Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sakatlığı Olan Müzisyenler ..

Sema

Aktif Üye
Üyelik
28 Tem 2004
Konular
74
Mesajlar
2,532
Reaksiyonlar
0
Tony Melendez

BookCover5.jpg



Kina Diamond - Şarkıcı, şarkı sözü yazarı (Muscular Dystrophy)

kinadiamondpinklites.jpg


Ve diğer müzisyenler http://www.paralinks.net/musicians/
 
Geçtiğimiz aylarda gönderdiğim bir haberdi, konu tekrar gündeme gelince buraya da aldım.


Görme Engelli Besteci Koray Sazlı

Hülya Polat
Washington
10/10/2005

Görmeyen Türk besteci Koray Sazlı'nın yaratıcı vizyonu, genç besteciler için yepyeni bir umut. Braille Lite 40'la beste yapan genç sanatçı, Boston Üniversitesi'nde müzik doktorası yapan tek besteci.

sazli.jpg


Koray Sazlı, Amerika'daki Türkler programının konuğu oldu. Söyleşiyi dinlemek için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.

Koray Sazlı'yla Söyleşi
 
BU SÜPER BİŞEY YAW,HARİKA AZİM İŞTE AZİM :)
 
bencede azim çok önemli :wink: insan isterse bütün olumsuzluklara rağmen harkulade işler yapabiliyor :wink: ben gördükçe gurur duyuyorum :wink: darısı başımıza olsun :wink:
 
[Biyografi] Jazz dünyasının küçük devi: Michael Petrucciani

Michael Petrucciani 28 Aralık 1962'de Fransa Orange'da doğmuştur. Çoğu insanın, çocukluk yıllarında bir kemik hastalığı geçirdiği için cüce kaldığını zannetmesine rağmen, Michael Petrucciani doğuştan OSTEOGENESİS İMPERFECTA yani halk arasında "camkemik" olarak adlandırılan "özelliğe" sahiptir..

Michael Petrucciani 4 yaşında, televizyonda hayranı olduğu Duke Ellington'u izlerken piyano çalmaya karar vermiştir. O zamanlar; 13 yaşında Duke Ellington kadar meşhur olacağını bilmemektedir..

Michael Petrucciani öncelikle küçük, oyuncak bir piyanoda başlamıştır çalışmalarına. Büyüdüğünde ise eski bir piyano onun kullanabileceği hale sokulmuştur. Daha sonra kendisi için özel bir piyano üretilmiş, hatta kendi için üretilen piyano cinsi kendi ismini almıştır. "Petrucciani piyanoları"..

Michael Petrucciani, inanılmaz tekniği ve sol elini kullanmadaki ustalığıyla caz dünyasında önemli bir yer edinmiş olan ve hastalığı ile yaşamasını öğrenerek yaratıcılığını en üst seviyelere çıkarmış usta bir piyanisttir artık..

1986 yılı.. 21 yaşına geldiğinde, 62 cm. lik "dev adam" Michael Petrucciani, o zamanın ünlü Jazz şirketlerinden Blue Note'nin bünyesine kattığı ilk Fransız cazcı olur..

Michael Petrucciani, başardıkları bir tarafa; televizyonda konuk olduğu bir programda sıradan bir gününü anlatan, devamlı insanı düşündüren, yaşamı, yemek yemeyi ve dondurmayı çok seven bir insan olarak insanları çok etkilemişti..

Michael Petrucciani sınır tanımamaktadır.. Ölümünden birkaç yıl önceki gösterişli bir konserinin sonunda, zorlukla kocaman ve dik merdiveni tırmanarak Papa'nın önünde eğilir ve kıyafetinin eteklerinden öper..

Bir caz festivalinde İstanbul CEMİL TOPUZLU AÇIK HAVA SAHNESİ'nde de çalan Michael Petrucciani, "Boy değil işlev önemli" sözünün canlı bir kanıtı gibidir. "Beyin" denen organın vücudun dışına nasıl taştığını, geride kalanların ne kadar da önemsizleştiğini piyanosuyla anlattı bizlere.. Ve 6 Şubat 1996'da, 36 yaşında Manhattan'da kısa ama dolu dolu geçen yaşamı sona erdi..

Michael Petrucciani'nin çıkardığı albümler:

yıl albüm- firma

1979 flash- owl
1981 michel petrucciani trio- owl
1981 date with time- owl
1981 michel petrucciani- owl
1982 oracle's destiny- owl
1982 toot sweet- owl
1983 live in montreux 1982 elektra/musicians
1983 100 hearts- georg win co.
1984 live at the village vanguard- georg win co.
1984 note'n notes- owl
1985 cold blues- owl
1985 pianism- blue note (emi)
1986 power of three- blue note
1987 michel plays petrucciani- blue note
1989 music- blue note
1991 playground- blue note
1991 live- blue note
1993 promenade with duke- blue note
1994 marvellous- dreyfus
1994 conférence de presse (vol. 1)- dreyfus
1995 conférence de presse (vol. 2)- dreyfus
1996 darn that dream- melodie
1996 flamingo (with grapelli)- dreyfus
1997 au théâtre des champs-elysées- dreyfus
1998 both worlds- dreyfus
1999 solo live- dreyfus
1999 estate- riviera
1999 live in tokyo- dreyfus
2000 bob malach & michel petrucciani- goj
2000 concerts inédits- dreyfus/disques offices
 
Les Paul'ün hikayesini yıllar önce duyduğumda çok etkilenmiştim, müzik belki de daha da saplantılısı gitar aşkı bu olsa gerek..
 
Dante' Alıntı:
Les Paul'ün hikayesini yıllar önce duyduğumda çok etkilenmiştim, müzik belki de daha da saplantılısı gitar aşkı bu olsa gerek..

Sevgili Dante
Les Paul'un sakatlığı neymiş bizi de bilgilendirirsen seviniriz.
Sevgilerimle
 
alperstein' Alıntı:
Sevgili Dante
Les Paul'un sakatlığı neymiş bizi de bilgilendirirsen seviniriz.
Sevgilerimle

aslında halaze yazısının sonunda yazmış fakat benimde eklemem gerekirse

karısıyla birlikteyken geçirdiği trafik kazasında dirseği parçalanıyor ve doktorlar yapılacak olan müdehalenin ardından bir daha ölene dek dirseğinin sabit kalacağını söylüyorlar. Les Paul'ün bunu duyar duymaz söylediği şey işe "bana gitarımı getirin" oluyor ve doktorlardan gitarını kullanabileceği şekilde kolunu sabitlenmesini onaylıyor.

Müzikte elektrikli gitarın yaygınlaşmasının başında pek çok ilklere imza atan bu büyük müzik adamından da herhalde farklı birşey beklenmese gerek.

saygılar, sevgiler
 
>>>JASON BECKER <<<



Hani derler ya “ Bir zamanlar o vardı “ diye Bir zamanlar o vardı. Onun eline su dökecek şu koskaca dünyada ancak bir elin parmakları kadar virtiyöz vardı.Gitar ( Elektro ) = Jason Becker denirdi.Aman yanlış anlamayın sakın Bir zamanların çok gitmeyin canım 80 lerde >>> CACOPHONY <<< diye bir grup vardı ortalığı kasıp kavuran.İşte o grupta bir Jason Becker vardı.Belki şimdilerde gitar çalamıyor üzerine basa basa vuramıyor gitarın tellerine evet belki şimdi ayağı ile veremiyor Distortion’un gözüne gözüne.Gitar olayında oldum olası hasta olduğum >>> rip <<< olayını aşmış,bitirmiş hatta yutmuş bir er kişi olarak,bizleri kasıp kavuran rip güzelliklerinin içine sürükleyemiyor. Olsun Onun öyle bir yüreği ve azmi var ki,o şimdi süper ötesi bestelere gözleri ile imzasını atıyor.Üstelik beklide Cacophony deki günlerinden daha heycanlı bir şekilde. Bu Süper adamı burada yazmadan geçmek olmaz diye düşündük çok saygıdeğer Andante ile birlikte.Yerli ve Yabancı basında Jason Becker için yaşayan bir Ölü diyenlere en güzel cevabı yaptığı ultrasonic besteler ile vermekte olduğunu kesin olarak ilan etmek istiyorum.Budur.Ötesi Boşluktur.Bence şu anda rock ve metal camiasında offf offf ne güzelde döktürüyor dediğimiz bunca gitarist onun sayesinde,onun podyumdan istemeyerek de olsa inmesi sayesinde bir yerlere vardılar.Kimse alınmasın ama bu açık ve net.

Jason Becker ; ALS yani Amyotrophic Lateral Sclerosis Hastası.Bu hastalık ile araştırdığım kadarı ve resmi sitesinden anlaşıldığı üzere henüz on iki yaşında tanışmış. Ve o zamlarda doktorları üç,beş yıl kadar yaşayabileceğini söylemişler. 1970 doğumlu olduğuna göre yaklaşık olarak yirmi beş yıldır bu hastalık ile mücadele etmekte. Yaşama ve Müzik aşkına örnek olacak enteresanlıkta ve bir o kadar da etkileyici ve güzel olan şu ki; Jason Becker ALS hastalığından sonra ve hastalığının ileri safhalarında kendisine verilen ve sadece göz bebekleri ile komuta edilen bilgisayarının karşısına geçtiğinde bilgisayara doğru şu lafları sarf etmiş “SHOW ME HOW TO MAKE MUSIC” ( BANA MÜZİĞİ NASIL YAPACAĞIMI GÖSTER ) Daha fazla söze gerek yok sanırım Jason Becker için. O bir müzik adamı.O bir Rocker.O bir Efsane.O Hayatın Ta kendisi. O Als bedeninde 1001 beygirlik Bugatti gücüne eş değer kalp gücüne sahip azim örneği. Huzurunuzda Önünde saygı ile eğiliyorum.

JASON BECKER DİSKOGRAFİSİ

Perpetual Burn Full-length, 1988

1. Altitudes 05:39
2. Perpetual Burn 03:29
3. Mabel's Fatal Fable 04:52
4. Air 05:37
5. Temple Of The Absurd 04:42
6. Eleven Blue Egyptians 05:44
7. Dweller In The Cellar 06:14
8. Opus Pocus 05:37

Perspective Full-length, 1996

1. Primal 07:03
2. Rain 03:14
3. End Of The Beginning 11:46
4. Higher 05:28
5. Blue 04:46
6. Life And Death 09:11
7. Empire 05:15
8. Serrana 08:38
9. Meet Me In The Morning 05:22

The Raspberry Jams Full-length, 1999

1. Becker-Ola 03:50
2. Mandy's Throbbing Heart 01:22
3. Amma 00:46
4. When You Wish Upon A Star 01:54
5. Jasin Street 04:08
6. Beatle Grubs 02:41
7. Grilled Peeps 01:20
8. If You Have to Shoot... Shoot-Don't Talk 05:03
9. Purple Chewable Fern 02:37
10. Black Stallion Jam 03:15
11. Amarnath 00:36
12. Angel Eyes 03:12
13. Throat Hole 01:50
14. Dang Sea Of Samsara 04:24
15. Urmila 02:11
16. Thousand Million Suns 05:27
17. Clean Solo 03:05
18. Too Fast, No Good for You! 00:45
19. Sweet Baboon 01:36
20. Shock Tea 01:07
21. Ghost To The Post 04:37
22. Blood On The Traches 02:11
23. Oddly Enough 02:07
24. Crush 00:26
25. Vocal Silliness 00:34

The Blackberry Jams Full-length, 2002

1. Go Off Intro 00:55
2. Groin Grabbingly Transcendent 01:47
3. Opitudes 05:30
4. Church Of The Weird 04:00
5. Mabels Air Could It BE Any Faster 04:14
6. Short X Ray Eyes 00:48
7. Airage 01:28
8. Perpetual Burn 03:25
9. Ashram Of You Lee 03:15
10. Images Intro 00:19
11. Mabel... Simple Little Nibbling 02:12
12. Jewel 01:44
13. Kind Of Like A Spring 00:56
14. Air 02:48
15. Ten Yellow Pointy Kitties 02:42
16. Absurd Temple Jig 01:04
17. Part Of Stranger 00:48
18. There's That 01:33
19. Black Cat 04:14
20. Little Rippage 00:35
21. Perpetual Tudes 04:50
22. Floor Pie 01:06
23. El Beckero 01:04
24. Pocus I Say 01:38
25. Conglomeration... Boy Meets Guitar 05:10
26. Little Dweller 01:00
27. Jewel No 2 02:49
28. Long X Ray Eyes 04:58
29. Altitudes Jam 02:50
30. Bemesderfers Wooping Stick 01:14
31. If It Weren't So Purdy I'd Call It A Skin Flute 02:31

Ve kendi ağzından Dumur Sözcükler dökülür.

WE LIVE THINKING WE WILL NEVER DIE.WE DIE THINKING WE HAD NEVER LIVE.CUT IT OUT

MUHAKKAK İZLEYİN
http://video.google.com/videoplay?docid=1775128028743135037


http://www.jasonbecker.com/

FAZLA DİKKATLİ BAKMAK GÖZ BOZUKLUKLARINA NEDEN OLABİLİR. :shock: :D
http://www.youtube.com/watch?v=_jK978921Yw

SEVGİLİ ÖĞTERMENİM BANA VERDİĞİN LİNK’İ KAYBETTİM. LÜTFEN BENİ BAĞIŞLA.

SEN EKLERMİSİN ? BORCUM OLSUN :wink:
 
Tabikii eklerim canım dostum benim.

Ya bu sıralarda oldukça yoğun olduğumdan kısaca cevaplar yazıyorum kusura bakmayın. Ama ben bu adamı çok seviyorum kardeşlerim. ALS hastası olduğundan şu anda sadece gözlerini oynatabilecek durumda olan Jason, herşeye rağmen teknolojiyi kullanarak senfonik tarzda eserler yani besteler vermeye devam ediyor. Bu da onlardan bir tanesi.

İnsan istemeye görsün, müzik asla durmaz. :D


Jason Becker - End of the Beginning Music Video
 
hay senin ellerin dert görmesin saygıdeğer öğretmenim :)
 
HERŞEY ÖNCE YÜREKTE BİTİYOR. İNSANIN İÇİNDEN GELMELİ, İSİMLERİNİ YAZMIŞ OLDUĞUNUZ VE FOTOĞRAFLARI GÖRÜNEN SANATÇILAR GERÇEKTEN DEĞERLİ İNSANLAR. KENDİLERİ İLE GURUR DUYSUNLAR.
 
Işte sevgili dostum, gitarın mükemmel bir çalgı olduğunun bir kanıtı daha. Başka hangi enstruman anlatımda bu denli zengin olabilir?
Hehe biraz fazla gitar şövenizmi oldu ama napabilirim... Takıntılıyım gitara;-)
Tabii çalan müzisyenin başarısı ayrı bir takdir konusu. Engellinin sanata katkısı ise bambaşka bir topik olacak kadar geniş bence;-)
Sevgilerimle
 
Canım dostum;

Biliyorsun benim ana dalım piyano, ama sana katılıyorum....

Gitar sadece çalan kişinin yeteneğinin ötesinde, çeşitliliğiyle de tüm çalgıları yaya bırakacak cinsten bir çalgı.

Ama bu Raul Midon a gerçekten hayran olmamak elde değil. Bir konu da daha haklısın engelli olmasının sanata katkısını ayrıca irdelemek gerekebilir.

Kısacası yaşam güzel be kardeşim ne şekilde olursa olsun.. :)
 
Tommy Iomi sayılır mı?parmağı kopmuştu adamın,çok pis gitaristtir...
 
Soru işareti ise kafamda bu konçertoyla ilgilidir. Bu muhteşem eser hiç gitar çalmasını bilmeyen biri tarafından nasıl bestelenmiştir.


Rodrigo'nun özellikle ikinci bölümü herkes tarafından çokça tanılan ve hatta tüm konçertoyu sadece o bölümden ibaret sanılan "Concierto de Aranjuez" adlı eseri bir sipariş üzerine yazılmaya başlanmıştır. ne kadar acı bir tesadüf ki konçertoyu yazmakta olduğu dönemde ilk çocuğuna hamile olan eşiyle beraber tatilde olan Rodrigo baba olmanın heyecanını daha henüz tatmışken çocuğunu kaybeder ve ikinci bölümünü (adagio) bu acıyla yazmıştır. bunu bi dip not olarak geçtikten sonra hemen ekleyeyim:

bir kere bu eser bi gitarist için çalması ve yorumlanması acaip zor bi eserdir. nedeni de çok basittir: aslında hiç ama hiç gitar çalmayı bilmeyen Rodrigo kafasında tamamen piyanoyu düşünerek aslında hiç gitaristik olmayan bi eser çıkarmıştır ortaya :) . bu da bi piyanist için gayet normal bi durum olsa gerek. yani ortada büyük bi deha eseri falan yok :D
 
Ya canımcım anlayamadım,

Gitaristik olmayan ne demek?

Ve bir gitarcı için çalması ve yorumlaması son derece zor olan bu bölüm nasıl gitar özelliklerini içinde barındırmaz?

Biraz karışık bir yorum yazdığın. Açıklayacaksın değil mi? :D

Evet yinede bence bir dehalık örneği diyorum. Çünkü piyano tekniğiyle gitar tekniği öylesine birbirinden farklı ki, gitar çalmasını ve bu teknikleri bilmeyen biri nasıl bu konu da beste yapabilir?

Çok iyi dinlemiş, gitarla ilgili bilgi ve teknikleri çok iyi özümsemiş gibi geliyor bana.

Çünkü, bildiğin gibi konçerto demek bir çalgının teknik tüm özelliklerini ortaya koymak adına yapılan eserlerdir.

Eski dönem bestecilerini saymazsak, bir tek Rodrigo da görüyoruz hemen hemen kendi alanının dışında bir konçerto bestelemek..
 
METİN ŞENTÜRKÜ UNUTMAMAK LAZIM TABİKİ
 
Hemen açıkliym daha doğrusu açıklama çalışiym zira gitarla teknik anlamda çok haşır neşir olmayan bünyelerin anlaması pek de kolay olmayabilir:


konçerto formu bir çalgının teknik özelliklerinin ön plana alındığı bi formdur evet ve bunu besteleyen kompozitörün özellikle konçerto gibi iddialı bi form besteler iken bu çalgının teknik kapasite ve özelliklerine tamamen hakim olması gerekir. bunda hem fikir olmakla beraber rodrigo'nun gitar tekniğine karşı olan özümseyişi veya kavrayışı konusunda ayrılıoruz sanırım :) ...

bi kere bu eser bi gitarist için ateşten gömlek. peki neden? öncelikle özellikle ilk bölüm - allegro con spiroto- ve son bölümdeki -allegro gentile- gamları ve arpejleri gerçekten bestecinin istediği hız ve notanın bize ifade ettiği müzikal ifade ile gerçekten düzgün ve tertemiz çalabilen bi yorumcu daha varsa beri gelsin önünde diz çökecem şahsen lakin şu ana kadar ne john williams'lar ne barruecco'lar ne russell'lardan dinledim de bu çizgiyi tamamen tutturduklarını görebildim ki bu adamlar dünyanın en büyük yorumcuları olarak tanınırlar. john williams diorum artık gitarda tekniğin örneği ve babasıdır kendisi :) ...

tüm bu zorlanmaların nedeni de bestecinin bu gamları ve arpejleri kafada hayal ederken gitarın topu topu sağ elin beş parmağıyla çektiğimiz tellerini (ve topu topu dört parmak ile debelenip durduğumuz sol el klavyesini) değil de piyanonun gama ve arpeje gitardan çok daha yatkın olan klavyesini düşünmesidir...

bilindiği gibi aranjuez madrid yakınlarındaki ufak bi kenttir besteci de bu kentten esinlenerek yazmıştır bu konçertoyu. yani arada - aslında çoğunlukla- doğa seslerinin (özellikle kuş böcük sesleri:) ) imitasyonu yapılır eserde bu da tabiki süslemeler (triller mordanlar vs ) ile olmaktadır. lakin besteci öyle zor pozisyonlarda - yine piyano klavyesini hayal ederek çünkü o triller temiz çıkmıo imkansız- süslemeler koymuştur ki bence hiçbir gitarist verilmek istenen o pastoral havayı kesinlikle verememektedir enstrümanında...

ayrıca rodrigo kafasında sesleri sanki piyanodaki gibi bi pedal varmışçasına öyle rahaaat rahat uzatabilceğini düşünmüştür ki gitara resmen pedal sesi yazmıştır bolca görülebilir bir ve üçüncü bölümlerde. ama yazık gitarist adam nasıl tutsun o parmağı orda pozisyonu kurtarmak için çeşitli manevralarla kısıo sesi çekio parmağı ordan yine istenilen ses uzamıo ve dolayısıyla istenilen etki de verilemio. ki zaten üzerindeki duateyle ben daha çalanı görmedim herkes kendi duatesini yaratmış durumda eser için...

bazıları gitar çalmayı sadece "gam ve arpej" ile sınırlarlar çünkü gitarda olabilecek en zor teknikleri içinde barındırırlar gam ve arpejler. çünkü sınırlı klavyede sınırlı ses sınırında sıkışıp kalmış parmaklarımız gitarın anatomik yapısı itibariyle bu teknikleri icra ederken zorlanırlar. bu eser tabi çook yavaşça başlamak üzere harika bi gam ve arpej çalışması olabilir kafayı sıyırmış gitarist arkadaşlarımız için lakin ben denedim işe yarıo...

amma velakin bestecinin istediği tınılar onun kafasında hayal ettiği yorum (nerden biliosunuz demeyin notadan anlaşılıo) asla ve asla gitarda verilememektedir verilemez de zaten. belki kazuhito yamashita o da deli teknik sahibi olduğu içindir ayrıca kendisi de delidir zaten:)...

en kolay ve gitaristik (yani gitar tekniğine yakın ve daha uyumlu) bölümü de ikinci bölümüdür zaten onu da çalan ben rodrigo çalıorum diyo o yüzden sanırım pek bi problem yok fazla müziğe kafayı takmamış gitaristler için :D ...



Eski dönem bestecilerini saymazsak, bir tek Rodrigo da görüyoruz hemen hemen kendi alanının dışında bir konçerto bestelemek.. demişsin:


bu laf biraz sallantıda olmuş katılmıorum tamamen ama burda muhalif bişi yazıp buraya daha fazla kafa şişirmiycem. tuttum kendimi :D[/b]
 
Bir kez daha ne kadar dahi olduğunu bana kanıtlamaktan başka bir işe yaramadı açıkcası yazdıkların. :D

Kuşkusuz herşeyden önce o bir piyanisttir. Öylesine büyük bir piyanist ki ve aynı zamanda öylesine büyük bir müzisyen ki, kendisine tamamiyle yabancı bir çalgı da bile öyle her benim diyen gitarcıların dahi çalarken kafayı sıyırdığı bir eser yaratabiliyor.

Çalabilen var mı? Var elbette, öyleyse çalamayan gitarcılar düşünsün ne kapasitede olduğunu. Çünkü herkes virtüöz olmak zorunda değil.

Paganini de zamanında en iyi keman virtüözüydü ama hala onun bazı eserlerini çalarken kafayı sıyıran onlarca kemancı var.Çoğu kemancı için Paganini korkulu bir düştür.

Evet, kendi konumuza gelirsek, bir dahi görme özürlü , gitarcıların korkulu belası, :D aynı şekilde piyano da da harikalar yaratan son derece yetenekli bir müzisyen.

Gitarla teknik olarak haşır neşir olmayan bünyem bunu anlayor :D
 
Çalabilen var mı? Var elbette, öyleyse çalamayan gitarcılar düşünsün ne kapasitede olduğunu. Çünkü herkes virtüöz olmak zorunda değil.

Böyle virtüözik eseri hakkını veremeyerek çalmayan çalmasın bırakalım onları virtüözik özellikleri ön plana çıkan yorumcular çalsın (bu eser için en iyisi john williams veya barruecco'dur onlar da) diğerleri de otursun dinlesin lakin bi eserin hakkını vermeden çalan çalgıcıları ben gayet faşistçe aşağılayan bi zihniyete sahibim çünkü tüm güzelliğini yitirio eser ellerinde. bazen herkes virtüöz olmak zorun diorum ve bu başlığı daha fazla bulandırmadan çekiliorum :) ...

ha bu arada aranjuez mükemmel bi eser hep çalmayı hayal ettim kafamda babama da sözüm var zaten. 20 yıl içinde umarım:)...
 
Gitarla haşır ve de neşir olmuşluğumuz var accuk hasbelkader. merhum Rodrigo'nun Concierto de Aranjuez"ine bakınca ööle birden birazcık rasquado remajör tıngırdatmayla çalıverecekmişim gibi gelmişti. Eeee Yepes'den dinleyince kolay gibi geliyo adama bu işler;-)
emme velakin sanki uzaydan gelmiş gibi alışılmadık parmak yamultan, imanı bozan, renk değiştirmeme -kırmızıdan mor istikametine- sebep olan bu beste karşısında diz çöküp af dilemiş idim (M. Ö 1983) Eeee ne demişler, aranjuez ile yatan şaşı kalkar;-)

Yaaa bu başlığı gördüğümde başka birşey öğrendim: Rodrigo'nun ilk ve son aşkı, eşi, Victoria Kamhi bir Türk piyanist miş.

Bir de dedikodu: Concierto de Aranjuez bestelendiğinde dönemin en büyük gitar üstadı olan Andres Segovia'ya ithaf edilmesi ve ilk seslendirmeyi onun yapması beklenir. Rodrigo beklenenin aksine eseri daha samimi arkadaşı olan (her ne kadar segovia'nın gölgesinde kalmış olsa da dönemin büyük gitaristlerinden olan) Regino Sainz de la Maza'ya ithaf eder. Rivayete göre bunu duyan Segovia, Rodrigo'ya darılır. Rodrigo da sırf Segovia nın gönlünü almak için kendisine ithafen FANTAZIA PARA UN GENTILHOMBRE adlı eseri besteler.
 
Ah canım babencim,

Nasıl çorbada tuzun olmaz. Varlığın yeter bence.

Alper kesin şimdi uyumuştur ama gördüğünde "yaşasınnnnnnn" diyeceğinden eminim.

Eee biz gece kuşları da ondan önce nasibimizi aldık demektir. :D
 
Üst Alt