Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

[Eleştiri] DİLENCİLER! Yuh olsun sizin sakatlığınıza!..

Bülent bu derneğe tepki vermekte çok haklısın.bende yaşadığım birşeyi paylaşmak isterim sizlerle.
bir gün bende BEDD'nin ilanını gazetede gördüm web sitesine baktım çok güzel tanıtımış ballandırılmış bir hizmet okudum ve benim ikamet ettiğim yere yakın bir şubesinin olduğunu öğrendim adresini aldım ve ertesi gün arkadaşımı da alıp gittim.
dernek denilen yer yani şubesi dükkandan bozma bir yerdi.içeriye girdiğimde engelli insanlar vardı ve bir masanın etrafında oturmuş dumanaltı olan dernekte sohbet ediyorlardı.hoş beş derken ben bir bayan arkadaşa
"burada neler yapıyorsunuz?" dedim
bayan:
"çaydanlık gibi geziyoruz" dedi.
herkes güldü arkadaşım da dahil.
bende bir yandan etrafa göz atıyordum ki bir tiyatronun afişini gördüm.
ismi:YAMUKLAR TİYATRO GRUBU
beynimden vuruldum sanki ve bu ne demek oluyor dedim?
içlerinden biri
"tiyatro hocamız burada o cevaplasın" dedi.
tiyatro hocası kem küm eveledi geveledi bir yanıt veremedi ve bir bayana sen anlat dedi.
hanım efendi aynen şunu dedi:
"biz engelimizi aştık ve artık kendimizle dalga bile geçiyoruz birbirimize YAMUK NABER? diyoruz" dedi.
ben dayanamadım bu kendini aşmakla alakalı bir kelime olamaz ben bunu kabul edemem,eğer bu aşmaksa ben aşmıyım birşey dedim.
(yahu kim kendini yamuk diye tanıtmayı aşmak diye adlandırır ne saçma birşey bu)
bu arada biz sohbet ediyorduk müdürleri geldi onun yanına gittik.konuşucaz ve bizi derneğe üyelik için ikna edicekler akılları sıra.
müdüreri anlattı anlattı ve ona tek kelime söyledim internette derneğiniz çok güzel tanılmış peki neden şubesi bu durumda dediğimde,müdür bizde buradan taşınıcaz geçici olarak falan filan dedi ve kendilerini çok güzel ele verdi.
hala o dernek aynı konumunda.yani toplanan paraların engellilere harcanmadığı apaçık ortada.o derneğe bağlı olan üyelerin durumuda kendi tabirleriyle çok iyi anlatıldı(çaydanlık gibi geziyolarmış).
başka söze ne hacet?
dernek de ortada, yaptıkları da.


(Bülent belirtmemizi istemişsin) BASINDA YER ALABİLİR
 
Samsun da 1988 yılıydı Sakatlar derneği adı altında dernek kuruldu. Merak gidip baktım işte gulcan1983 ünde dediği gibi duman altı biryer.Birde tuhaf tuhaf espriler. zaman geçti baktım ki dernek siyasi düşünce yüzünden ayrıma girip ikiye bölünmüş. Anladımki ikisinden de birşey olacağı yok. birlik ve beraberlik varken işe siyaseti sokup ortalığı dağıtmayı anlamıyorum.
Gel zaman git zaman baktım derneklerin ikisi de sadece maddiyatın peşinde. Allah onları bildiği gibi yapsın demekten başka birşey söylüyemiyecem..
Saygılarımla
 
bedd_cagri.jpg
[/quote]


Gecen burrsa da bir akrabanım çalıştığı yere gittim
Akrabam Sabancının fabrikasında çalışıyor.


2 güm önce gelen fax bana gösterdi yukarıda ki liste vardı..
Yardım istiyorlardı...

Çok sinirlendim vede çok unantım


YAZIKLAR OLSUN!!!!
 
Milletin ekonomik durumunu düzeltsinler dilenciler ortadan kalkar :)
 
Gerçekten böylemi düşünüyorsun başarı!
Ben bunu bilir bunu söylerim bu ülkede kimse kimsenin karnını doyurmak zorunda değil :!:
 
dilenci

ben sakatlığa bürünüp dilenenleri kınıyorum.allah onları bildiği gibi yapsın.
 
Gerçek ihtiyaç sahiplerinin maddi durumunu düzetmek hükümetin işi onlar yapsın dolandırıcılarada gereken cezalar verilsin :)
 
Merhabalar,

Öncelikle belirtmeliyimki yanlışlıkla dahi bir insanın dilenci sanılması çok üzücü ve insan onurunu zedeleyici bir durumdur.

Bu cümleyi neden mi yazdım. Çünkü yukarıda ''cadıthree'' nicknameli arkadaşımızın yardım isteyen bir engellinin dilenci sanılabilme olasılıgını yadsımasını okudum. Bu nedenle çok kısa bir süre önce yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Her ne kadar bunu anlatmak bile canımı sıkıyor olsada burada dilenciliğe yönelik yaklaşımımızın temellendirilmesi adına bunu yapmak şart görünüyor.

Tam bir ay önceydi. Bir sivil toplum kuruluşunda yapılacak siyasi sohbet amaçlı toplantıya katılmam istenmişti. Arabama binip sevgili kardeşim oturanboğayı ziyarete gitmeden önce bu işi halletmek üzere yola koyuldum. Sözkonusu mekana geldiğimde aracımı yolun kenarına park ettim. Ancak tekerlekli sandalyem aracın bagajında oldugu için yoldan gecen bir delikanlıdan yardım istedim.Sagolsun bagajdan sandalyemi verdi ve aractan inmemi sagladı .Ayrıca gideceğim dernege ulasabilmem için üç basamaklık bir engeli inmemede yardımcı oldu.Teşekkür edip ayrıldım yanından. Konuşma yaklasık üç saat kadar sürdü. Arkadaşlarımla bildik memleket meseleleri üzerine fikir alışverişlerinde bulunduktan sonra giriş katta bulunan dernekten çıktım. Derneğe gelirken bana yardım eden delikanlının indirdiği üç basamaktan cıkmak için dernekdeki arkadaslardan yardım istemedim zira erkekler ayrılmış ve geride bayanlar kalmıştı. Nasıl olsa yoldan birileri gececektir diye düşündüm. Fakat birkaç yaşlı kişinin dısında ortalıkta kimse görünmüyordu. Montuma iyice sarıldım zira hava soguktu.Aracım birkaç metre ötede duruyor ve ben önümdeki üç basamagı asamadıgım için açıkta üşüyordum. Birden arkamda bir kuaför oldugunu farkettim. Bir bayan kuaförü. Kapıyı açtım. Girişte otuz yaslarında bir bey vardı. Kendisine'' Afedersiniz '' dedim.
''Sizden bir yardım talep edebilir miyim''
O an dört yıl önceki gibi sağlam oldugumu düşünüyor olmalıydım.
Zira adamın ''Tabi buyrun'' tarzında bir cevap vereceğini düşünmüş olmalıyım.
Böyle bir cevap alıncada ekleyeceğim tabi;
''lütfen şu basamakları çıkmama yardım eder misiniz?''
Ancak adam şaşkın şaşkın bana bakıp duruyordu. Bende onun bu şaşkın bakışlarına şaşkın şaşkın bakakalmıştım.
Adam bir yandan üstümü başımı süzüyor ve tüm salaklıgıyla sarfettiği sözün nasıl anlaşıldığını hala anlamamakda direnen bana bakıp duruyordu.
Bu durum kısa bir süre devam etti. Ardından adam
beni şok eden o cevabı verdi.
''Şey patron şu anda yok'' ??????!!!!!!!
O an anladım yediğim haltı......
O an anladım bir kez daha benim bir sakat oldugumu.
O an anladım ağzımdan çıkan kelimelerin diğer gerçekliklerimle sarmalanarak algılandığını ve benim hiç istemediğim anlamlara bürünebileceğini...

''Kardeşim'' dedim
''Yanlış anladın''
''Bak şu araba benim. ona ulaşmak için şu basamakları aşmam gerekiyor.
''Eğer müsaitseniz bana yardım etmenizi rica edecektim''
Adamın yüzünde bir utanç dalgası belirdi.
''Çok özür dilerim. Oysa ben şey sanmıştım!'' dedi ve devam etmedi.
Ben tamamladım. ''Dilenci''
''Yav'' dedim
''Kardeşim benim dilenciye benzer bir halim var mı? ''
''Arkadaşım'' dedi
''Bende ona şaşırdım ya''
''TAbi'' dedim.
''Adam tekerlekli sandalyede ise size göre dilenci''
Adama kızmak istiyordum ama adam özür üstüne özür diliyordu. Üstelik aracıma kadar yardımcı olmuş ve tekerlekli sandalyemide bagaja koymuştu. Bütün bunları yaptıktan sonra yanıma gelip
''Birader çok özür dilerim yanlış anladım ben'' deyince üstelemedim. Teşekkür edip yola koyuldum. Giderken bir garip sıcaklıgın hala ensemde durdugunu farkettim. Utanmıştım gerçekten. Nasıl olurdu??? Ben yanlışlıklada olsa dilenci sanılmıştım. Boğazımda beliren bişeyler haykırılmayı bekliyordu. Ama neyi kime haykıracaktım? Neyseki az sonra beni gerçekten anlayacak bir dostun bir kardeşimin ziyaretine gidiyordum. Bu kişi bizim sevgili oturanbogaydı. Ona basımdan geçenleri anlattım. Oda biraz değiştirip siteye yazmış. Herhalde yazmak için benden izin almadıgından hoş karsılamayacagımı düşünmüş.Ortada para vermek yok ama o lafı söyleyen adam o parayıda verebilirdi. Kaldıki ben bana para verildiği
zamanlarada şahit oldum. Yukarıdaki linklerde bunların trajikomik ayrıntılarını bulabilirsiniz.
Şimdi buradan çıkacak sonuç nedir arkadaşlar???
Öncelikle anladımki sadece sandalyede oturuyor olmak dahi engelli bireyin dilenci sanılmasına yol açabiliyor. Peki bu nasıl oldu? Buna kimler yol açtı?
Günümüzün modern dilencilerinin medya yoluyla zihinlere kazıdıgı tekerlekli sandalye = dilenmek denkleminin yansıması değil mi bu yaşadıklarımız.
Bizler toplumdan hukuki haklarımızı talep ederken birey oldugumuzu dolayısıyla haklarımızı elde etmemiz gerektiğini ısrarla vurguluyorken birilerinin ''hayır bizler zavallılarız'' haykırışları bizlere ne kazandırıp neler kaybettirmektedir.
Ciddi ciddi düşünmek zorundayız. Aksi takdirde hayat avuclarında bir cok ekonomik imkanı beraberinde getirip sizleri zengin etse dahi gittiğiniz her yerde bu muameleye tabi tutulursunuz ki bu benim
için kabul edilebilecek bir yaşam formu değildir.

Saygılarımla.
 
Üstlendiğimiz kimliği biz seçeriz; buna toplumun bizim için biçtiği rolleri giymek de dahil.
Bu seçim kişinin elinde; kendine saygısını koruyup varolacak ya da paşa paşa bazı sıfatları sahiplenip toplumun vicdanını ferahlatmasında araç olacak.
İkincisi nispeten kolaydır. Kendini suyun akışına bırakmak yeter.
Ama mücadele etmekse niyetin, o zaman birşeyler kaybedebileceğini gözönüne almalısın.
Acı ama, neoekonomi herşeyi kar-zarar kıstasıyla ölçüyor. İnsanın fıtratında da varolma güdüsü hala keskin. Demek istediğim dilenci kimliğine bürünenleri ya da bu kimliği kabul edenleri, bir ölçüde anlıyorum(tabi tasvip etmiyorum). Zira yaşamak öyle zor ki ve "sosyal devlet" varolmam için yeterince yanımda durmayınca, biz kolaya kaçıyoruz.
Ama aydınlar niye var sorusunun cevabı bu noktada imdadımıza yetişiyor. Toplumda yerleşmiş anlayışın kırılması bizlerin zorlamasıyla olacak -burada aydın kimliğinden kasıt, kimliğini sorgulayıp düzeni eleştirenler- . Yoksa failli meçhul bir kodlamanın düzeni akıp gider. Bugün hala sosyal devlet ve sosyal haklar bağlamında elimiz güçlü değil. Birşey talep ettik mi Devlet "ne yapayım mali durum" diyor. Bence engelli talepleri sosyal haklardan ziyade -hukukçu dillinde- klasik haklar içinde mütala edilmeli, böylece temel hak ve hürriyetlerimizin ihlal edildiğinden bahsederek hukuki duruşumuzu kuvvetlendirebiliriz.
Bu konuyu açmak lazım. İnsan hakları hukukunda seçiçi olmamak esastır, yani bir hakkı diğerine tercih edemezsin; fakat gelin görün ki kronolojik olarak burjuvazinin talepleri doğrultusunda şekillenmiş klasik haklar (yaşam hakkı, mülkiyet, düşünce, inanç özgürlüğü vs...) daha bir kayrılır ve adlarına da temel hak ve hürriyetler denir. Ancak sosyal haklar olmadan klasik hakları talep etmek pratikte pek bir yarar getirmez zira sağlıklı yaşayamayan birinin önceliği hayatta kalabilmektir.
Ben de kabul ediyorum sosyal haklar -ikinci kuşakta denir- elzemdir; bununla birlikte, biz engellilerin başka bir hakkı da ihlal ediliyor o da ayrımcılık yapmama yasağı.
Bu açıdan bakarsak elimiz daha güçlü ve bu hakkımızı hem siyasi iktidara hem de özel kişilere karşı kullanabiliriz. Bunun için bilinç önemli ve biz sesimizi duyurmaya çalışanlara da sabır temenni ediyorum. :)
 
gercekten mide bulandirici bi yöntem!...
bu modern dilencilik (paralar vaadedilen yerlere kullanilio olsa bile!) sadece bicok engellinin dilenci muamelesi görmesine yol acmakla kalmio, bashka problemler de getirio beraberinde... örnein bazi shirketler imkani olduu halde engellilere ish vermek yerine bu tür derneklere sözde 'büük' bi miktar para baishliarak ishin icinden cikio... üstüne üstlük reklam oluo, alkishlanio falan filan... ama engelli calishmak istio, kendi gecimini kendisi saalamak istio... bashkalarinin yardimiila nereye kadar gecinebilinir, nereye kadar yashayabilinir ki??
ayrica sokaklarinda tekerlekli sandalye kullanilmasi neredeyse imkansis olan biyerde (hicbishiden bashka dizboyu kaldirimlara bakinis) 'tekerlekli sandalyesizligi' bahane ederek para dilenmek komik gelio bana... sandalye vermekle topluma kazandiricaklarmish, peah!...

Barış Gürol' Alıntı:
Calisabilecek durumda olan hastalari is sahibi yapalim istiyoruz, burada yazilan birkac oneri gercekten guzel ancak onlari hayata gecirebilmek icin yine paraya ihtiyac var. Nasil yapacagiz? Bu arada Sarpmurat'in yazisina atfen, ne yazik ki buyuk sirketler ancak isin icine reklam girince gercekten de yuklu miktarda bagis yapiyor. Yani bunun icin bile olsa o yardimi kabul etmek gerek, elestirmek degil...
....Sarpin fotografini da ben normal karsiladim (bilmiyorum bende mi anormallik var) bu insanlar sakat degil de siradan olsaydi o zaman onlara sokak muzisyenleri diyecektik degil mi, modern dilenci degil..
peki talasemili insanlara yardim etmek icin derneinize bashvuran shirketleri yüklü miktarda para yardimi yapmak yerine talasemili birine ish vermeleri icin ikna etmee calishsaniz nasi olur, ne gibi sorunlarla karshilashabilirsinis?? reklam, takdir vs. istiolarsa yine onlarin olsun icabinda... ama hic olmasa yapicaklari 'yardim' (aslinda yardim diil sosyal sorumluluk) gercekten ishe yarasin...
fotoraf meselesine gelince sana katiliom (eer sen anormalsen ben de öleim)... kimbili belkide para icin bile diil zevk icin yapiolardir, ne malum?... zevk icin sokak müzisyenlii yapan bicok insanla tanishtim... para icin olsun zevk icin olsun, sakatlar neden yapamasin? bashkalarina kizios ama biz de biraz önyargili davranmiomuyus, sakat olduklari icin hemen dilenci damgasini basmiomuyus?... yukardaki ilanlardan biz bile etkilenios galiba...

gulcan1983' Alıntı:
...hanım efendi aynen şunu dedi:"biz engelimizi aştık ve artık kendimizle dalga bile geçiyoruz birbirimize YAMUK NABER? diyoruz" dedi.
ben dayanamadım bu kendini aşmakla alakalı bir kelime olamaz ben bunu kabul edemem,eğer bu aşmaksa ben aşmıyım birşey dedim.
(yahu kim kendini yamuk diye tanıtmayı aşmak diye adlandırır ne saçma birşey bu)...
: ))) aynen... 'kendini ashmanin' ne olduunu bitürlü anlamish diilim ama, kendini ashtiini sürekli bashkalarina ispat etmee calishan, her firsatta kendisiile dalga gecen, zoraki 'cool' olmaya calishan kishilere uyus olmushumdur hep... tamam, arada bi yapilinca komik oluo ama sürekli, her firsatta olunca kabak tadi verio ve engelini ashmak diil, engeliile gereinden fasla meshkul olmak oluo bence... öle insanlardansa sakat olduunu unutarak, dilenci sanilabileceini aklinin ucundan bile gecirmierek yardim isteen bülent yilmaz daha cok ashmish engelini... biliom, konumuz bu diildi ama yasmadan duramadim :) ...

neyse, 'engelli calishamaz' düshüncesini insanlarin beynine iice yerleshtiren yukardaki dilenme ilanlari yerine calishan, cevresine/topluma/devlete katkida bulunan engelliyi tanitsinlar ilanlarinda dernekler... bunun pekala mümkün olduunu göstersinler... sakatlarin belki bazi konularda birilerinin yardimina muhtac olabiliceeni ama bashka konularda bashkalarina yardim edebiliceeni anlatsinlar... gercekten faydali olmak istiolarsa insanlardan bunu desteklemesini istesinler dernekler...
 
Nazmiye Güçlü'nün yeni yazısından bir alıntıyı aşağıya ekliyorum. DİLENCİ SANILAN SAKATLARA BİR ÖRNEK:

Nazmiye Güçlü son yazısında' Alıntı:
[size=4] (...)
Galatasaray'da Ali'ye rastladım. Zaten dinlenme zamanım geldiği için, oturduk çay içmeye. Bacaklarımı koltuk değneklerinin üzerine uzattım, diye kızdı.
Koltuk değnekleri ve tekerlekli sandalyenin, onları kullananların bedenlerinin bir parçası olduğunu hep söylememe rağmen unuttuğum için, kendime vereceğim cezayı düşünmeme ve özür dilememe fırsat vermeden konuşmaya başladı.
"Araba aldım erkek oldum" diye bir kitap yazabilmek için araba aldığını söyledi. Çok güldük.
Araba alma macerasını anlattı. Büyünce yönetmen olursam, bunu kısa film yapabilirim!
"Aylardır her yeri gezdim, her marka arabayı inceledim. Sonunda Aksaray'da bir galeride 2. el bir araba buldum. Girdim içeriye.
Biri araba almak isteyen bir müşteri ile ilgileniyordu. Bir kişi de bir masanın arkasında telefonla konuşuyordu. İkisinden birinin işi bitene kadar beklemek için masaya doğru yöneldim. Müşteriler için olduğu belli koltuklardan birine oturmak için.
Ben masaya yaklaşınca, telefonda konuşan adam daha oturmama fırsat vermeden, cebinden çıkardığı parayı uzattı. Aldım.
Elimdeki 1 milyona bakarak, adamın bana neden verdiğini anlamaya çalıştım. Bir elimdeki paraya bir adama bakıyordum; adam eliyle gitmemi işaret etti. Yerimden kıpırdayamadım. Oturamadım da.
Uzun telefon görüşmesi bittiğinde, 'Ne o az mı geldi?' diye sordu".
Ben bu arada neden çıkıp gitmediği için ona kızıyordum, ama öte yandan da anlamamasının doğal olduğunu biliyordum.
Benzeri bir olay benim de başıma geldiğinde ben de anlayamamıştım elime neden para tutuşturulduğunu. Her an sakat olduğumuzu düşünerek yaşamıyoruz ne yazık ki!
Ali devam etti.
"Adama, 'Araba almaya gelenlere yaptığınız bir şaka mı bu diye?' sorunca yüz ifadesini görmeliydin ama," dedi.
"Tahmin ediyorum," dedim.
Gülüştük.
"O yüz ifadeleri merhem zaten," dedim.
Sonrasını tahmin etmek kolay.
İki olasılık vardır her zaman yaşadıklarıma dayanarak:
Bir: Bir kamyon özür. Çaylar kahveler.
İki: Size göre araba yok bizde!
Ali mutlu son yaşamış!
(...)
Kaynak: Bianet [/size]
 
bu yazının trajıkomık bır benzerı ızmıt realın acıldıgı sene benım basıma gelmıstı.
hafta sonu sabah 8.30-9.00 cıvarıydı.arkadasta kahvaltıdaydım ve kahvaltı sonrası ıcın kahvemız olmadıgını fark edınce ben alıp geleyım dedım.o da masayı kuracaktı.yakınlardakı park sorunu yasamayacagım tek yer olarak real aklıma geldı.ve cektım oraya gıttım.alıs-verıs merkezıne vardıgımda bır kac araba vardı benden baska ve ben de hafta sonuna bagladım.neyse ıcerı adımımı atar atmaz adamın tekı bana karsı bagırmaya basladı.nerde kalmısım da..bu saatte mı gelınırmıste...bır suru laf.once uzerıme alınmadım sonra baktım cevremde kımse yok bana bagırıldıgını anladım ve sakınce neden beklıyorsunuz dedım.temızlıge baslanıldı sen nerdesın,demesın mı?ben gulumseyerek- kahve alanlara temızlık mı yaptırıyorsunuz?ıyı fıkır olabılır param olmadıgında kullanabılırım bu hakkımı ama suan nakıt olsun arkadas beklıyor da dedım.adam o kadar mahcup oldu kı..ozur ozur uzerıne ..sonra yapılması gerektıgıne ınandıgım ıcın nazıkce onemlı degıl ama bence bıraz daha ozenlı olun demeden de gecemedım.
 
AŞAĞLIK BİR YÖNTEM :evil: ARKADAŞLARIMA KATILIYOR VE BUNU İNSANLARA SUNANLARI LANETLİYORUM :evil: [/b]
 
RAHMETLİ KEMAL SUNALIN BOMBACI ADLI FİLMİ GELDİ ŞİMDİ AKLIMA.BOMBAYI GÖREN KÖRÜ TOPALI NASIL KAÇIYORDU AMA.,,
 
anlmak zor engelli mi özürlü mü? işte en açık örnekli tablo bu nasıl bir çalışma bunlardır özürlü olanlar , beyinden özürlüler
 
Berdevam!..
Hala tekerlekli sandlyeye ihtiyacı olan zavallı engelliiler demagojisi yapılıyor!.. Vallahi yok, billahi yok! Bana Türkiye'de tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olup da bulamayan insanların olduğunu kimse iddia etmesin. Varsa bu iddiada bulunan, bana ihtiyaç sahibinin irtibat bilgilerini versin, en kısa sürede sandalyeyei evine teslim ettireyim!
Yahu Türkiye Sakatlar Derneği, elindeki tekerlekli sandalyelerini verecek sakat bulamıyor! Ve sırf depolama külfetinden kurtulmak için yüzlerce (belki de binlerce) sandalyeyi Valiliklere vs. bağışlıyor!
Yasa için, ayrımcılıkla mücadele için, sosyal haklar için, hükümetlerin yanlış adımlarını protesto için tek bir adım atma, eylem yapma, sonra dön 1tekerlekli sandalye..."!

Bedensel Engelliler Dayanışma Derneği'nin sürekli piyasaya çıkardığı mesajlardan biri daha dün geldi:

[size=4]SEVGİLİ GÖNÜL DOSTLARIMIZDAN RİCAMIZ
Ülkemizde her geçen gün daralan ekonomi ve mevsim gereği yardımların tamamen durması nedeniyle ihtiyaç sahiplerine gerekli yardımları yapamaz hale geldik. Özelliklle havaların güzel olması nedeniyle dışarı çıkmak isteyen engellilerin tekerlekli sandalye ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldik. Bu bizler için çok üzücü. Sevgili gönül dostlarımızın imkanları doğrultusunda, yardımın azı çoğu aranmadan yardımcı olmalarını ve engelli kardeşlerimize bu güzel mevsimi yaşamaları için özgürlükleri yönünde tekerlekli sandalye armağan etmelerini önemle rica ediyoruz.

Saygılarımla.

Kemal DEMİREL
Genel Başkan

[/size]
 
OTURANBOĞA gerçekten bu tür kurumların ciddiyetsizliğinden eminmisin.
 
gulsen' Alıntı:
[size=4]Arkadaşlar türkiye de birçok dernek böyle çalışıyor. Sosyal faaliyet adına yapıcı çalışma adına derneklerin yapabildiği çok fazla şey yok yazıkki. Devlet bu tip sivil örgütlre ekonomik anlamda sağlıklı bir destek vermiyor.Geçim kaynakları çoğunlukla rutin aidatlar ve bağışlar. ayrıca yapabildikleri etkinliklerden kazanabildikleri. Bu dilenmeleri ve dilendirmeleri için bahane değil tabi. Bu toplum olarak gelişmişliğimizin ölçütü bence. Bir de o dernek yöneticisi bir kamu kurumunda çalışıyorsa yada belediye işçisi ise hiçbir olmsuzluğa sosyal boyutta tepki veremiyor ve hiçbir şey değiştiremiyor. Çünkü tepkilerinin işine mal olacağını düşünüyor.
Böylesi onlarca acı veren olumsuzluk sıralamak mümkün.
Görebilen, korkmadan konuşan, tepki veren insanlar çoğalmadıkça bu durumun değişeceğine inanmıyorum.[/size]
 
evet arkdaşlar tepkiniz yerden göğe kadar haklı bu duygu sömürüsünden başka bir şey değil sizin de dediğniz gibi kabul edilemez oturan boğa eline yüreğine sağlık.bu durm hakkında ne yaptınız bilmiyorum ama önerilen şu fikir çok iyi evet ilan verme işi çok önemli oldu mu bu ilan verme işi olduysa nasıl bir tepki aldınız merak ediyorum eğer olmadıysa onlar dilenciliğe devam ediyorlar hala bir şeylr yapılabilir ,tekrar teşekkür derim oturan boğa sağol.
 
İlan vermedik sevgili Ritsos. Tepkimizi burada dile getirmeye devam ediyoruz.
Bu mesaj bu site varolduğu sürece burada duracak. Yani binlerce kişi tarafından okunmaya devam edecek...
 
oturanboğa ben herzaman şunu düşündüm derneğiniz ve kulubünüzle ilgili;buradaki yani sitedeki arkadaşların bir çoğu iyi durumda olduğu kanatindeyim.bunu daha öncede belirttim.peki derneğin size ulaşamayan gerçekten fakir cahil ve çaresiz kesimleriyle ilgili çalışmalarınız varmı.ve bizler bu çalışmalara nasıl destek olabiliriz bu konuda aydınlatıcı bilgi verirsen sevinirim.
 
Biz dernek ya da kulüp değil, internet üzerinde kurulan bir platformuz.
 
oturanboğa biraz önce üye listesine baktımda 3000 e yakın üye var buda baya bi güç demektir.belirttiğim konularda bu güç nasıl kullanılabilir.gerçi izliyorum gerekli yerlerle ilgili mail adresleri falan verip bizleri aydınlatıyosun ama bu olayı internetten gerçeğe birazda olsa taşımamızın bir yolu yokmu.sende bilirsinki bir iyi hareket bin iyi düşünceden daha iyidir.kendi aramızda düzenlenen ben hiç katılmadım daha ama toplantılarda gidilen o böldede üç beş kişi sevindirilemezmi yerel yönetimlerden listeleri alınarak.
 
Teorik olarak olabilir. Ama pratik anlamda adımızın hırsız/adam kayırmacı...'ya çıkması 1 ayı bulmaz :)
Çok zor bu işler, çok...
 
anlıyorum;ozaman buradan tüm arkadaşlara sesleneyim herkes kendi çapında çevresinde bulunan cahil,çaresiz,engellilere yardımcı olsunlar.çünki buradaki tüm arkadaşların tahsil düzeylerinin yerinde olduğunu sanıyorum.en azından maddi olmasa bile onların haklarını isteyebilecekleri bir dilekçeyi yazabilirler gerekli makamlara diye düşünüyorum.belki biçoğu bunu yapıyodurda bilmiyorum ama işallah yapıyolardır. :idea:
 
Bir süre önce bu bahsi geçen dernekten bir bayan bana mesaj yazmış ve "zeytin dalı" uzatmıştı. Bunun üzerine kendisine, "ne değişti?" mealinde bir cevap yazmıştım. Ses çıkmamıştı!..
Bugünlerde yine sağda solda faksları ve e-posta mesajları dolaşıyor bu derneğin. Görüyorum ki, hiçbişey değişmemiş! Yine duygu sömürüsü yüklü ve sakat insanları yerin dibine sokan mesajlarla para peşinde koşmaya devam ediyorlar. Sakatların onuru ve yaşam kalitesi için mücadele etmesi gereken bir dernek, sakatları kullanarak, onları yerin dibine sokarak rant peşinde koşuyor. Yazık!
[size=7]BU VE BENZERİ DERNEKLER BENİ TEMSİL ETMİYOR. BİLİNE![/size]
Not: Bu görüşlerim basında yer alabilir.

[size=7]BEDD'nin piyasada gezen yeni mesajı!"[/size]
BEDD' Alıntı:
[size=4]Ülkemizde her gecen gün daralan eknomi ve mevsim geregi yardimlarin tamamen durmasi nedeni ile ihtiyac sahiplerine gerekli yardimlari yapamaz hale geldik
Özellikle havalarin güzel olmasi nedeniyle disari cikmak isteyen engellilerintekerlekli sandalye ihtiyaclarini karsilayamaz hale geldik.
sevgili gonul dostlarimizin imkanlari dogrultusunda yardimin azi cogu aranmadan yardimci olmalarini ve engelli kardesleirtmize bu guzel mevsimi yasamalari icin ozgurlukleri yonunde tekerlekli sandalye armagan etmelerini rica ediyoruz.
Saygılarımla
Kemal Demirel
Genel Başkan[/size]
Not: Buraya yazılan görüşlerinizin basında yer almasını sağlayacağım. Eğer görüşlerinizin basında yer almasını istiyorsanız, lütfen bunu mesajınızın sonunda belirtin. Susmayalım!
 
kınıyorum..

ne diyeyim arkadaşlar...sadece biraz daha dikkatli olmak lazım..kınıyorum bu tür dernekleri...
 
Bulent Gelin Derneklere, Federasyonlara, Konfederasyonlara, dernek uyelerine bir göz atalım.

Bir kişi veya bir grup neden dernek kurar?
A-Gercekten toplumsal bir soruna cozum geliştirmek için yola çıkan insan modeli genelde kultur duzeyi yuksek kamil insan olma yolunda mesafe kat etmis ve artik maddiyatı bir kenara atmis Toplumsal fark yaratma varolan durumu değiştirme geliştirme istegi olan kişi. (Genelde varlıklıdırlar ve çevreleri geniştir.)
B-Bazıları ise toplum moplum hikayedir bir basamak olarak kullanayim maddi/manevi(adam bağlama) bir beklenti güdüsü ile bir oluşuma gider...

Federasyon ve Konfederasyonlar ne yapar?
A-Yapmaları gerekenler:
Benzer dernekler arasında eşgüdümü saglama bilgi alışverişi ve yerel projelerin Tüm illlere yayılmasını saglama baskıcı degil ama yönlendirisi sıkı kuralları olan bir nevi koordinasyon.
B-Mevcut Durum:
Genelde Başkan padişah gibidir öyleki gastelerde 20-30 40 yıl başkan olanları görmeniz mümkündür. ilk geldiklerinde azımlıdırler lakin 6 aya kalmaz kendilerini suyun akışına birakırlar yaşları da 50-60 olduğundan bir nevi prestij argumanı olarak kalır. Peki ne yaparlar genelde 2-3 ayda bir bilinen bir konuda 1-2 gasteye carpici aciklamalar yapma dürtüsü bu kişilerde sık rastlanan bir vakadır. Bunun tıbbı açıklaması sanırım bak ben burdayım ölmedim bir şeyler için uğraşıyorum unutma beni yani unutmabenimania (bakınız not 45)

Gelelim Dernek Üyeleri:
Burda sınıflandırmaya gitmek biraz zor yarıdan fazlası işleri düştüğünde bir derneğe kaydolurlar çözüm bulununca bir daha ortalarda gözükmezler.

Kalanın yuzde 20 si yani bütünün ~%10 u Gerçekten başlarda iyi niyetle derneğe kaydolurlar ilk 1 ay derneği tanımakla geçer ancak gördükleri içine sinmese de israrlı olur içinden değişim bir yerden başlamalıdır der kendi kendine lakin dernekte ki yalakalıklara dayanamaz umudunu keser...Ancak belli bir kesim deli doludur israrla olayların yolsuzlukların üstüne gider dernekten atılır...Ancak bu deli doluların ufak bir kesimi olayın demokratik yöntemlerle çözüm bulunamıyacagını düşünerek olayı cebre döker...(benim en sevdiğim ve en samimi bulduğum kesim...)

Bütünün yüzde 20 kadarlık bir kesiminin dernekte aradığı şey baştan fark yaratma değil bir ortam kurma yani tanışma ve kaynaşma ortamı kurma...Aslında burda da yadırganacak bir durum yok derneklerin 2. ana amaçıdır bu...

Son yuzde 20 lik dilimde bir olaydan etkilenen yani anlık kararlarla dernege yolu düşenler tabi anlık kararlar bir süre sonra sıcaklığını kaybeder takriben 2. haftadan dernekte bir daha görülmezler.

Bu analızlerden sonra Dernekler(=fark yaratacak gönüllü örgütler) nasıl ayakta kalmalı? Tek cevap var Onurlu, prensipleri olan, kısa vadeli çıkarlar uğruna bunları ters yüz etmeyen erdemli kişileri başa geçiren ağzı laf yapan değil iş yapan demogoji değil emin adımlar ile yavaşta olsa bir sorunu çözme azım ve karalılığına sahip insanların görev aldıkları yerler olmalı.

En büyük hastalık(derneklerde) ben yönetimde yoksam benim çabamda yoıktur o kadar işte. Bu gibi insanların sayısı o kadar fazla ki şaşıracaksınız....

Modern Dernekler yani STK'lar:
Modern olan her şey doğrudur yanılgısı ile günümüz modasi. Dernek gelirlerinin %40-50 Yöneticilerin maaşlarına gitmesi. Bu da modern versiyonu. EE hani gönüllüydü hani fark yaratacaktık??

Şimdi gelelim Engelli Derneklerine:
Engelli derneklerinde tablo içler acısı bırak derneği federasyonda bile durum içler acısı. Bir nevi Tiyatro oynanmakta. Ama gösteri hep aynı 2 aydı bir bir gazete mülakatı bir iki çıkış hepsi o...Sorunlar belli standartlar belli uygulama sıfır...

Bülent haklı ancak unutulmaması gereken bir husus var biz engellilerin elit kesimiyiz yani bizim sorunlarımız ile fakir işsiz engellinin konumu farklı bizim için kaldırım boyu asansör genişliği önemli ilen onların derdi yemek yaşamını sürdürmek...Kısaca olay çok da basit değil.

Sadece bize özgü bir şey de değil ama bizde daha fazla olduğu da gercek..

Esas sorun duygu sömürüsü ile para toplayanlar yüzünde toplumda artık bir görmezden gelme refleksi oluştu...Değiştir şu kanalı öyle ya 1-2-3- 99

Adı geçen dernek hakkında benim vardığım yargı şudur:
Bir aile şirkeeeti olarak medikal bir firmada kurmuş al gülüm ver gülüm ama nereye kadar...

Tanrı bizi sınırsız Yozlaşmadan-Dejenerasyondan korusun...
 
Aşağıdaki yazımı yeni bir başlıkla yazmıştım fakat buna benzer bir konu zaten varmış ( Tşk. Oturanboğa), burayı atlamışız herhalde.
Bende aynen buraya taşıdım.
Belki konu tartışılmış geç kaldım, yazımda gereksiz kaldı ama herkes fikrini söylemiş işte bahsi geçen derneğin son icraatı diyeyim...
.....

Bugün aşağıdaki gibi bir mail işyerimdeki mail adresime geldi (Daha doğrusu işyerimizden ayrılan bir arkadaşın id'sine gelmiş fakat olmadığı için bizlere yönlenmiş).

Sizce böyle talepler doğru mudur?
Ben bir derneğin yardım istemesinde sakınca görmüyorum zaten birçoğunun kurulum amacını oluşturan öğelerden biridir. Fakat yardım isteme şekli konusunda (acındırma, yoksulluk edebiyatı, ...v.s.) sorun var diye düşünüyorum.
Yardım toplarken yapılanları anlatmak, imkan verilen engellilerin neler yapabildiğini neler başarabildiğini, normal bir insandan farkı olmadığını ama engelinin getirdiği bazı sorunlar olduğunu anlatmanın, ortaya konulmasının bence daha doğru olduğu kanatindeyim.
Şahsen ben dernek olayına pek sıcak bakmıyorum (Derneklerde karşılaştığım bazı durumlar beni soğuttu).

Bu söylediklerim benim 1-2 dernekte gördüğüm olaylar karşısında edindiğim düşüncedir.

(İçerik 2 defa yazılmış, mail'i geldiği içerikle aynen kopyaladım)

[size=4]"beddturk@superonline.com" <beddturk@superonline.com>
16.08.2005 15:02
Subject : Bu e-mail cok onemli..

YILBAŞINDA UFAK BİR YARDIMLA BİR ENGELLİNİN HAYATIDA FARK YARATABİLİRSİNİZ …

Hiçbirimiz engelli olmayı planlamadık. Kimimiz kısıtlarla doğduk. Bir kısmımız ise sabah kahvaltı yaptıktan sonra okula gidiyorduk. Tıpkı sizin çocukluğunuzdaki gibi. Ani bir trafik kazasıyla eve engelli döndüğümüzde hala şok içindeydik.

Şimdi desteğe ihtiyacımız var. Örneğin;
Metin 11 yaşında. İlkokuldan yeni mezun olmuştu. Başarılarla dolu karnesiyle sevinç içinde eve dönerken, aniden önüne fırlayan kamyonun altında buldu kendini. Şu an belden aşağısı tutmuyor. Bir dizi ameliyat olması gerekiyor. Sağlığına kavuşarak okuluna dönmesi onun için zor değil, ama kaderde yoksullukta vardı.
Elif 8 yaşında. Doğuştan felçli. Öğretmeni sınıfının en zekisi olduğunu fark etti. Ancak aile onu okutacak güce sahip değil. Kaderi pencere kenarı dört duvarlar arası olmamalı.
Elif, Metin ve benzeri 8 milyon engelliyi göremiyorsunuz. Çünkü çoğu sokağa bile çıkamıyorlar.

Bir çoğunun engelini ortadan kaldıramazsınız.
Ancak hayatlarında fark yaratabilirsiniz.
Sadece 50 milyon ile…………..burs, gıda, kömür, hasta bezi yardımı,
100 milyon ile...............tedavi, ilaç, cihaz, protez yardımı,
175 milyon ile................tekerlekli sandalye, ameliyatlara katkı.

Pek tabii ki daha fazlası çok daha fazla engellinin acısını azaltacaktır.
Dilerseniz bu mektubu okuyup, üzülüp, bir kenara koyup unutabilirsiniz.
Tıpkı pek çok insanın yaptığı gibi.
Ya da fark yaratabilirsiniz.

Hesap numaralarımız aşağıda:
Banka adı Şube Kodu Hesap No
İş Bankası Cevizli şb. 1096 398444
Akbank Cevizli şb. 216 4810-8
Ziraat Bankası Cevizli şb. 0851 285363

Eğer acımızı azaltmaya karar verdiyseniz lütfen beklemeyin. Unutmayın: Bizim bugün yardımınızı bekleyen ve yürekten sevinecek arkadaşlarımız var.

Şimdiden çok teşekkür ederiz.
Kemal DEMİREL
Genel Başkan
Bedensel Engelliler Dayanışma Derneği Tel: (0216) 370 81 66 (pbx)
Faks:(0216) 441 08 34
e-mail: bedd@bedd.org.tr
www.bedd.org.tr

Not: Bu mektubu tanıdıklarınıza e-mail göndererek, iş yerinizdeki panolara, yemekhane girişlerine asarak bizlere yardımcı olursanız ayrıca seviniriz.

*****************************

Değerli Yardımseverimiz,
Katkılarınızla çok sevineceğiz. Ancak biz sizleri tanımak istiyoruz. Aşağıdaki formu doldurup, bize iletirseniz, siz dostlarımızı yakından tanıma fırsatını yakalamış oluruz.
Ziyaret etmek isterseniz kapımız açık, çayımız sıcaktır.

Ad Soyad
Tarih
Yardım miktarı
İl
e-mail:
Tel:
Adres:
Meslek
Çocuğunuz var mı?
Doğum tarihi
İleride tekrar yardım etmek ister misiniz?

Teşekkür ederiz.

İletişim:
Tel: (0216) 370 81 66
Faks:(0216) 441 08 34
e-mail: bedd@bedd.org.tr
www.bedd.org.tr

Not: Derneğimizin faaliyetlerini, katkılarınızı bekleyen ihtiyaç sahiplerinin
listesini web sitemizden takip edebilirsiniz. www.bedd.org.tr [/size]
 
Üst Alt