Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sanırım kulaklık kadar eğitim de çok önemli? (İÇEM)

ebrar

Yeni Üye
Üyelik
8 Haz 2004
Konular
4
Mesajlar
9
Reaksiyonlar
0
Kulaklık sadece bir aparat oluyor ve eğitim almadığınız takdirde hicbir işe yaramıyor. Onu eğitimle pekiştirmediğiniz taktirde o çocuktan hiç bir şey alamazsınız.
Burada en acı olay, böyle bir ameliyatı olmuş bir çocuk eğer çok iyi bir eğitim almak isterse kesinlikle Eskisehir'e taşınmak zorunda.
Anadolu Üniversitesi'ndeki İÇEM, yani İşitme Engelli Çocuklar Eğitim Merkezi'ne.
Neden İstanbul'da böyle bir yer olmasın?
Neden orada verilen eğitim, istanbul'da da verilemesin?
Sırf bu yüzden aileler parçalanıyor. Benim arkadaşım çocuğuna eğitim aldırmak için kocasından ayrıldı. Eskisehir'de ev tuttu, çocuğuyla orada yaşıyor.
Bunun gibi niceleri var...

www.anneyiz.biz
 
Merhaba, Eskişehir'e çocuğu için taşınması çok daha iyi oldu. Kocası da tayinini Eskişehir'den istemeli, orada özel sektörde yapabile eği iş de vardır. Memuriyetteyse kesinlikle oraya tayinini istemeliydi. Gerekçeler belli...
Gerekçeler Eskişehir'i gösteriyor çünkü İşitme engelliler üzerinde uzman öğretmenler Eskişehirde. İşitme engellileri en iyi biçimde eğiten okul Eskişehir'de. İşitme engelliler üzerinde çalışmaların yapıldığı ve İÇEM bünyesinde kuruşan Lise'de çalışan Profesörler bile var. Düşünsenize Lise Derslerine bile Profesörler giriyor. Bazı asistanlar tez çalışmaları için işitme engellilerle bir araya gelebiliyor. En iyi cihazlar İÇEM'de kullanılıyor. Yeni cihazlar ilk olarak Eskişehir'de deneniyor.
İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Bursa,Trabzon, Erzurum gibi büyükşehir illerinde işitme engellilere özel eğitim veren okullar mevcut ama İÇEM kadar mükemmel değil. Çok kötü şartlarda eğitim veriyorlar demiyorum. Eskişehir'de yetişen İşitme Engelliler Öğretmenliği Bölümü mezunları o okullarda görev almak üzere dağılıyorlar. En iyi öğrencisi hani en başarılı inek varya o Eskişehir'deki okulda kalıyor mastere devam ediyor. Eskişehirde İÇEM'den ayrıca Çamlıca da işitme engellileri eğiten okul daha var. İÇEM kadar etkili değil diğer illerdeki okuldan farkı yok. İstanbul Ankara İzmir gibi paralı ailelerin çoğunlukla yaşadığı diğer illerde özel işitme engelli okullar mevcut: Sadece okul öncesi çağındaki çocukları eğitiyorlar. Okul mezuniyet diploması veremiyor, dolayısıyla çocuklar mecburiyetten işitme engelliler okuluna kaydoluyor.
Eğer çocuğun eğitimi önemli değilse İstanbuldaki İşitme Engelliler Okuluna yazdırabilirlerdi:ama İÇEM gibi eğitim vermeyebilir yinede işaret dili ile derdini anlatacak biçimde eğitim alabilir. İÇEM de eğitim alan öğrenciler daha rahat konuşma öğrenirler..
Sonsöz: İÇEM her iştime engelliyi bünyesine almayabilir, en iyi öğrencilerini bünyesinde tutup diğer öğrencileri ÇAMLICA (Eskişehir) daki okula yönlendirebilir.

Kulaklığa gelince: işitme engelli çocuğun anne ve babasına çok büyük görev düşüyor. Bağırarak konuşmak zorunda. Öyle seyyar satıcı gibi bağırarak değil. Hafif tonda 3-4 metre uzaktan birisi çok rahat duyabilecek durumda bağırarak konuşmak zorunda. Ayrıca dudak hareketlerine de dıkkat etmek zorunda, diş, dil ve dudak hareketlerini işitme engelli çocuğuna göstererek konuşmak zorunda. Çocuğuna seslendikten sonra kendisine bakmasını sağlamalı ve öylece konuşmak zorunda. İşitme engelli çocuğu o zaman hem cihazdan faydalanmayı hemde dudak okumayı alışkanlık haline getirir. Sabır ve uzun uğraş işteyen iş.
Eğer baba çalışıyorsa anne işi bırakmak zorunda, hem anne hem babası çalışmak zorundaysa çocuğuna akşamları yada işleri olmadığı günlerde daha çok zaman ayırmak zorunda. Yada Özel okula yazdırmak zorunda. Özel öğretmenler sıkı didiplin altında çocukla özel ilgilenmeli.
Yoksa en pahalı cihaz satın almak yada implant ameliyatına sokmak bir işe yaramaz. Hiç de işe yaramaz.

Sorusu olan varsa: daha çok soru sorun, bu çok karışık bir durum; soru sora sora cevaplasak daha rahat anlaşılabilir.
 
Ben kaynastırma eğitimi ile eğitimimi sürdürüyorum şimdiye kadar hiç işitme engelliler okuluna gitmedim.Eğer işitme engeli doğuştan ise ve hiç duymuyorsa işitme engelliler okuluna gitmek gerekebilir. ama işitme duyusu sonradan kaybedildiyse bence kaynaştırma eğitimi daha faydalı olacaktır. Ben biraz zorlandım belki ama suan hiç pişman değilim, çünkü benim okumak istediğim bölüm, seramik ya da grafikerlik değildi ve ben de Türkiye'nin en iyi üniversitesinde eğitim görmek istiyordum. Eskişehir'deki okul iyi olabilir ama bence herkes istediği bölümde istediği okulda okuyabilmelidir. Ayrıca engelli okulu, engelli üniversitesi gibi ayrıştırmalar olmaması gerekiyor diye düşünüyorum, bunun için, engelli okulları kurmaya değilde, mevcut okullarda onlara uygun şartlar oluşturulmaya çalışılması gerekiyor. Benim düşüncelerim bunlar, belki yanılıyorum ama engelliler zaten toplumdan dıslanmıs bir de eğitim de onların ayrılmasına çok üzülüyorum.
 
Ben de işitme engelliyim ve ODTÜ'yü kazandım ayrıca da okudum. Eğer başarılı olabileceğinize inanıyorsanız ve kendinize güveniyorsanız sadece Türkiye değil de dünyada istediğiniz okuldan eğitim alabilrisiniz. Yeter ki isteyin...
Seramik ve Grafikerlik bölümünde okumak istemiyorsan faklı bölümlerde okuyabilirsin neden olmasın yani...

Engelliler okuluna gelince bizim bulunduğumuz ortamdan daha ağır şartlarda yaşayan arkadaşlarımız var mesela başkalarına muhtaç yaşayanlar. Mesela kas erimesi gibi hastalığa yakalananlar yada omurilik felçliler. Onlar ne olacak? Devlet onları gözardı mı etsin?


Not: beni tanıyanlar bana okuduğum okul hakkında bana kızmasınlar, şimdi Hacettepe Ü. İçmimarlıktan master kazandım...
 
Sanıyorum söylemek istediğim yanlış anlaşıldı ya da ben anlatamadım :( Zaten şu an ben de ODTÜ' de okuyorum seramik ya da grafikerlikte değil. Ama Eskişehir deki işitme engelliler okulunda eğitim görenlerin birçoğu eğitimine orada devam ediyor, ve üniversitesinde de her bölüm yok bu bana haksızlık gibi geliyor.( Seramik yada Grafikerlik okuyan arkadaşlar lütfen alınmayın, benim bu dallarda hiç yeteneğim olmadığı için okumak istemediğimi belirttim.) Bu yüzden okullar engellilere uygun hale getirilip, kaynaştırma eğitimi uygulanırsa, ben engellilerin istedikleri bölümde daha başarılı olacağına inanıyorum.Hemde toplumdan dışlanmamış olacaklar. Bu bütün engel grupları için geçerli, mesela bu yıl ODTÜ'yü kazanan kazanan ağır engelli bir arkadaşımız bölümüne rektörlüğün verdiği bir arabayla gidip geliyor, ayrıca bilgisayar labına gitmesi çok zor olduğundan bilgisayar da verildi kendisine...Bu gibi örnekler başka üniversite ve okullarda olursa, engelliler gözardı mı edilmiş olacak?
 
Bence de kaynaştırma eğitimi esas olmalıdır.
Tabi bu demek değildir ki, özel okullar olmasın. Tabi ki olsun, ama Serap'ın dikkat çektiği gibi, okulu ayır, evi ayır, parkı ayır... durumuna da düşülmemeli.
Amacımız, herkesin okuyabileceği okullara kavuşmak olmalı.
 
Serap dediğin gibi karma eğitimi önemli ama önce çocuğun düşüncelerini ifade etmede kolaylıkları olmalı değil mi?
Önce çocuğu eğitmekle başlayalım sonra diğer normal arakdaşları ile karma eğitim vermeye çalışalım.
Bu sistem ki İÇEM'de gerçekleşiyor ama ne yazıkkı LİSE eğitimi çağlarında. Dolayısıyla isterdim ki çocukların eğitime anaokul çağına gelmeden işaret dili öğrensin. Ama bazı arkadaşlarımızın İngiliz sistem kuralları gibi sert ve katı disiplin altında dudak okuma eğitiminden geçmesinin faydalı olacağı görüşü üzerindeler. Öyle olunca işitme kayıpları farklı aynı zamanda zeka yapısı farklı olan işitme engelli çocuklarımızın bir çoğu belli seviyeye kadar başarılı olsalar bile ileriki zamanlarda başarısızlığa sürüklendiği bir gerçek. Büyük kardeşleri normal olan işitme engelli çocukların başarılı olma olanakları varken diğerlerinin durumları anne ve babasının özveri ile başarılı olmaktadır.
Diyorum ki karma eğitime geçilmeden işitme engelli çocukların daha bebeklik çağı geçtiğinde hiç değilse bir süreliğine işaret dili öğrensinler..
Ne dersiniz yanılıyor muyum?
 
icem ile ilgili yorum

Öncelikle icem in kurulmasında emeği geçen yılmaz büyükerşeni utlamak gerekiyor.
Kızı engelli oldugu icin o okul kurulduğunu düsünenlerden coğunlukta. ancak yılmaz buyukersenin yerinde baskası olsaydı o okulu kuracağına inanırmıydınız(isitme engelli cocugu olan)?
ben inanmıyorum. cünki o kızına karsı cok özveriyle neler verdiğini apacık ortada. sadece kızı faydalansın diye kurmadı.
konuyu dağıtmadan sunu söylemek gerekiyor, tabi ki, engellinin bir velisi olması gerekmeden bu tür okullar kurulması gerekiyor. ancak görünen şu ki insan gercek hayatla yuzlesmeden anlamıyor malesef.
bunları eğitimle aşmamız gerekecek. memleketimizin eğitim carpıklığın kurbanıdır.
neden dusunemiyor insanlar diyemiyoruz, cünkü eğitimlerden yoksun insanlarıyız.
bu yuzden eğitim tohumları nı yesertmek icin bi seyler yapmalıyız hemen ve simdi.

Gelelim İÇEM'in iyi okul olup olmadığına
O okuldan mezun olan cok arkadaslarım var ve inanın hiç birisi memnun değillerdi.
bu arkadaslarım ile 4 yılımı beraber gecirdim. bir de cevre illerden gelen isitme engellileri karsılastırdım (bunların coğu icem gibi öyle okul öncesi eğitim almamıs insanlar).
arada buyuk bir fark gördüm.
bunlar iceme göre daha basarılı ve en önemlisi hayal dunyaları inanılmaz genis.
icemde isitme seviyesi 60-70 dsb olan bir cocugun bile cevreden gelen engelli cocuklar kadar iyi bir cümle kuramıyorlar.
İnsanın aklına bu kadar soru isareti ile aklı kurcalanmaz mı?

icemden cok yakın bir arkadasımın annesi o okuldan cok sikayetciydi. dusunun bu cocuk icemden eğitim alıyor, eve gelince annesi ile dersi iyice pekistirmek istiyor. diğerinden basarılı bir sekilde ilerlyince göze batıyor ve bunu farkeden öğretmeni dersine karısmamasını istiyor(annesi ilkoğretim öğretmeni).

bana göre o okul ezber bir sistemden ibaret. simdi ne durumda orası tartısılır.
cocukların mutlaka konusmanı yanında işaret dilini kullanmasına izin verilmelidir.
gercekten isaret dilleri ile dunyaya bakıs acısı inanılmaz oluyor. olaya daha genis hayal dunyasıyla bakabiliyorlar. cunku yorum yapma kabiliyetlerini artırdığını yasadıklarımı gördüm.

(iyi derecede isaret dili kullanmaktayım ve aynı zamanda isitme engelli bir abim var) konusulacak o kadar cok sey var ki, o yuzden hersey yazmakla bitmiyor.

işitme engelli velilerin kafasını karıstırmadan son söz olarak ve en önemli noktayı vurgulayarak bitirmek istiyorum.
Çocuklarını İÇEM'e götürmeden önce, o okulu iyi arastırmak, bizzat okulu yerinde inceleyip (okulu görünce cok buyulenebilirsiniz önemli olan eğitim sistemleri) karar vermenizdir.
bu size cok zor gelebilir, ama sonucta eğitim icin koca aileniz göce neden olacağı icin arastırmak en sağlıcaklısı olur.

ama gercek şu ki anne ve babanın ilgisi, sabırı, özverisi, şefkati olmazsa inanın ki en iyi okulla en iyi öğretmenle hic bir yere varılamaz. en iyi pratiği anne va babadan baskası kimse veremez.
bu konuda bile anne babanın bu konuyla ilgili eğitimi almalılar.

Devlet güvencesi ile okul öncesi eğitimi icin masraflarını karsılandığını belirteyim.
meopius un dediği gibi aklınıza ne takılrsa sorun.
Gercekten yazmakla bitmiyor.
gerekiyorsa karsılıklı görüsmeye hazırım (ankara sınırları icersindeyim)
Bunu ancak yasayanların daha iyi bilgi vereceğini söylemeyi ihmal etmeyeyim.

sağlıcakla
 
Aslında haklısınız, eger çocuk doğuştan işitme engelliyse, işaret dilini öğrenmesi daha iyi olacaktır. Oliver Sack, 'sesleri görmek' kitabında çok ilginç bir tesbitte bulunmuş: Doğuştan işitme engelli çocuklardan işaret dilini öğrenenler, işaret dilini öğrenmeyip konuşma ve dudak okuma dersleri alanlardan daha başarılı oluyorlar. Bunun en büyük sebebi de hiç duymadan konuşmayı öğrenmenin çok zor olması, konuşmayı öğrenecem derken diğer derslere zaman kalmaması olarak tesbit edilmiş. Galiba kaynaştırma eğitimi konuşmayı öğrenip sonradan işitme engelli olanlar için daha uygun. Benim de kafam karıştı şimdi :( Bu konu çok kapsamlı üzerinde çok düşnüp kafa yormak gerekiyor.inşallah işitme engellileri kendi kültürlerinden ayırmadan kaliteli eğitimin yollları bulunur.

Sevgiyle
 
bu seraba ön bilgi olabilir.
3.5 yada 4 yasından sonra duyusunu kaybedenler doğustan duyusu kaybedenlere göre cok sanslılar.cunku o yasa kadar konusma temelini almıs oldukları icin hayatlarında onlar kadar zorlanmıyorlar.
ama bunu tersine cevirmis nice isitme engelli arkdaslarımız var.
buda istek ve azimle varolduğunu unutmayalım.

serap arkadasımızı da kutlamak lazım.tüm zorluklarla odtüye girmesi takdir edilecek bir durum:)
 
İÇEM gerçekten iyi bir okul. Eğitimi de mükemmel. Bu öğrenciler işaret dilini hiç bilmiyorlar ama çok hafif el hareketleriyle konuşuyorlar. Zaten İÇEM işaret dilini öğretmiyorlar. O okuldan mezun olduktan sonra aynı ortamda liseye giriyorlar. Lisede onlarca işitme engelli var. Liseye başlar başlamaz dışarıda görüşüyorlar. İÇEM'li öğrenciler büyüklerden işaret dilini öğrenmeyi merak eder. Okula başladığı zaman derslerine başarısız ve çevreye ilgilisiz kalır.
 
icem için iyisi insanlarımızın kafasını karıstırmayalım ve dediğim gibi o okulu bizzat yerinde gidip arastırmak gerekecek.
bu konu hakkında detaylı bilgiye sahip olan isitme ve konusma konusunda uzman eğitimci arkadasımızın adresini ve telofununu vereceğim.

(Kendisine henuz ulasamadım)

Bunu bizler değil eğitimci arkadaslarımızın tavsiyesine kulak vermeliyiz.

sevgiyle
 
icem hakkında bilgi alınabileceği adres ve telefonu
sizlere bırakıyorum

Duyum
iişitme konusma rehabilitasyon merkezi
Belgin Birer
0 212 217 45 05
0 212 217 50 54
kuştepe mah. mesut cemil
sok.no:64
mecidiyeköy/istanbul

umarım bu konuda aydınlanırsınız
 
İÇEM hakkında bilgileri uzman eğitimcilerden almak gerekiyor. Ama yinede uyarırım bir taraftan fakat o uzman eğitimcilerin kendi okulunu öveceğini de hesaba katmak gerekiyor.

Şimdi Meopius’un yazısına karşılık bende Meopius’dan izin alarak bazı uyarılarımı bilginize sunarak yazacağım:
İÇEM yeni kurulduğu için diğer illerdeki İşitme Engeliler Eğitim okullarından nazaran daha modern ve yapımı Bayındırlık Bakanlığının okullar için tek tip projesinden ayrı ve özel tasarlandığı için yenidir farklıdır hatta kullanışlıdır. Her sınıfta ses laboratuarı olması amaçla güdülmüş. Ama O proje şimdiki gözümüzle baktığımızda kısıtlı imkanlardan yararlandığı da düşünülmeli.Diğer illerdeki okullardan farklı olabilir ama hiç de yeterli değil. Merak ediyorum Devlet 1995 den sonra hangi ilde yeni bir İşitme engelliler için yeni bir Eğitim sistemi açmış yada temeli atılmış. Bilen var mı?
İÇEM’i diğer illerden daha popüler yapan bir nokta daha SES Laboratuarının her sınıfta uygulanması idi. Diğer illerde sadece bir tek ses laboratuarı odası (1) bulunurdu. SES laboratuarı benzeri yöntem diğer illerde tek iken İÇEMde her sınıfa olması o bakımdan cazip ve işitme engelliler için daha modern olması gerekiyordu. İÇEM yapı planı itibari ile bu amaçla tasarlanmıştı. O yüzdendir ki çok kullanışlıydı. Bir İşitme Engelliler için Eğitim uzmanına göre tam bir deneme laboratuarı idi. Ben Meopius’un mimari mesleki açısından baktım, siz benim görüşüme itiraz edebilirsiniz.
Ama bir noktayı gözden kaçırıyoruz. Teknoloji o kadar hızlı gelişiyor ki, biz yetişkinler özellikle İşitme Engelliler Eğitim Merkezinden 1980 li yıllarda mezun olanlar yılların teknolojisini düşünür ve ona göre yorum yaparız. Burada 1970 doğumluları kast ediyorum. 1985 den sonraki doğumlular farklı daha düşünebilir. Daha farklı eğitim aldıkları için onlara da hak vermem gerekiyor. Ayrıca İşitme Engelliler Eğitim Merkezinden mezun olmayanlar da var (bulunduğu ilde okul yokluğundan olabilir maddi imkansızlığından da olabilir ailesinin çocuğunun işitme engelli olmasına ayrı muameleye tutulmasına karşı gelmesinden de olabilir o tür özel okullarda okuyamıyorlar)
Teknoloji gelişmesi ile birlikte SES laboratuarı daha kullanışlı olmaya başlar. Öyle ki ağır hantal ve yerine monte edilen makineler ortadan kalkar onun yerine daha pratik hafif ve taşınabilir makinalar icat olunur. Şuan kaç ilde kullanılıyor bilmiyorum ama eminim ki İstanbullular, Ankaralılar, İzmir, Trabzon ve diğer nice illerde olan aileler endişelenmesin gidip yerinde görsünler. Sonra Eskişehir’deki İÇEM’e gelip baksınlar günübirlik gezi belki onlara yararlı olabilir. Aynı teknoloji ile kullandıklarını bir görsünler.
Konuyu dağıtmadan dönüyorum ana noktaya: Kulaklık arkası cihazı olan her işitme engelliye volkmen büyüklüğünde özel tasarlanmış alıcı cihaz veriliyor. Ve kulaklık arkası bir cihaza (her işitme engellinin bildiği ve gördüğümüz sıradan bir cihaz) kablolarla bağlanıyor. O özel alıcı cihazın her bir sınıf için özel dalga boyları ayarlanmış olur. Öğretmenin yakasındaki mikrofondan gelen sesler öğretmenin belindeki volkmen büyüklüğünde özel tasarlanmış verici alet yardımı ile öğrencilerin alıcı cihazlara iletiliyor. Öyle ki farklı sınıftaki verici aletlerin dalga boyuna karışmıyor. Öğrenci isterse 400 metre uzaktan öğretmenin seslerini net olarak duyabiliyor. Bu teknoloji varken ve ses Laboratuarları tarihe karıştığına göre illa ki İÇEM’e gitmek de gerekmiyor. Ama karşılaştırma için bir görmelisiniz hem de ders eğitimin olduğu bu zamanlarda.
Sonsözüm: Ankara Aydınlıkevler İşitme Engelliler Eğitim Merkezinde harika bir öğretmen var. Kendiside işitme engelli olan Türkçe Öğretmeni Çiğdem Hocanın sayesinde işitme engelli çocukların kitap okuma alışkanlığı kazandırıldığını bilmenizi isterim. Kendisini kutluyorum.
İllaki İÇEM’e gitmek gerekmiyor bilin istedim.
 
GALİLEO yazdığı yazıyı cok mantıklı buldum ve destek veriyorum.

yanlız sunu şöyleyeyim.içemin yeni kurulmus bir okul değil.yanılmıyorsan 1982 yılandan beri vardır.

o uzman kisinin verdiğim numara herhangi bir okulda görevli değil.
sadece kendisinin rehabilitasyon merkezin sahibi olduğunu ve
sadece icem hakkında bilgi alınacağını belirtmek isterim.

çiğdem hocanın yaptığı özverili calısmasında haberdarım ve bende burdan kendisini kutlamak isterim.
 
Galileo ve Grapher

Siz Ankaralı olduğnuz için biraz şunu söylemek istiyorum.

Her işitme engelli sadece İÇEM'de okuyamaz, kapasitesine göre alınıyor.
İşitme Engellilerin bulunduğu ve yaşadığı büyük şehirlerde mutlaka işitme engelliler için okullar var. Ama başka şehirlerde işitme engelliler okulu var mıdır? Oradaki ailelere nasıl tavsiye edersiniz ki? Bunu düşündünüz mü?
 
Sevgili Kırım Tilkisi

Senin en basta tekrar icem ile ilgili yazıları yorumları okuman gerekecek ve bizler icemi filan tavsiye ettiğimiz yok.Maksat insanlarımızı bilgilendirmeye calıstık.Olaya biraz daha ılımlı yaklasabilirsiniz.
Ha ankaralı olmusuz ha erzurumlu ne fark eder ki
hepimiz bu sınırlarda yasayan insanlarız.
Anlacağını umut ediyorum.
sevgiyle
 
Galiba konu karıştı….
Cihaz eğitimi ile başlayan tartışma nihayet işitme engellilerin okulu’na odaklandık. İÇEM Türkiye için bir Harvard Üniversitesi niteliğinde. Çok iyi okul olabilir ama çok yanlış eğitim üzerinde olduğunu henüz söylemedim.
Bilmediğim bir konu; eğitimin gerçekten iyi verilip verilmediği konusuna değinmeyeceğim.
Ankara’da İşitme Engelli Çiğdem Hoca’nın da çok iyi öğretmen olup olmayacağını da söyleyemem ama şunu belirtebilirim: Çiğdem Hoca işitme engelli öğrencilerinin ruhuna girmesini çok iyi biliyor…
Burada şunu ifade edebilirim: İşitme engelliler bana göre kapalı bir kutu gibidir. O kutuyu açmak istiyorsak eğer, onun iç dünyasını bilmek gerekiyor. Yani işitme engellileri iyice tanımak gerekiyor. Yoksa verilecek eğitim bir hiçtir.
İÇEM’ de profesörler eğitim veriyor olabilir ama verilen sistemdeki eğitim çok yanlış.

Bir:İşitme engelli değil sadece az duyan olmak gerekiyor ve İÇEM de okumaya hak kazanır. 60-80 desibel arası duyabilenler İÇEM için birer altın öğrenci sayılıyor. Diğer durumdaki öğrenciler ya paralı olmalı yada okul idarecilere yakın.

İki: O öğrencilere dudak okuma dersleri ağırlıklı öğretiliyor. Bunu kendileri normal olan aile bireyleri çok istiyor. İkna edilmeleri zaten çok kolay. “Çocuğunuza konuşmayı öğretiyoruz.” Demeleri bir aile için nasıl sevindirici bir haber ki yeterde artar bile.

Üç: Öğrenci kendi düşüncelerini ailelerine bile anlatamadıktan sonra o tür eğitim ne kadar başarılı olursa olsun yinede eksiktir. Örneğin beş yaşındaki çocukların sorularını hepimiz biliriz. Saçlarım neden uzuyor? Tırnaklarım neden uzuyor neden her hafta kesiyoruz? Neden akşamları yemek yiyoruz? Neden uyumak zorundayız? ….vb merak sorularını kim cevaplayacak? Anne-baba’ya uyarı verilir işaretle konuşmasına asla izin verme dendikten sonra işitme engelli çocuklar bunu konuşma diliyle nasıl ifade edecek? Konuşamıyor ki meraklarını nasıl giderecek? Arkadaşları da aynı durumda aileleri işaretle konuşmalarına aşırı tepki gösterir, kızarlar, işaret dili yanlış olduğunu söylerler. Bu bakımdan işitme engelli çocuk ne yapsın? Annesine merak ettiği soruyu soramaz. Arkadaşlarına sorar kafasına göre kendi aralarında yorumlarlar. Öğretmenine de soramaz zamanı yoktur gereksiz soru için cevaplamaya…
Size bazı siteler veriyorum: okuyun bir….
http://www.mamakram.com/isitme.html
http://www.engellininsayfasi.com/engelli_aile_soylesi.php#5

Dört:Bazı aileler çocuklarını öğretmenlerine teslim ederler özellikle İÇEM’ dekiler: Eti senin kemiği benim misali. Dikkat edin bazı aileler dedim hemen sinirlenmeyin. İÇEM’ den mezun olanların çoğu kitap okumayı hemen hemen hiç sevmezler. Bu tür alışkanlıkları Üçüncü maddeden dolayı yok olur.

Beş: Ben eğitmen değilim ama işitme engelli arkadaşlarımla birlikte eğitim aldım. Ezberci eğitim ki bazı öğretmenler bana karşı gelecektir. Resimle, dia yada diğer görsel aletlerle olsa bile bu tür(ezberci) eğitim almaları tamamen yanlış. Öğrencileri diğer normal öğrenci arkadaşlarında olduğu gibi topluca PTT, Müze, banka gibi yerlere götürülmeleri de ezberci yöntemle yapıldığı için yanlış. Öğretmen onlara bir şeyler anlatacak ki ezberlettikleri için öğrenciler unutmazlar mı? Ben kendim bizzat yaşadım gördüm anladım. Yorumum şu: tamamen yanlış. Yada bilmiyorlar. Oysaki eğitim aldığım yıllarda öğretmenim Türkiye’nin yetiştirdiği öğretmenler arasında en iyilerinden biriydi.

Devamını şimdilik bu bölümü okumanız için bir süreliğe yazmayacağım. Eleştirilerinizi kabul ederim.
 
Herşeyden önemlisi İNSANIN KENDİNİSİ GELİŞTİRMESİ.

İşitme engelli çocuk bol bol kitap okumalı, kelime hazinesini zenginleştirmeli. Normal okullarda okumalı, normal insanlarla iletişim kurmaya çalışmalı, mümkün olduğunca normal ortamlara girmeli. Konuşmalarda dudakları takip etmeli.

Benim desibel 90 falan böyle yapmasaydım şimdi sadece el hareketleriyle iletişim kuruyor olurdum..
 
işitme engelli eğitimi

ben de lıonheart arkadaşımıza katılıyorum çünkü canlı örneğiyim. çok kitap okurum ve normal okullarda okudum iyi dinlerim. bunların hayatımı kolaylaştırdığını düşünüyorum
 
Üst Alt