Bu mesajları okumak 1 saatimi aldı. Ama değdi. Mesajlar içindeki çelişkileri şaşkınlıkla takip ettim. Bülent kardeşimizin mesajının gayet açık ve net olmasına rağmen süslü püslü kelimelerle konuyu dağıtmanın ya da sırf birşeyler yazmış olmak için yazmanın mantığı nedir arkadaşlar.
Ortada benim ismim dolaşıyor, birileri ise her türlü dernekte bu tür çalışma var diyor.
Arkadaşlar, Arkadaşlar! El insaf arkadaşlar!..
Birkaç kişinin değil, toplumun %12'sini teşkil eden bir kitlenin onurundan bahsediliyor.
Beni benim gibi yaşanların anlamadığı bir ortamda başkasının anlamasını nasıl bekleyeceğim? Hatta beni benim gibi düşünenlerin temsil etmediği bir ortamda nasıl yaşayacağım?
Aklınızı başınıza devşirin ve lütfedip insaf buyurunuz ki bahsi geçen ilanın hiç bir satırında bir kitle örgütünün hedef kitlesine yardım ya da destek amacı yok. Bunu görmemenin tek bir mantığı vardır; o da bu kumpasın bir parçası olmaktır... Kaldı ki; konuya ilişkin yazı gönder arkadaşların bilcümlesi adı geçen dernek hakkında olumlu bir düşünce sunmuyorlar.
1990'lı yıllarda biz engellilere yönelik kurulan dernek sayısı olağanüstü artış gösterdi. Bu artışın biz engellilere getirdikleri ve götürdüklerini karşılaştıracak olursak; BÖLEN= KOCAMAN SIFIR, BÖLÜNEN= KOCAMAN SIFIR... ELDE KALAN İSE insanların (biz engellilerin) bilinçlendiklerini sanarak (oysa kelimenin tam anlamıyla ahmakça) ismini telaffuz dahi etmek istemediğim yukarıda adı geçen kişi ve onun gibi SÖMÜRGECİLERİN ekmeğine tereyağ sürmekten başka bir şey değildi...
Üzülerek ve siz değerli arkadaşlarımdan utanarak itiraf ediyorum ki ben de Ankara'da böyle bir kumpasın piyonu oldum. yaklaşık 7-8 aylık ahmaklık döneminden sonra çıktım. Gerçi geriye dönüp baktığımda Allah'a şükürler olsun ki başımı öne eğecek bir konuya ismim karışmadı ama; artniyetli birkaç SÖMÜRGECİNİN işlerini kolaylaştırdığım için kendimden ve sizlerden; utanarak özür diliyorum.
Bu ve benzeri SÖMÜRGECİLİKLERE karşı yapılacak her türlü eylemin içerisinde göğsümü kabarta kabarta yer alacağımı beyan ediyor, Bülent kardeşimize; böylesi bir utancı tekrar bize hatırlattığı için huzurunuzda teşekkür ediyorum...