Kolay gelsin cümleten.
Sevgili arkadaşlar iş aslanın ağzında. Ya sırtı, ensesi kalın, hatırlı bir dayınız filan olacak ya da bazı meziyetleriniz. Yani işverenin sizi seçmesi için başkalarında bulunmayan hünerleriniz, becerileriniz ve de en önemlisi ikna edici tatlı bir diliniz ile işi kapmaya yönelik kararlı ve azimli duruşunuz.
Bunlar yoksa sağlam adamlar bile iş bulmakta zorlanırken bizlerin şansı azalıyor maalesef. Bunlar özel sektör için gerekli.
Kamu için ise tabii ki sınava iyi hazırlanmak gerek.
Hatırlı, sırtı kalın dayı kısmını geçelim burada anlaşılmayan bir şey yok. Kamu kısmını da geçelim zira orada da anlaşılmayan bir şey yok, anahtar sınavda elde edilen başarı.
Asıl zor olan özel sektörde biz sakatların kendisine yer bulabilmesi. Burada da işte devreye beceri kısmı ve diğerleri giriyor. Bu becerilen başında da lisan öğrenmek var. Sakin olmak var. Tatlı dilli güler yüzlü olmak var.
Ev sahibi evini hafif kekemeliği olan bir delikanlıya kiralar. Çatalca’daki gümrükte iş bulmuş ve taa Gemlik’ten kalkmış gelmiş buraya. 3 veya 4 gün sonra telefon açıp evi boşaltacağını zira işten ayrıldığını söyler delikanlı. Sebebine gelince kavga etmiş amiri ile. Söylediğine göre amiri bunun kekemeliği ile dalga geçmiş. Zor iş. Adamın belli ki işe ihtiyacı var, Sussa ve terbiyesizliği sineye çekse bir türlü, susmasa başka türlü.
Size hem kendimden ham de başkasından misal vereyim. Ben lisanım sayesinde devlete girdim, lisan tazminatı aldım çalışırken, yetmedi çalışırken ikinci bir lisan daha öğrendim. Emekli oldum bu kez özel sektör peşime düştü. Niye? Hem lisandan hem de iş tecrübesinden ötürü. Bir lisan hayatıma yön verdi. Devlet mülakatında beni sözlü olarak imtihan eden profesöre çatır çatır cevap verdim azimle ama doğru şekilde. “Lisan konusunda iddialıyım, sınava girenler arasında benden daha iyi konuşan ve yazanı bulamazsınız” dedim, adam güldü. İş hayatımda eşek gibi çalıştım, eşek, eşek. Millet saat 18 oldu mu çeker giderken ben kaldım geç saatlere kadar. Hakkını yemeyeyim Canan isimli bir kızcağız daha vardı o da benim gibi çok çalışırdı. İkinci çocuğum doğduğunda onun yüzünü sadece hafta sonları gördüm uzun süre zira ben eve gittiğimde mübarek gece uykusuna dalmış oluyordu. İşi en ince püf noktalarına kadar öğrendim. Öğrendim çünkü sakatım diye kimsenin beni ezmesine, hırpalamasına izin vermedim, Vallahi de vermedim Billahi de vermedim. Çalıştığım yerde kolu omzundan itibaren olmayan bir arkadaşım vardı onu çok eziyorlardı. Çok üzülüyordu, ben de üzülüyordum. Özel sektörden sonra şirketlerde ve birkaç vakıf üniversitesinde ders verdim. Hepsi lisanım sayesinde oldu. Çalışmayı tamamen bıraktıktan sonra evde biraz tercüme işleri ile uğraştım. Hala da yaparım arada sırada ama şu an başka bir uğraşım var tercümeye ayıracak zamanım yok. Gelen talepleri pek kabul etmiyorum.
Lisan, lisan, lisan. Tarzanca da olsa bir lisan öğrenin. Şimdi elinizi sallasanız herkes İngilizce biliyor, Fransızca ve Almancanın ehemmiyeti kalmadı. Antika lisanlardan para kazanırsınız.
Beceri sahibi olun. Hiçbir işe girmemiş olsanız bile mesela tespih işi ve tahta oymacılığı ile uğraşın. Hem kafanız rahatlar hem de mutlu olursunuz, “ben bir işe yarıyorum” dersiniz. Bir müzik aleti çalın. Ney üfleyin mesela. Şimdiki devir gitar devri değil ama ney üfleyince para kazanmanız daha kolay olabilir bu devirde. Ben bir müzik aleti çalmayı öğrenmediğim için çok pişmanım. Benden iş geçti, yaş 67 ama sizlerin önünde kocaman bir gelecek var. Zamanı boşa harcamayın. Burada laklak etmek kimseye fayda sağlamıyor.
Eurosport kanalında bir erkek sunucu var. Adı aklımda değil. Bu zat tekerlekli iskemle kullanıyor ama akıcı bir lisana sahip. Eurosport kanalında o güzel sesi ile çok güzel şekilde anlatıyor spor faaliyetlerini. Yazmış eurosport kanalına, fiziki durumundan bahsetmiş, adamlar görüşmeye çağırmışlar, “senin tekerlekli iskemle kullanıyor olman bizi ilgilendirmez” demişler ve adamı hemen işe almışlar. Lisanı sayesinde girdi işe bu zat.
Özel sektörün belli sayıda sakat çalıştırma zorunluluğu var. İşkur’a da form doldurmuştum. Bir gün telefon açtı bir şirket. “Evrakları yollayın sizi kadroya alacağız” dedi. “Hangi pozisyonda çalışacağım?” diye sorduğumda (ben müdür veya grup md. kadrosu istemiştim müracaatta) “fiili olarak çalışmayacaksınız, çalışıyor gözükeceksiniz ve avantajınız SSK’lı olmak.” dedi. Benim zaten kapı gibi devlet güvencem varken ben bu terbiyesiz davranışı ne yapayım? İşkur müracaatımı iptal ettim. Maalesef özel sektörün bize bakış açısı bu.
Allah hepinizin yardımcısı olsun. Hayırlı, bereketli ve mutlu işler nasip etsin.
Selametle