Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Kızım büyüyor ve ben korkuyorum! Çocuğu olan arkadaşlar, neler yaşıyorsunuz? [Yaşam]

zgor

Yeni Üye
Üyelik
19 Haz 2008
Konular
7
Mesajlar
33
Reaksiyonlar
0
kızım 4 yasına geldı bu sene krese baslayacak. bazen parka falan gıderken "anne sen gelme ben halamla gıdecem" dıyor. belkı 4 yasında onun bılkıncısızce soyledıgı bu cumle benı cok uzuyor .
acaba ılerıde benden utanır mı?
cocuklu arkadaşlar neler yaşıyorsunuz, anlatır mısınız?
 
Ben anne değilim; duygularınızı yürekten paylaşamam nitekim.. Fakat kız çocukları aileye daha bağlı olur bunun bilincindeyim.. Ben de engelli bir bireyim; yerinizde olsam sizin gibi bir düşünce hakim olurdu kuşkusuz belleğime.. Lakin şu da bir gerçekki bazı şeyleri idrak etmeye başladıkça çocuklar sevdiklerini üzmememek için daha az soru soruyorlar merak ettikleri o konular hakkında ve eminim ki sizin onu dünyaya getirirken çektiğiniz sıkıntıları anlayacak yaşa geldiğinde verdiğiniz savaşta her türlü desteğini verecektir..
Ona yaşamı anlaması ve hayatı idrak etmesi için biraz şans verin bence...
 
hayır zgor:) o yaşlarda bir çocuğun annesinden utanması mümkün değil.

yani engeliniz nedir bilmiyorum. engeliniz ne olursa olsun o yaşlarda bir çocuk bunu dikkate bile almaz.

öyle dediyse bi sebebi vardır. başka bir sebebi.
belki sizi o an yorgun görmüştür. sizin götürmeyeceğinizden endişe etmiş olabilir. halasıyla gitmek istediğini soyleyerek parkı garantiye almak istemiştir.

belki de o sırada size kızmış da olabilir.
halayla olan durumunuz da bu konuda onun boyle davranmasına sebeb olabilir. eger halasıyla arası iyi ve o sizin yapamadıklarınızı yapıyor ve bebeginizle ilgileniyorsa... ve siz de onunla kendinizi kıyaslıyor uzuluyorsanız. ufaklık bunu farketmiş olabilir. ona kızdıgınızı.
bunu kabullenmeyerek tepki gosterebilir. çünkü sosyalleşme süreci de bu yaşlarda başlamak üzerededir. ilk deneyimlerini yaşarlar bu yaşlarda. "ben" duyguları artık gelişmiştir. bu şekilde kendini ispat etmek de isteyebilir. "ben onla giderim sen kal" mesajı benliğini ifade için olabilir yani:)
bunu benim kızım da yapardı o yaşlarda. halasına çok düşkündü. ve o gelince beni unuturdu resmen. ben alınırdım buna. tabi bu yaşta kendini ispat edecek ya:)

ellerimi tutma! ben yururum! mesajları da boyledir. yalnız başına keşfe çıkacaklar guya:)

dedim ya:)
bilemiyorum benimkisi hep tahmin.
ama bunların hiçbirisinin annesinin engeline takmasıyla alakası yoktur!

onlar o yaşta şekle bakmazlar. sadece keşfetmeye çalışırlar. verilen tepkilere gore anlamaya çalışırlar.

işin özü bunu onla konuş:)
sor çocuguna:) beni parka giderken neden istemedin?
cevabı şaşırtacak eminim seni:)

ben de merak ettim bu arada:)
bakalım kafasında neler esmiş:)
 
Ya çocuk bu....

Ama sana en basitinden çocukların değerlendirdiği bir kriteri vereyim çünkü benim kızımda yapar :)

Benimle parka gittiğinde ben çabuk sıkıldığımdan hadi kızım gidelim derim, halbuki anneannesiyle gittiğinde kızım ne zaman gidelim derse geliyorlar.

Şimdi bu durumda 4 yaşında da olsa bu kız kimle gitmek ister sence :D

Sen boşuna üzülüyorsun, şimdiki çocuklar bir harika,

Bazı şeylere bizlerden daha dikkatli ve düşkünler,

Kızkardeşim ilkokula gittiğinde bana hademeye hademe, çöpçüye çöpçü dedirtmezdi. Ne denirmiş, hademeye okul görevlisi, çöpçüye de temizlik görevlisi. Düşün artık ilkokula giden çocuk insanların gururunu kırmamaya çalışıyor.

Düşünme rahat ol. O ufaklık :D şu anda kendince işine geleni kullanmak istediği için halasıyla gitmiştir. Kesinlikle direkt seninle alakası yok.
 
Bence sizin sakatlığınıza dair (kötü) bir şeyler duymuş olmalı ki arkadaşlarından, hem sizi korumak hem de o (kötü) sözlerle muhatap olmamak için bir savunma mekanizması işletiyordur kendince.

Bence bunu görmezden gelmek yerine, onu ikna edecek küçük küçük konuşmalarla başlayabilirsiniz işe. Hatta en sevdiği abisi/ablası/abcası/dayısı vs. kimse, onun da sizinle aynı amaca yönelik sohbetlere girişmesini sağlayabilirsiniz.
Bu konu akıl almaz şekilde soru işaretleri yaratıyor kafamda. Çcouk işin içinde olunca, hiç bir şey de geçiştirilemez ki. Onu ikna etmek olmazsa olmaz bir şart :)
Bu konuda olabildiğince çok tecrübe ve görüş okumak isterim doğrusu. Dilerim çok kişi bu başlığa tecrübesini aktarır...
Ben de düşünüp daha somut önerilerde bulunmaya çalışacağım...
 
kız cocukları oglan cocuklara gore daha cabuk gelısır daha cabuk farkeder cevresını ınsanları
cocuk bu tabıı gurur duyacagı gorunumu ıster sus ıster guzellık ıster hala hanım da oyleyse gezerken onunla gorunmek daha hosuna gıdıcektır kucuk seytanın
anne baba kısıtlar cocugu sevenler sımartır buda artısı
ıkıncı bahar gıbımı oldune....
 
çevresindeki bakışların annesine yöneldigini çocukların arasında kendini farklı hisseddigini anlamıştır toplumumuzun kafasında normal ve anormal diye bi yargı var bunu çocuklarına bile aşılıyolar
 
Genelde çocukların duygusal özellikleri aile yapısına uygun gelişiyor.Örneğin benim afacan ne olursa olsun benimle yapmak istiyor istediklerini.Yapacağı şeyin ne kadar olduğu yada olmadığı onun için pek önem taşımıyor.Önemli olan benim onun yanında olmam ve o anki duygularını paylaşmam.Ben başlarda pozitif anlamda yanında olmamaya özen gösteriyordum.Yapmak istediği neyse nasıl yaşaması gerekiyorsa onu yaşasın diye .Ama şunu ısrarla istediğini hissettim.Ben yanında olmassam yaptığının ona zevk vermediği gerçeğini gördüm.Düşünsene benimle top oynamak istiyor ama oynarkende benim engelimi gözardı etmiyor ve ona göre oynuyor.Bu ona güven duygusu hissettiriyor sanırım.
 
Kaç yaşında olursa olsun, çocuklar; önemsenmek,ilgilenilmek, odak noktası olmak ister.
4-5 yaş, utanma duygusundan çok, merak duygusunun yoğun olarak yaşandığı bir evredir. O yaştaki çocuk, kendisine yakın olan kişileri hele de anne babayı sakatlıklarıyla değerlendiremez. Çocuk için önemli olan, etrafındaki kişiler onu ne kadar önemsiyor, ne kadar şımartıyor ya da ne kadar önemli olduğunu ona hissettiriyorlar... Çocuk, bunları değerlendirir ve kendisine, anne-babanın dışında birisini seçer. Buda genellikle, hala, teyze, dayı,amca gibi 1. derece akrabalardan olur.
Evli değilim, öğretmen adayıyım, çocuklarla fazla haşır neşirim, çocuk gelişimi konusunu hem önemsiyor hem de seviyorum.
7 yaşında bir yeğenim var. Ben onun engelli halasıyım : ) yaklaşık üç yıldan beri, belli zamanlarda özel gezilerimiz, eğlencelerimiz, ortak paylaşımlarımız oluyor.Evcilik oynadığımız zaman, bana plastik fincan takımında çay ikram ettiğinde teşekkür etmem, ayhh bu pastayı sen mi yaptın dediğimde; gülerek hı hııı evet demek, hele hele ellerine sağlık çok güzel olmuş, tarifini bana da verirmisin dediğimde öyle mutlu oluyor ki anlatamam. Sadece ona özel harcanan zamanın, O da farkında. O yaşlarda mümkün olduğunca özel ve önemli olduğunu hissettirin. Hadi hazırlan gel, hamburger yemeye gidiyoruz dediğimde; odada ikimiz olmasına rağmen, kısık bir sesle:
-Halaaa... İkimiz gidiyoz dimiii?
-İstersen Ahmet Berke (kardeşi)'yi de alalım... Ne dersin ? (Götürceğimden değil biraz haddinden fazla yaramazdır kendileri : D Sadece Ayşenur'un tepkisini görmek hoşuma gittiği için bu soruyu sorarım :lol: )
-Yok hala yaaa... O yaramazla mı uğraşcaz...
(tekrar kısık bir sesle...)
-ikimiz gidelim ikimiiiiz...
-Peki derim bende : D

Sizin kızınız da, halasıyla kimbilir nasıl bir bağ kurmuştur...Aklınıza olumsuz şeyler getirmeyin derim ben. Parka götürme konusunda üzülmeniz, utanmasından korkmanız şuan için yersiz.
Şuan için diyorum, çünkü; tehlikeli döneme yaklaşıyorsunuz. Okul dönemiyle bambaşka bir süreç başlayacak. Kıyaslamaların,karşılaştırmaların yapıldığı dönem...
Arkadaşlarının anne babasıyla, kendi anne babasını; onların ortamıyla kendi ortamını en küçük ayrıntısına kadar inceleyecek, belki de sorularıyla canınızı sıkacaktır. Herşeye hazırlıklı olmak lazım.

Size tavsiyem, gerek kreş döneminde gerekse ilkokula başladığı zaman öğretmenleriyle hep diyalog halinde olun.Sınıf içerisinde engelli kişilerin başarılarından, acınılacak,utanılacak kişiler olmadıklarından bahsetmesini ,hikayeler anlatarak çocuklara göstermesini isteyin.
Mesela, ilköğretim 3. sınıfı okutan bir öğretmen arkadaşım var. Beni sınıfında misafir etmek ve öğrencileriyle tanıştırmak istediğini söyledi. Ben de seve seve kabul ettim.
Son olarak, zorlandığınızı hissettiğiniz zaman, mutlaka bir uzmana danışın.
 
benim eşim engelli ve bizimde 22 aylık bir oğlumuz var.şimdiden benzer korkuları bende yaşamaya başladım.henüz tabiki birçok şeyin farkında değil ama şimdi bile top oynamak için babasını seçmiyor.
 
Mrb
Bende yeni anne oldum.Oğlum 9 aylık o bile anlıyo herşeyi .En basit örnek size, uykusu geldiği zaman ben ayağımda sallayamadığım için babaya bakarak ağlar sallasın diye :) Açıkcası büyümesi benide ürkütüyo ona yetebilecekmiyim korkusu sarıyo .Eşim engelli değil onun desteğini çok görüyorum bu konuda .Ben yetemediğim durumlarda hep yardımıma o koşuyo.Bu da beni açıkcası birazda olsa rahatlatıyo.İlerde nasıl olur herşey bilemem zaman göstercek.
 
benim bir arkadaşın kızıda annesinin okula gelmesini istemiyormuş
çünkü annesi sağır ve dilsiz olduğu için konuşurken çıkardığı sesleri taklit ederek arkadaşları dalga geçiyormuş
beni babaannem okula getirsin sen getirme diyormuş arkadaşım çok üzülüyor

ne yazikki böyle bir sorun var
 
sevgili nuriye anlattıklarınız çok önemli . annesi çocuguyla bunu konuşmalı.

çünkü özellikle çocuklar farklılıkları kullanmayı sever. oyun aracıdır bu onlarda. ve sonra yanlış eğitim sonucu bu oyun, artık beyinlere yerleşir. kalıplaşır.yoksa doğalarında farklılıkları aşağılamak, ayrıştırmak yoktur.
sadece bilmiyolardır.

çocuklar çok zekidir. anne, toplum içinde ayrıştırıldığını düşünüyor ve buna üzülüyorsa bunu çocugu hemen anlayacaktır.

bu durumda çocuk annesinin üzüleceğini hesaplar. o annesinden utanmıyordur. ama annesinin artık toplumda farklı görüldüğünü farkeder. bunla tek başına baş edemez. içinde önce endişe duyacaktır. koruma reflelksi geliştirecektir. annesini toplumdan uzak kılarak koruyacağını hesaplayacaktır kendince. ama gün geçtikçe bu onda da değişime yol açacaktır. bu durumu toplumun bilinçsizliği olarak değil de
sadece kendi başlarına gelmiş bir talihsizlik olarak görmeye başlayacaktır.
gün geçtikçe bu kendi beyninin kuyularında çözüme kavuşmadığı için en diplerde kalacak ve başka sorunlara da yol açacaktır.

bilinmezlik çocukları daima hırpalar. karşılaştıgı bu durumun tanımını yapmakta ve anlamakta zorlandıkça artık o da bunları düşünmemeyi tercih edip gormezden gelerek kaçışı düşünecektir.
halbuki gerçeği gözüne sokmak gerekir. gerçekle tanıştırmak.
burada diyalog çok önemli. anneye,öğretmene ve çevresindekilere büyük görevler düşüyor.

anne bu durumu onun öğretmeniyle en kıa zamanda görüşmelidir. hatta okul rehber ogretmeniyle de.
ve anne özellikle çocuğuyla kısa aralıklarla diyaloglar gerçekleştirmelidir.
insanın farklılarına dikkat çekmelidir. bunun gayet dogal oldugunu ve kendisinin buna uzulmediğini...
işte bu nokta şimdi çok önemli...
çocuk önce annesi uzuluyor diye takarken daha sonra bu durumdan utanç duymaya da başlayabilir. ileriki safhalarda. genellikle ergenlik dönemlerinde...
çocuk etrafında ne kadar farklılıklar gorurse bu duruma daha kolay alışacaktır.
o annesi gibi binlerce farklılıkların birlikte yaşayabildiğine şahit olmalı.
ve farklılıkları ayrıştıran zihniyetin çağın gerisinde kaldığını görmeli!

işte burada okul devreye girmeli! burada artık okulun buyuk bir sorumluluğu var.

ve bunu annenin okula hatırlatması gerek!

sık sık giderek.
 
SELAM

Merhabalar...

ya siz ne güzel anneler olmuşsunuz bırakın yaşayın anneliği en güzel şekilde biz büyüdük bu yaşlara geldik nasıl geldik ki onlar engelsiz..

ANNE olmak gibi kutsal bir görevi üstlenmişsiniz dünyanın en mutlusu siz olun bence hiçbirşeyi de takmayın...

öpüyorum şeker yeğenlerimi çoooookkkkkk.....
 
Galiba bu sorunu ufaktanda olsa kreşe başladıkları ilk dönemlerde bizde kızımızda yaşadık.
babalar günüydü. Babalar kahvaltıya davetliydi. Benim çocuklarım ikiz ve ikisi aynı kreşte aynı sınıftaydı. Oğlum babası kreşe gideceği onlarla birlikte vakit geçireceği için hoplamaya zıplamaya başladı. Kızımda tam tersine üzüldü. Babası kızım sevinmiyormusun gelcem kreşinize diye sorduğunda baba o zaman değneklerini kreşe girerken bırak dedi. O anda eyvah dedim başlıyoruz Derya.

Tabi hemen akabinde öğretmenleri ile konuştum ve bir veli toplantımızda velilere çocuklarına engelliliğin sadece bir farklılık olduğunu utanılacak sıkılacak bir şey olmadığını bunun normal olduğunu anlatmalarını istediğimi dile getirdim. Ve hatta kendilerininde engelli bir insan gördüklerinde normal karşılamalarını mümkünse dönüp ikinci kez bakmamalarını onların davranışlarının çocukları çok etkilediğini anlattım. Ve sonrasında kreşe daha sık gitmeye başladım. Çocuklara kitaplar okuduk masallar anlattık eşim onlara bağlama çaldı birlikte türküler söyledik oynadık.
Kreşte atlattık bu dönemi.
Ama çok uğraştım ben. Belki çok modern bir üniversitede çalışıyor olmam bunda çok etkili.
Şimdi çocuklarım okula başlayacak yaşa geldiler. Daha farklı bir ortama girecekler. Aileler çalıştığım kurumdaki gibi kültürlü olmayacak belki. İşim daha zor. Ancak ben çocuklarımın ipini bırakmaya niyetli değilim. Çocuklarımın okulunu daha sık ziyaret edip onlarla daha çok vakit geçirmeye kararlıyım. Bunuda atlatacağız inanıyorum.

Bir seferinde de hiç unutmam sınıfta bir arkadaşlarının babası onu havalarda uçurarak getiriyordu sınıfa. Anne bizim babamız yapamaz dimi bunu dediler.

Bende onlara sorun bakalım onun annesi arabayı benim gibi kullanabiliyormuymuş babası babanız gibi bağlama çalabiliyormuymuş dedim.

Akşam onları alırken çok gururluydular anne hayır annesi kokuyormuş araba kullanamıyormuş babasıda hiç bir müzik aletini çalamıyormuş ayrıca annesi senin kadar güzel değil diyip boynuma sarıldılar.

Birde bir şey eklemek istiyorum.
Ben çocuklarım kreşe başlayana kadar 75 kilo idim. Ne zamanki kızım bana anne kendine bakmıyoysun demeye başladı derhal diyet yapıp 55 kiloya indim. Saçıma başıma daha dikkat etmeye kendime daha çok bakmaya başladım. Çocuklar bakımlı anne istiyorlar kabul edelim. Ve kendimizi lütfen bırakmayalım. İmkanlarımız dahilinde en iyisini yapmak için uğraşalım.

Sevgilerimle.
 
benimde kızım 4 yaşında bazen bana derki baba sana yürümeti öğreteyim kendisi yürür ve böyle yürüyeceksin der ben bunu utanma olarak yorumla mıyorum merdiven çıkarken baba benim gibi çık der gerçi bunlar beni duygulandırır ama utanma olarak yorumlamadım hiç
 
ÇOCUKLAR

EVET HAKLISINIZ. HER AİLENIN KENDI ENGELINE SORUNLARI VAR.BEN ENGELLİ DEĞİLİM AMA 14 YAŞIN ENGELLİ BIR KIZIM VAR SP HASTASI VE YÜRÜME SIKINTISI ÇEKIYOR.AMA BUNA RAĞMEN KENDINI SORUNU YOKMUŞ GİBİ HER İŞİ YAĞMAK ISTIYOR. BENDE KENDI İŞİMİ KENDIM YAPMAK ISTIYORUM DIYO. TABI MALUM PSIKOLOJIK BIR SORUN ORTAYA ÇIKARIYOR HALIYLE. ÇEVRESINE KARŞI KENDISINI KÜÇÜK GÖRMEK ISTEMIYOR. BUNU BIZ NORMAL GÖRMEK ZORUNDAYIZ. KALDIKI SIZIN KIZINIZ SIZE BELKIDE ACIDIĞI İÇİN YADA SIZI ÇOK SEVDIĞINIZ İÇİN BU DURUM KARŞISINDA DUYGULARINI BELIRTMEYE ÇALIŞIYOR. BENCE ÜZÜLECEĞINIZE SEVINMELISINIZ. ÇÜNKÜ ÇOCUĞUNUZ SIZ VE BU DURUMUN FARKINDA. NE MUTLU SIZE. DEMEKI DUYARLI BIRI.
SAYGILARIMLA :D
 
Sevgili eşim Çiğdem Hanımın görüşleridir.

Çocuk sahibi olmak isteyen ve küçük çocuğu olan arkadaşlara tavsiyem;
bu olayı kafamızda kurguluyarak , düşünerek daha büyük bir sorun haline getiriyoruz.
Anne olmaya karar verirken bunları düşünmekten boğulmuştum.
Ama anne olduktan sonra gördüm ki hiç birşey düşünerek halledilmiyor.
Çocuğun doğal gelişimi içinde sürekli sorunlar ve çözümler değişiyor.
Anne yada babanında yada her ikisinin sakat olması diğer sorunlardan farklı olmadığını
zamanla görüyorsunuz.
Bizim izlediğimiz yöntem ;çocuğumuza bizim farkımızın SADECE ve SADECE
yürümekte zorlanmak olduğunu ,diğer insanlardan FARKIMIZ olmadığını anlatmak
yada hissettirmek oldu.Ayrıca her konuda çocuğumuza farklılıkların olabileceğini
bunun da olması gerektiğini anlatmaya çalıştık.Eşimin yaptığı çocuğumuzun kafasından
EN' leri çıkarmaya çalışmak oldu.Buradaki amacı da kahramanların olduğu kadar
bizler gibi insanların da olabileceğini vurgulamaktı.
Çocuğumuzun okula başlama döneminde, kafamda sürekli onun bizden utanacağı hatta
okula gitmemi istemiyeceği korkusu olmuştu; ancak korktuklarımı bir yana bırakın
aksine hiç bir sorun yaşanmadığı gibi okuldan arkadaşları ve öğretmenleri ile sürekli
iletişim halinde olmamızı istedi.
Oğlumuz bizim zorlandığımız anlarda üzülüyor ama bizimle de gurur duyuyor.

OLMAZ SA OLMAZIMIZ şu oldu: Çevremizden bize acıyarak yada küçümsüyerek
yada değişik bakanları kazıdık.Çevremizdeki insanlarla sürekli iletişim halinde ve
sosyal yönümüzün gelişmiş olmasının katkısı çok büyük oldu.

Kısacası sen kendine acımazsan çocuğundan sana acımaz sadece sever.
 
herkese teşekkür ederim.paylaşımları için. bugüne kadar hiç dışlanmadan büyüdüm evlendim çocuk sahibi oldum . arkadaşlaroımı özenle seçtim. yani seçme hakkımı kullandım. ben kendimi çok şanslı bir özürlü olarak sayıyorum. ama yinede çocukların dünyasında onalrın gözüyle bakmak çok farklı . kızım daha küçük olmasına rağmen şöyle bir cümle kullandı.
dayısının da bir kızı var hadi sizi uyutalım dedik bu tutturdu beni yengem sallasın ayakta. bende ama oda kzını sallayacak dedım bana ne desin
ama anne senin ayagın agrıyor ya sen hızlı salllayamyosun. benim kara kuzum herşeyin farkında aslında .

ileride bu farklılığı tabiki daha iyi anlayacak. ama insan hali merak etmeden olmuyor :)
 
su an ıcın kızımda hıcbır problem yok. kızım gayet uyumlu cevresı ıle hatta cevredekı bırcok cocuktan daha becerıklı konusma veya ortama uyum konusunda.
eylulde krese baslayacak. ama benım korkum kızımdan cok etrafından ona karsı sorulara veya cocukların bır tepkısı olursa o nasıl davrancak soncuta 4 yasıında bır cocuktan bahsedıyoruz. bundan sonra ılkokul var yanı artık cevresı gıderek genısleyecek. benım korkularım bunlar . yoksa kızımla gayet ıyı anlasıyorum.
ama yınede yasadıklarımı bundan sonra burada paylasacağım
 
bu cok normal cocuk cevreyi gözlemler ve sizi normal insanlara göre kıyaslar onlarla aynı olmadıgınız için sizi yadırgayabilir ama cocuk nekadar kücük olursa olsun bu durumu ona uygun bir dille anlatın
 
Üst Alt