Nedense, kadınlarla ilgili başlıkları daha çok erkekler açıyor. Hemcinslerim adına üzülmeli miyim? Yoksa, erkeklerin duyarlılığına sevinmeli miyim?
Yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada bir kadın sorunu olduğu gerçeği var. Ne yazık ki, kadınlarımız bu sorunu bilinçlerine çıkarmıyorlar. Gerek bu sitede gerekse çevremde kadın sorunu yoktur diyenleri hayretle karşılıyorum.
Ben çocukluğumdan itibaren çok ezilen, dövülen, aşağılanan, çocuğu elinden alınan kadın gördüm. Çaresiz bırakılan, bu çaresizliğinin altında boyun eğen birçok kadın gördüm.
Hiç çevremde ezilen kadın görmedim diyenler, hiç gazete, hiç makale, hiç dergi, hiç araştırma yazısı okumuyorlar mı?
Kadın olmak, daha avantajlı diyenler, kadınların belli mesleklerden dışlandığını, kadınlara küçük işlerin verildiğini, kadının yalnızca cinselliğini kullanacağı mesleklerde yoğunlaştığını bilmiyorlar mı?
Engellinin cinsiyeti yoktur diyenler, engelli erkeklere göre engelli kadının okuma yazma oranının daha az olduğunu bilmiyorlar mı?
Yine engelli erkeklerin engelli kadınlara göre istihdam oranının yüksek olduğunu bilmiyorlar mı?
Engelli kadın, engelli olmayan kadına göre daha çok şiddete uğramaktadır. Özellikle cinsel şiddetin türlü biçimlerini yaşamaktadırlar. Neden peki?
Çünkü, engelli kadın diğer hemcinslerine göre, daha güçsüz oldukları düşünülmektedir. Zaten toplum engellilere acınacak varlıklar olarak bakmıyor mu?
Çünkü, engelli kadınların kendilerini anlatamayacakları düşünülmektedir.
Çünkü, engelli kadınlar, toplumca aşağılanmaktadır.
En çok engelli kadınlar, akrabalar, yabancılar, arkadaşlarınca sözel, bedensel ve cinsel sömürüye uğramaktadırlar. Çoğunlukla başkalarına bağımlı olan engelli kadınlar, zihinsel engelli kadınlar, bu tür saldırılarla karşılaşmaktadırlar.
Zihinsel engellilerin en çok tecavüze uğradıkları da yadsınamaz.
Hem zihinsel hem de sağır ve dilsiz kadınlar, bu tür saldırılara uğradıklarında yardım istemekte zorlanmaktadırlar.
Öyle çok sorun var ki… Hangisini sayayım. İstatistiklere göre, engelli erkekler kendilerine daha kolay partner bulmakta ve evlenebilmektedir. Oysa, bu oran engelli kadınlarda düşüktür.
Çünkü, toplumda engelli kadınla evlenemeyeceğine ilişkin inanç var.
Çünkü, engelli kadın, “iyi bir eş” “iyi bir anne” olamaz.
Çünkü, engelli kadın, kendisinden beklenilen rolleri yerine getiremez.
Çünkü, engelli kadın engelsiz bir çocuk doğuramaz.
Ben, çevremde engelinden dolayı ezilen çok kadın gördüm. Ben çevremde, engelli çocuğu olduğu için kocasınca kaderine terk edilen öyle çok kadın gördüm ki…
Sonradan engelli olduğu için yine kocasının boşadığı bir sürü kadın gördüm.
Evet, onların çaresizliklerini gördüm. Bir şey yapamamanın acısını duydum içimde.
Kadın sorunu, bireysel değil toplumsal bir sorundur.
Sen, ben, o kim derseniz deyin. Sözü edilen kişilerin bireyselliklerini kazanması kadın sorunu olduğunu gerçeğini değiştirmez.
Ben engelli kadın olarak birçok sorun yaşadım. Evet, belki susmadım. Kendimce mücadele ettim. Ama, o sorunlarla boğuşmak hep benden bir şeyler alıp götürdü.
Çocuğumu iş yeri kreşine yazdırmak için mücadele ettim.
Sen memursun. Etek giyeceksin. Pantolon giyemezsin, dediler. Mücadele ettim. Bu yüzden, adım kavgacıya çıktı. Sen bize nasıl kafa tutarsın, dediler. Sicilimle oynadılar.
Servis güzergahı evime uzak bir yerden geçiyordu. Çocuğumu kucağımda taşıyamıyor, servise yetişene kadar kan ter içinde kalıyordum. Servis güzergahını değiştirmek için sorumlularla didiştim.
Ev işlerinin paylaşımı konusunda eşimle mücadele ettim. Çünkü, ev işleri yapmaya alışmamıştı.
Kızımın doğumu sırasında bir sürü sorun yaşadım.
Hangisini yazayım… Bir sürü şey…
Evet, engelli kadın daha çok eziliyor. Çünkü, iki kez ayrımcılığa uğruyor.