Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Ortopedik engellilerin yaşamı [Araştırma]

gkaytar

Yeni Üye
Üyelik
8 Ara 2007
Konular
1
Mesajlar
5
Reaksiyonlar
0
Merhaba arkadaşlar
ben bir üniversite öğrencisiyim ve ortopedik engelliler hakkında bir araştırma yaptım.
biliyorsunuz böyle işler biraz resmi yürüyor ve bana verilen bilgilerin doğruluğu hakkında şüphelerim var. burada çok daha sıcak bir ortamda engelli arkadaşların düşünce, duygu ve deneyimlerini öğrenmek ve en gerçek bilgiye birinci elden ulaşmak istiyorum. bana yardımcı olursanız çok sevinirim.
bir engelli ne yaşar, ne hisseder....
bu konuda her türlü mesajlarınızı bekliyorum
teşekkürler....
 
Çok üstünkörü bir tanımlama yapmışsın, o yüzden cevap gelmemiş.
Yaşama Dair Anı, Düşünce ve Duygularımız başta olmak üzere, yaşanılan diğer sorunlar hakkında yazılan yüzlerce mesaj mevcut zaten forumlarda.
Daha somut sorular yazarsan eminim herkes görüş yazacaktır...

Sakıncası yoksa, hangi okul, bölüm ve ders olduğunu yazar mısın? Ödev mi yoksa tez mi? Çalışmanın başlığı tam olarak ne?
 
ya bulent bey soyle bır ugrayıp gecıyo bu arkadaslar bence
 
Ne güzel işte, bu "geldi-geçti"leri görmek/göstermek bile öğretici bence! Belki sosyologlar ve psikologlar bu geldi-geçti üzerine çalışma ihtiyacı hissederler :)
 
merhaba
sanırım haklısınız kapalı olmuş biraz
çalışmanın tam adı: ortopedik engellilerin topluma uyumda yaşadığı güçlükler
araştırma aşaması bitti şuan analiz aşamasındayım
araştırma dersinin ödevi için hazırladım bu konuyu...
ilginize teşekkürler....
 
Tek tek sorularla gidersek daha iyi olur. Ortopedik engellilerin topluma uyumda yaşadığı güçlüklerle ilgili sitemiz de çok yazılar var. Ama siz sanırım daha farklı bilgiler almak istiyorsunuz. O zaman siz sorun biz de yaşadıklarımızı anlatalım. Kafanıza takılanlar nedir?
 
Halka açık yerlere giriş çıkışınız rahat mı? Biraz anlatır mısınız?
Çevredeki insanların size davranışları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu davranışlar sizi nasıl etkiliyor?
Türkiye’de engelliler için neler yapılıyor? Sizce bunlar yeterli mi?
İstanbul gibi büyük bir şehirde engelli olmaktan bahseder misiniz?
Engellilere ait haklar ya da yasalar var mı? Bunlar neleri içeriyor? Sizce eksiklikler var mı?
Engelli bir bireyin ev ortamından bahseder misiniz?
Engellilik, sakatlık, özürlülük kavramlarının sizce birbirinden farkı nedir?

bunlar kılavuz sorularımızdı. Bunlar dışında duygu ve deneyim ağırlıklı deneyimlere değinmeye çalıştık....
Teşekkür ediyorum....
 
GKaytar,engelli birinin halka açık yerlerde giriş ve çıkışı
kapalı alış veriş merkezleri hariç çok zor.
kapalı yerlerde asansör kullanımı öncelikle yürüyebilen kişilerin
engelli kişilere saygı gösterme konusunda bilinçlenmeleri ile daha da kolaylaşıcaktır.
Siteye geçmişte yazılanları incelerseniz diğer sorunlarınızın cevabını bulabilirsiniz.
Tekerlekli sandalye kullanmanın bende bıraktığı etki günlük kulanım zorluklarının dışında duygusal etkilerinin ağır olması..
Tekerlekli sandalyede yaşam;
ışıkları sönmüş ,mat bir yaşamı beraberinde getiriyor.
Mutsuz olmakla ,duygusuz olmak arasındaki tercih hakkını kullanabileceğiniz bir yaşam.
Tekerlekli sandalyeyi;
Değiştirilmeyen bağımlı olma gerçeğini sürekli hatırlatan ,her ana acımasızca sinerek hayatın,yaşamın tadını kaçıran bir araç olarak tanımlayabilirim.
Ben tekerlekli sandalyemi sevmiyorum;aslada sevmiycem.Biçok kez lastiklerini kestiğim parçaladığım oldu fakat bunun bana olumlu bir getirisi olmadı.Korkunç soğuk ve gözümü ,ruhumu ,gönlümü yoruyor.
tekerlekli sandalyede kişilerin ev yaşamı
tamamen maddi olanaklarla alakalı bana göre.
eğer maddiyatın yoksa tamamen iğrenç ve çaresiz kalıyorsun.
ev geniş olmalı bi kere.
ben garaja inerken apartman içinde kullandığım bir sandalyem,arabamın bagajında bir sandalyem (zırt pırt bir adam bulup'' şu sandalyemi bi indirin'' diyemiyorsunuz.)ve evde kllandığım bir sandalyem var.
tekerlekli sandalye kullanan kişiler
asla sağlıklı bir arkadaşını evde ziyaret edemez
akraba ziyareti yapamaz.
şehirler arası bir akraba ziyaretine gideceksiniz,
evde ve dışarıda kullandığınız sandalyeleri götürmek zorundasınız
bu hem yorucu ve sinir bozucu bir durum
zaten kimsede sizi kabul etmiyor.
dışarıda kullandığın pis lastikli sandalyeyi eve sokamazsın.
bunu yapanlar varsa da hijyen olayına takmıyor demek ki.
kısaca;sosyal yaşamın kapalı alışveriş merkezleri gezmek dışında bitiyor.
sandalyeyi sert ve pütürlü bir zeminde kullanmak çok rahatsız edici
yoruyor ve başım dönüyor benim.
Tekerlekli sandalyede yaşanan bir yaşamın, kapısız kilitsiz bir hücre yaşamı olduğunu düşünüyorum.

bütün bu yazdıklarımı daha iyi anlayabilmeniz için alışveriş merkezlerinde girişlerde sandalyeler veriliyor.
binin bir sandalyeye ve bütün gün onunla dolaşın daha iyi anlarsınız.
sonuçta, uzaylıların dünyasını araştırmıyorsunuz.
hani uzaya çıkıp araştırma imkanım olmadı havasında.
sanki çok farklı bir kesimi araştırma yaparmışsınız gibi ayağını kullanamayan insanlar işte :x
bi kaç gün poponuzun üstüne oturun hiç kalkmayın
her işinizi oturarak yapın
asansör bozulunca ya da elektrikler kesilince 3-5 katı nasıl ineceğinizi
ne kadar çaresiz olduğunuzu anlamak hiç de zor değil.
sizin bu araştırmanızın bize bir faydası olucak mı?
bu araştırmanızla englilerin yaşamda karşılaştıkları sorunları anlayıp bilinçlenicek mi diğer insanlar?
nerde kullanıcaksınız?
açık konuşayım yazarken bile sinir geldi
ne kadar berbat bir yaşama sahipmişim de unutmuş yaşıyorum diye.
sevgiler..
 
Sevgili gkaytar ben sorularınızı tek tek gideceğim.

1-Halka açık yerlerde giriş ve çıkışınız rahat mı?

Ne yazık ki hala bir takım düzenlemeler yapılmadığı için özellikle tekerlekli sandalye kullanan arkadaşlarımız için çok zor. Rampaların olmadığı bir çok yer var. Kapalı alış veriş merkezlerinde bile zaman zaman zorluklar yaşanabiliyor. Resmi kurumlar ise hala kendilerini yenilemiş durumda değiller. Urfa'da yaşadığım traji komik bir olayı anlatayım belki işinize yarar. Orada bir organizasyon düzenlemeyi düşünüyorduk orada yaşayan omurilik felçli bir arkadaşımla belediye başkanını ziyarete gittik. Bize hangi aşamalarda yardımcı olabileceklerini konuşmak için. Belediye'ye çıkmak zaten sorunlu. Başkana gelecek olan arkadaşlarımızın durumlarından bahsettim. Ne var dedi hepsi bacımız kucaklar taşırız. Şimdi siz düşünün traji komik bu cevabı. Sadece Anadolu'ya özgü birşey de değil bu zihniyet. İzmir Büyükşehir Belediye'sinin eğitim tesislerin de yetkililere neden asansör yok sorusunu yönelttiğim de aldığım cevap daha vahimdi. E projeye koymamışlar. Bunlar üzerinde yorum yapmayı size bırakıyorum. Diğer sorularınız da ayrıca cevaplayacağım. Bu soruyla ilgili belki başka sormak istedikleriniz olabilir diye.
 
35 yıllık omurlik felçliyim yanlız yaşıyorum evde değil ,sokakta yaşadıklarımı yazmaya kalksam sanırım sayflar yetmez.
bu başlığı açtığınız için teşekürler.Saygılarımla.
 
içten cevaplarınıza teşekkürler arkadaşlar...
sevgili ikinci bahar
sorularına gelince
ilk önce dürüst olacağım
tabi ki birşeyler yapabilmek isterim ama şu aşamada şu alanda sesimizi duyuracağız, şu alandaki insanlar bilinçlenecek, size şu gibi katkısı olacak diyemem
çünkü henüz analiz aşamasındayım ve karşımdaki insanlar duyarsız olursa başarılı olamama şansım çok yüksek
ayrıca hepimiz Türkiye gerçeğini biliyoruz
bir araştırmanın mucizeler yaratamayacağını da
ben sadece kişisel olarak üzerime düşeni yapmaya çalışıyorum
umarım bu sadece benim dersimi geçme notum olarak kalmaz bana yardımcı olan engelli arkadaşlarıma da yararlı olur
içtenliğin için, harcadığın çaba için ayrıca teşekkürler....
 
1- Mimari koşullar kesinlikle uygun değil. Hem sadece sakatlar değil, atletik ve hop-hop dolanamayan kimse kentlerde rahat (hatta can güvenliği sağlanmış halde) dolaşamaz

2- Sosyalleşme ile ilgili olarak Sakatlara Mahalle Baskısı ve 'Yardım etmek' üzerine bir tartışma başlıklarına bir göz atabilirsin.

3. Bence engelliler için çok çok az şey yapılıyor. Ve yapılan şeyler birarada eşit/saygın şekilde yaşamak adına değil; yukardan buyuran, lutfeden, doğru bildiğini dayatan, sormayan ve cevabı beklemeyen, zekat verme mantığının hakim olduğu acayip bir ilişki adına yapılıyor.

4- İstanbul'da engelli olmak: Taksim'de, Mecidiyeköy'de, Bakırköy'de işeyeceğim bir tuvalet yok! Bir yerden bir yere gitmek için toplu ulaşım araçlarını kullanmam neredeyse imkansız. Desinler diye bazı hatlara uygun otobüsler konuluyor, ama onların da hem sefer sayıları az hem de şoförler lutfedip duraklarda durmuyor! Ayrıca engellenmediğim kaldırım, yol, bina giriş ineredeyse yok! İstanbul'de tekerlekli sandalye kulanmak demek, her admda, hiç tanımadığınız kişilere gülümseyip, "yardım eder misiniz" demeyi ezberlemek demek!

5- Sözde AB sürecinde bazı düzenlemeler yapılıyor, ama -bu kesinliği laf olsun diye yazmıyorum!- hepsi yanlış ve eksiklerle dolu. Bu kadüklüğün tek sebebi de bürokrat ve siyasetçilerin mevzuatları hazırlama aşamasında sakatlarla hiç ama hiç diyalog kurmamasıdır. Onlar kendi kafalarına göre hazırlıyor ve biz sakatlara lutfedip buyuruyorlar! Ne planlamada düşüncelerimizi soran var ne de sonrasındaki eleştirilerimizi değerlendirip ona göre düzenleme yapan!
Sonuç: Evde Bakım Hizmeti ve Bağımsız Yaşam, Sakatın Tekerine Çomak Sokmak!, Sadece zenginlere verilen sürücü belgesi, Sakatlara Neo-liberal Çözümler!

6- Ev, kurtarılmış bölge!

7- Sakat: Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan. Tamamen nötr bir durum tespiti.
Engelli: 1-) Engel ile karşılaşan 2-) Doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar, sakatlıklar (vücudun görsel/işlevsel/zihinsel/ruhsal farklılıkları) öne sürülerek, toplumsal/yönetsel tutum ve tercihler sonucu yaşamın birçok alanında kısıtlanan, engellerle karşılaşan kişi.
Özürlü: İnsan beden ve ruhsal açıdan X özelliklerine sahiptir. Bu X özelliklerine sahip olmayan insanlar, yani defolu olan insanlar özürlüdür. Yani bir değerlendirme/kıyaslama/küçümseme sözkonusudur burada.
Wikipedia'ya yazdığım bir değerlendirme: Kavram Karmaşası (Engelli-Sakat-Özlürler

Her biri farklı anlam ifade etse de, toplumun geneli tarafından aynı anlamdaynış gibi kullanılmaktadırlar. Oysa 'sakat' kelimesi vücudunda hasta veya eksik bir uzuv/organ olma halini (yani fizyoanatomik bir durumu)ve vücudun organını kaybetmesi durumunu ifade ederken, 'engelli' kavramı, günlük yaşama dair temel (eğitim, ulaşım, erişim vb) planlamalar yapılırken (herkesin göz önüne alınmaması sonucu) sakatların mağdur duruma düşürülmesini ifade eder. Bir başka ifadeyle, herkesin kolayca yararlandığı( olumsuz) haklardan (toplu ulaşım, eğitim, kamu binalarından/hizmetlerinden vb.) yararlanamama durumunda sakatlığın değil, engellenmişliğin/engelleyenin sorunsallaştırılması için 'engelli' kavramı yaratılmıştır.
Günümüz sosyal bilimlerinde konuyla ilgili iki ana bakış açısı vardır. Bunlardan biri Medikal Model, diğeri ise Sosyal Model'dir. Medikal Model, özürü olan bireye ya da sakat kişinin yaşantısına değil, 'sakatlığa' odaklanır. Yani sakatlığı daha en baştan sorun olarak ele alır ve sakatlığı düzeltmeye çalışır. Sosyal Model'de ise sakatlık hali ikinci plana itilerek, 'çevresel, fiziksel, mekansal koşullar toplumsal tutumlarla birlikte bireyi engelli kılmaktadır' denir. Yani Sosyal Model sakatlığı değil, engellenme halini sorunsallaştırır ve o hali düzeltmeye uğraşır. Bir anlamıyla Sosyal Model, Medikal Model'in antitezi gibidir.
 
Konu kapanmış ama kazara biri gelir belki bir kaç satır okur diye yazmadan geçemiycem.Aslında ben de formun bu kısmını biraz içimi dökmek için kullanıcam :)

Düşe kalka liseyi bitirdikten sonra üniversiteyi de kazandığım yıl kayıt için okulun yolunu tuttum.Babam mekana benim gözümle bakmadığı için her yeri kesiyorum :) Neyse kayıt işlemi bittikten sonra bir de derse gireceğim sınıflara bakayım dedim.Ama o da nesi?Fakülteme giden yol Mimarlık Mühendislik fakültesinin önünden geçiyor ve adamlar sanki göğe merdiven dayamış.Babacımın kolunda fakülteye pek tabi çıkabilrdim.Ama o anki durumum beni yabancı bir memlekette bırakıp giderken aklında kalacağı için "baba ben yarın bakarım" dedim ve okula 100-150 m lik bir yerde pansiyon aradık ve bulduk.Hemen o gün yerleştim ve sabahı beklemeye başladım.Sabah uyandığımda miskin bir yağmur yağıyordu.Giyindim,kuşandım,yüzüme o kendine çok güvenen ifadeyi taktım ve mimarlığın önüne geldim.Merdivenler bana bakıyor ben merdivenlere...Sonra okulun çevresine şöyle bir göz attım.Okulu arkadan dolanmam durumunda derse en geç 45 dakika varken çıkmam gerekiyordu.Neyse,buna da şükür,kimseye muhtac olmadan gidip geleyim de diye düşünürken iki fakülte arasındaki ağaçlı yol dikkatimi çekti.Üstelik okulun kapısından girer girmez bu bahçeye dalıyorsunuz ,işim iyice kolaylamıştı.Önüme çıkan bir kaç merdiven de mütevazi bişeydi :) Artık tek başıma gidip gelebilirdim.

Bu 4 yıllık eğitim hayatımda daha buna benzer birçok problemle karşılaştım.Bunlardan biri de buzlanmadan dolayı daha ileri gidemediğim yol yüzünden hocama finali kütüphanede yaptırmak oldu.Hatta benim yüzümden birkaç hafta dersi kütüphanede işledik.Hocalarım ve arkadaşlarım bu konuda anlayışlıydı.Sağolsunlar...

Ha bu arada,zor durumda kaldığımda yardım istemek önceleri beni utandırırdı.Şimdi pişkinliğe vuruyorum."Abi bi el atsan diyorum", "arkadaşım elimi tutar mısın?" diyorum.Hatta en son kar yağdığında öğrencilerim konvoy halinde sabah aldılar evden,öğlen getirdiler. :)

İstanbul gibi bir yerde dolmuşa binmek engeli olmayanlar için bile dertken benim ne haddime düşmüş? :) 4 yildir İstanbulda yaşıyorum ve inanır mısınız sadece bir kere dolmuşa bindim.İnerken de sesime, şımarık bir ton vererek,"abi bir kere daha düşersem İETT' nin sonu olur,ona göre yavaşla ve ben inene kadar bekle! " dedim.

Bizi düşünmeyenlere kızmıyorum.Kızamıyorum.Çünkü herkes en iyisini istiyor:(Kimsenin aklına kötü şakalanacağı gelmiyor...
 
mrhba özrü bulunan insanların tabiki büyük zorlukları var.
.sokaga çıktıgınızda insanlrın size uzaylı gözüyle bakması
.herhngi bi okulu istediğinzde okuln bölümüne değil önce yüksekliğine bakar sınız.
.bi yere gezmeye gidecksinz önce arastırrsınız çok yüksekmi orası kalablk olcakmı
.cnnız sıkıldı evde darldınız sahile inceksinz yakınınıza yalvarcksınz benle gel gidelm diye
.yeni tanştıgınz bi insanla konşmkta zorluk çekersnz(genç veya yaşlı olması farketmz)anlatıyorum okudugum okulu basarı puanımı adamın tepkisi hadi be sen mi yaptın bunu der gibi bakıyo...sanki yapamzlar bu insanlar.


daha var böyle zorluklar....


ayrıca MEZOPOTAMYALI KEDERİYİ TBRİK EDİYORUM ÇOK BÜYÜK BAŞARI KNDİ KENDİYLE KONŞMAYI BASARMIŞ VE SAHİP OLAMDKLRININ FARKINA VARIP TAKMAMIŞ .....
.
 
Ortopedik engellilerin yaşamı

Büyükdere iş bankasına gidersin. .. Tam sıra sana gelmiş.. Banka özel müştersine öncelik verirler.. Bir şey dersin. Engelliğini kullanma, istediğin yere şikayet et diye oradaki yakışıklı beyden azar işitirsin,
istinye carrefour a gidersin tam engelli parkına gireceksin. Bmwli bıçkın senden önce oraya yerleşir, korumaya durumu söylersin oda bmwliye söyler, bir surat tafra ..zoraki çeker bmwsini,
...hastahanesine gidersin doktor hastalığı yazmışta kodunu yazmamış ,sağlık kurullundaki sevgili bayan senin yürüme engelli olduğunu görür de git kodunu yazdırda gel(nerden öğrendiyse bu tabiri????)senin 2 kat yürümen onun umurunda bile değildir
belediye sosyal tesislerine gidersin... Tepsine çayını koymuşsun.. Bastonunla cambazlık yapıp dökmeden masaya ulaşmaya çalışırsın.. Müslüman kardeşlerim uzaktan seyrederler..
çamlıca i.b.s.t de girişte personele rica ettim. Bana park için yardımcı olun diye...arabamın önünde derin çizikler olmuş sonradan farkettim. Ama daha önce o giriş kapısında benim park edişimi izleyen ve hiç müdahale etmeyen park sorumlusunun içeri girerken ....gülümseyişini farkettim.
Ido nun bursa seferlerinde ,asansör üzerindeki engelli işaretini kimse tınlamaz, engelli tuvaletini herkes kullanır,bazen engelliler kapıda bekler,bu konuda ilgilileri uyardım ama.........
örnek çok... Ama mutlaka iyileride var..ama genellemiyelim.. Lütfen..engelli ve engelsiz en iyisine layıkız bunun için mücadele edelim. Bunada şükür demiyelim.....
 
Üst Alt