ETRAFINIZA ÜÇ GÜN SONRA BİRDAHA GÖREMEYECEKMİŞ GİBİ BAKIN
Kör, sağır, dilsiz veya topal olmanız hayata bakış açınızı değiştirmemeli. Yani yaşam tarzınız ne olursa olsun her zaman yaşamdan zevk almanın yollarını aramalısınız.
Bazen düşünüyorum da; herkes senede iki gün görme ve işitme duyularından mahrum kalsa, aslında ne iyi olurdu değil mi?
Belki de şu an bir kısmınız benim çok sadist veya çok bencil olduğumu düşünüyorsunuz..
düşünsenize ”o zaman insanlar karanlıkta görme kabiliyetlerine daha çok değer vermeyi sessizlikte seslerin verdiği zevki daha iyi duyabilmeyi öğrenebilirlerdi” ve en önemlisi mutluluk kavramına daha çabuk ulaşırlardı. hani derler ya kötüyü görmeden iyinin kıymeti bilinmezmiş diye. çok yerinde bir bir söz değil mi.
Acaba sadece birkaç günlüğüne görebilmesi mümkün olsaydı öncelikle neleri görmek isterdiniz.?şöyle bir düşünün biran için kendinizi göremeyen arkadaşlarımızın yerine koyun.
Mesela ben olsaydım; ilk olarak mevlanın bize bahşettiği doğa harikalarını görmek isterdim.bir çiçeği gökyüzünü yıldızları ağaçları hatta böcekleri bile görmek isterdim.
İkinci olarak hayatıma varlığıyla renk katan bana değer veren insanı ,kısaca sevdiklerimi görmek isterdim.görmeyen bir insan için o an sevdiğinin yüzüne bakabilmesi gözlerine bakarak konuşması herhalde paha biçilmez bire mutluluktur.
Etrafınıza üç gün sonra hiç görmeyecekmiş gibi bakın.
Üç gün sonra bir daha hiç duymayacakmış gibi dinleyin sesleri.
Belki o zaman her zaman bakıp da göremediğiniz ,işitip de güzel bulmadığınız ne harikalarla karşılaşacaksınız.
Kör, sağır, dilsiz veya topal olmanız hayata bakış açınızı değiştirmemeli. Yani yaşam tarzınız ne olursa olsun her zaman yaşamdan zevk almanın yollarını aramalısınız.
Bazen düşünüyorum da; herkes senede iki gün görme ve işitme duyularından mahrum kalsa, aslında ne iyi olurdu değil mi?
Belki de şu an bir kısmınız benim çok sadist veya çok bencil olduğumu düşünüyorsunuz..
düşünsenize ”o zaman insanlar karanlıkta görme kabiliyetlerine daha çok değer vermeyi sessizlikte seslerin verdiği zevki daha iyi duyabilmeyi öğrenebilirlerdi” ve en önemlisi mutluluk kavramına daha çabuk ulaşırlardı. hani derler ya kötüyü görmeden iyinin kıymeti bilinmezmiş diye. çok yerinde bir bir söz değil mi.
Acaba sadece birkaç günlüğüne görebilmesi mümkün olsaydı öncelikle neleri görmek isterdiniz.?şöyle bir düşünün biran için kendinizi göremeyen arkadaşlarımızın yerine koyun.
Mesela ben olsaydım; ilk olarak mevlanın bize bahşettiği doğa harikalarını görmek isterdim.bir çiçeği gökyüzünü yıldızları ağaçları hatta böcekleri bile görmek isterdim.
İkinci olarak hayatıma varlığıyla renk katan bana değer veren insanı ,kısaca sevdiklerimi görmek isterdim.görmeyen bir insan için o an sevdiğinin yüzüne bakabilmesi gözlerine bakarak konuşması herhalde paha biçilmez bire mutluluktur.
Etrafınıza üç gün sonra hiç görmeyecekmiş gibi bakın.
Üç gün sonra bir daha hiç duymayacakmış gibi dinleyin sesleri.
Belki o zaman her zaman bakıp da göremediğiniz ,işitip de güzel bulmadığınız ne harikalarla karşılaşacaksınız.