[size=4]
Devlet engelliden 6 kat fazla vergi alıyor
Devlet, özel okullardan yüzde 8 vergi alırken, özürlülerin eğitim aldığı rehabilitasyon merkezlerinden 6 kat fazla (yüzde 48 ) vergi tahsil ediyor. Gelir Vergisi ve stopaj ödemeyen özel okul ve dershaneler sadece KDV veriyor.
Ticari müessese gibi muamele gören rehabilitasyon merkezlerine hiçbir vergi muafiyeti uygulanmıyor. Türkiye’deki 8 milyon engellinin 3 milyonu, hayatını sürdürebilmek için özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetine ihtiyaç duyuyor. Kamu ve özel kuruluşlara ait yaklaşık 600 rehabilitasyon merkezinde sadece 15 bin özürlüye hizmet verilebiliyor. Çok sayıda engelli grubu, rehabilitasyondan sonra kendine yeterli hale gelebiliyor.
Kamu kurumlarında bakılan bir engellinin masrafı özür derecesine göre aylık 500-1.500 YTL arasında değişiyor. Oysa Emekli Sandığı ve SSK üyesi olan aileler, özel kuruma verdikleri çocukları için devletten aylık en fazla 329 YTL alabiliyor. Üstelik çocuklarının özür derecesinin ayda kaç seanslık eğitim gerektirdiğine bakılmadan.
Bağ-Kur’a kayıtlı aileler ile herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayanlar ise ya evlatlarını tedavi ettiremiyor ya da özel rehabilitasyon merkezlerine 500-2 bin YTL vermek zorunda kalıyor. Çoğu ailenin bin bir güçlükle ödediği rehabilitasyon ücretlerinin yüzde 48’i ise devlete vergi olarak gidiyor.
Kontenjanlarının yüzde 5’ini sosyal güvencesi bulunmayan özürlülere ayıran özel sektör temsilcileri vergi adaletsizliğinin giderilmesi halinde bu oranı daha yukarılara çekebileceklerini ifade ediyor.
Çalışan ailesi, zihinsel engelli oğullarını 2002’den beri Özel Artı Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ne gönderiyor. 6 yaşındaki Alpercan, SSK mevzuatı gereği ayda sadece 8 saat eğitim görebiliyor. 8 saat eğitimin çocuğuna yetmediğini aktaran anne Bahar Çalışan, “Çocuğumun toplumla iletişiminin güçlenmesi için grup eğitimine ağırlık verilmesi gerekiyor. Buna rağmen rehabilitasyon merkezinde senede iki defa grup eğitimi alabildi. Devletin eğitim verdiği SSK merkezindeki eğitim yeterli olmadığı için anaokuluna yazdırmak zorunda kaldık. Yapabileceğimiz başka bir şey yoktu.” bilgisini veriyor. Alpercan şimdi haftada iki gün Sosyal Sigortalar Kurumu’nun rehabilitasyon merkezine, üç gün anaokuluna gidiyor. Anaokulunun aylık yaklaşık 25 YTL masrafını ise Çalışan ailesi kendi imkanlarından karşılıyor.
Tüm Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Kurumları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Özel Örs Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Kurucusu İsmail Örs, devletin özel okullarla rehabilitasyon merkezlerinden aldığı vergi farkının önemine işaret ediyor. İsmail Örs, “Devlet bizden yüzde 48’lik vergiyi almasa daha fazla engelli ailesi, çocuğuna özel eğitim aldırabilir.” diyor. Ekonomik durumu kendilerinden daha iyi olan özel okullardan yüzde 8’lik vergi kesildiğine dikkat çeken İsmail Örs, karşı karşıya oldukları haksızlığı şu sözlerle ifade ediyor: “Yaşadığımız bu vergi adaletsizliği yüzünden maliyetlerimiz her geçen gün artıyor. Bu kadar önemli ve hassas bir alanda hem kurum sahipleri hem de aileler yüksek maliyetler altında haksız yere eziliyor. Bu durumun bir an önce düzeltilmesi şart.” İsmail Örs, özel rehabilitasyon merkezlerinin kontenjanlarının yüzde 5’ini sosyal güvencesi olmayan özürlülere ayırdığını açıklıyor. Üzerlerindeki vergi yükü kaldırıldığı takdirde daha fazla engelliye ücretsiz rehabilitasyon eğitimi verebileceklerini de taahhüt ediyor.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü İsmail Barış da özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinden alınan yüksek vergiyle bu kurumlara haksızlık yapıldığını düşünüyor. Özel eğitim derneklerine; sorunu gündeme getirmek için bir araya gelmelerini öneren Barış,
“Eğer güçlü bir kamuoyu oluştururlarsa, biz de destekleriz. Sonuna kadar arkalarında oluruz.” dedi. Bakanlar Kurulu’na gönderilen
Özürlüler Kanun Tasarısı’na da değinen Genel Müdür Barış, kanun yayınlandıktan sonra çıkarılacak yönetmeliklerle bu sorunun çözülebileceğine işaret etti.
Kaynak[/size]