Rekursion' Alıntı:
"kas hastalarindan kan almioruz" dan bashka hic bishi demediler mi sana? sebep falan?...
Dur ben bildiklerimi söyleyeyim.
Kan bağışında iki tarafın da sağlığının mümkün olduğunca korunması gerekli. Kronik hastalığı olanlardan kan alınmamasının birkaç nedeni var. Kan alınması kişinin vücut dengesini bozup hastalığını ağırlaştırabilir ya da hızlandırabilir. Bir başka neden kronik hastalığı olanların kullandığı ilaçlar alıcıda istenmeyen etkilerde bulunabilir. Bir başka neden ise vericiden alıcıya hastalığa ya da sorunlara neden olabilecek faktörler geçebilir.
Alıcıda sorun yaratabilecek faktörleri yalnızca mikroplar olarak düşünmemek gerekir. Bazı kronik hastalıklarda vericinin kanında üreden demire kadar uzun sürede biriktiği için tolere edebildiği ama alıcının ani maruz kalmasından dolayı tolere edemeyeceği maddeler bulunur. Yine otoimmün denilen bazı şeker, romatizma, tiroid gibi kas, kemik, organ hastalıklarında kişinin kanında kendi organ ve dokularına karşı akyuvarlar bulunduğu ve bu kan bir başka kişiye nakledildiğinde aynı hasarı verebileceği için kan bağışı kabul edilmez. Hatta "deli dana" gibi mikrobik olmayan bazı genetik mutasyonlarla oluşan hastalıklar bile bir kişiden diğerine geçebilir. Bu genler geçtiği bir başka kişinin genlerini değiştirebilir.
Kan nakli başlı başına bir risktir. Şu an için bilinmeyen ama bir süre sonra bilinecek birçok hastalığın bulaşması söz konusu olabilir. Örneğin 10-15 yıl önce üç tip mikrobik sarılık bilinirken bugün altıya çıkmış durumda ve olasılıkla daha da fazlası bulunacak. Bundan 10 yıl önce yapılan testler sadece bilinen sarılıklar için yapıldığından diğer tip sarılığı olanların kanları temiz görünmekteydi. Olasılıkla bugün yapılan testlerde temiz bulunan kanların bir kısmı da birkaç yıl sonraki testlerle yapıldıkları takdirde hastalıklı bulunacaklar. Hatta AIDS gibi bazı mikrobik hastalıklar kişiye bulaştıktan aylar sonra tespit edilebiliyor. Pencere dönemi denen ara dönemde kişide mikrop olmasına ve bulaştırmasına rağmen tetkikler temiz çıkıyor. Bu şekilde birkaç yıl önce bir çocuğa Kızılay'dan alınan kanın verilmesiyle AIDS bulaştığını hatırlarsınız.
Ayrıca hastalıkların etkenleri de zaman içinde daha iyi farkedilebiliyor. Örneğin yakın zamana kadar kalıtsal olduğu düşünülen MS hastalığının nedeninde artık "yavaş virüsler" denen bazı virüslerden şüphelenilmeye başlandı. Hatta artık rahim ağzı kanseri gibi bazı kanserlerin virüsler tarafından ortaya çıkarıldığı da biliniyor.
Vericinin kanında bütün virüslere, maddelere, vs bakmanın olanağı yok. Hem bu testler on milyarlarca liraya malolur hem de zaten o bir şişe kandan çok daha fazlasına ihtiyaç duyulur tüm testler için. Ayrıca henüz bilinmeyen mikroplar ve tanınmayan maddeler de cabası. Bu yüzden pratik olarak riski en aza indirmek için hasta olandan, yakın zamanda hastalık geçirenden, hatta bazı hastalıkları çok önce bile geçirmiş olanlardan kan bağışı kabul edilmez. Başka birçok durum yanında özellikle kronik hastalığı olanlardan ve ağrı kesiciler dahil sürekli ilaç kullanımı olanlardan da kan bağışı kabul edilmez. Bunu hafife almamak gerekir.
Ne yazık ki tam bir Türkçe kaynak yok ama İngilizce tam bir döküman aşağıdaki linkte:
http://www.transfusionguidelines.org.uk/docs/pdfs/dsg_wb_202_06.pdf