Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Gazeteci Ayşe Önal'a Bravo!

Almira

Yeni Üye
Üyelik
2 Ocak 2004
Konular
1
Mesajlar
23
Reaksiyonlar
0
Dünkü Akşam gazetesinde Gazeteci Ayşe Önal'in, TRT'nin İşitme Engellilerin Haber Tercümanı olarak görev yapan Bahar Kobal'in işine son verilmesi nedeniyle ele aldığı yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Sakatlara uygulanan ayrımcılığa da değinmesi alkışlanmaya değer çabasıdır.
Bu yazıyla ilgili alıntı :
Pazar 15 Ağustos 2004
Ayşe Önal

ayse.onal@aksam.com.tr
ayse@journalist.com

TRT'nin işaret tercümanı

Rüzgar önce en zayıf ağaçları, kasırgalar önce en güçsüz barınakları, deprem önce en korumasız binaları yıkar. Doğa önce savunmasızı yok eder. Güçlüler bundan çok hoşlanırlar. Örnek alırlar. Tensikatta en az maaş alanlar çıkarılırlar. Hak taleplerine ilişkin bir ses kulaklarını tırmaladığında, doğayı örnek verirler. Medeniyeti doğadan ayıran kalın çizginin insanın aradığı hakkaniyet sistemi olduğunu hatırlamazlar. (En korunmasızların ise ellerine geçen ilk fırsatı nasıl kullandıkları ayrı bir bahis. Şimdilik dokunmayalım.)

Sakatlar bu kümededir. Daha da ayıbı, güçlüler, sakatların vahşi kurallar içinde yok olmaları ile yetinmeyip, kendi duygularını imarda onları malzeme olarak kullanırlar. Yaşama hakkında eşitlik sağlamak yerine merhamet ile eşitsizlik duygusal boyutta da yeniden üretilir. Merhamet ederek aşağımızda, yukarıda olduğumuzu kanıtlayan birilerinin varlığı ile avunuruz. Ne kadar merhametli olunduğunu göstermek için oyuncu bir yardımla, elindekinin bir kısmını aşağıda sürünene uzatmak için en uygun ekip sakatlardır. Merhamet tartışılamaz.

Darbeler de öyledir. Elinde silah olanın cetvel nizamı verdiği toplumlarda en güçsüzler ilk yok edilendir. Hakları ilk gasp edilendir. Ve onların sesi çoğunlukla üst üste çöken enkazların arasında en altta olduğu için işitilmesi imkansızdır. Güçsüzler haksızlıkla doğarlar, haksızlıkla yaşarlar ve haksızlıkla yok olurlar. Demokrasilerde bunu önlemeye yeltenen uygulamalara pozitif ayrımcılık deniliyor. Bilmem duydunuz mu?

Darbelerle sakat insanların ne ilgisi olabilir? Belli ki ne siyaset hasmı olabilirler ne devleti ilgaya teşebbüs edebilirler. Belleklerinizi zorlarsanız ne ilgisi olduğunu hatırlayacaksınız. 1980 darbesinde Evren, halka sunulan en büyük düşman Yunanistan'a NATO kıyağı yaparken diğer yandan kamu alanında çalışan sakatların vergi indirimi yasasını iptal etmişti. O güne kadar vergiden muaf tutularak daha yüksek bir maaş alan sakat insanlar 80 darbesi ile hayat karşısındaki eşitsizliklerini bir miktar avutan maaşlarından olmuşlardı.

Gözünü başkasının aldığı paradan ayıramayan kem kültür de çok rahat etmişti. Kimse kendisine, 'hangi görme yoksunu veya tekerlekli sandalyeye mahkum biri önüne daha fazla maaş veya görmek ya da yürümek seçeneğini koysa neyi seçerdi?' yi sormamıştı.

80 darbesini yad etmemin nedeni TRT'nin işitme engellilerin tercümanı olarak çalışan Bahar Kobal'ın işine son verdiğini okumuş olmam. Her şey batıdan taklit ya, Avrupa televizyonlarına bakıp, işaret tercümanı olmadığını görünce çalışanı kovmuşlardır. Oysa eğitim çağındaki işitme engelli nüfusunun tamamına eğitim vermiş olan AB ülkelerinde TV'lerde haberlerden belgesellere, yarışmalardan canlı yayınlara her şey alt yazılı sunuluyor. Bir şeyi yıkmadan önce yerine koymanız gereken tekniğe hazır mısınız? Hazırsanız bile ülkenizin işitme engellilerinin tamamı okuma yazma biliyor mu? Pozitif ayrımcılık diye bir demokrasi seçeneği var.. Bilmem haberiniz var mı?

Alkışlanacaklar listesine bu saygıdeğer kişinin de eklenme ricasıyla. :)
 
TRT'yi kınıyorum ve Ayşe Önal'ı duyarsız kalmadığı için yürekten alkışlıyorum
 
gazeteci dediğin böyle olur işte, tebrik ediyorum
 
Üst Alt