Ama şöyle bir durum daha var, 2015 yılında yazdıklarıma ilaveten onu da belirteyim. Tıbbiyeyi kazanamayınca iki lisanım olduğu için hariciyeyi hedeflemiştim, o olmazsa kaymakamlık idi hayalim. Ancak o zamanki mevzuat (sene 1984-1985) buna engeldi, bir sakat devleti temsil edemez diye hariciyeye bizleri almıyorlardı, ata binemiyoruz diye de kaymakamlık kapısı kapanmıştı suratıma.
Başımdan geçen bir başka edepsizlik de şu oldu. Emekli olmuşum çalışmıyorum, çalışmaya da artık hiç niyetim yok. Bir gün bir telefon geldi ve Merter veya Bayrampaşa civarındaki bir firmadan aradığını söyleyen bayan sakat olup olmadığımı sorup da benden “evet” cevabı alınca sakatlık raporu ve bazı evraklarla kendilerine müracaat etmemi istedi. Ben hanıma hangi işi hangi pozisyonda yapacağımı sorduğumda ise “çalışmayacaksınız, biz sizi çalışıyor göstereceğiz, maaş almayacaksınız, sadece SSK’dan yararlanacaksınız” dedi. Ben de kendisine bir güzel “yallah” çektim, bayan kayboldu.
Yani demek istediğim başlığı açan kişinin tespitleri çok büyük ölçüde doğru ancak tacize uğramadan, aşağılanmadan, hor görülmeden çalışmak ve yükselmek de mümkün. Öyle fazla korkmaya gerek yok. Şansınızı deneyin ve cesur olun. Hep aynı örneği veririm: Eurosport spor kanalının bir tane Türk vatandaşı sunucusu var. Adı aklımda değil. Tekerlekli iskemle kullanıyor bu arkadaşımız ve iyi derece yabancı dil/diller biliyor. Oraya müracaat ediyor ve bu arkadaşımızı hemen işe alıyorlar. “Tekerlekli iskemlede oluşunuz sorun değil” demişler.
Ama neticede işimiz zor tabii ki. Korkmadan mücadele etmek gerek.
Allah yardımcımız olsun, şansımız da açık olsun inşallah.
Selametle.