Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Köşe Yazım] Tepki

Baben

Aktif Üye
Üyelik
3 Eyl 2005
Konular
23
Mesajlar
1,613
Reaksiyonlar
0
TEPKİ 1

Babür Akdağ

Yıllar önce kaleme aldığım uzunca bir deneme türündeki yazıma "Konumuz: Toplumsal, Ekonomik, Politik, Kültürel, İnsan varlığıdır. Kısaca TEPKİ yaratığıdır." diyerek başlamıştım..

Biraz zorlama da olsa, güzel Türkçemizin bazı sözcüklerinin ilk harflerini bir araya getirerek yeni bir sözcüğe varmıştım.

Peki insan, neye, nasıl tepki duyar ya da her insan aynı dozda tepki duyar mı? Bu duyulan tepkinin, gerçek anlamda tepki olması için, hangi özellikleri olmalıdır? Bunları psiko-sosyologlar bilimsel olarak cevaplasın.. Biz kendi görüşümüzü aktaralım..

***

TDK, "tepkide bulunmak" deyimini "Herhangi bir etkiye karşı söz veya davranışla karşılık vermek." diye açıklamış. Buradan yola çıkarak tepkileri, olumlu ve olumsuz tepki diye ikiye ayırabiliriz. Hani bizim "Alkışladıklarımız ve Kınadıklarımız" diye bir forumumuz var ya.. İşte o.. Bir de, toplumsal ve bireysel tepkiler var. Onlar da bizim konumuz..

***

Pir Sultan Abdal, bir türküsünde;

"Uyur İken Uyardılar
Diriye Saydılar Bizi
Koyun Olduk Ses Anladık
Sürüye Saydılar Bizi" der..

Bu dörtlük, "tepki" konusunda çok şey anlatır!

***

Günümüzde gerçek anlamda tepki, bilinçli + örgütlü insan işidir. Kimin, neye, neden, nasıl, nerede ve ne zaman tepkide bulunması gerektiğini saptamak ve hayata geçirmek ancak bilinçli ve örgütlü insanların işidir. Tersi durumda; kendiliğinden oluşan, dağınık ve başarısızlığa mahkûm bir tepki hareketi doğar. Bu tür hareketler, bazen başarıya ulaşmış gibi görünse de, çoğu zaman yarardan çok zarar getiren hareketlerdir..

Bilinçli insanla örgütün ayrılmazlığını vurgulamak istedik bir de.. Bilinçli insanlar, aydın insanlar örgütlenmeye öncü olur.. Örgüt, üyelerini bilinçlendirir. Böyle bir döngüdür bu.. Gerçek anlamda 'tepki' ile de sonuçlanır..

Elbette sözünü ettiğimiz örgütler; Sevgili Bülent’in bir yazısında yerden yere vurduğu "Lay Lay Lom Derneği", “Kermes, Konser ve Plaket Derneği", "Tekerlekli Sandalye Dağıtma Derneği" değildir! Onlar, bir piknik organizasyonunu bile yüzlerine, gözlerine bulaştırıyorlar.. O nedenle, gerçekten engelliler yararına çalışan, gerektiğinde en sert fırtınalarda bile sağlam duruşunu bozmayan örgütleri birbirinden ayırmak gereklidir.

***
Bireysel tepki ile toplumsal tepkiyi de birbirine karıştırmamak gereklidir! Toplumsal bir tepkinin verilmesi gereken bir yerde, bireysel bir tepki vermek, sonra da "niye tepkimi ciddiye almıyorlar" demek, biraz 'çocukça serzeniş'ten başka bir şey değildir! Hani "tavşan dağa küsmüş/kızmış, dağın haberi olmamış" derler ya..

Ayrıca, konulacak tepkiyi de, tepkisizliği de "abartmamak" da gereklidir. Sonra ortaya garip garip görüntüler çıkmakta..

(Bkz. TV kanalları haber bültenlerindeki güzel ülkemden tepki manzaraları..)

Eylül 2006

*******************

TEPKİ 2

Babür Akdağ

Geçen ay, 'tepki'den söz açmıştım. Biraz sorgulayalım dedim. Ama forumdaki tartışmalardan çıkardım ki, en azından iki ay daha üzerinde durabiliriz.

"Günümüzde gerçek anlamda tepki, bilinçli + örgütlü insan işidir." Bir de bilinçsiz + örgütsüz kavramları var. Bu dördünün ikili kombinasyonunu ele aldığımızda maddeler halinde şöyle bir dörtleme çıkıyor:

(bilinçsiz + örgütsüz), (bilinçsiz + örgütlü), (bilinçli + örgütsüz), (bilinçli + örgütlü)

Geçen ayki yazımda bir de dörtlük vardı, Pir Sultan Abdal'dan:

"Uyur İken Uyardılar
Diriye Saydılar Bizi
Koyun Olduk Ses Anladık
Sürüye Saydılar Bizi".

Hepsini bir arada değerlendirelim:

(bilinçsiz + örgütsüz):

"Koyun Olduk Ses Anladık
Sürüye Saydılar Bizi"

(bilinçsiz + örgütlü):

Örgüt dedikleri; "Lay Lay Lom Derneği", "Kermes, Konser ve Plaket Derneği", "Tekerlekli Sandalye Dağıtma Derneği"dir. Sakatlıklarını satan (sözüm ona) 'sanatçılar' da bunlara dâhildir. Başlarındaki üç-beş uyanık yöneticiyle sadece ve sadece halkı sömürmek kaygısındadırlar! Bu nedenle bunlarla işimiz yoktur!! Hatta, TEPKİmizi çekerler!

(bilinçli + örgütsüz):

"Uyur İken Uyardılar
Diriye Saydılar Bizi"

Ama ne kadar bilinçli olursa olsun, ne kadar kendini yetiştirirse yetiştirsin, eğer örgütsüzse HİÇBİR ŞEYDİR! Çünkü haksızlıklara karşı vereceği, verdiği TEPKİ'de yalnızdır.. Ki o haksızlıkları yapanlar, tepeden tırnağa örgütlüdürler! Bizim "bilinçli" aydınımız, Don Kişot'un yel değirmenleri karşısında olduğundan daha acizdir.. Arabanın nasıl yürümesi gerektiğini bilir ama arabanın tekerlekleri yoktur! Tepkisi "saman alevi" gibi, çok ışıltılı yanar ama çabuk söner..

(bilinçli + örgütlü):

"Uyur İken Uyardılar
Diriye Saydılar Bizi"dir!

İnsanın, insanca yaşaması için; gerektiği yerde, gerektiği gibi TEPKİsini gösterebilmesi için, o tepkinin kalıcı ve etkili "ses getirebilmesi" için tek seçenektir.. Gel gör ki; hiç de kolay değildir.. "İğneyle kuyu kazmak" gibidir. Gözünü budaktan sakınmayacak yürek, bayrağı elinden düşürmeyecek bilek ister!

Ekim 2006

*******************

TEPKİ 3

Babür Akdağ

Tepkinin 5N1K'sını yani Kimin, neye, neden, nasıl, nerede ve ne zaman tepkide bulunması gerektiğini sorgulamaya devam edelim.

aylar önce, haftanın konusundaki sorulara[/url] verdiği cevabında][size=4] ... Sizce 'Engelli Hakları Hareketi'nin Siyaseti (ABD'deki örnek ışığında);
* Ülkemizde var mıdır?


Henüz yoktur..

* Bu Hareket'in diğer Hareket'lerle dayanışma içinde olması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Böyle bir hareket ancak, diğer hareketler gibi, trenin bir vagonunu oluşturmalıdır. Tren katarının lokomotifi, zinciri sürükleyecek ana halkayı elinde bulunduracak olan örgütlü güç olmalıdır.

* Sizce Hareket tamamen sivil unsurlardan mı oluşmalıdır, yoksa varolan siyasi (parti) ve/veya idari (devlet-bürokrasi) organlarla bütünleşmeli midir?

Nasıl ki; bir trenin vagonları ayrı ayrı yönlere hareket edemezlerse, bu hareket de toplumun tüm muhalif kesimleri ile bütünleşik hareket etmek zorundadır.

* Sizce bu Hareket muhalif mi olmalıdır, yoksa iktidar için ödünler vermeli midir?

Tren 'gar'a girene kadar muhalif. [/size]

Sözün özü: Tepki gösteren; muhalefetdir.. Etki de iktidarın uygulamalarıdır!.

Böylece; Kim/in ve ne/ye sorularını cevaplarız.


Neden sorusuna da geçen ay cevap vermiştik: "İnsanın, insanca yaşaması için" demiştik. Bundan daha anlamlı neden mi olur? Böylece; ne/ye sorusunun cevabı biraz daha netleşir. İnsanın, insanca yaşaması için; iktidarın koyduğu engellere TEPKİ gösterilir, diye bir sonuç çıkartabiliriz.


Nasıl sorusundan çok tepkinin öncesi ve sonrasını ele alırsak bu soru da cevaplanmış olur!

Bilinçli + örgütlü insanın koyduğu tepki, "anlık" bir tepki değildir. Öncesinde ve sonrasında artıları ve eksileri masaya yatırılır. Öncesinde; daha önceki benzeri eylemlerden çıkarılan deneyimlere göre yapılacak olanlar tespit edilir. Sonrasında ise, yapılan eylemden çıkartılan dersler bir bir ortaya konulur. Böylece bir sonraki benzeri tepki hareketinin nasıl yapılması ve nasıl yapılmaması gerektiği de ortaya çıkmış olur.


Tepkinin nerede ve ne zaman ortaya konulması gerektiği de önemlidir! Bunlar da eylemin öncesinde, Bilinçli + örgütlü insanlar tarafından enine-boyuna konuşulur.

Elbette, bütün bunlar, yasaların ve halkın gözünde meşru olmak zorundadır! Diğer bir deyişle demokratik olmak zorundadır! Böylece çerçevesini de çizmiş oluruz..

Kasım 2006
 
SLM

SİYASİ SOFTALAR VE BİR O KADAR DA SANDİKA AĞALARINA SELAM OLSUN
Not : sanırım mesaj alınmıştır..........
 
adımlarımı dışardan gelen etkilerle değil kendi içimdeki dinamiklerimle atarım.

Bu nasıl olabiliyor çok merak ettim. Jean pol satre duysa gözleri yaşarırdı eminim. Anlamsızlaşma derecesinde bir varoluşçu çıkış oldu bu. Az determinizm lütfen...
 
Yaa arkadaşlar.. İki cephede birden savaş verince biri aksıyor. yeditepe, unutmuş değilim burayı.. ;)
 
bireysel tepki bazen toplumsal tepkiden daha fazla ses getirebiliyor. aklımda kalan en güzel örnek ecevit'e kasa fırlatan esnaf... tienman meydanında tankın önüne çıkan çinli protestocu. evet ses getiriyor ama baben'in dediği gibi sonuç getirmiyor. toplumsal tepkide bizim gibi antidemokratik toplumlarda uzun nefesli olmadığı sürece bi sonuca ulaşmıyor. örneğin susurlukdan sonraki ışık söndürme eylemi..
bugün köprüde memurların eylemi var "du bakali nolcek" (aziz nesinin bu hikayesini hatırlayan var mı:) maalesef değişen bi şey olmayacak.
ee bireyselden de toplumsaldan da bi sonuç alamıyoruz diye koyun gibi mi olalım? tabii ki hayır.
çevremde gördüğüm her kanunsuzluğa hasbelkader tepki gösterip sağa sola telefonlar açıp dilekçeler yazan biri olarak söyleyeyim, eğer haklı bir davanın karşı tarafı lillah detirtecek, bıktıracak kadar sürekli takipçisi olursanız sonuç alıyorsunuz.
gençlik yıllarıma nazaran bi fark var yalnız. o çağlarda dünyanın öbür ucundaki olaylara bile tepki gösterip eylem koyardık. şimdi sadece zülfü yare dokunuyorsa hoopss napıyon yaa diyorum/diyebiliyorum..enerjim kalmadı..beni şarj edecek adaptörde artık piyasadan kalktı. kalanla idare ediyoruz işte. :D
sonuç olarak: toplumsal ve örgütlü tepki ama ilgililerin rahatını kaçıracak kadar uzun süreli tepki verilmeli derim.

toplumumuzun tepkisizliği hakkında iki laf var sırası gelmişken onlarıda buraya sokuşturayım.
türk söylemez söylenir derler..
ve:
bizim millet bi tuhaftır
her lafı kaldırmaz
ibn..dersin kızar da
ikersin aldırmaz
 
Sevgili Pathetique'in "Müzik" forumunda üç ay önce açtığı bir başlık var: [Müzik] On The Transmigration Of Souls ('Ruhların göçü) Başlığı açtığında, o bile bu hale geleceğini tahmin etmiyormuş. Bu iki başlığın forumlarının, adının ve ilk mesajlarının birbiriyle uzaktan yakından ilişkisi olmamasına rağmen o hale geldi ki; bu sayfayı açtığım zaman, orayı da açıyorum ve yeni mesajları sırayla okuyorum. Size de öneririm. Öyle yapın ;) İkisi birbirini tamamlıyor, bence..

Gerçi; bunun böyle olacağını ben tahmin ediyordum. Çünkü; bu ayki köşe yazımın (dolayısı ile bu başlığın) ilham kaynaklarından biri de bu başlık olmuştu. Teşekkürler Nazlıcım. ;)



ya baben tepkisel hareketlerin hiçbiri uzun soluklu olamaz ki... isterse olumlu tepki olsun. tepkiden doğan güç, varlığını uzun süre sürdüremez ki...

Uzun soluklu olması gerektiğini iddia etmedim ki.. Sadece, doğal bir olgu olduğunu, gerçek anlamda, bir başka deyişle ses getirebilir olması için, nasıl olması (ve nasıl olmaması) gerektiğini anlatmaya çalıştım.


tepki, mucadelenin sadece gerekli gordugu yerde sergilediği zamanlık bir tavırdır. kullanılan yollardan biridir. uzun soluklu amaçlar için kullanılan bir geçiş yolu olabilir ancak.

Burada baba diyalektiğe başvuralım. Bakalım ne der ;)

TEZ: Etki

ANTİTEZ: Tepki

SENTEZ: Hareket

Yani, hareketin oluşması için etkiye tepki şart!

bayke'nin örneğinden yola çıkalım. Sıcağı sıcağına olsun. ETKİ: Memurlara verilen düşük maaş. TEPKİ: Buna duyulan öfke ve eylem yapma kararı. HAREKET: İşi yavaşlatma eylemi.. Buraya kadar tamam. Bundan sonra diyalektiğin öbür aşamaları düzgün işlerse ancak, bir sonuç alınacaktır. Yani bayke'nin "du bakali nolcek" sorusu için henüz erken! Bu ve benzeri eylemler birikerek nitel sıçrama aşamasına gelecekler. Tabii biz saat gibi her şey bir düzen içerisinde gelişecek, diye bekliyoruz. Ama olmuyor! :p

Bunun 'niye olmadığı' hakkında kitaplar yazılabilir ama ben burada sadece iki önemli olgu üzerinde durmuştum: Bilinç(sizlik) + Örgüt(süzlük). Bunlardaki sakatlık, sonucun da sakat olmasına yol açıyor!


tepkide bulunurum ama kendimi tepki insanı olarak görmem ben..
ve olmak da istemem işin açıkçası...

Tepkiyi, daha geniş ele aldığımızda, tüm canlılara özgü bir olgu olduğunu görebiliriz... Bitkilerde bile var! Böcek yiyen bitkiler, örneğin. Ancak, insanı diğer canlılardan ayıran, bunu politize olmuş (bilinçli + örgütlü) bir şekilde yapmasıdır! Bak burada da dedim: ( http://www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?p=158305#158305 )
Baben' Alıntı:
2300 yıl önce Aristoteles, insanı ZOON POLİTKON (Politik Hayvan) diye tanımlamıştır. Politikon'u kaldırınca sadece 'hayvan' kalıyor.. Salt bu nedenle; insan, politik olmak zorundadır!



bayke' Alıntı:
ee bireyselden de toplumsaldan da bi sonuç alamıyoruz diye koyun gibi mi olalım? tabii ki hayır.
çevremde gördüğüm her kanunsuzluğa hasbelkader tepki gösterip sağa sola telefonlar açıp dilekçeler yazan biri olarak söyleyeyim, eğer haklı bir davanın karşı tarafı lillah detirtecek, bıktıracak kadar sürekli takipçisi olursanız sonuç alıyorsunuz.

bayke, bunlar da bireysel tepki, aslında.. Yapılmamalı mı?.. Hayır! Mutlaka yapılmalı.. Hem de bıkmadan, usanmadan, sonuna kadar gidilmeli.. TEPKİ gösterme ruhunun ölmediğini göstermek için! Ancak, dediğim gibi, toplumsal tepkilerin ses getirebilmesi için POLİTİZE (bilinçli + örgütlü) olmak şart! Hem de adam gibi! ;) İğneyle kuyu kazmak gerekiyor yani!

Makaleyi yazarken senin dörtlüğün bir başka versiyonu aklıma gelmişti de koyacak yer bulamamıştım.

Anasına söversin,
Sesi çıkmaz da..
"Ulan" dersin
"Vay bana ulan dedi" diye kıyameti koparır!

Sağlıcakla kalın.. ;)
 
baben, bilinçli insan+örgüt çalışması bir "etki"ye "tepki"sini gösterdi. ve bu "tepki"yi "hareket"e ve sonuçta "etki"ye dönüştürmeyi başardı/başarıyor/başaracak diyelim. hep bunun için hazırdaki oluşturulan koşullara tepki vererek mi "etki" gücünü sağlayacak? etki gücünü, tepkisinden oluşan "hareket"den mi alacak hep?
bu soruları aynı şekilde bireysel tepkiler için de soruyorum....

Tabii ;) Etkiye tepki ve hareket hiç bir zaman bitmeyecek, sadece şekil değiştirecekler.. Bu şekil değiştirme sırasında bir enerji açığa çıkıyor, bu da senin deyiminle, "etki" gücünü oluşturacak..

Aslında burada, baba diyalektiğin bir sonraki aşaması devreye giriyor! 'Yadsımasın yadsıması' ya da 'İnkârın inkârı' dediğimiz bu aşamada; sentez, kendini inkâr ederek tez haline dönüşüyor ve bir başka anti-tez arıyor!

Örneğimizdeki "işi yavaşlatma eylemi" kendisi gibi başarılı olan/olacak eylemleri bekliyor ve onlarla birleşip yeni bir nitel sıçrama yapıyor/yapacak ve bu böyle sürüp gidecek..

Ayrıca, "çelişkiler bitecek" diye korkmaya hiç gerek yok! Sokağa çıktığın zaman istemediğin kadar çelişkiyle karşılaşıyorsun! Ve bunlar da öyle yapay olarak/kasıtlı oluşturulmuş çelişkiler değil!

Bireysel tepkiler için de prosedür aşağı-yukarı aynı oluyor! Ancak onda, genellikle 'tavşan-dağ' ikilisinin davranışları söz konusu olduğundan, sonuç da ses getirmiyor!
 
şimdi bu köşedeki yazmış olduğunuz yazıya buradaki insanlarımız duyarlı davranarak dilleri döndüğünce bir şeyler yazarak bu yazıya katkı sağlıyorlarsa yorumda bulunuyorlarsa daha büyük alanlarda toplumlarda sessizliği değilde ses veren olunursa inanıyorumki tepki duyulan konu ne olursa olsun ses getirecektir ve getirmelide..Sessizliklerin çok olduğu yerlerde her türlü karmaşalıklar, düzenbazlıklar,sahtekarlıklar alır başını gider kimsede uğraşamaz bunlarla ama sesler çoğalırsa tepkiler artarsa insanlar kenetlenirse her tepki ses getirir..saygılarımla..
 
Yaa arkadaşlar hep böyle oluyor. :( Kusuruma bakmayın ne olur. :oops: :oops: Elimde olmayan nedenlerden arayı uzattım yine..

İsmet TANIŞ' Alıntı:
şimdi bu köşedeki yazmış olduğunuz yazıya buradaki insanlarımız duyarlı davranarak dilleri döndüğünce bir şeyler yazarak bu yazıya katkı sağlıyorlarsa yorumda bulunuyorlarsa daha büyük alanlarda toplumlarda sessizliği değilde ses veren olunursa inanıyorumki tepki duyulan konu ne olursa olsun ses getirecektir ve getirmelide..Sessizliklerin çok olduğu yerlerde her türlü karmaşalıklar, düzenbazlıklar,sahtekarlıklar alır başını gider kimsede uğraşamaz bunlarla ama sesler çoğalırsa tepkiler artarsa insanlar kenetlenirse her tepki ses getirir..saygılarımla..
,

Ağzına sağlık İsmet.. ;) Evet, "karmaşalıklar, düzenbazlıklar, sahtekârlıklar"a karşı 'Tepki' göstermek ve 'ses getirmek' gerçekten önemlidir! Küçük bir not düşeyim: Benim 'ses getirmiyor' dediğim bireysel tepkilerdir. İnsanların kenetleneceği toplumsal tepkiler değil! Buradan; 'ses getirmiyor' nasıl olsa diyerek bireysel tepkileri küçümsediğim ya da yok saydığım anlaşılmasın. Tam tersine, bu tepkilerin ses getirmesi için yapılması gerekenleri tartışmaya açtım burada.

Gerek köşe yazımda, gerek daha sonraki cevaplarımda; gerçek anlamda, ses getirecek olan, argo deyişle "kodum mu oturtacak" olan ;) tepkinin nasıl olması, hangi şartları taşıması gerektiğini açmaya çalıştım.. Başlangıçta konuyu "Değişim" dizi yazılarım gibi, bir kaç aya yaymak istemiyordum doğrusu. Ama öyle görünüyor ki bu yazının da arkası gelecek..
 
sevgili Baben devamınında gelmesi lazım zaten.Nedenide ses getirmeyen tepkiler yazılar veya isyankarlıklar hiç kimsenin dikkatini çekmez alışığızdır kulak arkası yapar aman sendecilik yaparız..Ama her hangi konuda yapılan tepki ses geterirse işte alakadar olunur enazından yazarakta olsa tepkilere cevaplar verilir verilmeside gerekir.
 
SLM

HER KONUDA OLDUĞU ÜZERE BU KONUDA DA BİLİNÇLENME ÇOK ÖNEMLİ. BİREYSEL TEPKİLERİN ÖNEMİ NEDEN BU KADAR GÖZARDI EDİLİR ANLAMIYORUM. HEDEFİ BİLEN NE İSTEDİĞİ BİLEN SAĞLAM ALT YAPILARI OLAN BİREYSEL HAREKETLER TABİKİ SES GETİRECEKTİR. BİLİNÇLİ Bİ BİREYSEL TEPKİNİN ÜLKEMİZDE ÇOĞUNLUĞUNU OLUŞTURDU BİLİNÇSİZ ÖRGÜTLENMELERDEN DAHAÇOK HEDEFE ULAŞACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
BU ACIDAN BAKILDIĞINDA BANA ÜLKEMİZDE BİLİNÇLİ İİNSANLARIN ÇOĞUNLUKTA OLDUĞUNU YAZABİLİYOR MUSUN? (gerçi yazarsanızda bu oldukca komik olur...) O ZAMAN BU BİLİNÇSİZ KİTLENİN BİR ARAYA GELMESİ Bİ ÖRGÜTLENMEYİ DEİL SÜRÜYÜ OLUŞTURUR VE BUNUN SONUCUN BİRİ ÇIKAR BU SÜRÜNÜN BAŞINA Bİ ÇOBAN TAYİN EDERSİNİZ BU KADAR KALABALIK KOYUNLLARI GÜDER BU İŞ BU KADAR BASİT.
YAZDIKLARIMI SAKIN TEORİK Bİ TAKIM ÇIKARIMLAR OLARAK DEĞERLENDİRMEYİN ÇÜNKÜ YURDUM İNSANIN BULUNDUĞU DURUM BU. ZATEN BU YÜZDE FORUMMUN İLK YAZISINDA SİYASİ SOFTALARA VE SANDİKA AĞALARINA SELAM OLSUN YAZDIM ÇÜNKÜ KURDUĞUĞUMUZ SİYASİ PARTİLER Bİ ZAMAN SONRA SOFTALARA KALIYOR SENDİKALARIDA AĞALAR YÖNETİYOR...........

SAYGILARIMLA
 
Öncelikle Sevgili Baben önemli bir konuya değinmişsin teşekkürler. Yanlız anlamadığım şu bizim burada asıl tartışmamızı gerektiren konu nedir? Tepkinin tanımı mı yoksa hangi tepkilerin etkin sonuçlar getirdiği mi? Yada tepkilerin etkin olması için nelerin yapılması gerektiği mi? Bence önce bunu ayırmak gerekli. Bu noktadan sonra tartışmaya devam etmek bence daha sağlıklı olacaktır. Hatta şöyle bile yapabiliriz bu konuyu bir kaç haftaya böle biliriz. Ama dediğim gibi önce ayırmak gerek zira ben burada tepkiyi mi tepkisiz kalmanın sonuçlarını mı tartışmamız gerektiğini tam kestiremedim.
 
Cevap veriyorum: Hepbiri :p

"Tepki" adına ne varsa tartışalım istiyorum, ben.. Haklısın, çok geniş bir konu ve böyle bir konuyu bir forumda ele alınca "laf lafı açar" misali daha da genişliyor. Ama "beyin fırtınası" iyidir. ;)

Sen bölelim, diyorsun.. Ben tersine birleştirmekten yanayım.. :D Çünkü yukarıda örneğini verdiğim, Müzik forumundaki başlıkta da konuyu tamamlayıcı yazılar var.. Önce bir duraklanıyor.. "Ne alaka" deniyor ama okuyunca birbiriyle çok yakından ilgili olduğu görülüyor.. Oradan buraya, buradan oraya link vermekten yoruldum :p Üstelik daha henüz değinmediğim konular var.. "Engelli haklarının siyaseti" konusu var, Sahtekar tiyatrocular var, Görme engellilerin müzikle sömürüsü konusu var..




spastik' Alıntı:
... BİLİNÇLİ Bİ BİREYSEL TEPKİNİN ÜLKEMİZDE ÇOĞUNLUĞUNU OLUŞTURDU BİLİNÇSİZ ÖRGÜTLENMELERDEN DAHAÇOK HEDEFE ULAŞACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
BU ACIDAN BAKILDIĞINDA BANA ÜLKEMİZDE BİLİNÇLİ İİNSANLARIN ÇOĞUNLUKTA OLDUĞUNU YAZABİLİYOR MUSUN? ...

Sevgili spastik, burada şok oldum :shock: gerçekten! "Bilinçli insanların çoğunlukta" olmadığı bir ülkede "bilinçli bir bireysel tepki" nasıl olur ve nasıl hedefe ulaşır? Bir örnekle açabilirsen daha iyi olacak!

Baben' Alıntı:
Bilinçli insanla örgütün ayrılmazlığını vurgulamak istedik bir de.. Bilinçli insanlar, aydın insanlar örgütlenmeye öncü olur.. Örgüt, üyelerini bilinçlendirir. Böyle bir döngüdür bu.. Gerçek anlamda 'tepki' ile de sonuçlanır..




spastik' Alıntı:
...ZATEN BU YÜZDE FORUMMUN İLK YAZISINDA SİYASİ SOFTALARA VE SANDİKA AĞALARINA SELAM OLSUN YAZDIM ÇÜNKÜ KURDUĞUĞUMUZ SİYASİ PARTİLER Bİ ZAMAN SONRA SOFTALARA KALIYOR SENDİKALARIDA AĞALAR YÖNETİYOR...

Baben' Alıntı:
İğneyle kuyu kazmak gerekiyor yani!
İğneyle kuyu kazmak kolay değildir. Daha baştan karamsar bir havayla başarısızlığa koşullanırsan o kuyu aslâ bitmez..

En iyisi şöyle yapalım. Gelecek ayki yazımı da buraya ekleyim.. (3 hafta sonra) Daha sonra tartışalım..;)
 
Ya buraya biraz tepki göstereyim :D :D :D

Tepki son derece doğal ve olması gereken bir durumdur bana soracak olursanız. Sadece "tepki" diye ele aldığımızda.İşi irdelemeye başladığımızda işte tepkinin gücü, tepkinin oluş biçimi, yada tepkinin sonucu gibi ve şu anda aklıma gelmeyen bir çok konuda tonlarca şeyler yazılabilir.

Evrendeki herşey doğal olarak birbiriyle ilgili olduğundan, burada yazılı bir konu doğal olarak müzik köşesinde yazılan bir başka konuyu da içinde barındırabilir. İnsanların tepki kavramını çok iyi kavramalarını beklemek gibi bir beklenti içinde miyiz onu bilmiyorum.

Bu sebeple " tepki " kavramına ben kişisel görüşlerimle katılabilirim.

Her insan gibi insan doğasına ters gelen bir şeye karşı duruş anlamındadır benim için tepki. Tepkilerimi dile getirirken, bu davranışımın nedeninin anlaşılması kuşkusuz ilk isteğim gibi gözükse de, tepkilerimiz sonuçta kişisel bir tatminin güdülemesiyle ortaya çıkar.

Bu yüzdendir ki, ortaya koyduğum bir tepkinin anlaşılması yada anlaşılmaması bir yerde artık beni çok fazla ilgilendirmiyor anlamına geliyor yukarıda yazdığım cümle. Kendimi iyi hissedeceksem tepki yi mutlaka ortaya koyuyorum.

Doğal olarak bu tepkinin ortaya koyuş biçimi son derece önemlidir. Kısacası tepkilerimizi ortaya koymada kullanacağımız yöntemler başarılı olup olmamamızı da beraberinde getirebilir.

Dikkat ettiğiniz gibi hep kişisel tepkilerden söz ediyorum. Kuşkusuz bilinçli bir toplumda sistemli bir şekilde çoğunluk olarak ortaya konulan tepkiler daha iyi sonuç verecekmiş gibi gözüküyorsa da yaşadığım yılların biraz fazla olması nedeniyle bu çoğunluğu artık çok fazla ciddiye almadığımı da söylemeden geçemeyeceğim.

Tepki den sonra yine bana soracak olursanız benim için en önemli konu, ortaya çıkacak olan duruma göğüs gerip geremeyeceğinizdir. Tepkiden geri adım atmanın bir mantığı olmuyor benim için. Ortaya çıkacak yeni durumu göğüsleyebilecek bir mantığa ve güce sahip olduğum için, tepki koyduğum her konu da sonuçlar aldığımı en azından kendi adıma söyleyebilirim.

Sevgili baben tepki adına daha onlarca konuya değineceğinin müjdesini veriyor buradan. :D

Örnek olarak ta, görme engellilerin müzik adına kullanılmalarını vs. dile getirmiş.

Şimdi susayım ben iyisi mi !!!! Sadece bilin ki artık müzik sömürme aracıdır. Zamanı gelince nedenini açıklarım.
 
SLM

VURDUYSAK ÖLDÜKMEDİK BABÜR ABİ. BU ÜLKEDE BİLİNÇLİ BİR AZINLIK VAR YANİ NE İSTEDİĞİNİ VE NASIL YAPACAĞINI BİLEN HUKUKSAL Bİ TAKIM YOLLARI ZORLAYAN SEN BİLİYORSUN BELKİ BUNLARDAN BİRİ BENİM 4 YILDIR HUKUKSAL MUCADELEM DEVAM EDİYOR VE AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE DOĞRU GİDEN BİR ADALET SAVAŞININ TAM ORTASINDAYIM
TÜRKİYEDE ÖRGÜTLENMEYE KARŞIYIM ÇÜNKÜ NEREDE ÖRGÜTLENME GÖRÜYORSAM ARKASINDA KOKUŞMUŞLUK VE SÖMÜRÜ GELİYOR.NE ZAMAN BİLİNÇLENMEYİ GERÇEKLEŞTİRİRSİNİZ İŞTE O ZAMAN İNSANLAR SÜRÜLER GİBİ BİR ARAYA GELMEZ KENDİLİĞİNDEN ÖRGÜTLENİRLER. ETKİLERE DOĞAL OLARAK AKILLARIYLA TEPKİ VERİRLER. O ZAMAN TEPKİLERİNİN ARDINDA SİYASAL ÇIKARLAR YADA EKONOMİK MENFAETLER OLMAZ...........
SAYGILARIMLA
 
Peki bilinçlenmiş örgütselleşmeyi tam olarak nasıl yapacağız?Muhakkakki bir şeylere tepki göstereceğiz ve bu tepki haklı olduğunda çoğunluğa hitap ederek artmalı ve ardından yüzleri binleri kenetlemeliki yapılan tepkilere duyarlı olsunlar o zaman insanlarımız bilinçlice birlikte hareket etmeyi kendilerine bir görev bilmeliki birlikten kuvvet doğsun.Lafta kalmamalı tepkiler sebebi ne olursa olsun hangi konuda olursa olsun çıkarsız toplum menfaatine..
 
SLM

HAYATIMIZDA "İST" LER YADA "İZM" LER HAYATİ ÖNEM ARZETMEDİĞİ ZAMAN SEVGİLİ İSMET
SAYGILARIMLA
 
spastik' Alıntı:
VURDUYSAK ÖLDÜKMEDİK BABÜR ABİ. BU ÜLKEDE BİLİNÇLİ BİR AZINLIK VAR YANİ NE İSTEDİĞİNİ VE NASIL YAPACAĞINI BİLEN HUKUKSAL Bİ TAKIM YOLLARI ZORLAYAN SEN BİLİYORSUN BELKİ BUNLARDAN BİRİ BENİM 4 YILDIR HUKUKSAL MUCADELEM DEVAM EDİYOR VE AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE DOĞRU GİDEN BİR ADALET SAVAŞININ TAM ORTASINDAYIM
TÜRKİYEDE ÖRGÜTLENMEYE KARŞIYIM ÇÜNKÜ NEREDE ÖRGÜTLENME GÖRÜYORSAM ARKASINDA KOKUŞMUŞLUK VE SÖMÜRÜ GELİYOR.NE ZAMAN BİLİNÇLENMEYİ GERÇEKLEŞTİRİRSİNİZ İŞTE O ZAMAN İNSANLAR SÜRÜLER GİBİ BİR ARAYA GELMEZ KENDİLİĞİNDEN ÖRGÜTLENİRLER. ETKİLERE DOĞAL OLARAK AKILLARIYLA TEPKİ VERİRLER. O ZAMAN TEPKİLERİNİN ARDINDA SİYASAL ÇIKARLAR YADA EKONOMİK MENFAETLER OLMAZ...........
SAYGILARIMLA

Burada biraz kavram karmaşası ve/veya yanlış anlama var gibi geldi bana!


"Örgütlenme" kavramını iyi tanımlamak gerekir! Başta söylediğim "tepki"nin örgütü ile "etki"nin örgütlerini birbirinden ayırmamız şarttır! Senin söylediğin "siyasi softalar"ın ve "sendika ağaları"nın içinde bulunduğu örgütler ile Bülent'in söylediği; "Lay Lay Lom Derneği", "Kermes, Konser ve Plaket Derneği", "Tekerlekli Sandalye Dağıtma Derneği" örgütleri; tepki değil etki örgütleridir! Gerçek anlamda, olumsuz etkiye karşı tepkiyi; sulandırmak, güçsüz düşürmek, anlamsızlaştırmak amacıyla kurulurlar ve etkinin diğer güçleriyle birlikte, karşısına örgütlü tepki gücü çıkana kadar yaşarlar! Bu örgütlerin, göz boyamak dışında yaptığı akıllı-uslu bir "tepki" hareketine rastladın mı sen hiç? Ben rastlamadım da. ;)

spastik' Alıntı:
NE ZAMAN BİLİNÇLENMEYİ GERÇEKLEŞTİRİRSİNİZ İŞTE O ZAMAN İNSANLAR SÜRÜLER GİBİ BİR ARAYA GELMEZ KENDİLİĞİNDEN ÖRGÜTLENİRLER.

"Bilinçlenme"yi sağlaması için uzaylıları beklemiyorsun di mi? :p Diyelim, uzaylılar gelmedi, insanlar bilinçlenemedi. O zaman ne olacak :p Yukarıdaki alıntıyı bir kez daha tekrarlayayım:
Baben' Alıntı:
Bilinçli insanla örgütün ayrılmazlığını vurgulamak istedik bir de.. Bilinçli insanlar, aydın insanlar örgütlenmeye öncü olur.. Örgüt, üyelerini bilinçlendirir. Böyle bir döngüdür bu.. Gerçek anlamda 'tepki' ile de sonuçlanır..

Sevgili İsmet, bu aynı zamanda sana da cevap. ;) Ayrıca, bilinçlenme ve örgütlenme sürekli devam edecektir.. Bilinçli örgüt, örgütlü bilinç şeklinde.. Bu aşamaya varana kadar bireysel olarak yapabileceğimiz şey; önce kendimizi bilinçlendirmek, aydınlatmak olmalıdır. Sevgili bayke'ye verdiğim cevapta bireysel tepki için:

Baben' Alıntı:
... Mutlaka yapılmalı.. Hem de bıkmadan, usanmadan, sonuna kadar gidilmeli.. TEPKİ gösterme ruhunun ölmediğini göstermek için! ...

Ancak, söylediğim ikili olmadan, her bi şeyi "bireysel tepki"den beklemek, bir TIR'ın yükünü kamyonete taşıttırmak gibi bişey olur!



spastik' Alıntı:
HAYATIMIZDA "İST" LER YADA "İZM" LER HAYATİ ÖNEM ARZETMEDİĞİ ZAMAN


Bir kez daha katılmıyorum sana, Oğuzcum. ;)

"Ol mahiler ki derya içredir deryayı bilmezler" ("o balıklar ki denizin içindedir, denizi bilmezler") Deryayı kurutmak mümkün olmayacağına göre; "ist"ler ve/veya "izm"ler olmadan nerede yaşayacaksın merak ediyorum. ;)



spastik' Alıntı:
BU ÜLKEDE BİLİNÇLİ BİR AZINLIK VAR YANİ NE İSTEDİĞİNİ VE NASIL YAPACAĞINI BİLEN HUKUKSAL Bİ TAKIM YOLLARI ZORLAYAN SEN BİLİYORSUN BELKİ BUNLARDAN BİRİ BENİM 4 YILDIR HUKUKSAL MUCADELEM DEVAM EDİYOR VE AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE DOĞRU GİDEN BİR ADALET SAVAŞININ TAM ORTASINDAYIM

Elbette var! Bunu inkâr etmiyorum! Ancak, "azınlık" olması çok şeyi etkiliyor.. Bü konuyu da gelecek ay ele almayı düşünüyorum.. Güçlü bir "bilinçli örgütlenme" olmuş olsaydı, bu şekilde bir beklemenin söz konusu bile olmayacağını zannediyorum. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bir örgütün yan organıdır. Yani, sen, bireysel tepkinde bir örgütün desteğini almak durumunda kalıyorsun.. Kaldı ki ben "bireysel tepkiler ses getirmiyor" demiştim. Senin bireysel mücadelenin, nasıl bir "ses" getireceğini, gündeme nasıl oturacağını, kaç kişinin hayatında etkili olabileceğini anlayabilmiş değilim.



andante' Alıntı:
... Sevgili baben tepki adına daha onlarca konuya değineceğinin müjdesini veriyor buradan. :D

Örnek olarak ta, görme engellilerin müzik adına kullanılmalarını vs. dile getirmiş.
...

Sevgili andante, o örneği şu başlığı ( http://www.engelliler.biz/forum/viewtopic.php?t=3400 ) gördükten sonra vermiştim.. Tepki gösterilecek şeyler adına..
 
Sitedeki duyarlı arkadaşlarımızın bu konulara duyarlı davranmalarını ve bu köşede daha yoğun tatlı bir tartışma yada sohbet vari yazılar yazılarak güncel olaylarla ilgili görüşlerini yazmalarını beklerdim.Ama umarımki buradan haberi olmayanlar çoğunluktadır.Burada duyulacak tepkiler hepimizi ilgilendiriyor sebebi ne olursa olsun..
 
slm

Baben demiş ki:
Bilinçli insanla örgütün ayrılmazlığını vurgulamak istedik bir de.. Bilinçli insanlar, aydın insanlar örgütlenmeye öncü olur.. Örgüt, üyelerini bilinçlendirir. Böyle bir döngüdür bu.. Gerçek anlamda 'tepki' ile de sonuçlanır..


KEŞKE BÖLE OLSA... AMA BÖLE OLMADIĞINI HERKES BİLİYOR. SENİNLE AYRIDIĞIMIZ NOKTA BURASI SEN TEORİDE OLMASI GEREKENİ YAZIYORSUN BEN İSE PRATİKTE OLANI YAŞANANIN YAZIYORUM. HEPİMİZ BİLİYORUZ Kİ TEORİDE YANİ OLMASI GEREKENLERDE HERŞEY MÜKEMMELDİR OLMASI GEREKENİ YAZMAK HEER ZAMANDA KOLAYDIR FAKAT TEORİDE OLANLARGERÇEK HAYATTA OLMAZ OLAMAZ KEŞKE OLSA HAYATI KALEMLE ÇİZEMİYORSUNUZ

ŞUNA KARAR VERELİM İNSANLAR BİLİNÇLİ OLARAK MI ÖRGÜT İÇİNDE YER ALIRLAR YOKSA ÖRGÜTLE Mİ BİLİNÇLENİRLER ?
 
Ben de onu sorguluyorum işte!.. Ama doğru teoriyi koymadan, nasıl olması gerektiğini bilmeden, neden olmadığına cevap veremeyiz ki! Geçmişin pratiğinden çıkartılan dersleri (teoriyi) bir kenara koyup, bu günün pratiğinden yeni, bağımsız teoriler çıkartmaya çalışmak; atın önüne arabayı sürmek olur! Oysaki tersi olması gerekir!

Bizim TEPKİmiz ona da!! Yani teoride olması gerekenin pratikte olmamasına! Ama "böyle gelmiş, böyle gider" mantığıyla yola çıkarsak hiçbir yere varamayız..

Senin de alıntısını yaptığın paragrafında "Bilinçli insanlar, aydın insanlar örgütlenmeye öncü olur.. Örgüt, üyelerini bilinçlendirir." demişim. Yani sorunun cevabını vermişim.. Devleti bütün organlarıyla oluşturulmuş bir mega-örgüt olarak kabul edebiliriz. ( + yasal silahlı güçleri vardır.. O ayrı..) Nasıl okullarında verdiği eğitim-öğretimle üyelerinin (halkın) bilinçlenmesini sağlıyorsa örgütler de çeşitli yöntemler kullanarak üyelerini bilinçlendirirler.

Aslında, senin soruna "her ikisi de" diye de cevap verilenilir. Çünkü örgüt kurulsun da, onun kurallarını kabul eden bilinçli insanı kabul etmesin!! Peh.. ;) Öpsün de başına koysun, o bilinçli insanı!!

Üstelik, bilinçlenme hiçbir zaman bitmez! Örgütün etkiye tepki verdiği her hareketten yeni yeni dersler çıkartılır..

Sevgili İsmet, politika netameli bir konudur. Yanlış anlaşılmaya çok uygundur. Üstelik, yukarıda değindiğim "POLİTİZE" olmanın tersine, yıllardan beri APOLİTİZE edilerek yaşatılıyoruz.. Sağlıklı TEPKİ koyamayışımızın nedeni de budur! O nedenle; ben ayıplamıyorum buraya katkıda bulunmayanı! ;)
 
slm

SEVGİLİ BABEN SORUMUN BİRİNÇİ KISMINI ONAYLARSAK BİLİNÇLİ VE Bİ KONUDA BİLİNÇLENMİŞ VE BU DOĞRULTUDA EYLEM PLANI İÇİNDE OLAN "BİREY" DEN SÖZ EDEBİLİRİZ. BU KİŞİ GRUP İÇİNDE AKTİF OLAN KİŞİLİKTİR YÖN VERİR , FİKİR BEYAN EDER, İTİRAZ EDER, KATILIMCIDIR, MUALİFTİR, İTİRAZ EDER, BEYİN FIRTINASI YAPAR,YERİ GELİR İSTİFA EDER , KINAR,ALKIŞLAR,ÖVER YANİ AĞIRLIĞI VARDIR SÖZLERİ GRUP ÜYELERİ TARAFINDA DİKKATE ALINIR ÖZGÜVENİ VARDIR DAHA DA İLERİ GİDERSEK KENDİNİ KULLANDIRTMAZ ELİNDEKİ GÜÇÜ ÇEVRESEL OLGULARDAN DEĞİL KENDİ İÇİNDEN ALIR,DUYGUSAL TEPKİLER VERMEZ ELEŞTİRİLERİ KİŞİLELTİRMEZ, KİŞİLİĞİNE SALDIRI NİTELİĞİ BOYUTUNDA DEĞERLENDİRMEZ. ÖRGÜTTE KURUMSALLAŞMIŞTIR KİŞİLERLE ÖMRÜ SINIRLI DEĞİLDİR AMAÇLARI DOĞRULTUSUNDA FARKLI KİŞİLİKLERLE YOLUNA DEVAM EDER.

İKİNCİ YOLDA İSE ÖRGÜTÜN BAŞINDA BELLİ KİŞİLİKLER VARDIR BİLİNÇLİ OLAN ONLARDIR VE BİLİNÇLENMEK ADINA FİKİRLER DİKTE EDİLİR, BU KİŞİLİKLERİN DIŞINDAKİ FİKİRLER DİKKATE ALINMAZ, MUHALEFET EDECEK KİŞİLİKLER YA YOKTUR YADA MUALİF OLDUKLARINDA YA ÖRGÜTDIŞI KALIRLAR YADA DİKKATTE ALINMIYARAK BASTIRMA MEKANİZMASI UYGULANIR. KİŞİLİKLERİN ÖZGÜVENLERİDE YOKTUR ÇÜNKÜ ÖRGÜTE KATILMA SEBEPLERİ O KONUDA FİKİR SAHİBİ VE SAĞLIKLI BİR EYLEM PLANI ORTAYA KOYMAK EĞİLDİR. DAHA ÖNCEDE YAZDIĞIM ÜZERE ÖRGÜT ONLARI GÜDER ÇÜNKÜ BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR SAHİBİ OLDUKLARINDA ORADADIRLAR. DOLAYISIYLA DUYGUSAL TEPKİLER VERİLLER YÖNLERDİRMEYE GAYET AÇIKTIRLAR, İTİRAZ ETMEZLER. ELEŞTİRİLERİ KİŞİSELLEŞTİRİLLER YANİ YUKARIDA BİRİNCİ TÜR ÖRGÜT KİŞİLİKKLERİN TAM TERSİ BİR HAREKET OLGUSU VARDIR. O YÜZDEN DİYORUM Kİ ÖRGÜT İNSANI BİLİNÇLENDİRMEMELİ KİŞİ BİLİNÇLENDİĞİ İÇİN ÖRGÜT İÇİNDE BULUNMAYI AKILSALLIK YOLUYLA SEÇMELİ. PRATİĞE GELİRSE BUNUN İKİNCİ ŞEKİLDE OLDUĞUNU BİLİYORUZ YADA EN AZINDA Bİ ÇOK ÖRGÜTLENMEYİ GÖZLEMLEME FIRSATI OLAN BİR KİŞİ OLARAN BEN BÖLE DÜŞÜNÜYORUM.........
SAYGILARIMLA
 
Kendimi tekrarlamaktan hoşlanmıyorum ama :( maalesef yapmak zorunda kalıyorum. Bu kez sondan başlayacağım ;)

spastik' Alıntı:
Bİ ÇOK ÖRGÜTLENMEYİ GÖZLEMLEME FIRSATI OLAN BİR KİŞİ OLARAN BEN BÖLE DÜŞÜNÜYORUM...

Ben "olması gereken"den söz ediyorum, sense "olan"dan.. Üstelik, yanlış olandan, olmaması gerekenden! Eleştirdiğimiz, TEPKİ duymamız gereken örgütlenme biçimini örnek alıyor, ondan teori üretiyorsun. Bu da yanlış yere çıkıyor tabii..

Baben' Alıntı:
"Örgütlenme" kavramını iyi tanımlamak gerekir! Başta söylediğim "tepki"nin örgütü ile "etki"nin örgütlerini birbirinden ayırmamız şarttır! Senin söylediğin "siyasi softalar"ın ve "sendika ağaları"nın içinde bulunduğu örgütler ile Bülent'in söylediği; "Lay Lay Lom Derneği", “Kermes, Konser ve Plaket Derneği", "Tekerlekli Sandalye Dağıtma Derneği" örgütleri; tepki değil etki örgütleridir! Gerçek anlamda, olumsuz etkiye karşı tepkiyi; sulandırmak, güçsüz düşürmek, anlamsızlaştırmak amacıyla kurulurlar ve etkinin diğer güçleriyle birlikte, karşısına örgütlü tepki gücü çıkana kadar yaşarlar! Bu örgütlerin, göz boyamak dışında yaptığı akıllı-uslu bir "tepki" hareketine rastladın mı sen hiç? Ben rastlamadım da. ;)




spastik' Alıntı:
PRATİĞE GELİRSE BUNUN İKİNCİ ŞEKİLDE OLDUĞUNU BİLİYORUZ

Baben' Alıntı:
Geçmişin pratiğinden çıkartılan dersleri (teoriyi) bir kenara koyup, bu günün pratiğinden yeni, bağımsız teoriler çıkartmaya çalışmak; atın önüne arabayı sürmek olur! Oysaki tersi olması gerekir!

Yine atın önüne arabayı sürmüşsün. Bu araba gitmeeeez.. :p




spastik' Alıntı:
O YÜZDEN DİYORUM Kİ ÖRGÜT İNSANI BİLİNÇLENDİRMEMELİ KİŞİ BİLİNÇLENDİĞİ İÇİN ÖRGÜT İÇİNDE BULUNMAYI AKILSALLIK YOLUYLA SEÇMELİ.

Baben' Alıntı:
"Bilinçlenme"yi sağlaması için uzaylıları beklemiyorsun di mi? :p Diyelim, uzaylılar gelmedi, insanlar bilinçlenemedi. O zaman ne olacak? :p
Bir de bunun nasıl olacağını yazsan, o zaman tamam olacak.. Otomatik bilinçlendirme makinesi icat edilmedi daha, bildiğim kadarıyla..



spastik' Alıntı:
ÖRGÜTÜN BAŞINDA BELLİ KİŞİLİKLER VARDIR BİLİNÇLİ OLAN ONLARDIR VE BİLİNÇLENMEK ADINA FİKİRLER DİKTE EDİLİR

spastik' Alıntı:
DAHA ÖNCEDE YAZDIĞIM ÜZERE ÖRGÜT ONLARI GÜDER ÇÜNKÜ BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR SAHİBİ OLDUKLARINDA ORADADIRLAR....

Hangi örgüt ama? "Etki" tarafının örgütü mü; "Tepki" tarafının örgütü mü?



spastik' Alıntı:
BİLİNÇLİ VE Bİ KONUDA BİLİNÇLENMİŞ VE BU DOĞRULTUDA EYLEM PLANI İÇİNDE OLAN "BİREY" DEN SÖZ EDEBİLİRİZ. BU KİŞİ GRUP İÇİNDE AKTİF OLAN KİŞİLİKTİR YÖN VERİR , FİKİR BEYAN EDER, İTİRAZ EDER, KATILIMCIDIR, MUALİFTİR, İTİRAZ EDER, BEYİN FIRTINASI YAPAR,YERİ GELİR İSTİFA EDER , KINAR,ALKIŞLAR,ÖVER YANİ AĞIRLIĞI VARDIR SÖZLERİ GRUP ÜYELERİ TARAFINDA DİKKATE ALINIR ÖZGÜVENİ VARDIR DAHA DA İLERİ GİDERSEK KENDİNİ KULLANDIRTMAZ ELİNDEKİ GÜÇÜ ÇEVRESEL OLGULARDAN DEĞİL KENDİ İÇİNDEN ALIR,DUYGUSAL TEPKİLER VERMEZ ELEŞTİRİLERİ KİŞİLELTİRMEZ, KİŞİLİĞİNE SALDIRI NİTELİĞİ BOYUTUNDA DEĞERLENDİRMEZ.

Baben' Alıntı:
Bilinçli insanlar, aydın insanlar örgütlenmeye öncü olur.. Örgüt, üyelerini bilinçlendirir.

Bu, benim sözünü ettiğim; "aydın" insanın özelliklerinden bir kaçı. Senin dediğin "GRUP ÜYELERİ" de biraz örgüt oluyor galiba. :p Biz neyi tartışıyoruz, anlayamadım.
 
Tepki ;Aslında her gün yaşadığımız yaşam içerisinde bir çok şeye tepki veriyoruz. Çoğu zaman bu tepkilerimiz iki kişi arasında sınırlı kalıyor çoğu zamanda eyleme dönüşüyor. Sanırım önemli olan tepkiyi nerede ne zaman ve nasıl vereceğimiz. Bazen de doğru yerde verdiğimiz tepkiler yüzünden suçlu duruma düşüyoruz. Öğrenci eylemlerini buna bir örnek olarak verebilirim. Belki de tepkinin şekli önemli suçlu duruma düşmemizde. Ama her ne olursa olsun Tepkisiz kalmamız gerektiğine inananlardanım.

Sitemiz kurulduğundan beri bize yanlış olan bir çok şeyin karşısında tepkimizi koyduk kamu oyu oluşturduk. Kimi zaman birilerini rahatsız ettik kimi zaman sonuca ulaştık. Fakat Tepkisiz kalmaktan geri durmadık. Halada tepkilerimizi vermeye devam ediyoruz. Örgütlü hareket etmenin temeli aslında bu. Ancak ne yazık ki kurulu örgütlerin bir çoğu tepkisiz kalıyorsa ( Lay lay lom dernekleri Sevgili Baben'in belirttiği gibi :wink: ) mevcut düzende kendi yerlerini korumak istedikleri içindir. Bu doğru mudur? Elbette değildir. İşte bu gidişe dur diyecek olanlarda o tür örgütlere tepkilerini koyması gerekenlerdir. Bu gerçekleşmekte midir? Hayır. Çünkü biz geçmişten gelen bir mirasın çocuklarıyız "Padişahım ferman sizindir." bu anlayışla tepkilerimizi koymakta hep geri durmuşuz durmaya da devam ediyoruz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın gibi bir atasözünün arkasına sığınarak bir gün o yılanın bize de dokunacağını hiç hesaba katmamışız.

Bugün ben bireysel olarak bir çok konuya tepkimi verdiğim için çoğu zaman eleştirilmişimdir. "Kızım başka işin yok mu senin?" O kadar çok mahkemem var ki bunların içerisinde devlet kurumları bile var. Hakkımı aldım mı? Evet izlediğim yol doğru olduğu için çoğundan hakkımı aldım. Bunun nedeni de haklarımı iyi biliyor olmam. İşte bizim en büyük eksiğimiz de bu haklarımızı yeterince bilmiyor olmamız. Eğer vatandaş olarak haklarımızı yeterince bilirsek ilk önce bireysel tepkilerimizi koyabilir sonra gerçek anlamda örgütsel birlikler oluşturabilir tepkilerimizi koyabiliriz. Belki de koyun olmayı tercih etmek kolayımıza geldiği için tepkisiz kalıyoruz. Hani hep derler ya eğitim ben bunun eğitimle sağlanabileceğine de pek inanmıyorum. Çünkü eğitimle kendini kendi haklarını tanımak aynı oranda doğru orantılı değildir. Birey olmanın bilinci biraz geleneksel yapıyı kırmaya da bağlıdır. Bizim toplum olarak bir çok konuya tepkisiz kalmamızın altında yatan en büyük etkenlerden biri de bu geleneksel yapımızdır bence.

Bunu en küçük toplum olan aile içerisinden bakalım. Bazı konularda haklıda olsak büyüklere karşı tepkimizi veremiyoruz neden gelenekler. Töre konusu işte bu geleneksel yapı bu yanlış gidişe tepkisiz kalmaya neden olmamış mıdır yüz yıllardır? Bunu nasıl aşabiliriz sorusu gelecektir ardından işte bu konuda tam bir şey söylemem mümkün değil. Nedeni ise bu konunun uzmanı değilim. Sadece kendi tespitlerim içerisinde böyle bakıyorum konuya. Doğru yada yanlış ama benim bu konuda ki görüşüm bu.

Bu yüzden diyorum ki tepkili bir toplum olmamızın yolu tek başına eğitim, örgütlü düzenden geçmez, geleneksel yapımızdan da doğru şekilde tabiki çıkmamızla sağlanabilir.
 
Oya Tekin' Alıntı:
...

Bu yüzden diyorum ki tepkili bir toplum olmamızın yolu tek başına eğitim, örgütlü düzenden geçmez, geleneksel yapımızdan da doğru şekilde tabiki çıkmamızla sağlanabilir.

Sevgili Oya, iki aydır yazılarımda ve buradaki tartışmalarımızda sözü getirmeye çalıştığım noktaya sen getirmişsin. Teşekkür ederim :oops:

Aslında; senin, çözüme ulaşacak araç olarak gördüğün şey, yani senin deyiminle "geleneksel yapımızdan çıkmamız" da ancak ve ancak (bilinçli + örgütlü) toplum modelinin hayata geçirilmesi ve başarıya ulaşması ile mümkündür. Yani, bu model, sadece olaylara tepki vermekle kalmaz. Toplumun gelişiminin önündeki tüm engelleri yıkarak onun sağlıklı bir yapıya kavuşmasını da sağlar. Bu, tarih boyunca hep böyle olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır!

Uzun sözün kısası: Örgütlü toplum/insan: HEPtir, örgütsüz toplum/insan: HİÇtir!
 
o bilinçli insanlardan buradad olduğuna eminim ama nedense birlik olmalıyız hep beraber olalım demeleri gerekirken nedense olaylara uzak kalıyorlar.Halbuki azda olsa yorumlara ihtiyacımız var eleştirilere ihtiyacımız var birliğimize herşeyden çok şimdilerde ihtiyacımız var ne kızmanın ne küsmenin nede olaylardan uzak kalmanın zamanı değil.ŞİMDİ BİRLİK ZAMANI LÜTFEN....
 
TEPKİ NEREYE KADAR VERİLMELİ.BUGÜNE KADAR BİZLER NEYE TEPKİ GÖSTERDİYSEK HEP BİRİLERİ TARAFINDAN BİR KEZ ENGELLENİNCE VAZGEÇMİYORMUYUZ?YANİ O TEPKİNİNDE BİR ANLAMI YOK.AMA EĞER SONUNA KADAR GİDİLEBİLECEKSE TAMAM (MESELA ENGELLİ KARTLARI İÇİN BİRKAÇ SENE EVVEL YÜRÜYÜŞ YAPMIŞTIK POLİSİ GÖRÜNCE SADECE GÖRME KONUŞMA ENGELLİ KARDEŞLERİMİZ YÜRÜYÜŞE DEVAM EDEBİLDİ.)
 
ama yinede devam edilebilmiş ve tepkiler dile getirilebilmiş fakat hepten sussaydınız bu tepkileri kim duyacaktır.Tepkinin anlamıda onu birilerine yada bir yerlere duyurmak değilmidir?Duyurduktan sonrada işi uzatmanın anlamı bencede yok yeterki bir kezc olsun duyuralım nasıl olsa etkileri belli olacaktır.Olmayınca duyarsız kalınıncada yine bilinçli tepki devam eder.
 
Üst Alt