Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Kitap] Nietzsche Ağladığında / Irvin D.Yalom

  • Konbuyu başlatan Pathetiquee
  • Başlangıç tarihi
P

Pathetiquee

27826_2.jpg


SAHNE:psikalanizin doğumu arifesindeki 19. yğzyıl Viyana'sı. Entelektüel ortamlar. Hava soğuk.

AKTÖRLER: Nietzsche:Henüz iki kitabı yayımlanmış. Kimsenin tanımadığı bir filozof. Yalnızlığı seçmiş. Acılarıyla barışmış. İhaneti tatmış. Tek sahibi olduğu şey valizi ve kafasında tasarladığı kitaplar. Karısı,toplumsal görevleri ve vatanı yok. İnzivayı seviyor. Tanrıyı öldürmüş. "Ümit kötülüklerin en kötüsüdür,çünkü işkenceyi uzatır" diyor.Daha sonra "kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?" diyecek.Ümitsiz

Breuer :Efsanevi bir teşhis dehası. Ümitsizlerin kapısını çaldığı doktor. Psikanalizin ilk kurucularından. Kırkında,bütün Avrupalı sanatçı ve düşünürlerin doktoru olmayı başarmış. Güzel bir karısı ve beş çocuğu var. Zengin. Saygın. Hayatı boyunca "ama1 pozisyonunda yaşamış biri.

Freud:Breuer'in arkadaşı. Henüz genç. Geleceği parlak. Şimdi yoksul.

Salome:Erkeklerin başını döndüren kadın. Çekici. Özgür. Evliliğe nanmıyor. Bazen aynı anda birçok erkekle beraber oluyor. Sanatçıları ve düşünürleri tercih ediyor.

KONU: Ümitsizlik

Bir gün, erkeklerin başını dödüren kadın, Salome, Nietzsche'den habersiz Breuer'e gelir. "Avrupa'nın kültürel geleceği tehlikede, Nietzsche ümitsiz. Ona yardım edin" der. Breuer Salome'yi tekrar görebilmek umuduyla "peki" der. Ve varoluşun kader, inanç, hakikat, mutluluk, acı, özgürlük, irade...ve neden, nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk başlar ...

Kendisiyle ve hayatla yüz yüze gelmekten çekinmeyenlere...
(Arka Kapak)
 
Okumadım inanır mısın! Ama ilk fırsatta okuyacağım.
Çevirisi nasıl? Orijinal dilden çeviri mi?

Şuradaki ruha bak!:

"Hayatını tekrar tekrar aynı hayatı yaşayacakmışsın gibi yaşa. İstemediğin bir durumla karşı karşıya kalmışsan ve buna boyun eğiyorsan, diğer hayatlarında da aynı şeye boyun eğeceğini düşünerek, sen en güzeli boyun eğme, bu böyle gitmez. Bir şeyi çok mu istiyorsun, ama buna cesaret edemiyor musun, diğer hayatlarında da bu şeyi çok isteyip hiç bir zaman cesaret etmediğin için ulaşamayacaksın, o yüzden sen en güzeli aş kendini, yap yapmak istediğini, ki sonunda en mutlu şekilde yaşayabileceğin bir kısır döngü oluşturabilmiş ol
Nietzsche"
 
Bu kitap hayatımı değiştirdi. Okuduğum ilk ve tek kitap...

Herkes mutlaka bu kitabı okumalı.

A_GEYiK' Alıntı:
Hayatımda ilk kez 2001 yılında okuduğum "Nietzsche Ağladığında" adlı kitaptan size bir bölüm yazmak istiyorum. Bu kitap benim için farklı bir anlam taşır.

“Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür; bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: “ Bu köprüyü geçip bana gelir misin? ” İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin; sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar bitiverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın.”

“Bir kişi köprüyü geçmek üzere yani, öteki kişiye yakınlaşıyor o anda karşıda ki kişiye o kişinin zaten yapmayı düşündüğü şeyi yapmaya davet ediyor. O zaman birinci adam adım atamıyor; çünkü artık yapacağı şey, diğerine boyun eğmek gibi geliyor, belli ki yakınlaşma yolunu engelleyen şey, güç.”

Ekteki linkte kitapla ilgili yapılan yorumları gönderiyorum, en azından yapılan yorumları okuyun.

http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=14338&page=1&session=27314814985108151121&LogID=
 
3 kere okudum sanırım ...Hala da arada sayfalarını karıştırırım.Çok farklı bir düzlemde anlatılacak gibi değil, herkes farklı birşey alabilir bu kitaptan.Çevirisi orijinal dilden evet ve çok yalın ve güzel bir çeviri gibi geldi bana tam olarak farkı anlamak için bir de orijinalini okumayı düşünüyorum...

Senin alıntına ek olarak sevgili oturanboğa;

"Yaşarken yaşayın! İnsan yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman ölüm, taşıdığı dehşeti yitirir. İnsan doğru zamanda yaşamazsa, asla doğru zamanda ölemez"

Nietzsche
 
Benim aklımda kalanlar;

"Ümit etmek; kötülüklerin en kötüsüdür, işkenceyi uzatır."
"Niceleri kendi zincirlerini kıramazlar ama dostlarının azatçısıdırlar"
"Önce kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız. Tamamen kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz ki."
"Beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir"
"Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır."
"Ölüm varken ben yokum, ben varken ölüm yok"

Nietzsche
 
pek fazla okuma alışkanlığım yok ama isteyerek ve zevkle okuduğum bir kitap. tavsiye ederim.
 
Bende okudum bu kitabı güzeldi gerçekten. Kendi başıma alıp okuyacağım bir kitap değildi psikiyatri hocam sağolsun onun sayesinde güzel bi kitapla tanışmış oldum.
 
Irvin Yalom Nietzsche Agladiginda

Evlilik ve ona eslik eden mülkiyet ve kiskançlik, ruhu tutsak eder. ~ Lou Salomé. 21

Ümit mi? Ümit en son kötülüktür. Insanca, Pek Insanca adli kitabimda Pandora’nin kutusu açilip Zeus’un içinde sakladigi bütün kötülükler dünyaya saçildigi zaman, orada son bir kötülük kaldigindan kimsenin haberi olmamisti: Ümit. O zamandan beri insanlar yanlislikla kutuyu ve içindeki ümidi iyi sans diye yorumladi. Fakat Zeus’un arzusunun, insanlarin kendisini iskenceye teslim etmeleri oldugunu unuttuk. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü iskenceyi uzatir. ~ Nietzsche. 82

Ölüm güç bir seydir. Ölümün son iyiligi, bir daha ölümün olmamasidir, diye düsünürüm her zaman. ~ Nietzsche. 82

Breuer ölümü aklindan kovmaya çalisti. O çok sevdigi sihirli cümleyi, Lucretius’un o deyisini tekrarladi: “Ölüm varken, ben yokum. Ben varken, ölüm yok. O halde üzülecek ne var?” Ama bu da ise yaramadi. ~ Breuer. 87

Insanin bütün eylemleri kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine-hizmettir, bütün sevmesi kendini sevmesindendir. ~ Nietzsche. 124

Üç kadin arasinda parçalanmis, ama hala onlara minnet duyuyor. Onlarin kahrolasi zehirlerini emiyor. Bu kadinlarin biri ona gül kokulari yayiyor ve kurban kiligina sokuyor kendini. Köleligi “hediye”, “nimet” gibi gösteriyor. Ama adamin köleligini :)eva, eski sekreteri). Öteki kadin ona iskence ediyor. Yürürken koluna girmek için güçsüz birinin taklidini yapiyor. Onun erkekligine basini yerlestirebilmek için uyuyormus gibi görünüyor, bu iskencelerden sikilinca onu herkesin önünde küçük düsürme yoluna gidiyor. Oyun sona erince de, onu birakip hilelerini yen bir kurban üzerinde uygulama ya basliyor. Adam bütün bunlara kör kaliyor. Bu kadin ne yaparsa yapsin Breuer, hasta oldugunu düsünerek ona aciyor ve onu seviyor (bertha-eski hastasi). Üçüncü kadin ise onu sonsuza dek ele geçirmis ve elini kolunu baglamis. Ama ben bu kadini ötekilere tercih ederim. En azindan pençelerini saklamiyor (mathildé-esi) ! ~ Nietzsche. 192

“Asik” “seven” kisi degildir; aslinda o, sevdigi kisinin mutlak sahibi olmayi amaçlar. Bütün istegi, tüm dünyayi o degerli malindan soyutlamaktir. Altinlari basinda nöbet tutan ejderha kadar alçak ruhludur. Dünyayi falan sevmez, tersine tüm diger canlilara karsi bir umursamazlik içindedir. Siz de bunu söylemiyor musunuz? Sizin -neydi adi- o sakattan hoslanmanizin sebebi bu degil miydi? ~ Nietzsche>Breuer. 199

Kasvetli mi? Bütün büyük filozoflar neden kasvetli olurlar diye bir sorun kendinize. Sorun bakalim, kimler dah aemniyette, kimler daha rahat, kimler sonsuza dek mutludur? Ben size cevabini söyleyeyim: Yalnizca sig zihinli olanlar, yani siradan insanlar ve çocuklar! ~ Nietzsche. 204

Dans eden bir yildiz dogurmak isteyen, önce kendi içinde büyük taskinliklar ve kaos yasamak zorundadir. ~ Nietzsche. 204

Ona hakikat asiklarinin firtinali ya da çamurlu sulardan korkmayacagini ögretmeye çalisiyorum. Asil korkulmasi gereken sig sulardir! ~ Nietzsche. 208

Tanrilar var osaydi bize yaratacak ne kalirdi... ~ Nietzsche.238

Bizler arzu edilenden ziyade, arzulanmaya asigizdir. ~ Nietzsche. 261

Kadin sevmek demek yasamdan nefret etmek demektir! ... Insan güzel bir tenin altindaki çirkinligi görmemek için gözlerini kör etmeden bir kadini sevemez; derinin altinda kan, damarlar, yag, sümük, diski; bu fizyolojik igrençlikleri görmez. Asik insan kendi gözlerini çikarmali, gerçeklerden feragat etmelidir. Benim için böyle bir gerçekdisi yasam, yasarken ölmek demektir! ~ Nietzsche. 273 (benim de agzim herkesinki gibi kokar~juliette binoche~bleu)

Evliligi kurtarmanin en iyi yolu onu bitirmektir... Ideal evlilik iliskisi, her iki insanin da yasamini sürdürmesi için bu iliskiye muhtaç olmadigi zaman kurulandir... ~ Nietzsche. 313
 
nietzsche ağladığında

nietzsche ağladığında kitabı okumuş insanlar ile kitabı tartışmak isteyen var mı??
 
ÖNERDİĞİNİZ KİTABI MUTLAKA OKUMAYA ÇALIŞACAĞIM AMA YAZARIN "HERGÜN BİRAZ DAHA YAKIN" KİTABINI OKUMUŞTUM VE GÜZEL BİR KİTAP, OKUMAK İSTEYENLERE ÖNERİRİM.
 
Irwın Yalom benim hayata bakış açımın değişmesini sağlayan,beni büyüten,insan gibi insan olmanın ne demek olduğunu bana öğreten müthiş bir YAZAR!
Onun en önemli eseri sadece Nietzsche Ağladığında değil.
Tavsiyem mutlaka ama mutlaka ''DİVAN'' kitabını da okuyun arkadaşlar.
Tanışmayı en çok istediğim yazardır ayrıca kendisi.Tabi onun bundan haberi yok :lol:
 
Benimde bir sürü karanlık odama pencereler açan yazardır Irvın Yalom ilk kitabı Aşkın celladı 'nı herkese tavsiye ettim bi dönem hediye alınması gereken sevdiklerime bu kitabı aldım ,tüm kitaplarını okudum hala yeni çıkan kitaplara bakarım acaba varmı içinde diye ,(varolşu psikanalizin tamamını okumadım yalan yok bende orasından burasından okudum :lol: )
 
Arkadaşlar, "Nietzsche Ağladığında" aynı isimle sinema filmi olarak uyarlanmış. Bilen, gören, duyan, izleyen var mı? Varsa beni bir aydınlatıversin...
 
A_GEYiK' Alıntı:
Arkadaşlar, "Nietzsche Ağladığında" aynı isimle sinema filmi olarak uyarlanmış. Bilen, gören, duyan, izleyen var mı? Varsa beni bir aydınlatıversin...

Film bende var, çıkalı bir süre oldu ama yorumlar oldukça kötüydü ve izlemeyi erteledim. Hafta sonu izlersem yazarım.
 
Yaw o cd yi bir şekilde ele geçirmem lazım. :) Bana ulaştırman mümkün olabilir mi. Bu arada nereden buldun cd yi?
 
Film bende de DVDRip olarak var. Geçende indirdim ama izlemeye fırsat bulamadım.
 
Cevabı Ergin vermiş, bir Google'a başvur. :) Bulamassan bir ara haberleşiriz
 
Her zaman kitaptan yanayım,film çok süper olsada kitaptaki orjinaliteyi yakalayamaz,diye düşünüyorum.Bu hepsi için geçerli benim açımdan.Daha çok okunacak şey var.
 
"Ümitsizlik, özfarkındalık uğruna ödenen bir bedeldir."

güzel bir eser :wink:
 
[Kitap] Nietzsche Ağladığında / Irvin.D.Yalom

Önceden şunu söyleyeyimki -malesef- çok kitap okuyan biri değilim.Okududuğum ve çok beyebdiğim bu kitabı size şidetle tavsiye ederim.Bir solukta okunan kitap derler ya işte bu sözü kesinlikle hak ediyor.19 yüzyıl avrupasında gecen gercek ve kurmacanın karışımından oluşan okunası bir kitap.Beyenmeseniz şayet kitap parasını iade edecem.Garantininde böylesi. :D
Size Nietzsche nin bazı özdeyişlerine yazayım.Dava fazlası kitapta:D
>Mükemmel aşk, insanın kendisini mutsuz edecek kişiyi sevmesidir...
<Hep öğrenci kalan insan,öğretmenine borcunu kötü ödüyor demektir...
>Ölümün son iyiliği,birdaha ölümün olmamasıdır...
>Umut kötülüklerin en kötüsüdür.Çünkü işkenceyi uzatır..
>İnsan yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman,ölüm taşıdığı dehşeti yitirir...

Kitap adı:Nietzsche Ağladığında
Kitap yazarı:Irvin D. Yalom
Yayın evi:Ayrıntı Yayınları
Aktörler:
Nietzche: Henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı bir filozof. Yalnızlığı seçmiş. Acılarıyla barışmış. İhaneti tatmış. Tek sahip olduğu şey, valizi ve kafasında tasarladığı kitaplar. Karısı, toplumsal görevleri ve vatanı yok. İnzivayı seviyor. Tanrıyı öldürmüş. 'Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır,' diyor. Daha sonra 'kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: Önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?' diyecek. Ümitsiz
Breuer:Efsanevi bir teşhis dehası. Ümitsizlerin kapısını çaldığı doktor. Psikanalizin ilk kurucularından. Kırkında, bütün Avrupalı sanatçı ve düşünürlerin doktoru olmayı başarmış. Güzel bir karısı ve beş çocuğu var. Zengin. Saygın. Hayatı boyunca 'ama' pozisyonunda yaşamış biri.
Freud: Breuer'in arkadaşı. Henüz genç. Geleceği parlak. Şimdi yoksul.
Salomé: Erkeklerin başını döndüren kadın. Çekici. Özgür. Evliliğe inanmıyor.
Bazen aynı anda birçok erkekle beraber oluyor. Sanatçıları ve düşünürleri tercih ediyor. Kırbacı var.
 
1. hepimiz bir sürü parçadan oluşuruz ve bu parçalar kendilerini ifade etmek için çırpınır. bizler yalnızca varılan son uzlaşmadan sorumlu tutulabiliriz, her parçanın sahip olduğu karmaşık dürtülerinden değil.
2. ideal evlilik ilişkisi, her iki insanın da yaşamını sürdürmesi için bu ilişkiye muhtaç olmadığı zaman kurulandır.
3. biriyle tam bir ilişki kurabilmen için önce kendinle ilişki kurabilmelisin.
4. kendi yalnızlığımızı kucaklayamazsak, inzivaya karşı kalkan olarak başka birini kullanırız. yalnızca bir kartal gibi yaşayabilen insan-başka birine sevgisini verebilir; yalnızca o zaman o insan bir başkasının büyümesi ve gelişmesiyle ilgilenebilir.
5. her insan, gerçeğin ne kadarına dayanabileceğini seçmeli.
6. en çok çiğ damlası, en sessiz gecede düşer.
7. mezarlıkların, insanın zihnini dinlendirdiğini ve yaşamdaki önceliklerin değerlendirilmesini sağladığı söylenir.
8. en çok arzu edilen kadın en çok korkulan kadındır. tabii bunun nedeni onun ne olduğu değil, bizim onu nasıl gördüğümüzdür.
9. ikili yaşam ilave yaşam gibi. insana adeta uzatılmış bir yaşam sunuyor.
10. bizler arzu edilenden ziyade arzu etmeye aşığızdır.
11. kendini iyi biri olarak gösteriyor -kimseye zarar vermiyor- yalnızca kendinden ve doğadan başka kimseye! sırf pençeleri yok diye kendilerine iyi diyenlerden biri olmaktan vazgeçirmeliyim onu.
12. uygar, kibar ve görgülü bir adam. vahşi tabiatını ıslah etmiş, içindeki kurdu kuzuya çevirmiş. ve buna ılımlılık diyor. bunun asıl adı, vasatlıktır.
13. bastırılmış hınç insanı hasta eder.
14. yaşadığımız şeyleri biz icat ederiz. dolayısıyla icat ettiğimiz şeyi de yok edebiliriz.
15. tanrının ölmüş olması demek, varolmanın amacı olmadığını göstermez.
16. ölümün geliyor olması, yaşamın değerli olmadığı anlamına gelmez.
17. yaşam planınız sizin elinizde değilse, varlığınızı rastlantıya bırakmışsınız demektir.
18. kimler daha emniyette, kimler daha rahat, kimler sonsuza dek mutludur? yalnızca sığ zihinli olanlar yani sıradan insanlar ve çocuklar.
19. insanların tarzları iki temel bölüme ayrılabilir: ruhunda sükunete kavuşmak ve mutlu olmak isteyen insanlar inanmalı ve iman etmeli, ama hakikatin peşindeki insanlar iç huzurundan feragat edip yaşamlarını bu sorgulamaya adamak zorundadırlar.
20. başkalarının kurallarına uymak, insanın kendini yönetmesinden çok, hem de çok daha kolaydır.
21. size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemim yollarını aramak değil. (kendinden hoşlanmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarını kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlarlar.bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar. ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesinin altına girmeyi kabullenmektir.)
22. aslında verir gibi yaparak hediyeyi kendiniz almaya çalışanlardan biri misiniz?
23. bir dost dinleneceği bir yer aradığında ona verilecek en iyi yer sert bir yataktır.
24. aslında kimse kimseye yardım edemez; insan kendine yardım etme gücünü kendi içinde bulmalıdır.
25. neysen o ol.
26. daha derinlere inip motivasyonlarınızın kaynağını bulun! hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. insanın bütün eylemleri kendine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine-hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir.
27. yazılarımdaki başarı, sürüler halinde yaşamanın getirdiği rahatlıktan kendimi bilerek ve isteyerek uzaklaştırmamdan; kötü ve güçlü eğilimlerle yüz yüze gelme cesaretini gösterebilmemden kaynaklandı. araştırma ve bilim, önce inançsızlıkla başlar. ancak inançsızlık başlı başına strestir. yalnızca güçlüler buna dayanabilir.
28. gerçeğin ne kadarına dayanabilirim ?
29. beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir.
30. birinin kendisini başka birine açması ihanetin kapılarını açar ve ihanet insanı çok rahatsız eder.
31. bir kişi köprüyü geçmek üzere -yani, öteki kişiye yaklaşıyor- o anda karşıdaki kişi, o kişinin zaten yapmayı düşündüğü şeyi yapmaya davet ediyor. o zaman birinci adam adım atamıyor; çünkü artık yapacağı şey, diğerine boyun eğmek gibi geliyor, belli ki yakınlaşma yolunu engelleyen şey, güç.
32. ölümün son iyiliği bir daha ölmeyecek olmaktır.
33. kafası bir sürü kitaba gebe ve baş ağrılarının nedeni de beynin doğum sancıları olduğu düşüncesinde.
34. kemikleri, eti, bağırsakları ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanabilir hale getiriyorsa, ruhun ajitasyonu ve ihtirası da kibirle kapatılmıştır; ruhu kaplayan deridir.
35. kendi alevlerinizde yanmaya hazır olmalısınız: önce kül olmadan kendinizi nasıl yenileyebilirsiniz?

kaynak: http://www.missfreedom.i-p.com/kitap1.htm
 
Gidene kal demeyeceksin,
Gidene kal demek zavallılara
Kalana git demek terbiyesizlere
Dönmeyene dön demek acizlere,
Hak edene git demek asillere yakışır.
Kimseye hak ettiğinden fazla değer
verme
Yoksa değersiz olan hep sen olursun

Nıetszche
 
Bu kitapta dahil Nietsche,nin tüm bir kaç kitabını okudum.Bir çok kimse bu adamı yanlış anlıyor,mesela üst insan derken ırkçılıktan falan bahsettiğini zannediyor.Nietsche'nin böyle bir durumla ilgisi bile yoktur.o insanın kendini aşmasını tavsiye eder hep,ama kendiside çelişkiler içinde biridir bu yüzden Nietsche şudur diyemeyiz.fakat Nietsche yi anlamak için Ecco Homo adlı eserini okumalı ilk başta....
 
gerçekten harika bir kitap çok beğendiğim ve herkese tavsiye ettiklerimin başında yer alan kitaptır.hele sonunda doktorun hastasıyla hiç karşılaşmamış olması çok şaşırtıyor okuyucuyu
bu kitabı okuyanlara şiddetle aynı yazarın divan adlı kitabını tavsiye ediyorum
 
Divanı Okudum muhteşem gerçekten ,belki gerçekte hiç karşılaşmamış Nietsche ve Sigmund Freud'u çok güzel kurgulamış yazar..
 
Filminin iyi olmadığı eleştirilerini okuyunca , kitabını okuyayım dedim. Fakat şu sıralar zihnen yorgunum , akşamları o yorgunlukla konsantre olamadım kitaba. Henüz 100 sayfa kadar okuyabildim. Detaycı ama akıcı da bir dili var aslında. Sanırım tekrar tekrar okunması gereken kitaplardan :)
 
Semacım ne kadar da anlaşıyoruz yahu:) ben de tam yaz tatilinde okuyayım artık şu kitabı diyordum. Yıllardır ertelediğim bir kitap bu. Okumaya fırsatım olmadı. Hep başka bir kitap planlarımı bozdu. Yazın inşallah ben de okuyacağım, kritiğini yaparız artık birlikte:)
 
Hatuncum, benim sizin gibi 3 ay yaz tatilim mi var:p:D Muhtemelen yazın daha yorgun bir kafayla çalışıyor olacağım.
Bu kitabı hakkını vererek okumak istiyorum , bakalım nasıl mümkün olacak :confused:
 
Seni çatlatmak istemem ama canımın içi, 3 ay tatil de az yahu:)
Neyse kitabı tadını çıkara çıkara okurum ayrıntıları hatırlatır dururum sana:)
İşin zor çok çok zor canım:)
 
Üst Alt