİK ve ÖTEKİLEŞTİRMECİLİK. Lütfen ama lütfen eşcinsellik şudur-budur tartışmasına dönmesin iş.

Not 2: Bu başlık, devotee olayının tartışıldığı dönemde açıldı. O zaman aynı anda bu başlığa da yazmak istememiştim; iki konuda birden hararetli tartışma olması yararlı olmazdı. Ama şimdi zamanıdır... :)
 
Özürlülük istek dışı bir durumdur.
Eşcinseller ile özürlülerin bir arada bulunmasını doğru bulmuyorum. Seslerini duyurmak için bizleri yanlarına almak istemeleri eşcinsellere olumlu, bizlere olumsuz neticeler doğuracaktır.
Bakınız burda dikkat etmemiz gereken bir mantık çelikisi bulunmaktadır.
--Eşcinsellik konuşuldukça özenti ve normal bir şeymiş gibi algılanabileceğinden konuşulması, gündeme getirlmesi eşcinselliği artırıcı yönde rol oynayabilir.
-- Ama özürlüler ve sorunları bilgilendirme ve eğitim sağlayacağından Özürlülerin konuşulması, gündeme getirilmesi ülkemizdeki özürlü sayısını azaltıcı yönde etki sağlayacaktır.

Bu nedenle taban tabana zıt iki mantığın bir arada bulunması çok saçma ve gereksiz buluyorum.
 
hikayeci,
Bu yazının benim yazıma olabilecek en art niyetli cevap olduğuna inanmaktayım.Ben sağlığımda bile özürlü insanlar için severek ve isteyerek aktivitelerde bulundum.İğrenerek bakmadım bakanıda görmedim.Sitenin amacı engelliler olduğuna göre toplumda istenmeyen ve örf adetlerimizle ters olan ahlaki değerlerimize zıt olan bir oluşumla anılmak beni rahatsız ediyor.Bu konulara daha dikkatli olunması gerekmezmi sayın yöneticimiz..! Ben bir ekek çocuk babasıyım.
 
Fuzulim, olay kimin ne olup olmadığı ya da neyi tercih edip etmediği değil ki! Olay, sizin gibi düşünmeyen/olmayan kişilerin de herkes kadar vatandaş olup olmadığı ve herkesle eşit haklara sahip olup olmadığı.
Sen "sakat olmak tercih değil" diyorsun ama, çoğu zaman bu kimisenin umurunda bile değil ki! İnsanlar sakatları engellerken/ onları ötekileştirip ayrımcı tutumlar sergilerken, karşısındakinin neden sakat olup olmadığına bakmıyor/umursamıyor ki! Onlar için sen "ötekisin/farklısın", gerisi önemli değil...
Buradan hareketle diyorum ki, bari biz "ötekileştirmeyelim"! Sevmemek, uzak durmak, tercih etmemek... ellbette hakkımız. Ama saygı duymak da vatandaşlık görevimiz. Hele devlet/belediye, mecburdur herkese eşit hizmet etmeye!

"Kullanılma" meselesine gelince. Türkiye'de engelli hareketi diye bişey yok bile! Neyimizi kullanacaklar bizim?
hikayeci, samimi cevap ver ne olur: Hareketiniz Türkiye'deki engelli "hareketini" ipliyor mu? Sakatları kullanabileceğinizi düşünüyor musunuz?

***
aydin_3454: "Ben bir ekek çocuk babasıyım." demiş.
Ne güzel işte! Babasının medeni bir şekilde her şeyi tartışabilecek ve görüşlerini yazıp, başkalarının görüşlerine saygı duyacak kadar iyi biri olduğunu görecek oğlun... :)
 
walla tartışmalara hiç girmeden hikayeci şunu sorabiilirmiyim .kaos gl'nin bi adını duyamadım sitenizde niyeküne..
 
Sevgili OturanBoğa'nın önerisiyle "eşcinsellik şudur-budur tartışmasına dö"kmeden aklıma takılanları yazayım:

Şimdi bana; her gün boğuştuğumuz, "A.. Yazıııııık tahsili de iyiymiş ama aslan gibi sağlamlar dururken, sakata iş verip 'sakata' gelmeyelim" ön ve bön yargısı ve "doktora götürdün mü doktora" gibi saçma salak sorulara, eşcinsellerle aynı karede bulunduğumuzda, "Ulaaaa.. Sakatlar, aynı zamanda i.ne miymiş?" bön yargısının eklenmeyeceğine garanti verebilirseniz her bir şeye eyvallah.. Verebileceğim her türlü desteği alırsınız.. Yoksa "gölge etmeyin"! :evil:

hikayeci'ye benim de sorularım olacak.

1- Şimdiye kadar, eşcinseller hareketi, sakatlarla ilgili "ne"ye destek verdi? Ya da arlarında para toplayıp kaç yoksul sakata tekerlekli sandalye alıp evinden çıkmasını sağladı?

2-
hikayeci' Alıntı:
... Siz (ve sizin gibi düşünen birçok kişi) eşcinseller hakkında hiçbir şey bilmediği(niz) için sizinle benzer dışlanma ve ayrımcılık yaşadığının bilgisine de sahip değilsiniz.
Verdiğin site adresini şöyle bir dolandım. Eşcinseller hakkında aydınlatıcı bir bilgiye rastlayamadım! (Gözümden kaçmış olabilir.) Yoksa sizde mi hiçbir şey bilmiyorsunuz, hakkınızda? Aydınlatmanın yolu forum forum dolaşıp efelenmek midir, yaksa bilgiyi paylaşmak mıdır? :roll:

3- Peki, siz neler biliyorsunuz sakatlar hakkında? Kanları ne renktir, kaç tane gözleri vardır, kanatları var mıdır? .. falan.. Karşınızdakinin bilgisini ölçmeye kalkışmadan önce, onu da "normal insan"mış gibi görmeyi deneyebilirsiniz meselâ. :wink:
 
Şu eşcinsel, biseksüel, travesti ve transseksüel vs. ileride bağrımıza bastık mı sırtımız yere gelmez gayri :!:
 
Babür abi ellerine sağlık abi. Tamamen dediklerine katılıyorum. Daha bunun üzerine diyecek yok abi..
 
Bu tavrı protesto ediyorum.

Bu konudaki düşüncelerimi zaten yazmıştım.

Domino taşları gibi devriliyor ardarda her şey. Korktuğum bu saçma şey de başıma geldi. Sosyal engellenmişlik adı altında bu mantıkla gidilecek olan yolda sizinle değilim.

Bugün hak uğruna doğruluk uğruna vs homo ve dönmelerle yürüyen, yarın ezilmişlik ve ötekileşmişlik iddiasına dayanarak kimlerle yoldaş olur bilmiyorum.

Bu forumdaki garip hoşgörü ve siyaseti daha fazla kaldırmıyor midem.

Tüm bu olanların fiziksel engellilikle ilgisi olmadığını düşünüyorum.

Varın dediklerimi çürütmeye çabalayın, umrumda değil.

Oysa daha karpuz kesecektik. kesecektik de, yazık ki karpuz dura dura çürüdü be dostlarım. Neyse, siz devam edin bu gibi çok muhim konularınıza.

Ben artık bu sitede köşe yazısı yazmayacağım. Var olanların kalkmasını istiyorum.

Siz devam edin. Herkesin hakkını bir şekilde savunması tarafındayım.

Saygı ve selamlarımla.
 
Açıkcası uzun bir şey yazmak niyetinde değilim,

Neye karşı olup olmadığımda gün gibi ortada.

Ben burada engelli insanlar ve engelsiz insanlar diye bir ikilem düşünmeden oldukları kabul edebildiğim için varım. Ancak ülkemde engelli insanların yaşadıkları olumsuzluklardan da habersiz değilim.

Elimden geldiğince bu olumsuzlukların sosyal olmayan bir devlet yapısı içersinde normal olduğunu ve neler yapabilirz i tartışmak dururken demokrasi adına, özgürlük adına başka alanlara kaymayı da doğru bulmuyorum.

Eğer bu yazdıklarımdan beni antidemokratik buluyorsanız, kabul, ben antidemokrat bir yapıya sahibim.

Burada tartışılan konunun eşcinselliği ortaya katmadan ne olduğuna falan karışmadan nasıl bir fayda sağlayacağını anlayabilmiş değilim.

O ya da bu şekilde benim ülkemde herşey toz duman olmuş bir durumda sürüyor. Doğal olarak engellilerle ilgili konularda da hiç bir şey doğru düzgün gitmeyecektir.

Evet bir mücadele verelim, ama bu mücadeleyi adam gibi verelim. Eşcinseller bir şey yapmak istiyorsa buyursun yapsın. Ama onların arasına sakat arkadaşları da katmaya çalışmak çok çirkin bir şey.

Haaa !!! sen eşcinsellere karşımısın sorusunu duyar gibi oluyorum?

Kişisel yaşam biçimi olduğu sürece karşı değilim, ama hep dediğim gibi nereye kadar karşı olmayacaksın? Gördüğümüz gibi kişilerin tercihlerine saygı duymak bizleri bu durumlara getirebiliyor. Bu anlamda doğal olmayan her türlü yapılanmaya karşıyım.

Ayrımcılığa uğruyorlar, falanlar filanlar.....

Doğru uğruyor, kim uğramıyorrrrrrrrrrrrrrrrrr

Sakatları birde eşcinsellerle birlikte görmek çok güzel olacak açıkcası.

Ben yoruldum düşüncelerimi yazmaktan.

Ve gerçekten ne yapılmak isteniyor anlayabilmiş değilim. Engelli arkadaşların yapacakları çok şey var. Ben sağlam kısmını oluşturuyorum, yani dostları kısmını tırtılın deyimiyle.

Dost olarak ta bu gidişattan mutlu olmadığımı tüm engelli arkadaşlarıma duyuruyorum.
 
Sahsi fikrim sosyal engellenmişlik adı altına sığdırılamaz ve sığdırılmaya çalışılmamalı tüm bunlar. Kendi varolan ve gün gibi açıkta ve yıllardır bekleyen dertlerimizi başka topluluklara sığınarak mı yoksa kendi öz gücümüzle mi çözeceğiz en büyük soru ve sorunumuz budur.
 
Hemcinslerle yapılan evlilikler ve eşcinsellik, örneğin, dinen kabul edilebilir değildir. Katıksız bireyselcilik ile Avrupa'da bazı sözde insan hakları uygulamalarının temelinde yatan çarpık özgürlük düşüncesini Türkiye kucaklamamalıdır. Aile ve toplumun bütünlüğünü korumaya devam etmelidir. Kutsala yabancılaşmış, laik Avrupa'dan her ne çeşit baskı gelirse gelsin, dünya görüşü olarak Allah'ın birliğine derinden bağlı kalmaya devam ettiği gibi... Başka bir ifadeyle, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği insanlık için bir fayda teşkil edecekse, Türkiye aynı zamanda kendi ahlaki kimlik ve ruhaniyetine de bağlı kalmalıdır..
 
Forumda yer alan 100 binden fazla mesajın içinde tek bir mesaja dahi tahammül edemeyenleri, kendileriyle başbaşa bırakmaktan başka birşey elimden gelmez. Yalnız, 100 bin'de bir mesaja tahammül edemeyip "gidiyorum" diyenlere hatırlatırım, ülkemizdeki her 100 binden bilmem kaçı da eşcinseldir! Pekii, nereye kadar "gideceksiniz"? Tıpkı sokakta uzak durduğunuz gibi, istemediğiniz sürece forumdaki bu başlıktan uzak durmak o kadar mı zor? Her üye, "bu başlık olursa giderim" mi diyecek?!!!!!!!!!!

Her şeyi düşünebilirsiniz, ama herşeyi... Bunda sınır yok. Şiddet içermediği ve yasal olduğu sürece her görüşü de dillendirebilirsiniz, bunun da önünde hiç bir engel yok. Ama sizin tam zıddınızda düşünen kişileri düşünmekten ve yazmaktan men edemezsiniz! İletişimin ilk kuralı budur. Ve bu site bir iletişim platformudur.

Bu başlıkta 16 tane mesaj var. Hiçbirinin içeriğinde eşcinselliği olumlandıran tek bir kelime dahi yok! Buna karşın eşcinselliği olumsuzlayan/aşağılayan 13 mesaj var! Peki nedir bu celallenmenin sebebi?
Burası özgür ve ENGELSİZ bir platform olsun diye çabalıyoruz arkadaşlar; sadece "senin/benim gibi" düşünenler olsun diye değil!

***
ENGELLİLERLE İLGİLİ bir vakıf "Sosyal Engellenmişlik" üst başlıklı bir konferans düzenlemiş (BU BAĞLAMDA KONU, ENGELLİLERLE İLGİLİ BİR SİTEDE TARTIŞILMAYI HAKEDER HALE GELMİŞ) ve dünya normlarının gereği olarak kendilerini bu üst başlıkta konumlandıran bir hareketi de oraya DAVET ETMİŞ. Bu insanlar da SOSYAL ENGELLENMİŞLİK üst başlığının icabı ve yaşamı boyunca ayrımcılığa uğramışlığın verdiği dürtüyle bu daveti kabul etmişler.
Ve o ana kadar bu organizasyona destek veren Özürlüler İdaresi ve İstanbul Belediyesi ENGELLİLERİ BİR ANDA YÜZÜSTÜ BIRAKARAK, organizasyondan desteğini çekmiş. Soruyorum: Bu adı geçen girişim yasadışı mıdır? Hayır! Peki o organizasyondan "beklentisi olan" engelliler bir suç işlemiş midirler? Hayır! Bu desteğini çekmeyle kuruluşlar kimi cezalandırmışlardır? ENGELLİLERİ! Buna hakları var mıdır? Hayır!
Olması gereken, varsa çekinceniz bunu yazılı olarak deklare edersiniz ve bahsi geçen etkinliğe destek vermekle beraber, o girişimin konferansıza katılmazsınız. Bu kadar basittir. İsteyen katılır isteyen katılmaz... Tıpkı buradaki tartışmada olduğu gibi!
Vakfı neden alkışladığıma gelince; kendisine dikte ettirilmeye çalışılanlara karşı, SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ gibi davrandığı ve boyun eğmediği için! Çünkü bir kez boyun eğdiğinde, ertesi etkinlikte önüne uzuuun bir yap-yapma listesi verileceği muhakkaktır.

***
Bu başlıkta tartışılması gereken konu bence şudur:
  • Bizimle ilgili yanına gelirsek, öcelikle "başkalarına" karşı alınan tutum yüzünden, nasıl oluyor da sakatlar bu kadar kolay engellenebiliyor/harcanabiliyor!? Belediyenin görevi İstanbullulara hizmet etmek mi, yoksa şuna-buna hizmet etmek, diğerlerine etmemek mi?
    Seçimlerde kendi partisine oy vermedi diye bir ili ilçe yapmaktan farkı var mı bunun? Hizmet, sadece kendi belirlediği normları kabul edenlere mi veriliyor?
***
Son olarak, buraya yazılan bir mesajla bu sitenin yeri eşcinsel hareketin yanı mı olmuştur!? Bunu nasıl düşünüp tepki verebiliyorsunuz anlayamıyorum! Engelliler.Biz kurumsal bir yapı mı da eşcinsellerle yanyana gelmek söz konusu olsun! Sitede eşcinsel hareketine yönelik bir bağlantı var mı, ya da ortak bir etkinlik mi düzenledik de yanyana gelmiş oluyoruz?! Devotee konusu konuşulurken de böyle oldu; herkes bir celallendi. Sonuçta ne oldu? Kim ne kaybetti o tartışmadan Allah aşkına!? Neye tepkilisiniz arkadaşlar?
Bülent Küçükaslan olarak şahsen eşcinsel hareketine saygı duyamam mı? Beni de mi men ediyorsunuz bundan? Kimin haddine bu!
Herkes kendini bilsin. Bu site ne benim ne de başkasının görüşüne hizmet etsin diye kurulmadı. Bu site, bu konularda konuşulsun diye kuruldu.
Kimsenin, bir karşı görüşü (şiddet ve yasa dışılık içermediği sürece) susturmaya ve görüş bildirmekten men etmeye hakkı yoktur. Herkes kendi görüşünü yazmakta özgürdür.

Lütfen biraz empati kuralım ve sakin olalım.
 
:) Bülent, senin zevkin, seçimin, duruşun sana aittir. Buna karışamayız. Site de sana aittir. Dilediğin an kapatıp gidersin.

Beni yıllardır tanıyorsun, baştan beri bir çıkıntı oldum çizdiğin çoğu resimde. Forumun, sitenin adını eleştirmeyle başlamıştım daha ilk günlerimde. :) Bu başlığı okuyup da bir şeye karar vermedim ben.

Bu gibi malzemelerin ortaya serilmesi, tartışmaya açılması bana rating kaygısı ile tutuşan gazetecileri hatırlatıyor nedense. At ortaya, seyreyle cümbüşü.

Akıllı adamsın. Bilirsin bu konularda alevli tartışmalar olacağını. Bu yüzden alevlerde suç bulma hı?

İçime sinmiyor artık tuhaflıkların bu kadarı. Protesto etme hakkımı kullandım doğal olarak.

Gidişat belli zaten ve ben de bunu çoktan öngörmüştüm.

Sekiz milyon "sakat" ın içinde elbette eşcinsel, satanist, bilmemne -ist gibi aykırı tipler vardır.

Konunun sakatlık merkezinden uzaklaşmamasını dilerdim. Ama hep uzaklaşıldı. Sakatlık kavramını kullanarak bıdıbıdı eden derneklerden ne farkımız kaldı?

Ah çok üzüldüm onlar adına. Kim kime yanaşıyor yahu? Kimin çıkarına bu Lambda hareketinin ne olduğuna içeriğine bakmadan nasıl alkışlarız bu tutumu?

Bu demoktratik tutuma göre engelliler kimlerdir?

Engellenmişlik nedir?

Kendi terciihleriyle toplum dışına itilen gruplarla spastik bir adamın durumu aynı kefede mi tartılır?

Yarın BAŞKA kimler yanaşacak?
 
KanatlıTırtıl: "Bu gibi malzemelerin ortaya serilmesi, tartışmaya açılması bana rating kaygısı ile tutuşan gazetecileri hatırlatıyor nedense. At ortaya, seyreyle cümbüşü.
Akıllı adamsın. Bilirsin bu konularda alevli tartışmalar olacağını. Bu yüzden alevlerde suç bulma hı?"

Eyvallah Vefa! Böyle algılıyorsan diyecek birşeyim yok. Gerçekten de 5 bin üyenin 4990 tanesinin karşı olacağı bir konuyu (senin gibi tavır koyacak kişilerin olacağını adım gibi de bilip) gündeme getirerek, bu siteyi reytingden uçurmak istiyorum. Elimi ateşe sokup tepki almak çok popüler bir duruş gerçekten de! Çok iyi anlamışsın beni...

pagasus: Sevgili kardeşim lütfen söyler misin? Belediye bu etkinliğe verdiği desteği çekerek hangi engellileri yüzüstü bırakmıştır?"

Belediye destek verirken o etkinliğin yararlı olduğunu varsaymıyor muydu? Elbette yararlı diye kabul ettiği için destek veriyrdu. Ve bu desteği çekmekle, yararı dokunacak kişileri bir anda yüzüstü bırakmış oldu. Aksini söylemek belediye ve Özürlüler İdaresi için tutarsız olur. Keza bu etkinliğe/vakfa daha en baştan, "sizden bişey olmaz. Boş işler bunlar..." deyip destek vermeselerdi, amenna! Ama, "yararlı" diye destek verip, "sonra zırt diye "yarar"ı umursamadan desteği geri çekmek aynı şey değil ve bu konuda düşünmemiz gerek bence. Öyle ya, kimin nerede ve ne zaman "zart" diyeceğini bilemeyiz değüil mi? :)
Adı geçen vakıfla ilgili olarak zaten seninle aynı yerdeyiz....

pagasus:Sen burda bir ilke savaşı veriyorsun ve ben bunu anlıyorum. Anlamadığım neden engellilerle ilgili atılacak adımların eşcinsellerle birlikte atılmak istenmeyeceğini gözardı etmekte ısrar ettiğin. Belediyenin vereceği desteğin toplumun genelinin tepkisini çekecek bir ilintilendirme nedeniyle iptal edilişini neden anlamak istemiyorsun. Ve neden herkes senin normal ve evrensel olduğuna inandığın şekilde hissetmek zorunda."

Evet, ben burada sadece ve sadece ilke savaşı veriyorum. Bu kadar basit! Ve elbette herkes benim "normal ve evrensel olduğuna inandığım şekilde hissetmek zorunda" değil! Ben de tam olarak bunu söylüyorum ya! Birisi bir mesaj yazmış foruma, kendi görüşünü dile getirmiş... Kimse diyorum, ben dahil, o kişinin bu hakkına dil uzatamaz. Sen/ben nasıl görüşümüzü yazıyorsak, O da görüşünü yazacak. Kimse kimseyi söz söylemekten men etmeyecek. Bu menedişler bir kere başlar, herkes kendi penceresinden bakıp/görüp, karşı pencereden bakanı/göreni taşlarsa, o zaman sonumuz ne olur? Ben, karşılıklı olarak pencerelerden birbirimizi taşlamaktansa, karşı pencereden nasıl göründüğümü (ki bulunduğum yerden kendi penceremi ancak çok sınırlı görebilirim!!!) öğrenmek isterim. Duruşum budur!

pagasus: "Buradaki mesajların enşcinsellere yönelik olumsuzluk içermesi ne demek oluyor. Bu insanların içinde bulunduğu şartlar evrensel bir kabul mü edinmiştirki bu insanlara yönelik "olumsuz" söylemler anlaşılamıyor olsun."

:) Bazı arkadaşlar bu ve benzeri tartışmalarda, "sapkın görüşün olumlandırılmasına sebep oluyorsunuz" diyorlar ya, ona istinaden diyorum ki: buradaki hangi söz eşcinselliği olumluyor? Hiç! Aksine olumsuzlayan/aşağılayan birçok mesaj var. Yani burası eşcinsellerin hiç de yararına bir başlık gibi gelmiyor bana; tabii mazoşist eğilimli değilse! :)
Ayrıca -benimseyin ya da benimsemeyin ama- aklınızaa gelen neredeyse bütün uluslararası belgelerde cinsel yönelim/tercih konusundaki ayrımcılığı önleme konusuna vurgu vardır. Ayrımcılığın en temel başlıkları: Bireyin cinsel tercihinden dolayı ayırımcılık, cinsiyet ayrımcılığı, din veya farklı inanış nedeniyle ayırımcılık, engellilere yönelik ayrımcılık...tır. Ama dedim ya, burada eşcinsellik konusunu tartışmak yersiz...

pagasus: Benim vergilerimi belediye böyle bir etkinliğe destek vermek için kullanırsa tabiki tepki gösteririm."

:) Ben de vergilerimle birçok şeyin yapılmasını istemiyorum! Ama yapılıyor. Bunun sonu yok... Ayrıca, eşcinseller vergi vermiyor mu acaba?
 
Yazılanlar bizim tercihimiz olduğu kadar toplumun bir fikir kırıntısı olmaktadır.Konunun özü çok basittir birileri kendi tercihlerini masumane bir seçim olarak topluma lanse ederken, tercihleri olmadığı halde kader mahkumlarını kullanmak istiyor.Tercih sahibi olanların sitelerine baktığımda tam bir iğrençlik görmekteyim.Öyle bir mücadele veriyorlar ki ellerinde olsa her bireyin kendileri olmasına çalışacaklar.Kesin yargıda bulunmak isteyenler adı geçen grubun temsilcilerini elmadağ ve civarında görebilirler...:( onlarla anılmak isteyenlerinde akıllarına zarar gelmiş olmalı.Avrupa da özgürlükler sapıkça olduğu için aile düzenlerini bir araştırın lütfen.
 
Yazılanları okuyunca , gözümde okul sıralarından bir sahne canlandı.
Lise-1 Biyoloji dersindeyiz , konumuz hormonlar.
Öğretmenimiz anlatıyor ; "vucudumuzda hem erkeklik hormonu, hem kadınlık hormonu var ancak baskın olan hormonumuz cinsiyetimizi belirliyor. Kadınlarda testesteron , erkeklerde de östrojen hormonu var aslında..."
-"Peki ya eşcinseller hocam?"
-"Onların hormon dengesi bozuk"

Bu açıklamadan sonra bir hastalık gözüyle baktım bu olaya özellikle tercih etmediklerini düşündüm hep. Bu insanlar toplumda hep var olmuşlar ama gizlemişler . Şimdi gizlemek istemiyorlar. Sayıları artmış değil... Doğada hangi canlı mükemmel yaratılmış ? Herkesin biryerindevar bir arıza :)
 
OturanBoğa' Alıntı:
"Kullanılma" meselesine gelince. Türkiye'de engelli hareketi diye bişey yok bile! Neyimizi kullanacaklar bizim?
hikayeci, samimi cevap ver ne olur: Hareketiniz Türkiye'deki engelli "hareketini" ipliyor mu? Sakatları kullanabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Açıkçası engelli hareketi var mı onu da bilmiyorum ama engelli hakları için çalıştığını söyleyen birçok kurumla iletişime geçilmesine ve birbirini anlamak ve desteklemek adına ortak faaliyet ve eylemler düzenlenmesini düşünüyorum.

Birçok sivil toplum kuruluşunda olduğu gibi bizim de hatalı olduğumuz, kendi sorunlarımızdan başka bir şey düşünmediğimiz zamanlar olmuştur. Fakat Özürlüler Vakfı'nın çağrısını şimdiye kadar yaratamadığımız iletişim kurma fırsatı olarak görüp de katıldık. Sadece belirlene süre içinde eşcinsel bireylerin sosyal engellenmişliği hakkında sunum yapmanın dışında, lambda'da gönüllü olarak birçok arkadşım o kongredeki sunumları dinlemek için de ordaydı.

sankha' Alıntı:
walla tartışmalara hiç girmeden hikayeci şunu sorabiilirmiyim .kaos gl'nin bi adını duyamadım sitenizde niyeküne..

web sitemiz yenilendi ve medyada çıkmış haberlerin içinde kaos'la ilgili olanlar sivil toplum'un altında. Kaos'un kendi sitesi olduğu için. www.kaosgl.com

Baben' Alıntı:
"Ulaaaa.. Sakatlar, aynı zamanda i.ne miymiş?" bön yargısının eklenmeyeceğine garanti verebilirseniz her bir şeye eyvallah.. hikayeci'ye benim de sorularım olacak.

1- Şimdiye kadar, eşcinseller hareketi, sakatlarla ilgili "ne"ye destek verdi? Ya da arlarında para toplayıp kaç yoksul sakata tekerlekli sandalye alıp evinden çıkmasını sağladı?

2-
hikayeci' Alıntı:
... Siz (ve sizin gibi düşünen birçok kişi) eşcinseller hakkında hiçbir şey bilmediği(niz) için sizinle benzer dışlanma ve ayrımcılık yaşadığının bilgisine de sahip değilsiniz.
Verdiğin site adresini şöyle bir dolandım. Eşcinseller hakkında aydınlatıcı bir bilgiye rastlayamadım! (Gözümden kaçmış olabilir.) Yoksa sizde mi hiçbir şey bilmiyorsunuz, hakkınızda? Aydınlatmanın yolu forum forum dolaşıp efelenmek midir, yaksa bilgiyi paylaşmak mıdır? :roll:

3- Peki, siz neler biliyorsunuz sakatlar hakkında? Kanları ne renktir, kaç tane gözleri vardır, kanatları var mıdır? .. falan.. Karşınızdakinin bilgisini ölçmeye kalkışmadan önce, onu da "normal insan"mış gibi görmeyi deneyebilirsiniz meselâ. :wink:

Öncelikle sizin de aklınıza aranızda sakat eşcinseller olabileceği gelmiyor.

Sorularınıza cevap: Eşcinsel hareketi kurum olarak destek vermedi ama hareketleri oluşturanlar insanlardır ve onların ne kadar destek verip vermediğini bilmiyorum.

Eşcinselller hakkında ne öğrenmek istiyordun ki sitede bulamadın ? sorarsan anlatmaya çalışırım da.

Sakatların da benim kadar insan olduğunu, çeşitli sosyal, etnik ve dinsel kökenden geldiğini bilmem herhalde yeterlidir.
-----------------------------------------------------------------------------------

Arkadaşlar, herkes farklı fikirlere sahip olabilir ama bu ülkede ayrımcılık her yerde. Sadece tek tek belli bir gruptaki insanlara (engelli, yaşlı, eşcinsel, Ermeni, Kürt, Alevi, Hıristiyan, vs.) yapılmıyor, sistem kendi eliyle bu grupların diğer gruplara karşı düşmanlık beslemesini sağlıyor. Bribirlerine yabancılaştırıyor. "grup" kelimesini kullanmam bile iyi bir örnek.

Ben engellilerin tüm dertlerini biliyorum diye girmedim bu foruma, hayatım da "uazak durmayı" seçtiğim bir grubun neler yaşadığını öğrenmek, kendi yanlışlarımın, yaptığım ayrımcılığın farkına varabilmek için girdim. Ben iyi niyetliyim ama bundan şüphe etmenizi de anlıyorum.

Bu haberi buraya koyarken "lambda mükemmel bir örgüt bak ne güzel de sahiplenmiş demek" değildi. oturan_boğa'nın da birçok sefer anlatmaya çalıştığı gibi işi engellilere hizmet vermek olan devletin bir kurumu eşcinselleri (başka bir zamanda bu başkaları için de olabilirdi, ya da o anda öcü olan neyse o) bahane ederek hizmet vermeyi durdurması ve kongreye gelen engelli arkadaşlarımızı mağdur etmesiydi. Bu yapılan yanlıştı; hem engelli arkadaşlara hem de eşcinsellere. Engellileri kullanmaya çalışan da bu durumda ne yazık ki belediye oluyor.
 
Uzun zamandır ara sıra girip konularınızı yorumlarınızı okuyorum, bu zamana kadar herhangi br cevap yazmadım; ama bu seferki konu ilgimi çekti doğrusu..

Devote konusuna da cevap vermemek için kendimi tutmuştum; lakin bu forumdaki tuhaf hoşgörü ve demokrasi(!) sayesinde daha fazla sessiz kalmamam gerektiğini anladım..

Ayrımcılıktan iğretilikten, hayatın içinde iliştirilmiş gibi yaşamaktan şikayet edenler olarak.. evet ayrımcılığa karşı durmalıyız diyorum..

... ve merak ediyorum başörtülü öğrencilerin yaşadığı ayrımcılığa, iğretiliğe ve engelliliğe de aynı demokrasi ve saygıyla birşeyler yazabilecek misiniz?
 
masivam, konu engellilerle alakalı değil, o yüzden kimse başörtüsü ile ilgili bir yorum yaz(a)maz. Ama biri çıkıp, "başörtüsü de bir sosyal engellenmişliktir" der ve bununla ilgili bir başlık açarsa, tıpkı eşcinsellik konusunda olduğu gibi, orada da -başörtüsünün kendisyle ya da dini atıflarla değil- o tercihten dolayı engellenmişlik konusunda tartışabiliriz... Bu site bu kadar özgürlükçü! Tek kuralımız var: Bu siteye görüş yazarken, sizin görüşünüzün tam tam tam karşısında yer alan görüşe saygı duymak zorunda olduğunuzu unutmamlısınız.

Ve site yöneticisi olarak kendime bir ayrıcalık yapıp, duruşumu daha iyi anlayabilmen için şunu söyleyebilirim: başörtüsü yasağını çok saçma, haksız ve dahası (bunu savunanlar için söylüyorum) amaca ters tepki doğuran (baba diyalektik) bir şey olduğunu düşünüyorum. Yani orada da başörtüsü TERCİHİ!!! sebebiyle ayrımcılığa uğrayanların yanındayım.

Not: Site yöneticisi olarak "hoşgörülü" iğnelemesine cevaben vurgulamak için yazdım bunları. Konu dağılmasın lütfen.
 
bülent bey gerçekten çizginde bir farklılaşma görünüyor.önünde saygı duyulabilecek bir farklılaşma.başörtüsü hakkındaki görüşün içinde birkaç satır yazmak isterdim ama konu başlığı dağılmasın istedim.teşekürler.
 
yarenn66, bense hiç "farklılaşma"dığımı düşünüyorum. :)
Sınır belli: konu engellilerle/engellenmişlikle alakalı olacak. Yukarıda da yazdım, bu forumda başörtüsün dini gerekçeleri vs. tartışılamaz, ya da eşcinselliğin ne olup olmadığı! Tartışılabilecek olan şey, bir durum/tercih sebebiyle sosyal engellenmişlik olup olmaması. Bir başka örnekle, "Dinen emirdir..." lafı yasak (çünkü bu konu burada tartışmaya açılamaz; yeri değil), ama buna karşın, "kim ne karışır benim başörtüme; ben size karışıyor muyum..." düşüncesini yazmak serbest. "Ebabil kuşlarının attığı taş" yasak, ama "istemiyorum ve yanlış buluyorum" serbest! :)
 
peki ozaman bülent bey eşcinselliğin iyi veya kötülüğünü hangi kriterlere göre tartışacağız anlamadım.neye göre iyi neye göre kötü.bence her türlü kritere göre kötü.hadi işin dini boyutunu bir kenara bırakalım.tıpbi açıdanda şimdi internette bir araştırma yapsam milletin okumaya gücü yetmez.elbetde bazı çizgileri siz koyacaksınız ama bunu koyarkende gerçekten adil olmalısınız.çünki sizinde bildiğiniz gibi yok aslında birbirimizden farkımız.düşünceler ne olursa olsun bence her yol ankara. :lol:ebabil kuşalarının olayıda bence dini bir eleştiri değil tarihten verilmiş ve yaşanmış bir örnektir.o toplumun yoldan çıkarak birbirlerine yoldan gecenlere bile zorla tecavüzü ve eşcinselliklere sapıklıklara yönelik olan ve sonuçlarını gösteren bir hikaye.
 
Bu başlık altında yazılanları okuduğumda, Oturanboğa’nın telkin çağrısına katıldığımı bir ön kabul olarak söylemeliyim.

Bahsi geçen panelin dinleyicileri arasındaydım. Programı okuduğumda, sosyal engellenmişlik başlığı altında yapılacak sunumların cazibesi biraz da cüreti karşında ki merakımın dürtmesi ve tezim için malzeme çıkacağı beklentimle oraya sürüklendim. Panelde, kadın engellilerin maruz kaldığı ayrımcılıkla ilgili bir sunum yapıldı; ardından da eşcinsellerin uğradığı dışlanmayı araştıran bir araştırma üzerinden giden bir başka sunum vardı. Konuşmacı burada söylendiğinin aksine sakatlarla eşcinseller kol kola hareket etmeli türünden bir şeyler söylemedi. Hatta sakatların karşılaştıkları güçlüklerden habersiz olduklarını da belirtti.

Eşcinselliğin bir tercih mi yoksa bir yönelim mi olduğu tartışmasına girmek istemiyorum. Ama şunu söylemliyim, WHO (Dünya Sağlık Örgütü) 1980’lerde eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olmadığını kabul etmiştir. Arkadaşların buyurdukları gibi bir sapkınlıksa eğer, onlara haz vermekten öte çok çok acı veren bir sapkınlık olduğunu görmeliyiz. Ya da bir tercihse; bu tercihlerinin onlara pahalıya ödetildiğine de dikkat çekmeli. Bizler, onları, Tv. de gündüz kuşağının karikatirüze edilmiş komik çocukları olarak tanısak da, çoğunun yüzü pek gülmüyor. Maruz kaldıkları dışlama öyle yoğun ki, yaşam hakkından tutun, çalışma haklarına kadar bir çok insan hakları ihlalinin mağduru oluyorlar. Demem o ki, böyle bir şeyi kolay kolay kimse tercih etmez. Bir tercihse dahi tercihlere saygı duyup onları kabul etmeliyiz.(tabi bu kabulün demokratik toplum düzeniyle uygun olması şartıyla)

Neyse, bir başka nokta, sakatlığı engellilik olarak sosyal model bağlamında açıklayan görüşün tarafı olduğunuz anda, bizim hasta görmeyin, bizi böyle kabul edin diyoruz. Bunun ötesinde, sakatlığın iyi ya da kötü olduğu konusunda, sakatlık kötüdür diyorsak da, her halükarda sakatlığın kötülüğünün sakata sirayetine karşı çıkıyoruz. Yine eşcinsellik hastalıktır, kötüdür diyorsak, bunu eşcinsele taşımamamız gerekir. Fakat belirtmeliyim ben bu hastalık iddiasına katılmıyorum.

Gelelim asıl konuya. Asıl konu bence, sakatların eşcinsellerle birlikte hareket etmesi, politik olarak mantıklı mı? Eşcinsellerle birlikte anılmak bize ne katar? Bu konular strateji ile doğrudan bağlantılıdır. Bunu tartışmak mümkün tabi. O gün panelde tanıştığım kişilerde, haklarını savunma konusunda oldukça deneyimli gibiydiler. Bu anlamda, belki de biz onlardan bir şeyler öğrenebiliriz. Mesela, Sivil Toplum Kurumu olan lambda nın hiyerarşik bir yapı üzerine oturmaması (yani kalıcı başkanların hükümranlı altında değil), haklarını insan haklarına dayanarak savunmaları, dava açıp ardında durmaları. Bunun ötesinde, onlar bizleri tanımıyor, biz de onları. Aralarında hiç sakat eşcinsel de bulunmuyormuş. Zaten kaldıkları yere ulaşmak merdivenler yüzünden ortopedik sakatlıkları olanlar için oldukça müşkülmüş. Şuan için -forumumuzdan da anlaşılacağı üzere- bizlerin önyargıları çok katı. Deneyim değiş tokuşu dahi zor. Fakat belirli bir dışlamaya maruz kalanlar olarak (işe alınmayarak, horlanarak, dilenci olarak-dilenci sanılarak, aile kurma hakkı yadsınarak) bizlerden farklı nedenlerle dışlananları anlayabileceğimizi sanmıştım.


Medyanın biz sakatları çarpık bir şekilde tanıttığını akılda tutarak, eşcinsellere dönük önyargılarımızı gözden geçirelim derim ben. Ayrıca sosyal engellenmişlik deneyimleri hakkında daha çok bilgi sahibi oldukça, duruşumuzda buna paralelde değişebilir. Simülasyonlara kapılmadan, onların gerçek öykülerini dinlemeliyiz. Cinsel yönelimlerine değil, insan yanlarına odaklanmalıyız. Aynı bizim sakatlıklarımızın değil, insan yanımızın öne çıkarılmasını istememiz gibi.
 
saros1 eşcinsel veya benzeri kişilerin maruz kaldıklarını dışlandıklarını yazmışsın.ama yanıldığın bir nokta var diğer illeri pek bilmem ama antalyada yüzüncüyıl caddesinde gezenler hele gece yarısı gezenler onların dışlanmadıklarını aksine baya rağbet gördüklereni bilirler.senin dediğin gibi onlara acı veren bir sapkınlık olmadığıda bir gerçek.hallerinden baya memnun görünüyorlar.o açıdan onların bizim adımızla anılması son derece yanlış.
 
SADECE VE SADECE engellilerle ilgili sosyal politikalar, toplumsal yaklaşımlar, hükümet politikaları, dünya politikaları; ve insana/doğaya dair her konuda buraya yazabilirsiniz.
Aksi tüm mesajlar anında silinecektir!
Bu tanıma göre ve bu başlık silinmediğine göre demek oluyor ki siz bu konunun ENGELLİLER le ilgili olduğunu iddia ediyorsunuz.
Üstte yazdıklarımı okumuyorsunuz ki, sorularım ve tespitlerim hep havada kaldı. Birisi diyor ki "kimse engelliler arasında da eşcinsel olabileceğini aklına getirmiyor"..
Acaba akılsız mıyız yoksa siz mi lutfedip okumuyorsunuz?

Sekiz milyon "sakat" ın içinde elbette eşcinsel, satanist, bilmemne -ist gibi aykırı tipler vardır.
* * * * * *
Bu başlık, devotee olayının tartışıldığı dönemde açıldı. O zaman aynı anda bu başlığa da yazmak istememiştim; iki konuda birden hararetli tartışma olması yararlı olmazdı. Ama şimdi zamanıdır...
Daha önce olanları hiç sayıp, Sadece bunu okuduğumda bile kafamda bir fikir oluşmasına yetiyor.

Eyvallah Vefa! Böyle algılıyorsan diyecek birşeyim yok.
Diyerek benim fikrimin boş ve altyapısız olduğu mu ispatlandı? Evet ben böyle algılıyorum. Ve bu duruma sebebiyet olan hareketlerin düşünülüp önlem alınması gerekirdi. Zira ben beş yaşında tıfıl bir çocuk değilim. En azından Buradaki ortalama bilgi, zeka ve akıl seviyesine de sahip olduğuma eminim.
* * * * * *
Bu başlıkta eşcinsellerin ne olup olmadığı tartışılmayacak denmişti ama bazılarımız tarih, sosyoloji ve tıp alanındaki bütün tespitlerin, kuramların ve iddiaların karşısına dikilip bu sorunu tanımlayıp çözme cüretini göstermiş. Hoş, çözüm beklediği iddia edilip de binlerce aklın üzerinde kafa yorduğu bu konuya GERÇEKTE acaba bu kadar vakit ve emek harcamak doğru mu? Fiziiksel, biyolojik, duygusal vesaire olarak priz ve fiş kadar birbirine uyumlu, birbirine muhtaç, birbirini tamamlayan iki cinsin doğadaki hatta atom altı dünyadaki gerçekliğine ters düşmek kimin haddine? Vücudundaki hormonal denge, sosyal etkiler, koşullanmalar veya tamamen kişisel tercihleri bahane ederek, erkek erkeğe seks yapmanın neresi sağlıklı, huzurlu ve mantıklı? Kişinin dengesi bozuk olabilir kabul, ama tedavi-ıslah edilmeyi reddedip bunu icraate döküp dökmemek tamamen kişisel tercihtir. Üstüne üstlük bunun üzerine bu icraatlerini topluma kabul ettirmek uğruna yapılan bin türlü uğraş da toplumca reddedilmiştir ve reddedilmeye mahkumdur. Var olan tüm inanç ve ahlak sistemlerinde, istatistiksel olarak aksi iddia edilemeyecek oranda bu durum apaçık ortadadır.
* * * * * *
Bu konuda tartışmamız gereken şey AYRIMCILIK, BİZDENCİLİK ve ÖTEKİLEŞTİRMECİLİK. Lütfen ama lütfen eşcinsellik şudur-budur tartışmasına dönmesin iş.
Kendilerini bilerek marjinalize eden kitleler bu duruşlarının doğal yansıması olarak dışlandıklarında buna "ayrımcılık" mı diyeceğiz?
Peki burada genel kabulü umursamayan bir "demokratik kabul" ne kadar meşrudur.
Bu demoktratik tutuma göre engelliler kimlerdir?
Engellenmişlik nedir?
Kendi terciihleriyle toplum dışına itilen gruplarla spastik bir adamın durumu aynı kefede mi tartılır?
Yarın BAŞKA kimler yanaşacak?
vee Buyrun buradan yakın....

Arkadaşlar, herkes farklı fikirlere sahip olabilir ama bu ülkede ayrımcılık her yerde. Sadece tek tek belli bir gruptaki insanlara (engelli, yaşlı, eşcinsel, Ermeni, Kürt, Alevi, Hıristiyan, vs.) yapılmıyor, sistem kendi eliyle bu grupların diğer gruplara karşı düşmanlık beslemesini sağlıyor. Bribirlerine yabancılaştırıyor.
Ayrımcıılığın en büyük sorumlusu, toplum dışına çıkıp, toplanıp, veya bir başına ayrımcılık yapılıyor diye bağıranlardır.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz.
* * * * * *
Her şeyi düşünebilirsiniz, ama herşeyi... Bunda sınır yok. Şiddet içermediği ve yasal olduğu sürece her görüşü de dillendirebilirsiniz, bunun da önünde hiç bir engel yok. Ama sizin tam zıddınızda düşünen kişileri düşünmekten ve yazmaktan men edemezsiniz! İletişimin ilk kuralı budur. Ve bu site bir iletişim platformudur.
Son olarak, buraya yazılan bir mesajla bu sitenin yeri eşcinsel hareketin yanı mı olmuştur!? Bunu nasıl düşünüp tepki verebiliyorsunuz anlayamıyorum! Engelliler.Biz kurumsal bir yapı mı da eşcinsellerle yanyana gelmek söz konusu olsun!
insanları, insanlığı, toplumu etkilemek için resmi kurum olmak şartı mı var hı? Daha belki yüzlerce yıl insanları tartıştıracak olan ve hayatın her alanında etkilemiş ve iz bırakmış olan Darwin resmi bir kurum muydu hı?
Yasalara aykırı bir şey yok savunmasını da kabullenmiyorum. Yasalar dahilinde de kişi veya topluma zararlı bir çok faaliyet var. (hemen bir örnek: TV yayıncılığı) Hem zaten istese de kimse bu forumda yasalara aykırı hareket edemez.
Toplumsal değerlerin önplanda tutulduğu sorumlu bir yayın anlayışı bekliyorum. Ki internet şu sıralar etkisi göz ardı edilemeyecek derecede güçlü bir alan... İşte aklıma gelen ilk haber:

SPK, bir internet sitesinin "Forum" bölümüne Frigo-Pak hisseleriyle ilgili "gerçeğe aykırı" yorumlarda bulunan Volkan Güngör'ü 10 bin 980 YTL para cezasına çarptırdı
Bir internet sitesinin Forum kısmına Frigo-Pak Gıda hisseleriyle ilgili olarak "gerçeğe aykırı" yorum ve tavsiyeler yazan Volkan Güngör 10 bin 980 YTL para cezasına çarptırdı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Volkan Göngör adlı vatandaşın hisse senetleri İMKB'de işlem gören Frigo-Pak Gıda A.Ş.'yle ilgili olarak www.hisse.net adresli internet sitesinin forum kısmına "voltran532" kullanıcı adıyla "yönlendirici nitelikte, gerçeğe aykırı, objektif olmayan, subjektif içerikli yorum ve tavsiyelerde bulunduğunu" belirledi. Kurul bu nedenle Volkan Güngör'e 10 bin 980 YTL para cezası verilmesini kararlaştırdı. SPK daha önce "izinsiz olarak yatırım danışmanlığı faaliyeti verdiğini" tespit ettiği internet sitelerinin sahiplerine ceza uygulamıştı. Ancak ilk kez sitenin forum kısmına görüşlerini yazan bir kullanıcı para cezası aldı.

'EL SÖZÜ İLE YATIRIM YAPILMAZ'
Bu arada Göngör'ün Forum kısmına yazı yazarak para cezası aldığı internet sitesinin üyelik kısmında, "Forumda okuduğunuz bilgileri fikir vermesi amacıyla değerlendirin. Hiç kimse size para kazandırmak heveslisi değildir. Adını soyadını dahi bilmediğiniz bir kişinin tavsiyesi ile senet almanın sonu hüsran olabilir" uyarısı bulunuyor.
Yenişafak
Herkes kendini bilsin. Bu site ne benim ne de başkasının görüşüne hizmet etsin diye kurulmadı. Bu site, bu konularda konuşulsun diye kuruldu.
Güzel bir tavsiye. "Herkes kendini bilsin".. Tavsiye ise güzel tabi. Çünkü kişinin kendini bilmesi bir ömre mal olacak kadar derin ve zor.
Ama, yok, bu cümle bir tavsiye değil de yargı ve benzeri bir yöneltiliş ise, dikkat etmek gerek....
* * * * * *
Siteyi forum olmadığı zamanlardan beri takip ediyorum. Az çok benim de siteye katkım oldu. Yani bu sitenin oluşturduğu güç sadece DNS domain hakkı olan kişiye ait değil. Bunun elbette farkında herkes.
Bir masa etrafında toplanmışız. Konular açmışız. Muhabbetler etmişiz. Yemiş içmişiz. Masanın kimin tarafından alındığı, nereden geldiği, çivilerini hangi marangozun taktığı elbette muhabbetin yönünü etkileyemez. (öyle olduğunu iddia etmiyorum) Hepimiz ortak bir konu üzerinde konuşan kafalarız, yüzleriz, dudaklarız. Ortak konumuz da FİZİKSEL ENGELİMİZ.
Kimsenin kimseye tü kaka demeye hakkı yok. Bu yoruma meydan verecek açılıma da hakkı yok.
Tü kaka derseniz de o kişinin eli armut toplamıyordur. Elbette incinen kişiliğini savunur. Her Etki bir tepkiye sebep olur.
Forumda bir çok proje de sundum. Yönetimce görmezden gelindiği için havada kaldılar. Hepsini genellikle sessizce kabullendim.
Bir muhalif sözde, bir anda gidiyorum deyişte bütün geçmiş yok sayılıp iki kelimecik teşekkürü bile esirgeyen, varlığımı (fikir ve yargılar var olmama dair izlerdir) yok sayan, hatta abartıp küçümseyen bakışa sitemliyim.
Olay kişiselleşmiş olabilir, varsın olsun, buna hakkım vardır.
Burada sınırları çizilen veya belirsizleştiren ENGELLİLER öbeğine dahil değilim. Bunu buradan açık ve net söylüyorum. "Sosyal Engellenmişlik" kapısından aranıza girecek olan, girmiş olan, ve gireceğini düşündüğünüz bazı kişi ve grupların, FİZİKSEL ENGELLİLER oluşumuna dahil olmasını, bir arada anılmasını, prim verilmesini kınıyorum.
Bu tartışmanın, boğaz köprüsündeki gs bayrağının asıp indirerek birbirleriyle saçma ve gereksiz mücadele eden grupların kavgasına benzeyeceği apaçık ortada.
Engellileri, engeli dışı tanımlarla gruplara ayırmak, bunu laf etmek doğru mu?
Neden tüm engellileri doğrudan ilgilendiren AYVALIK ŞENLİKLERİ konusunu öksüz bıraktınız? Tüm engellileri ilgilendiriyor çünkü bu şekilde onların çizdiği resim halka caddede, tv ve gazetelerde yansıtılıyor. Bu resimde siz de varsınız!

Dernek vb kurumlar tarafından zaten yıllarca kullanıldık. Kimse sakatlığımı kullanıp bir takım fikirlerini yayamaz. Bunu yapan grup ve kişilerin engellileri temsil etmeye hakkı yoktur. Bu "sitenin", bu mantıkla engellilerin sesi olabileceği kabullenemez.

Öncelik engellilerdir. Bunda da öncelik çoğunluğu ilgilendiren konulardır.
Eşcinsellik ne konuya dahil olabilir ne de sakatlar arasında oran olarak önem teşkil edebilir.
* * * * * *
Hep merak ettiğim bir konu var...
Orkestra şefi ne yapar, ne işe yarar, nasıl işe yarar?
Nasıl başarır elindeki incecik çubukla o kadar insanı idare etmeyi?
Havaya, boşluğa zarif dokunuşlarla dans eder gibi çizdiği resmi nasıl okur sanatçılar?
Bunu teknik olarak anlayıp açıklayamasam, müzik konusunda hiç bir şey bilmeyen biri olsam da benim gibi küçük sefil yaratıkların da bu çalan müzikten zevk alma hakkı var!
* * * * * *
Şef.. Orkestra şefi, güzel bir sanat eseri icra edilirken, kürsüden inip de kemancı Cüneyt Efendi'ye ders verebilir mi?
Kocaman sopasını, şapkasını veya gömleğini sevmediği bir enstrumancının gözüne sokabilir mi?
Flüt çalan Güldeste Hanım'ım notalarını alıp, kendi yazdığı notaları koyabilir mi?
Sonra da herkes dilediğince çalsın deyip, kenara çekilebilir mi?
* * * * * *
Bu sadece bir tepkidir. Belki de savunma.
Özellikle bu sanal ortamda, kimsenin kimseye yukarıdan bakma hakkı yoktur.
Beni bu yazımda bir kişi bile anlamasa fark etmez.
Beni ben yapan değerlerimin incinmesine, incitilmesine tahammülüm yok artık.
Çünkü hayır!
Hayır!
Misketlerini alıp giden bir ufaklığın oyunu kadar basit değil bu.
Hayır!
Bu halimi "duygusal kriz" ve benzeri tanımlarla ifade edip kurtulamazsınız.
Kaldı ki duyguları yok sayamayayız da!
* * * * * *
Orkestra Şefi o ince çubukla neyi yönlendirir?
Müziği mi? Miziğin şiddetini mi? Notaları mı? Müzisyenleri mi?
Dinleyicileri mi?...
Bunun ayrıntısını, müzik konusunda bilen kişi olarak bildiğim Sevgili Sanem'den istiyorum...
Bu site yönetiminin de "iyi" bir orkestra şefinden başka rollere bürünmemesini,
Ahengin bozulmamasını ve dinleyicilerin "kakafoni" denen gürültüye maruz kalmamasını,
Ve katkılarımın da devam etmesini dilerim...
...Diledimm..
......Dilerdimm...
.........Dilemiştim.
* * * * * *
Dilemiştim ama raylar çoktan döşenmiş. Vagonların lokomotiften ayrı gitme olanağı yok. Trenin de raylar dışında gezebileceği bir yol yok.
Size iyi yolculuklar dilerim. Ama...
Vagon pencerelerinin sizlere gösterdiği kaygan bir resimden ibaret değildir özgürlük.

BirPerşembeSabahıPencerenizdeİstasyonlaBeraberGittikçeKüçülenBirGölgedenİbaretim SizeElSallayan
 
Ah be canım Vefam;

Bir orkestra şefi nasıl mı yönetir orkestrayı?

Elindeki o ince çubuk sadece bir simgeden ve dikkati toplamaktan çok öte bir şeydir.

O orkestra şefi orkestraki çalgıların tüm notalarını ezbere bilir.

O çalgılar yanyana üst üste geldiğinde çıkan sesi herkesten önce duyandır.

Üstüne tecrübelerini ekler, duygularını katar, düşüncelerini katar ve birleştirir.

Ve bütünleşir orkestradan çıkacak seslerle.

Saygı, müzikte saygının gözle görülebilen en yoğun yeridir şefin elindeki çubukkkkkkk.

Bir elin parmakları gibi bütünleşmiş, biri olmasa yine işlerin olabileceği ama bütünlüğün olması durumda nirvanaya çıkılan bir çubuktan söz ediyorsun sen tırtılım....

Bıkmadan usanmadan sanki ilk kez çalınacakmış gibi durmadan çalınarak yapılan tekrarlarla kusursuzluğu aramanın simgesidir o çubuk....

Ve son notalarla kapanan kolların arasında seyirciye döndüğün zaman başarmış olmanın, ortaya güzellik sunmanın haklı bir gururudur orkestra şefi ve elindeki çubuk.

Daha çok şeyler yazarım ama konumuz bu değil biliyorum, sadece birazcık merakını gidereyim dedim.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt