Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Nasıl bir acı bu... [Yaşam]

zgor

Yeni Üye
Üyelik
19 Haz 2008
Konular
7
Mesajlar
33
Reaksiyonlar
0
Amcamın kızı 38 yaşında eşini kaybetti. trafik kazası. eşimin iş arkadaşı da ölümle pençelesiyor....

nasıl bir acı bu allahım. bu acılar eninde sonunda bulacak bizi. bugune kadar sadece amcamı kaybettim, onun acısını unutmam mümkün değil. son günlerde yaşadıklarımıızı düşününce dünyanın ne tadı var ne tuzu. hepimiz bir gün öleceğiz. bu kesin sanırım bunu düşünüp dünyayı kendimize zehir etmeyelim. hem bu dünyada hem de öbür taraf için hazırlıklı olmak lazım . ama biz en ufak şeyleri büyütüp dünyayı zehir ediyoruz kendimize.

arkadaşlar bugün tekrar anladım ki herşey boş. lütfen biraz daha gayret edelim. kendimiz için çevremiz için. biraz daha pozitif olalım.

ben bazen şöyle düşünürüm.

bana çevremdekiler ne kadar şen şakrak olduğumu söylerler. ben de başka şansım var mı diye düşünürüm. bazen herşeyi kabul edip hayatı kendimize zehir etmemek lazım derim.
sonra bakarım arkadaşıma eyvah sivilcem çıkmış ay napıcam vs. vs. böyle insanları duyunca da içten içe sinir olurdum. hani ben nelerle mücadele ederken... işte ayağımdaki cihaz yazın pişirir. kışın donduuru. yada bir yere gideceğimde orda merdiven var mıdır korkusu. ben iç dünyamda bunalrın savaşını verirken başkalaırnın karşımda bunları söylemesi beni sinir eder.

ama sonra yine kendimi bulurum. aman boşver onları. derim.
bazende derim. acaba sakat olduğum için mi bu düşünce tarzını geliştirdim. ben yoksa bu benim içimdeki ses sakat olmasaydım da benle varolur muydu.

kesin olan tek şey var, hayat çok acımasız. hergün binlerce insanımız trafik kazalarına kurban gidiyor.
ve ne yazıktır ki komada yatan bir insan için yapacak hiçbirşeyimiz yok. allahım ne kadar aciziz. allahım güç ver bizlere

sizlerle paylaşmak istedim
 
Başınız sağolsun öncelikle..
bende bir yıl böyle ard arda ölüm acıları yaşamıştım ve o sırada yegenim vardı çok sevdiğim Allahım ona bir şey olursa nasıl dayanırım asla kaldıramam derdim hep ve bir kaç ay sonra akrep soktu ve o yegenimi kaybettim.. Çok kötü bir şeydi ama asla dayanamam dediğim bir acıyı bile kaldırmak zorunda kaldım.. Ha nasıl dayandım gerçekten çok zordu hala içim sızlar ama bir süre sonra hayatın bu getirdiği acı sürprizlere dayanmayı öğreniyorsunuz..
Evet yaşamda bu kadar zorluklar ve acılar varken bazı insanlar küçük bir sivilceyi kendilerine dert ederler bu da bir gerçek ama böyle işte.. Onların derdide o sivilce.. Allah kimseye kaldıramayacağı dertler vermesin..
 
başiniz sağ olsun...
evet ne yazık kı acımasız bir dünyanın içindeyız.
bazen hen önemsız olarak baktığımız ufacık bişey bile karşimiza bir çığ gibi geri dönebiliyo. söylediğin gibi çok dikkat etmelıyız. şuda bir gerçek ki her şey insanlar için var. üzün acı keder bunları yanında mutluluk sevinç hayat ya bu hiç birinde kaçış yok. istersen dünyanın en fakır insanı ol bunları yaşamak zorundasınızdır istersenız en zengini. engellı olmamdan hiç br zaman şikayet etmedım bizi yaradan benı böyle yaratmış demek ki biz böyle daha güzellız. dediğiniz gibi bizler dışarının bize getırdığı zorluklarla bovuşurken bazısıda sivilce derdınde işte buda kişilık boyutu...
arkadaşim belkı katkılı olamadım. yardımcıda olamıyorum edebiyatım dışık biraz süslü kelımeler kuramıyorum. ama unutma arkadaş kalbım senınle. tekrar başin sağolsun
 
sanırım aşağıdaki yazılanlar duygularımı daha iyi iffade ediyor


Ne zaman hayatında bazı şeyler taşınamaz hale gelirse, ne zaman 24 saat kısa gelmeye başlarsa, o zaman mayonez kavanozu ve 2 Fincan Kahveyi hatırlayınız!
Bir gün bir Felsefe profesörü, elinde birkaç kutu olduğu halde derse gelir. Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir mayonez kavanozunu alır ve ağzına kadar tenis topları ile doldurur ve öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar;
Öğrenciler ittifakla kavanozun dolduğunu ifade ederler, Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir tanesinden aldığı çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur ve öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar, onlar da 'evet' doldu derler, profesör bu defa masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki kumu yavaşça kavanoza döker.
Tabii Ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki boşlukları doldurur.
Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar,Öğrenciler de koro halinde 'evet' derler.

Bu sefer profesör masanın altında hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır, Kahve de kumların arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrenciler gülerler!
Profesör öğrencilerin gülüşünü destekleyerek 'eveet' Diyerek;
Ben 'Bu kavanozun sizin hayatınızı simgelediğini ifade etmeye çalıştım ' Der.
Şöyle ki; Bu tenis topları hayatınızdaki önemli şeylerdir; aileniz, çocuklarınız, sıhhatiniz, arkadaşlarınız ve sizin için önemli olan şeylerdir.


Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler kalır ve hayatınızı doldurur.
O çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer şeylerdir; işiniz,
eviniz, arabanız vs.

Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir.

'Şayet Kavanoza önce kum doldurursanız...' diye, anlatmaya devam eder, 'çakıl taşlarına Ve özellikle de tenis toplarına (yeterli) yer kalmaz.

Aynı şey hayatımız için de geçerlidir. Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli şeyler için vakit kalmayacaktır. .


Dikkatinizi mutluluğunuz için önem arz Eden şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın. Sağlığınıza dikkat edin. Eşinizle yemeğe çıkın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin . Gerisi hep kumdur.


Bu Ara Bir öğrenci sorar; 'Peki, O iki fincan kahve nedir?'
Profesör gülerek: 'Bu soruyu bekliyordum, Hayatınız ne Kadar dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan Kahve içecek kadar yer vardır
 
hayat devam ettikçe ve biz de bu hayatın için de olduğumuz sürece herbir insanoğlu öyle yada böyle dertler , sıkntılar , kaybediş ve kavuşmalar yaşayacak. bu kaçınılmaz bir döngüdür. önemli olan rabbim insanoğluna üzüntüler harşısında ayakta kalabilme gücünü ve dirayetini versin.
 
Üst Alt