Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Neden bu kadar tepkisiz ve duyarsız bir toplumuz? [Tartışma]

Halil

Üye
Üyelik
3 Kas 2006
Konular
12
Mesajlar
515
Reaksiyonlar
0
Şöyle bir etrafımıza baktığımızda insanların ekonomik ,sosyal,siyasal ve insan hakları gibi konulardaki duyarsızlığını bir banane anlayışı içerisinde olduklarını fark etmek hiçde zor değil bir tele vole kültürü içerisinde yaşayıp gidiyoruz.

Örneğin bu sitede sohbet odalarında engelli sorunlarıyla ilgili bir konu acıldığında odadaki çoğu engelli arkadaşımızın ki hepsini bire bir anlamda ilğilendirmesine rağmen konuya ilgi göstermemeleri beni çok düşündürüyor.

Çözümde yer almayan sorunun bir barcası olur sözünden hareketle.

Burada herkesin bir öz eleştiri yapmasını istiyorum bizler halk olarak meseleler karşısında bu kadar bir vurdum duymazlık içerisindeyken var olan sorunlar karşısında şikayet etme hakkını kendimizde nasıl buluyoruz?

Birey olarak siyaseti yönlendiren bizler değilmiyiz?
Tabiki legal olmak koşuluyla herkesin her bireyin has bel kader gereken yerde gerekli tepkiyi vermesi gerekmezmi?
Halk olarak bizim bu tepkisizliğimiz yetkili ve etkili makamlarda oturanlarda da bir rehavete yol açtığını söylemek mümkün.

Bu tepkisizliğin altında yatan sebeblere bakıldığında bilinçli ve örgütlü hareket edememe gibi bir problemle karşılaşıyoruz.

Bireyi devlet karşısında korumayı amaçlayan sivil toplum örgütlerinin batı toplumlarına nazaran sayısal anlamda azlığı ve var olan sivil toplum örgütlerinin de etkin çalışamamasını gibi sebebleri gösterebiliriz.

Batı toplumlarındaki sivil toplum örgütleriyle ülkemizdeki sivil toplum örgütleri arasındaki uçurumu rakamlarla gösterdiğimizde bizim neden batı toplumlarından geri kaldığımızı anlamak mümkün olur sanırım

Türkiye de 80 bin 757 dernek faaliyet gösteriyor buna göre her 866 kişiden biri dernek faaliyetlerinde bulunuyor.

Almanya da 2 milyon 100 bin fransada 1 milyon 470 bin ABD de 1 milyon 200 bin dernek bulunuyor.
Fransa ve Almanyada nüfusa oranlandığında her 40 kişiye bir dernek düşüyor ancak her 10 Fransızdan 4 ü en az bir derneğin faaliyetine katılıyor nufusun beşte biri ise en az iki derneğe üye bulunuyor.

ABD de her 15 amerikalıdan biri bu tür kuruluşlarda çalışıyor bu sektör ABD de bankacılık teknoloji ve hatta kamu sektörü kadar ağırlığa sahip.

Sonuc olarak Türk halkının örgütlenmekten korktuğunu buna bağlı olarak ta tepkisiz ve siyasiler tarafından da fazla kale alınmadığımızı düşünüyorum sizler bu konuda ne düşünüyorsunuz?
 
haklısın arkadaş millet tepkisiz kaldığı için ya haklarımız elimizden alındı yada kısıtlandı uyanamadı millet daha yada işlerine gelmiyo bazı tiplerin adam bananecinin teki nasıl uğraşsınki zaten :evil:
 
ısteklerını dile getırmekten korkan bı toplum halıne gelmiş durumdayız malesef.
herkes oturdugu yerden bıseyler söyluyor ama kımsenın bısey yaptıgı yok haklısınız...
bu sıtede de FUZULİM arkadasımızda sorunlarımızın konusulabılecegı paylaşabılecegı bı oda acılsın ıstedı ve bunu forma yazdı.ama malesef o forma katılım okadar az oldukı yapılamadı hıcbısey..
sıtedekı sohbet odasına gırmıyorum cunku gercekten havada kalan konusmalar yapılıyor...
dernekler sivil toplum örgutlerı sadece kurulmaktan baska bısey yapmıyorlar.oradada devlette oldugu gıbı kaoltuga oturan kalkamıyor ve gercek sorumluluklar göz ardı edılıyor...
bıraz silkelensek demokrası anlayısı ıcınde sadece bız engellıler olarak neler yapabılırız bı dusunsenıze?
ama malesef bızımde uzerımıze rehavet çökmüş...duruyoruz öyle...
 
T.E.P.K.İ.

Süregelen ve benimsekte olan Ortadoğu kültürünün arabesk teraneleri içinde kendi sessizliğini anlamsızca gizlemekten kaçınması, karakterize edilmiş bir toplumun önyargısında ki bilgisizliğinde kendini göstermektedir.. Tepkisizliğini içgüdüsünde barındıran bir 'ego'nun zaman içinde körelmiş bir hayat biçimini, koşulları bahene edip benimseme isteği deneyimsizlikle sonuçlanıyorsa; toplumun kültürel kollektif mantalitesinin negatif seviyelerde nefes almasını sağlıyor olmasından kaynaklanıyor olmasıdır...
Bu ülke topraklarında, karekterize tavırlarla hareket eden bir medyanın örgütsel topluma ne kadar ihtiyaç duymak istediği belirsizliğini sürekli yenilese de, Hukuki yaptırımların bürokrasi koltuklarında karara bağlanması ne kadar tepkisizlik yaratıyorsa halk bünyesinin düşüncesinde size söylüyorum sayın 'engelliler.biz' üyeleri lütfen Arkadaşımızın açtığı bu önemli konuya TEPKİSİZ KALMAYIN ![size=6][/size]
 
Bir kaç ay önce, bu konuda köşe yazıları yazıp, [Köşe Yazım] Tepki başlığında tartışmaya açmıştım. Konunun tekrar gündeme gelmesi sevindirdi. Ancak, aradan çok kısa bir zaman geçmiş olması üzdü. :( Demek, eski başlıklar okunmuyor pek.. (Oysa çok da eski sayılmazdı.)

Tepki/sizlik konusunda söyleyeceğim pek çok şeyi orada söylemiştim. Bu başlığın konusu olan sorunun cevabı için, oradaki yazıları okumanızı önereceğim. Burada bir-iki ufak ama önemli konu üzerinde durmak istiyorum.



rambo172' Alıntı:
Burada herkesin bir öz eleştiri yapmasını istiyorum bizler halk olarak meseleler karşısında bu kadar bir vurdum duymazlık içerisindeyken var olan sorunlar karşısında şikayet etme hakkını kendimizde nasıl buluyoruz?

Burası reel anlamda bir örgüt değildir! O nedenle, bir kimsenin başka birinden, hele genelden "eleştiri" ve/ya "özeleştiri" yapmasını istemesi yanlıştır! Ki bu reel örgütlerde bile kurala bağlanmıştır. Her isteyen, istediğinden "özeleştiri" isteyemez! Rambo'nun dili sürçtü herhalde. ;)



İkincisi; burası sanal bir "bilgi paylaşım ortamıdır"! Bu tür ortamlarda yapılabilecek şeyler sınırlıdır. Buradaki üyeler arasında tek iletişim yolu: Yazılı iletişimdir. O nedenle Türkçe yazım kurallarında azami özen göstermek, güzel ve akıcı Türkçe kullanmak, mesajların dikkate alınması için en önemli gerekçedir..

Şimdilik, yapılabilecek en önemli şey: Kendimizi yetiştirmek, doğru ve akılcı düşünce yöntemini öğrenmek ve uygulamaktır. Tepki için; bilinçli ve örgütlü toplumdan bahsediyoruz ama birey olarak yeterince bilinçli miyiz acaba? ;)
 
Tartışma neden bukadar tepkisiz ve dyyarsız bir toplumuz?

[babem demişki
Burası reel anlamda bir örgüt değildir! O nedenle, bir kimsenin başka birinden, hele genelden "eleştiri" ve/ya "özeleştiri" yapmasını istemesi yanlıştır! Ki bu reel örgütlerde bile kurala bağlanmıştır. Her isteyen, istediğinden "özeleştiri" isteyemez! Rambo'nun dili sürçtü herhalde.


Ben burada bir öz eleştiri yapalım derken direk siteyi kastetmedim aslında ki kastetsem bile bunun kötü bir yanının olduğunu düşünmüyorum.

genel manada bir öz eleştiriden bahsettim burada öz eleştiri sözünün anlamını yazarak kısa bir değerlendirme yapmam belki yanlış anlamaları önleyebilir.

Sözlükte öz eleştirinin tanımı şöyle.

bir kişinin kendi davranışları üzerine yönelttiği yargı,otokritik.
insan öz eleştiriyle yanlışlarını düzeltebilir.

Mehmet barlasın öz eleştiri konusunda yazdığı köşe yazısını buraya eklememde konuyu aydınlatması acısından yararlı olur sanırım

Mehmet barlasın öz eleştiri hakkındaki görüşleri şöyle.
İnsanın dünyadaki hatalarını itiraf edip, bundan sonra dünyada aynı hataları yapmayacağını açıklaması ise "Özeleştiri" dir. Özeleştiriyi, sistemin bir öğesi olarak en fazla totaliter rejimler (örneğin eski Sovyet modeli) tasfiye kampanyalarında kullanır. Özeleştiri, rejime karşı işlenen suçların parti fonksiyoneri tarafından itirafı olarak kabul edilir.
Gelişmiş, demokratik ve özgür toplumlarda ise özeleştiri, gerçekten "Nerede hata yaptık" sorusuna cevap aranmasını ve hatasız yöntemlerin saptanması amacını içerir. Amaç ne hatayı yapanı affetmek, ne de onu tasfiye etmektir. Gerekirse yönetim ya da yöntem değiştirilir.
Bizim de içinde bulunduğumuz Ortadoğu coğrafyasında ise, özeleştiri yapmak alışkanlığı pek fazla yoktur. Örneğin topraklarından petrol fışkırmasına rağmen halkları yoksul yaşayan ve petrol gelirleri despotik rejimlerin silahlanma çabalarını fonlamaya yarayan ülkeler halkları, "Nerede hata yaptık" sorusuna hiç cevap aramaz. Bunun yerine "Bütün sorunlarımızın sebebi emperyalizm ve siyonizmdir" klişesine sığınır.

yukardada yazılanlar ışığında acıkca görülebileceği gibi öz eleştiri yapmak kötü bir şey değil ayrıca benim öz eleştiri yapalım sözü bir emir yada dayatma değil siz öz eleştiri yaparsınız yada yapmazsınız bu tamamen size kalmış bir şey

saygılarımla.

Not.öz eleştiri sözünü dilim sürcerek değil bilerek yazdım :)
 
Tepkisizlik

Unlu virtioz piyanonun basina oturmus ve salonu hinca hınc dolduran seyircilerin onunde, konserine baslamisti. ancak tuslara basip caliyor gorunmesine ragmen, telleri inceden sıkılmis olan piyanodan hicbir ses cikmiyordu!

Dinleyiciler, birbirine goz ucuyla bakarak ne yapmalari gerektigini arastiriyorlar, fakat nedense tepki gosteremiyorlardi. iki saat suren sessiz konserden sonra ünlü virtüoz oturdugu yerden kalkarak buyuk bir ciddiyetle onlari selamladi.

Salon surekli alkis sesleriyle cinliyordu. ingiltere de yasanan bu olaydan sonra piyanist, kendisiyle roportaj yapan televizyon spikerine : -"insanlardaki tepkisizligin nereye kadar varacagini ogrenmek istedim" .... diyordu...

- "Meger sınırı yokmus.." :D
 
rambo amerika almanya avrupa bati toplumu demokrasi
burasi turkiye begenin begenmeyin az gelirle durmadan cocuk yap onlari hakkiyla egiteme yerine gore besleyeme
bal tutan parmagini yalar fakir fukarada haline yanar
 
Beyinlerimiz boş şeylerle doduruluyor

Bazen insanın elinden birşey gelmiyor hakkını arayamıyor küplere biniyorum içimde fırtınalar kopuyor ah bi gidebilsem içimi dökebilsem diyorum.bundan epey önce ssk dan sonda aldım parasını almak için babam gitti ordaki görevli nedesin niye 6 adet kullanıyo 4 adet kullansa olmazmı sanki bey efendinin cebinden çıkıyormuş gibi.veya ben keyfimden çok meraklıyımda ondan alıyorum gibi.daha bunun gibi çok örnek var.geceleri uykularım kaçıyor kendi sorunumu bıraktım ülkemdeki haksızlıklar televizyonların yabancılara avrupa birline hizmet etmesi gibi ülkemin bütün fabrikaları bankaları özelleştirme adına satılması gibi.ALLAH SONUMUZU HAYIR ETSİN
 
Türkiye de engelliler olarak ne kadar söz sahibiyiz?

Türkiye de engelliler olarak ne kadar söz sahibiyiz?

Ülkemizin engellilere bakışı günden güne iyiye gitsede malesef istenilen seviyede değil. Pekiyi bir engelli olarak kendimiz ülkemizde engellilerin söz sahibi olmasın içi ne yapıyoruz? Gerekli girişimlerde bulunuyormuyuz?
Bu önemlidir.

Biz engellilerin ve bizden sonraki gelecek olan engellilerin daha iyi bir ortamda yaşaması için; girişimci, yerli yerince tepkili ve sorumluluğunun bilincinde bir engelli olmak önemlidir.
 
Sokağa çıktığımız zaman,postaneye girdiğimiz zaman,hastaneye girdiğimiz zaman,tuvalete girdiğimiz zaman,(yani girmek istediğimiz zaman)karnımız acıkıp yemekyemek için kafeye girmek istediğimiz zaman,kaldırımdan inip çıkmak istediğimiz zaman,evimize girmek isteyip giremediğimiz zaman,evimize girebilmeyi başarıpta tv yi açtığımız zaman,ve evimizin kullanım alanları vs.vs.vs.Günlük hayatta öyle çok ve büyük problemlerle karşılaşıyoruz ki hangi birine müdahale edeceğimizi şaşırıyoruz artık.İnsan bir sinir bombasına dönüşüyor aynen.Ve bende şaşırdım artık inanın neye nasıl müdahale edeceğimi.Ve toplumdaki bir gerçek var ki kimsenin sesi çıkmıyorsa siz kalkıp hak iddia edemiyorsunuz.aptal,salak dengesiz konumuna düşürüyorlar ve çokbilmiş konumuna.tepenize çökecekler sırada bekliyor.bazen insanın eli kolu bağlanıyor.bişeylerin düzelebilmesi içinde toplumca bilinçlemmeyi beklemek gerekiyor sanırım...
 
Engelliler olarak toplumda her zaman tepkimizi göstererek kendimi anlatabilmeliyiz. Herşeyden önemlisi kısıtlıda olsa haklarımızı iyi bilerek hakkımız olan herşeyi büyük küçük demeden talep ederek gerek haklarımızın korunması, gerekse de haklarımızla ilgili kazanımları elde edebilmek adına çok önemlidir.
 
Ben tam olarak mücadelesini yapıp, haklarını arayan engelli göremedim.
Hep hakkım varsa versinler mantığı oluşmuş.
Gündem Açıldı. Sayın Oturanboğa engelli memurların erken emekliliği ve tüm engellilerden yeni tarihli rapor istenmemesi için uğraş vermesine rağmen 3- 5 arkadaş ancak ilgilendi.
Unutulmamalı ki 3 bin, 10 bin, 50 bin kişinin taşıyacağını, 3-5 kişi taşımaya kalkarsa bir gün onlarda yorulurlar.
Benim yorulduğum gibi
 
Hak alma mucadelesi surekli darbelerle baskilarla bastirildigi icin hak alma kulturu mucadelesi yerlesemeden yok ediliyor... almanca dusunme fransizca konusma diye birsey var hak alma mucadelesi bir gelenege dayanir koklerin yoksa hak alma konusu bu sekilde guduk kaliyor... bakin engelliler tum fransadan parise akti onbinler toplanmasini otesinde halkin sikayet ederek degil destek olarak engellinin onunu acti turkiyede olsa tam aksine barikat olur engel olurlardi...
 
dini anlamda teslimiyet ve kadercilik , kabullenme gerçekte olması gerektiği gibi hakların verilmesini engelliyor . bir de tabi son dönemdeki sansür uygulamaları bu tip davranışları baltalıyor .
 
Bukadar olan bitene tepkisiz kalmamız 70 lerde buyana ailelerimize uygulanan yıldırmalardır.ailelerde yetiştirdiği her bireyi korkularından olsa gerek biraz ben merkezci bana dokunmayan yılan meselesi gibi aman sanane ondan bundan sen okumana bak okulun bitsin naparsan yap okul biter bi hayatını kur iş bul iş bulursun aman bak dışarısı işsiz kaynıyo ses çıkarma telkinleriyle yetiştiriyor. Fakir ülkelerde karın tokluğuna yaşatıldığımız için benden beteri var deyip daha beter olmamak için susuyoruz.engellilerki bende dahil kendimiz için de olsa evlerimizden çıkmıyoruz .bir örgütlenme yok sıkıntımızı yanlız başımıza yaşıyoruz tek başına bırakılmışız çünkü.
 
Değerli arkadaşım ayyüzlü;

Çok güzel ifade etmişsiniz. Bir örgütlenmenin olması çok önemlidir. Çünkü tek başına bir yere kadar gidersiniz. Bir noktadan sonra ilerleyemezsiniz. Fakat arkanızda bri güç, bir kitle olduğu zaman o gücün ve kitlenin büyüklüğü kadar ilerlersiniz. Yani o kitle ne kadar büyükse, size de o kadar geniş bir imkan sunulur.

Fakat insanlarımız elindekilerle yetinerek sessiz kalmayı tercih etmektedirler. Tabi burada şunu da sorgulamalıyız. Neden böyledir? İnsnalar neden bir araya gelmekten çekiniyorlar? STK lara neden önyargılı bakıyorlar? Bunun sebepleri araştıtılmalıdır. Buna göre gerekli düzenlemeler yapılarak, daha şeffaf bir hale getirilmelidir. Yani düzgün, imtiyazsız bir altyapı ve yönetimler oluşturularak insnaların güveni sağlanmalıdır kanaatindeyim.
 
Sağol beğenin içn eshatcım;ne güzel ne söylemek istediğim anlaşılmış.:)
İnsan oğlu koyun misali nereye sürülürse oraya gidiyor.Saedece bazı asi yada mor inek diyebileceklerimiz vardı onlarda çok cılız kaldılar bu düzen içinde .coşkun delikanlılarımızıda derbilere liglerle taşıdılar artık yani anlayacağın günümüzün kavgası benim takım senin takımı döver kavgası.
 
Evet çok haklısınız.

İşte insanların ağzına adeta bir parmak bal sürülerek susturulduğu bir ortamdayız. Bazı oyunlarla insanlar gündemden uzaklaştırılıyor. Yani kendisine hiç bir yararı olmayan boş şeylerin peşinden koşabiliyor. Zaten düzenin de istediği bu değil mi?
 
Halil;
Selamlar. Arkadasım Bu Sözlerine Ancak kısmen katılabilirim. Çünkü Bütün insanlar Vurdumduymaz olsaydı, bu ülke ayakta duramazdı. Ama bayagıda varyani (Vurdumduymaz).... Ben Haksız Gördügüm herseye karsı cıkmısımdır ama nereye kadar!!! Bizimkisi Adeta Düz duvara tırmanmaya çalısmak degilmi. Bu isler Organize olmakla baslar. Organize isler dediysek Kanunsuzluk degil Yanlıs anlasılmasın. Toplanır imza toplarsın, gerekli mercilere iletirsin. Ama Bu iste saglam bir baskan gerekmezmiii. Varmı böyle biri.... Ben seni anlıyorum ama öyle insanlar varki seninkiler (Vurdum duymazlar) yanında çerezlik kalır....
BEN KANUNA TERS DÜSMEYEN islerde hep varım, Sonuna kadar.!!! uyu günler.
 
örgütlenmek !!!
Türkiye'de eğitim seviyesi çok düşük, okuma alışkanlığı yok. Işte bunlardan dolayı kimse haklarını bilmiyor, özgüven kazanamıyor, koyun gibi yaşama kendilerini mahkum ediyorlar. Kalmış ki örgütlenmek nerdeeeeee. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali yaşayıp gitmeyi tercih ediyoruz. Ama nereye kadar. çünkü o yılanların sayısı günden güne çığ gibi büyüyor. Bu zihniyetle yılanlardan nasıl korunursun bilmem.
Yazdıklarınız da çok haklısınız. Ama bu düzen böle gider. çünkü herkez çektiği eziyetten çok memnun... Insanın en büyük düşmanı kendisidir.
Içimizde haksızlıklarla, eşitsizliklerle, insanlık dışı muamelelerle cebelleşen bireyler de var ama bu bireylerin sayısı devede pire kalıyor. Bundan dolayı da kimse takmıyor bizleri...
Azımsanacak nüfus değiliz. 8,5 milyon engelli az mı? Ama 8,5 milyon engelli'nin kaçı haklarını biliyor meçhul... Böle bir toplumdan nasıl örütlenme beklenir.
Bir takım beleşçi zihniyetler, dernekleri yardım kapısı olarak görüyor. Herhangi bir yürüşde vs bu kişileri görebilir misin? Hayır! Insan haklarını, insan kendi kendine verir. Sen kendi hakkını aramazsan kime ne senin ne çektiğinden...
 
Evet haklısınız, Ama herkes de bu şekilde düşündüğü için maalesef bir örgütlenmede söz konusu olmamaktadır.
 
Çok karamsarsınız çok. Ben diğer forumlarda " en sevdiğiniz şarkıcı", "üstteki üyeye isim bulalım", "ıssız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız üç şey", "gıcık olduğunuz üye" "minareden at beni, in aşağı tut beni" gibi başlıklar açan ve yazan arkadaşlarla da bir araya gelebileceğimize inanıyorum.
 
Elimizden gelenin en iyisini yapmak için her zaman uğraşırız. Ama sonuç istediğimiz gibi olmasa da bu konuda hiç bir zaman karamsar olmamak gerekir.
 
Yeterince tepkiliyiz aslında ya..
Her zaman her yerde tepkimizi bariz bi şekilde gösteriyoruz..
Çok özel ve güzel seçimler yapıyoruz mesela..
Fenerlere bayılıyoruz..
Herkez yardım için yarışıyo..
O kadar çok düşünülüyorki İNSAN ferahtan ölecez..
Çıkarımıza olunca hiç sesimiz çıkmıyo nedense..
İnsanların hakları çok güzel savunulduğu için tepki gösterecek bir şey yok..
Daha neden o kadar yazı yazıp şikayet ediyosunuz ki..
Bakın krizler falanda etkilemiyo bizi..
Yani her açıdan şanslıyız aslında...
Bağırmaya çağırmaya falan gerek yok..
Tepki göstermeyin abi biz böle iyiyiz... :D :D :D
 
neden mi? tek neden var herkes kendini düşünüyor ..herkes amann bana necii..
 
Üst Alt