Öncelikle başlık açmamın amacı sitemizde kayıtlı üyelerin bilgi edinmesi ve ileride doğacak hak kayıplarının önlenmesi ve Maluliyet açısından gelecek nesillere öncülük sağlamaktır.
@
Malulen emeklilik tahsis talep tarihi 2014 Tahsis talep üzerine sevk edilen o yer üniversite hastanesi durum bildirir sağlık raporunda özetle ( Atipik psikoz hastalığı olduğu Ve Tedavi ile çalışma olanağı bulunmadığı ) tespit ve kanaati bildirir.
SGK Bölge sağlık kurulu iş bu Durum bildirir sağlık raporuna istinaden Askerlik raporunu gerekçe göstererek ( ..... kişi
5510 sayılı SGK mevzuatına göre malul durumda sayılmış ise de aynı kanuna tabii iş yerine maluliyetini gerektiren hastalık ve arızası nedeni ile girdiğinden aynı kanunun geçici 10'uncu maddesi gereği maluliyet yardımlarından yararlanamayacağına karar verir.
Kişi bu karara itiraz eder Özlük dosyası Yüksek Sağlık Kuruluna gönderilir YSK ara karar verir şöyle ki Sigortalı hak sahibi Tekirdağ'da ikamet eder arar karada ise yeniden hastaneye sevk edilmesine ve yeniden durum bildirir raporu istenir ancak sevk edildiği üniversite hastanesi ADANA ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİDİR Yani hayatın olağan akışına aykırı bir mesafe Tekirdağ'dan Adana'ya.
Kişi Bu karara itiraz eder der ki İstanbul'da hastane mi bitti de Adana'ya sevk SGK bu karardan rücu eder ve yakında bulunan bir hastaneye sevk eder, sevk edilen hastaneden yine aynı durum bildirir raporu verilir.
YSK bu kere Kişi .... hastanesi tarafından düzenlenen durum bildirir raporu neticesi malul durumda sayılmış ise de askeri hastanesi raporu dikkate alınarak ilk sigortalı olduğu tarihte iş yerine malul durumda girdiğinden maluliyet yardımlarından yararlanamayacağına karar verir.
Anlaşılması açısından özetle yazılmıştır.
İş bu BSK ve YSK kararları Sosyal Güvenlik Kurumunun Tüm birimlerini bağlar kesin niteliktedir rücu edilemez ancak diğer ilgilileri bağlamaz.
Kişi 1 yıl sonra tekrar Maluliyet Tahsis talebi açar önceki silsile 2014-2015 yeni tahsis 2016-2017 dönemi ve bu tahsis talebe ilişkin kişi yeniden hastaneye sevk edilir ve yine ( Atipik psikoz tedavi ile işlevselliği düzelmeyen tanılı durum bildirir raporu verilir ) Dosya bu rapor üzerine BSK'ya gönderilir BSK şu kararı verir ..... kişinin dosyası daha önce incelenmiş ve .... hastanesince düzenlenen durum bildirir raporunda malul durumda sayılmış ise de yeniden incelenen dosyada iş yerine maluliyetini gerektiren hastalık ile girdiğinden ve aynı husus 2014 tarihli kararda belirtildiğinden maluliyet aylığından yararlanamayacağına karar verilir.
Kişi bu karar itiraz eder YSK inceler ve BSK'nın kararını onadığı gibi önceki verdiği karara da atıf yaparak derki kişinin dosyası 2014 tarihinde incelenmiş ve aynı hususun mevcut olduğu kararlaştırıldığından iş yerine maluliyetini gerektiren hastalıkla girdiğinden maluliyet aylığından yararlanamayacağına karar verir ( Kurum sağlık kurulu evet %60 malul olarak kabul ediyor ancak askeri belgeyi öne sürerek iş yerine malul olarak girmişsin gerekçesi ile malulen emekli olamayacağı tespitine karar verir.
Vatandaş 2017 yılında dava açar Yargılama 60 duruşma sürer. İstinaf ve Yargıtay hariç
Yargılamada Mahkeme Adli Tıp Kurumuna Maluliyet Açısından rapor hazırlanmak üzere dosyayı gönderdiğinde Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu Mahkemenin sorduğu hususun dışında ve 28727 Sayılı SGK yönetmeliği EK-1 Hastalık listesini de kullanmadan rapor gönderir ve raporda .... kişin dosyası incelenmiş ve 03.08.2013 Tarihinde Yayımlanan ve Aynı tarihte yürürlüğe giren 28727 Sayılı Maluliyet Ve Çalışma gücü kaybı tespiti işlemleri muvacehesinde %60 malul olmadığı malul sayılamayacağı OY BİRLİĞİ İLE Mütalaa olunur.
SGK Ve Adli Tıp Kurumu Arasında oldu mu sana çelişki.
Çelişki sebebi SGK Maluldür ancak iş yerine malul olarak girmiştir bu neden ile maluliyet aylığından yararlanamaz diyor Adli Tıp Kurumu 3.Adli Tıp İhtisas kurulu ise Malul değildir diyor.
Dosya bu kere Adli Tıp 2.Üst Kuruluna gönderilir ve oradan verilen rapor ise 3.İhtisas Kurulu raporu ile aynı doğrultuda yani malul değildir.
Mahkeme Adli Tıp 2. Üst Kurulunun çelişkiyi gidermeyen bu raporuna karşı yeniden müzekkere yazarak '' .... Kişinin hangi tarihte malul olmadığını sorar 2.Üst kurulu ise dosyayı hiç incelemeden dosyayı mahkemeye iade eder ve iade sebebi şudur -
Önceki Genel Kurul yapısı Birinci Adli Tıp Üst Kurulu, İkinci Adli Tıp Üst Kurulu ve Üçüncü Adli Tıp Üst Kurulu olmak üzere .... Sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 03/11/2016- 6754 ve ilgili maddelerinde görevleri tanımlanmış olan üst kurul yapısına dönüşmüştür.Adli Tıp Üst Kurulları, 2659 Sayılı Adli Tıp Kurumu Kanununun 03/11/2016- 6754 ve ilgili maddelerinde görevleri tanımlanmış olan üst kurul yapısıdır.Adli Tıp Kurumu Teşkilatı ile ilgili Cumhurbaşkanlığının 4 sayılı kararnamesinin 16. Maddesi 1 nolu fıkrasında belirtildiği üzere Adli Tıp Üst Kurulları;Adli tıp ihtisas kurullarınca oybirliğiyle karara bağlanamamış olan işleri,Adli tıp ihtisas kurullarının verdiği rapor ve görüşler ile Adli tıp ihtisas kurulları ile ihtisas dairelerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, Adli tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının heyet halinde verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri ve Adli tıp ihtisas kurulları ve ihtisas daireleri tarafından verilip de mahkemeler, hakimlikler ve savcılıklarca kapsamı itibarıyla yeterince kanaat verici nitelikte bulunmadığı, sebebi de belirtilmek suretiyle bildirilen işleri inceler ve kesin karara bağlar.Davacı vekilince itirazların Adli Tıp Üst Kurulunun görev tanımlarını yapan Adli Tıp Kurumu Kanununun ilgili maddelerine uyar şekilde Adli Tıp Üst Kurulunca değerlendirmeyi gerektirecek ölçütlerin hiçbirini karşılamadığı İlgi yazınız ile gönderilmiş olan dosyanın yeniden değerlendirilmesinde; kişi hakkında Adli Tıp İkinci Üst Kurulunca 12.12.2019tarihli oturumda ..... karar sayılı mütalaa ile sorulan hususlarda görüş bildirildiği, Üst Kurul mütalaasının düzenlenmesinde dosya içerisinde mevcut tüm tıbbi evrak, adli tahkikat evrakı ve bilirkişi raporları ile taraflara ait itiraz dilekçelerindeki hususların değerlendirildiği ve aynı hususlarda yeniden değerlendirme yapılamayacağı, Adli Tıp Üst Kurulunun Adli Tıp Kurumu açısından son karar mercii olduğu, ve fakat Adli Tıp Kurumu'nun tüm birimlerince düzenlenmiş mütalaaların birer kanaat raporu oldukları ve karar verme aşamasında mahkemeleri bağlayıcı nitelikte olmadıkları,.../...-2-Dosyanın bu haliyle Cumhurbaşkanlığının 4 sayılı kararnamesinin 16. Maddesi 1 nolu fıkrası kapsamında değerlendirilmediğinden İkinci Üst Kurulu Gündemine alınmasını gerektirecek özellikler taşımadığı ve bu nedenlerle tekrar üst Kurul gündemine alınamayacağı anlaşıldığından herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın iadesi uygun görülmüştür.
Mahkeme bu aşamada çelişkiyi gidermek maksadı ile Dava dosyasını Üniversite hastanesi Kürsü Konseyine tevdii eder Ve Üniversite hastanesi Kürsü konseyinde oluşan heyet .... kişinin ilk sigortalı olduğu tarihte malul olmadığı sigortalı olduktan sonra maluliyetin oluştuğu Şizofreni hastalığı tanısı ile değerlendirildiği ve hastalığın doğası gereği zaman zaman ataklar geçirdiği ve tahsis talep tarihi olan 2014 tarihinden sonra çalışamayacak duruma geldiği ve Tahsis talep tarihi olan 2014 yılında Çalışarak hayatını kazanamayacağı ve malul sayılması gerektiği maluliyet oranının %80 olduğu tıbbi kanaatini mahkemeye sunar, Mahkeme ise Çelişkili Adli Tıp 2 Üst Kurulu Raporuna itibar ederek Davanın reddine karar verir.
Kişi İş bu kararı istinaf eder istinaf yerel mahkemenin kararının yerinde olduğuna karar vererek İstinaf incelemesinin reddine karar verir ve İstinaf kararı Yargıtay'da temyiz olunur.
Yargıtay 10 Hukuk Dairesi Yerel Mahkemenin Kararını bozar İstinaf kararını Kaldırır.
Bozma sebebi.
Dava, maluliyet aylığı bağlanması istemine ilişkindir.İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Barış Kılıç tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM: Davacı vekili, Davacının ilk defa 12.04.2005 tarihinde çalışmaya başladığını Sizoaffektif Bozukluk-A Tipik Psikoz tanısı ile tedavi gördüğünü, malulen emeklilik talebiyle Kuruma müracaatının işyerine maluliyetini gerektiren hastalık veya arızasıyla girdiği iddiasıyla talebin reddedildiğini, YSK tarafından aynı kararın verildiğini, sigortalının ilk işe girdiği tarihte %60 malul olmadığını, 1800 prim gün ve 10 yıllık sigortalılık şartlarına haiz olduğunu belirterek YSK'nın ...... tarihli kararınıniptaline karar verilmesini, sigortalının malulen emekliliğinin tespiti ile tahsis talep tarihi olan 05.06.2014 tarihinden geçerli olmak üzere malulen emekli aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP

avalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III-MAHKEME KARARI:A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle, istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının çelişkili olduğunu, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı’ndan alınan raporun lehe olduğunu ve buna göre karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamı incelendiğinde,05.06.2014 tarihinde tahsis talebinde bulunan davacıya, maluliyetinin bulunmadığının belirtilmesi sonrası Yüksek Sağlık Kurulunun 14.01.2015 tarihli raporunda, maluliyeti gerektirecek hastalık ve arıza ile işe girdiğinin belirtildiği, 09.06.2017 tarihli tahsis talep üzerine, Yüksek Sağlık Kurulu’nun aynı hususu tekrar belirttiği, Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu ileson olarak Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan alınan raporlarda ise davacınınçalışma gücünün en az %60 (yüzdealtmış)'ını kaybetmemiş olduğu, malul sayılamayacağının belirtildiği, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı’ndan alınan 09.04.2021 tarihli raporda ise şahsın işe giriş sırasında malul olmadığı, sonrasında hastalığının ilerlemesi ve tedaviye yanıt vermemesi nedeniyle malul hale geldiği, maluliyet oranın da zaman geçtikçe artarak, son durumda %80’e ulaştığı, halihazırda şahsının durumunun “tedaviyle çalışma olanağı vermeyen” şeklinde nitelendirelebileceği” şeklinde kanaat belirtildiği, davacının ilk sigortalılık tarihinin 12.04.2005 olduğu anlaşılmıştır. Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, en son Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan alınan raporda çalışma gücünün en az %60 ını kaybetmediğinin bildirildiği, davalı Kurum nezdindeki Yüksek Sağlık Kurulu tarafından ise davacının çalışma gücünün en az %60 ını kaybettiği ne var ki, bu durumun ilk işe giriş tarihinden önce olduğunun belirtildiği ve bu durumun davalı Kurumu bağladığı belirgin olmakla, dosyadaki tüm raporlar nazarında, davacının ilk işe giriş tarihi olan 12.04.2005 tarihinde maluliyetin bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bozma sonrası aldırılan Adli Tıp 2. Üst Kurulu Raporunda ise Bozmaya uyulmayarak İlk Sigortalı olunan Tarih olan 12.04.2005 Tarihinde ve Halihazırda malul değildir şeklinde mütalaa bildirilmiştir.
Kişi Adli Tıp Kurumunun Sahte Rapor Hazırladığını beyan ile CİMER Üzerinden Cumhur Başkanlığına şikayet dilekçesi gönderir Yapılan araştırma ve atanan müfettiş doğrultusunda Raporlarda imzası bulunan Adli Tıp Üyeleri Psikiyatri Uzmanı Dr. Emre Çırakoğlu , İç Hastalıkları Uzmanı Uz .Dr. Özlem Saniye İçmeli, Nöroloji Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr. Ayhan Köksal Cumhur Başkanlığı Kararnamesi ile Görevden alınmıştır.
Nitekim Bu husus Tv Haber kanallarında ve günlük gazetelerde ise şöyle haber yapılmıştır yukarıda isimleri yazılı sözde hekimlerin Ceza evinde kalamayacak Ağır Kanser hastası yatalak mahpuslara ceza evinde kalabilir, maluliyeti gerektiren sigortalılara malul değildir şeklinde rapor verdiği ve binlerce insanı mağdur ettikleri ortaya çıkarılmıştır.
Gelelim dava sonucuna Mahkeme Bozma sonrası alınan Adli Tıp Kurumu 2.Üst Kurulu Raporunda 12.04.2005 Tarihinden önce malul değildir değerlendirmesini dikkate alarak ve sorulmayan hususta ise Halihazırda da malul değildir cümlesine itibar etmeyerek Davanın Kabulüne karar vermiştir.
Karar SGK'nın Temyizi ile tekraren Yargıtaya gitmiş ve Yerel Mahkeme Kararı ONANMIŞTIR.
Kişi 2015 Tarihi itibari ile malulen emekli edilmiş ve faizi ile ödenmeyen aylıklarını tahsil etmiştir.
Ancak emekli olduğu tarih ise 2024 yılının 12.ci ayıdır yani yaklaşık olarak 8 ay olmuş.
Şimdi ise SGK Kesinleşen mahkeme kararı neticesini bertaraf etmek maksadı ile Yeniden kontrol muayenesine tabii tutmaya çalışmaktadır.
Mahkeme kararında ise Şu tarihte kontrol muayenesine tabii tutulacağı şeklinde bir karar da yoktur.
SGK Malul olanların emeklilik hakkını kesmek için yani malulen emekli maaşını iptal etmek için şuanda tüm Türkiye'de Kontrol muayenesine tabii tutmaktadır.
Bu vatandaşın Mahkeme kararı olmasına rağmen hukuka aykırı şekilde.
Çünkü Vatandaş SGK Kararı ile emekli olmamış Mahkeme kararı ile emekli olmuş dolayısı ile SGK Mahkeme kararında kontrol muayenesi belirtilmediği için Kontrol muayenesine tabii tutamaz.
Gelecek nesillere emsal olması bakımından ele alınmıştır yanıtlarınızı bekliyorum.