Merhaba arkadaşlar,
Bugün öğle saatlerinde net e girdiğimde şirine kardeşimin çığlıkları ile birdenbire sarsıldım, deli deli deli deli diyee çığlıklar atıyordu, gözlerimi ekrana biraz daha yaklaştırdım ve ben ne olduğunu anlamaya çalışırken birdenbire deli huni karşımda belirdi, tekbir çeker gibin naberrr çekti bana, bu sefer kafamı huniye doğru çevirdim, ne var loo dedim, loo deme len dedi bana, peki deli dedim huni ni düzelt ve başlayalım sohbete...
Deli ye demiştim birkaç hafta önce "eğer işin kadıköy'e düşerse mutlaka bana haber ver" diee mübarek bu ya bugün kadıköy e geliyom dedi bana, birden bire bir heyecan sardı beni, sitenin en gizemli insanlarından ve sitenin delisi ile tanışma şerefine nail olacaktım, hemen bir okkk çektim, kadıköy iskelede buluşuoz dedim saat ve tam yeri kararlaştırdık ve ben benim külüstüre atlayıp çıktım hemen yola, yolda giderken bir düşüncedir aldı beni, ben sağır'ım bu delii anlaşabilcez mi laa dedim kendi kendime, neyse vardık buluşma yerine, ben bekliyom bizimki insin diye vapurdan, huni kendini tarif etmişti yeşil pantolon yeşil üst ve baston diye, ben beklerken bir baktım vapurdan 70 li yaşlarda yeşil pantolonlu, yeşil kareli çeketli bir amca çıktı elindede bastonu, tabii ben mosmor kesildim, yok bu o değildir diye kendi kendimi inandırmaya çalışırken o amca etrafta birini arar gibi bakınıp durmaya başlayınca dedim tamam naynay olduk şimdi ne konuşcam ben bu morukla yaf diye düşünüp kaçmaya hazırlanıyordum ki bir baktım yemyeşil komando pantolonu üzerinde kurukafalı shirt ve yeşil renkli paltosu ve ustalıkla bastonu üzerinde sanki koşa koşa fırlayan bizim deli yi gördüm, biranda hemen gözgöze geldik, ve 40 yıllık dostmuş tokalaştık sarıldık, ondan sonracıma bizim lokal e gittik biraz oturup sohbet ettikten sonra deli bu ya bu güzel havada canı balık yemek istemiş, benimde işime geldi, ne zamandır yememiştim şöle güzel bir hamsi, beraber gittik hamsileri yuvarladık, ondan sonracııma o günlük sohbet istirahatgahımıza doğru yola çıktık, yolda giderken bakıyom bizimkinin gözleri devamlı biryerlerde dolaşıyo, tabii bozuntuya vermiyom )) ondan sonra güzelce geldik yerimize çaylarımızı söyledik başladık ordan burdan siteden dinden siyasetten ahlaktan ahlaksızlıktan deli nin maceralarından, benim maceralarımdan konuşmayaaaa....
Bu sohbet sırasında kendimi çok şanslı hissediyordum, çünkü deliyi tanıma şansını bulmuştum, tek kelime ile harika bir insan, kafalarımızda uyuştu çokşükür, deli benim gençlikte yaşadığım hayatımı yaşıyomuş hemde yüzyıllardır ...
Bu dost canlısı deli yaratık ile geçirdiğim güzel saatlerin herkese nasip olması dileklerimle, birde delinin maceralarını sohbet odasında kendi ağzından dinlemenizi tavsiye ediyorum.... Okuyan herkese teşekkürler.
Bugün öğle saatlerinde net e girdiğimde şirine kardeşimin çığlıkları ile birdenbire sarsıldım, deli deli deli deli diyee çığlıklar atıyordu, gözlerimi ekrana biraz daha yaklaştırdım ve ben ne olduğunu anlamaya çalışırken birdenbire deli huni karşımda belirdi, tekbir çeker gibin naberrr çekti bana, bu sefer kafamı huniye doğru çevirdim, ne var loo dedim, loo deme len dedi bana, peki deli dedim huni ni düzelt ve başlayalım sohbete...
Deli ye demiştim birkaç hafta önce "eğer işin kadıköy'e düşerse mutlaka bana haber ver" diee mübarek bu ya bugün kadıköy e geliyom dedi bana, birden bire bir heyecan sardı beni, sitenin en gizemli insanlarından ve sitenin delisi ile tanışma şerefine nail olacaktım, hemen bir okkk çektim, kadıköy iskelede buluşuoz dedim saat ve tam yeri kararlaştırdık ve ben benim külüstüre atlayıp çıktım hemen yola, yolda giderken bir düşüncedir aldı beni, ben sağır'ım bu delii anlaşabilcez mi laa dedim kendi kendime, neyse vardık buluşma yerine, ben bekliyom bizimki insin diye vapurdan, huni kendini tarif etmişti yeşil pantolon yeşil üst ve baston diye, ben beklerken bir baktım vapurdan 70 li yaşlarda yeşil pantolonlu, yeşil kareli çeketli bir amca çıktı elindede bastonu, tabii ben mosmor kesildim, yok bu o değildir diye kendi kendimi inandırmaya çalışırken o amca etrafta birini arar gibi bakınıp durmaya başlayınca dedim tamam naynay olduk şimdi ne konuşcam ben bu morukla yaf diye düşünüp kaçmaya hazırlanıyordum ki bir baktım yemyeşil komando pantolonu üzerinde kurukafalı shirt ve yeşil renkli paltosu ve ustalıkla bastonu üzerinde sanki koşa koşa fırlayan bizim deli yi gördüm, biranda hemen gözgöze geldik, ve 40 yıllık dostmuş tokalaştık sarıldık, ondan sonracıma bizim lokal e gittik biraz oturup sohbet ettikten sonra deli bu ya bu güzel havada canı balık yemek istemiş, benimde işime geldi, ne zamandır yememiştim şöle güzel bir hamsi, beraber gittik hamsileri yuvarladık, ondan sonracııma o günlük sohbet istirahatgahımıza doğru yola çıktık, yolda giderken bakıyom bizimkinin gözleri devamlı biryerlerde dolaşıyo, tabii bozuntuya vermiyom )) ondan sonra güzelce geldik yerimize çaylarımızı söyledik başladık ordan burdan siteden dinden siyasetten ahlaktan ahlaksızlıktan deli nin maceralarından, benim maceralarımdan konuşmayaaaa....
Bu sohbet sırasında kendimi çok şanslı hissediyordum, çünkü deliyi tanıma şansını bulmuştum, tek kelime ile harika bir insan, kafalarımızda uyuştu çokşükür, deli benim gençlikte yaşadığım hayatımı yaşıyomuş hemde yüzyıllardır ...
Bu dost canlısı deli yaratık ile geçirdiğim güzel saatlerin herkese nasip olması dileklerimle, birde delinin maceralarını sohbet odasında kendi ağzından dinlemenizi tavsiye ediyorum.... Okuyan herkese teşekkürler.