Geçmiş olsun,
Siteyi yeni kullanıyorum. Neyi, nerede bulacağımı bilmiyorum
Dr. Adı Osman Şahan İlacın adı Neurotin. Ama sakın Dr. yazmadan almayın. İyi günler size.
Teşekkürler kardeşim.
Geçmiş olsun. Dr. yazmadan kullanmayın. Yan etkileri kuvvetli. Neurotin kullanıyorum. Ağrıyı tamamen kesmedi ama azalttı hiç olmazsa.
Çok geçmiş olsun. Tavsiyelerinize uyacağım. Bununla dost oldum zaten
Ama günüm günüme uymuyor. Bazen konuşmakta, kelimeleri bulmakta zorlanıyorum. Bazen de bülbül kesiliyorum
Önceleri dışarı çıktığımda herkes beni inceliyormuş gibi geldi. Bu yaklaşık iki yıl sürdü.Sonra alıştım. Şimdi hiç etkilemiyor. Bazen evde dengemi kaybedip düşüyorum, yerde kendi kendime gülmeye başlıyorum. 5 nokta düşüşü yaptığım için bir yerim de zedelenmiyor. Yalnız hastaneden çıkarken Dr.lar özellikle vurguladılar. Asla kan sulandırıcı ve ağrı kesici kullanmayacaksın ve banyoda ılık su kullanacaksın. Meyve konusunda eksiğim var. Almayı seviyorum ama iş yemeye geldi mi, orada çürüyorlar. Aslında dediğiniz gibi çok faydalılar. Sigarayı ağzıma koymuyorum. Bir şey yazacağım kızmayın. Sigaranın faydasını gören belki de tek kişiyim. 1974 Kıbrıs harekatında, bir gün hiç sigara içmediğim halde efkardan olsa gerek, paket ve kibrit aldım. Gece dumanını halka yapmaya çalışıp yıldızları içine almaya çalışıyordum. Bölük komutanı uyanıp tuvaletini yapmak için kalkmış. Karanlıkta sigaranın ateşini görünce, "kim o sigara içen" diye bağırdı. Benim komutanım dedim. Selim sen sigara içmiyordun dedi. Yıldızları halkaya almaya çalışıyorum dedim. Sabah çantanı topla, memlekete 7 gün git dedi. Teşekkür ettikten sonra nöbet tutan askere paket ve kibriti verip uykuya yattım. Sabah tabii vın..
Tek sigara maceram bu. İçki derseniz yılda 3-5 kere idi, bak o da yasak artık. Bu arada 68 yaşındayım ve bu kanamayı 6 yıl önce geçirdim. Ve bu tür kanama geçirenlerin %95 i ölüyormuş. Geri kalanın %3 ü yatağa bağlı kalıyormuş. Geri kaldı %2 o da benim gibiymiş. Bir ayrıcalığı anlatmadan seni bırakmam
Yalnız yaşadığım için her işi yapmak zorunda olmamın itici gücünü yaşıyorum. Eğer birileri bana baksaydı böyle olmazdım. Belki de onların yaptıkları ile gayretimi kaybederdim. Zaten hastaneden çıkarken her ay kontrola geleceksin dendi. Her gittiğimde doktorlar muayene bile etmiyorlardı. Bakıp çıkartıyorlardı ve çıkarken, " Yaşadığını dua et" diyorlardı. Bu 7-8 kez aynen tekrar etti. En sonunda gitmekten bıkmıştım. Hiç bir şey yapmıyorlar ve her keresinde de "yaşadığına dua et" diyerek yolluyorlardı. Sonunda doktora, oğlum bana şunu tam izah et, dedim. Doktorun ilk cümlesi, "amca senin ana kart yanmış" oldu. Tamam bu kadarı yeter başka izaha yer yok dedim, odadan çıktım. Yaşadığına dua et cümlesini şimdi anlamıştım.
Tekrar geçmiş olsun. Yazın ve uyarıların için çok teşekkür ederim. Sevgiler sana.
Geçmiş olsun. Yazına çok güldüm. Doğru söylüyorsun bizde elektrik çok, ama alan yok. Şasilesem de işe yaramıyor
İnsanın hatta canlı olan her şeyin organlarını çalıştıran o akım. Bizde farklı işliyor. Yerlerinde varlıklarını hissettiriyorlar. Sanırım kopuk sinir uçlarında gidecek yer bulamayan pulslar, açığa çıkıp bizleri uyarıyor. Dün Japonya'daki bilim adamlarının yaptığı ve felçliler için yürütücü aparatı gördüm. Kopuk sinirleri uyaran elektrik akımları yardımıyla sağ ve sola bağlı robot kol ve bacakları gibi bir aletti. Enteresan olan çıkartıldığında bir süre daha etkili oluyor. Doktorla bu durumun neden kaynaklandığına hayret ediyorlar. Enteresan bir tarafı daha var. Bu aleti radyasyon elbiselerinin içine giyerek, yanmış santralde çalışıyorlar ve normalde bir insanın kaldıramayacağı ağır şeyleri taşıyorlar. İnsana destek oluyormuş. Adamlar neyle uğraşıyorlar.
Önce geçmiş olsun. Yazınızı okudum. Çok güzel anlatmışsınız olayı. Kaşınma iyiye delalet. Çünkü o yerde yeni hüçreler gelişiyor demek. Bunlar eğer sinir hücreleriyse çok daha güzel. Bildiğiniz gibi sinirler organla beyin arasında elektrik sinyalleriyle komut taşırlar. Dün internette Amerika'da birinin parmak ucu tırnağının tamamı dahil kopmuş ve kişi onu bulamamış. Kardeşi doktor ve hastaneye kalkıyor. Domuz mesanesini temizleyip kurutuyor ve toz haline getiriyorlar. O tozu ve semenderin hücresini kopan yere devamlı koyuyorlar. Bir süre sonra tırnak da dahil tüm parmak ucu yeniden oluşuyor. Üstelik adamın askerdeki parmak iziyle yenisini karşılaştırıyorlar, tıpa tıp aynısı. Semender kopan uzvunu kopyalayıp tekrar oluşturabilme özelliğine sahipmiş. Diyelim arka bacağı koptu, hemen yenisi oluşuyor. Allah öyle yaratmış. Domuz mesanesi de aynı özelliğe sahip ve hücre yenileme ve tutma özelliğinde imiş. Biz bunları bilmiyoruz. Hala kavga ediyoruz. Allah doğada zehirli maddeyi yarattığında, yakınında panzehiri de yaratmış. Ne diyor, her şeyi sizin için yarattım, araştırın. Adamlar neyle uğraşıyor, araştırıyorlar.
Güzel anlatımınızla verdiğiniz moral emin olun çok güzel. Müsaade edersiniz aynı dilekleri sizin için dileyeyim. Sevgilerimle, hoşçakalın.
Çok geçmiş olsun kardeşim. 1993 yılında o gün işe başlayan çocuğa, kamyon yüklemekte kullanılan raylı arabanın iki katı arasına asla parmaklarını sokmaması gerektiğini usta başı söylemiş. Arabada imal edilen makaslar (susta) taşınıyordu. Çocuk parmağını o yaylı kat arasına farkında olmadan sokmuş. Anında parmağı kopmuş. Hemen buz dolu torbaya parmağı koyup, çocuğu hastaneye götürdum. İyi oldu ama iyileşince işi bıraktı. İsterdim ki üstüne gitsin. Ben kanamayı hastanede MR sonucunu beklerken geçirdim. İlk bulgularda yeğenim doktor, telefonla ona sordum. Dayı beyin kanaması geçiriyorsun, bana bile gelmeden nöroloğa git dedi. Ayrancılar'dan İzmir'e Çankaya Tıp hast. gittim. Öğlen paydosuydu ve bekleyen 5 kişi vardı. Onları bekledim. Sıra bana geldiğinde doktorsa durumu anlattım, hemen MR a gönderdi. Sonucu beklerken ne olduysa oldu. Gece 24 te Yeşilyurt Araştırma Hast. gelinceye dek ambulanslarda ve başka hastanelerde zaman geçirdim. Zaten hiç müdahale şansı yokmuş. Ancak diğer hastanelerde yoğun bakım olmadığında sadece MR çekip gönderiyorlardı. Hepsini hatırlıyorum. Saatlerce ambulans bekliyorduk. Konuşamadığımın farkındaydım. Ağzım mutlaka kaymıştı. Ama bilincimi yitirir uykuya dalarsam çok kötü olacağımın farkındaydım. Bunun için çok direndim.
Alyse ilacının faydasını gördüyseniz değiştirmeyin. Nöropatik ağrıdan kurtuluş yok. Ancak hafifletiliyor. Ama düşünmeyin onu. Kendinizi oyalayın devamlı. Emin olun tek ve sol kolla kargoyla OSB getirttim. Dekopajla ölçüsünde kestim. Salonun duvarının yarısını onlarla kapladım. Duvara dübel delikleri açtım. OSB leri monte ettim. Diğer yarısına duvar kağıdı bir kısmına da tuğla desenli paneller yapıştırdım. Bunları kendime güven gelsin diye yaptım. Şimdi kitap okuyup, belgesel izleyerek zamanımı geçiriyorum. Bu arada o ağrıyı da unutuyorum. Bol bol hareket ettirin omzunuzu. Dediğiniz gibi kireçlenme oluşmasın. Sanıyorum daha yaşınız genç ve metanetlisiniz. Kutlarım sizi.
Tabii bu arada kontrollarınızı da ihmal etmeyin. Özellikle tansiyonunuzu devamlı ölçtürün. Benim başıma gelenlerin sebebi yüksek tansiyon. Ona da sebep üzüntü. Bunlara meydan vermeyin. Dünya yansa, hasırın yanmaz derler ya öyle olmalı. Tekrar geçmiş olsun dileklerimle, sevgi ve saygılar.