Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Evde Bakım Hizmeti ve Bağımsız Yaşam [Tartışma]

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
674
Mesajlar
58,286
Reaksiyonlar
657
Evde Bakım Hizmeti ve Bağımsız Yaşam

Bülent Küçükaslan*
BİANET / 15 Ekim 2007

Malum, Avrupa Birliği süreci –iyi kötü- işliyor... Bu çerçevede 20 Mart 2006 tarihinde "Özürlüler Sosyal Politika ve İstihdam" gündem maddesiyle bir oturum gerçekleştirilmiş ve tarama süreci raporu yayınlanmıştı. Oradan anlıyoruz ki, bizim bürokratlarımız (Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın koordinasyonuyla) AB düzenlemelerini inceliyor ve Türkiye’deki düzenlemeleri AB’deki düzenlemelerle eş hale getirmek için plan hazırlayıp, o plana göre Türkiye’de yasal düzenlemeler gerçekleştiriyorlar.
Kulağa hoş geliyor doğrusu... Çünkü biliyoruz ki (eleştirilecek birçok yanı olsa da) AB ülkelerinde yaşayan sakatların her türlü sosyal, ekonomik, sağlık hakları güvence altına alınmakta ve saygın bir birey olabilmenin en önemli koşulu sayılan bağımsız yaşam olanakları oldukça üst seviyede karşılanmaktadır.

Bağımsız Yaşam
Sakatlığı bulunanlar için bağımsız yaşam demek, aslında herkesle gerçekten eşit olabilmek demektir. Ya da şöyle söyleyeyim; Türkçede biz söz vardır ya “Veren el alan elden üstündür” diye (Google bunun Hadis olduğunu söylüyor), işte bu sözdeki “üstün”lere malzeme olmamaktır sakatlar için bağımsız yaşam. Kimseye muhtaç olmadan, kimsenin komplekslerini gidereceği “dev aynası” olmadan, kimseye kendisini tatmin etmesi için malzeme olmadan, kimseyle sadaka/zekât temelinde muhatap olmadan yaşayabilmektir. Saygı görmek, birey olmak, özgür olmaktır.
Pekii, kime karşı özgür, kimle eşit olmaktan bahsediyoruz? Ailemize, komşumuza, arkadaşlarımıza, marketteki satıcıya, otobüs şoförüne, belediyedeki görevliye... herkese, ama herkese karşı.

“Ağır Özürlü”ler
Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre, “(B)eslenme, giyinme, yıkanma ve tuvalet ihtiyacını giderme gibi öz bakım becerilerini yerine getirmede, kendi başına hareket etmede veya iletişim kurmada zorluk ya da yoksunluk yaşayan ve bu becerileri başkalarının yardımı olmaksızın gerçekleştiremeyen” (vurgular bana ait) kişilere “ağır özürlü” deniyor.
Pekii bu kişiler (özellikle bakımları için kendilerine yardımcı olan ailelerinden) nasıl bağımsız olacaklar, muhtaç oldukları kişilere karşı nasıl eşit olacaklar, nasıl birey olacaklar, nasıl tavır alıp tercihlerini ortaya koyabilecekler? Ya da bu kişileri “onların” sorumluluğuna (ve omuzlarına) bırakmak nasıl bir toplumsal ve hukuksal tercihtir?
30 Temmuz 2006 tarihine dek aklımıza gelmeyen sorular bunlar! AB müktesebatına uyum çerçevesinde biraz araştırınca bizimkiler, böyle bir konunun varlığından haberdar olup, burada da birşeyler yapılması gerektiğini “anlıyorlar”; ve o tarihte, Bakıma Muhtaç Özürlülerin Tesbiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik yayımlanarak, ileri derecede sakatlığı bulunan kişilerin bakım ihtiyaçlarının evde ya da bir kurumda karşılanmasına katkı sunulmaya başlanıyor.

Nedir bu katkılar, ve yararlanma şartları nelerdir?
‘Ağır özürlü’ ibareli sağlık kurulu raporuna sahip, günlük yaşamında kendisine yardımcı olacak birine mutlak ihtiyaç duyan, kendine ait veya hane toplam gelirinin birey sayısına düşen ortalama tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3'ünden (yani bugün itibarı ile aylık 270 YTL’den) daha az olan kişiler için; İl/İlçe Sosyal Hizmetler Müdürlüklerince, bakıcılara: 1) Yatılı Bakım Merkezlerinden günde yirmidört saat süreyle bakım hizmeti alıyorsalar iki aylık net asgari ücret tutarında, 2) Gündüzlü Bakım Merkezlerinden günde sekiz saat süreyle tam gün hizmet alıyorsalar bir aylık net asgari ücret tutarında (bakım merkezlerinde istihdam edilen bakıcı personel tarafından merkezde ya da evde 4 saat hizmet alıyorsalar asgari ücretin yarısı tutarında), ve 3) akrabaları tarafından günde yirmidört saat süreyle evde bakılıyorsalar bir aylık net asgari ücret tutarında ödeme yapılıyor.

Düzenlemedeki yanlışlar/eksikler
Öncelikle bu düzenlemeler yapılırken de sakatlarla ilgili sivil toplum örgütleriyle istişarede bulunulmadığını hemen söyleyeyim. Yine sakat olmayanlar sakatlar hakkında birşeyler hazırladı ve bizler ancak önümüze geldikten sonra görebildik düzenlemeyi; yani yine özne değil, nesne konumundaydık!
Düzenlemeye gelince, aylık 270 YTL’den az geliri olmak şartı hiçbir AB normuna uymamaktadır. Benim 271 YTL gelirim varsa ne olacak, ya da ağır sakatlığı bulunan birden fazla çocuğa sahipsem, aynı kriter mi uygulanacak bana da? Ya ailem çok zenginse ve/fakat ailemle huzurlu değilsem ve onların bakımına/parasına muhtaç olmak istemiyorsam? Peki ya çalışmak istiyorsam; ayda 1000 YTL maaşla bir iş bulduysam, işe gidip gelmek için araba almam (çünkü toplu taşıma araçları bana uygun değil) ve işyerinde yemek-içmek-tuvalet vb. ihtiyaçlarım için bir yardımcı çalıştırmam gerekiyorsa, o zaman ne olacak? Ya üniversite okumak istiyorsam, okula gittiğim (yani dışarı çıktığım) için bana bakım desteği vermeyecek mi devlet? Peki ya emekliysem ve emekli maaşımla evde bir başıma ya da ailemle yaşıyorsam, ya da benim bakımımla ilgilenen akrabam emekliyse ne olacak? Varolan düzenlemeye göre cevapların hepsi olumsuz!
Devlet beni eve tıkmak mı istiyor, yoksa topluma karışmamı mı? Devlet benim bağımsız ve özgür bir birey olmamı mı istiyor, yoksa ezik bir “hiç” mi?

Bakım Hizmetinin gerekçesini anlamamak
Görüldüğü üzere burada hükümet bağımsız yaşam hakkı diye bir kaygı gütmemiştir. Yaptığı şey, zekât verilecek en uygun kişilerin bulunması ve onlara (Başbakanın sık sık kullandığı üzere) iane verilmesidir.
İane, Radikal 2’nin 15 Ekim sayısında Tennur Koyuncuoğlu’nun ifade ettiği gibi, iyilik düşüncesinden, dini ya da ahlâki bir borçtan, ya da örf ve adetten kaynaklı karşılıksız yardım anlamına gelirken, yani hukuksal değilken, hak, devlet-birey arasındaki güven ilişkisine karşılık gelmektedir. Bir başka deyişle iane “veren el”ken, hak, kimse “alan el” olmasın diye devletin varolmasıdır.

Başbakan, seçim öncesinde Samsun mitinginde konuşurken, “Öğrencilere ders kitaplarının ücretsiz temin edilmesiyle ilgili olarak bana soruyorlar” diyordu, “fakire veriyorsunuz tamam, ama zengine neden veriyorsunuz?”. Bu soruya Başbakan şu cevabı veriyormuş (mitingde de güçlü bir sesle tekrarlıyor): “Öğrencinin zengini fakiri olmaaaaaz! Öğrenci öğrencidir”
Evet, Sayın Başbakan, bağımsız yaşamak isteyen sakatların da zengini fakiri olmaz. Bağımsız yaşam bir haksa -ki haktır-, o zaman bu eksik düzenlemeyi tamamlamak da zaruriyettir; ve bu hem insan haklarının hem de örnek aldığımız AB normlarının gereğidir.


* Engelliler.Biz Platformu Yöneticisi / Engelliler.Biz: Ayrımcılık illeti ile sorunu olup, haksızlıklara karşı taraf olanların mekanı!
 
Evde Bakım Hizmeti adı altında verilen yardımı almak için Sosyal Hizmetler Kurumuna başvuru yapıp bu ücretin talebi onaylandıktan sonra herhangi bir gerekçe ile bu hizmetin kesilmesi söz konusu olabiliyormuş diye bir duyum aldım.Sizce bu doğru olabilirmi?Şayet doğru ise bu adil bir davranışmıdır?Birde bu evde bakılan tüm özürlülere verilmeli bence yani sizin dediğiniz gibi bunda özürlünün geliri söz konusu olmamalı.
 
Yüce devletimiz limiti koymuş. 270 YTL'sı varsa kişnin muhtaç, fakir, bağımlı-bağımsız v.s. olması fark etmiyor o kişi T.C. standartına göre aylık kazancın yeterli olarak görülüyor. Bir tür yasak savma türünden başlatılmış uygulama bu. Yine her zaman olduğu gibi uygulamanın suistimal edilmesini engelleyememenin verdiği endişeyle limit komik rakamlara indirgeniyor. Sonuçta engelliye verilen mesaj "evinde ailenle yaşama devam et, sadakan hazır". :!: :?:
 
Sosyal devlet olabilme bunun koşullarını yerine getirebilme biraz`da ekonomi ve sivil toplum örgütlerinin etkin çalışmasıyla ilintili bir olay gelir gider dengesinin sürekli bozuk olduğu ve bütçede sürekli açıkların olduğu bir ülkede doğal olarak sosyal devlet kavramı bir istek olmanın dışına çıkamıyor ve mevcut sivil toplumun hükümetler üzerinde yeteri kadar baskı unsuru oluşturamaması`da buna eklenince iş istekten çıkıp hayal oluyor..

O.Boğanın örnek verdiği A.B ülkeleriyle bizim aramız`da`ki fark`da buradan kaynaklanıyor zaten. Güçlü bir ekonomi ve ses getiren sivil toplum örgütleri.

O.Boğa bu düzenleme yapılırken sakatlarla ilgili sivil toplum örgütleriyle istişarede bulunulmadığı eleştirisini getiriyor bura`da kendisine hak veremeyeceğim çünkü hükümetler bir düzenleme yaparken sivil toplum örgütlerine gidip bakın biz böyle bir düzenleme yapacağız sizin bu konudaki görüşleriniz nedir demez. Bunun tam tersi olur yani sivil toplum bir öneri hazırlar hükümete sunar bunu her platform dada dile getirir ve takipçisi olur.
 
Gelin bu sitenin bir hizmeti olarak bir fikir birliğine varalım... Her yerde herkesin ortak savunabileceği engelli geçim standartını saptayalım. Nasıl ki engellilerin kullanabileceği asansörlerin, tuvaletlerin, yatak odalarının ve banyoların evrensel olmasa bile yurdumuzda standartları var... Bizim de, yüzdelere ayırarak hatta, standart geçim gelirimiz şu olmalı diyeceğimiz verilerimiz olmalı... yüzde elli engelli olan şu kadar, yüzde yetmiş engelli olan şu kadar, üstündeki engelliler içinde şu kadar geliri olmalı ki insanca yaşayabilsin diyelim. Hatta buna evli olmasını ve çocuklarının durumunu da ekleyebiliriz...

Valla şaka yapmıyorum... Nasıl ki ülkemizde bi açlık sınırı var... Nasıl ki dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı yayınlanır yıllardır. Biz de burada bir bakış açısı geliştirelim ve şu derece engelli bireyin bırakın başka yerleri, ülkemizdeki asgari şartlarda yaşaması için şu kadar geliri olması lazım diyelim... Bunu diyebilelim... Diyebilirsek, bakın bakalım bize verdiklerini iddia ettikleri SADAKA'mıymış, HAK'mı ?

Hak' ın hesaplanması da o kadar zor bi şey değil. İki yoldan yapılabilir.
-Hükümetin durmadan kişi başına düşen geliri artırdık diye dünya aleme duyurduğu rakamlardan...
-Yıllık üretilen mal ve hizmetlerin toplamı olan milli hasıladan payımıza düş(MEY)en haktan
İki yoldan da gitseniz bulacağınız rakam yıllık 6-7 bin dolar arası bir paradır. Tüketim endekslerinden gidilirse 10 bin doları rahat bulursunuz. Türk halkının standartı budur. Yanlış anlamayın olması gereken budur. Yoksa aylık 150 dolar altında sürünen milyonlar var.

Ülkemizdeki sakatların yüzde olarak epey bi kısmı zaten yukarıda saydığım şartların dışındadır.
Yüzde olarak yada pozitif ayrımcılık istemeyecek durumda olanların da durumunu düşünürsek,
yüzde elliye kadar olanlara 6000x1.50= 9000 dolar,
yüzde yetmişe kadar olanlara 6000X1.70= 10200 dolar
üstündekilere de 6000X2=12000 dolar gibi yıllık gelir verirsen ancak ve ancak ülkemiz standartlarına ulaştırabilirsin sakatları...
Benim teklifim bu oldu hep... Ayrıca bazıları anımsar yeni hazırlanan anayasada bizlere ev, araba, eş bile istemenin HAK olduğunu düşündüm ben.

Gerisi bana göre sadaka kültürüdür... En üzüldüğüm de, Avrupa Birliğinin ENGELLİ HAKLARI ANAYASASI gibi hazırlanmış şablonunun içi SADAKA kültürüyle dolduruluyor olması.

Hollanda'da Belediyelerin engellilere yapmak zorunda oldukları hizmet kitabını okusalar utanırlar... Sınır mınır yok kardeşim. Ne ihtiyaçsa, o sağlanıyor...
Saygılar
 
evde bakım hizmeti bağımsız yaşam engelliler sakatlar

Bu yazımın ardından, zihinsel engelli iki çocuğu olan bir anneden aşağıdaki elektronik mektubu aldım. Beni,m uzun uzun yazarak anlatmaya çalıştığım şeyi bu anne çok daha kısa ve öz olarak formüle etmiş; teşekkür ederim.
Evet, tam da bu annenin feryadı gibidir durum:

  • "merhaba,
    ben iki zihinsel engelli çocuk annesiyim. bakım hizmetleri ile ilgili yazınızı okudum, inşallah bu yazdıklarınız dikkate alınır ve yapılan hata düzeltilir, çünkü çok güzel yazmışsınız, bizim de duygu ve düşüncelerimizi dile getirmişsiniz.
    benim çocuklarım 23 ve 19 yaşlarında. ikisi de ağır özürlü; biri %90, diğeri %95 kayıplı. eşimle ikimiz emekli devlet memuruyuz. kişi başına düşen gelirimiz 375 ytl, yani zengin sayılıyoruz! ama hiç kimse sormuyor ki yardıma ihtiyacın var mı? diye.
    sabahtan, çocuklar yatıncaya kadar evde koşturuyorum, ne pişirirsem bütçemiz sarsılmaz diye hesaplıyorum, asla sosyal yaşantım yok, ara sıra çocuğumun elinden tutup markete gitmekten başka. o da çoğu zaman brnumdan geliyor, ayakları tam basamadığı için oğlum yoruluyor, benim de içim sızlıyor.
    ben çok zor şartlarda çalıştım. çocuklarıma annem ve ayrıca bir bakıcı baktı. 15 dk. uykuyla işe gittiğim oldu, ama üretici olduğum için devlet bizi cezalandırıyor! çoğu özürlü haklarından mahrumuz, bakım hizmeti için de öyle. ne olur sanki bizlere de verse, ben de yardımcı alıp biraz nefes alsam ölmeden; çok şey mi istiyoruz acaba?!
    özürlüler şuurası 19-23 kasımda bakım hizmetlerini görüşmek üzere toplanıyor. inşallah mağduriyetimiz giderilir, biz de nefes alırız,
    sizin de dediğiniz gibi, ağır özürlü demek, bakıma muhtaç demektir, bakacaklarsa hepsine baksınlar; ya da gelsinler 24 saat onları misafir edeyim evimde, görsünler nasıl bakıldıklarını
    görüşmek üzere, iyi günler diliyorum."
 
Valla abi yapmasına yapalım`da değişen ne olacak`ki? Kendi adıma bu ülkedeki engelli kişilerden tut`da engellilerin haklarını savunduğu söyleyen derneklere kadar bende en ufak bir umut ışığı yok TSD Bayburt şubesi 4-5 ay önce açıldı ilk üye olanlardan biride benim zaman zaman gidip cay kahve içerim ve inanır mısın bu derneğin cay kahve ikramı yapmak için kurulduğu düşüncesi bende uyanır çünkü bunun dışın`da yaptıkları/yaptığımız bir şey yok en basitinden üyesi olduğumuz şu siteyi bile biraz inceleyince bu umarsızlığımız ortaya çıkıyor engelli sitesi olmasına rağmen engellileri bire bir anlam`da ilgilendiren konulara kaç üye yazı yazıyor gır gır geyik bölümüne kaç üye yazı yazıyor buradan bile anlaşılabilir ve hala bu insanların içerisinde burası engelliler sitesi sağlamlar üye olmamalı düşüncesi varsa hem`de bunu Internet kullanan engellilerden duyduğum`da umutsuzluğum kat be kat artıyor…

Engellilerle ilgili çıkan yasalar`da hemen hepsinde bir ton saçmalık var bu saçmalıkları dile getirecek fikri takip noktasın`da sonuna kadar bu saçmalıkları dile getirecek ve engellilerin üzerindeki bu “ölü toprağını” atacak bir “Nelson Mandela” çıkmadıkça çok daha debeleniriz…
 
slm
AB AB diye bağırıyorlar AB ülkelerinde engelli özürlü olmasına gerek kalmadan bakılan korumaya alınan insanlar var.
Aile yakınım yurtdışında eşi eroinden öldü bir kızıyla kaldı .
O ülke kuzenimi sosyal adı altında kurumuna aldı ev, maaş, terapiler, kurslar (meslek edindirme kursu ve yabancı dil eğitimi ) verdi.
Halende alıyor . Çocuğu o ülkenin vatandaşı olduğu için onada maaş vs yaralanıyor.
Bizde ise halen en basit sürekli çevre düzenlemesi yapıldığı halde ( kaldırımlar sökülüp yapılıyor ) engelliler için yol düzenine kuramadılar ki evde bakım maaş işini halletsinler ... :(
 
Bir de yazıya koymayı unuttuğum bi ayrıntı var, şimdi fark ettim: Ağır sakatlığı bulunan birden çok çocuğa sahip aileler için aynı (279 YTL) sınır uygulanması da saçma sapan ve mutlaka düzeltilmesi gereken bir detay!
 
Zaten dikkat edersek Engellilerle ilgili düzenlemelerde, ne kadar az kişi yararlanırsa o kadar iyi mantığı var..Bizim eve 130 TL daha az girse mesela bende yararlanabiliyordum.Peki bu 130 TL benim bakımım için ihtiyacımı karşılıyomu hayır.

İşin en ilginci, Babam bu imkandan yararlanabilirmiyiz diye bilgi almaya gittiğinde, orda ki yetkililerin hiçbir hesap yapmadan, önce gerekli evrakları getirin sonra bakarız ısrarlarıydı. :lol:

Benim bu konuda merak ettiğim Yurtdışında maddi durumları ne olursa olsun bu tür hizmetlerin tün Engellilere verilip verilmediği..

Bizde konulan çıtanın altı ve üstündeki kişilerin maddi olarak farkı yok zaten. Yani arada 150 TL fark oluyor belki.Bu işin sadece parasal boyutu.

1 engellinin tek başına yaşadığını düşünelim.Aylık geliride 1000 TL olsun.Bu kişinin evi kendisinin değil...Ev kirası, elektrik, su, telefon gitti paranın yarısı.Geriye kalan parayıda bakıcıya verse ne olacak.Bu kişi fotosentezle yaşamıyorki. O 1000 TL'de çok iyimser bir gelir :lol: .

Bakım hizmeti kişinin maddi durumuna göre değerlendirilmemeli bence.Belki burda kişinin durumu çok iyiyse Devlet sadece hayati konularda bakımı karşılamakla yükümlü olur.
 
evet bakım üçretini verdiler bize ama eğitim hakkımızı elimizden aldılar keşke bu kararı alanlar benim oğlumla tek bir gün geçirseler :x
 
Şimdi şunu bi açıkça söyleyin arkadaşlar. Diyelimki evde sigortalı çalışanların toplaam geliri hane üyelerinin sayısına bölününc aylık bahsettiğiniz 279 ytl den az bir gelir çıksın. Ancak sigortalı çalışanlardan birisi de bizzat evde ihtiyaçları ailesi tarafından karşılanan engelli olsun. bu durumda bu kişinin annesi bu bakım maaşını alamıyor mu?

Bu bence saçmalığın daniskası. Bizim selonun kulakları cınlasın. Adam boyundan aşağı felç ama buna rağmen çalışıyor. Kollarını az çok kullanabilmesine rağmen yanında sürekli çlışan bir eleman onun gündelik ihtiyaçlarını karşılıyor. Selo kazandıgı paranın neredeyse yarısından cogunu bu adama veriyor. Şimdi bu ve benzer arkadaşlarımız çalıştıkalrı için onlara bakanlar bu maaşlrı alamayacak öyle mi? Bu hükümetin uygulama kriterleri bena cinnet geçirtecek en sonunda.

Yahu bir sakat emekli babasıyla yaşıyor olsun. Adam 500ytl maas alsın. Sakatımız da sigortalı olarak çalıssın. Etti sana 900 küsür. Şimdi bunların bir de kardeşi olsun. anne baba kardeş ve sakatın kişi başına geliri 250 ytl nin altında oluyor. Bu bakım aylıgı için mal varlıklarının olmadıgı da kesin olmasına rağmen bu anne cocugunun banyosunu, teizliğini vb yaptırmasına rağmen bu bakım aylıgını alamayacak bu durumda. Neden? çünkü sakatımız çalışıyor. Ne yapacak çalışmayıp? Çalışıyor olması onun bakıma muhtaç olmadıgı anlamına mı geliyor?

Mesela ben çalışıyor olsam bile evde ailemin desteği olmadan yalnız basıma nasıl yasayabilirim? Yemeğimi hazırlayamam, ev temizliğimi yapamam, çamaşırlarımı yıkayamam vb vb...Bütün bunları yapan aile ferdim bunları yapmaya mecbur mu? Ysrın Allah korusun onlara bir şey olsa ne olacak? Bir engelli aldıgı asgari ücreti tamamen verse bile bu gündelik işleri yaptıracak bir yardımcı tutamaz. Bunlar nasıl bir mantık güdüyor anlamıyorum.
 
şimdi nerden başlasam bilmiyorum..
Ama bence bu olayda şu ayıptan kurtulmamız şart 270 lira saçmalıgı ben bunun gibi ayıp saçma bi durum daha göremiyorum...

Gelelim konuya demek istediklerime:
Bu konuya sayın 'halil yılmaz' da deginmiş
ben emin olun sitede bir çok arkadasıma bakım maaşı alabilmesi 2022 maaşı alabilmesi için elimden geleni yaptım
marifet diye anlatmıyorum.. Olayın acı tarafını anlatacam siteye üye olalı aylar olmuş 500 den fazla mesaj atmış bir çok arkadaş halen bakım maaşından haberdar degil inan ben önerdim söyledim.. şimdi dersiniz ki bu adamlar 500 mesajı nere atmışlar oyunlar eglencelik ıvır zıvırlara....


Anlam veremiyorum bu bakım maaşına o kadar çok şeyleri hesaplamak gerekiyorki okuma yazması olmayanlar ne yapıyorlar anlamıyorum :)
kişi başına düşen gelir 270 saçmalıgı buyur burdan yak...

Ya arkadaş küçümsemiyorum bu parayla bi ay evini geçindiren milyonlarca insan var ama devlet bizlere 430 lirayı vermek için neden bu kadar çaba sarfediyor olaya bide şurdan bakarmısınız

devlet hastanesi sağlık kurulu bakıma muhtaç raporu veriyo
sigorta ve bagkur aldıgımız maaşları evraklıyo (alıyosak tabi)
muhtar evrakını veriyo
bunları tamamlıyosun bide oturuyosun hesap yapıyosun bu kişi başına düşen gelir için..
Herşeyin tuttu diyosun ki oldu bizim lahmacun fırını :) :)
veriyorsun evrakı tamam siz gidin eve gelecez bekliyosun günlerce heyet gelecekya bi kırmızı halı sermedigin kalıyo :!:
Geliyo evde bakıyo neye bakıyon kardeşim sen anlamıyorum rapor var maaş belgeleri var muhtar köylümüz işte vermiş evrakı daha sen eve gelip neye bakıyon devletin birbirine güveni yok rapor yalan mı diye gelip yatakta görecekler illaki...
Haa unutmadan bide şu var gelen işgüzar memurlar sanki cebinden veriyo parayı soruyolar bide yapılacakların listesini veriyo :!: :!:
Bunlar yapılacak haa geliriz yapılmazsa keseriz parayı..suludan tarla veriyo sanki

aglarmısın gülermisin kardeşim yazık be bu milletin bunca ihtiyaç sahibi insanına inanın çalışanlardan 270 lirayı geçecek diye zam istmeyenler var patronda biliyosa işi engelli evladın var sana biraz zam yapalım diyesi gelir :( :(

arkadaşlar lütfen çevramizdeki insanları bilinçlendirelim bize kimse sahip çıkmıyo ama biz birbirimize sahip olalım durumu bu şekilde olanları aydınlatalım


mehmet yalçın..
 
Bu konuda o kadar çok anlamadığım şey var ki,benim bu yasadan yararlanmak için tüm kriterlerim uyuyor.%100 engelli raporum var ama sosyal güvenlikten yetkililer gelince benim tek başıma banyo yaptığımı,tuvaete gittiğimi ve yemek yediğimi öne sürüp yararlanamazsın diyorlar.Oysa ben dializ hastasıyım bir gün iyi olursam diğer gün berbat durumda olabiliyorum.ekonomik durumumuz berbat benim yüzümden annemde düzenli bir işte çalışamıyor.
 
Değerli arkadaşlarım;okuduğum bir yazıyı,belki bazı arkadaşlara bir faydası olur düşüncesi ile aynen kopyalıyorum.Sağlık mutluluk dolu günler dilerim...

Engelli ailelerin asgari ücret
Alanya İlçe Sosyal Hizmetler Müdürü Çetin Geyik, engelli yakınlarına bakan 140 kişiye aylık 434 YTL verildiğini belirtti. Geyik, evlerde yakınları tarafından bakımları yapılan zihinsel ve bedensel engelli kişiler için hükümetin hayata geçirdiği uygulamanın tüm hızıyla devam ettiğini söyledi. Uygulamaya vatandaşların büyük ilgi gösterdiğini belirten Geyik, 2007 yılının Kasım ayında başlatılan uygulamayla şu anda ilçe merkezi, köyler ve beldelerde bulunan 140 zihinsel ve bedensel engelli vatandaşa bakıldığını ifade etti. Engelli vatandaşların bakımını üstlenenlere asgari ücret tutarında aylık maaş verildiğini anlatan Geyik, “Bu konuyla ilgili olarak birimimize çok sayıda başvuru oluyor. Zihinsel ve bedensel engelli vatandaşlarımıza bakmak isteyenler önce araştırılıyor. Engelli insanlarımıza bakacak olan kişiler, idari ve sağlık heyeti tarafından inceleniyor. Engelli insanlarımıza bakıp bakamayacakları detaylı olarak araştırılıyor. Bakması için herhangi bir sorun yoksa başvuran kişinin dosyası valilik makamına gönderiliyor. Valilik onayladıktan sonra o kişi engelli vatandaşımıza bakmak ile yükümlü hale geliyor. Bu şekilde bakıma muhtaç kişinin yakınına maaş bağlanıyor” diye konuştu
15.2.2008
 
sayın kuyucak katılmamak elde değil..
Asgari ücret komisyonuna baskı grubu oluşturalım.
Türkiyede asgari ücretler 16 yaşından küçük işçiler için nasıl ayrı belirleniyorsa Biz engelliler içinde ayrı asgari ücret belirlenmesini talep edelim.Hatta dediği gibi kriterleri de oluşturmuş.
Hiçbirşey elde edemezsek te duymak isteyenlerin kulağına sokmuş oluruz.
ASGARİ ÜCRET TESBİT EDİLMESİNİN GEREKÇELERİ DE SUNULUR.

SELAMLAR
 
Merhaba 21 yaşında kızım var. 21 yıldır kendi çabamızla baktık zaten devletten her hangi bir yardım almadım ki. şimdi eşimin resmi çalışmasıdan kaybettim.
Ihtiyacım nasıl olmaz soruyorum; her an evde oturuyorsunuz... Allaha çok şükür bizden kötü durumda olanlar var, ben buna bir şey demiyorum, ama neden %99 la alamıyorum. 2 kere red cevabı aldım aylığın eve giren miktarırından.
Zaten biliyorum sesimizi kimse duymuyo. Evde bakım denince benim de hakkım, ben çalışmış olsam 20 yılda emekli olurdum. Benim gibi kişilerede başka bi olanak sağlansa ya .

Merhaba bülent bey
en son zamla 270 ytl olan maaş 2/3 290 ytl oldu bilmiyenler duysun da ona göre baş vursunlar. Ben sosyal hizmetlere baş vurdum, red cevabının ardından tekrar itiraz ettim, sosyal hizmetler bordromuzu istedi, gene dedi red cevabı alırsınız. Başbakanlığa baş vurdum, bana kanunları yolladılar, gene yok.
Yani anlıyacağınız eşim 30 yıldır çalışıyo ve çok güzel bir ailemiz var. Oğlum var, o da lise 3 gidiyor. Bu durumda aylığımızın bize yetmediğini anlatıyorum, anlayan yok. Nasıl sesimizi duyuralım bu konularda bize gerçekten yardımcı olacak birilerini nereden bulacağız. Asıl konuda bu. Kanunlarında olumlu yönde değişmesini sağlayacak girişimler şart. Bilhassa bu yönde çalışmalar yapılmasını sağlamak lazım .
 
Merhaba, baslik ilgimi cekdi bende biraz yazayim dedim burdaki uygulamardan.

Almanya'da engellilerin agirliklarina göre ödenme yapiliyor.

1. sinif devletden devletin sigortasindan Bakim sigortasi deniliyor galiba 200 euro veriyor
2. sinif icin 440 euro
3. sinif icin 660 euro veriyor bu sinifda günlük ihtiyaclarini zamanlamasi 5 saat den fazla olmasi sarti var.

engellinin ne kadar cok bakima muhtac oldugu gelip yerinde tespit ediliyor.

ve ayrica özel bakim firmalarindan en son sinifda olanlara her 3 ay da bir gelip kontroll ediliyor, bakimi düzenli tam tekmin yapiliyor mu diye, ve bu sigortaya gönderliyor. hesey yolunda oldugunda dair diger siniflarda 6 ay veya 1 sene aralikla kontroll ediliyor.

Bunun haricinde agir engelliler icin sirf özel bakim evleri (engelliye ait daire) seklinde yapilar yapilmakda devlet tarafindan. yani misal bir engelli bakima muhtac ama yalniz yasamak istiyor, bu yapilarda bakim personeli 24 saat hazir bulunmakda ve engellinin ihtiyaci oldugunda aninda kendi yasadigi dairesine bakimci gelip yardimda bulunuyor..

Diger olanak engelli normal bir dairede ev de yasamak istiyo,r buna göre bakim bürolari günde misal 3 defa geliyor, ihtiyacini görüyor veya daha fazla ihtiyaca göre anlasiliyor bunun bedelini saglik kurumu engelliye veriyor ve kendisine birakiliyor bakim personelinin ödemeleri.

En cok desteklenen engeliler is hayatinda olanlar. ben kendimden örnek vereyim, ilk ise basladigimda 1 sene kontratli alinmisdim ve aylik 2000 euro tasit ücreti ödeniyordu isciler kurumundan, kontrat süresize cevrildikden sonra özel yapim otomobil ödendi. sirf özel tesisatlari 45 bin euro ve ayrica 33 bin euro arac ödenmesi yapildi. Bunun haricinde engelliler icin genis tuvalet elektrikli yükseltmeli masalar, yukardan evrak ala bilmek icin akkulu araba veya dolaplar özel degistiriliyor.

Vergide alinmiyor belirli bi limite kadar.

Almanya'da veya Avrupada engelliler cok destekleniyor yani esitlige cok önem veriliyor bir engelli hic bir zaman engellinden dolayi normal insandan geri kalmamaasi icin caba sarfediliyor, bunun boyutu milli seferberlik derecesinde.

EV veya Daire aliminda destekleniliyor, devletin kurumu faizsiz kredi imkani veriyor ve günlük yasamda cok daha seylerde hissediliyor bu destekler.

Türkiye'nin AB girmesi bilakis engelliler icin sart, kacinilmaz. Biraz da engellilere karsi bakis acisi degisdimi türkiye'de, cok güzel olur hersey.
Eksik insan bakisi var bizim toplumda.

birseyi daha unuttum

Engelliye ailesi bakdigi zaman o siniflandirma.

Ailesi baktiginda engelli cocuguna veya herhangi akrbasina, saglik sigortasindan bakan kisinin emkli sandigina her ay ödenmeye yapiliyor ve bu sekilde bakan kisi yasi geldiginde cok güzel bir emklilik parasi alma imkani oluyor.

hersey düsünülmüs yani.
 
BENDE GEÇTİĞİMİZ 11. aydan beri evde bakım hizmeti alıyordum ama 2 ay evvel iptal edildi
benim diğer kardeşimde ağır özürlü biz aynı evde annem ben kardeşim eşi ve 4 çocuğu yaşıyoruz
shçek in bakıcı hizmetini iptal etmesinin gerekçesi %80 özülü kardeşimin evli olup onun ve ailesinin bana verilen bakıcı hizmeti için yapılan gelir hesaplamasına dahil edilmemesi oysaki biz 8 kişi olarak aynı evde yaşıyor ve aynı geliri paylaşıyoruz(ANNEMİN EMEKLİ MAAŞI)
bu durumu shçek müdürlüğüne ilettiğimde bana yönetmelik hatırlatıldı ve yapılabilecek bişey olmadığı söylendi
bence bu durum hiçte adil değil çünkü o yönetmeliği hazırlayanların bir görevide ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden düzenleme yapmak değilmi :?:
 
Bende, 2022 maaşı da, evde bakım maaşıda alamıyorum hala.

2022 deki alamama sebebim emekli sandıgıyla mahkemelik olmammış.
öyle deniyor araştırdıgımda.
Bakım maaşı için ise mart'a başvuru yaptık daha bir cevap yada eve bakmaya gelen memur olmadı.
acaba daha çok zaman alırmı? gelip bakmaları.

Ablamda % 82 özürlü ablam, 2022 (üç aylık) maaşı alıyor 500 ytl.

Annem ise, dedemden yani (kendi) babasından ssk maaşı 450 ytl alıyor, biz kirada oturuyoruz ve kiramız, 400 ytl.
Annem maaş aldıgı gibi kiraya vermek durumda kaldıgından, bize kalan 50 ytl fatularımıza bile yetmezken.
Bir yere başvuru yaptıgımda bana ablamla annemin aldıgı maaşların yeterli olacagını söylüyorlar hemen.
Ve bana benim çalışabileceğimi nasihat ediyorlar, % 80 raporla kimse demiyor bu kız nasıl çalışsın, çalışabilsemde kim işe alır denmiyor, bu aileye 450 ytl aylık gelir nasıl yetsin,DEMİYORLARR.
Ama kimse anlamak istemiyor ki, ablam üç ayda bir kez alıyor, ve annem aldıgı gibi ev sahibine götürmezse, kapıya ev sahibi gelip tehditler savurdugu bizi sokaga atmakla tehditler ettiğini...

GERİSİNİ YAZMAYA GEREK GÖRMÜYORUM ARKADAŞLAR, ÇÜNKÜ HEPİNİZ BENDEN DAHA TECCRÜBELİSİNİZ.
BEN DAHA YENİ YENİ ENGELLİLERLE İLĞİLİ OLARAK, BU SİTE SAYESİNDE BİLĞİ SAHİBİ OLUYORUM.
Hepinize iyi geceler...
.
 
Turan1980: "Almanya'da engellilerin agirliklarina göre ödenme yapiliyor"

yalniz shunun altini bi ciziym de okuyanlar tarafindan yanlish anlashilmasin; engellilik orani (grad der behinderung = gdb) ile bakima muhtaclik derecesi (pflegestufe) birbirine karishtirilmamali... örnegin %100 engelli olan biri ayni zamanda bakima muhtac olmak zorunda degil; bakim konusunda hic bi derece almayabilior, agir engelli de olsa sevgili turan1980'in bahsettigi hic bi "sinifa" girmeyebilior...

bakima muhtacligin söz konusu olup olmadigi ve derecesi ihtiyac duyulan yardimin ceshidine, sikligina ve süresine göre belirlenior... ve tipki turan1980'in dedigi gibi bakim hizmeti icin yapilan ödemenin miktarini bu derece belirlior (sadece ve sadece bu derece) - türkiye'deki uygulamaya göre en önemli fark bu bence; ne bakima muhtac kishinin kendisine ait gelirine ne de hane toplam gelirinin birey sayisina düshen ortalama tutarina falan bakilmior -en azindan ben öle biliom ama yanlishsa beni düzelt, e mi turan? ;)... kishi bakima muhtacsa muhtactir, nokta!... temel ihtiyaclarda bakimiyla ilgili yardimi kimden alicaana kendisi karar verebilmesi icin, kendi hayatini kendisi organize edebilmesini desteklemek icin yapildigi söylenior bu düzenlemenin, dolayisiyla yardim hizmeti veren kishinin geliri kimseyi ilgilendirmior (milyoner olmam, engelli insanlara para karshiligi bakim hizmeti vermeme engel olamio yane :p)... yeter ki sunulan hizmet parayi ödeyen kurum tarafindan gerekli ve uygun bulunsun... ayrica, ödenen bakim parasi bakim hizmeti veren kishinin yukarda bahsedilen ortalama gelir tutarini etkilemio, eger o kishinin ihtiyac halinde herhangi bi sosyal yardim kurumundan para alma hakki varsa engel olamio yane verdigi bakim hizmetine karshilik olarak aldigi para, hesaba katilmio cünkü ;)...


ihtiyac duyulan yardimin ceshidine, sikligina ve süresine gelince;
ishte burda biras durmak gerekio... öyle pegasus'un yaptigi gibi "annem olmasa camashir makinasini kim calishtiricak?" diicek kadar kolay diil malesef :p:p:p... shartlar biras daha farkli ve biraz ayrintili bi konu; shu an bi iki cümleyle özetleyebilmeyi göze alamiom... hangi günlük, haftalik vs. ihtiyaclarda hangi yardima günde/haftada kac defa, kac dakika, kac saat hitiyac duyulduguna göre derecelere ayiran ayrintili cizelgeler ilishmishti bi aralar, bi yerlerde gözüme, onlara bakmadan bishi yazmak istemem ama shu siralar pek vaktim yok doorusu onlari arayip bulup incelemeye :?...


selamlar & sevgiler :)...



[size=2]@turan1980; hey, ich bin auch ruhrpöttlerin :mrgreen:, und gar nicht mal so weit weg von dir ;), hehehe :)...[/size]
 
ENGELLİ MAAŞLARINDA Kİ KRİTERLER SİZCE NASIL OLMALI

Evde bakım maaşı ve 2022 de uygulanan gelir (EK MADDE 7) "Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmî veya özel bakım merkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır." diyor.

Bence engellilere maaş bağlanırken sadece sağlıkla ilgili kısımların uygulanması gerekir. tek çocuklu aile düşünelim, aile reisi 1000 alsın memur maaşları ortalama bu şekil yukardaki hesaba göre şart tutuyor aile reisi 1200 alsa şart tutmayacak. oysa ev kirası, elektrik, su, tel gideri derken elde bir şey kalmaz. yine tamam dersek örnek ben evdeyim her ihtiyacım karşılanıyor ya ihtiyacı karşılanamayan(herkesin ailesi çalışmayabiliyor) ne yapacak gelir ne olursa olsun evde olsa da engellilerinde canı bazı şeyler çeker çalışmadığı için zaten engeli yüzünden ailesi bir yere gidemediği için kendini yük olarak görenler hep bir ukde ile mi yaşamalı parası olsa aldırır veya arada çıkabiliyorsa kendi alır çünkü onun da özel merağı ilgi alanı vardır bu alanlar aileye göre lüks olabilir o kadar ihtiyaç varken ay sonunu getiremezken nasıl alsınlar alsalar bütçeleri açık verecek ödeme de zorluk çekecekler almasalar evlat içlerine dert olacak hem engelli maaş alırsa çalışmasa bile maaşını ailesinede vereceğinden en azından maaşımla birazda olsa destek oluyorum diye mutlu olacaktır.
Demek istediğim şu sadece engelli şartı tutmasını yeterli görseler gelir düzeyine bakmadan maaş bağlasalar olmaz mı
Bu durumda istismar edenler mutlaka çıkacaktır burada da yapılacak rapor dr lere iş düşüyor gerçekten engeli olanlara rapor vermeliler vermeyenler ve hile ile alan kişiler o zamana kadar aldıkları paranın en az iki katını geri ödeyeceklerine dair uyarı yapsalar ve bunlardan tahsil etseler drler kolay kolay herkese rapor vermez ve istismarın önüne geçilir
engellilere maaş bağlanırken sadece sağlıkla ilgili kısımların uygulanması gerekmez mi benim fikrim bu sizlerinde fikrini bekliyorum
 
En azından çalışmayan anneler bakım maaşını almalı!

geliri maddi durumu ne olursa olsun eğer bir anne çalışmıyorsa bu maaşı hakediyor. yavrum ağır özürlü herşeyini ben yapıyorum. bir anne karşılık beklemeden bunu yapar ama devletimden bunun karşılığını bekliyorum.

avrupa ülkelerinde gelir kriteri var mı bunu merak ediyorum.
yavrumun rahatsızlığı ile bütün hayatımız değişti .sosyal hayatımız minimuma indi.
bu şartlarda bu maaşı hakettiğimi düşünüyor ve böyle düşünenlerden destek bekliyorum...
 
aynı konuyu aşağı yukarı aynı kelimelerle bende dile getirmiştim.devlet bu parayı vermemek için mümkün olduğunca aptalca şartlar öne sürüyor.%80 ağır özürlü biri olarak benim annemde ucu ucuna 3-4 aydır bu parayı alıyor.ama dediğim gibi ucu ucuna...neden ayda haneye giren paraya bakarlarda çıkana bakmazlar?bu hane ev kirası vermiyor mu?hiçbir zorunlu harcaması yok mu?işlerini geldiği zaman AB kriterleri diye bir taraflarını yırtanlar böyle durumlarda bu kriterleri neden dikkate almazlar şaşarım?daha önce sayın genel yayın yönetmeni bülent beye başta olmak üzere diğer arkadaşlarla toplu halde gerekli yerlere dilekçe göndermeyi önermiştim.en azından belki dikkate alınır.
 
bu konuda hemfikiriz.para pul yaşadığımız manevi çöküntü ve sıkıntıyı telafi edemez.kişi başına düşen miktar belirlenen miktarın üstünde.gayrimenkullerimizde var ama ben devletimden bu maaşı istiyorum.çünkü bir ömür sürecek ve bizi kahreden bir durum yaşıyoruz.duyduğum kadarıyla avrupada gelire ve mal varlığına bakılmadan her türlü destek sağlanıyormuş.devletin verdiği sonda ve bez dışında kendimiz birçok masraf yapıyoruz.devlet milyarder de olsa özürlüsüne sahip çıkmalı.keşke yavrumun ve sizlerin sağlığı iyi olsaydı da kuru ekmek yeseydik. olan oldu.başa gelen çekiliyor.yavruma kimse benim kadar bakamaz. ömrüm yettikçe arkasındayım.devletimin de benim arkamda olmasını istiyorum

taşınan yazım sayesinde bülent beyin önemli yazısını okudum ve işte bu dedim...madem devlet fakir zengin ayırımı yapmıyor o zaman zengin yada fakir engelli ayırımı da yapmasın..önlerine bir engelde devletimiz koymasın...o parayı ben alacak olsamda yine çocuğuma harcayacağım.siz değerli site yöneticileri ve özürlü derneklerinden bu konuda sesimizi duyurmanızı istiyorum saygılar...
 
gelir hesaplamaları. 2022 ve evde bakım için

gerek evde bakım maaşı gerekse 2022 maaşı için gelir hesabı yapılırken bence çok büyük bir hata yapılıyor. 18 yaşını doldurmuş asgari ücret kadar kendi geliri olmayan bir özürlüye bu maaşlar bağlanmalı. belki annem babam bana bakmak ismiyorlar bana para harcamak istemiyorlar. farzedelimki aynı evde yaşıdığımız kardeşimiz çalışıyor ama parasını özürlü kardeşine vermek istemiyor ki bu endoğal hakkı ne yapacak yani özürlü insan? o evde yaşarken eziklik hissetmeyecekmi. ailenin maddi durumu ne olursa olsun 18 yaşından sonra bireyinasgari ücret kadar kendi geliri yoksa gerek 2022, gerek se evde bakım maaşı bağlanmalı. illa birilerini birilerine huhtaç etmek birilerine el açtırmak istiyorlar. şimdi bakıyorum da türk milleti çok aptal olmuş durumda yani dilenci gibi insanlar sürekli birilerinden faydalanmak istiyorlar birilerinden maddi şeyler beklemekte. ve insanları böyle dilenci kişiliginde yapan ülkemişzdeki yaşam koşulları. 18 yaşını kadar ilesi bakmak zorunda olduğu için 18 yaş altı şimdiki gibi uygulamaya tabi olsun. birde 2022 de agır özürlü olmayan %70 in altında raporu olan şimdiki uygulamaya tabi olsun. sizce fikrim nasıldır arkadaşlar
 
mustafa_toprak;

dua rumuzlu üyenin ve sizin görüşlerinize katılıyorum.ortak bir yazı oluşturup gerekli tüm kurumlara e - posta olarak yollayalım.biz sakatlar zaten ister istemez her şeyi yaşayamıyoruz ama bizimle beraber annemizin babamızın ve kardeşlerimizinde sosyal yaşamı kısıtlanıyor.artı sakat bir bireyin giderleri daha fazla oluyor. özel araç sağlık malzemeleri bez yatak cihaz gibi.devletimiz sadece geliri baz alıyor ama giderleri hesaplamıyor.devletimiz bakım hizmetini ve bakım parasını zengin fakir demeden vermeli.ailemizin fedakarlığına devletimizde destek olmalı.arkadaşlar gerekli kurumları e -posta yağmuruna tutalım.sema erdem
 
burda yazılan hususlar mutlaka dikkate alınmalı,alınması için uğraş gösterilmeli.
 
gercekten bu maaş hesaplaması gibi sacma birşey olmaz
ev gelirini topluyo bireylere bölüyo güzel

peki o özürlünün saglık hiderlerini niye hesaba katmıyorlar
 
HERŞEY İYİ GÜZELDE standartı da yok. ne günü belli ne tarihi. üstelik arayıp düzgün bir sekilde sorduğunda bile daha gelmedi.. haftaya bakın 10 gün sonra bakın diyorlar. bir bakıyorsun ertesi gün yatmış.. bu kadar düzensiz mi olur... hiç mi kimse görmüyor bu düzensizliği. bu kurumlara para gönderen maliye bakanlığı acaba yatırmışlar mı diye kontrol de mi etmiyor...
 
Üst Alt