Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Haber] Otistik Çocuklar, Öğretmen Bekliyor

Oya Tekin

Üye
Üyelik
14 Tem 2004
Konular
59
Mesajlar
414
Reaksiyonlar
0
Otistik Çocuklar, Öğretmen Bekliyor

Türkiye'de 0-14 yaş arası otistik çocukların sayısının 81 bin olduğu tahmin ediliyor. Bu rakama her yıl ortalama 5 bin otistik çocuk ekleniyor. Ülkemizde otistik çocuk eğitim merkezi 61 tane. Ancak eğitimci yetersizliği yüzünden sadece 650 çocuk bu merkezlerde eğitim alabiliyor



İletişim kuramamak, gözlerimizin içine bakamamak, cümle kuramamak, duygularını ifade edememek, otistik çocukların en belirgin özellikleri arasında sayılıyor. Bu çocuklar özel eğitim sayesinde hayatın içinde yer alabiliyorlar. Ancak Türkiye’de bu alanda çok az eğitmen var. Öğretmen açığı yüzünden ise bu çocuklar o kapalı dünyalarından bir türlü çıkamıyorlar.

Ülkemizdeki otistik çocuk sayısı tam olarak bilinmiyor. Fakat resmi verilere göre bu sayının 81 bin civarında olduğu düşünülüyor. 0-14 yaş arasında 81 bin otistik çocuktan ise sadece yaklaşık 650’si eğitim görebiliyor. Çocuklarını okula göndermek isteyen anne-babalar da bu açıktan dolayı, “Altı sene bekleyin” gibi ifadelerle karşı karşıya kalıyorlar. Bunun en önemli nedeni ise öğretmen açığı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2002-2003 rakamlarına göre, Türkiye’de özel eğitime ihtiyacı olan 1 milyon 800 bin kişi var. Fakat bakanlığın verdiği bilgilere göre, bunlardan sadece 46 bini özel eğitim alabiliyor. 2003’ten sonra bu konuyla ilgili yapılmış kapsamlı bir araştırma olmadığı için bugünün rakamları bilinmiyor...

Öğretmen açığı ciddi sorun
İstatistiklere göre otizmden etkilenen yaklaşık 271 bin otistik birey var. Otizm bu bireylerin anne, baba, kardeş, özel eğitim öğretmeni ve doktorlarını da yakından ilgilendirdiği için, toplam 1 milyon 626 bin kişinin otizmden etkilendiğini söyleyebiliriz. Yani bu, 1 milyon 626 bin kişinin de eğitilmesi anlamına geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verdiği rakamlar ise ürkütücü. Özel eğitime ihtiyacı olan 1 milyon 800 bin çocuktan sadece 46 bini bu eğitimi alabiliyor. Ciddi bir eğitim boşluğundan söz eden uzmanlar, buna karşı derhal önlem alınması gerektiğini vurguluyorlar. Otistik çocukların tek tedavilerinin eğitim olduğunu vurgulayan uzmanlar, sırf eğitimsizlik yüzünden bu çocukların Türkiye’de tedavi edilemediklerini, dolayısıyla toplumun içinde yer alamadıklarını vurguluyorlar...

Aylin Sezgin, Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı (TOHUM) Başkan Yardımcısı, aynı zamanda da vakfın kurucuları arasında yer alıyor. Otistik çocukların eğitim sorunlarıyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Sezgin, öğretmen sıkıntısından dolayı Türkiye’deki otistik çocukların topluma karışamadıklarına dikkat çekiyor: “Otizm çoğunlukla hayat boyu süren bir rahatsızlık. Çocukların iletişim, sosyal ilişkiler ve sosyalleşmesini engelleyen nörolojik bir bozukluk. Çocukların yaklaşık yüzde 50’sinin çok yoğun eğitim alabilirlerse akranları gibi olma şansları var. Fakat ülkemizde hem otistik çocuklar eğitim merkezlerinin sayısı az hem eğitim süresi kısıtlı hem de verilen eğitim birebir olmadığı için bu çocuklar hayatın içinde yer alamıyorlar.”

TOHUM Vakfı, geçen eylül ayında otistik çocukların eğitimi için bir çalışma başlattı. On çocukla başlayan çalışmada, öğrencilere günde altı saat eğitim veriliyor, daha sonra eve dönen çocuklar verilen ödevleri yapıyorlar. Bu çalışmanın farkı, ailelerin de eğitime katılmaları. Sezgin, programı şöyle açıklıyor: “Çocuk uyandığından yatıncaya kadar bir program veriliyor ailelere. Hayatının her noktasıyla ilgili, el yıkamasıyla, yemek yemesiyle, banyo yapmasıyla ilgili pratik ya da akademik her konuyu kapsayan bir müfredat getirdik yurtdışından. Çocuğun sizinle göz temasında bulunmasını, parmağıyla bir şey göstermesini, renkleri, sayıları öğrenmesini, toplumla mümkün olduğu kadar kaynaşabilen bireyler yaratmayı hedefliyoruz. Eğitimdeki amaç, farklılıklarını olabildiğince aza indirmek.”

Türkiye’de otistik çocuklar için öğretmen eksikliği, birçok çocuğun yıllarca beklemesine neden oluyor. Sezgin, otistik çocukların eğitim sorunları hakkında şunları anlatıyor: “Özel eğitim fakültesinin bugüne kadar mezun ettiği özel eğitimci sayısı 2 bin. Bu 2 bin kişinin hem görme engelliye hem işitme engelliye hem de fiziksel, zihinsel engelliye, artı otistik çocuklara hizmet etmesi lazım. Bu imkânsız bir durum. Oysa otistik çocuklar için 15 bin konuşma terapisti, 15 bin özel eğitimciye ihtiyacımız var. Devletse şu an mevcut öğretmenlere 1-2 aylık eğitim kursları vererek, bu çocuklara öğretmenlik yapmalarını teşvik ediyor. Dolayısıyla bu okullar, eğitim merkezinden çok, bakımevlerine dönüşüyor. Bu merkezlerin çocukları tamamen hayata kazandırması mümkün değil. Bireysel eğitim şart. Çünkü her çocuğa farklı bir eğitim gerekiyor.”

Haftada 40 saat eğitim gerekiyor
Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi (TODEV) Müdürü Mine Kılıç ise otistik çocukların eğitiminde ciddi bir boşluk yaşandığına dikkat çekiyor. Türkiye’de otistik çocuklarla ilgili yapılmış herhangi bir çalışma olmadığını belirten Kılıç, ciddi bir eğitmen sorunu yaşandığına dikkat çekiyor: “Otistik çocuklarla uğraşmak zor iştir.

Bu çocuklarda bireysel eğitim çok önemli. Çünkü otizmin tek tedavisi eğitim. Bu eğitim de ne kadar yoğun olursa o kadar iyi. Gelişmiş ülkelerde haftada 40 saat eğitim veriliyor. Fakat Türkiye’deki okullarda ayda altı saat bireysel ders, ayda dört saat de grup terapileri veriliyor. Bu çok az.”

1943 yılında adı konan otizm sendromu, üç yaşından önce ortaya çıkıyor, erkek çocuklarda kızlara oranla 4-5 kat daha fazla görülüyor. Uzmanlar, otistik çocukları nedeniyle bir hekime başvuran anne-babaların sayısında bir artış olduğunu söylüyorlar. Bu artışın bir nedeni de bu konuyla ilgili farkındalığın artmış olması. Nedenleri hâlâ tam olarak bilinmeyen otizmin, kesin bir tedavisi de yok. Ancak erken tanı (üç yaşından önce) ve iyi bir eğitimle, bu çocukları ‘normale’ çok yaklaştırmak mümkün.

Çocuğunun eğitim görmesi için mücadele veren annelerden biri ise Hülya Kurt. Hülya Kurt, 36 yaşında. Üç oğlu var. Okay, 13 yaşında. Otizm tanısı konduğunda iki buçuk yaşındaymış. Mete ise beş yaşında. O da iki yaşında tanışmış bu hastalıkla. Mete’nin bir de ikizi var. Adı Bora. Bora sağlıklı. Ama kardeşleriyle iletişim kuramadığı için gelişim geriliği görülmeye başlanmış. Annesi, bir süredir anaokuluna giden Bora’nın sağlıklı çocuklarla bir arada olması nedeniyle kendini toparladığını söylüyor.

Özellikle otistik çocuklarının eğitim görmeleri için seferber olan Hülya Hanım, öğretmen sıkıntısından dolayı çocuklarına istediği gibi bir eğitim aldıramıyor. Bugüne kadar çaldığı bütün ‘okul kapılarının’ yüzüne kapandığını, “Altı yıl bekleyeceksiniz” gibi sözlerle karşılaştıklarını anlatan anne, eğitimde geç kalındığı için özellikle büyük oğlu Okay’ın hastalığının ilerlediğine dikkat çekiyor: “Ciddi bir öğretmen sıkıntısı var. Pek çok aile mağdur. Bu okulların servisleri de yok.

Çocuğunuz dışlanıyor göz göre göre ve hiçbir şey yapamıyorsunuz. Çocuklarımı TOHUM Vakfı’na yazdırmaya karar verdim. İkisi de burslu olarak iki yıldır bireysel eğitim görüyorlar. Eğitimin büyük yararı oldu. Mete odanın içinde kaldığında kapının kolunu indirip dışarı çıkamıyordu. Şu anda çok iyi. İnce işleri yapabilecek hale geldi. Makas bile kullanıyor. Göz teması hiç yoktu, şimdi var. Daha iyi iletişim kurmaya başladı. Bizlere yakınlaşmaya başladı. Okay şu an çok güzel yazı yazabiliyor. Rakamları öğrendi.”

Uzmanların söylediklerine göre otistik çocuklar da eğitim sayesinde hayatın içinde yer alabiliyorlar. Yurtdışında bunun güzel örnekleri var. Özellikle de hafif ve orta düzeyde olanların bir kısmı birtakım iş yerlerinde çalışabiliyorlar. Bilgisayarda ya da çizim, müzik konusunda oldukça iyi olan, hatta profesör bile olmuş otistik bireyler var.

Prof. Dr. Haluk Yavuzer - Çocuk Psikoloğu
“Otizmde yol almak, iğneyle kuyu kazmak gibidir”

Otizm; birebir, yüz yüze, sevgiyle, sabırla, tensel temasla, göz kontağıyla ve iğneyle kuyu kazar gibi uzun süreli bir tedavi sürecinde annenin-babanın, çevredeki kişilerin, öğretmenlerin desteğiyle ancak yol alınabilecek bir rahatsızlık. Tedavi seneler sürebilir. Zaman içinde otistik çocuğun dış dünyayla mesaj alışverişinde olduğunu, bundan keyif aldığını ve kendi kabuğunu yırttığını görebiliriz. Ancak her çocukta aynı sonuç alınamayabilir.
Sorunun temeli çocuk değil, davranışın kendisidir. Değiştirilmek istenen davranışın ise, bir kişilik özelliği olmadığını da benimsemeli aileler. Davranışın nedeni dikkat çekme, saldırganlık veya sadece bu davranıştan hoşlanma ya da eğlenme olabilir. Aile bilinçlendirilmeli. Yüz yüze iletişim çok önemli. Kısa vadede sabırsız bir yaklaşımla gerçekleştirilebilecek bir konu değil. Çocuk hekimi, çocuk psikiyatrı, klinik psikolog gibi uzmanlardan yararlanmak gerek. Herkesin ilgiyle konuya yaklaşması ve sabırlı olması lazım.

■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■

Otizmin bazı belirtileri

Konuşmayla ilgili sorunlar. (Çoğu çocuk geç yaşta konuşur, ya da hiç konuşmaz)
İletişim kurmakta, arkadaş edinmekte güçlük.
Duygu, düşünce ya da bir istek ifade etmekte zorlanma.
Toplumsal, duygusal yönden iletilen mesajları alamama.
Göz temasından kaçınma.
Tekrarlayıcı hareketler yapma (Dönme, sallama, el çırpma, bazı vücut hareketleri, sürekli birtakım düğmelere basmak gibi).
İlgisizlik.
Uygunsuz gülme.
Bazıları sosyal beceri gerektirmeyen faaliyetlerde çok başarılıdır (müzik, bulmaca, boz-yap oyunları gibi).
Sıklıkla bu çocuklarda korku, uyku ve yeme bozuklukları, öfke nöbetleri, saldırganlık gibi sorunlar da görülebiliyor.

Bazı otistik çocuklar eğitim merkezleri
* TOHUM, Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı: 0 212 244 75 00
* TODEV Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi: 0 216 5654536
* İstanbul 100.Yıl Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi: 0 212 563 70 86
* İstanbul Hamit İbrahimiye Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi: 0 216 565 23 75
* İstanbul Otistik Çoçuklar Eğitim Merkezi: 0 212 321 20 39
* Ankara Lions Kulübü Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi: 0 312 446 64 27
* Bursa Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi: 0 224 220 67 07
* Denizli Çamlık Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi: 0 258 377 80 22
* Malatya Otistik Çocuklar Merkezi: 0 422 238 11 49
* Samsun Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi: 0 362 438 60 98
* Mersin Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi: 0 324 341 22 66
* Sakarya Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi: 0 264 211 47 14

Bade GÜRLEYEN
Tempo

Buda başka bir eğitim ayıpları. Hem de en öncelikli ele alınması gerekenlerden biri. Rakamlara bakılınca durumun vahameti anlaşılıyor. Bu konuda Otistik çocuğu alan ailelerin mutlaka söyleyecekleri vardır diye düşünüyorum.
 
haklısın oya abla bu çocukların eğitime ihtiyaçı var her çocuk gibi...
kendini geliştirme haklarına sahip!!!!!!
umarım sorun en kısa zamanda çözülür......
 
81 bin otistik ve 650 si tedavi görüyor :( :(
 
Üst Alt