Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Dört mevsim spastik!

spastik

Üye
Üyelik
15 Eyl 2005
Konular
31
Mesajlar
621
Reaksiyonlar
0
DÖRT MEVSİM SPASTİK

Dünyada çok az insanın tanık olacağı olay ve davranışlara tanık olur spastik engelli. Engelli olmak zaten başlı başına olaylara konu ve konuk olmak konusunda biçilmez bir kaftan ülkemizde, fakat özellikle spastik engelli iseniz ve yasamın içine atılacak kadar çılgın bir kişiliği barındırıyorsanız bünyenizde bu tip olaylarla yaşamınızın her safhasında karşılaşmak kaçınılmaz bir gerçek oluyor sizin için. Neden bu kadar sık karşılaştığınızın kritiğini yaptığınızda zihniniz olası cevapları döküyor önünüze. Spastik engelliler fiziksel yapı olarak genellikle oldukça bozuk bir yapı sergiliyorlar doğanın kanunundan olsa gerek bu kadar bozuk bir fiziksel yapı bazen gereğinden fazla çalışan bir beyne sebep oluyor bu müthiş ve gerekli olan bir birleşim, çünkü fiziksellikle üstesinden gelemediğiniz birçok sorunu beyninizle çözmek zorunda kalıyorsunuz bu kadar sık çalışan beyinde doğal olarak gelişiyor.
Asıl sorunda burada baş göstermeye başlıyor. Zaman içinde hızla gelişen bu beyne oranla fiziksellik aynı kalıyor hatta bazı vakalarda ergenlik dönemiyle birlikte gelişen kaslarla beraber vücut dengeniz yada konuşmanın ciddi oranda gerileyebildiği arkadaşlara da rastlıyoruz. Gerilemenin sebebi sadece gelişen kaslar değil, olayın birde sosyal ve psikolojik yönü bulunmakta. Bunu biraz açmak istiyorum. Spastikler de fiziksel kasıntılara neden olan etkenlerin başında psikolojik etkiler geliyor heyecanlanmalar, stres,depresyon,yeni girilen ilişkiler,yeni bir insan,yeni girilen bir iş gibi. İşte insan geliştikçe yaşamın içinde bu tür ortamlara sık bir şekilde girilip çıkılabiliyor bu durumda spastik bireyin kasıntıları fazlasıyla artırıyor.
İşte ilişki yumağı büyüdükçe anormalliklerde artıyor. Aynı kişiliğin ve fizikselliğin içinde bir taraftan deli muamelesi görürken bir taraftan veli muamelesi görebiliyorsunuz. Bir taraftan olgun bir kişi muamelesi görürken diğer taraf evin arsız, yaramaz çocuğu muamelesi ile karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bir saat önce verdiğiniz konferansla yüzlerce saygın insanın alkışlarına muhatap olurken konferansın ardından evinize gitmek için bildiğiniz taksi şöförü tarafında sarhoş muamelesi görebiliyorsunuz, yada sabahtan akşama kadar yıllarca zihinsel engellileri ve ailelerini eğittikten, neler yapabilecekleri çocuklarıyla hangi yöntemler üzerinde çalışırsa daha yararlı olabilecekleri konusunda rehberlik tikten sonra işten çıkıp manavdan salatanız için malzeme alırken manavcı tarafından sanki yıllardır zihinsel engellileri eğiten siz değilmişsiniz gibi zihinsel engelli sanılabiliyorsunuz.
Yazının başlangıçında da yazdığım gibi bu kadar farklı ve çelişkili yaşama sahip olabilmek için spastik engelli olmaktan başka bir seçeneğiniz yok.
 
Merhaba Spastik,;)
Akıcı üslubunuzla yazdığınız dokunaklı yazınızı okuyunca öyle etkilendim ki bir kaç satır da ben ilave etmek istedim...:)
Kendi derdimize odaklanıyoruz ve en büyük dert kendimizin sanıyoruz bazen ama siz bu düşüncelerinizi paylaşınca engelliliğimdeki yürüyemediğim yani tekerlekli sandalyede geçen ilk günlerim geldi aklıma!.. Ben de sizin gibi yadırgayıcı bakışlarla ve acıyan gözlerle karşılaşınca veya meraklı sorulara muhatap olunca kabullenemeyişimin verdiği acıyla da çok üzülüyor,geriliyordum,kızıyordum insanlara,beni anlayamıyorlar diye içimden serzenişlerde bulunuyordum...:)
Zamanla engelimle barışmaya hayata rehabilite olmaya başladıkça içimde büyüyen bu serzenişler,yakınmalar yokoluyor artık!......
Bizi anlamayanlara ya da anlamadıklarını düşündüğümüz insanlara kendimizi tanıtmamız için,bizi tanımaları için bir fırsat vermemiz gerektiğini düşünüyorum,bizimle empati kurabilmelerini sağlamalıyız,onları önyargılı düşüncelerinden sıyırmak için zaman vermeliyiz onlara!!!Çünkü inanın insanların pek çoğu hala bilmiyorlar!...Bilmedikleri için de önyargılılar!!!Ben de engelli olmadan önce ne kendi engelimi ne de diğer engel gruplarını bilmezdim ve belki de ben de yadırgayarak bakardım..Artık ben bu garipsenen tutumlara ve bakışlara sadece gülümsüyorum....:)
Sevgi ve dua ile....;)
 
insan başına gelmeden bilemez yaşamadanda kimsenin bu durumla karşılşmasını ve bu durumu yaşamasını istemem tabi takdir ilahi yarın kimin ne olacağını kimse bilemez allahtan başka bu bir seçim yada tercih değil kim isterki engelli sakat yada spastik olmayı önceleri alışıp kabülenemesemde büyüdükçe aklım yetince anladım ve hep şöyle düşündüm bu durumum allahın bana imtihanı çok şükür halime şikayetçi değilim herşeyn gönlünüzce olması dileğiyle .sewgiyle
 
Arkadaşım spastikengellilerin yaşamdaki zorluklarında detaylıca bahsetmişsin. Gerçekten engelin her türlüsü hem zor hemde sosyal hayatmızı etkileyecek boyutlarda olabilmektedir. İste bütün bunlara göğüs gererek bu zorluklarla mücadele edebilmeliyiz.
 
ya ben buna başka bir açıdan bakmak istedim ön yargılar içinde kalmış bir adam olarak değildee...yazı yerlerin altını çizerek düşüncemi açıklamak istiyorum spastik arkadaşımızın serzenişine...sitemlerine...
kendini çok güzel ifade etmiş artılarla eksilerle...
şimdi altını çizdiim yerler çok insanın yaşantısında olabilecek güzel durumlar herkes konferansta yüzlerce insan tarafından alkışlanamaz...herkes eğitmen-rehber-eğitimci olamaz herkes hem evin yaramaz çocuğu olupta olgun olamaz...
fiziksel görünümden ziyade kasılmalarından ziyade insanın aklı ruhu olsun ve ben birçok spastik engeli insanın cin gibi başarı sağlayan baylar ve bayanlar olarak görüyorum....spastik arkadaşımız insanların düşüncelerinin aksini ispatlıyor zaman içinde kendilerini topluma kanıtlıyorlar...
bence spastikte kendini aslında kendine kanıtlamış arkadaşlarımızdan herkez 4 mevsimde yaşayamaz senin yaşadığın gibi...alkışlarla....diyorum...bu bir onurdur..bence olumsuz yönlerden çok olumlu yönlerden bakarsan dahada süper olacak diye düşünüyorum hayata ve spastik engelli olan arkadaşlardan tek ricam lütfen sizi üzecek her olaydan uzak durmanız çünkü her hastalığın panzehiri moraldir moralsiz insanın hastalığı ne olursa olsun ilerlemesi mümkündür o yüzden önemsememek gerek bazen teferrüatta kalan insanların olumsuz düşüncelerini.....
sevgilerle
 
Bana E-mail olarak gelen,Üstün Dökmen'in "Küçük Şeyşer-2" adlı kitabında yer alan ayrıca "Küçük Şeyler " adılı Programında da konu alan spastiklerle ilgili programında,programa 3 tane spastik engelliyi çıkarıp engelsiz insanlarla spastik engelliler arsındanki farkı irdelediği yazı aşağıda,yorumu sizlere kalmış...Hepimzin zaman zaman iradesine engel olamadığı,ama spastiklerin irade dışı yaptıkları hareketleri insanların acımasızca eleştirilerini, bu konudaki adaletsizliği gözler önüne seriyor...

SPASTİKLER KİME BENZER?

Dünyaya farklı gözlerle bakma konusunda bir başka örnek olsun diye, spastiklerden söz edeceğim sizlere. Bir düşünelim, spastikler, hani şu kolları başları sürekli sallanan, hareketsiz duramayan kişiler, kime benzer? Hemen cevap vereyim, bize benzer.

Spastik, kısaca farklı düzeylerde istemsiz kas hareketi olan kişi demektir. Toplum bu kişilerin “tuhaf” olduklarını(toplum kendisinin normal olduğundan emindir) düşünür. Benim bugüne kadar spastik çok öğrencim oldu. Ayrıca mühendis, avukat, yazar, eğitimci pek çok spastik tanıdım. Bu insanlar size hangi açıdan benzer? Her açıdan.

Spastik ile spastik olmayan arasındaki benzerlikler:

Bir spastikte istemsiz kas hareketi vardır, yani, diyelim ki sağ eli onun iradesi dışında hareket eder. Pek çoğumuzun sağ eli de irademiz dışında hareket etmiyor mu? Örneğin sıkı perhizdesiniz, ancak nasıl olduğunu siz de anlayamaz, kendinizi farkında olmadan buzdolabının karşısında bulursunuz, eliniz ha bire yiyeceklere gider. Ya da çalışırken veya televizyon seyrederken önünüze büyük bir kapla ayçekirdeği koyarsınız, eliniz adeta istem dışı otomatik olarak çekirdeklere gitmeye başlar, kendinizi durduramazsınız. Bazen “Alın yahu çekirdeği önümden” dersiniz. Bu sözleriniz, irade dışı yediğinizin çevreye resmen ilanıdır.

Kiminizin sağ eliyle, önceden planlamadan, yani istem dışı, çocuğunuza bir tokat atıverirsiniz, hani “elimin tersiyle bir tane vurdum” denir ya, işte onlardan.

Kiminizin eli, sizin iradeniz dışında, devletin malına, başkalarının kesesine uzanıverir, vergiden kaçırırsınız mesela. Ondan sonra bu istem dışı davranışınızı açıklayabilmek için “yahu yine şeytan dürttü” dersiniz. Olabilir, sizi şeytan dürter arada. İşte bir spastikle aranızdaki tek ciddi fark budur: Her ikinizin de eli istem dışı sağa sola uzanır arada; ancak sizi şeytan dürtmüştür, spastikleri ise şeytan dürtmez.

Sağ elinizi istem dışı kullanma konusunda spastiklerle aranızda, en azından bir bakış tarzına göre benzerlik vardır. Aranızdaki bir başka benzerlik ise şudur: onlar da liseyi, üniversiteyi bitirebilir, siz de. Onlar da düşünürler, üzülürler, ağlarlar, siz de. Ama sonuçta onlara “spastik veya cerebral-paulsyli” denilir, bize “normal”. Onların spastik olduğuna uzmanlar karar verdi de bizim-yukarıda sıralanan bütün o tuhaflıkları yapan bizlerin- normal olduğumuza kim karar verdi?


KÜÇÜK ŞEYLER-2 / ÜSTÜN DÖKMEN (syf:53-54)
 
Üst Alt