Tekrar selam degerli arkadaşlar nasılsınız umarım iyisinizdir...
Arkadaşlar umarım dediğiniz gibi en kısa zamanda bir tedavi çıkar.Son zamanlarda ortada tam olarak somut bir gelişme görünmese bile çok araştırmalar ve çalışmalar var.Elif arkdaşımızında anlattıkları gibi bazı uzmanlar artık gizli gizlide olsa bazı umutların olduğunu saklamıyorlar en azından.Bizde kas hastası arkadaşlar için kurduğumuz Sitemizde ve sohbet grubumuzda zaman zaman bazı arkadaşların kendi doktorlarından aldıkları bazı ip uçlarını tartışıyoruz ve umutsuzluğumuz azalıyor.Fakat yinede çok umutlanmamak gerektiği kanısındayım arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar sizlerle daha önceden duymadığımız başka bir çalışma haberini paylaşmak istiyorum.Bu haber daha çok yaşlılık etkilerinin azaltılması hatta durdurulması ile ilgili bir çalışmayı içeriyor.Ama bu haber bizim gibi distrofi eksikliginden müzdarip hastalar içinde faydalı olacak bir çalışma.Paylaşmak istedim umarım kayda değer bir gelişme olur ilerde...
--Genç Kalmanın Sırrı --
izafet.Com - Genç Kalmanın Sırrı Doğal insan" ileri yaşlarında, kaslarının yaklaşık beşte biri ila üçte birini kaybediyor. Pörsümüş kaslar, sarkmış deriler, şişkin bir göbek aynada iyi görünmüyor. Üstelik bu yalnızca bir estetik sorunu da değil. Kaslar, bedenimizdeki toplam dokunun en büyük bölümünü oluşturuyor. Yok olan dokularla, bedenimizin savunma araçları da yok oluyor. Hastalanma, sakatlanma olasılığımız artıyor.
Kuşkusuz, 70 yaşına geldiğimizde, modelimiz Arnold´a benzemeyi aklımızdan geçiremeyiz. Ama hiç değilse 20 yaşlarımızdaki formumuzu korusak. "Sorun değil" diyor araştırmacılar. Çözüm, biraz biyonikleşmekte. Yedek parçalarımız da, metal, kauçuk ya da plastik değil, yene biyolojik. Protein ya da DNA parçası plazmidler. Bunları bedenimize göndermenin yolu da genetik aşılar.
ABD´nin Pennsylvania Üniversitesi araştırmacılarından H. Lee Sweeney başkanlığındaki bir ekip, yaşlı fareleri gençliklerindeki kadar güçlü kuvvetli yapmayı başarmış. Kullandıkları araç, İnsülin Benzeri Büyüme Faktörü (IGF-1) adlı bir protein. Karaciğerin ürettiği bu protein, çocuk yaşlarda tüm bedeni dolaşarak tüm kas liflerinin genişlemesini sağlıyor. Daha sonraysa stok azalıyor.
Artık kas dokusunu çoğaltmak (daha sonra da korumak) için tek yol egzersiz. Sweeney ve arkadaşları, taşıt aracı olarak kullandıkları bir virüse IGF-1 proteinini ve bu proteini üretecek genin sürekli çalışır durumda olmasını sağlayacak ek genetik materyeller de yükleyerek, bunu yaşlı farelerin kas dokularına aşılamışlar.
Virüsler bir hücreye girince dağılıyor ve taşıdığı genleri serbest bırakıyor. Bunlar da, çekirdeğe girip rastgele bir kromozoma yerleşiyorlar. Kendisini sürekli çalışır durumda tutan destek mekanizması sayesinde yabancı gen, IGF-1 üretimi için ulak (messenger) RNA kodlamaya başlıyor. Sürekli açık olduğu için de, hayvan, yaşlanıp ölene kadar kodlamaya devam ediyor.
İşin güzel yanı, devamlı kas güçlendirici ilaçlar (steroidler) almanıza gerek yok. IGF-1 üreticisi bir kere bedeninize girdi mi, iş tamam. Yapacağınız şey, hangi kasınızı güçlendirmek istiyorsanız, oraya (elden geçirilmiş) bir virüs göndermek. Yani 70 yaşında 100 metre rekoru kırarsanız, doping yaptı diye diskalifiye edilme tehlikesi sıfıra yakın.
Sweeney ve ekibi, başka çaresi kalmamış, kas erimesi (distrofi) hastaları üzerinde deneylerin de önümüzdeki yıllarda başlayabileceğini söylüyor. Bu durumda, gelecek yüzyılda, beynimizi ve bedenlerimizi bir anlamda yenilemenin yolunu bulmuş sayılırız.