diyalog aynen şöyle
- şu kutuyu biraz daha itttiiiirrr
veeee çatatttttt!!! benim beton sandığım yer meğersem rengi değişmiş bir gariban sunta değilmiymişşşş... tabi ben bunu 3 metreden aşağıya çakıldığımda ve kendimi kırık bi bebek gibi hissettğimde öğrendimm :shock:
sonrasında "kaşık sedye isterimmm, o olmadan kalkmammmm "diye tutturdum ki beni kurtaranda inadım olmuş (oldum olası inadımdan şikayetlenen anneme selammmm)
sonrasında şaşkın saatler..
sedyede yatarken hastaneler daha bi farklıymış. o yerdeki karoları birleştirmek için kullandıkları metal şeyler var ya o metal şeylerrrrr... her üzerinden geçişte söylediğim şarkının volümünü arttırannn :!: haa sahiii evet şarkı söylüyordum sedyede oraya buraya götürülürken. o kadar canım yanıyordu ve o kadar endişeliydim ki bi şekilde farklı bi şey yapmam gerekiyordu. hiç bi şarkı aklıma gelmeyince "mini mini bi kuş donmuştuuuu.." diye mırıldanmaya başlamıştım ve sanırım arkadaşlarım "eyvahhh beyni hasar gördü "diye düşündü
MR bölümü daha da komikti..
canımın yanmasına yarenlik eden kapalı yer fobimm kuşlu şarkıya bu kez istiklal marşı eşlik ediyordu :!: niyeyseee, nerden geldiyse aklımaa ben tabii kimsenin beni duymadığını sanıyorum, içimden "seslensem duyarlar beni. korkma, dışarda bi dolu arkadaşın var, hemen dalar biri odaya" diye sakinleştirmeye çalışırken, ama duymama olasılığına karşı seslenmezken meğer benim avaz avaz istiklal marşım yıkıyomuş ortalığı..
saatler süren muayenelerin en kötü yanı bilinmezlikdi.. kimse neyim olduğunu söylemezken sadece şarkı söylüyordum, yanaklarımdaki yaşlarla..
korkuyordum, deli gibi korkuyordum.. çünkü ben neyim olduğunu biliyordum.. yere düştüğümde benden çıkan sesi hiç kimse duymamıştı ki.. sorsalar söylerdim, kırıldığımı...
- şu kutuyu biraz daha itttiiiirrr
veeee çatatttttt!!! benim beton sandığım yer meğersem rengi değişmiş bir gariban sunta değilmiymişşşş... tabi ben bunu 3 metreden aşağıya çakıldığımda ve kendimi kırık bi bebek gibi hissettğimde öğrendimm :shock:
sonrasında "kaşık sedye isterimmm, o olmadan kalkmammmm "diye tutturdum ki beni kurtaranda inadım olmuş (oldum olası inadımdan şikayetlenen anneme selammmm)
sonrasında şaşkın saatler..
sedyede yatarken hastaneler daha bi farklıymış. o yerdeki karoları birleştirmek için kullandıkları metal şeyler var ya o metal şeylerrrrr... her üzerinden geçişte söylediğim şarkının volümünü arttırannn :!: haa sahiii evet şarkı söylüyordum sedyede oraya buraya götürülürken. o kadar canım yanıyordu ve o kadar endişeliydim ki bi şekilde farklı bi şey yapmam gerekiyordu. hiç bi şarkı aklıma gelmeyince "mini mini bi kuş donmuştuuuu.." diye mırıldanmaya başlamıştım ve sanırım arkadaşlarım "eyvahhh beyni hasar gördü "diye düşündü
MR bölümü daha da komikti..
canımın yanmasına yarenlik eden kapalı yer fobimm kuşlu şarkıya bu kez istiklal marşı eşlik ediyordu :!: niyeyseee, nerden geldiyse aklımaa ben tabii kimsenin beni duymadığını sanıyorum, içimden "seslensem duyarlar beni. korkma, dışarda bi dolu arkadaşın var, hemen dalar biri odaya" diye sakinleştirmeye çalışırken, ama duymama olasılığına karşı seslenmezken meğer benim avaz avaz istiklal marşım yıkıyomuş ortalığı..
saatler süren muayenelerin en kötü yanı bilinmezlikdi.. kimse neyim olduğunu söylemezken sadece şarkı söylüyordum, yanaklarımdaki yaşlarla..
korkuyordum, deli gibi korkuyordum.. çünkü ben neyim olduğunu biliyordum.. yere düştüğümde benden çıkan sesi hiç kimse duymamıştı ki.. sorsalar söylerdim, kırıldığımı...