Psikolojik olarak iyileşmek, hastalığı kabul etmek bence hastalığın tedavisinden daha önemli.
Bakın ben size bir öykü anlatayım.
Ege kıyılarımızın bir beldesinde antik bir tapınak var. Bu tapınak söylendiğine göre eskiden felçlileri iyi eder, ayağa kaldırırmış.
Ancak, tapınağa iyileşmek için gidenlere bir şart konulmuş. İçeri girmek için ince uzun dar bir tünelden geçmek gerekiyor. Eğer hasta kişi bu tüneli geçip içeri girebilirse tedaviye alınıyormuş.
Şimdi böyle bir ön eleme, zaten ayağa kalkma veya iyileşme potansiyeline sahip, sorunlarının büyük kısmı psikolojik olan kişileri seçer. Gerçek bir felçli öyle bir tünelden kendi başına geçemez. Dolayısıyla zaten fiziksel sorunu sınırlı olup, sorunlarının kaynağı kafasında olan kişiler bu tür bir yöntemle "iman gücüyle" iyileşirler.
Ancak, bu yapılan uygulamanın bir şarlatanlık olduğu gerçeğini değiştirmez.
"İnanan insanlara faydalı olmak" ile "inanmayanlara faydalı olamamak" çok kesin bir şarlatanlık emaresidir. Çünkü gerçek tedavi yöntemleri (örneğin bir antibiyotik) inanan veya inanmayan ayırımı yapmaz. Herkeste aynı etkiyi gösterir.
Bu tür kişiler umut taciridir. Başkalarının çaresizlikleri üstünden para, şan, şöhret kazanırlar. Adı geçen kişi de para, şan ve şöhret sahibidir. O yüzden fazla söze de gerek yok. Gittim, huzur buldum diyen kişileri eleştiremem. Ama bu durum o kişinin ne olduğu gerçeğini değiştirmez.